DÜNYA - 26 Kasım 2021 Cuma 20:38

Covid-19'un yeni mutasyonu İsrail'de de tespit edildi

A
A
A
Covid-19'un yeni mutasyonu İsrail'de de tespit edildi

İsrail Sağlık Bakanlığı, Doğu Afrika ülkesi Malavi'den ülkeye dönen 3 kişide korona virüsün (Covid-19) B.1.1.529 olarak adlandırılan yeni mutasyonunun tespit edildiğini ve karantinaya alındıklarını kaydetti.

Korona virüs (Covid-19) ile mücadele kapsamında çalışmalar dünya genelinde hız kesmeden devam ederken, Covid-19'un Afrika’da tespit edilen ve B.1.1.529 olarak adlandırılan yeni mutasyonu giderek yayılmaya devam ediyor. İsrail Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Doğu Afrika ülkesi Malavi'den İsrail'e dönen ve Covid-19'a karşı aşılanmış 3 kişide B.1.1.529 adlı Güney Afrika mutasyonunun tespit edildiği ve bu kişilerin karantina altına alındığı ifade edildi. Bakanlık duyurusu üzerine bugün konuya ilişkin İsrail hükümeti, Kabine Toplantısı düzenleme kararı aldı.

Yeni mutasyonu tartışmak için düzenlenen Kabine toplantısında İsrail Başbakanı Naftali Bennett, bu mutasyonun daha bulaşıcı olduğunu ve Covid-19'un delta mutasyonundan daha hızlı yayıldığını ve yetkililerin ise yeni mutasyonun Covid-19'a karşı geliştirilen aşılardan etkilenip etkilenmediğine yada daha ölümcül olup olmadığına dair bilgi topladığını kaydetti. İsrail'de B.1.1.529 mutasyonunun tespit edilmesine ilişkin Bennett yaptığı açıklamada, "Şu anda acil bir durumun eşiğindeyiz. Herkesten hazırlıklı olmasını ve günün her saatinde çalışmaya tam olarak katılmasını istiyorum" ifadelerini kullandı.

Bennett'in açıklamasının ardından İsrail hükümeti tarafından yapılan açıklamada, Sahra Altı Afrika'daki tüm ülkelerin, yabancı uyrukluların İsrail'e seyahat etmesinin yasaklandığı "kırmızı ülkeler" olarak kabul edileceği belirtildi. İsraillilerin bu ülkeleri ziyaret etmelerinin yasak olduğunu ve bu ülkelerden dönenlerin bir süre boyunca karantina altına alınacağını bildiren hükümet, İsrail ordusunun geçtiğimiz hafta içinde kırmızı ülkeleri ziyaret eden tüm kişileri tespit etmek için çalışma yürüteceğini ve bu kişilere testlerinin yapıldığı sürç içinde kendilerini karantinaya almaları talimatı vereceğini aktardı.

"Yeni mutasyonu anlamak birkaç hafta sürecek"

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Sözcüsü Christian Lindmeier, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından düzenlenen bilgilendirme toplantısında yaptığı açıklamada, araştırmacıların B.1.1.529 mutasyonunun etkisini anlamasının birkaç hafta süreceğine dikkat çekti. Lindmeir, "Araştırmacılar, mutasyon ve bu mutasyonun ne kadar bulaşıcı veya ölümcül olduğu konusunda daha fazla bilgi edinmek için çalışıyorlar. Yeni mutasyonu anlamak birkaç hafta sürecek" ifadelerini kullandı.

Yeni mutasyon giderek yayılıyor

DSÖ tarafından yapılan açıklamada, şu ana kadar B.1.1.529 mutasyonu taşıyan 100'den az vakanın rapor edildiği ifade edildi. Vakaların çoğunlukla Güney Afrika'da doğrulandığını belirten DSÖ, yeni mutasyonun Hong Kong, İsrail, Botsvana ve Belçika'da da tespit edildiğine dikkat çekti. İngiltere Sağlık Bakanı Sajid Javid İngiltere Avam Kamarası'nda yaptığı açıklamada, mutasyonun "büyük bir uluslararası endişeye" neden olduğunu, fakat İngiltere'de herhangi bir vakanın tespit edilmediğini belirtti. Elde edilen deneyimlerin "hızlı ve mümkün olan en kısa zamanda hareket edilmesi gerektiğini" gösterdiğini bildiren Javid, B.1.1.529 mutasyonunun Güney Afrika ve Botsvana'dan "büyük ihtimalle" diğer ülkelere yayılmış olabileceğini kaydetti.

Yeni mutasyon Hong Kong'a sıçradı

Çin'in Hong Kong Özel İdare Bölgesi'nde Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada ise, Hong Kong'da yeni mutasyonun Güney Afrika'dan gelen 1 kişide ve aynı karantina otelinde birkaç gün sonra testi pozitif çıkan 1 misafirde tespit edildiği bildirildi. Bakanlık, 2 vakanın da Covid-19'a karşı tamamen aşılı olduğunu kaydetti.

B.1.1.529 Belçika'da da tespit edildi

B.1.1.529 olarak adlandırılan Güney Afrika mutasyonunun tespitinin ardından bazı ülkeler Afrika’daki bazı ülkelere olan sınırlarını kapatma kararı alırken, Belçika hükümeti tarafından yapılan açıklamada, ülkede ilk kez Güney Afrika mutasyonunun tespit edildiğini duyurdu. Belçika Sağlık Bakanı Frank Vandenbroucke yaptığı açıklamada, yeni mutasyonun aşısız bir kişide tespit edildiğini ve şahsa 22 Kasım’da yapılan testin pozitif çıktığını duyurdu.

Birçok ülke, Güney Afrika ülkelerine uçuşlarını durduruyor

Bu hafta başlarında Güney Afrika'da Covid-19'un yeni mutasyonu olan B.1.1.529'un tespit edilmesini ardından birçok ülkede yetkililer harekete geçerek, seyahat kısıtlamalarını sıkılaştırıyor. Aralarında İngiltere ve Singapur'un da bulunduğu çok sayıda ülke, Güney Afrika ülkelerine olan uçuşlarını durdurma kararı aldı. Bununla birlikte, İngiltere ve Hollanda dahil olmak üzere artan sayıda ülke, Güney Afrika ülkelerinden South Africa, Botsvana, Namibya, Zimbabve, Esvatini ve Lesotho'ya uçuşları geçici olarak durdurma kararı aldı.

İngiltere hükümeti tarafından yapılan açıklamada, mutasyon nedeniyle Güney Afrika, Botsvana, Namibya, Zimbabve, Lesotho ve Esvatini'nin kırmızı seyahat listesine alındığı ve bu ülkelerden gelen kişilerin 10 gün boyunca otel karantinası uygulamaları gerektiği ifade edildi. Ek olarak Singapur, İtalya, Fransa ve İsrail, Mozambik'i kırmızı listeye alan ülkeler arasında yer alırken Japonya ise, Cumartesi gününden itibaren Güney Afrika'dan gelen yolcuların 10 gün karantinaya almaları ve bu süre içinde toplam 4 test yaptırmaları gerektiğini duyurdu.

"Artık Avrupa'da hepimizin çok hızlı hareket etmesi önem taşıyor"

Ayrıca Avrupa Birliği'nden (AB) yetkililer, mutasyonla mücadele kapsamında Güney Afrika bölgesinde yer alan tüm ülkelerden uçuşları yasaklamaları yönünde tavsiyede bulundu. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen yaptığı açıklamada, tüm AB ülkelerine "acil durum freni" uygulamalarını ve bölgeden uçuşları durdurmaları çağrısında bulundu. Leyen, "Bu yeni mutasyonun oluşturduğu tehlike hakkında daha net bir bilgiye sahip olana kadar, bu ülkelere tüm hava seyahatleri askıya alınmalıdır" ifadelerini kullandı. Leyen ayrıca, AB vatandaşlarını Covid-19'a karşı aşı olmaya çağırarak, "Artık Avrupa'da hepimizin çok hızlı, kararlı ve birlik içinde hareket etmesi önem taşıyor" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Sağlık-Sen: “MHRS’deki yoğunluğu azaltmak için kademeli sevk zinciri kurulmalı” Sağlık-Sen Stratejik Araştırmalar Merkezi (SASAM) Hekim Koordinatörü Ali Ramazan Benli, Sağlık-Sen’in MHRS ile ilgili hazırladığı raporu paylaşarak, “MHRS’nin daha işlevsel hale gelebilmesi için kademeli sevk zincirine geçilmeli. İlk etapta MHRS’nin yüzde 20’si aile hekimlerine tahsis edilmeli. Aile Hekimliği Bilgi Sistemi ve Hastane Bilgi Yönetim Sistemi birbiri ile entegre hale gelmeli” dedi. Sağlık-Sen Stratejik Araştırmalar Merkezi (SASAM) Hekim Koordinatörü Doç. Dr. Ali Ramazan Benli, Sağlık Bakanlığı’nın Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) ile ilgili yeni hazırladığı düzenlemeye ilişkin Sağlık-Sen’in hazırladığı raporu paylaştı. Kademeli sevk zincirine dikkat çekilen raporda, sistemin işleyişi için birçok konuya da vurgu yapıldı. “Kademeli sevk zincirine geçilmeli” Rapora ilişkin açıklamalarda bulunan Benli, MHRS’nin daha işlevsel hale gelmesi için kademeli sevk zincirinin oluşturulması gerektiğine dikkat çekerek, “Aile hekimliğinin dünyadaki uygulaması içerisinde sevk zinciri vazgeçilmez bir durumdur. Yani kişi acil olmayan bir şikayetinde önce aile hekimine gider ve aile hekimi gerekli muayene ve tetkiklerini yapar, tedavisini düzenler veya ilgili branşa sevk eder. Sevk zincirinin kurgulanması, hastane başvurularını azaltacak, hastanelerde uzman hizmet kalitesini artıracak ve sağlık maliyetlerini düşürecektir. Bu sebeple kademeli olarak sevk zincirine geçilmelidir. Ayrıca sevk zinciri sağlıkta dönüşüm programının tamamlanmasında önemli bir yer tutmaktadır” diye konuştu. “MHRS’nin yüzde 20’si aile hekimlerine tahsis edilmeli” Kademeli sevk sistemi ile birçok sorunun önüne geçileceği ve sağlık hizmet kalitesinin daha da artacağına vurgu yapan Benli, “Kademeli sevk zincirinin oluşturulmasının daha önce pilot illerdeki sevk zinciri uygulamasından farkı; hastaların direkt hastanelere gitmesinin engellenmemesidir. Yani hastalar aile hekimlerinden sevk ile hastaneye gidebildikleri gibi direkt de gidebileceklerdir. Aile hekimi hastasını sevk etmeyi istediği zaman normal randevu sırasına yönlendirme yerine sistemi by-pass ederek sevkin sağlanması gerekmektedir. Çünkü hekim değerlendirmesinden geçen hastada sevk gerekliliği oluştu ise bu durum öncelikli sayılmalıdır. Bunun da ilk basamağı MHRS üzerinden planlanabilir. MHRS’nin belirli bir oranı, ilk etapta yüzde 20’si aile hekimlerine tahsis edilmeli. MHRS, Aile Hekimliği Bilgi Sistemi (AHBS) ve Hastane Bilgi Yönetim Sistemi (HBYS) ile entegredir. Aynı şekilde AHBS ve HBYS de birbirleri ile entegre olmalıdır. Aile hekimi hastasını sevk edeceği zaman kullanmış olduğu AHBS sisteminin ekranından sevk edebilmeli ve ne için sevk ettiğini sisteme yazabilmelidir. Bu durumu HBYS sisteminden sevk edilen doktor görebilmelidir. Hastanede karşılayan doktor hastanın değerlendirmesini, nasıl takip edilmesi ve hangi durumlarda tekrar görmesi gerektiğini aile hekiminin göreceği sisteme yazabilmelidir. Böylece basamaklar arası iletişim daha sağlıklı hale gelir. Farklı basamaklarda çalışan hekimlerin dijital sistem üzerinden iletişimlerinin artırılması sistemin verimliliğini artıracaktır” ifadelerini kullandı. “Sistemin aksamaması için aile hekimi sayısı 50 binin üzerine çıkarılmalı” Aile hekimlerinin sevk zincirine dahil edilmesiyle aile hekimliği sisteminde aksaklıklar yaşanabileceğine, bunun da önüne geçmek için mevcut aile hekimi sayısının iki katına çıkarılması gerektiğine dikkati çeken Benli, “Sevk zincirini kurabilmek, davranış değişikliği gerektirdiğinden zamana yayılarak yapılmalıdır. Ayrıca sistemi de bu duruma hazırlamak zaman alacaktır. Sistemin hazırlanmasında aile hekimi başına düşen kişi sayısını OECD ortalaması olan 2 bin rakamlarına çekebilmek önemli bir aşamadır. Halihazırda ülkemizde bir aile hekimi 4 bin kişiye kadar bakabilmektedir. Bu durum aile hekimlerinin iş yüklerini artırmaktadır. Bunun için 28 bin olan aile hekimi sayısının 50 binin üzerine çıkarılması gerekmektedir” şeklinde konuştu. Kademeli sevk zincirinin oluşmasıyla randevu alınmasında yaşanan birçok sorunun ortadan kalkacağını, memnuniyet oranının artacağını söyleyen Benli, sözlerini şöyle tamamladı: “Sonuç olarak; sağlık sisteminin rehabilitasyonunda sevk zincirine geçiş önemli bir adım olarak önümüzde durmaktadır. Ülkemiz koşullarında sevk zincirine kademeli olarak geçilmesi daha uygulanabilir ve bu durum MHRS üzerinden başlatılabilir. Birinci basamağın güçlendirilmesi ve basamaklar arası entegrasyonun artırılması sistemin verimliliği açısından önemlidir.”