SAĞLIK - 28 Mayıs 2022 Cumartesi 14:26

Çöl tozu, astım, koah, gibi akciğer hastalıklarına bağlı ölümleri arttırıyor

A
A
A
Çöl tozu, astım, koah, gibi akciğer hastalıklarına bağlı ölümleri arttırıyor

Türk Toraks Derneği 1. Başkan Yardımcısı Prof.Dr. Hasan Bayram, Gaziantep'te 5 yıl boyunca çöl tozlarının sağlığa zararı noktasında yatıkları araştırmada, " 5 yıllık bir süreçte akciğer hastalığına bağlı ölümleri, hastane yatışları ve hastane servislerini inceledik. Çöl tozu fırtınalarının yoğun olduğu dönemlerde özellikle astım, koah, gibi akciğer hastalıklarına bağlı ölümler anlamlı derece artıyor. Yine bu hastalıklara bağlı damar pıhtılaşması ve benzeri gibi hastalıklar çıkabiliyor" dedi.

Türk Toraks Derneği 1. Başkan Yardımcısı Prof.Dr. Hasan Bayram, başarılı bir kongre geçirdiklerini belirterek, Covid 19, çevre, hava kirliliği, uyku bozuklukları, yoğun bakım süreci ve dünyadaki gelişmeler hakkında panel ve sempozyumlar yapıldığını kaydetti.

Türk Toraks Derneği’nin 30 yaşında olduğunu aktaran Bayram, “Bizim derneğimiz benzerlerinden belki farklı olarak bir takım temel ilkeleri olan halk sağlığını önceleyen, akciğer sağlığını iyileştirmeyi birinci derecede misyonu olarak gören ve hep bu doğrultuda çalışan ama bilimi referans alan bilimsel doğrularla hep çalışan bir dernek oldu. Bu ilkelerini hep korudu bundan sonrada sürdürecektir. Tabi akciğerler dış ortamla çok etkileşen organlar, düşünürseniz biz dakika da 15-20 defa nefes alıp veriyoruz. Günde belki 8-10 defa su içiyoruz 2-3 defa yemek yiyoruz ama bir dakikada 15-20 defa nefes alıp veriyoruz. Dolayısıyla akciğerler dış ortamda havanın içerisinde bulunan her şeyle etkileşebiliyor. Bu kimi zaman bir mineral olabiliyor örneğin bulunduğunuz yere bağlı olarak. Çevrede tozlu olan bir akciğer kanserine akciğer zarı kanserine neden olabiliyor” diye konuştu.

Bayram, derneğin ilk kurucu başkanı İzzettin Barış’ın Nevşehir Ürgüp, Göreme bölgesinde ilk defa toprakta olan bir mineralin akciğer zarı kanserine yol açtığını ortaya koydu ve bir takım önlemlerin alınmasına vesile olduğunu hatırlattı.

"Ülkemizde hava kirliliği yüksek"

Yeni bir sorun olmamasına rağmen iklim değişikliği ve çevresel durumların akciğer sağlığı üzerin etkisine etkilerinin olduğunu dile getiren Bayram, “ Birinci sırada kirlilik bulunuyor. Gelişmiş ülkelerde hava kirliliği çok önemli ölçüde azaltılmış durumda ama bugün baktığımızda gelişmekte olan Afrika ülkeleri, Güney Amerika ve özellikle Asya ülkelerinde ciddi bir sorun. Ülkemizdeki hava kirliliği verilerine baktığımızda ne yazık ki Avrupa Birliği’nin önerdiği değerlerin kat ve kat üzerinde görülüyor. İklim değişikliği, ülkemiz için çok önemli bir sorun. Bütün dünyayı etkiliyor iklim değişikliği. Küresel ısınma son değerlere baktığımızda 1 derece civarında endüstriyel öncesi döneme göre dünya ortalamasında ısınma var. Ülkemizde ise bu değerin 2 derece üzerine çıkmış durumda. Akdeniz bölgesi, Ortadoğu gibi, bölgeler çok daha hassas ülkemizde hassas olan bölgelerde daha çok orman yangını görüyoruz. Aşırı hava olaylarını çok görüyoruz” diye konuştu.

"Çöl tozu hastalıkları arttırdı"

Bu çerçevede sel, su baskınları ve daha çok çöl fırtınası görmeye başlıklarını ifade eden Bayram, “ Ülkemizde çöl yok ama Sahra çölünden veya Afrika’dan geldiğini görüyoruz. Artık çoğu bölgemizde çöl fırtınaları görünüyor. Bizimde bu dönemde Gaziantep’te yaptığımız bir çalışma oldu. Tabii orada çöl tozu taşınımı çok daha fazla 5 yıllık bir süreçte akciğer hastalığına bağlı ölümleri, hastane yatışlarını ve hastane servislerini inceledik. Çöl tozu fırtınalarının yoğun olduğu dönemlerde özellikle astım, koah, gibi akciğer hastalıklarına bağlı ölümler anlamlı derece artıyor. Yine bu hastalıklara bağlı işte damar pıhtılaşması ve benzeri gibi hastalıklar çıkabiliyor. Ve bulgularımız Avrupa Alerji Derneği ve Akademisine sunuldu ve konuda en önemli dergilerinden birinde yayımlandı”dedi.

"Temiz enerjiye yönlenmeliyiz"

Bayram, Türkiye’nin çevre sorunlarına karşı daha duyarlı olması gerektiğinin altını çizdi.
Türkiye’de yapımı devam eden termik santrallerden vazgeçilmesi gerektiğini işaret eden Bayram, “Güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmemiz gerek. Ve çalışmalar göstermiş ki güneş enerjisi hem daha etkin kullanılabiliyor yani izin kömür gibi kaynaklardan elde ettiğiniz. Verimlilikte enerji elde edebiliyorsunuz. Yüksek istihdam sağlayabiliyor. Ve çevre üzerine hiçbir etkisi yok. Dernek olarak temiz enerjilere yönelmeyi savunuyoruz” dedi.

"Tütün ürünlerini sınırlandırmak için ciddi önlemler alınmalı"

Türkiye’nin ilk başlarda tütün kontrolü ile ilgili politikalarda dünyada örnek gösterildiğini aktaran Hasan Bayram,“ Ülkemizde kapalı alanlarda sigara içilmesi önlendi, sigara önlemlerinde sıkı denetim getirildi. İşte reklamlar kaldırıldı bugün bunların bir kısmı devam etmekle beraber bu konuda eski kararlılığın eski ciddiyetin olmadığını ne yazık ki görüyoruz. Tabi bu konuda fiyat aktörü sigara satışını azaltmada en önemli etkenlerden biri ama siz bunu diğer önlemler ile desteklemezseniz, bu etkisiz kalır. Hiçbiri sigaradan daha zararlı değil nargile, ısıtılmış tütün dumanı daha az zararlı değil, elektronik sigaralar daha zararlı değil. Bunlarla yapılan çok geniş çalışmalar var sonuçta tüten her şey zararlı. Ayrıca orman yangıları sırasında çıkan dumanın hastaları çok etkilediğini görüyoruz. Dolayısıyla bizim tütün ürünlerini sınırlandırmak gerekir ve bu konuda gerçekten ciddi önlemler almak durumundayız”diye konuştu.

Bayram, Türkiye’nin artık fosil yakıt denilen odun, kömür gibi yakıtlardan uzaklaşarak, güneş ve rüzgar enerjisine yönelmesi gerektiğini bildirdi.

İsa Akar-Gazi Taş
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Burdur Çektiği videolarla köy hayatını anlatan Keçiperver gül tarlalarına indi Burdur’da köyde ailesi ile yaşayan ve köy yaşamından çektiği videolarla sosyal medyada “Keçiperver” adıyla bilinen Havvanur Kösem bu sefer de gül hasadına merak sardı. Gül bahçelerinde yapılan hasada katılan Keçiperver hem gül işçileriyle sohbet etti hem de sosyal medyaya içerik üretti. Sosyal medya platformları üzerinden 5 yıldır video çekip yayınlayan "Keçiperver" olarak tanınan Havvanur’un Burdur’un Bucak ilçesine bağlı Çamlık köyünde tarladaki çalışma anlarından hazırladığı vlog Türkiye genelinde büyük ilgi toplamıştı. Köyde çiftçilik yapan aile ile birlikte yaşayan ve köy hayatına dair yaptıkları çalışmaları vlog haline getirip sosyal medyada paylaşan Kösem yaptığı içeriklerle takipçilerinin sempatisini kazandı. Mayıs ayının ilk haftalarında başlayan gül hasadını merak eden Havvanur Kösem, yöresel kıyafetlerini giyip gül bahçelerine indi. Burada kolları sıvayıp gül toplayan Kösem hem gül işçileriyle sohbet etti hem de sosyal medya hesabı için içerik üretti. İlk defa gül hasadını deneyimlediğini ve gül kokulu bahçelerde çalışmanın hoşuna gittiğini söyleyen Havvanur Kösem gül toplamanın erik ve nar toplamaya göre daha kolay ve zevkli olduğunu belirtti. Gül bahçesinde yaptığı açıklamada buraya hem içerik üretmeye hem de hasadı deneyimlemeye geldiğini belirten Kösem; “Gül hasadını ilk kez tecrübe ettim açıkçası. Çok sevdim. Tabi akşama kadar toplamak zor ve yorucu olabilir ama ben 2-3 saattir falan topluyorum, gayet keyifli geçiyor. Bir de güzel güzel gül kokuları geliyor, manzara müthiş Burdur Gölü. Her şey çok güzel. Bildiğim kadarıyla gül kozmetikte kullanılıyor, yağı çıkartılıyor. Yağı çok değerli, kilosu 12 bin ile 16 bin Euro arasında değişiyor.” dedi. Gül toplamak erik ve nar toplamaktan daha kolay Kendi bahçelerinde erik ve nar yetiştirdiklerini, gül toplamanın onlara göre daha kolay olduğunu da söyleyen Havvanur Kösem; “ Bu aralar biz erik topluyoruz, o daha zor. Nar toplamak da daha zor bence. Çünkü gül boyum ile aynı seviyede ve çok kolay kırılıyor. Mevsimi de mayıs ayı olması nedeniyle ne sıcak ne de soğuk. Yanmazsın o yüzden güneş kremini sür sür topla diyerek esprili bir şekilde konuştu. Gül bahçesindeki hasadın ardından gül yağı çıkarma tesisini de gezen Kösem topladığı gülleri tartıp kaynatma kazanlarına doldurdu. Daha sonra yapılan işlem hakkında tesis yetkilisinden gül yağının nasıl elde edildiği hakkında bilgi aldı. (NÖ-SK-
Antalya Özel bireylerin temsili askerliğinde gurur, sevinç ve gözyaşı bir arada yaşandı Antalya’da Engelliler haftası çerçevesinde bir günlük temsili askerlik yapacak 15 engelli genç için asker uğurlama töreni düzenlendi. Davul ve klarnet eşliğinde kınası yakılan özel bireylerin yüzlerinde gülücükler açarken, aileleri de gözyaşı dökerek duygu dolu anlar yaşadı. 10-16 Mayıs Engelliler Haftası kapsamında Antalya Büyükşehir Belediyesi önünde düzenlenen programda bir günlük temsili askerlik yapacak gidecek 15’e yakın engelli genç için asker eğlencesi düzenlendi. Büyükşehir Belediyesi önünde düzenlenen törende gençler davul ve klarnet eşliğinde oynadı. Türk Bayrağı işlenmiş örtüleri sırtlarına asan gençler, İstiklal Marşı’nı aileleriyle birlikte okudu, ardından ellerine geleneklere uygun olarak asker kınası yakıldı. Özel bireylerin yüzlerinde gülücükler eksik olmazken, aileleri ise duygu dolu anlar yaşadı. Bazı aile bireyleri gözyaşlarına hakim olamadı. Törende konuşan Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ramazan Demir, gençlerin ve ailelerin bu özel gününe ortak oldukları için mutlu olduklarını ifade etti. Gözyaşlarını tutamadı Temsili askerlik yapan özel bireylerden 21 yaşındaki İbrahim Karaman’ın babası Abdullah Karaman törende duygusal anlar yaşadı. Karaman, “Çok muhteşem bir şey. Keşke sağlıklı olsalardı da cepheye gidebilselerdi. Bu anlatılmaz ancak yaşanabilecek bir duygu” diyerek gözyaşı döktü. Kardeşini temsili törende uğurlamaya gelen Hale Ayşe Karaman da “Küçükken askere giderse üzülürüm diye düşünüyordum sonra gidemeyeceğini öğrendim. 1 günlükte olsa böyle bir organizasyon yapılması çok güzel. Çok duygulandım. Bu duyguyu tatmaları çok güzel. Kendisini bugün özel hissediyor ve çok mutlu” diye konuştu.