GÜNDEM - 22 Nisan 2019 Pazartesi 09:48

“Çocukların hayatında spor ön planda olmalı”

A
A
A
“Çocukların hayatında spor ön planda olmalı”

Prof. Dr. Mustafa Ferit Acar, çocukların geleceğimiz olduğunu, onlar için sağlıklı bir gelecek planlarken, spor alanında da bunu iyi planlamak gerektiğini söyledi. Sporun öncelikle araç olarak çocuklar için çok iyi bir alan olduğunu söyleyen Acar, çocukların hayatında mutlaka sporun ön planda tutulması gerektiğini vurguladı.

Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Spor ve Rekreasyon Yüksekokul Müdürü Prof. Dr. Mustafa Ferit Acar, çocuklarda sporun önemine değindiği açıklamasının devamında ise şunları söyledi;
“Biz öncelikle çocuklar için eğlenceyi ön planda tutuyoruz. Matematiği daha eğlenceli bir hale getirip sunarsanız çocuğa, belki de en sevdikleri ders olur. Bu bütün dersler için geçerli. Üniversiteye kadar bir sürü yabancı dil eğitimi alıyor çocuk, ama daha ismini söyleyemiyor. Bu durum eğitim methotlarından kaynaklı. İkinci planda bizim için sağlık gelişimi var. Fakat bu konuda hayret edilecek derecede şehir efsaneleri var. Günümüzde artık spor çok bilimsel temeller üzerine araştırmaları yapılan bir alan.”

Üçüncü plan ise eğitim unsurudur. Çocuk bir takım sporuyla ilgileniyorsa, orada kurallara uymayı öğreniyor, beraber sevinmeyi, beraber üzülmeyi öğreniyor ve çocuk sosyalleşiyor. Tabii ki bireysel sporlar da olacak ama grup olarak yapılan sporların çok fazla eğitim boyutu var. Çocuklar için oyun oynamak çok önemlidir. Ama günümüzde eve kapatılmış, doğal ortamlardan uzaklaştırılmış bir eğitim tarzı, katı eğitim vermek üzerine kurallar koyuyorsan çocuk hareket ortamında sağlıksız büyümeye başlıyor. Çocuğun küçük yaşlarda gerçekten oyun oynaması lazım. Burada sistematik oyunlar önemlidir. Çocuklar yaşına uygun oyuncaklarla ve onun isteklerine uygun oyuncaklarla oynamak zorundadır.”

“Sağlıktan ödün veremeyiz”

Spora başlamak için7-8 yaşlarının uygun olduğunu ifade eden Acar, “ 7-8 yaşına gelene kadar 3 senelik bir periyoda her türlü sporun temel eğitimi sağlanması lazım. Temel hareket eğitimi. Burada belli bir spor dalı olmayacak. Spor alanında çok baskıcı olmamak lazım. Belli bir sporu yapacaksın diye baskı kuramazsınız. Her halükarda bizim ana hedefimiz sağlık. İsterse performans boyutunda yapsın; biz sağlıktan ödün veremeyiz. Bugün gençlerin ortamlarına baktığımız zaman en önemli şey; aile, okul, yakın çevresi, kulüp ortamları ve doğa. Bilinçli bir ailenin spor anlamında çocuğa çok doğru bir bakış açısı kazandırması lazım. Bir kere aile spor yapmıyor ama çocuğu spora götürüyor. Senin ebeveyn olarak rol model olman lazım ki çocuk bu işi daha çok sevsin. Bizim hareketle ilgili becerilerimizi kazanmamızda tutma, çekme gibi hareketler çok önemlidir. Çocuk ağaçlardan uzaklaştığı zaman fiziksel olarak zarar görürken, aynı zamanda ruhsal olarak da zarar görüyor. Çocuklar bu ortamlarda oynayarak, doğal gelişiminde dışarıdan alacağı mikroplara da bağışıklık kazanması da çok önemli. Biz tabii ki pisliğin içinde dolaşsın demiyoruz ama çimde yuvarlansın çocuk.”

“Bir branşa başlamadan önce temel eğitim verilmesi lazım”

Omurganın sporda çok önemli olduğunu söyleyen Acar, “ Ergenlik çağlarında kız çocuklarında, göğüs yapısını saklama psikolojisiyle sırtta kamburluk dediğimiz olay gelişir. O yüzden sırt kaslarını kuvvetlendirici egzersizler yapması gerekir. Kalp ve kan değerleri çok önemli. Ara ara bunları ölçtürmek gerekir. Kalp muayenelerini düzenli yaptırmak lazım. Onun dışında aile çocuğu spora yönlendiriyor, atletizm jimnastik ve yüzme yapsın. Bunlar spor dallarıdır ve çok temel karakterleri olan spor dallarıdır. Ama bunların içinde çocuğa uygun olan spor dalını bilmek gerekir. Bunlar uyumsal formda karışık, çocuk jimnastik faaliyetlerini de yapacak. Günlük hayatında ya da başka spor dallarında yapacağı temel hareket becerilerini mutlaka denemesi lazım.”

“Mesela futbol maçlarında biri gol atıyor, gol attıktan sonra gol sevinci olarak Afrikalı futbolcular çok farklı hareketler yapıyorlar. Bu hareketleri bir tane Türk futbolcu yapamaz.
Spor okulu dendiği zaman hemen bir spor dalına başlatıyor. Ama bunun yapılmaması lazım. Bir branşa başlamadan önce temel eğitim verilmesi lazımken, bu ne yazık ki hiçbir organizasyonda yok. Hata bu. Çocuğun bu ortamlarını sağlamamız lazım.”

“Biz doğadan uzaklaşıyoruz. Bence ailelerin hafta sonları kesinlikle çocukları deniz kenarına, dağlık alanlara götürmeleri gerekir. Çocuk çıplak ayakla oralarda yürüyecek. Kayalarda yürüyüş yapacaklar mesela. Özellikle ağaca tırmanmayı çok önemsiyorum. Biz çocukken çok tırmanırdık. Çocuk ağaçları tanıyacak. İnsanoğlunun toprakla haşır neşir olması lazım. Doğal eğitim, yaşama dönük bir eğitimin uzantısıdır. Çocuğu götürüp hadi hep beraber domates ekiyoruz diyecekler mesela. Çocukların bunların değerini öğrenmesi lazım” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Erzurumlu Eşref amca son hakkında muradına erdi Erzurum’da yaşayan Eşref Karslı, köy minibüsünün artık hizmet vermemesi üzerine kursa kayıt yaptırdı ve azimle ehliyet sınavını son hakkında geçti. Erzurum’a 30 kilometre uzaklıkta Pasinler ilçesi Kevenlik köyünde hayvancılık yapan Eşref Karslı (76), bu yaşına kadar hiç araç sürmedi ve ehliyet almaya ihtiyaç duymadı. Ancak köyden kent merkezine hizmet veren minibüsün seferlerinin kaldırılması üzerine ehliyet ve sonrasında araç almak artık onun için bir mecburiyet oldu. Yazılı da üçüncü, direksiyonda dördüncü hakkında geçti Köy minibüsü ya da eş-dostla Erzurum şehir merkezine geldiğini anlatan çiçeği burnundaki sürücü belgesi sahibi Eşref Karslı, çok mutlu olduğunu ifade ederken, "Köyümüzün minibüsü hizmet vermemeye başlayınca böyle bir ihtiyaç ortaya çıktı. Ben de 76 yaşında olmama rağmen gelip ehliyet kursuna yazıldım. Benim için zordu ama azimle çalıştım. Yazılı sınavın üçüncüsünde, direksiyon sınavının ise sonuncusunda kazandım. Hocalarım sağ olsun eğitim sürecinde çok üzerime titredi. Ehliyetimi aldıktan sonra inşallah sıra araba almaya gelecek. Herkese dikkatli ve kazasız sürüşler diliyorum" dedi. Eşref Karslı’nın kurs kaydı için kendilerine müracaat ettiğinde yaşından dolayı ilk etapta şaşırmalarına rağmen derslerdeki azmi ve ilgisinin görülmeye değer olduğunu ifade eden direksiyon eğitmeni, "Eşref amcanın gayreti ve sabrı herkese örnek olacak cinsten. Son sınavda başarılı olması bizi sevindirdi" şeklinde konuştu.
Gaziantep GAÜN’de “Dünya Astım Günü” toplantısı düzenlendi Gaziantep Üniversitesi(GAÜN) Çocuk Hastanesi’nde “Dünya Astım Günü” dolayısıyla bilgilendirme toplantısı düzenlendi. GAÜN Çocuk İmmünolojisi ve Alerji Hastalıkları Bilim Dalı tarafından düzenlenen bilgilendirme toplantısı GAÜN Çocuk Hastanesi seminer salonunda gerçekleştirildi. Toplantıda astımla ilgili bilgiler veren Çocuk İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özlem Keskin, “ Dünya Astım Günü olması dolayısıyla bugün astımı konuşmak, bu konuya farkındalık kazandırmak için bir araya geldik. Astım, akciğer içi hava yollarında mikrobik olmayan bir tür iltihap nedeniyle hava yolu duvarının daralması sonucu ortaya çıkan kronik bir akciğer hastalığıdır. Astım tekrarlayan ve ataklar halinde gelen nefes darlığı, nefes alıp verirken ortaya çıkan hırıltı sesi, göğüste baskı hissi ve öksürük gibi belirtilerle kendini gösterir” dedi. Prof. Dr. Özlem Keskin sözlerine, “Astımda tanı ve tedavi çok önemli. Tanıyı koyalım ki tedaviyi sağlayabilelim. Astım bakıldığında nadir görülen bir hastalık değil. Dünyada astım tanısı alan 335 milyon kişi söz konusu. Ülkemizde ise bu sayı 4 milyon. Ülkemizde her 12-13 erişkinden birinde, 7-8 çocuktan birinde astım tanısı söz konusu. Astımı görme sıklığı ise yıllar içerisinde giderek artıyor. Her yıl astıma bağlı olarak 455 bin ölüm yaşanıyor. Aslında astıma bağlı ölümler önlenebilir ölümlerdir. Bu ölümlerin tanının ve tedavinin yetersiz olduğu düşük- orta gelirli ülkelerde meydana geldiğini görüyoruz. Astım farkındalık günlerini bu nedenle çok önemsemekteyiz. Avrupa Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği astımla ilgili tedavi rehberleri geliştiriyor. Bugünü kutlarken de her sene bir slogan üretiyor. Bu senenin sloganı ‘Astımda Eğitim Güçlendirir.’ Astımda eğitim çok önemli. Astım hastalarımızı eğitirsek düzenli, uzun süreli koruyucu tedaviye uyumun arttığını görmekteyiz. Böylelikle hastalığı kontrol altına alabiliyoruz. Durum böyle olunca ölüm riskini de azaltmış oluyoruz" şeklinde konuştu. Toplantıda, Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu, Astım tedavisindeki zorluklar, Uzman Dr. Gaye İnal; Astımda eylem planı, Uzman Dr. Mahmut Cesur ise, Astımda inhaler ilaç kullanım eğitimi hakkında bilgiler verdi. Astımla ilgili bilgilendirici konuşmaların yapıldığı toplantıda sunumların ardından katılımcıların soruları yanıtlandı. Toplantıya çok sayıda sağlık personeli ve astım tanısı alan çok sayıda hasta katıldı.
Karaman Masalla büyüyen çocuğun hayal gücü daha geniş oluyor Türkiye’de Anadolu masalları anlatıcısı öğretmenlerden birisi olan Fatma Karaca Akkol, çocuklara masal anlatmayı çok sevdiğini söyledi. Karaman Gazi Mustafa Kemal İlkokulu’nda sınıf öğretmeni olan Fatma Karaca Akkol, 4 yıldır çocuklara masal anlatıyor. Masalla büyüyen çocuğun hayal gücünün daha geniş olduğunu belirten Fatma Karaca Akkol, “2020 yılından bu yana Anadolu masalları anlatıcısıyım. Bakanlığa bağlı olarak Anadolu masalları Karaman Instagram sayfasında çocuklara masal anlatımları yapıyorum. Bunun yanında fırsat buldukça okullara da giderek öğrencilere masal anlatımlarında bulunuyorum” dedi. “Türkiye’de sadece Keloğlan biliniyor” "Çocuklara Türkiye’de Anadolu masal kahramanlarından kimi biliyorsunuz diye sorsak, saydıkları sadece Keloğlan" diyen Fatma Karaca Akkol, “Ama bizim memleketimizde birbirinden güzel masallar var. Çünkü masal sözlü edebiyatın kadim bir türüdür. Bakanlığımız 2020 yılında böyle bir projeyle Anadolu masallarını çocuklarımıza ulaştırmaya, onları kendi kültürel kodlarımızla yetiştirmeye karar verdi. Ben bu eğitimi alan 3. veya 4. grup eğitici öğretmenim. Uzaktan eğitimle de binlerce öğretmene de bu eğitimler verildi” diye konuştu. Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi’nde yüksek lisans yaptığını da anlatan Fatma Karaca Akkol, “En çok sevdiğim birbirinden güzel masalları minik yüreklere, çocuklara ve geleceğimize aktarmaktır. Şunu iyi biliyoruz ki masalla büyüyen çocuğun hayal gücü daha geniş oluyor. Bu yüzden çocuklarınızı küçük yaştan itibaren masalla tanıştırın. Onlara bol bol masal anlatın ki hayal dünyaları genişlesin ya da büyüdüklerinde her masala inanmasınlar" dedi. Fatma Karaca Akkol, 4 yıl içerisinde 5 bine yakın çocuğa masal anlattığını da sözlerine ekledi. Öğrenciler ise öğretmenleri Fatma Karaca Akkol’un anlattığı masalları severek dinlediklerini söylediler.
Gaziantep Gaziantep Şehir Hastanesi’nden anne ölümlerini önleme konulu dev sempozyum Gaziantep Şehir Hastanesi tarafından Anne Ölümlerini Önleme konulu sempozyum düzenlendi. Yoğun katılımın olduğu sempozyum, Gaziantep Şehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği Eğitim ve İdari Sorumlusu Doç. Dr. Selcan Sınacı önderliğinde, Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Perinatoloji Kliniği Eğitim ve İdari sorumlusu Prof. Dr. Dilek Şahin ve Perinatoloji ve Riskli Gebelikler Derneğinin desteğiyle Gaziantep Şehir Hastanesi konferans salonunda gerçekleştirildi. Bir dakikalık saygı duruşu ve istiklal marşı okunmasının ardından toplantının açılış konuşmasını yapan Gaziantep Şehir Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Süleyman Çetinkünar, “Gaziantep Şehir Hastanesi Kadın Doğum ve Perinatoloji Klinikleri olarak riskli gebeliklerin yoğun bir şekilde yönetildiği bir merkez olmanın yanında asistan eğitimleri de vermekteyiz. Bölgemiz için önemli olan bilimsel bir toplantıya ev sahipliği yapmaktan ötürü çok mutluyuz. Tüm katılımcılara teşekkür ederim” dedi. Açılış konuşmalarının ardından toplantı da anne ölümlerinin azaltılmasına yönelik sunumlara geçildi. Dünyada ve Türkiye’ de anne ölümlerinin en sık sebeplerinden birinin de hipertansiyon olduğunun altını çizen Gaziantep Şehir Hastanesi Riskli Gebelik Uzmanı Doç. Dr. Selcan Sınacı ‘Gebeliğin hipertansif hastalıkları hem anne hem bebek için ölümcül sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle hipertansiyonu olan bir gebe mutlaka yakın takip edilmeli ve riskli gebelik uzmanları tarafından değerlendirmelidir’ dedi. Sempozyumda, anne ölümlerinin en çok sebebi olan kanama durumunda yapılması gereken medikal ve cerrahi yöntemler detaylı bir şekilde ele alındı. Asistan hekimlere pratik uygulama ile gösterildi. Yurdun dört bir yanından gelen kıymetli hocalar tarafından verilen eğitimler kadın doğum uzmanları ve asistanlar tarafından ilgi ile karşılandı ve çevre illerden de yoğun katılım gerçekleşti.