SAĞLIK - 22 Ekim 2015 Perşembe 11:53

Çocuklarda böbrek taşına dikkat

A
A
A
Çocuklarda böbrek taşına dikkat

Üroloji Uzmanı Opr. Dr. Şakir Aydoğan, üriner taş saptanan çocuklarda tıkanıklık ve enfeksiyon gibi akut problemlerin olup olmadığının mutlaka araştırılması gerektiğini söyledi.

Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Üroloji Bölümü Uzmanı Opr. Dr. Şakir Aydoğan, çocuklarda üriner sistem taş hastalıkları hakkında bilgi verdi. Dr. Aydoğan, “Üriner taş saptanan çocuklarda tıkanıklık ve enfeksiyon gibi akut problemlerin olup olmadığı mutlaka araştırılmalıdır. Çocuk yaş grubunda üriner sistem taş hastalığı yetişkinlere göre farklılık gösterir. Tıkanıklık veya enfeksiyon varsa önce üriner sistemdeki birikmiş kan ve enfeksiyona neden olabilecek sıvıların boşaltılması ile rahatlama sağlanmalıdır” dedi.

LAZER İLE TAŞLARIN TEDAVİSİ MÜMKÜN
Opr. Dr. Şakir Aydoğan şöyle devam etti: “Erişkinlere uygulanan vücut dışı ses dalgaları ile taş kırma tedavisi çocuklardaki taş hastalıklarında da uygulanabilmektedir. Kırılamayan taşlara ise endoskopik yani ameliyat kesisine gerek olmayan yöntemle yerleştirilen ince aletlerle taş, lazerle parçalanarak çıkarılmaktadır. Üriner sistem taş hastalıkları bulunan çocukların ailesinde yaygın taş hastalığı varsa ve çocukta taş oluşumu tekrarlıyorsa, bu hastaların genetik açıdan mutlaka uzman doktor tarafından kontrol edilmesi gerekir. Çocuklarda böbrek daha hareketli ve küçük, idrar kanalı ince ve özellikle üst üreter duvarı zayıf olduğu için taş, çocuk hastalarında bu konuda deneyimli olan hekimler tarafından yapılmalıdır. Aksi takdirde, hayati risk taşıyan ciddi sorunlar görülebilir.”

GÜNDE EN AZ 2 LİTRE SU
Taş oluşmasını önlemenin en önemli yolunun sıvı alımı olduğunu belirten Aydoğan, “Günde en az 2 litre su içmediğinde idrar miktarı azalacak, yeteri idrar daha yoğun bir duruma gelecek ve idrardaki taş oluşturan maddelerin çökmesi ile yeni taşlar oluşacaktır” diye konuştu. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Çermik ilçesinde yeni eğitim müfredat tanıtım toplantısı yapıldı Diyarbakır’ın Çermik İlçe Millî Eğitim Müdürü Murat Bozdoğan başkanlığında, şube müdürleri, ilçedeki tüm okul müdürlerinin katılımıyla, kaymakamlık toplantı salonunda “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” ve yeni eğitim müfredat programının tanıtım toplantısı yapıldı. Toplantıda İlçe Milli Eğitim Müdürü Murat Bozdoğan, Türkiye Yüzyılı Maarif Modelinde becerilerin gelişimi; zihinsel, sosyal, fiziksel ve ahlaki boyutları içeren bir yapıda ele alındığını söyledi. Bozdoğan, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli; öğrenci profili, beceriler çerçevesi, erdem, değer, eylem modeli, sistem okuryazarlığı, alana ait bilgi kümeleri bileşenlerinden oluşan bir modeldir. Bu yapı kapsamında, karmaşık ve soyut fikirleri eyleme dönüştürme sürecinde, ortaya çıkan fikirler, beceriler ile bu becerilerin derse özgü bilgi ve becerileri içeren yapılarını temsil eden, alan becerileri ilgili derse ait alan bilgisi ve bu alana ait bilgileri temsil eden içerik çerçevesi ile bütünleşerek öğrencilerin edinmesi beklenen öğrenme metotlarını oluşturmaktadır. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli; sadece son bir yılın değil, on yıllık uzun soluklu bir çalışmanın ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Yeni müfredat, gelecek eğitim öğretim yılından itibaren okul öncesi, ilkokul birinci sınıf, ortaokul beşinci sınıf ve lise dokuzuncu sınıflarda kademeli şekilde uygulanmaya başlanacaktır” dedi.
Erzincan Azmiyle herkese örnek oluyor! Erzincan’da geçirdiği kaza sonucu omurilik felci olan ve yaklaşık 500 gün hastanede yatan Suat Can, tedavi gördüğü mesleki rehabilitasyon merkezinde öğrenmiş olduğu filografi sanatı ile hastalığının tedavi sürecini hızlandırarak hayata yeniden tutundu. Erzincan’da yüksekten düşerek geçirdiği kaza sonucu omurilik felci olan 47 yaşındaki Suat Can, kaza sonrasında tekerlekli sandalyeyle yaşamak zorunda kaldı. Yaklaşık 500 gün hastanede tedavi gören Can, tedavi sürecinde mesleki rehabilitasyon merkezinde filografi sanatını öğrendi. Filografi sanatı ile uğraşmaya başladıktan sonra hastalığının tedavisinin hızlandığını fark eden Suat Can, hayata tekrar bağlanmak için sanatını daha da ileriye taşıyarak ustalaştı. Bugüne kadar yüzlerce eser yapan Can, filografi sanatı ile hayata tekrardan tutunmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi. Filografi sanatının tedavi sürecini hızlandırdığını ifade eden Suat Can, “8 yıl önce geçirdiğim kaza sonucu omurilik felci oldum. 2020 yılında tekrar bir kaza daha yaşadım. Omurgada kırık meydana geldi. Toplam 12 tane vida ve platinler var belimde. Bel altımda şuanda kısmi felçler var. 7 yıldır da filografi ile uğraşıyorum. Filografi ile uğraşmamda ki en büyük nedenlerden biri rehabilite edici özelliği. Niyetimiz bu dünyada hoş bir seda bırakmak hem de insanlarımıza faydalı olabilirsek ne mutlu bize. Özellikle engelli arkadaşlarımızın farklı dallarda uğraşabilecekleri muhakkak bir şeyler vardır. Hayatımızda her türlü zorluklar meydana gelebilir ama hiç birinde de hayata küsmememiz lazım. Her şeyin üstesinden devletimiz, milletimiz ile el ele vererek gelmemiz mümkün. Yeter ki azim olsun. Azmin elinden hiçbir şey kurtulmaz. Filografiyi insanlarımız duydukça, ilgi gösterdikçe potansiyel oluşmaya başlıyor. Üç beş derken geniş kitlelere ulaşmak söz konusu oluyor. Ne kadar çalışırsak Rabbimiz o kadar imkan sunar. Yeter ki çalışalım” dedi.