ASAYİŞ - 28 Haziran 2019 Cuma 15:50

Buse için 20 metrelik görüş mesafesi umut oldu, aramalar yeniden başladı

A
A
A
Buse için 20 metrelik görüş mesafesi umut oldu, aramalar yeniden başladı

Kemer’de 24 Ocak günü meydana gelen hortum felaketi sırasında kaybolan 20 yaşındaki üniversite öğrencisi Kader Buse Acar, 155'inci günde Sahil Güvenlik Komutanlığına bağlı dalgıçlar tarafından yeniden denizde aranmaya başlandı.

Talihsiz kızın annesiyle birlikte içinde bulunduğu otomobilin sürüklendiği Ağva Deresi’nin denizle birleştiği noktanın açıklarına giden Sahil Güvenlik timi 12 metre ile 20 metre arasındaki derinlikte Buse’nin izlerini aradı. Dalgıçların arama yaptığı sırada sahilde bekleyen baba Ahmet Acar, sık sık dua okurken, arada bir eşine göndermek için cep telefonuyla fotoğraf çekti. 

Kemer’de 24 Ocak'ta meydana gelen hortum felaketi sırasında kaybolan 20 yaşındaki Kader Buse Acar, 155'inci günde Sahil Güvenlik Komutanlığına bağlı dalgıçlar tarafından yeniden denizde aranıyor. Deniz altında görüş mesafesinin 20 metre civarında olduğu belirtilirken, bu imkanı değerlendirerek aramaların Kumluca istikametinde Alacasu ve Phaselis koylarına kadar devam edeceği öğrenildi.

Buse için 20 metrelik görüş mesafesi umut oldu, aramalar yeniden başladı

"Umutluyuz, çaresiziz" 

Aramaları izlerken gazetecilerin sorularını yanıtlayan baba Ahmet Acar, umutlu ancak çaresiz olduklarını belirterek şöyle konuştu: 

“Belirlediğimiz noktalarda arama yapmaya çalışıyoruz. Eşim ve ben umudumuzu yitirmedik bulmaya çalışacağız. Allah verirse bulmaya gayret gösteriyoruz. Devletten, sahil güvenlikten, jandarmadan Allah razı olsun. Çok iyi çalıştılar ama bulamadık. Çaresiziz. Umutları değerlendirmeye çalışıyoruz. Belirlenen kritik noktaları tekrar aramaya çalışıyoruz. Allah kimsenin başına böyle bir acı vermesin.”

Buse için 20 metrelik görüş mesafesi umut oldu, aramalar yeniden başladı

"Allah’ımıza inanıyoruz, devletimize güveniyoruz" 

Buse’nin nerede olduğuna ilişkin kesin bilgi bulunmadığını belirten Ahmet Acar, “Suyun akış noktalarına göre bakılıyor. Derede mi denizde mi olduğunu bilmiyoruz bir yerde taşa takılıp kaldı mı bilmiyoruz. Bazı eşyaları derede bulundu; şalı, küpesi, çantası, telefonunun şarj cihazı derede ayakkabısı sahilde bulundu. Dere ve sahile önem veriyoruz. DSİ de zemin temizleme çalışmasına bir an önce başlarsa umudumuz var. 160. güne yaklaşırken Allah’ımıza inanıyoruz devletimize güveniyoruz, umudumuzu yitirmedik” diye konuştu.

"Dere yatağı temizlense iyi olacaktı" 

DSİ’nin dere yatağında biriken kum ve çakılı temizleme çalışmalarına başlamasının Buse’nin bulunması açısından iyi olacağını belirten Ahmet Acar, “Ama sanırım Korkuteli’nde ihtiyaç olmuş makineleri oraya göndermişler. Buraya gelmeleri Ağustos sonunu bulur dediler. Aslında bir an önce başlanılsa iyi olur da kimseye bir şey diyemiyorum. Herkes elinden gelen gayreti gösterdi. Aşırı derecede aradım ama bulamadık. Sadece üzüntüyle eşim ve ben yaşamaya çalışıyoruz” dedi.  

Hanım Türk
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.