SAĞLIK - 10 Aralık 2022 Cumartesi 11:07

Bulunamayan ilaç sayısı giderek artıyor

A
A
A
Bulunamayan ilaç sayısı giderek artıyor

13. Bölge Erzurum Eczacı Odası Başkanı Ecz. A. Caner Güven, bulunamayan ilaç sayısının giderek arttığını söyledi. Başkan Güven, “Konuyu bizzat Sayın Sağlık Bakanımıza da ilettik. Çünkü mesele artık ticari bir mesele değil, halk sağlığını tehdit eder bir konu haline gelmiştir. Bir an önce çözüm bulunmasını istiyoruz” dedi.

Son birkaç yıldır özellikle Ocak - Şubat aylarında yaşanılan ilaç tedariki problemi bu yıl kendini daha erken hissettirmeye başladı. Özellikle çocukların kullandığı ağrı kesici - ateş düşürücüler, antibiyotikler, göz ve kulak damlaları, kanser ilaçları, tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçlar, tansiyon gibi bazı kronik ve bir kısım genetik hastalıklarda kullanılan ilaçlar ‘bulunamayanlar’ listesinin başını çekiyor.

“Net bir açıklama yapmıyorlar”

Tedarik krizinin gün geçtikçe büyüdüğünü belirten 13. Bölge Erzurum Eczacı Odası Başkanı Ecz. A. Caner Güven, “İlaç hammadde fiyatlarındaki artış ve tedarik zincirinin bozulması ile girdi maliyetlerinin ve giderlerin artması, yurtdışına yoğun şekilde ilaç satışı da dahil olmak üzere bir çok nedenle ilaçtaki tedarik krizi giderek büyüyor. Firmaların üretim yapıp yapmadığını, üretiyorsa bu ilaçların ne kadarının ülkemize verilip ne kadarının yurtdışına satıldığını biz de bilemiyoruz. En acı olansa konunun asıl muhataplarının net bir açıklama yapmıyor olması. Yeterli ilaç üretiliyor ya da ithal ediliyor mu; üretiliyorsa nereye satılıyor? Bunun öğrenilip kamuoyu ile acilen paylaşılması gerekiyor” dedi.

“Günlerdir hatta aylardır bulamıyoruz”

Haftalardır ecza depolarında ya ilaç bulamıyor, ya da çok kısıtlı sayıda bulduklarını kaydeden Başkan Güven, şöyle dedi.

“Halkımızın çok aşina olduğu ama yasal nedenlerle ismini veremediğimiz en temel çocuk ve yetişkin antibiyotikleri ve yine çok bildiğiniz ateş düşürücüleri de eşdeğerlerini de temin edemiyor ya da ancak birkaç adet bulabiliyoruz. Gerek ilimizde ve bölgemizde, gerek ülkemizde eczacı ve depo WhatsApp grupları ve sosyal medya platformları hastalarına ilaç arayan eczacılarımızın mesajları ile dolu. Eczacı Odası aracılığı ile hastalara ulaştırılan hayati öneme haiz ilaçları da günlerdir hatta bazılarını aylardır bulamıyoruz.”

“Bakanlığa ilettik”

“Konuyu 54 Eczacı Odası Başkanı ve Türk Eczacıları Birliği Yönetiminin de olduğu bir görüşmede bizzat Sayın Sağlık Bakanımıza da ilettik. Çünkü mesele artık ticari bir mesele değil, halk sağlığını tehdit eder bir konu haline gelmiştir. Özellikle kış aylarının başlaması ile artan hastalık oranı karşısında neredeyse bitme noktasına gelen ilaç tedariği korkutan senaryoları aklımıza getiriyor. Yaşanan bu olumsuzlukların büyük bir kısmı aslında biraz da ilaçların fiyatları ile alakalı! Ülkemizde ilaç fiyatları EURO kuru üzerinden belirleniyor. Bu ayarlama her yıl Şubat ayında yapılır. Bu ayarlama yapılırken bir önceki yılın EURO kuru ortalamasının yüzde 60 ya da yüzde 70’i esas alınıyor. Şu anda ilaçta kabul edilen EURO kuru 7,86 Türk Lirası. Bu rakamlar üzerinden firmalar ayrıca yüzde 41’e kadar ayrıca bir iskonto yapıyor. Döviz kurlarındaki dalgalanma ile mevcut kur ile ilaç fiyat hesaplamasında kullanılan kur arasındaki makas açıldı. Arada neredeyse 2.5 kat fark var. Bu firmalar için gerek yurtdışından ithalatta, gerek imalatta ciddi problemlere neden oluyor. Şu ana kadar süreç depo ve eczanelerin gelirleri kaldırılarak bir şekilde ilerletildi. Ancak sorun giderek büyüyor. Bazı firmalar zarar ettikleri gerekçesi ile devlete yapmaları gereken iskontoları da yapmadığı için vatandaşımızın ödediği ücret de giderek artıyor.”

“Hastalarımız eczane eczane ilaç arıyor”

Geçmiş yıllarda ilaç yokluklarının hesabının eczanelerin ve depoların ilaç stokladığı iddiası ile yapılan denetimlerle yine eczacılara sorulduğuna şahit olduklarını hatırlatan Başkan Caner Güven, şunları söyledi.
“Ancak Türkiye’de ilaç devletimizin takibi ve kontrolü altındadır. Biz ilaç sektörünün hastaneler de dahil olmak üzere bütün paydaşlarının görüşü alınarak, bu meseleye kalıcı bir çözüm bulunmasını talep ediyoruz. Özellikle nöbetlerde hastalarımız eczane eczane ilaç arıyor. Olmayan, bulunamayan ilaçlar nedeni ile kuyruklar oluşuyor. Ne reçetede yazılan ilaçları, ne de eşdeğerlerini tedarik edip hastalarımıza ulaştıramıyoruz. Hiç bir eczane hastasına elinde olan ilaç için YOK demez, diyemez. Bu ne insanlığa, ne ettiğimiz meslek yeminine, ne de kanunlarımıza uygun değildir.”

“Yetkililer sorun yok dese de”

“Şubat ayında kur güncellemesi beklentisi var. Ancak bu zaman kadar ilaç tedariğinin nasıl sağlanacağı, nasıl çözümle üretileceği konusunda halâ bir açıklama yapılmadı. Yetkililer ilaç tedariğinde sorun yok dese de sadece bölgemize hizmet veren depolardaki olmayan, tedarik edilemeyen ya da stoğu 5 adetin altına düşen ilaçların sayısı artık yüzlerle ifade ediliyor. Bir oran vermek elbette güç, maalesef veriler de bizlerle sağlıklı bir biçimde paylaşılmıyor. Ancak ilaç bazında tedarik sorunu her dört ilaçtan birisi haline gelmiş durumda. İlaca YOK demek için tamamen tükenmesini bekleyemeyiz. Meslekî sorumluluğumuz yaklaşan tehlikeyi haber vermeyi ve önlem alınması için çağrı yapmayı gerektiriyor”

“En pahalı ilaç bulunamayan ilaçtır”

“Halk sağlığını tehdit eder noktaya hızla yaklaşan bu sorunun kalıcı olarak çözülmesi gerektiğine inanıyoruz. İlaçların bulunamayışının sadece eczanelerde değil, hastanelerde de baş göstermesi en büyük endişemiz. Unutmayın ki en pahalı ilaç, bulunamayan ilaçtır. Ve bu sorun giderilene, vatandaşlarımız ilaçlarına sorunsuz bir şekilde erişene kadar da sesimizi duyurmaya devam edeceğiz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.