KÜLTÜR SANAT - 12 Aralık 2017 Salı 17:23

Cengiz Aytmatov doğum gününde anıldı

A
A
A
Cengiz Aytmatov doğum gününde anıldı

Dünyaca ünlü Kırgız yazar, devlet adamı, siyasetçi Cengiz Aytmatov, doğumunun 89. yıl dönümünde İstanbul’da anıldı.

Kırgızistan Başkonsolosluğu, İBB Kültür A.Ş., Türk Dünyası Belediyeler Birliği ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nin işbirliği ile 12 Aralık Salı günü (bugün) gerçekleştirilen programda, ünü Türk dünyasını aşarak dünya edebiyatının önemli isimleri arasına girmeyi başarmış Cengiz Aytmatov’un çok yönlü kişiliği üzerine konuşmalar yapıldı.

İBB Kültür A.Ş. Genel Müdürü Rıdvan Duran, Kırgızistan İstanbul Başkonsolosu Erkin Sopokov ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Duman’ın açılış konuşması ile saat 14.00’te başlayan “Doğumunun 89. Yılında Cengiz Aytmatov” başlıklı program, fikir adamlığı ve bilge kişiliği ile de bilinen Aytmatov’un Türk dünyasına yaptığı önemli katkıları farklı açılardan ortaya konuldu.

"BİZE SEVGİNİN EMEK OLDUĞUNU ÖĞRETTİ"

İBB Kültür A.Ş. Genel Müdürü Rıdvan Duran, "Bugün Cengiz Aytmatov’un 89. doğum günü vesilesi buradayız. Türk dünyası arasındaki kardeşlik bağlarını, edebiyat gibi güçlü bir harç ile sağlamlaştıran Büyük Üstad Cengiz Aytmatov’u rahmetle anıyoruz. Aytmatov bize sevginin emek olduğunu öğretti. Biz de bugün vatan sevgimizi, bu ülkeye hizmet ederek ve emek vererek göstermeye çalışıyoruz" dedi.

Türkiye-Kırgızistan ilişkilerine katkılarından dolayı "Üstün Hizmet Ödülü" ile ödüllendirilen Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Fahri Solak’ın oturum başkanlığını üstlendiği anma programında, Marmara Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ramazan Korkmaz “Aytmatov’un Evrensel Bakış Açısı”, Cengiz Aytmatov’un oğlu Askar Aytmatov “Aytmatov Ailesi ve Babam”, Yıldız Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yakup Çelik “Aytmatov’un Hikayeciliği, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Mesut Koçak “Ölüyoruz Demek ki Yaşanılacak: Aytmatov’un Eserlerinde Ölümün Sosyal Boyutu” ve Dicle Üniversitesi Çağdaş Türk Lehçeleri Bölümü Öğretim Görevlisi Abdulmukaddes Kutlu ise “Aytmatov’un Çağrısı” başlıklı birer konuşma yaptı.

OĞLU DA KONUŞTU

Askar Aytmatov, babası ile bir anısını anlatarak başladığı konuşmasında, “Sene 1975’te ben halen öğrenciydim. Babama Türkiye’deki bir yayınevinden bir davet geldi. Sovyetler Birliği totaliter bir ülkeydi. Kapitalist bir ülkeye çıkmak ise aya gitmekten çok daha zordu. Babam bana, ’Türkiye’ye gidiyorum’ dedi. Ben de ona, ’Beni de götür’ dedim. Bir sürü soruşturmadan sonra babamla birlikte gitmeme müsaade edildi. Bu Türkiye ziyareti hem benim için hem de babam için çok büyük bir tecrübeydi. Türkiye’ye geldiğimizde kendimiz gibi insanlarla karşılaştık ve çok yakın bir alaka gördük. Bu karşılaşma benim kaderim için bir dönüm noktası oldu. Annem doktordu, ben de doktor olmak istiyordum. Ama Türkiye gezisi benim doktorluk planlarımı tamamen değiştirdi. Siyasete atıldım, ülkem için ve Türk dünyası için çalışmaya karar verdim" dedi.

Askar Aytmatov’un konuşmasının ardından Türkiye’de Cengiz Aytmatov üzerine çalışmaları ile bilinen Prof. Dr. Ramazan Korkmaz: "Daha 9 yaşında bir çocukken Cengiz Aytmatov’un babası gözlerinin önünde kurşuna diziliyor. Yazar Sovyet rejimi altında daha başka birçok travmatik hadise yaşıyor. Ama yine de o, Stalin’e bile kin tutmuyor. Onun eserlerindeki temel motivasyon kin değil, insan sevgisi" diyerek Aytmatov’un eserlerindeki insan olmak şuurunu nasıl ortaya koyduğunu ifade etti.

Korkmaz’ın ardından söz alan YTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yakup Çelik, "Cengiz Aytmatov’un eserlerinde ’Savaşın yıkıcı atmosferinde yaşanan acılar kimin suçudur?’ sorusu önemli bir yer tutar. Savaş karşıtlığı söz konusu olduğunda Aytmatov dünyanın en önde gelen yazarlarından biri olarak anılmalıdır" dedi.

Yapılan konuşmaların ardından plaket törenine geçildi. Törenin ardından, Kırgız sanatçılar Bek Borbiev, Altınbek Alimov ve Talant Kadirov dinleyicileri etkileyici performanslarıyla, Anadolu’dan Orta Asya’ya uzanan tarihi bir yolculuğa çıkardı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Filistin Dayanışma Platformu, İsrail’in Refah’ta başlattığı saldırıyı Ankara’da protesto etti Ankara’da bulunan Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla İsrail’in başlattığı saldırıyı protesto etmek için Amerikan Büyükelçiliği önünde toplandı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından 1 buçuk milyona yakın Gazzeli, Refah kentine sığınmıştı. İsrail’in Refah kentine yönelik başlattığı hava saldırısının ardından Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla saldırıyı kınamak için Ankara’da bulunan Amerikan Büyükelçiliği önünde çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte İsrail’i protesto etti. Elçilik binası önünde toplanan kalabalık, İsrail’i protesto etmek için "İnsanlık onuru siyonizmi yenecek" ve "Susma haykır soykırıma hayır" sloganları attı. Öte yandan kalabalık, İsrail askerleri tarafından Kudüs’te öldürülen Hasan Saklanan’ı ise rahmetle anmayı unutmadı. Grup adına basın açıklamasında bulunan Zeynel Abidin Özkan, İsrail’in Gazze’ye yönelik düzenlediği saldırıların ardından Refah sınır kapısına sığınan yaklaşık bir buçuk milyona yakın Gazzeli’nin 214 gündür açlıkla boğuştuğuna dikkati çekti. "Soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar" Refah’a başlatılan saldırılarla birlikte bölgede can güvenliği sorununun da başladığının altını çizen Özkan, “214 gündür dünyanın gözü önünde Filistin’de kardeşlerimiz İsrail soykırımına maruz bırakılıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamalara; İsrail, lobi faaliyetleriyle tüm ülkelere müdahale ettirmeye ve İsrail yetkililerinin ceza almaması için bir çaba içerisine girdi. Hepimiz gördük ki aslında adalet İsrail için varmış ve tüm ülkeler de İsrail’in soykırımını desteklemek için çalışıyormuş. Bugün ortaya çıkan belgelerde görüldü ki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail’in soykırımına ortak olan yöneticilerinin ceza almamasına yönelik baskı içeren mektuplar mahkemeyi köşeye sıkıştırmak adına kullanılıyor. Biz inanıyoruz ki hem mahkemede görülen davada hem de Güney Afrika’da devam eden davada soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar” ifadelerini kullandı.