POLİTİKA - 10 Şubat 2016 Çarşamba 17:36

CHP Sözcüsü Hristiyan mı?

A
A
A
CHP Sözcüsü Hristiyan mı?

CHP Sözcüsü Selin Sayek Böke, Hristiyan olduğu iddialarına ilişkin, "Ailemin bir tarafı Hristiyan, diğer tarafı Müslüman. Ben o zenginliğin içinde büyüdüm. Bu nefret suçunu işleyenlere inatla böyle yaşamaya devam edeceğim" dedi.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Toplantı yaklaşık 2 saat sürdü. Toplantının ardından Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Böke, düzenlediği basın toplantısında Türkiye’nin bir kez daha acı bir güne uyandığını belirterek, şehitlere Allah’tan rahmet diledi. Böke, “Türkiye’nin bu acı tabloyla karşılaşmış olması, her sabah Türkiye coğrafyasının her köşesinde ağlayan yürekleri ortaya koyuyor olmasının bir sorumlusu var. Bu sorumlu adına çözüm süreci denen AKP sürecini ortaya koymuş olan iktidardır. Bu sorumluluk bölgenin bir silah deposuna dönüştürülmüş olmasına göz yumulmuş olmasından gelmektedir. Biz bu şehitleri vermemeliyiz. Adına çözüm süreci denen ve çökeceği inşasının başından belli olan sürecin alternatifini her zaman ortaya koyduk. Bu süreç siyasi zemini hiçe sayan siyaset dışı meşru olmayan aktörleri masanın etrafına toplayan, masaya siyaseti almadığı için de sürecin çöküşünü baştan hazırlayan bir dönemdi. Bu yaklaşımın sonucunda PKK bölgeyi silah deposuna dönüştürdü. Buna bir son vermek gerekiyor. Buna son verme yükümlülüğü de iktidarın. Ortaya çıkmış olan bu tabloyu bitirmek, teröre son vermek, her vatandaşının canını korumak ve askerinin, polisinin şehit olmadığı günleri Türkiye’ye yaşatma yükümlülüğü iktidarındır. Bu terör son bulmak zorunda” diye konuştu.

“EĞER BİR MASTER PLAN ARIYORSAK, MASTER PLAN MECLİS’TE KABUL EDİLMEYEN BU TEKLİFLERLE ZATEN BEKLİYOR”

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı ‘master plan’ ile ilgili değerlendirmede bulunan Böke, şunları kaydetti:

“Master planının içinin ne kadar boş olduğu, iktidar kanadına yakın medya tarafından bunun manşetlerde görünmemiş olmasıyla açıkça ortaya konuyor zaten. Terörle mücadelenin güçlü, etkili, akılcı bir çerçeveyle ortaya konması gerekiyor. Terörle mücadelenin bir yakasının da Türkiye’de demokrasi, insan hakları ve sorunun çok boyutluluğunu görecek akılcı bir yaklaşımla çözülmesi gerekiyor. Bu gerçeği gözardı eden yaklaşımın çökeceği de yine bir kez daha süreç başlarken ortaya konmuş oluyor. Master plan denen bu eylem planı içerisinde yapılacak bir demokrasi reformundan bahsediliyor. Türkiye’nin herhangi bir reform yapma ihtiyacı yoktur. Eğer samimiyetle bu sorunu demokratik yöntemlerle çözme niyeti varsa gelin CHP’nin defalarca Meclis’te vermiş olduğu kanun teklifini kabul edin. Gelin Meclis’te siyasi zeminde hep birlikte bu sorunu çözmek için toplumsal uzlaşı komisyonunu yarın kuralım. Reform dediğiniz böyle yapılır. Reform dediğiniz sürekli reformdan bahsetmekle yapılmaz. Eğer samimiyseniz gelin Aralık sonunda Meclis’e yine CHP’nin vermiş olduğu bölgede yaşanan acılara merhem olacak ekonomik ve sosyal paketini uygulamaya geçirelim. Gelin prim affı verelim. Esnafımıza sicilinin bozulmaması için destek verelim. Eğer bir master plan arıyorsak, master plan Meclis’te kabul edilmeyen bu tekliflerle zaten bekliyor. Master planda AKP iktidarının vizyonsuz ekonomik anlayışı da çok net ortaya konuyor. Yakıp yıkılmış olan bölgeyi yeniden inşa sürecini bir ekonomik kalkınma paketi olarak ortaya konma zafiyeti gösteriliyor. Gerçekten bölgenin ekonomik kalkınma planına ihtiyacı var. O zaman hiç beklemeyelim. Yıllardır bitirilmemiş olan GAP Projesi’ni gelin yarın yeniden aktif hale getirelim. Gerçek bir ekonomik kalkınma projesi TOKİ medeniyetleri yaratmak değil, bölgede vatandaşa dokunan istihdam yaratmak kaygısı duyar.”

TOKİ medeniyetleri kurma hevesinin ‘Sur bölgesini Toledo yapacağız’ diyen yaklaşımla da ortaya konmuş olduğunu söyleyen Böke, “TOKİ medeniyetlerinin bu tarihi barındırması mümkün değildir” dedi.

“BİZ CHP OLARAK YARIN SABAH KALKTIĞIMIZDA KENDİMİZİ SURİYE’DE BULMAK İSTEMİYORUZ”

“Türkiye Suriye’de izole edilmiş bir aktör haline geldi” diyen Böke, “Kırmızı çizgiler pembeleşti. Arap Baharı’nın bir muhasebesi yapıldığında tek bir mağlup ortaya maalesef Türkiye. Detayları paylaşılmayan ancak dedikoduyla duyduğumuz Suriye’ye Türkiye’nin kara harekatıyla girmesi planlarından bahsediliyor. Sorunu çözmek için yeni bataklıklar yaratmanın ötesine geçemeyen bu vizyonsuzluk kendini kurtarma hamlesinin ötesinde bir hamle değildir. Türkiye’nin Suriye’ye yapacağı bir kara harekatı başımıza çok zor işler açacaktır. Biz CHP olarak yarın sabah kalktığımızda kendimizi Suriye’de bulmak istemiyoruz. Buradan bir kez daha bu tarihi yanlışın yapılmaması için de hükümete kuvvetli bir çağrıda bulunuyoruz. Türkiye’yi bu dipsiz kuyuya itmeye kimsenin hakkı yok” diye konuştu.

Böke, hükümete, “Terör olarak tanımladığınız aktörleri, Salih Müslim’i neden Türkiye’ye defalarca davet ettiniz? Bu davetlerde ne konuştunuz?” diye sordu. Mülteci sorununa değinen Böke, “O çocukların bedenleri üzerinden yapılan utanç verici pazarlıklara hepimiz şahit olduk bu hafta. Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bu pazarlıkları okumuş olmaktan müthiş bir utanç duyuyorum. Yaşanan insanlık dramını görmezden gelen, o dramı denizlere iten, denizler ötesinde umut aramak zorunda bırakılan ve kendi yurdunu terk etmek istemeyerek giden Suriyeli mültecileri birer hiç gibi gören bu yaklaşım asla kabul edilemez. Türkiye Cumhuriyeti olarak biz kendi vatandaşımıza verdiğimiz değeri dünyadaki tüm bireylere veriyoruz, verme yükümlülüğümüz var. Mülteci sorunu Türkiye’nin sorunu değildir. Türkiye bu sorunun bir parçasıdır” ifadelerini kullandı.

“AİLEMİN BİR TARAFI HRİSTİYAN, DİĞER TARAFI MÜSLÜMAN”

Böke, konuşmasına şöyle devam etti:

“Dünde kayyumlu gazete tarafından bir kez daha bir nefret suçu işlendi. Bu nefret suçunun bu seferki muhatabı ben ve ailem idik. Biz ne ilkiz, ne de tekiz. Biz tek olmadığımız için ben burada bu açıklamayı yapmak zorunda hissediyorum. Türkiye’de ayrımcılığa uğrayan, yok sayılan, kimlikleri, inançları sorgulanan, yaşam alanları her gün daraltılan bu ülkenin tüm vatandaşları adına bu açıklamayı yapıyorum. Bir kez yapıyorum ve son kez yapıyorum. Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bu çağda böyle bir nefret suçuna dair bir açıklama yapmak zorunda kalmaktan da utanç duyuyorum. Benim ailem, kökenim ortada. Bu konuda bugüne dek ne bir şey sakladım ne de korktum. Benim bundan utanacağımı düşünerek bir nefret suçu işleyenlerdir esasında utanması gerekenler. Ben onlar adına utanıyorum bugün. Benim ailem yüzyıllardır bu topraklarda yaşayan herkes kadar buralı. Ben bunun bir parçası olmaktan hep gurur duydum, hala gurur duyuyorum. Ailemin bir tarafı Hristiyan, diğer tarafı Müslüman. Her ikisi de kültürü zengin Anadolu’nun çocukları. Ben o zenginliğin içinde büyüdüm. Bende 44 yıllık hayatımı herkes kadar bu ülkenin çocuğu, herkes kadar bu toprağın insanı, bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak yaşadım. Bu nefret suçunu işleyenlere inatla böyle yaşamaya devam edeceğim. Ben siyasete bu zihniyetle mücadele etmek için girdim. ”

Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Böke, “Nefret suçuyla ilgili dava açmayı düşünüyor musunuz?” sorusuna, “Ben bu açıklamanın kendi başına nefret suçunu işlemiş olanlar için yeterince utanç kaynağı olduğuna inanıyorum” yanıtını verdi.

Cizre’de bir bodrum katındaki yaralıların yakıldığı yönündeki iddialarla ilgili Böke, “Partimizin iktidara çağrısı vardı. Bu bilgi kirliliğinin ortadan kaldırılması, sorunun çözümü için ilk yapılması gereken adımdır. Gerçek durum neyse bu durumun ortaya çıkarılması talebimizi yapmak istiyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın terör operasyonlarıyla ilgili ana muhalefet partisine eleştirilerinin hatırlatılması üzerine Böke, “Bu terör son bulmalı. Bu teröre son verme yetkisi olan da iktidar” şeklinde konuştu.

“BUNUN SAYIN CUMHURBAŞKANI TARAFINDAN ANLAŞILAMAMIŞ OLMASINA ŞAŞIRMADIĞIMI İFADE ETMEK DURUMUNDAYIM”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP’de yaşanan Atatürk resminin kaldırılması tartışmalarına ilişkin “Dünya yanıyor. Ana muhalefetin en büyük sorunu fotoğrafı kimin indirdiği. 50 günde fotoğrafı kimin indirdiği meselesini çözemeyenlerden ülkenin sorunlarının çözümüne katkı sağlamasını beklemek elbette hayalcilik olur” ifadelerinin hatırlatılması üzerine Böke, şunları kaydetti:

“O kişinin fotoğrafı dendi. CHP hukuka inanan, Türkiye’nin bir hukuk devleti olması mücadelesi veren bir partidir. Biz Türkiye için kurduğumuz her hayalin ilk adımını da kendi partimizde atıyoruz. Kendi hukuk çerçevemiz içerisinde herhangi bir sorunun çözümü için hangi adım atılması gerekiyorsa, kaç gün gerekiyorsa bunlara süre sınırı koymadan sorunun çözümüne yönelik hukuki adımların atılmasını önceliyoruz. Bunun Sayın Cumhurbaşkanı tarafından anlaşılamamış olmasına şaşırmadığımı ifade etmek durumundayım.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Trabzon’da kaçak hafriyat sahasında heyelan alarmı Trabzon’un Yomra ilçesinde, geçmiş yıllarda kaçak hafriyat döküm sahası olarak kullanıldığı belirtilen alanda meydana gelen heyelan endişeye neden oldu. Yomra ilçesindeki Kaşüstü Mahallesi’nde 1311 Nolu Sokak üzerinde bulunan ve 2015-2019 yılları arasında bölgedeki inşaatların temel kazılarından çıkarılan hafriyatların döküldüğü alanda, yaklaşık 6 yıl sonra toprak kayması yaşandı. Heyelanın meydana geldiği bölgede çok sayıda konutun bulunması nedeniyle risk oluşurken, toprak kayması sonucu bazı sitelere ulaşımı sağlayan yollar ulaşıma kapatıldı. Olayın ardından bölgede güvenlik önlemleri artırılırken, yetkililer tarafından alanda inceleme başlatıldı. Edinilen bilgiye göre, söz konusu alanın geçmişte kaçak döküm sahası olarak kullanıldığı ve durumun daha önce Trabzon Büyükşehir Belediyesi’ne bildirildiği öğrenildi. Kaçak döküm yaptığı tespit edilen firmaya gerekli bildirimlerin yapıldığı, olayla ilgili hukuki sürecin ise devam ettiği belirtildi. Heyelanın ardından bölgede yeni bir risk oluşup oluşmadığının tespit edilmesi amacıyla teknik ekiplerin zemin etüt çalışmaları yapacağı öğrenildi. "Arkasındaki yerleşim yerlerindeki binalara bir zararın gelmeyeceğini düşünüyoruz" Yaşanan heyelan ile ilgili bilgiler veren Yomra Belediye Başkanı Mustafa Bıyık, kaçak döküm sahasına hafriyat döken firma ile ilgili hukuki sürecin devam ettiğini belirterek, "Kaşüstü mahallemizde meydana gelen heyelanlı alan 2015-2019 yılları arasında bölgede yapılan inşaat faaliyetleri döneminde hafriyatlarının döküldüğü bir sahadır. Büyükşehir belediyesine ait bir izinli döküm sahası olmaması vesilesiyle kaçak döküm alanı olarak söylenir. Burada sanırım yüzlerce araçlık bir malzeme var. Bu bölgede vatandaşların kullanmış olduğu yollar var. Aynı zamanda doğal gaz hattının geçtiği, su hatlarının geçmiş olduğu bir alan var. Aynı zamanda şu anda heyelanın olup da aşağıda inmiş olduğu alanda Kaşüstü mahallemizden hastaneye doğru yapılması planlanan yeni hastane yolunun olduğu güzergah var. Heyelanın oluştuğu alanın tahribatının giderilmesini bekliyoruz. Sonrasında da havaların biraz daha ısınmasının ardından alanda nasıl bir çalışma yapılacağını planlayacağız. Hafriyatın üzerine yapılmış olan yollar şu anda trafiğe kapatıldı. İnşallah kurumlarımızla birlikte ilgili çalışmaları yapacağız. Mahalleden bu sorunu ortadan kaldıracağız. Çünkü bu sorun yaklaşık 10 yıldır ilçemizin o bölgede olan ciddi bir sorunudur" ifadelerini kullandı.
Kayseri Başkan Bağlamış: "Yeni yılda da rekabet gücü artan bir Kayseri için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz" Kayseri Ticaret Borsası (KTB) Yönetim Kurulu Başkanı Recep Bağlamış, yeni yıl dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı. Kayseri Ticaret Borsası (KTB) Yönetim Kurulu Başkanı Recep Bağlamış, 2025 yılının son gününde yaptığı yazılı açıklamada, yeni yılın hayırlara vesile olmasını diledi. Başkan Bağlamış mesajında şu ifadelere yer verdi; "Yeni bir yıla girerken; 2026 yılının ülkemize, milletimize ve iş dünyamıza sağlık, huzur, bereket ve başarı getirmesini temenni ediyorum. Geride bıraktığımız yıl boyunca Kayseri Ticaret Borsası olarak; üreticilerimizin, tüccarlarımızın ve sanayicilerimizin yanında olmaya, tarım ve hayvancılık sektörümüzün gelişimi için var gücümüzle çalışmaya devam ettik. Şehrimizin ekonomik gücünü daha da ileriye taşıma hedefiyle, birlik ve dayanışma içerisinde önemli adımlar attık. Yeni yılda da sürdürülebilir üretimi destekleyen, katma değeri yüksek ve rekabet gücü artan bir Kayseri için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz. İnancımız odur ki; ortak akıl, güçlü iş birliği ve azimle aşamayacağımız hiçbir zorluk yoktur. Bu duygu ve düşüncelerle; başta üreticilerimiz ve üyelerimiz olmak üzere, tüm hemşehrilerimizin ve milletimizin yeni yılını en içten dileklerimle kutluyor, 2026 yılının sağlık, mutluluk ve bol kazanç getirmesini diliyorum."
Ordu Ordulu çiçekçi Karadeniz zekasını konuşturdu: Gül buketini ’karalahana’ ile süslüyor Ordu’da çiçekçilik yapan Mevlüt Kuvan, Karadeniz Bölgesi’nin yöresel ve sevilen tatlarından olan karalahanayı gül buketlerinde kullanıyor. Karadenizli zekasını kullanan çiçekçi, güller ile gönüllere, yemek yapılabilen karalahanalar ile de mideye hitap ettiklerini belirtiyor. Karadeniz Bölgesi’nin en sevilen ve yöresel lezzetlerinden olan karalahana, özellikle kış aylarında sofraların vazgeçilmez lezzetleri arasında yer alıyor. Çorba, dolma, kavurma ve turşu yapımında sıkça kullanılan karalahana, Karadenizli zekasını kullanan çiçekçinin elinde farklı bir boyuta taşındı. Altınordu ilçesinde 25 yıldır çiçekçilik yapan Ekrem Kuvan (42), gül buketlerinde kullanılan ve bir süre sonra çöpe atılan yeşil yapraklı bitkiler yerine bölgede yetişen karalahanayı kullanıyor. Karalahanalar bir yandan buketleri süslerken, bir taraftan da müşteriler tarafından yemek yapımında kullanılabiliyor. Karalahanalı gül buketlerinin bir özelliği ise fiyatının diğer buketlere göre daha uygun olması. "Herke kokina buketi yaparken, biz karalahana yapmak istedik" Çiçekçi Mevlüt Kuvan, Buketlerinde farklı tasarımlar yapmayı sevdiğini belirterek, "Yeni yıl geldi çattı, herkes kokina buketi yaparken, biz de değişiklik yapmak istedik ve Karadenizli olduğumuz için pancar ve gülden buket yapmak istedik. Değişiklik her zaman daha güzel ve alışılmışın önüne geçtik. Bu buketimiz ilgi görüyor, Karadenizli olmamız ayrıcalıklı olduğu için karalahana buketini şuanda insanlara tanıtıyoruz" dedi. "Karalahana çorbası içtiğim esnada bu fikri tasarladım" Bir akşam yemeğinde içtiği karalahana çorbası üzerine bu fikri tasarladığını kaydeden Kuvan, "Ertesi gün geldim ve iş yerimde karalahana buketini yaptım. Müşteriler ilgi gösteriyor. Karalahanamızı günlük alıyoruz ve günlük kullanıyoruz. İnsanlar buketi eve götürdükleri zaman gülleri vazoya, pancarı da çorba ya da dolma yaparak kullanabilirler. Bu sayede çöpe gitmeyecek hepsini kullanabilecekler" diye konuştu. "Bu buket ile evlerde karalahana pişecek" Gülün içerisine yeşil yapraklı bitkiler yerine karalahana kullandıklarını kaydeden Kuvan, "Kış aylarının vazgeçilmez çorbası karalahana. Aynı zamanda 4 mevsim de tüketilebilir. Kar yağdı ve pancarın bulunması gerçekten zor. Bu buket sayesinde evlerde karalahana da pişecek. İnsanlar yeni yılda kokina yerine buketi alabilir. Karalahana olan buketimiz diğer buketlere göre daha da ucuz. Bunların yanında soğan buketi, pırasa, limon ve havuçlu buketimiz de var. Soğan her yemekte kullanılıyor, kış geldi pırasa da oldukça fazla tüketiliyor. Hem buket olarak götürecekler, hem de eşler bunları yemek yapabilecekler" şeklinde konuştu. (SK