POLİTİKA - 09 Temmuz 2017 Pazar 18:19

CHP lideri Kılıçdaroğlu: Güvenpark’ta başladığımız yürüyüşü Maltepe’de noktaladık

A
A
A
CHP lideri Kılıçdaroğlu: Güvenpark’ta başladığımız yürüyüşü Maltepe’de noktaladık

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Ankara Güvenpark’ta başladığımız yürüyüşü Maltepe’de noktaladık ama kimse bu yürüyüşün bir son olduğunu düşünmesin” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara’dan başlattığı yürüyüşün ardından Maltepe meydanında düzenlediği mitingde konuştu. Burada toplanan kalabalığa hitap eden Kılıçdaroğlu, yol boyunca yürüdüğü kişilere teşekkür etti.
Yürüyüş sırasında protesto edenlere de teşekkür ettiğini aktaran Kılıçdaroğlu, “Bu ülkeye birinci sınıf demokrasini getireceğiz. Herkes düşüncesini ifade edebilecek. Bir teşekkürüm de güvenlik güçlerimize. Ankara’dan İstanbul’a kadar polisinden jandarmasına bütün güvenlik güçleri bizim burada sağlıklı olarak toplanmamız için çaba harcadılar. Hiçkimse unutmasın biz yürürken taşkınlık yapacağımızı düşünüyorlardı. Vurup kıracağımızı düşünüyorlardı. Dünyanın en barışçıl eylemini yaptık” dedi.

“Olmayan adalet için yürüdük”
Yürüyüş sırasında kalp krizi geçirerek hayatını kaybede Hasan Tatlı’ya Allahtan rahmet dilediğini aktaran Kılıçdaroğlu, “Neden yürüdük? Bu sorunun cevabını da izin verirseniz vereyim. Olmayan adalet için yürüdük. Mazlumların hakkı için, hapisteki milletvekilleri, tutuklu gazeteciler için yürüdük. Üniversiteden atılan hocalar için yürüdük. KHK ile üniversite hocalarının kapının önüne konulması tam bir demokrasi ayıbıdır. Kamu görevlerinden atılanlar için, çocuk işçiler için, orman köylüleri için, hapisteki askerler, linç edilen askerler için yürüdük. FETÖ’ye karşı olduğumuz için yürüdük. Terör örgütlerine karşı olduğumuz için, yargı siyasetin emrine verildiği için yürüdük. Şiddet mağduru kadınlarımız için yürüdük, Mavi Marmara şehit ve gazileri için yürüdük. FETÖ’nün siyasi ayağı ortaya çıksın, gerçek darbeciler yargılansın diye yürüdük, 249 şehidimiz için yürüdük. Şehitler ve gaziler arasında ayrım yapılamaz. Ayrım yapılmasın diye yürüdük” diye konuştu.

“9 Temmuz bir yürüyüşün sonu değil birlikte yaşam iradesinin ortaya konmasının tarihidir”
“Özetle bu ülkede adalet için yürüdük” diyen Kılıçdaroğlu, “9 Temmuz yeniden doğuşun tarihidir. 9 Temmuz bir yürüyüşün sonu değil bir barışın, bir birlikte yaşam iradesinin ortaya konmasının tarihidir. Kuran’ı Kerim’de adaletle hükmediniz, işi ehline veriniz der. Peygamberimizin veda hutbesinin temeli de adalettir. Onun için diyoruz ki önce adalet. Hak, hukuk, adalet. Siyaset ahlak, adalet temelli yapılmak zorundadır. Siyaset ülkeyi birleştirmektir, bölmek değil, kutuplaştırmak değil. Hiç kimsenin etnik kimliğine göre, inancına göre siyaset yapmayacağız. Yapanlar vatan hainidir” dedi.

“Darbeyi de önleyeceğiz, adaleti de getireceğiz”
‘Adalet sokakta aranmaz’ şeklinde eleştirilere maruz kaldığını aktaran Kılıçdaroğlu, “Adalet teslim alınmışsa adalet arayışımızın tek yeri sokaktır. Adalet, adalet, adalet. Sonuna kadar hak. Hukuk, adalet diyeceğiz. Bize diyorlar ki adalete niye sokakta arıyorsunuz. Ama 15 Temmuz darbe girişimini savuşturan parlamentonun onurlu duruşu ve halkımızın sokağa inmesidir. Darbeyi önlerken sokak iyi, adalet isterken sokak kötü. Darbeyi de önleyeceğiz, adaleti de getireceğiz. Hakimlik kutsal bir görevdir. Hakimin cübbesinde ilik yoktur. Düğme yoktur. Hakim kimsenin önünde eğilmez, ayağa kalkmaz. Ben buradan bütün hakimlere ve savcılara sesleniyorum. Adaletin hakkını korumak benim kadar sizin de görevinizdir. Dik durun, onurlu durun, vicdanınızın sesini dinleyin ve ona göre davranın. Çocuklarınıza, torunlarınıza güzel bir miras bırakın Bu arada AYM’nin değerli başkan ve üyelerine de seslenmek istiyorum. Korkmayın, Korkunun ecele faydası yoktur. Neden korkuyorsunuz? 450 kilometreyi büyük bir keyifle yürüdüm. 450 kilometreyi yürürler mi diye soranlar oldu. Fazla yürümezler, 50-60 kilometrede bırakırlar diyenler oldu. Evet yürüdüm, ülkem için yürüdüm, 80 milyon için yürüdüm. Hiçbir ayrım yapmadım, herkesi kucakladım” ifadelerini kullandı.

“Artık hepimiz umutluyuz”
Bu yürüyüşle toplum olarak korku gömleğini çıkarıp çöpe attıklarını belirten Kılçdaroığlu devamla şöyle konuştu; “Cesur olacağız. Bir milli kurtuluş savaşını vermiş bir milletiz. Yalnız olmadığımızı gördük, tüm dünyaya bunu duyurduk. Umudumuzu yeniden yeşerttik. Artık hepimiz umutluyuz. Biliyorsunuz umut bulaşıcıdır. Ben umutluysam yanımdaki arkadaşım umutludur. Maltepe umutluysa İstanbul, İstanbul umutluysa Hakkari umutludur. Konu adalet olunca bütün farklılıklarımızı bir kenara bırakıp kenetlendik. Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli destanlarından birini yazdık. Peki ne istiyoruz? OHAL kalksın, Türkiye normalleşsin, adliyeye, kışlaya, camiye siyaset girmesin istiyoruz. Hapiste gazetecileri olmayan bir Türkiye istiyoruz özgür medya istiyoruz. Üniversiteleri susturulmuş değil üniversiteleri konuşan bir Türkiye istiyoruz. Düşünceleri susturulmayan bir Türkiye istiyoruz. FETÖ ile mücadelenin göstermelik değil gerçekten yapılmasını ve bu darbe girişiminin siyasi ayağının kesinlikle ortaya çıkarılmasını istiyoruz. Tek adım rejimi değil demokratik parlamenter sistem istiyoruz. Toplumsal barışımızı bozan tüm anti demokratik uygulamaların eşit yurttaşlık temelinde sona erdirilmesini istiyoruz. Biz herkes için adalet istiyoruz. Sadece ve sadece adalet istiyoruz. 25 gündür on binlerce ağızdan hep birlikte aktardığımız hak hukuk adalet talebimizin karşılanmasını istiyoruz. Adalet bir haktır. Adalet hakkımızdır. Biz hakkımızı istiyoruz.”

10 maddelik Maltepe Çağrı metnini okudu
CHP Lideri Kılıçdaroğlu daha sonra hazırladığı sonra hazırladığı 10 maddelik Maltepe Çağrı metnini okudu. Kılıçdaroğlu, çağrı metninde şöyle dedi:
“15 Temmuz darbe girişimini açık bir şekilde lanetliyoruz. 249 şehidimizin aziz hatırası ve 2301 gazimiz için FETÖ terör örgütünün siyasi ayağı ortaya çıkarılmalı ve gerçek darbecilerden hesap sorulmalıdır. İktidar tarafından 20 Temmuz’da getirilen OHAL ile biz buna sivil darbe diyoruz yasama yürütme ve yargı tek elde toplanmıştır. OHAL bir an önce kaldırılmalıdır. Yargıyı siyasetin emrine vermek demokrasiye ihanettir. Kollektif suç gibi insan haklarına aykırı uygulamalardan vazgeçilmelidir. OHAL mağdurlarının yargıya erişim ve sosyal güvenlik haklarını kısıtlayan tüm uygulamalara son verilmelidir. FETÖ ile hiçbir ilişkisi ile bulunmayan ama sırf hükümete muhalif olduğu için görevlerinden alınan akademisyenler görevlerine dönmeli ve tutuklu milletvekilleri serbest bırakılmalıdır. Mesleklerini yaptıkları için tutuklu bulunan gazeteciler serbest bırakılmalıdır. OHAL ortamında ve devlerin tüm imkanları seferber edilerek yapılan anayasa değişikliği gayrimeşrudur. Bu bir mühürsüz seçimdir. Türkiye gayrimeşru bir anayasa ile yönetilemez, yönetilmemelidir. Demokratik parlamenter sistem üzerindeki her türlü vesayet kaldırılmalıdır. Eğitimde laiklik ilkesinin aşındırılmasına son verilmelidir. Sadece hukuk alanında değil toplumsal alanın tüm alanlarında adaletsizlik devam etmektedir. Yoksulluk, yaygın şiddet, terör gibi sorunlara karşı ortak irade geliştirilmelidir. Toplumsal adaletsizliğin en vahimlerinden olan kadın hakları konusunda ayrımcılığın önüne geçilmelidir. Son zamanlarda uygulanan saldırgan dış politika ülkemiz içindeki sorunları da kökleştirmiştir. Türkiye coğrafyasındaki tüm halklara kardeşçe yaklaşan adilane bir dış politikaya dönüş yapmalıdır.”
Yaklaşık 1 saat süren konuşmasının sonunda herkesi çağrılarına sahiplenmeye çağıran Kılıçdaroğlu daha sonra eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile kalabalığı selamlayarak beyaz güvercin uçurdu.

Serdal Altıntepe - İsmail Coşkun - Mustafa Bakırhan - Mustafa Esen - Mehmet Başa 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Eyüpsultan’da hatalı park kavgasında canından oluyordu: Sopayla ve bıçakla saldırdılar Eyüpsultan’da hatalı park nedeniyle tartıştığı şahsın ve yakınlarının bıçaklı ve sopalı saldırısına uğrayan minibüs sürücüsü, kendini markete kilitleyerek saldırganlardan korudu. Öfkeli kalabalık taşla ve sopayla minibüse de zarar verirken, o anlar cep telefonu ve güvenlik kameralarına yansıdı. Olay, dün 16.30 sıralarında Eyüpsultan Girne Caddesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Halil İbrahim Odabaşı minibüsünü evinin önüne park etmek istediği sırada başka bir ticari aracın hatalı park ederek, alanı kapattığını gördü. Bunun üzerine otomobilin üzerinde bulunan telefon numarasını arayan Odabaşı, hatalı park eden sürücüden aracını düzeltmesini istedi. Hatalı park eden kişi aracının park yerini değiştirdikten sonra iki sürücü arasında bir tartışma çıktı. Kısa süreli tartışmanın ardından şüpheli olay yerinden ayrıldı. Ancak şahıs, bir süre sonra aralarında kadınların da olduğu akrabalarından oluşan bir grupla olay yerine geri geldi. Bıçaklı saldırgandan tekme ile kurtuldu Sürücü ile birlikte gelen gruptakiler, Odabaşı’na bıçakla ve sopayla saldırdı. Odabaşı, gruptan bir kişinin bıçaklı saldırısından kurtulmak için tekme atıp ardından markete sığındı. Odabaşı, kendini markete kilitleyerek saldırganlardan korudu. Öfkesini atamayan grup, bu sefer de Odabaşı’nın minibüsüne taşlarla ve sopalarla saldırdı. Çevredeki vatandaşların araya girmesiyle sakinleşen gruptakiler dağıldı. Aracı zarar gören Halil İbrahim Odabaşı, emniyete giderek şikayetçi oldu. Şüphelilerin Odabaşı’nın minibüsüne saldırı anları ise cep telefonu ve güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedildi. “Bu bildiğiniz canavarlık” Yaşanan olayın bir canavarlık olduğunu söyleyen Halil İbrahim Odabaşı, “Saat 4 buçuk 5 arası kapıma geldim. Arabayı park ettim. İsimlerini bilmiyorum, plakayı da tanımıyorum. Arabayı ortaya park ettiği için aradım ve arabayı biraz ileri almasını rica ettim. Ortaya park ettiği için iki tarafa da yanaşamıyordum. Sonra bu arkadaş, 20 dakika sonra geldi. Ani bir çıkış yaptı. Sonra geri geri gelip, yanımda durdu. Benimle tartışmaya girdi. ‘Ben 20 senedir burada oturuyorum. Sen beni arayamazsın’ dedi. Ben de bir ricada bulundum, ’Arabanı çek, ben de yanaşayım’ dedim. Kendi aramızda böyle bir tartışma oldu. ’2 dakika sonra görüşeceğiz seninle’ dedi. Bizde burada arkadaşla muhabbet ederken, arkadaşım bana ‘Koş geliyorlar’ dedi. Ellerinde bıçakla geliyorlardı. Zaten kamera kayıtlarında belli. Ben o anda zaten bakkala doğru koşmaya başladım. Genç arkadaşlardan biri ben o anda arabanın etrafında dönerken bıçakla saldıracaktı. O arada çelme taktı, yere düştüm ben. O anda bıçağı sallarken ben onun karnına vurdum. Kendini geri attı. Mahalledeki genç arkadaşlar bunu tutunca ben de can havliyle bakkalın içine kendimi attım. Kapısını kilitledim bir anda. O anda kapıya vurarak ‘Seni öldüreceğim’ dedi. Mahalledeki eş dost araya girince olay sakinleşti. Arabama geldiğimde çok hasar vardı. Kamera kayıtlarını izlediğimde, hanımı çoluğu çocuğu toplayıp katliama gelmiş resmen. Ben arabamın başına gelince şok oldum zaten. Bu bildiğiniz canavarlık. Ben belki orada ayağımla tepki vermeseydin bugün yaşamıyor olabilirdim” şeklinde konuştu.