SAĞLIK - 29 Mayıs 2021 Cumartesi 11:08

Çocuklarda yaz hastalıklarına dikkat

A
A
A
Çocuklarda yaz hastalıklarına dikkat

Çocukların yaz aylarında yaşayabileceği sağlık sorunlarına karşı uyaran Dr. Öğretim Üyesi Zeynep Cerit, havuz ve denizin sık kullanıldığı bu dönemde çocuklarda güneş yanığı, ishal, burun kanaması, isilik gibi sağlık sorunları görülebileceğini söyledi.

Çocukların sıcak yaz aylarında dışarda geçirdiği zamanın artması ile güneş çarpması, yanık, isilik gibi rahatsızlıklar çok daha sık görülüyor. Aynı zamanda deniz ve havuzların kullanılması ile birlikte boğulma tehilikesine karşı da ebevynlerin dikkatli olması gerekiyor.

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Zeynep Cerit, çocuklarda yaz aylarında daha sık görülebilecek sağlık sorunlarıyla ilgli bilgiler verdi. Dr. Zeynep Cerit, “Koşup oynarken düşme ya da çarpmaya bağlı travmalar yaşanabilir. İshal, kusma atakları, böcek, sinek ısırıkları, arı, yılan ve akrep sokmaları yaz aylarında çocuklarda sık görülen durumlardır.

Dışarıda vakit geçirmek, bahar tatilleri veya yaz tatilleri için ortak bir faaliyettir. Ancak güneş ışınlarına karşı koruma sağlamayı unutmamak gerekiyor. Çocuklar yetişkinlere göre daha hassas olduklarından özellikle çocukların güneş ışınlarından korunmaları gerekiyor” ifadesini kullandı.

Tekrarlayan güneş yanıkları cilt kanserine neden olabilir

Yaz aylarının en sık karşılaşılan durumlarından güneş yanmaları, diğer yanmalarda olduğu gibi ciltte kızarma, sıcaklık artışı ve acı oluşturur. Zeynep Cerit, şiddetli vakalarda, kabarma, ateş, titreme, baş ağrısı gibi durumların da görülebileceğini söyledi.

Cerit, çocukların şemsiye altında veya gölgede tutmanın bile zaman zaman güneş ışınlarından korumaya yetmediğini vurgulayarak, “Ultraviyole ışınları, özellikle bir yaşın altındaki bebeklerin cildini olumsuz şekilde etkiler. Tekrarlayan güneş yanıklarının ileride cilt kanserine neden olabildiği biliniyor. Güneş yanığında en iyi tedavi yöntemi korunmaktır” dedi.

Çocuk güneş kremleri en az otuz faktörlü olmalı

Koruyucu kremlerin sadece güneşten korunmak için değil sürekli olarak kullanılması gerektiğini söyleyen Cerit, bebeklere sıcak havalarda dışarıda gezdirilirken bile krem sürülmesi gerektiğini belirtti. Güneş ışınlarının gölgede bile çocuklara ve hassas ciltli bebeklere yansıyarak olumsuz etkilediğini söyleyen Cerit, güneş kremlerinin en az otuz koruma faktörlü olması gerektiğini ve aynı zamanda kullanılan kremlerin içerisinde katkı maddesinin bulunmaması gerektiğini vurguladı.

Güneş kreminin etkili olması için otuz dakikada bir yenilenmesini öneren Cerit, “Bir bebek güneş yanığı olursa, etkilenen bölgeye soğuk kompres uygulayın. Buzu direk olarak cilde temas ettirmemeye özen gösterin” dedi.

Cerit güneş kremi kullanımına dair şu uyarılarda da bulundu: “Uygulamadan önce, alerjik reaksiyon için çocuğunuzun sırtındaki küçük bir alanda güneş koruyucuyu test edin. Göz kapaklarına sürmekten kaçının, kremi göz çevresine dikkatlice uygulayın. Yeterli güneş kremi uyguladığınızdan emin olun. Her bir saatte bir güneş koruyucu uygulayın veya yüzdükten ya da terledikten sonra tekrarlayın. Çocuğunuzda kızarma, ağrı veya ateşle sonuçlanan güneş yanıkları varsa mutlaka çocuk doktorunuza başvurun.”

Yaz aylarında gözlük, şapka, şemsiye ve pamuklu ince giysilerin kullanılmasını da öneren Cerit şöyle devam etti: “Bebeğinizi bir ağacın, şemsiyenin veya bebek arabasının gölgesinin altına taşıyın. Güneş yanığını önlemek için boynu gölgeleyen kenarlı şapkaları kullanın. Kolları ve bacakları kaplayan hafif, pamuklu kıyafetler giydirin.”

Çocukların güneşten tamamen mahrum bırakılmaması gerektiğini de söyleyen Cerit, D vitamininin birçok hastalıkta etkili bir koruyucu olduğunu ve güneş koruyucuları kullanmadan önce çocukların en azından kol ve bacakların 15-20 dakika güneş ışınları ile direk temas ettirilmesi gerektiğini belirtti.

Zararlı ultraviyole ışınlarına maruz kalmaya karşı ilk ve en iyi savunma yönteminin güneşten korunmak olduğunu söyleyen Cerit, mümkün olduğunca gölgede kalınması ve özellikle güneş ışınlarının dik olduğu saatler olan sabah on bir ile akşam dört arasında güneşe çıkmamaya özen gösterilmesi gerektiğini belirtti.

Deniz ve havuzlarda yutulan mikroplu sular ishale yol açabilir

Özellikle yaz mevsiminde çocuklarda sık görülen sağlık sorunlarından birinin de ishal olduğunu söyleyen Cerit, üç aydan büyük bebek ve çocuklar için 24 saatte üçten fazla sulu ve fazla miktarda dışkılamanın ishal olarak tanımlandığını belirtti. Üç aydan küçük bebeklerde isal tanımının günde altı veya yedi defadan fazla bezden taşacak kadar bol ve sulu dışkı olduğunu söyleyen Cerit şöyle devam etti: “Sıcak havalarda ishal en fazla beş yaşın altındaki çocukları etkiliyor.

İshalin çocuklarda yaz mevsiminde artış göstermesinin birkaç nedeni vardır. Bunların en önemlisinin sıcak havalarda enfeksiyonu oluşturan virüs ile bakterilerin besinlerde kolay ve hızlı bir şekilde üreyebilmeleridir. İshale neden olan bir başka önemli etken ise hijenik olmayan içme sularının içerdikleri mikroplardır. Bunların yanı sıra çocukların deniz ve havuzlarda yuttukları mikroplu sularda ishale yol açabilir.

İshal tedavinde su kaybının önlenmesi önemli

İshalin tedavisinde su kaybının önlenmesinin önemli olduğunu söyleyen. Zeynep Cerit, ishal olan çocuklara sıvı olarak su, ayran ve taze sıkılmış meyve suyu verilmesi gerektiğini belirtti. İshal olan çocuklara bu dönemde bolca anne sütününde verilmesi gerektiğini söyleyen Cerit, hastalık süresince muz, şeftali, katı besinlerden yağsız makarna, pirinç pilavı ve haşlanmış patates tüketilmesi gerektiğini belirtti. Hazır meyve suları, şeker ve çikolata gibi besinlerin ishal döneminde tüketilmemesi gereken besinler arasında yer alıyor” diye konuştu

İshalden korunmanın yolu hijyen

Yaz aylarında yaşanacak ishal hastalığına karşı alınması gereken önlemler hakkında bilgi veren Cerit, kirli deniz ve havuz suları ishale neden olabildiğinden tatil yerlerinin hijyen ve temizliğine dikkat edilmesi gerektiğini belirtti. El temizliğinin çok önemli olduğunu söyleyen Cerit, ambalajlı ürünlerin tüketilmesi gerektiğini ve açık büfelerde sunulan yiyeceklere dikkat edilmesi gerektiğini belirtti.

İçme sularının ve yiyeceklerin yıkandığı suların temiz olmasına da özen gösterilmesi gerektiğini söyleyen Cerit, buzlu içecekler içerisinde konulan buzların yapıldığı suların temiz olmama durumuna karşın içeceklerin içerisine buz konulmadan tüketilmesi gerektiğini belirtti.

Burun kanamaları sıklaşabilir

Burun kanaması ve böcek ısırıklarının ciltte neden olduğu yaraların da çocuklarda görülen yaz sorunların olduğunu hatırlatan, Cerit, burun kanaması yaşayan çocukların başlarının geriye doğru atılmaması gerektiğini hatırlatarak burnu kanayan çocukların kafasının öne doğru eğilmesi ve burun kökünün bastırılması gerektiğini belirtti.

İsilik yaşanması durumunda isiliğe yönelik olarak her gün ılık suyla banyo yapılması ve pamuklu ince kıyafetlerin giydirilmesi gerektiğini de söyleyen Cerit, yaz aylarında sinek ve böcek sokma olaylarının sık yaşandığını hatırlattı. Kapalı ortamlarda kimyasal madde içeren sinek ve böcek öldürücülerin kullanılmasının çocuklara zarar verdiğini söyleyen Cerit, bu yüzden özellikle bebekleri sineklerden korumak için odanın içerisine ya da vücuda sürülen kimyasallar yerine doğal koruyucuların yada cibinliklerin kullanılması gerektiğini söyledi.

“Havuz yerine denizi tercih edin”

Havuz yerine denizin tercih edilmesinin daha sağlıklı olabileceğini de belirten Zeynep Cerit, havuzların daha çok bakteri ve virüsün yaşaması için elverişli ortamlar olduğunu bu nedenle cilt, kulak enfeksiyonları, hapatit A ve göz hastalıklarının sıkça neden olabileceğini söyledi.

Havuz yerine denizin tercih edilmesi ile bu tür enfeksiyonların riskini azaltmanın mümkün olduğunu söyleyen Cerit, havuzun tercih edilmesi durumunda havuz kenarında çıplak ayakla dolaşılmaması, kulaklara tıkaç konması ve havuz öncesi ve sonrası duş alınması gerektiği uyuarılarında bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muş Vali Avni Çakır: “İklim ve çevre sorunları giderek artan bir problem haline gelmektedir” Muş Valisi Avni Çakır, iklim ve çevre sorunlarıyla tüm dünyanın birlikte hareket etmesi gerektiğini söyleyerek, “Ülkemiz genelinde, tüm dünyada olduğu gibi iklim ve çevre sorunları giderek artan bir problem haline gelmektedir” dedi. Muş İl Özel İdaresi tarafından yürütülen "İklim ve Çevre Sorunları Temelinde Birlikteyiz" projesi çerçevesinde düzenlenen "Çevre Sorunları ve İklim Değişikliğine Uyum Toplantısı" saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı. Hazine ve Maliye Bakanlığı Merkezi Finans ve İhale Birimi, Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı, Muş Valiliği, Avrupa Birliği, Türkiye Belediyeler Birliği, Muş Milli Eğitim Müdürlüğü ve Muş İl Özel İdaresi işbirliğiyle hayata geçirilen proje kapsamında köy ve mahalle muhtarlarına yönelik toplantı gerçekleştirildi. Projenin tanıtım videosunun izletilmesinin ardından konuşan Muş Valisi Avni Çakır, Muş’un 5 ilçesi, 400 bin nüfusu ve 368 köyüyle oldukça geniş bir coğrafyaya yerleşmiş bir il olduğunu belirterek, “İnsanlar, ülkeler, şehirler birbirlerine sınırlar koyabilirler. Ama doğa, iklim, dünya genelinde böyle bir sınır koymaz. Sizdeki bir iklimsel sıkıntı, kirli bir hava sadece sizi etkilemekle kalmaz, komşunuzu ve dünyada diğer ülkeleri de etkiler. O yüzden iklim ve çevre sorunlarıyla tüm dünyanın birlikte hareket etmesi gerekiyor. Ülkemiz genelinde tüm dünyada olduğu gibi iklim ve çevre sorunları giderek artan bir problem haline gelmekte. İçinde yaşamış olduğumuz dünya gelecek çocuklarımıza bırakılmak üzere bize bir emanet olarak duruyor. Onları büyüklerimizden aldığımız gibi korumak ve çok daha iyi şartlarda gelecek nesillere bırakmak durumundayız. Bu nedenle tüm dünya ülkeleri ve şehirleri bu konuda işbirliği ve el birliği yapmak durumunda" dedi. Avrupa’nın en gelişmiş ve en güzel ülkelerinden biri olan İtalya’daki proje ortaklarıyla çevre sorunları, çevre temizliği konusundaki bilgi ve tecrübeleri paylaşmak üzere bu proje kapsamında işbirliği gerçekleştirdiklerini dile getiren Vali Çakır, “Ülke olarak İtalyanlar, Türklere dünyanın çok benzeyen ülkelerden de biri. Dolayısıyla coğrafi olarak da birbirimize benziyoruz. Aynı sorunlarla uğraşıyoruz. Bu konudaki tecrübelerimizle bu proje kapsamında birbirlerimize iletme fırsatı bulduk. Muş olarak bizler de hem valilik hem belediye hem okullarımızda hem sivil toplum kuruluşlarımız vasıtasıyla vatandaşlarımıza, öğrencilerimize, çevre bilincini aşılamaya gayret ediyoruz. Bu konudaki başarı topyekûn hareket etmeyle anca kazanılır" şeklinde konuştu. Kendi ve ekibi adına Muşluların misafirperverliği ve sıcakkanlılığı için teşekkür eden İtalya’nın Mirabello Sannitico Belediye Başkanı Angelo Miniello da, Türkiye’ye ilk defa geldiğini belirterek, "Buraya geldiğimiz ilk andan itibaren kendimizi evimizde hissettik. Projeyi geliştirmek, Avrupa Birliği’nin en önemli hedeflerinden biri olduğunu belirtiyorum. Çok önemli işler yapacağımızı düşünüyorum. Çünkü çevre hakkında çok önemli konuşmalar ve sohbetler geliştirdik. Bu konuda başarı elde edeceğimizi düşünüyorum. Bu programda biz sizden öğreneceğiz, siz de bizden öğreneceksiniz. Daha fazla bekleyemeyiz, harekete geçmemiz gerekiyor. İklim değişikliği ve çevre problemleri yakın gelecekte sıkıntı olabilecek problemler. Bu problemle karşılaşıldığı takdirde bunu çözmek için çok fazla zamanımız yok. Çözüm aramak için çok az bir zamanımız olacak. Bu yüzden sürekli yenilenmemiz ve şimdiden çalışmaya başlamamız gerekiyor. Sıfır atık dönüşüm konusunda çok güzel örneklerimiz var ve bunları sizinle paylaşmak istiyorum. Beraber çok güzel işler yapacağımıza inanıyor ve sizleri İtalya’da görmek için sabırsızlanıyorum" ifadelerini kullandı. Projeye 2022 yılında başvurduklarını ve 2023 yılında hayata geçirildiğini belirten İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Şeyhmus Yentür, "650 adet çöp konteyneri ve bir çöp kamyonu alınmıştı. Geriye kalan bütçe ile de çevre düzenleme işlemleri yapılmıştır. Ortağımız olan İtalya Mirabello Sannitico Belediyesine hazırlık ziyareti gerçekleştirilmiş ve orada bu proje kapsamında neler yapılabileceğine dair planlar gerçekleştirilmiştir. Projemiz kapsamında 4 lise, üniversite, kamu kurum ve kuruluşları olmak üzere toplamda 364 kişiye ’çöp ve atık malzemeler’, ’çevre koruma bilincini artıma’, ’sıfır atık ve iklim değişikliğine uyum’ eğitim verildi. Çevre bilincini artırmak amacıyla örnek bir köy seçilerek örnek uygulamalar yapılacaktır. Çevre bilincinin artırılması için örnek projeden bütün köylere proje yaygınlaştırılacaktır" diye konuştu. Sunum yapılmasıyla son bulan programa, Muş Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Kantar, Vilayetler Hizmet Birliği Temsilcisi Bülent Boztuğ, İtalya’dan gelen proje heyeti, kurum amirleri, muhtarlar ve öğrenciler katıldı.
Mersin ÇBK Mersin, yeni isim, logo ve renkleriyle yoluna devam edecek ING Kadınlar Basketbol Süper Ligi takımlarından Çukurova Basketbol (ÇBK) Mersin, yoluna yeni isim, logo ve renkleriyle devam edecek. Kulüp tesislerinde düzenlenen basın lansmanında takımın genel koordinatörü Ender Ünlü ve asbaşkan Ali Adalıoğlu, değişikliğe gidilen isim, logo, renklerle ilgili açıklamada bulundu. Ünlü, logo, renk ve takım ismiyle ilgili küçük değişiklikler yaptıklarını söyledi. İlk kez Çukurova Basketbol olarak başladıkları mücadelede daha sonra ÇBK Mersin’e geçtiklerini belirten Ünlü, "İsmimiz zaten bu coğrafyayı kapsıyor. Bu ismi koyma amacımız da buydu. Mersin’in sahiplenilmesi adına Mersin’in takımı olmamız adına bundan sonra ÇBK Mersin olarak anılmak istiyoruz. Mesela ÇSKA Moskova gibi biz de ÇBK’sı olsun ama sonunda da şehrimizin adı da olsun istedik. Çünkü bu şehri temsil ediyoruz. Logomuzda bir değişiklik yok. Yine Toros Dağları’nda yaşayan vaşak var. Yalnız bu defa karşı cepheden görüntüsünü koyduk. Çünkü vaşağın en büyük özelliklerinden biri kulaklarıdır. Onun daha net görünmesi, bizi yansıtması, hem de bakışlarının ve etkileşimin daha fazla olacağını düşündüğümüz için. Renklerimiz beyaz, turuncu ve koyu lacivertti. Ülkemizde çok talihsiz bir deprem yaşadık. En çok da bu coğrafyayı, Çukurova coğrafyasını ve yakın yerleri etkiledi. Her maça siyah formayla çıkma imkanımız olmadığı için biz onları her çıktığımız maçta anmak adına koyu lacivert olan rengimizi siyaha çevirdik. Böylelikle onların her zaman yanlarında olduğumuzu, onlarla birlikte bu mücadelenin içinde olduğumuzu belirtmek istedik" dedi. "Mersin’i de dünyada en iyi şekilde temsil eden en büyük marka değeri bence ÇBK Mersin" Şehrin takımı olduklarını ve sloganlarını da ’şehrin takımı’ olarak seçtiklerini belirten Ünlü, hem Final Four’da, hem de play-off’ta önemli başarılara imza attıklarını söyledi. Mersin’de düzenlenen FIBA Kadınlar Euroleague Final Four’da hem şehre değer kattıklarını hem ülkeyi gururlandırdıklarını anlatan Ünlü, "Bu başarıda Vali Ali Hamza Pehlivan, Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ve Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit’in önemli katkıları oldu. Siz basın mensupları da halka bütünleşmemizi sağladınız. Mersin olarak bunların hepsini hep birlikte yaptık" diye konuştu. Mersin’de düzenlenen FIBA Kadınlar Euroleague Final Four sürecinde sosyal medyada yer alan etkileşim verilerine ilişkin bilgiler veren Ünlü, şöyle devam etti: "Maalesef ülkemizde spor, futbol endeksli olduğu için kadın basketbolunda ve bizim oynadığımız Euroleague’de nerelerde oynadığımızın ve kimlere ulaşabildiğimizin çok fazla bilindiğini düşünmediğim için bunları anlatmaya çalışıyorum. Bu her geçen gün artarak devam ediyor. Şehrimizde çok büyük bir liman var ve çok büyük şirketlere sahibiz. Organize sanayimiz her geçen gün büyüyor. Ve Mersin, Adana ile Antalya arasında sıkışmışlığından kurtulup çok daha büyük bir sanayi şehri haline geliyor, dünya markası haline geliyor. Mersin’i de dünyada en iyi şekilde temsil eden en büyük marka değeri bence ÇBK Mersin." "ÇBK Mersin’in artık kupa kazanması gerektiğini düşünüyoruz" Finallerin takım olduklarını belirten Ünlü, "Final oynuyoruz ama neden kupa alamıyoruz. Çünkü, biz Anadolu’da bu işi diğer büyük takımların yaptığının dörtte bir, beşte bir ya da üçte bir maliyetine yapmaya çalışıyoruz. Bütçe olarak bunları yaparak her yıl hem Avrupa’nın tepesinde hem Türkiye’nin final serisinde bahsettiğim bu takımlar da genelde Fenerbahçe oluyor; finaller oynuyoruz. Bunların arasında tabii aldığımız Türkiye Kupası, Cumhurbaşkanlığı Kupası maçları da var. Valimiz Ali Hamza Pehlivan, Büyükşehir Belediye Başkanımız Vahap Seçer, Yenişehir Belediye Başkanımız Abdullah Özyiğit önderliğinde asbaşkanımız Ali Adalıoğlu ve başkanımız Serdar Çevirgen’in yapmış olduğu toplantılar sonucunda size şöyle bir müjde vermek istiyorum. 2 yıllık planlama yapıldı ve şampiyonluğu alacak bütçelerin oluşturulacağının müjdesini veriyorum. Avrupa’nın ve Mersin’in en büyük marka değeri olan ÇBK Mersin’in artık kupa kazanması gerektiğini düşündüğümüz için 2 yıllık bir programlama yaptık" şeklinde konuştu. Ali Adalıoğlu: "Elbet bizim de Fenerbahçe’yi yakalayacağımız günler gelecek" Asbaşkan Ali Adalıoğlu da Çukurova Basketbol’un kuruluşundan bu yana finallerin takımı olduğunu söyledi. Bunun da öncelikle kulüp başkanı Serdar Çevirgen’in bu işi çok sevmesinden ve yaptığı yatırımlardan kaynaklandığını vurgulayan Adalıoğlu, "8. yıla girerken şehrin artık bu takımı sahiplendiğini görüyoruz" dedi. Şehrin sahiplenmesinin yanı sıra bu tür spor organizasyonlarını ve kulüpleri basının sahiplenmesinin daha önemli olduğunu vurgulayan Adalıoğlu, Çünkü basın toplumu bilgilendiren bir kurumdur. Gerçekten ilk yıllarda biraz uzak kalındı basından ama son yıllarda, özellikle son 2 yılda bu sorunun giderildiğini ve ÇBK ile Mersin basınının iç içe olduğuna inanıyorum" diye konuştu. ’Finallerin takımı diyoruz, neden şampiyon olamıyor?’ diye akıllara sorular geleceğini dile getiren Adalıoğlu, şöyle konuştu: "Evet, o da gelecek. Süper Lig’de ve Kadınlar Avrupa Ligi’nde her sene final oynadığımız 100 yıllık bir Fenerbahçe kulübü var. Hem kurumsal olarak bizden önde olması hem de ekonomik yatırımı yapmasından kaynaklanıyor. Ama elbet bizim de Fenerbahçe’yi yakalayacağımız günler gelecek. Bunun çok yakın olduğunu düşünüyorum. Son yıllarda Valimiz Ali Hamza Pehlivan, Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ve Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit’in büyük destekleri var. Bu desteklerin devam edeceğini düşünüyorum. Katkı sunan, katkı sunmayan iş adamları oldu. Mersin’de kazanan, bu kentte bir yerlere gelenlerin kentin spor, sanat gibi faaliyetlerine yatırım yapmaları gerekiyor. Bu kulüp Mersin’in kulübü. Bu kulübün başarısı Mersin’in başarısı olacak."
Balıkesir Balıkesir kahvaltısı, BigChefs restoranlarında Gastronomi Şehri Balıkesir Projesinin en önemli çıktısı olan, yöresel tatların bir araya geldiği “Balıkesir Kahvaltısı”, Türkiye’de 100, Orta Doğu ve Avrupa’da 10’dan fazla şubesi bulunan BigChefs restoranlarından dünyaya taşınıyor. Balıkesir’de işletmelerin de içerisinde bulunduğu çalışma grubuyla uzun ve yoğun çalışmaların sonucunda belirlenen geleneksel olarak bazı ürünlerin de yeniden yorumlanarak ortaya çıkarılan Balıkesir Kahvaltısı şimdi Türkiye’nin ve Dünya’nın birçok noktasında kahvaltı severler ile buluşacak. Balıkesir Valiliği öncülüğünde, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Balıkesir Üniversitesi, Unesco Milli Komisyonu, Güney Marmara Kalkınma Ajansı, Balıkesir Ticaret Odası, Balıkesir Sanayi Odası, Balıkesir Ticaret Borsası ve Balıkesir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği işbirliğinde yapılan çalışmalar sonucunda ortaya çıkan Balıkesir Kahvaltısı için ayrıca Balıkesir’de festival de düzenlenerek şehrin özgün ve zengin mutfağı ulusal ve uluslar arası alanda görücüye çıkmıştı. Balıkesir Kahvaltısı şimdi de BigChefs restoranlarında hem şehrin kültürel ve gastronomik mirasının korunmasına ve tanıtılmasına katkı sağlayacak, hem de Balıkesir’in en sevilen lezzetleri ile tanışmayanları buluşturacak. Güney Marmara Kalkınma Ajansı’nın yürüttüğü çalışmalar ve görüşmeler neticesinde ünlü restoranın menüsüne dâhil edilen Balıkesir Kahvaltısı’nda yer alan ürünler, Balıkesir’de bulunan tedarikçi firmalardan temin edilecek. Balıkesir’e özgü 30 ürün konuklara sunulacak Türkiye’nin yöresel yemeklerini ve dünya mutfağından seçkin lezzetleri misafirlerine sunan Bigchefs, menüsüne eklediği Balıkesir Kahvaltısında coğrafi işaretli ürünlerinde yer aldığı Edremit zeytinyağından, Havran Mandalina Reçeline; Gömeç Kirli Hanım Peynirinden, Mevsimlik Söğüş Tabağına; Savaştepe Seferberlik Çöreğinden, Sındırgı’nın Susamlı Patatesine; Balıkesir Kaymağından, Gönen Patlıcan Reçeline kadar 30 üründen oluşan ürünler de Türkiye’nin birçok noktasında konuklarına sunacak. Balıkesir Kahvaltısı’nın BigChefs’in menüsünde yer alması, Balıkesir’in gastronomik mirasının daha geniş kitlelere tanıtılmasına ve sürdürülebilirliğe de katkı sağlayacak. Ayrıca, bu işbirliği sayesinde Balıkesir’in tarım ve turizm potansiyeli de daha fazla ön plana çıkacak.
Malatya Başkan Sadıkoğlu: “Kişisel rantları uğruna Malatya’yı borç batağına sürüklediler” Malatya Ticaret ve Sanayi Odası’nın Nisan ayı olağan meclis toplantısı düzenlendi. Toplantıda konuşan Malatya Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, son günlerde Malatya’nın ana gündemi haline gelen Malatya Büyükşehir Belediyesi’nin borcu hakkında değerlendirme yaptı. Malatya Büyükşehir Belediyesi’nin açıklanan 17 Milyar TL borcunun ülke gündemine gelmesini üzülerek takip ettiklerini belirten MTSO Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, “Bu şehri algılarla, usulsüzlükler yönettiklerini aylardır yüksek sesle dile getiriyoruz. Biz bunları dile getirirken aslında bugün olabilecekleri önceden gördüğümüzü ifade etmeye çalıştık. Tüyü bitmemiş yetimin dahi hakkının olduğu makamı kişisel rantları için kullananların Malatya’mızı borç batağına sürüklediği görev süreleri araştırılmalıdır. Malatya Ticaret ve Sanayi Odası olarak devletimizin savcılarını göreve çağırıyoruz. Müfettişleri göreve davet ediyoruz” şeklinde konuştu. “Sessiz kalmamızı kimse beklemesin” “Malatya menfaatine olan her konuda eksik gedik ne varsa dile getirdik, getirmeye de devam edeceğiz” diyen Başkan Sadıkoğlu, şu ifadelere yer verdi: “Yayınladığı bir video ile milletin gözüne baka baka yine yalanlar söyleyerek kendini aklamaya çalışanlar, bu şehre hesap vermek zorundalar. Depremden sonra su parası almadık, otobüs parası almadık, marketlerden ücretsiz mal dağıttık demek tam anlamıyla komedidir. Siz bu milletin aklıyla alay mı ediyorsunuz? Belediyenin birçok yatırımının düşük rakamlarla ihale edilerek aslında arka planda farklı amaçlar güdüldüğünü anlamamak zor değil. Seçim öncesi 300’ün üzerinde fütursuzca personel alınması bu şehre ihanettir. Ortada açık bir şekilde kamu malını zarara uğratmak var. Malatya’nın en büyük STK’sı olarak sessiz kalmamızı kimse beklemesin. Her konuda olduğu gibi bu konuda da Malatya menfaatini gözetiyoruz. Malatya menfaatine olan her konuda eksik gedik ne varsa dile getirdik, getirmeye de devam edeceğiz. Savcıları ve müfettişleri göreve çağırdığımızı bir kez daha yineliyor, takipçisi olacağımızı da belirtmek istiyorum.”