ASAYİŞ - 15 Kasım 2019 Cuma 08:53

Büyükçekmece’de kasklı saldırgan dehşet saçtı

A
A
A
Büyükçekmece’de kasklı saldırgan dehşet saçtı

Büyükçekmece’de motosiklet kaskı takan saldırgan, iş yerlerinin önünde oturan amca ile yeğenine kurşun yağdırarak olay yerinden kaçtı. 1’i ağır 2 kişinin yaralandığı dehşet anları güvenlik kameralarına yansıdı.

Olay, dün gece 20.30 sıralarında Büyükçekmece Mimaroba’da bulunan bir kırtasiye önünde meydana geldi. Kısa bir süre önce devir aldıkları kırtasiye önünde taburede oturan Saim A. ve amcası Hakkı A. motosiklet kaskı takan saldırganın hedefi oldular. Kimliği belirsiz saldırgan, amca ile yeğenine kurşun yağdırdıktan sonra, kendisini bekleyen bir motosiklet ile olay yerinden uzaklaştı. Saim A. bacağından 2 kurşun ile yaralanırken, Hakkı A. boynuna ve vücuduna gelen kurşunlar ile ağır yaralandı. Olayı gören esnaf arkadaşları hemen yardıma koşarak yaralananları, yakında bulunan tıp merkezine götürdüler.

İlk müdahalenin ardından durumu ağır olan Hakkı A. Bakırköy Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne, Saim A. ise Bağcılar Devlet Hastanesine sevk edildi.

Olay yerine gelen polis ekipleri, çevrede güvenlik önlemleri aldı. Delil çalışması yapan ekipler, görgü tanıklarını dinleyerek kamera kayıtlarını inceledi. Polisin saldırganı yakalama çalışması sürüyor.

Dehşet anları güvenlik kamerasında

Büyükçekmece'de yaşanan dehşet anları güvenlik kameralarına da saniye saniye yansıdı. Görüntülerde, Saim A. ile Hakkı A.’nın olaydan önce iş yerlerinin önünde taburede oturup sohbet ettikleri görülüyor. Bu sırada motosiklet kasklı saldırganın önce bir tur keşif yapıp daha sonra ikilinin yanına gelip yakın mesafeden ateş ettiği kameralara yansıyor. Bu sırada yan tarafta bulunan kafede yaşanan panik ve telaş anları da güvenlik kamerasına yansıyor.

Erdal Can İçelli

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Sosyal Güvenlik Haftası başladı 13-19 Mayıs tarihleri arasında kutlanacak olan Sosyal Güvenlik Haftası kapsamında, toplumda sosyal güvenlik bilincinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması amaçlanıyor. Her yıl 16 Mayıs’ı içine alan hafta, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından Sosyal Güvenlik Haftası olarak kutlanıyor. Bu yıl da 13-19 Mayıs tarihleri arasında kutlanacak olan Sosyal Güvenlik Haftası kapsamında, toplumda sosyal güvenlik bilincinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması amaçlanıyor. Sosyal güvenlik nedir? Sosyal güvenlik, bireylerin hastalık, yaşlılık, işsizlik ve kaza gibi risklere karşı koruyan ve yaşam standartlarının korunmasını sağlayan bir sistemdir. SGK tarafından yürütülen sosyal güvenlik sistemi, sağlık sigortası, emeklilik sigortası, işsizlik sigortası ve kaza sigortası gibi çeşitli dalları kapsıyor. Sosyal Güvenlik Haftası’nın önemi Sosyal Güvenlik Haftası, toplumda sosyal güvenlik bilincinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için önemli bir fırsat. Bu hafta kapsamında düzenlenen çeşitli etkinlikler ile vatandaşlara sosyal güvenlik sisteminin işleyişi, hak ve yükümlülükleri hakkında bilgi veriliyor. Sosyal Güvenlik Haftası kapsamında yapılacak etkinlikler SGK tarafından Sosyal Güvenlik Haftası kapsamında çeşitli etkinlikler düzenlenecek. Bu etkinlikler arasında; Bilgilendirme stantları: SGK’nın il ve merkez müdürlüklerinde kurulacak bilgilendirme stantlarında vatandaşlara sosyal güvenlik sistemi hakkında bilgi verilecek. Seminerler ve konferanslar: Sosyal güvenlik sisteminin farklı dalları ile ilgili seminerler ve konferanslar düzenlenecek. Basın-yayın çalışmaları: Sosyal güvenlik sistemi ile ilgili basın-yayın çalışmaları yapılarak toplumda farkındalık oluşturulacak. Sosyal medya çalışmaları: Sosyal medya platformları üzerinden sosyal güvenlik sistemi ile ilgili bilgiler paylaşılacak. Türkiye’nin yüzde 99,3 GSS kapsamında SGK’dan yapılan açıklamada şu ifadeler yer verildi: ’’Türkiye olarak ne kadar güçlü olduğumuzu salgın döneminde tüm dünyaya gösterdik. Ülkemiz, bu sıkıntılı günlerde sağlam temeller üzerine inşa edilen Genel Sağlık Sigortası sistemimiz sayesinde tüm dünyaya örnek oldu. 2002’de yüzde 70 olan Genel Sağlık Sigortası’nın kapsamı bugün yüzde 99,3’e ulaşmış durumda. 2016 yılında yapılan düzenlenme ile Genel Sağlık Sigortası primi tek kaleme indirildi. Geliri brüt asgari ücretin üçte birinin üzerinde olan kişilerin ödemesi gereken prim tutarı 2024 yılı için 600,08 TL’dir. Bu kişiler aylık olarak ödeyebilecekleri bu cüzi tutarla hem kendileri hem de bakmakla yükümlü oldukları eşleri, çocukları ile anne ve babaları sağlık güvencesine sahip olmasalar bile GSS kapsamında olup sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanma hakkına sahip oluyorlar. Kayıt Dışı İstihdam ile mücadele ediyoruz Sosyal Güvenlik Reformu’nun hayata geçmesi ile birlikte atılan önemli adımlardan bir tanesi de kayıtlı istihdamın özendirilmesi ve bu bilincin arttırılmasına yönelik çalışmaların önem kazanmasıdır. Cezanın yerini teşvikin, denetimin yerini rehberliğin aldığı bir anlayışı hayata geçirmeye çalıştık ve bilinçlendirme, farkındalık, etkin rehberlik ve denetim faaliyetlerine öncelik verdik. Kayıt dışı istihdamın genişlemesi, bir taraftan çalışanların güvencesiz kalmasına yol açarken, diğer taraftan da kayıtlı istihdam aleyhinde haksız rekabete yol açmaktadır. Hafta kapsamında kayıt dışı istihdamla mücadele konusunda çalışmalarımıza değinerek toplumun tüm kesimlerinde sigortalı çalışmaya destek verilmesi konusunda farkındalık oluşturmak istiyoruz. SGK çalışanlarımızın da gayretiyle çalışmalara katma değer katacak tüm taraflarla iş birliği içerisinde bir çalışma anlayışı yürütüyoruz. Kurum olarak verdiğimiz hizmetlerin iyileştirmesi, prim teşviki uygulamaları, veri paylaşımına dayalı çapraz denetimler, bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmaları, yenilikçi uygulamalarımız ve tabii ki kayıt dışı istihdamın yoğun olduğu alanlarda hayata geçirdiğimiz projeler kayıt dışı istihdamın düşürülmesine önemli katkı sunmaktadır. Vatandaşlara çağrı SGK, tüm vatandaşları Sosyal Güvenlik Haftası kapsamında düzenlenecek etkinliklere katılmaya ve sosyal güvenlik sistemi hakkında bilgi edinmeye davet ediyor. Sosyal Güvenlik hakkında bilgi edinebileceğiniz kaynaklar SGK web sitesi: sgk.gov.tr/ Çalışma ve Sosyal Güvenlik İletişim Merkezi “ALO 170” Sosyal güvenlik il ve merkez müdürlükleri SGK sosyal medya hesapları Sosyal Güvenlik hepimizin hakkıdır Sosyal Güvenlik Haftası’nı kutlar, tüm vatandaşlara sağlıklı ve huzurlu bir yaşam dileriz.’’
Afyon Sokak köpekleri en acı Anneler Günü hediyesini verdi Afyonkarahisar’da dün gece geç saatlerde başıboş sokak köpekler, girdikleri kümeste 27 tavuğu telef ederken, kümesin sahibi genç kadın ise üzüntüsü ve tepkisini ‘Anneler Günü hediyesi’ bu diyerek dile getirdi. Olay, dün gece geç saatlerde Erkmen beldesi Çakır mahallesinde meydana geldi. Beldede yaşayan Bağatur ailesinin evlerinin bahçesindeki kümese giren 3 sokak köpeği aile üyelerinin beslediği 27 tavuğu boğarak veya parçalayarak telef etti. Sesleri duyup dışarı çıkan aile üyeleri kümese girdiklerinde korkunç manzara ile karşılaştı. "Başıboş köpek sorununun ülke gündeminden düşmesini istiyorum” Olayın ardından İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine konuşan Hamdi Bağatur, olayın gece geç saatlerde yaşadığını kaydederek, “Buradaki başıboş sahipsiz köpekler tel örgülü kümesimize saldırması üzerine 27 tavuğumuzu telef ettiler. Burası kentin en güzide yerlerinden yemyeşil bir yer olan Çakır mahallesi. Bahar ayı olmasına rağmen eşimle sokakta ve bahçelerde gezemiyoruz. Ben köpek düşmanı değilim ama başıboş köpek olmaması lazım. İnsanların bilhassa çocukların hayatına mal olmaya başladı. Güvenlik sorunu var, yerel yöneticilerimiz ve devleti yönetenlerden verdikleri vaatlerin arkasında durmasını istiyorum. Başıboş köpek sorununun ülke gündeminden düşmesini istiyorum” dedi. “Bakmayacağız köpeği neden alırsınız, sonra neden sokağa salarsanız, kimin vebali bu” Beslediği tavukları telef olan Nazmiye Bağatur ise elleri ile küçükken besleyerek büyüttüğü tavuklarının telef olmasına çok üzüldüğünü kaydederek şunları söyledi: “Ben tavuklarımı sobanın kenarında büyüttüm. Gelip gördüğümde perişan oldum. Bunların hepsi can 27 tavuk 3 köpeğin saldırması sonucu telef oldu. Saldıran köpekler ev cinsi köpeklerdir. Bakmayacağız köpeği neden alırsınız? Sonra neden sokağa salarsanız, kimin vebali bu? Bu bana Anneler Günü hediyesi, bu olay başımıza Anneler Günü’nde geldi.”
İstanbul Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: "Müslümanlar kendi sorunlarını çözebilecek potansiyele fazlasıyla sahip" Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Filistin’de yaşanan katliama gelen tepkilere ilişkin, "Farklı din mensuplarından üniversite öğrencilerine, akademi dünyasından, sanat ve siyaset çevrelerine kadar milyonlarca insanın Gazze’deki soykırıma duyarsız kalmadığını görmek memnuniyet vericidir. Bizler, bu duyarlılığı artırma yönünde daha fazla çaba sarf etmeliyiz” dedi. Erbaş ayrıca, Müslümanların kendi sorunlarını çözebilecek potansiyele fazlasıyla sahip olduğunu belirterek, "Müslümanlar olarak yarınlara umutla bakabilmemizin yolu, birlik, beraberliğimizi güçlendirmekten, her alanda ortak akıl, yaklaşım ve söylem geliştirmekten ve uygulanan çifte standarda, haksızlığa, zulme, işgale karşı yekvücut bir şekilde karşı koymaktan geçmektedir" diye konuştu. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İstanbul’da düzenlenen “Dünya İslam Bilginleri İstişare Zirvesi”ne katıldı. Çok sayıda Müslüman ülkeden din adamını bir araya getiren zirvenin açılış oturumunda konuşan Erbaş, İslam medeniyetinin bin yıl boyunca bütün bilim dallarında dünyayı aydınlattığını belirterek, bugün Müslümanların bu büyük mirası hakkıyla sahiplenemediğini dile getirdi. “Anarşi üreten terör örgütleri, hedef olarak gençleri seçmektedir” Günümüzde algıların gerçeğe galip geldiğini ve popüler kültürün psikolojik baskısına en fazla da gençlerin maruz kaldığına işaret eden Erbaş, “Bir yanda tüketim sektörü ve gösteriş tutkusu, diğer tarafta tefrika ve anarşi üreten terör örgütleri, hedef olarak gençleri seçmektedir. Zararlı alışkanlıklar, bağımlılıklar, batıl akımlar, sapkın yönelişler, dijital ortamların olumsuz etkileri ve bilhassa gençlerin yalnızlığını ve çaresizliğini istismar eden illegal yapıların faaliyetleri, yaşanan krizleri içinden çıkılamaz hale getirmektedir” ifadelerini kullandı. “Terör devleti İsrail, bugün tüm insanlığın huzurunu tehdit ediyor” Filistin’de yaşanan katliama ilişkin de konuşan Erbaş, “Vicdanı, ahlakı, hukuku ve insanlığı hiçe sayan gözü dönmüş azgın bir topluluk, Filistin’de tam bir vahşet uyguluyor. Gasp edilmiş topraklar üzerinde emperyalist emellerle kurulan, sömürgeciler tarafından şartız desteklenen ve 75 yıldır tam anlamıyla ifsat aracı olarak varlık gösteren bir terör devleti, bugün tüm insanlığın huzurunu tehdit ediyor. Gelinen noktada siyonizmin insanlık için nasıl bir musibete dönüştüğünü hep birlikte görüyoruz. Bu akıl almaz vahşet karşısında, dünyanın birçok yerinde gerçekleştirilen Filistin’e destek yürüyüşleri, ümitsizliğe kapılmamak gerektiğini bizlere hatırlatmaktadır. Farklı din mensuplarından üniversite öğrencilerine, akademi dünyasından, sanat ve siyaset çevrelerine kadar milyonlarca insanın Gazze’deki soykırıma duyarsız kalmadığını görmek memnuniyet vericidir. Siyonistlerin barbarlığı karşısındaki bu asil ve onurlu duruşlarından dolayı başta gençler olmak üzere, vicdanının sesine kulak veren herkese teşekkür ediyorum. Bizler, bu duyarlılığı artırma yönünde daha fazla çaba sarf etmeliyiz” ifadelerini kullandı. Bugün mazlum coğrafyalarda yaşanılan sıkıntıların temelinde, Müslümanların çok ciddi hatalarının ve ihmallerinin olduğunu dile getiren Erbaş, bu sıkıntılar karşısında Müslümanların birlik gösteremediğini ifade etti. “Müslümanların güçlerini birleştirmekten başka bir seçeneği yok” Müslümanların kendi sorunlarını çözebilecek potansiyele fazlasıyla sahip olduğuna dikkati çeken Erbaş, “Gerek ilim ve medeniyet birikimimiz, gerek yer altı ve yer üstü doğal kaynaklarımız, gerekse genç ve dinamik nüfusumuz, bu anlamda bizi ayrıcalıklı kılan önemli zenginliklerimizdir. Bu zenginlikten hakkıyla istifade edebilmek için öncelikle İslam dünyasında ortak bir bilincin ve ortak bir iradenin geliştirilmesi gerekmektedir. Müslümanlar olarak yarınlara umutla bakabilmemizin yolu, birlik, beraberliğimizi güçlendirmekten, her alanda ortak akıl, yaklaşım ve söylem geliştirmekten ve uygulanan çifte standarda, haksızlığa, zulme, işgale karşı yekvücut bir şekilde karşı koymaktan geçmektedir. Güçlü küresel yapıların belirleyici olduğu bir dünyada, söz sahibi olabilmeleri için Müslümanların siyasal, kültürel ve finansal alanlarda güçlerini ve imkanlarını birleştirmekten başka bir seçeneği yoktur.” “Müslümanların uyanışına alimlerimiz öncülük etmeli” İslam dünyasının eğitim, aile, gençlik, çevre, gıda, ekonomi, teknoloji gibi konularda ve bütün alanlarda işbirliğini en güçlü hale getirmek zorunda olduğunu ifade eden Erbaş, “Bu noktada İslam ulemasına büyük görevler düşmektedir. Müslümanların uyanışına elbette alimlerimiz öncülük edecektir. Bölgemizde, İslam coğrafyasında ve dünyanın her köşesinde dökülen kanların, yitirilen canların, uygulanan zulümlerin, yaşanan mağduriyetlerin son bulması buna bağlıdır. Müslümanların ümmet bilincini diri tutması gerekiyor. Kardeşliğimizi her türlü söylem ve eylemimize yansıtmanın gayreti içinde olmalıyız. Aramızdaki ortak zemini güçlendirecek çalışmalara hız vermeliyiz. Her türlü zulüm ve haksızlık karşısında müşterek bir hareket kabiliyeti geliştirmeli, İslam’ın ve Müslümanların imajını zedeleyen, inancımıza ve değerlerimize saldıranlara karşı dayanışma içinde olmalıyız. Daha planlı, programlı ve yaptırım gücü barındıran çalışmalarla, ortak sorunlarımızı kalıcı bir çözüme kavuşturmalıyız” ifadelerini kullandı.
Edirne Merkezi Hekim Randevu Sistemi’nde yeni dönem hastaları memnun etti Merkezi Hekim Randevu Sistemi’nde (MHRS) "Onaylı Randevu" dönemi başladı. Hayata geçirilen uygulama hastaları memnun etti. Hastanelerde onaylı randevu dönemi başladı. Yeni dönemde hastalar, randevu tarihinden bir gün önce ya onay verecek ya da gelemeyeceğini bildirmek zorunda olacak. Hastanelerden randevu almak için kullanılan MHRS ve ALO 182’de yeni dönem başladı. Artık vatandaşlar, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıkladığı Onaylı Randevu Sistemi ile aldığı randevuya bir gün öncesinden onay vermek zorunda olacak. İptal edilen randevular, talep eden ve bekleyen hastalar için değerlendirilecek. Merkezi Hekim Randevu Sistemi’nde yeni bir dönemin başladığını söyleyen Edirne Sağlık Müdürü İshak Yıldırım, Uygulamanın hastalara randevu almada avantaj sağlayacağını ifade etti. MHRS’den randevu alan hastaların bir gün öncesinden saat 20.00’ye kadar geleceğini onaylaması gerektiğini aktaran Yıldırım, "Eğer onaylamazsa randevu boşa düşüyor ve randevu aldığı saatten bir saat öncesine kadar yeni hastalara randevu verebiliyoruz" dedi. 182 çağrı merkezini arayarak talep bırakan hastaların öncelikli olduğunu söyleyen Yıldırım, "Yani ben örneğin ortopediden randevu almak istiyorum deyip talep bırakan hastamıza, randevu alıp onaylamayan veya gelmeyeceğini belirten hastanın yerine randevu verebiliyoruz" dedi. 65 yaş üstü hastalar ile kanser hastalarının bu onaya dahil olmadığını belirten Yıldırım, yeni onay sistemiyle beraber randevusuna gelmeyecek hastalardan boşalan sıra ile günlük olarak çok daha fazla hastanın randevu alarak hekime ulaşabileceğini ifade etti. Muayene olmak için Uzunköprü’den Sultan 1. Murat Devlet Hastanesi’ne gelen Sevil Efe, uygulamanın hastalara büyük kolaylık sağlayacağını ve zaman kaybının da önüne geçileceğini aktardı. Muayene olmak için Sultan 1. Murat Devlet Hastanesi’ne gelen Gülderen Erdoğan, randevu bulmanın zor olduğunu ve bu uygulamanın bekleyen hastalar için güzel olduğunu ifade etti. Muayene olmak için Sultan 1. Murat Devlet Hastanesi’ne gelen Sebahat Eren, uygulamanın güzel olduğunu ve hastalara kolaylık sağlayacağını belirtti.