GÜNDEM - 04 Şubat 2021 Perşembe 09:23

Çocuklarla iletişimde 8 kritik nokta

A
A
A
Çocuklarla iletişimde 8 kritik nokta

Erken Çocukluk Eğitimi Uzmanı Damla Aydın, çocukların pandemi sürecini psikososyal açıdan sağlıklı bir şekilde atlatabilmeleri için anne ve babalara çok önemli tavsiyeler verdi. Çocukların normalleşme ile birlikte gelişimlerini sağlıklı olarak sürdürebilmesinin, pandemi sürecindeki iletişimde saklı olduğunu belirten Aydın, ''Çocuklara karşı sabırlı olunmalı, empatiyle yaklaşılmalı, sıkı iletişim kurulmalı ve yapıcı olunmalı'' önerisinde bulundu.

İzmir Kavram Meslek Yüksekokulu Çocuk Gelişimi Programı Bölüm Başkanı Öğr. Gör. Damla Aydın, çocukların pandemi sürecini psikososyal açıdan sağlıklı bir şekilde atlatabilmeleri için ailelere ne gibi görevler düştüğüne dair önemli tüyolar verdi. Aydın, ailelerin çocuklara yaklaşımı nasıl olmalı ve çocuklar ile zamanın nasıl değerlendirilmesi gerektiği hususunda önemli ipuçları aktardı.

''Kaygı, korku ve öfke normal''
Pandemi her yaştan bireyi etkisi altına almış olsa da çocukların, bu süreçten daha fazla etkilenmesinin normal olduğunu belirten Aydın, ''Özellikle erken çocukluk döneminde olan çocuklar, bilişsel anlamda soyut ifadeleri anlamlandırma ve soyut düşünebilme becerisine sahip olmadıkları için pandemi sürecinde uygulanan kısıtlamaları ve uyulması gereken kuralları anlamakta ve uygulamakta güçlük çekebilirler. Bu noktada; kaygı, korku ve öfke duygularını sıklıkla gözlemleyebiliriz.'' dedi.

''Anne ve babalarını suçlayabilirler''
Aydın, çocukların bu dönemde akranları ile bir arada oyun oynayarak, iletişim kurarak sosyal çevre içerisinde var olamadığının altını çizerek, ''Çocuklar, bu sürecin neden olduğu duygularla baş etme gereksinimi duyarken, sokağa çıkma yasaklarının gelmesi ve yüz yüze eğitime ara verilmesi ile bu ihtiyaçları karşılayamayacak duruma geldi. Günlük rutinleri tamamen değişti. Bu süreçte kaygı ve korkularını farklı şekilde yansıttıklarını gözlemleyebiliriz. Özellikle bilişsel ve duygusal açıdan gelişimlerini tamamlamamış olmaları, çocukların yaşadığı kaygı ve korkuları ağlayarak, öfke nöbetleri geçirerek, anne babayı suçlayarak, saldırgan davranışlarda bulunarak yansıttıklarını görebiliriz. Bunların yanında, çocuklar zamanlarını devamlı olarak anne baba ile geçirdikleri için anne babadan ayrılmak istemeyip, bakımını sağlayan kişiler ile her an birlikte olma isteği gözlenebileceği gibi kaygı ve karmaşık duygulardaki artış ile parmak emme, tırnak yeme, alt ıslatma, yeme bozuklukları gibi problemler de bu süreçte görülebilmektedir.'' ifadelerini kullandı.

Aydın, çocuk gelişimi ve eğitiminde ailenin rolü göz önünde bulundurulduğunda, çocukların bu süreci en az hasar ile atlatmaları ve pandemi sonrasında ortaya çıkabilecek olumsuz durumları önleyebilmeleri adına ailelere önemli görevler düştüğünü söyledi.

''Öncelikle güven duygusu oluşmalı''
''Pandemi süreci sona erdiğinde ya da normalleşme döneminde çocukların uyum sorunu yaşamaması, pandemi sürecinin çocuk için nasıl geçtiği ile ilgilidir.'' diyen Aydın, pandemi sürecinde çocuğa karşı olan yaklaşımların, çocuğun bu krizi nasıl geçireceği, bu krizden çıktığında nasıl bir ruh halinde olacaklarının belirleyicisi olduğuna dikkat çekti.

Aydın, pandemi sürecinde çocuklarla iletişim kurarken, şu tavsiyeleri paylaştı;

''Pandemi sürecinde çocuğa karşı olan olumlu tutum ve yaklaşımlar, sonrası için koruyucu/önleyici bir görev üstlenmektedir. Öncelikle çocuklarda güven duygusunun oluşumu sağlanmalıdır. Bunun için de çocuğa doğru ve net bilgiler vermek önemlidir. Virüsten korunmanın mümkün olduğu ve korunmak amacıyla neler yapılması gerektiği hakkında konuşulmalıdır.''

''Alışkanlıkları bol bol hatırlatmak gerek''

''Zorunlu bir durum olmadıkça dışarı çıkmamak, aile bireyleri dışındaki kişiler ile fiziksel mesafeyi korumak, maske kullanmak, elleri sık sık sabun ile yıkamak gibi konuşmalar gerçekleştirmek çocuğun önlem almasını sağlayacak ve önlemleri aldığı için de kendisini güvende hissetmesini destekleyecektir. Çocuklar yaşı itibari ile bilgileri içselleştirmek adına bol tekrara ihtiyaç duymaktadırlar. Bu öğretilerin alışkanlık haline getirilmesi için çocukların bol hatırlatmalara ihtiyaç duyduklarını unutmamalıyız.''

''Çocukların çevrelerini gözlemleyerek öğrendikleri, bireylerin tepki ve davranışlarını taklit ettikleri düşünüldüğünde çocuk ile bir arada olan bireylerin pandemi sürecinde verdikleri tepkiler de çocukların tutumlarını ve güven duygusunu direkt olarak etkilemektedir.''

''Olumsuz haberlerden uzak tutun''
''Çocuğun bakımını üstlenen kişilerin kaygı düzeylerinin yüksek olması, çocuğun pandemi sürecinin olumsuzlukları ile ilgili konuşmalara ve haberlerdeki olumsuz aktarımlara sık sık maruz kalması çocuğun kaygı ve korkusunu artıracaktır. Bu durum çocuğun pandemi sonrasında da normal sürece alışmasını zorlaştıracaktır. Bu nedenle ailelerin çocukların yanında aşırıya kaçan tepkiler ve konuşmalar sergilememesi gerekmektedir.''

''Çocuğu yok sayan ifadelerden uzak durun''
''Çocukla doğru paylaşımlarda bulunarak güven duygusu inşa edilmelidir. Çocukların soyut ifadeleri anlamlandırmakta güçlük çektikleri düşünüldüğünde her öğreti gibi pandemi sürecinde yaşanılan durumların da somutlaştırılarak anlatılması önemlidir. Bu noktada kuklalar, bebekler yardımı ile gerçekten sapmamak koşuluyla hikâyeleştirmeler yapılarak çocuğa bu süreç anlatılmalıdır. Bu anlatımlar ve paylaşımlar sırasında, çocukların bu olanlar hakkındaki düşüncelerini ve duygularını anlamak çok önemlidir. Birincil bilgi kaynağı olarak sizlere merak ettikleri soruları sormalarına teşvik ederek, çocuğun kendi duygularını içtenlikle, çekinmeden sizlere anlatabilmesi sağlanmalıdır. Bunun için çocuğun verdiği duygusal tepkilere karşı 'bunda korkacak hiçbir şey yok', ‘ağlamayı bırak, ne var ki bunda’ gibi duyguları yok sayıcı ifadelerde bulunmaktan kaçınmamız gerekmektedir. Bunun yerine duygularını anladığınıza yönelik mesajlar vermek gereklidir ki çocuk duygularını size rahatlıkla açıklayabilir konuma gelsin. Bazı çocuklar sözel iletişim yolu ile duyguları hakkında konuşmayı tercih ederken bazıları resim yoluyla veya kuklaları, oyuncakları konuşturarak duygularını paylaşabilirler. Bu noktada çocuklara duygularını ifade etmelerini sağlayacak farklı alternatifler sunulmalıdır.''

''İsteklerini sorun''
''Çocuğun yaşına ve gelişimine yönelik olarak pandemi süreci hakkında bilgilendirmeler gerçekleştirerek ve duygu paylaşımlarında bulunarak kendini güvende hissetmesi sağlandıktan sonra çocuğun bu süreci sağlıklı bir şekilde geçirmesi adına aile bireyleri ile kaliteli zaman geçirmesi; bu yolla olumsuz duygularını da oyun yolu ile en aza indirgemesine yardımcı olunmalıdır. Çocuğun ilgisini çekecek aktivelerde bulunmak televizyon, tablet gibi teknolojik aletlerle zaman geçirmesini de engelleyecektir. Bu noktada çocukların düşüncelerine önem verip ne oynamak, nasıl aktiviteler yapmak istediği sorulabilir, çocukların yaşına ve gelişimine uygun hikâyeler okunabilir, hikâyede geçen olaylar canlandırılabilir, ailecek oynanabilecek kutu oyunları alınarak keyifli zaman geçirmesi sağlanabilir.''

''Sorumluluklar verin''
''Çocukların yaşı itibari ile oyun oynamaya yönelik belirli bir zaman sınırı yoktur, devamlı oyun oynamak isteyebilir ve bu süreçte sizin de devamlı olarak oyuna katılım göstermenizi talep edebilirler. Bu da ev içi sorumlulukları göz önünde bulundurduğumuzda ailelerin şikâyetçi olduğu bir durum olarak karşımıza çıkıyor. ‘Yanından ayrılmamı istemiyor. Yemek ve ev işlerini yapmak için yanından ayrıldığımda kıyamet kopuyor’ gibi söylemleri sıklıkla duyabiliyoruz. Bu noktada çocuğu sürece dâhil etmek, çocuğun güvenliğini sağlayarak sorumluluklar vermek kurtarıcı olacaktır. Örneğin; bulaşık makinesi boşaltılırken çocuğun yardım etmesi sağlanabilir; tabakları bir bölüme, kâseleri bir bölüme gruplaması istenebilir, yemek yaparken çocuğu da sürece dâhil ederek malzemeleri tencereye koyması istenebilir, toz alırken eline bir bez vererek onun da size eşlik etmesi sağlanabilir. Bu süreçleri bir şarkı eşliğinde gerçekleştirerek çocuğun dikkati çekilebilir. Bu şekilde çocukları sürece dâhil ederek, sizler ile kaliteli zaman geçirmesini sağlamak, çocukta ‘ben değerliyim’ düşüncesinin gelişmesini ve kendini güvende hissetmesini sağlayarak kaygı ve korkuları ile baş etmesine yardımcı olacaktır.''

‘’Başkalarıyla sosyalleşmesi sağlanmalı''

''Sosyal bir varlık olan çocukların bu süreçte arkadaşlarından ayrı kalmalarının olumsuz etkilerini en aza indirmek ve pandemi sonrasında da dışarıdaki yaşama kolay adapte olmalarını sağlamak adına, sanal ortamlarda arkadaşları ile bir araya gelmeleri, sık sık görüntülü konuşmalar gerçekleştirerek, birbirleri ile paylaşımda bulunmaları sağlanmalıdır. Bu yolla fiziksel mesafenin sosyal mesafeye dönüşmesi engellenmelidir. Okula giden çocuklar için bu süreçte öğretmenlere de büyük rol düşmektedir. Canlı dersler sırasında sadece etkinliklere ve derslere odaklanmak yerine çocukların birbirleri ile paylaşımda bulunmaları sağlanmalıdır. Örneğin; anaokulu dönemindeki çocuklar için canlı derse katılmadan önce sevdiği bir oyuncağı veya oyun materyalini yanında bulundurarak arkadaşlarına onun hakkında bilgi vermesi sağlanabilir. Daha büyük yaş grubunda olan çocuklar için de derse gelmeden önce belirlenen ortak bir filmin izlenmesi, dersin ilk 15 dakikası izlenen film hakkında birbirlerine paylaşımda bulunmaları şeklinde planlamalar yapılabilir. Bu gibi etkinlikler, çocukların akranları ile paylaşımlarına devam etmesini sağlayarak pandemi sürecinden sonra okula ve normal yaşantıya uyumlarını kolaylaştıracaktır.''


''Normalleşme sürecinde kaygıya dikkat''
''Normalleşme sürecine geçiş yapıldığında ve yüz yüze eğitime başlanılacağı zaman çocuklarda tekrardan bir güvensizlik duygusu oluşarak kaygı ve karmaşık duygular gözlenebilir. Özellikle bu süreci ailesi ile geçiren çocuklarda ayrılık konusunda sıkıntılar görülebilir. Anne babadan veya bakımını üstlenen kişiden ayrılıp okula gitmek istemeyebilir. Bu durumda okulun güvenli olduğu, evde uyguladığınız korunma yöntemlerin (maske kullanımı, fiziksel mesafe, el yıkama vb.) okulda da uygulanacağı, öğretmeninin ona ihtiyaçları konusunda destek olacağı aktarılmalıdır. Okula uyumunu kolaylaştırmak adına yüz yüze eğitim başlamadan önce birlikte okula giderek öğretmeni ile iletişim kurması, sınıfını ve ihtiyaçlarını karışılabileceği alanları gezmesi süreci kolaylaştıracaktır.''


''Sabır, empati, iletişim ve yapıcı olmak''

''Son olarak pandemi süreci ve sonrası için dikkat edilmesi gereken en önemli nokta; ailelerin ve eğitimcilerin çocuklara karşı sabırlı olması, empati kurması, duygularını ifade etmelerini sağlaması, duygularını anlaması ve sorunlara karşı yapıcı olmasıdır. Tüm koruyucu ve önleyici yaklaşımlarınıza rağmen çocuğunuzda kaygı ve duygu karmaşası yoğun ise ve sorunlar ile baş etmekte zorlanıyorsanız bir uzmandan veya çocuğunuzun okulunda bulunan psikolog/psikolojik danışmandan destek alabilirsiniz.''

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik yeni düzenlemeler Resmi Gazete’de Çalışmak için bulundukları ilden başka illere giden mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin yaşadıkları sorunların giderilmesine yönelik yapılacak çalışmalar ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi Resmi Gazete’de yayımlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanarak Resmi Gazete’de yayımlanan ’Mevsimlik Tarım İşçileri ile İlgili 2024/5 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’ ile mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik yeni düzenlemeler getirildi. Genelge kapsamında, mevsimlik tarım işçileri ve aileleri için geçici yerleşim alanları oluşturulacak ve bu alanlarda eğitim, sağlık, ulaşım ve sosyal hizmetler sunulacak. Genelgeye göre, valilikler tarafından mevsimlik tarım işçilerinin yoğun olarak çalıştığı yerlerde iklim şartlarına uygun, emniyetli ve estetik prefabrik yapılar kullanılarak geçici yerleşim alanları kurulacak. Bu alanlar sel, su baskını gibi doğal afetlere karşı güvenli lokasyonlarda planlanacak ve yerleşim yerlerine elektrik, su ve kanalizasyon hizmetleri sağlanacak. Valiliklerce hazırlanan eylem planlarında belirlenen alanlara ilişkin tahsis veya protokol belgesi Mevsimlik Tarım İşçileri Bilgi Sistemi’ne (e-METİP) aktarılacak. Sağlık hizmetleri Genelgede sağlık hizmetleri kapsamında, il sağlık müdürlükleri tarafından mevsimlik tarım işçileri ve ailelerine yönelik aşılama, kronik hastalık taramaları ve mobil sağlık ekipleri ile sağlık hizmetleri sunulacak. İl sağlık müdürlüklerince mevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olduğu bölgelerde yeterli sayıda personelinin istihdamının sağlacağı belirtilen genelgede, ”İl sağlık müdürlüklerince mevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olduğu bölgelerde yeterli sayıda sağlık personelinin istihdamı sağlanacak ve hizmet ihtiyacına göre personelin çalışma saatleri düzenlenecektir. Çalışan sağlığının korunması ve geliştirilmesi kapsamında il sağlık müdürlüklerince gerekli bilgilendirme faaliyetleri yapılacaktır” ifadelerine yer verildi. Eğitim hizmetleri Genelgeye göre çocukların eğitimi için geçici yerleşim alanlarında eğitim merkezleri oluşturulacak ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim hizmetleri koordine edilecek. İl milli Eğitim Müdürlüklerince; geçici yerleşim alanlarında eğitim ve sosyal faaliyetler için oluşturulan merkezin, öncelikle çocuklar için etkin bir eğitim merkezi olarak kullanılmasının sağlanacağına dikkati çekilen genelgede şu ifadelere yer verildi: "Çocukların eğitimi için geçici yerleşim alanlarında eğitim merkezleri oluşturulacak ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim hizmetleri koordine edilecek. Mevsimlik tarım işçilerinin zorunlu eğitim çağındaki çocuklarının eğitimlerini devam ettirmek üzere konu hakkında Milli Eğitim Bakanlığının ilgili yönerge/genelge hükümleri uygulanacaktır. Bu hususta şartlı nakit transferi gibi özendirici tedbirler etkin şekilde uygulanacak, çocukların okul kıyafetleri ve malzemeleri valiliklerce sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları aracılığıyla temin edilecektir. İl milli eğitim müdürlüklerince; mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarının daimi ikametgahlarındaki okullarına döndüklerinde öğrenme kayıplarına yönelik telafi/yetiştirme eğitimleri yapılacaktır. Mevsimlik tarım işçileri, daimi ikamet ettikleri illere geri döndüklerinde çalışma ve iş kurumu il müdürlükleri, halk eğitimi merkezleri ve mesleki eğitim merkezlerince; işçiler arasında yaygın eğitim ihtiyacı olanlar tespit edilerek eğitim ihtiyaçları karşılanacak, yetişkinlere okuma-yazma ve/veya meslek edindirme kursları, iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri ile sosyal-kültürel faaliyetler düzenlenecektir. Özel eğitim ihtiyacı bulunan çocuklar rehberlik araştırma merkezi müdürlükleri tarafından eğitim imkanlarından faydalandırılacaktır. Mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarının eğitime erişimlerinin sağlanması amacıyla il/ilçe milli eğitim müdürlükleri bünyesinde kurulan ekiplerin görevleri süresince ulaşım ihtiyaçlarının giderilmesi için gerekli tedbirler Valiliklerce alınacaktır." Genelgeye göre, İçişleri Bakanlığı, mevsimlik tarım işçilerinin güvenli bir şekilde seyahat etmeleri için gerekli trafik denetimlerini artıracak ve gece saatlerinde yolculuk yapmamaları sağlanacak. Geçici yerleşim alanlarının korunması ve asayişin sağlanması için kolluk kuvvetleri tarafından düzenli devriyeler yapılacak. Sosyal hizmetler Aile ve sosyal hizmetler il müdürlüklerince sosyal hizmetler kapsamında, mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin bilgilendirilmesi sağlanacağı kaydedilen genelgede kadın, çocuk, engelli ve yaşlıların sunulan hizmetlerden yararlanacağı vurgulandı. Okul çağına gelmemiş çocuklar için ise aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri ve İl Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından geçici yerleşim alanlarında eğitim ve bakım hizmetleri için personel görevlendirilebilecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından sunulan gezici kütüphane, gezici müze ve benzeri hizmetlerin geçici yerleşim alanlarında faaliyet göstermesi amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile koordineli çalışmalar yürütüleceği aktarılan genelgede şunlar yer aldı: "Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarına yönelik sosyal ve sportif faaliyetler yürütülecektir. İl Müftülüklerince mevsimlik tarım işçilerinin ve ailelerinin inanç ve ibadet ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli tüm tedbirler alınacak; çocuk işçiliğinin önlenmesine ve çocukların zorunlu eğitime devam etmelerinin sağlanmasına ilişkin olarak ailelerin bilgilendirilmesine yönelik çalışmalara destek verilecektir." Mevsimlik Tarım İşçileri Bilgi Sistemi (e-METİP) Mevsimlik tarım işçisi olarak daimi ikametgahı dışında bir başka ilde çalışmak amacıyla geçici olarak yer değiştirenlerin ve ailelerinin kimlik bildirimleri, bu kişilerin yaşadıkları geçici yerleşim alanlarındaki kolluk kuvvetlerince alınacağı vurgulanan genelge şu şekilde devam etti: "Bu bildirimler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile elektronik ortamda paylaşılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için teknik altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı tarafından yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığına e-METİP’e kayıtlı olan mevsimlik tarım işçilerinin ve aile bireylerinin kimlik numaralarını bildirecektir. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kullanılmakta olan Milli Eğitim Bakanlığı e-Okul Yönetim Bilgi Sistemi’nde yer alan mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarına ilişkin kayıtlar e-METİP’e aktarılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılacaktır. Mevsimlik tarım işçilerinin ve ailelerinin kimlik numaraları her sağlık hizmeti sunumunda alınarak, sunulan hizmetlere ilişkin bilgiler kişisel verileri içermeyecek şekilde e-METİP’e aktarılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Sağlık Bakanlığı tarafından yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı gerekli gördüğü takdirde e-METİP’in etkinliğinin artırılması amacıyla diğer kamu kurum ve kuruluşlarından protokole gerek duymadan kişisel verileri içermeyecek şekilde veri talebinde bulunabilecektir. Tarım alanlarının geniş bölgelere yayılması nedeniyle mevsimlik tarım işçilerinin kayıt altına alınması sürecinde kolluk kuvvetlerine kolaylık sağlamak amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı taşra teşkilatı başta olmak üzere ilgili kamu kurum ve kuruluşları, muhtarlar ile ziraat odaları birlikleri ve mevsimlik tarım işçisi çalıştıran tarla veya bahçe sahipleri/işleticileri ve işverenler tespit ettikleri/çalıştırdıkları mevsimlik tarım işçilerini kolluk kuvvetlerine bildirecektir.
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.