SAĞLIK - 14 Eylül 2017 Perşembe 18:38

'Crohn hastalığı en sık otuzlu yaşlarda görülüyor'

A
A
A
'Crohn hastalığı en sık otuzlu yaşlarda görülüyor'

Hepatoloji ve Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Ziyaettin Durakoğlu, “Crohn hastalığı en sık otuzlu yaşlarda görülür. Bu hastalık sosyoekonomik düzeyi yüksek olanlarda, büro işlerinde çalışanlarda ve şehirde yaşayanlarda sık görülmektedir” dedi.

Medicana Bahçelievler Hastanesi Hepatoloji ve Gastroenteroloji Uzmanı Uzman Dr. Ziyaettin Durakoğlu, Crohn hastalığının ağızdan anüse kadar tüm sindirim kanalını yer yer ve duvar boyunca tutabilen, iyileşme ve alevlenme dönemleri ile seyreden, kronik bir iltihabi hastalık olduğunu belirterek hastalık hakkında bilgiler verdi.

Hastalığın tekrarlayıcı cerrahi girişim ve barsak çıkarılmaları ile sonlanarak; darlık, apse ve fistül gibi komplikasyonlara yol açabileceğini ifade eden, Hepatoloji ve Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Ziyaettin Durakoğlu, “Crohn hastalığı en sık otuzlu yaşlarda görülür. 55 ve 65 yaşları arasında ikinci bir atak izlenebilir. Kadınlarda erkeklere göre biraz daha sıktır. Crohn hastalığı gelişimi açısında en önemli risk faktörü aile öyküsüdür. Birinci derece akrabada crohn hastalığı varsa hastalığa yakalanma riski artar. Tek yumurta ikizlerinde, çift yumurta ikizlerine göre daha sık görülmektedir. Otozomal resesif (her bir ebeveynden hastalıklı geni almak) geçiş söz konusudur. Bu hastalık sosyoekonomik düzeyi yüksek olanlarda, büro işlerinde çalışanlarda ve şehirde yaşayanlarda sık görülmektedir. Sigara kullananlarda Crohn hastalığı gelişme riski iki kat daha fazladır. Oral kontraseptif kullananlarda da Crohn hastalığı riski arttığı gösterilmiştir. Anne sütü ile beslenmeme, çocukluk çağında geçirilen infeksiyonlar ve iklim Crohn hastalığında risk faktörü olarak sayılmaktadır. Son yıllarda Crohn hastalığını giderek artan oranlarda rastlanmasına neden olarak çevre faktörlerindeki değişiklikler gösterilmektedir" diye konuştu.

Hastalığın nasıl oluşumu ve belirtileri

Crohn hastalığının barsak içi bakterilere karşı düzensiz bağışıklık yanıtı sonucu geliştiğini belirten Durakoğlu, “Bu hastalıkta üç ayrı unsur söz konusudur. Genetik yatkınlık, barsak içi bakteriler ve imnün aracılı doku hasarı. Gelişen doku hasarı sonrası barsak duvarındaki geçirgenlik artar. İnflamatuvar (iltihabi), stenozan (daraltıcı) ve fistülizan-penetran tiplerde görülebilmektedir” dedi.

Hastalığın belirtilerine de değinen Dr. Durakoğlu, “Karın ağrısı, ishal, karında şişkinlik, aşırı gaz, kilo kaybı, ateş, solukluk, halsizlik, iştahsızlık, nabızda hızlanma, karında ele gelen kitle, anal bölge çevresinden akıntı, ağızda yaralar, yutma güçlüğü, mide ve barsağın herhangi bir yerinde yaralar. Sindirim kanalı dışındaki bulgular ise ciltte döküntüler, eklem ağrıları, göz tutulumu, karaciğer tutulumu olarak karaciğer yağlanması ve primer sklerozan kolanjit (kronik kolestatik bir karaciğer hastalığıdır) gelişimi hastalığının belirtileridir” ifadelerini kullandı.

Crohn hastalığında beslenme

Crohn hastalığı için standart bir diyet olmadığını, hastalığın aktif dönemlerinde ağır ve yağlı yiyeceklerden kaçınılması gerektiğini vurgulayan Dr. Durakoğlu, “Yağsız, proteinden zengin olan kümes hayvanları ve balık yenmesi olumludur. Meyve ve sebzelerin yumuşak formları beslenmeye dahil edilebilir. Düşük lifli gıdalar kullanılabilir. Laktoz inteleransı yoksa süt, yoğurt ve peynir hastaların besinlerinde yer almalıdır. Yağsız olmayan bir şekilde hazırlanmış yumurtada Crohn hastalarının yağda çözülebilen vitaminlerin (A, D, E ve K ) emilmesinde yardımcı olan lesitin içerdiğinden olumlu etki yapar. Beyaz pirinç, makarna ve tahıl gibi kolay sindirilebilen gıdalarda tercih edilebilir” dedi.

Crohn hastalığında tedavi

Crohn hastalığının tedavisinde gastroenteroloji uzmanları tarafından uygun dozlarda verilen ilaçlar ve düzenli takip ile hastalığın iyileştiğini belirten Hepatoloji ve Gastroenteroloji Uzmanı Uzman Dr. Ziyaettin Durakoğlu, “Ancak Crohn hastalığı tekrar alevlenmeler gösterebilmekte bu durumda hastaların uzman hekimler tarafından takibinin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Cerrahi tedavinin gerektiği başlıca durumlar; Barsak tıkanması, iç fistüller ve apse gelişimi, barsak delinmesi, kanama medikal tedaviye cevapsızlık, büyüme gelişme geriliği, kanser gelişimi. Crohn hastalığında özellikle sekiz yılın üzerindeki hastalarda kanser riskinin ciddi derecede arttığı bilinmektedir. Bu yüzden hastaların bir gastroenteroloji uzmanı tarafından takibinin düzenli olarak yapılması, periyodik olarak kolonoskopi kontrolleri kanser gelişiminin (prekanseröz lezyonların) erken saptanması açısından büyük önem taşır” diyerek sözlerini tamamladı. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Filistin Dayanışma Platformu, İsrail’in Refah’ta başlattığı saldırıyı Ankara’da protesto etti Ankara’da bulunan Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla İsrail’in başlattığı saldırıyı protesto etmek için Amerikan Büyükelçiliği önünde toplandı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından 1 buçuk milyona yakın Gazzeli, Refah kentine sığınmıştı. İsrail’in Refah kentine yönelik başlattığı hava saldırısının ardından Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla saldırıyı kınamak için Ankara’da bulunan Amerikan Büyükelçiliği önünde çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte İsrail’i protesto etti. Elçilik binası önünde toplanan kalabalık, İsrail’i protesto etmek için "İnsanlık onuru siyonizmi yenecek" ve "Susma haykır soykırıma hayır" sloganları attı. Öte yandan kalabalık, İsrail askerleri tarafından Kudüs’te öldürülen Hasan Saklanan’ı ise rahmetle anmayı unutmadı. Grup adına basın açıklamasında bulunan Zeynel Abidin Özkan, İsrail’in Gazze’ye yönelik düzenlediği saldırıların ardından Refah sınır kapısına sığınan yaklaşık bir buçuk milyona yakın Gazzeli’nin 214 gündür açlıkla boğuştuğuna dikkati çekti. "Soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar" Refah’a başlatılan saldırılarla birlikte bölgede can güvenliği sorununun da başladığının altını çizen Özkan, “214 gündür dünyanın gözü önünde Filistin’de kardeşlerimiz İsrail soykırımına maruz bırakılıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamalara; İsrail, lobi faaliyetleriyle tüm ülkelere müdahale ettirmeye ve İsrail yetkililerinin ceza almaması için bir çaba içerisine girdi. Hepimiz gördük ki aslında adalet İsrail için varmış ve tüm ülkeler de İsrail’in soykırımını desteklemek için çalışıyormuş. Bugün ortaya çıkan belgelerde görüldü ki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail’in soykırımına ortak olan yöneticilerinin ceza almamasına yönelik baskı içeren mektuplar mahkemeyi köşeye sıkıştırmak adına kullanılıyor. Biz inanıyoruz ki hem mahkemede görülen davada hem de Güney Afrika’da devam eden davada soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar” ifadelerini kullandı.