GÜNDEM - 10 Aralık 2016 Cumartesi 22:25

CHP Grup Başkanvekili Levent Gök'ten anayasa teklifi yorumu

A
A
A
CHP Grup Başkanvekili Levent Gök'ten anayasa teklifi yorumu

CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, “MHP’nin üzerinde durduğu 4 madde korunuyor şeklindeki iddia yanıltıcıdır. İlk 4 madde Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik rejim olduğunu iddia eder. Bu iddia bu teklifle ortadan kaldırılmak istenmektedir” dedi.

CHP Grup Başkanvekili Gök, TBMM’de basın toplantısı düzenleyerek, AK Parti’nin anayasa değişiklik teklifini değerlendirdi. 140 yıllık parlamenter demokrasiye ağır bir darbe indirilmek istendiğini savunan Gök, “MHP’nin üzerinde durduğu 4 madde korunuyor şeklindeki iddia yanıltıcıdır. İlk 4 madde Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik rejim olduğunu iddia eder. Bu iddia bu teklifle ortadan kaldırılmak istenmektedir” dedi.

CHP Grup Başkanvekili Gök şunları kaydetti:

“Olağanüstü hal koşullarında anayasanın tartışma ortamının bulunmadığı, medyanın büyük bölümünün tutuklu olduğu, basın yayın kurumlarının kapatıldığı ortamda, anayasal sınırların ortadan kaldırıldığı ortamda Türkiye Cumhuriyeti’nin böyle bir tartışmanın içine çekilmesi, her iki partinin hem Türkiye Cumhuriyeti’ne hem de Türk halkına yaptıkları en büyük saygısızlıktır. Türkiye Cumhuriyeti’nde başkanlık sistemin karşı miting düzenlemek isteyenlerin mitinglerinin önlendiği, 4 kişinin bir araya gelmesine olanak tanınmayan ortamda Türkiye Cumhuriyeti’nde ne demokrasiden ne de Anayasa’nın uzlaşma metni olarak hazırlanmasından bahsedebiliriz. Yangından mal kaçırırcasına tüm muhalefetin sesini kesen anlayışla demokrasini d’sini konuşulamadığı ortamda kimse Anayasa değişikliğinin demokratik olduğu anlayışından bahsetmesin. Uzlaşma kültürü Türkiye Cumhuriyeti’nde yok edilmiştir. MHP’nin ilerde anlayacağımız hangi gerekçeyle böyle bir tabloda AKP’nin Başkanlığı önerdiği ve katkı sağladığı da sorgulanacaktır. Ben yine de MHP tabanın sağduyulu davranacağına ve rejim değişikliğine engel olacağına inanıyorum.”

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuran CHP’nin ve onun kadrolarının yıllar sonra tek partiden çok partili sisteme geçerken Türkiye Cumhuriyeti’ni demokrasiyle taçlandırırken, bugün kendilerin demokrat diyen iki parti tek parti döneminin son verdiği anlayışla tekrar tek adam rejimine dönme arayışını birlikte sürdürdüklerini belirten Gök, “İki partinin kapalı kapılar arkasında konuştuğu maddelerden hangi sivil toplum kuruluşu hangi partilerin haberi oldu, kimsenin haberi yok. Böyle bir metne karşı Türk milleti gerekli cevabı verecektir. Türkiye Cumhuriyeti çok anlamsız tartışmanın için sokuldu. Yürütmenin başı Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı devletin birliğini temsil edecek, nasıl olacak bu. Cumhurbaşkanı tüm partilere karşı tavır alacak. Cumhurbaşkanı devletin bütünlüğünü savunduğundan bahsedebilir miyiz? Cumhurbaşkanı’na kararname yetkisinin verilmesi nereye varacak bunu sonu” dedi.

Darbeye karşı koydukları gibi dikta anlayışına karşı mücadelelerini sürdüreceklerini belirten Gök, “Böyle bir tablo Türkiye Cumhuriyeti’ni daha da kutuplaştıracaktır. Herkesin kutuplaştığı görüşlerde uzlaşmaya varılmasının zorlaştığı sürece doğru gidiyor. Tam da FETÖ’nün istediği gibi Türkiye Cumhuriyeti’ni kutuplaştırmaya sokacak gerekçiyi kimsenin Türkiye Cumhuriyeti halkına dayatmaya hakkı yoktur. Böyle bir tablo Türkiye Cumhuriyeti’nin çok yönden olumsuz etkileneceği bir zaman dilimini bizlere gösterecektir. Anayasa tartışması yapmanın koşulları yok Türkiye’de. Önce OHAL’i kaldırmak lazım. Bu anayasa teklifinden önce olması gereken bir ortamda yapılması gereken pek çok konu varken bunları kenara bırakacaksınız ama ülkemizi OHAL koşullarında tartışmanın içine sokacaksınız ve bir kesim alabildiğince medyadan faydalanacak, bir kesim görüşlerini ifade etmek için yan yana geldiğinde toplantıları iptal edecek ve böyle bir ortamda Anayasayı tartışacağız” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin ucube bir yönetim anlayışına sürüklenmek istendiğine dikkat çeken Gök, “Kavramlar çelişkili. Sistemin Başkanlıkla yönetilen ülkeler gibi denetleme maddeleri göremiyoruz. Cumhurbaşkanı’nın Yüce Divan’a sevki neredeyse imkansız hale sokulmuş, denetlenemeyen Cumhurbaşkanı, kararname hazırlayan Cumhurbaşkanı, Meclisin içinde de AKP, MHP çoğunluğunun çıkaracağı HSYK üyeleriyle Türkiye Cumhuriyeti bir karambole doğru sürükleniyor” diye konuştu.  

Ahmet Umur Öztürk

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Filistin Dayanışma Platformu, İsrail’in Refah’ta başlattığı saldırıyı Ankara’da protesto etti Ankara’da bulunan Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla İsrail’in başlattığı saldırıyı protesto etmek için Amerikan Büyükelçiliği önünde toplandı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından 1 buçuk milyona yakın Gazzeli, Refah kentine sığınmıştı. İsrail’in Refah kentine yönelik başlattığı hava saldırısının ardından Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla saldırıyı kınamak için Ankara’da bulunan Amerikan Büyükelçiliği önünde çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte İsrail’i protesto etti. Elçilik binası önünde toplanan kalabalık, İsrail’i protesto etmek için "İnsanlık onuru siyonizmi yenecek" ve "Susma haykır soykırıma hayır" sloganları attı. Öte yandan kalabalık, İsrail askerleri tarafından Kudüs’te öldürülen Hasan Saklanan’ı ise rahmetle anmayı unutmadı. Grup adına basın açıklamasında bulunan Zeynel Abidin Özkan, İsrail’in Gazze’ye yönelik düzenlediği saldırıların ardından Refah sınır kapısına sığınan yaklaşık bir buçuk milyona yakın Gazzeli’nin 214 gündür açlıkla boğuştuğuna dikkati çekti. "Soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar" Refah’a başlatılan saldırılarla birlikte bölgede can güvenliği sorununun da başladığının altını çizen Özkan, “214 gündür dünyanın gözü önünde Filistin’de kardeşlerimiz İsrail soykırımına maruz bırakılıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamalara; İsrail, lobi faaliyetleriyle tüm ülkelere müdahale ettirmeye ve İsrail yetkililerinin ceza almaması için bir çaba içerisine girdi. Hepimiz gördük ki aslında adalet İsrail için varmış ve tüm ülkeler de İsrail’in soykırımını desteklemek için çalışıyormuş. Bugün ortaya çıkan belgelerde görüldü ki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail’in soykırımına ortak olan yöneticilerinin ceza almamasına yönelik baskı içeren mektuplar mahkemeyi köşeye sıkıştırmak adına kullanılıyor. Biz inanıyoruz ki hem mahkemede görülen davada hem de Güney Afrika’da devam eden davada soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar” ifadelerini kullandı.