POLİTİKA - 13 Aralık 2017 Çarşamba 17:27

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'ABD bundan sonra arabuluculuk yapamaz'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'ABD bundan sonra arabuluculuk yapamaz'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bundan sonra taraf olan Amerika’nın artık İsrail ile Filistin arasında arabuluculuk yapması söz konusu olamaz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İİT Olağanüstü Zirvesi'nin ardından Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve İİT Genel Sekreteri Yusuf bin Ahmed El Useymin ile ortak basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Genel Sekreter El Useymin, “Burada bütün katılımcı ülkeler çözümün iki devlet temelinde olabileceğini ifade ettiler. Uluslararası teşkilatlarla da bu kararımızı paylaşacağız. Öte yandan bütün dünya ülkelerine Filistin'i tanıma çağrısı var. Diğer bir mesele de Kudüs halkının ekonomik anlamda, insani anlamda ve her alanda desteklenmesi konusu vardı” diye konuştu.

“Bu zirveyi başarıyla sonuçlanmış İslami zirvelerden biri olarak görüyorum”

Toplantıda konuşan Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, "Ben bu zirveyi başarıyla sonuçlanmış İslami zirvelerden biri olarak görüyorum. Konumuz çok hassas bir konu. Kudüs-ü Şerif ile birlikte geldik. ABD'nin aslında kendi kendine aykırı davrandığını görmekteyiz. Zaten ABD'nin kabul ettiği kararlar var. Bu da Filistin meselesi çözülmeden büyükelçiliğin Kudüs'e hiçbir şekilde taşınmayacağı şeklindeydi. O nedenle bu karar uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Bütün dünya buna tepki gösterdi. Dünyanın her yerinde protesto gösterileri düzenlendi. BM Güvenlik Konseyi'nin ABD dışındaki 14 üyesi buna tepki gösterdi ve karşı çıktı. Buna karşı İslam dünyasının harekete geçmesi gerekiyordu. Burada çok önemli kararlar aldık. Bizler Filistinliler olarak, ABD'yi çözüm sürecinde kabul edemeyeceğimizi söyledik. Bugün itibariyle bir arabulucu için tarafsızlık şartını yitirmiştir. Biz bundan sonra Güvenlik Konseyi'ne gidip, bu kararın iptali için başvuruda bulunacağız. Aleyhte bir karar alınması için çalışacağız” dedi.
İslam dünyasının Kudüs'e ne sunabileceğini tartıştıklarını aktaran Mahmut Abbas, “Biz Kudüs'ü taş ve toprak olarak görmek istemiyoruz. Biz içerisinde yaşamın olduğu, insanların olduğu bir Kudüs istiyoruz” diye konuştu.
 

Erdoğan: “Filistin devletini henüz tanımamış tüm ülkelere derhal Filistin'i tanıma çağrısı yapıyorum”

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Filistin devletini henüz tanımamış tüm ülkelere derhal Filistin'i tanıma çağrısı yapıyorum. Biz bugün Kudüs'ü Filistin devletinin başkenti olarak tanıdığımızı ilan ettik. Diğer ülkeleri de Kudüs'ü Filistin'in başkenti olarak tanımaya davet ediyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Zirvesi'nin ardından Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve İİT Genel Sekreteri Yusuf bin Ahmed El Useymin ile ortak basın toplantısı düzenledi.

Basın toplantısında açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kudüs'ün sahipsiz olmadığını gösterdik, İİT, Kudüs'ün kutsiyetine uygun anlamlı bir toplantı yaptık. Bundan böyle taraf olan bir ABD'nin İsrail-Filistin arasında arabuluculuk yapması diye bir şey söz konusu olamaz. Artık bitmiştir. Kim arabuluculuk yapar bunu konuşmamız lazım. Arabuluculuk konusu üzerinde durmamız gerekiyor. Gerekirse BM'de bunu gündeme getirmemiz lazım” dedi.

“Bu toprakların gerçek sahibi Filistin'dir”

Bugüne kadar alınmış birçok güvenlik konseyi kararı olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Alınan hiçbir karara İsrail uymamıştır ama tezgah da hep İsrail'e çalışmıştır. Bu toprakların gerçek sahibi Filistin'dir. 1947'de İsrail neyse şimdi de Filistin o hale getirilmiş durumda. Trump efendi tamamının İsrail'in olmasını istiyor. Bu mantık Sultan Abdülhamit'e yaptıramadıklarını şimdi yapmak istiyorlar. Bizler bu duruşumuzu kararlı bir şekilde sürdürmemiz gerekiyor. Amerikan Yönetimi tüm ikazlara rağmen ahlak, mantık dışı açıklamasını yaptı. Trump'ın ilan ettiği bu kararın bizim için bir kıymeti yoktur. Kendi çalar, kendi oynar” diye konuştu.
Papa'yla yaptığı açıklamaların örtüştüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Trump'ın kararının ardından tüm kardeşlerime davet yolladım, diğer ülkeleri de davet ettim. Bugün burada Venezuela Devlet Başkanı Maduro'da var. Venezuela nere İstanbul nere sağ olsun çıktı geldi. O da burada desteğini açıkladı. Kudüs'teki mukaddes mekanların hamisi konumunda olan Ürdün Kralı 2. Abdullah da desteğini açıkladı. Bugünkü zirveye 30'u aşkın devlet başkanları ve meclis başkanları da teşrif etti. Dışişleri bakanlarıyla beraber 50'yi aşkın katılım oldu” dedi.


“Filistin devletini henüz tanımamış tüm ülkelere derhal Filistin'i tanıma çağrısı yapıyorum”

Kudüs'e özgürlük başlıklı İstanbul deklarasyonu imzalandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan devamla şöyle konuştu: “Hatada ısrara etmenin kimseye faydası yoktur. ABD makamlarının bu yanlış kararlarından bir an önce dönmelerini bekliyoruz. Buradan bir ittifak doğmuştur. Kudüs'ün kaderi kandan beslenen, çocuk, kadın, yaşlı demeden öldürerek sınırlarını genişleten bir ülkenin eline bırakılamaz. Down sendromlu bir çocuğu işkence yaparak sürükleyip götürüyorlar. Ufacık bir kız. Annesi yavrusuna sarılıyor. Onlar gelip dipçikle anneyi döverek, işkence ederek, herkesin gözü önünde bunu yapıyor. Daha da ileri gidiyorum bu çocukları döverek demir kafeslerin içine koyuyorlar. Ey Trump sen bu İsrail'in mi arkasında duruyorsun. Ben normal karşılamaya başladım. Savunur. Çünkü YPG'yi, PYD'yi DEAŞ'a karşı cepheye süren Trump bunu da yapar. İsrail aleyhinde alınan onca karar rağmen haritada gösterdiğim gibi Filistin'deki yasa dışı faaliyetlerini sürdürüyor. Bölgede barışın Filistinliler kendi ülkesinde özgürce yaşayabildiklerinde mümkün olacağını ifade ettik. Biz teşkilat olarak 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletinden asla geri adım atmayacağız. Bir kez daha şu tarihi açıklamayı yapmak istiyorum. Filistin devletini henüz tanımamış tüm ülkelere derhal Filistin'i tanıma çağrısı yapıyorum. Biz bugün Kudüs'ü Filistin devletinin başkenti olarak tanıdığımızı ilan ettik. Diğer ülkeleri de Kudüs'ü Filistin'in başkenti olarak tanımaya davet ediyorum.” 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.
Malatya Malatya’da 200 gram pide 10 TL oldu Malatya’da 7,5 TL olarak satılan pideler bugününden itibaren yapılan zam ile 10 TL’ye satılmaya başlanıldı. Ham maddedeki artışlar nedeniyle Malatya’da da pide fiyatları bugünden itibaren 10 TL’den satılmaya başlanıldı. Fırıncı esnafı depremden bu yanı 7,5 TL olarak satılan 200 gram ekmeğin oda kararı ile birlikte bugünden itibaren kent genelinde 10 TL olduğunu söyledi. Malatya’da fırıncı esnafı Hacı Pence, un başta olmak üzere ham maddeye yapılan zamlardan sonra şuana kadar kazançlarının olmadan satış yaptıklarını ifade ederek, “Rayiç belirlendi ama yeterli değil. Girdi maliyetleri, un fiyatları, işçilik ücretleri çok yüksek. Kazanmamız için 15 TL olması lazım ama şu anki fiyat 10 TL. İşçilik yüksek, verdiğimiz para yeterli gelmiyor, dolayısıyla işçi bulamıyoruz. 4 kişi çalışmamız gerekirken 2 kişi çalışıyoruz. Bir yıldır ekmeğe zam gelmemişti. Bir çuval un 700 TL, kira, işçiye 45 bin lira veriyoruz. Artan maliyetler nedeniyle ekmeğe zam yapıldı” dedi. Bir diğer fırıncı esnafı Ali Koçer ise ekmek yapımında gerekli olan maya, tuz ve un gibi ham maddelere uzun zaman önce zam yapıldığını hatırlatarak “Fiyat şu an için yeterli. Una aşırı derecede zam geliyor. Un geçen sene devlet destekliyken 390 TL iken desteğin kesilmesinden sonra 680 lira oldu. Maliyetler arttığı için ekmeğe zam yapıldı” diye konuştu.