EKONOMİ - 04 Aralık 2019 Çarşamba 09:39

Bu sezon bol ancak istenilen irilikte olmayan hamsi için "1 yıl avlanmasın" önerisi

A
A
A
Bu sezon bol ancak istenilen irilikte olmayan hamsi için "1 yıl avlanmasın" önerisi

Denizlerde av yasağının 1 Eylül'de sona ermesinin ardından başlayan av sezonunda bu sezon hamsi avında son yıllara göre artış yaşanırken, hamsinin iriliği ve boyunun istenilen boyutta olmaması av yasağının bir yıl uzatılması tartışmasını gündeme getirdi.

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Cemal Dinçer bu sezon hamsinin nispeten ince ancak miktar olarak bol olduğunu belirterek yasağın 1 yıl süreyle uzatılması durumunda hamsinin boyutunda önemli bir fark oluşacağını ve ürün kalitesinin artacağını söyledi.

Son yıllarda hamsinin neslinde küçülme görüldüğüne dikkat çeken Dinçer, “İnceliğini bir önceki yıllardaki avcılıkla bir bütün olarak düşünmek lazım. Hamsi, her ne kadar erken yaşlarda olgunluğa ulaşan bir balık olsa da biz daha önce hamsinin hep küçüklerini avladığımız için yani ergen olmamış sıfır, artı bir yaş grubunu avladığımızdan nesli gittikçe küçülmektedir. Yani, hamsi üreyemeden avlanmış olduğu için bir sonraki yıla yeterince geçememiş oluyor. Hamsinin büyüklüğüne baktığımız zaman muhtemelen şu anda hamsiler sıfır, bir yaş, belki iki yaş arasında çok az bulunur diye düşünüyorum. Hâlbuki normalde hamsiyi sıfır ve üç yaşa kadar görebilmemiz gerekir. Bize göre av yasağının sadece süresi değil, belki hamsi için bir yıl avlanmayabilir. Çünkü hamsi, çabucak büyüyen bir balık olduğu için ileriki yıllarda daha iri, daha kaliteli bir ürüne kavuşması mümkün olabilir" dedi.

Hamsinin Karadeniz’in en popüler balığı olduğunu kaydeden Dinçer "Karadeniz'de hamsiye göre diğer balıklar daha az. Hamsi miktar olarak avcılığımızın yüzde 60’ını oluşturuyor. Genel olarak balıkçılık yönetimi açısından sorumlu bireyler ve tüketiciler olarak diğer balıklar içinde aynı hassasiyeti göstermemiz gerekir. Av yasağı bir yıl uzatılırsa hamsinin boyutunda önemli bir fark oluşur, ürün kalitesi artar. Biraz daha da bollanır bunda hiç şüphe yok. Mevcut av yasaklarımız aslında çok yetersiz değildir. Mevcut av yasaklarımız çoğunlukla büyük bir isabettir. Önemli olan bunların sahadaki uygulamalarındaki başarı oranıdır. Yoksa sanki biz; denizlerimiz korunmuyor avcılık bilinci hiç yokmuş gibi bir şey söylememiz ebetteki yanlış olur. Giderek artan çevre bilinci iyiye doğru gitmektedir. Bu süreç her zaman olduğu gibi dinamik bir süreçtir ve her katılımcıdan katkıyı bekler" diye konuştu.

Bu sezon bol ancak istenilen irilikte olmayan hamsi için

“Bu sezon hamsi bol ancak ince”

Hamsinin bu sezon bol ancak ince çıktığına işaret eden Dinçer, “Bu seneki av verilerine baktığımızda hamsinin nispeten ince ancak miktar olarak yeterince bol olduğunu söyleyebiliriz. Geçmiş yıllarda uzun dönem av verilerine bakıldığında özellikle Karadeniz’deki pelajik balıklarda hamsi ile palamut arasında ters bir ilişkinin olduğunu söylememiz mümkündür. Genel olarak hamsinin bol olduğu dönemde palamudun az, palamudun az olduğu dönemde hamsinin bol olduğunu söyleyebilmemiz mümkündür. 2017-2018 yılları arasındaki karşılaşmaya baktığımızda palamutta yüzde 300 artış, hamside ise yüzde 60 oranında bir düşüş olduğunu görmekteyiz. Bu yıl palamut sezonu geçti ancak palamut yok denecek kadar az idi. Hamsi sezonu ise halen devam etmekte ancak şu ana kadar erken olmakla birlikte elimizdeki mevcut av verilerine baktığımızda hamsinin bolluğunun yeterli düzeyde olduğunu söylememiz mümkündür. Dolayısıyla bu durumda hamsi ile palamut arasındaki ters ilişkinin doğru olduğunu söyleyebiliriz” dedi.

“Hamsinin göçü deniz suyu sıcaklığı ve besin durumuna bağlı”

Prof. Dr. Cemal Dinçer, hamsinin göçmen bir balık olduğu, göç durumunun ise deniz suyu sıcaklığı ve besine bağlı olduğunu kaydetti. Dinçer, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

“Hamsi göçmen bir balık. Kışlamak üzere Karadeniz’deki kıyılarımıza gelmektedir. Özellikle rutin olarak takip ettiği döngüyü büyük ölçüde deniz suyu sıcaklığına bağlı olarak devam ettirmektedir. Ancak deniz suyunda meydana gelen ekolojik değişimler özellikle su sıcaklığı ve besin bolluğu buna bağlı olarakta göçteki standart takipte değişiklikler olabilmektedir. Normal olarak hamsinin Karadeniz’de av verme periyodu 3,5-4 ay gibi olması gerekir. Kasım ayında başlayıp Mart’a kadar düzenli bir şekilde yani, homojen bir dağılım gösterir idi. Yaklaşık 15-20 yıl öncesine kadar bizim gözlemlerimiz hep bu yönde idi. Özellikle son 5-10 yıldır hamsinin doğal olarak takip ettiği alışılmış göç durumunun da değişiklikler yaşanmaktadır. Su sıcaklığındaki değişimler ve besin bolluğuna bağlı olarak hamsi, yiyeceğini nerede buluyorsa oraya doğru, bir de uygun ortamı bulması durumunda göçünde değişiklikler yaşanmaktadır. Yani erken gelip erken gidebilmektedir. Veyahut erken gelip geç gidebilmekte. Hamsi sürü oluşturan bir balık olduğu için avlanma tekniği açısından da böyle bir teknik üzerinden örneğin gır gır avcılığı tekniği ile avlanabildiği için dağınık olarak sularımızda bulunmuş olsa bile biz hamsiyi yok olarak görebilmekteyiz. Çünkü avlanabilecek kadar bir sürü oluşturmamış olabiliyor.”

Bekir Koca - Ozan Köse
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Kuyumcular vatandaşları altın alırken dikkat etmeleri yönünde uyardı Gaziantep’te düğün sezonunun açılmasıyla altın fiyatlarındaki yükseliş vatandaşları imitasyon ürünlere yöneltti. Kuyumcular ise vatandaşları altın alırken dikkat etmeleri yönünde uyardı. Gaziantep’te düğün sezonunun açılmasıyla beraber imitasyon ürünler reyonlarda yerini almaya başladı. Düğün hazırlığı sürecinde altın fiyatlarını araştıran vatandaşlar, altından ayırt edilmeyecek kadar gerçekçi olan imitasyon takılara rağbet göstermeye başladı. Gündelik yaşamında bilezik, yüzük, kolye, küpe gibi takılara ilgi duyan vatandaşlar altın fiyatlarındaki yükseliş nedeniyle son dönemde imitasyon ürünlerin satıldığı mağazaları tercih etmeye başladı. Kuyumcular ise vatandaşları gerçek altın alırken dikkat etmeleri yönünde uyararak, “Vatandaşlar gerçek altın alırken güvenilir yerler dışında altın almaması gerekiyor. 50-100 TL ucuza alacağım derken daha düşük ve kalitesiz yerlerden almasınlar. Bu onlara farklı boyutta sıkıntılar açabilir” dedi. “Kuyumculuktan imitasyon sektörüne geçmeye karar verdik” Altın fiyatlarındaki yükseliş dolayısıyla imitasyona ilginin arttığını ve ayırt etmenin zor olduğunu söyleyen Çağatay Kasapoğlu, kuyumculuktan imitasyon sektörüne geçmeye karar verdiklerini ifade etti. Kasapoğlu, “Altın alan müşterilerin azalmasından dolayı bizde bu sektöre geçmeye karar verdik. Gerçek altından hiçbir farkı yok. Sadece işin duayeni olan kuyumcular anlayabiliyor. Normal vatandaş hiçbir şekilde ayırt edemez. Birebir altın işçiliğinde olan ürünlerdir” dedi. “İmitasyon ürünler 100 TL’den alıcı buluyor” İmitasyon ürünlerin her çeşidinin bulunduğunu ve ilginin en çok düz işçiliksiz bileziğe olduğunu söyleyen Kasapoğlu, “Gaziantep’te imitasyon bileziklerde en çok düz işçiliksiz olan ürünler, lazer bilezik, burma bilezik, kibrit çöpü ve ajda gibi modeller daha çok tercih ediliyor. Gelin adaylarının yanı sıra normal vatandaşlar aksesuar amaçlı alıyor ve gelinlere göre daha fazla rağbet gösteriyorlar. Bundan 2-3 yıl öncesine kadar talep daha az oluyordu. İmitasyon ürünlerde ortalama fiyatlarımız ise la kaplama ürünlerde 100 TL’den başlarken altın kaplama ürünlerde ise 150 TL’den başlıyor” ifadelerini kullandı. “Günlük 15’e yakın vatandaş gerçek altın sanarak bize getiriyor” Vatandaşların imitasyon ürünleri gerçek altın sanarak getirdiğini söyleyen kuyumcu Cuma Kaya, “İmitasyon ürünler insanları dolandırmak için de kullanılıyor. Gerçek altın yerine sahte olan yani imitasyon ürünü tercih ediyorlar. Piyasa da ise aşırı derecede imitasyon ürün çoğaldı. Bize günlük 15’e yakın vatandaş gerçek altın sanarak imitasyon ürün getiriyor. Fiyatlar çok yüksek olduğu için vatandaşlar ister istemez imitasyona yöneldi. 10 gramlık gerçek altın bilezik bir vatandaşın asgari ücretini fahiş derecede aşıyor. Dolayısıyla vatandaşlarda bundan dolayı mecburen imitasyona yöneliyor” şeklinde konuştu. “Bazı imitasyonları biz bile ayırt edemiyoruz” İmitasyon ürünlerin fark edilemeyecek kadar kaliteli üretildiğini söyleyen Kaya, vatandaşlara dikkat etmeleri yönünde uyarılarda bulunarak, “Bir sarraf olarak ayırt etmek kolay ama bazı imitasyon ürünler geliyor biz bile ayırt edemiyoruz. Ateşe vurmadığımız sürece zorlanıyoruz. Çeşit çeşit piyasaya sürülüyor. Yarı gerçek yarı sahte olan var bakırı fazla karışan var. Vatandaşlar gerçek altın alıyorlarsa eğer güvenilir yerler dışında altın almaması gerekiyor. 50-100 TL için daha düşük ve kalitesiz yerlerden altın almaması lazım. Bu onlara farklı boyutta sıkıntılar açabilir. Altının oyunu olmaz” diye konuştu.