ASAYİŞ - 18 Eylül 2018 Salı 22:10

Çanakkale'de top mermisi imha edildi

A
A
A
Çanakkale'de top mermisi imha edildi

Çanakkale’nin Eceabat ilçesi Seddülbahir köyü yakınlarında yapılan Seddülbahir Kalesi Restorasyon, Çevre Düzenleme ve Teşhir-Tanzim Projesi sırasında bulunan ve Çanakkale Savaşları'ndan kaldığı tahmin edilen patlamamış top mermisi, kontrollü şekilde imha edildi.

Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı tarafından yapılan Seddülbahir Kalesi Restorasyon, Çevre Düzenleme ve Teşhir-Tanzim Projesi sırasında, patlamamış 130 milimetre çapındaki bir top mermisi bulunarak, jandarmaya bilgi verildi. Top mermisinin bulunduğu alana gelen uzman ekip, incelemelerde bulunarak, imha edilmesine yönünde karar verdi. Bunun üzerine top mermisi kontrollü şekilde patlatıldı. Patlamadan sonra mermiden geriye sadece zırh delici olarak isimlendirilen bölümü kaldı. 

Bu tarz olayların devamlı yaşandığını ve topların gerekli çalışmalar ile güvenli bir şekilde imha işlemi gerçekleştirildiğini ifade eden Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, tarihi alandaki çalışmalarının hız kesmeden devam ettiğini söyledi.

Kaşdemir, "Gerek Çanakkale Deniz, gerek Kara Savaşları sırasında yoğun muharebelerin yaşandığı bir noktadayız, tarihi bir mekandayız. Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı olarak restorasyon çalışmalarımızı yürütürken patlamamış top mermileri bulunduğunu duyduk ve hemen gerekli önlemleri alarak güvenlik kuvvetlerimize Jandarmamız haber verdik. Jandarmamızın kontrolünde de bu patlamamış top mermileri imha edilecek. Restorasyon çalışmalarımızı devam ettirirken bir taraftan restorasyon sürecimizi yapmak durumundayız. Bir taraftan da çok özenli ve ihtimamlı davranarak aslına uygun orijinal tarihi dokuyu bozmadan çalışma yapmak durumundayız. Bir taraftan da toprağın altından çıkabilecek bu tür tehlikeli patlamamış top mermilerine karşı da dikkatli olmak durumundayız. Bugün onlardan bir tanesini yaşıyoruz. Biz çalışmalarımızı yaparken Tarihi Alanda bir çok noktada top mermisi bulduk ve bunları da aynı prosedüre uygun bir şekilde güvenlik kuvvetlerimizin jandarmamızın yardımıyla tehlikeli olmaktan çıkarıp imha ediyoruz" şeklinde konuştu.

Ayrıca Seddülbahir Kalesi Restorasyon çalışmaları esnasında 23 adet 205'lik Türk Ordusunun Çanakkale Savaşı'nda kullanmış olduğu Alman Krupp toplarının mermileri de bulundu.

Murat Yüksel 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.