POLİTİKA - 24 Mayıs 2018 Perşembe 15:13

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Buradan bir müjde veriyorum

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Buradan bir müjde veriyorum

AK Parti Seçim Beyannamesi ve Milletvekili Aday Tanıtım Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan "Vakit Türkiye Vakti' diyerek yola çıkıyoruz. Cumhurbaşkanlığı seçimini yüzde 50'nin çok üzerinde bir oyla kazanmayı hedefliyoruz'' dedi. Erdoğan, polis, öğretmen, hemşire, din görevlisi ve diğer idarecilerin emeklilik ek göstergelerini de 3600'e çıkaracaklarını açıkladı.

Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti'nin milletvekili aday tanıtım toplantısına eşi Emine Erdoğan ile katılan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, salondaki partililerce coşkuyla karşılandı. Erdoğan, salondaki partililere eşi ile birlikte karanfil attı. Toplantıya Başbakan Binali Yıldırım, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Bakanlar Kurulu üyeleri, milletvekilleri ve adaylar katıldı. Erdoğan, konuşmasına, "Aynı Yoldan Geçmişiz Biz" şarkısını söyleyerek başladı. 

Adayların 24 Haziran'da yapılacak seçimlerde milletvekili adaylığı sıfatıyla "bu kutlu yola" çıktığını ifade eden Erdoğan, Türkiye'ye ve millete hizmet için hep birlikte çıktıkları bu yolculuğa devam edeceklerini dile getirdi. AK Parti'nin 2002'den beri girdiği her seçimden birinci çıktığını anımsatan Erdoğan, "2002 yılındaki seçimlerde yüzde 34 oy oranına uluşarak iktidar olduk. 2007 seçimlerinde bu oranı yüzde 47'ye çıkardık ve yine tek başımıza iktidar olduk. 2011 seçimlerinde yüzde 50 seviyesine ulaştık ve tek başımıza iktidar olarak yola devam ettik. 7 Haziran 2015 seçimlerinde yüzde 41 düzeyindeki oy oranına rağmen tarihimizde ilk defa Mecliste çoğunluğu sağlayamadığımız bir seçim yaşadık. Biz, tek başımıza hükümet kuramadık ama diğer partiler de çoğunluğu sağlayıp milletin karşısına çıkamadılar. Bunun üzerine 1 Kasım 2015'de seçimleri yeniledik ve yeniden yüzde 49,5'lik oy oranıyla tek başımıza iktidara geldik. Ayrıca 10 Ağustos 2014 cumhurbaşkanlığı seçiminde ve 16 Nisan halk oylamasında yüzde 52'lik oy oranlarına ulaştık" diye konuştu.

"Vakit Türkiye Vakti diyerek yola çıkıyoruz" 

"Gezi olaylarıyla başlayan, 17-25 Aralık emniyet, yargı darbe girişimiyle süren, bölücü terör örgütünün çukur eylemleriyle kanlı bir hale dönüşen ve nihayetinde 15 Temmuz darbe girişimiyle zirveye ulaşan bir süreci de hep birlikte yaşadık" diyen Erdoğan, tüm bu saldırıların üstesinden sadece ve sadece milli iradeye olan bağlılıkları ve güvenleri sayesinden geldiklerini dile getirdi. Erdoğan, "Biz, böyle bir mirasla 'Vakit Türkiye Vakti' diyerek yola çıkıyoruz ve 24 Haziran'da cumhurbaşkanlığı seçimini yüzde 50'nin çok üzerinde bir oyla kazanmayı hedefliyoruz. Aynı şekilde milletimizin en az yarısının desteğini alarak TBMM'de de güçlü bir grup kurmamız gerekiyor. Bunların yolu da yine milletimizle olan gönül bağımızı güçlü tutmaktan geçiyor. Cumhurbaşkanı adayınız olarak şahsım, milletvekili adaylarımız sizlerle el ele vereceğiz ve inşallah her iki seçimden de yüzümüzün akıyla çıkacağız. Kardeşlerim, işte bu cesaret, bu heyecan, bu coşku Allah'ın izniyle bizlere 24 Haziran'da o beklenen neticeyi getirecektir" ifadelerini kullandı.

"Güçlü Meclis, Güçlü Hükümet, Güçlü Türkiye" 

Erdoğan, seçimlerde milletin karşısına hiçbir zaman eli boş çıkmadıklarını belirterek, milletin huzuruna bir yanlarında önceki hükümetleri döneminde yaptıklarıyla, diğer yanlarında bir sonraki dönemde yapacaklarıyla çıktıklarını dile getirdi. 6 Mayıs'ta İstanbul'da seçim manifestolarını açıkladıklarını aktaran Erdoğan, "Bugün, 'Güçlü Meclis, Güçlü Hükümet, Güçlü Türkiye' başlığıyla hazırladığımız seçim beyannamemizi, 'yaparsa yine AK Parti yapar' diyerek milletimizin taktirine sunuyoruz" dedi.

"2053 ve 2071’e doğru emin adımlarla yürüyoruz" 

Erdoğan, beyannamelerinin giriş kapısı mahiyetindeki "Gelecek Vizyonumuz" başlıklı bölümü paylaşmak istediğini kaydederek konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"Bugün tüm dünyada her alanda baş döndürücü hızda bir değişim yaşanıyor. Bir yandan teknolojik dönüşümler yaşanırken, diğer yandan sosyal ve kültürel alanda yeni eğilimler gözleniyor. Değişimi iyi algılayarak uyum sağlayanlar kazanırken, değişim sürecinde geri kalanlar ise eskisinden çok daha fazla bedeller ödüyor. Biz, dünyadaki eğilimleri, oluşan fırsatları, yeniden şekillenen ilişkileri dikkatle analiz ederek bir yol haritası ortaya koyuyoruz. Yeni dönemin ayırt edici vasıflarından olan dijitalleşmeye özel bir önem veriyoruz. Dijital Türkiye'nin vaktinin geldiğine inanıyoruz. Ülkemizi, cumhuriyetimizin kuruluşunun 100'üncü yılına daha güçlü bir şekilde yaşamak için 2023 vizyonumuzu daha önce ortaya koymuştuk. Yeni hükümet sistemiyle bu vizyonumuzu daha da güçlendirerek Türkiye’yi iş dünyamızın, genç girişimlerimizin, iş kadınlarımızın küresel ölçekte söz sahibi olduğu bir ülkeye dönüştüreceğiz. 2023’e beş kala kendimize ufuk çizgisi olarak belirlediğimiz 2053 ve 2071’e doğru da emin adımlarla yürüyoruz. Önümüzdeki dönemde gelişmekte olan ülkelerin üzerinde yüksek ve sürdürülebilir bir ekonomik büyüme sağlayacağız. Böylece dünya ekonomisinden aldığımız payı yüzde 1,5 düzeyine taşıyacağız. Korumacılık eğiliminin küresel düzeyde yükseldiği bir ortamda, geçici rüzgarlara kapılmayıp dışa açık, rekabetçi, serbest piyasayı esas alan ekonomik yapımızı güçlendirerek yola devam edeceğiz. Coğrafyamızın ve dinamik genç nüfusumuzun tüm avantajlarını da kullanarak ülkemizi küresel düzeyde bilgi üreten ve bilgiyi katma değere dönüştüren bir güç haline dönüştüreceğiz."

"Kadınların iş gücüne katılma oranını yüzde 40’ın üzerine çıkaracağız" 

Kalkınma hedefleri çerçevesinde kadınların kalkınma sürecine daha aktif katılımını desteklemeye devam edeceklerinin altını çizen Erdoğan, "Bir yandan kadın girişimciliğini güçlendirirken, diğer yandan kadınların iş gücüne katılma oranını 2023 sonunda yüzde 40’ın üzerine çıkaracağız. Son 16 yılda yaptığımız atılımlarla özellikle alt orta gelir durumunda olan ülkemizi üst orta gelir grubuna yükselttik. Yeni hedefimiz ülkemizi yüksek gelirli ülkeler ligine taşımaktır. Türkiye’de bu güç var mı, var. Hiç endişemiz yok. Kapsayıcı bir ekonomik büyüme anlayışı içinde, ekonominin nimetlerini daha adaletli bir şekilde tüm toplumsal kesimlere paylaştıracağız. Bir yandan gelir dağılımını iyileştirirken, diğer yandan bölgeler arası dengesizlikleri azaltacağız. BM İnsani Gelişmişlik Endeksine göre yüksek insani gelişmişlik seviyesine çıkarmış olduğumuz ülkemizi en yüksek insani gelişmişlik seviyesine de ulaştıracağız. Önümüzdeki dönemde gelirini daha adil paylaşan ve nesiller arasındaki hakkaniyeti sağlayan bir toplum haline geleceğiz. Çalışma, istek, yetenek ve becerisine sahip herkesin üretime katkıda bulunduğu, demokratik standartları yüksek, her alanda kalkınmış bir ülke olma yolunda kararlılıkla ilerleyeceğiz" şeklinde konuştu.

"Mega projelerimizi birer birer hayata geçireceğiz" 

Erdoğan, küresel düzeyde ekonomik ve sosyal gelişmeleri şekillendirmesi beklenen alanlardaki teknolojik gelişmelere yoğunlaşacaklarını dile getirerek, teknolojinin her alanında yetkin bir ülke haline geleceklerini ifade etti. Aynı zamanda insanları zihni ve fiziki becerilerinden faydalanabilecekleri yeni alanlarda istihdam edeceklerini aktaran Erdoğan, milli gelirden araştırma-geliştirmeye ayırdıklarını kaynaklarının payını yüzde 2'nin üzerine çıkararak imalat sanayisinde yüksek teknolojili üretimin payının hakim olduğu ekonomik bir yapıya sahip olacaklarını söyledi. Kamuda ve özel sektörde de kurumsal kaliteyi arttırmış bir Türkiye'yi hedeflediklerini belirten Erdoğan, "Sadece ulusal düzeyde değil uluslararası düzeyde de hizmet verecek şekilde mega projelerimizi birer birer hayata geçireceğiz. Ülkemizi eğitim, sağlık, iletişim, enerji, savunma sanayi, ulaşım ve ticarette yerli ve milli üretimde dünyada söz sahibi olan bir ülke haline dönüştüreceğiz. Özellikle savunma sanayisinde önümüzdeki dönemde Türkiye sadece kendi ihtiyaçlarını karşılamakla kalmayacak dünyanın önde gelen ihracatçıları arasında yer alacaktır. Ülkemiz için vazgeçilmez olan gıda ve enerji alanında en üst düzey tedbiri hayata geçireceğiz. Bu bağlamda akıllı ve yeşil kent projeleriyle şehirlerimizi daha yaşanılır bir niteliğe kavuşturacağız. Gelecek nesillerimize medeniyetimizin izlerini bulacakları, iftihar edecekleri bir şehir bırakacağız. Eğitim, kültür ve sanatta yenilikçi ürün ve yaklaşımlarda tüm insanlık için yeni atılımlar yapmaya devam edeceğiz. AB başta olmak üzere farklı bölgesel yapılarla ekonomik ve siyasi ilişkilerimizi daha da güçlendireceğiz. Yakın coğrafyamızda huzur ve refah ortamı için katkıda bulunmaya devam edeceğiz. Küresel düzeyde daha özgürlükçü, kapsayıcı, adaletli bir düzenin tesisine öncülük yapacağız. Türkiye, bugün olduğu gibi gelecekte de demokrasi ve adaleti sadece kendi insanı için değil tüm insanlık için istemeye devam edecek. Dünya 5'ten büyüktür çağrımızı kararlılıkla ifade etmeye devam edeceğiz. Güçlü ve büyük Türkiye'yi hep birlikte inşa edeceğiz. Vakit, Türkiye vakti" dedi.

"Cumhurbaşkanlığını kazanmak kadar Mecliste çoğunluğu elde etmeyi de önemsiyoruz" 

Seçim beyannamelerinin ikinci kısmını yeni yönetim modelinin oluşturduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: 

"Bilindiği gibi 24 Haziran seçimleri aynı zamanda yeni yönetim sistemimizi ilk defa hayata geçirmemize vesile olacak. Milletimiz, 24 Haziran'da bir sandıkta kendini temsil etmek üzere milletvekillerini, diğer sandıkta kendini yönetecek cumhurbaşkanını seçecek. Bunun için yeni dönemi 'Güçlü Meclis, Güçlü Hükümet, Güçlü Türkiye' ukdesiyle ifade ediyoruz. İnşallah bağımsız ve güçlü bir yargı ile de inşallah demokrasimizi sağlam temeller üzerine oturtuyoruz. Meclis ile cumhurbaşkanı ne kadar ahenk ve işbirliği içinde çalışırsa Türkiye o kadar kazanacaktır. Bunun için 24 Haziran'da cumhurbaşkanlığını kazanmak kadar Mecliste çoğunluğu elde etmeyi de önemli görüyoruz. Türkiye'de Meclisin itibarı en çok AK Parti iktidarları döneminde artmıştır. Partilerin aralarındaki kavgalar sebebiyle millete hizmet veremez hale gelmiş olan Meclisimizi tarihinin en büyük reformlarına imza atan bir kurum haline getirdik. 27 Nisan e-muhtırasından 15 Temmuz'a kadar demokrasimize yönelik tüm saldırılara karşı dimdik duran TBMM, milletimizin gözünde adına yakışır bir konuma gelmiştir. Yeni dönemde Meclisi daha güçlü bir yere taşımakta kararlıyız. Mevcut sistemde Meclis, kanun tasarılarını hazırlayan hükümetin gölgesi altında kalıyordu. Yeni sistemde ise hükümeti temsil eden cumhurbaşkanı bütçe dışında Meclise kanun teklif edemiyor. Böylece kanun yapma yetkisini tek başına ve sadece milletvekillerine vererek Meclisi gerçek gücüne biz kavuşturduk. Meclisin hükümeti denetleme yetkileri daha da arttırılmış, yeni dönemde de sürüyor. Cumhurbaşkanı tarafından kurulacak hükümet ise kararnameler ve diğer düzenleyici işlemlerle tamamen milletimize hizmete odaklanacaktır. Kararların daha hızlı alınacağı ve daha etkin uygulanacağı yeni sistem ülkemize çok ciddi zaman maliyeti olan sıkıntıları ortadan kaldıracaktır. Seçimlerin hemen ardından cumhurbaşkanına bağlı olan kamu yönetimi tepeden başlayarak aşağıya doğru yenilenecek, reforma tabi tutulacaktır. Bu konudaki halen devam eden hazırlıklarımızı seçimlerin ardından yürürlüğe sokacağız. Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı da önem verdiğimiz bir başka husustur. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından diğer kurumlarımız yargıda da darbe ve vesayet kalıntılarını ortadan kaldırmak için gereken adımları attık. Yargının sadece kendi işiyle uğraşacağı bir sistemi kurma yolunda önemli mesafe katettik."  

“Yeni durumlara karşı gereken tedbirleri süratle ele alacağız”

STK’ların hukuki statülerinden diğer kurumlarla ilişkilerine, mali kaynaklarına kadar tüm işlemlerinin şeffaf ve hesap verebilir bir yapıya kavuşturulacağını belirten Erdoğan, “Hukukun üstünlüğü ilkesini esas alarak herkesin hakkını daha iyi koruyabileceği yöntemler geliştireceğiz. Yargının milletimizin gözünde hak ettiği saygın yere gelebilmesi için gereken reformları kararlılıkla sürdüreceğiz. Yargı süreçlerini hızlandırma, kolaylaştırma ve basitleştirme çalışmalarına devam edeceğiz. Güvenlik konusunda ortaya çıkan yeni durumlara karşı gereken tedbirleri süratle ele alacağız. Mahalle ve semt bekçilerini yaygınlaştırarak tüm sokaklarımızı huzurlu hale getireceğiz. Güvenlik politikalarımızı hiçbir istisna olmaksızın tüm vatandaşlarımızı kapsayacak şekilde uygulayacağız. Örgütlü, siber, narkotik suçlar ve kaçakçılıkla daha etkin mücadele edecek yöntemleri geliştiriyoruz. Terör örgütleri ile mücadelemizi kesintisiz devam ettireceğiz” ifadelerini kullandı.

“Eğitimde bir kalite seferberliği başlatıyoruz” 

Seçim beyannamesinin 4. başlığını insan ve toplum olarak belirlediklerini kaydeden Erdoğan, “Eğitimin alt yapı desteğini geçtiğimiz 16 yılda büyük ölçüde tamamladık. Önümüzdeki yılda tüm okullarımız tam gün eğitime geçebilecek hale gelecektir. Yeni dönemde tüm imkanlarımızı ve gücümüzü eğitim-öğretimin niteliğini yükseltmeye harcayacağız. Hedefimiz tarihsel, kültürel ve toplumsal gerçeğimize dayalı potansiyelimizin tüm boyutları ile açığa çıkartılmasını sağlayacak bireyden topluma, yerelden evrensele, geçmişten geleceğe uzanan bir eğitim ortamını inşa edebilmektir. Bunun için eğitimde bir kalite seferberliği başlatıyoruz. Kurumsal yapılardan okul türlerine, öğrencilerin becerilerinin değerlendirilmesinden öğretmenlerimizin niteliklerine kadar eğitiminin her alanında çok önemli reformları hayata geçireceğiz. Müfredatı ülkemizin ihtiyaçlarına ve çağın gereklerine göre güncelleyeceğiz. Kültür ve sanat yeni dönemdeki önceliklerimiz arasında yer alacak bir diğer konudur. Kültür sanat faaliyetlerine daha fazla kaynak aktaracağız. Her alanda eksiklikleri tamamlayacağız, ülkemizi daha ileriye taşıyacağız. Kültürümüzün dünyaya tanıtımında çok önemli yeri olan sinema ve televizyon dizilerine özel destek vereceğiz. Kütüphanelerimizi yaşayan mekanlar anlayışıyla tüm vatandaşlarımız için cazibe merkezleri haline dönüştüreceğiz” açıklamasında bulundu.

“Sağlık sektöründe de yerlileştirme oranını sürekli yükselteceğiz” 

Sağlık alanının AK Parti’nin en başarılı olduğu alanlardan birisi olduğunun altını çizen Erdoğan, “Önümüzdeki dönemde sağlık hizmetlerinin kalitesinin artırılmasına yönelik çalışmalarımıza devam edeceğiz. Özellikle aile hekimliğini daha da yaygınlaştıracağız. Şehir hastaneleri projelerimiz meyvelerini vermeye başladı. Şuana kadar Yozgat, Mersin, Isparta, Adana, Kayseri şehir hastanelerimizi hizmete açtık. Artık dedelerimizin ninelerimizin duaları gelmeye başladı. Manisa, Elazığ, Eskişehir ve Ankara şehir hastanelerimizi bu yıl bitmeden açıyoruz. Ülkemize kazandıracağımız 40 bin yatak kapasiteli şehir hastanelerimiz ülkemizde sağlık hizmetlerinin standardını bir üst seviyeye yükseltecektir. Sağlık sektöründe de yerlileştirme oranını sürekli yükselteceğiz. Ülkemizdeki nüfusun gen havuzunu çıkartacak ve kişiye dayalı tıp uygulamalarını geliştireceğiz” dedi.

“Hedefimiz, günlük 4,3 doların altında bir harcama ile yaşamak zorunda kalan kimse bırakmamaktır” 

“Gençlerimize sadece güvenmekle kalmıyor, onlara her alanda en iyi geleceği hazırlamaya çalışıyoruz” diyen Erdoğan, nitelikli eğitimle gençlere sadece iş değil aynı zamanda kariyer sahibi olmalarını da hedeflediklerini söyledi. Erdoğan, “Üniversite ve yurt konusunda attığımız adımları taçlandıracak projeleri yeni dönemde hayata geçireceğiz. Siyasette gençlerin önünü açan biz olduk. Seçilme yaşını önce 25’e, şimdi de 18’e düşürerek gençlerin enerjisini siyasete daha fazla yansıtmayı amaçlıyoruz. Her alanda kadınların etkin birer fert olarak süreçlere katılımını artırmayı sürdüreceğiz. Kadına şiddetten çocuk yaşta evliliğe kadar kadınlarımızın mağduriyetine yol açan sorunlarla mücadeleyi sürdüreceğiz. Çocuklarımızın insani ve ahlaki değerlere sahip, bilinçli, iyi eğitimli, saygılı ve kendine güvenen fertler olarak yetişmesini sağlayacağız. Hedefimiz gelişmiş ülkelerdeki standartlara uygun şekilde günlük 4,3 doların altında bir harcama ile yaşamak zorunda kalan kimse bırakmamaktır. Yaşlılarımıza ve engellilerimize yönelik çok önemli projelerimiz var. Hepsini yeni dönemde hayata geçireceğiz. Sporu geliştirmeyi sürdüreceğiz. Türkiye dünyanın en gelişmiş sosyal güvenlik sistemine sahip ülkelerinden birisidir. Emeklilerimize Kurban ve Ramazan bayramlarında biner lire ikramiye vererek onlara önemli bir destek sağladık” diye konuştu.

“Mali disiplin ve finansal istikrar konusunda en küçük taviz vermeyeceğiz” 

Yeni dönemde güven ve istikrarı güçlendirmek için çalışacaklarının altını çizen Erdoğan, “Bizim ekonomide başarımızın sırrı güven ve istikrar iklimini sağlayabilmiş olmamızdır. Mali disiplin ve finansal istikrar konusunda en küçük taviz vermeyeceğiz. Yük sek büyüme ekonomi politikalarımızın lokomotifidir. Büyümeyi destekleyecek her adımı kararlılıkla atmayı sürdüreceğiz. Rekabet gücümüzün yüksek olduğu alanlardan başlayarak dijital dönüşüme hız vereceğiz. Yüksek katma değerli sektörlerin ekonomimiz içindeki payını artırarak rekabet gücümüzü yükselteceğiz. Üretimimizin ve ihracatımızın ithalata olan bağımlılığını azaltacağız. Sermaye piyasalarımızı yeni araçlarla derinleştirerek işletmelerimizin bu imkanları daha etkin kullanmasını sağlayacağız. Enflasyonla mücadele konusunda yeni ve çok ciddi önlemleri seçimden hemen sonra yürürlüğe koyacağız. Epeyce gerilettiğimiz, ancak son dönemde bir parça yukarıya doğru hareketlenen enflasyon sorununu ülkemizin gündeminden çıkartmakta kararlıyız. Cari açığı yapısal sorun olmaktan çıkartıp kalıcı bir şekilde düşüreceğiz. Böylece dış kaynak ihtiyacımızı azaltarak ekonomimizi daha dayanıklı hale getireceğiz. Yeni pazarlar bularak ürün çeşitliliğine giderek ihracatçılarımızın rekabet gücünü artıracağız. KOBİ’lerin verimliliğini artıracak, dijital dönüşümlerini destekleyeceğiz. Türkiye 100. yılına dijital dönüşümünü tamamlamış, yüksek verimlilikle çalışan güçlü bir sanayi sahibi olan, yüksek katma değerli tarımsal üretimi olan, küresel bazda örnek gösterilen bir hizmetler sektörü olarak girecek” şeklinde konuştu.

“Türkiye’nin otomobil projesini hızla hayata geçireceğiz” 

Beyannamenin 6. başlığını stratejik sektörler ve yenilikçi üretim olarak tespit ettiklerini belirten Erdoğan, “Bilim, teknoloji ar-ge konusunda başlattığımız çalışmaları milli teknoloji hamlesi ile yeni bir boyuta taşıyacağız. Araştırmacı yetiştirmeden ar-ge desteklerine kadar pek çok alanda yeni programları devreye alacağız. Antarktika’da kuruluş hazırlıklarını başlattığımız Türk Bilim Üssü’nü önümüzdeki yıl faaliyete açıyoruz. İmalat sanayimizin 130 milyar dolarlık ara malı ithalatını oluşturan 3 bine yakın ürünü 43 gruba ayırarak bunlara odaklanacağız. Yüksek teknolojiye dayalı yatırımlar için 6 endüstri bölgesine 15 tane daha ilave edeceğiz. Türkiye’nin otomobil projesini hızla hayata geçireceğiz. Deniz taşımacılığında ilk aşamada 20 yaşına geçmiş 100 civarındaki kosterden başlayarak gemi filomuzu hızla yenileyeceğiz. Katma değeri yüksek kimyasalların üretimini özendireceğiz. Savunma havacılık sanayi önem verdiğimiz başka alan. Yaşadığımız tecrübeler savunma sanayinde güçlü olmadan hedeflerimize ulaşamayacağımızı göstermiştir. Bunun için teknolojik dönüşümü arkadan takip eden değil, bu dönüşüme liderlik eden yatırımlara öncelik vereceğiz. Silahlı ve silahsız İHA’lar konusunda elde ettiğimiz başarı bize güç ve moral verdi. Afrin’de, Cerablus’ta bunu yaşadık. Şuanda iç güvenlikte bunu yaşıyoruz. Özel sektörün savunma, havacılık ve uzay alanlarında daha etkin hale gelmesi gerekiyor. Teşvik sistemlerini bu alanları kapsayacak şekilde genişletiyoruz. Altay milli tankı seri üretim aşamasına geldi. Motorları yerli olarak tasarlayıp üretecek adımları attık. Bu çalışmaları yeni dönemde hızlı sonuçlandırıp ticari kullanım aşamasına getireceğiz. İnsansız savaş uçakları konusunda Ar-Ge çalışmaları başlatacağız. Açık denizlerde de görev yapabilecek havuzlu çıkarma gemisinin üretimini süratle tamamlayarak donanmamıza dahil edeceğiz. Hava savunma sistemleri projelerinde önemli mesafe kat ettik, bunları hızla bitireceğiz. Uzayda bayrağımızı temsil edecek çalışmaları yürütecek uzay ajansımızı bu yıl kuruyoruz. Yerli ve yenilebilir enerji kaynaklarımızı mümkün olan en üst seviyede değerlendirmeyi hedefliyoruz. Bor başta olmak üzere ülkemizin sahip olduğunu yerli ham maddeleri en etkin şekilde kullanma çalışmalarına devam edeceğiz. Tarım politikalarımızı, tarım ve gıda güvenliğimizi temin edecek şekilde geliştireceğiz. Hedefimiz 2023 yılında tarımsal milli gelirimizi 150 milyar dolara, tarımsal ihracatımızı da 50 milyar dolara çıkartmaktır. Tarım desteklerini yeniden düzenleyerek daha etkin hale getireceğiz. Sudan’da kiralanan 780 bin hektar tarım arazisini yatırım yapmaları için girişimcilerimize açacağız. Hayvan varlığımızı artırarak kırmızı et tüketiminde kendi kendine yeten bir ülke haline geleceğiz. Doğu Anadolu bölgemizde hayvancılığın geliştirilmesine önem vereceğiz. Ulaştırma ve lojistik alt yapımızı geliştirmeye devam edeceğiz. Otoyol ağımızı iki katına çıkartacağız. Bölünmüş yol ağımızı 26 bin kilometreye çıkarttık, bunu da 36 bin 500 kilometreye ulaştıracağız. Havacılık ve denizcilik sektörlerinde ülkemizi dünyanın en önemli transit merkezlerinden birisi haline getireceğiz. Hızlı tren hatlarını süratle tamamlayarak milletimizin hizmetine sunacağız. Demiryolu ağımızı 25 bin kilometreye, hızlı tren hatlarımızın uzunluğunu 13 bin kilometreye çıkartacağız. Özel sektörü demir yolu taşımacılığında da etkin olmaya teşvik edeceğiz. İstanbul ile birlikte 9 yeni havalimanını daha hizmete alacağız. 2020 ve 2021 yıllarında 2 yeni uyduyu daha uzaya göndererek bu alandaki yerimizi perçinleyeceğiz” şeklinde konuştu.

“Şehircilik konusunda çok önemli atılımlar gerçekleştireceğiz” 

Seçim beyannamesinin 7. başlığının çevre, şehircilik ve yerel yönetimler olduğunu belirten Erdoğan, “ÇED süreçlerinin daha etkin kullanımını, uygulanmasını temin edeceğiz. Su havzalarının tamamını koruma altına alacak bütüncül bir yönetim modeline geçeceğiz. Orman alanlarımızın büyüklüğünü ülkemizin üçte birini kapsayacak şekilde 233 milyon dekara çıkartacağız. Şehircilik konusunda çok önemli atılımlar gerçekleştireceğiz. Tarihimizden aldığımız ilhamla insanın aynası olarak gördüğümüz şehirlerimizi karakter sahibi mekanlarla estetik, huzurlu ve güvenli hayat alanları haline dönüştürmekte kararlıyız. Şehir ve şehir yönetimini birbirini tamamlayıcı unsurlar olarak görüyoruz. İnsanı merkeze alarak kültürün, sanatın, yeşil vazgeçilmez parçaları olduğu şehirler kurmak ve yaşatmak istiyoruz. İstanbul başta olmak üzere marka değeri yüksek şehirlerimizi küresel düzeyde cazibe merkezleri haline dönüştüreceğiz” ifadelerini kullandı.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Baklava yapımını kolaylaştıran makineler talep görüyor Baklava üretiminin kalbi olan Gaziantep’te, baklavacı makinesi tamir ve satışı yapan usta Mehmet Cihan, baklava yapımını kolaylaştıran makinelerine olan ilginin son zamanlarda arttığını belirtti. Geleneksel tatlı baklavanın üretim sürecini hızlandıran ve daha az emek gerektiren bu makineler, hem ev kullanıcıları hem de profesyonel üreticiler tarafından tercih ediliyor. Usta Cihan, Makinelerin, baklava yapımında en zorlu adımlardan biri olan yufka açma işlemini otomatikleştirdiğini ve bu sayede, daha hızlı ve standart kalitede üretim yapmanın mümkün olduğunu ifade etti. Baklava sektöründe yaşanan bu teknolojik gelişme, Gaziantep’teki baklavacıların işlerini büyütme ve daha geniş pazarlara ulaşma şansını artırıyor. “Baklavacılar için büyük bir avantaj oldu” Baklava makinesi hakkında bilgi veren Cihan, “Çocukluğumdan beri tamir işlerine ilgim vardı. Önce baklavacı ustasıydım. Yanıma gelen baklava makinası yapan ustaların eline bakarak makine tamirciliği mesleğini çözdüm. Türkiye’nin yüzde 50’sine hizmet vermekteyiz. Sahada çalışanlarımız var. Baklavacılıkta makine tamircisi eksikliğini gördüm. En iyi şekilde makine tamirciliği yapmak istedim. Bu makineler tatlı ve baklava yapıyor. Baklavacılar için büyük bir avantaj oldu. Süre sıkıntısı yaşamadan baklavayı kısa sürede yapmayı kolaylaştırıyor. Ramazan öncesi ve ramazan sonrası baklava makinesine ilgi çok fazlaydı. Bu yoğunluk hala devam ediyor. Çünkü baklavacı ve tatlıcılar için büyük bir avantaj bu makineler” diye konuştu.
Ankara Palandöken: “Perakende yasası tüketiciyi enflasyondan korur” Enflasyonla mücadeleden randıman alabilmek için Perakende Yasası’nın zaman kaybedilmeden düzenlenmesi gerektiğini ifade eden TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Perakende yasası tüketiciyi enflasyondan korur. Herkes kendi işini yaparsa rekabet edebilme şansı doğar” dedi. Herkesin kendi işini yaparak rekabet edebilme şansı olması gerektiğinin altını çizen Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Tedbirin en başta alınması lazım. Yani göç yolda düzelir mantığı bu enflasyonun baskılanmasına, yapılan bu kadar çalışmanın heba olmasına mani olamıyor. Herkes kendi işini yapacak ve rekabet edebilme şansı olacak. Esnafı siz mağazanızda tezgâhtar, çiftçiyi tarlada işçi yaparsanız, enflasyonun önlenmesi ile ilgili tedbirleri yasal zorunluluk haline getirmezseniz her şey heba olur. Yazın deniz malzemesi, ilkbaharda badana, boya, hırdavat malzemesi, sonbaharda okulların açılmasıyla birlikte kırtasiye malzemesi gibi 415 meslek dalını ilgilendiren tüm ürünler tek bir yerde satılırsa fiyatların düşmesini beklemek gerçekçi olmaz. Yapılacak şey belli. Anayasa’nın 173. Maddesinde belirtildiği gibi devletimiz esnaf ve sanatkarı koruyucu tedbirleri vakit kaybetmeden almalıdır” diye konuştu. “Mesleki eğitime önem verilmesi baba ocağında olur” Usta çırak ilişkisinin ve Ahilik kültürünün olmadığı sistemde enflasyonla mücadelenin mümkün olmadığını ifade eden Palandöken, “Esnafın çalıştığı alanlardaki tüm iş kollarında usta çırak ilişkisinin olmadığı yerlerde fiyatları aşağı çekmek mümkün değil. 900 yıldır süregelen Ahilik felsefesinin temel amacında ben siftah ettim komşum etmedi deyip ona iş göndermek, alışveriş için yönlendirmek var. Eğer bunun gibi kaliteli ve vasıflı ticaret olmazsa tekelci zihniyetle fiyatlar her gün biraz daha artar. Çünkü tek bir tuşla tüm vilayetlerdeki fiyatları kontrol edebiliyorlar. Konuyla ilgili yapılan çalışmalar var ancak mesleki eğitime önem verilmesi baba ocağında olur. Verilen hizmetin Ahilik kültürüne uygun bir şekilde, çırak-kalfa-usta yetişmesine katkı sağlaması hem kültürümüz açısından hem de enflasyonla mücadele açısından çok önemli” şeklinde konuştu.
Samsun Jandarma suç ve suçluya geçit vermedi Samsun’da İl Jandarma Komutanlığınca Nisan ayında yapılan uygulama ve denetimlerde çeşitli suçlardan aranan 741 şahıs yakalandı, 25 kayıp şahıs bulundu, 79 uyuşturucu ve kaçakçılık olayında 89 şahıs yakalandı, çok sayıda yasaklı madde ele geçirildi. İl Jandarma Komutanlığınca halkın huzuru ve güvenliği, kamu düzeninin sağlanması, suç ve suçlularla etkin mücadele kapsamında 01-30 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilen uygulama ve denetimlerde aranan şahısların yakalanmasına yönelik 140 bin 662 şahıs ile 74 bin 445 araç sorgulandı, 741 çeşitli suçlardan aranan şüpheli ile 25 kayıp şahıs bulundu, 34 adet tabanca, 61 adet av tüfeği, 10 adet kurusıkı tabanca 300 adet mühimmat ele geçirildi. 79 uyuşturucu ve kaçakçılık olayı meydana gelirken, olaylarda 89 şahıs yakalandı, 16 bin 400 adet makaron, 710 gram kubar esrar, 352 adet sentetik ecza hapı, 41 kök kenevir, 41 gram skunk, 4 gram kenevir tohumu, 4 gram metamfetamin ele geçirildi. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce Nisan ayında 1’i FETÖ/PDY silahlı terör örgütü, 1’i DEAŞ silahlı terör örgütü, 1’i DHKP/C silahlı terör örgütü, 1’i PKK/KCK silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 4 şahıs yakalanmış, 1 şahıs çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklandı. Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce aynı ayda 11 olaya müdahale edildi, 11 müşteki-mağdur ve 3 şüpheli tespit edildi, ayrıca 8 faili meçhul olay şüphelisinin tespitine yönelik çalışmalar devam ediyor. Terör örgütü propagandası yapmak suçundan 14, uyuşturucu veya uyarıcı maddeye özendirme suçundan 2, trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan 11 açık kaynak araştırma raporu düzenlendi. Trafik Şube Müdürlüğü emrinde görevli Trafik Jandarması Timlerince, 30 günlük sürede yapılan denetim ve kontrollerde 74 bin 687 araç kontrol edildi, 17 araç sürücüsünün sürücü belgesine el konuldu, 404 araç trafikten men edildi, 2 bin 624 araç ve sürücüsüne çeşitli kural ihlallerinden 6 milyon 242 bin 269 TL cezai işlem uygulandı. Bin 353 araç sürücüsüne hız sınırını aşmaktan (radar), 294 araç sürücüsü /yolcuya emniyet kemeri takmamaktan, 115 araç sürücüsüne sürücü belgesiz araç kullanmaktan, 70 araç sürücüsüne seyir halindeyken cep telefonu ile konuşmaktan, 18 araç sürücüsüne alkol veya uyuşturucu maddenin etkisindeyken araç kullanmaktan, 774 araç sürücüsüne diğer maddelerden cezai işlem uygulandı.
Burdur Burdur’da teke ve koçların güzellik yarışması renkli görüntülere sahne oldu Burdur’da her yıl düzenlenen ve gelenek haline gelen Honamlı tekesi ve koçların yarıştığı güzellik yarışması bu senede renkli görüntülere sahne oldu. Burdurlular tarafından yoğun ilgi gören yarışmada ilk üçe giren teke ve koyun yetiştiricilerine ödül takdim edilirken sembolik olarak gerçekleştirilen açık arttırma ile 108 bin TL’ye sayılan bir kuzunun geliri LÖSEV’e bağışlandı.Burdur’da yıllardır düzenlenen ve Teke yöresinin sembolü haline gelen küçükbaş hayvanların yarıştığı Honamlı tekesi ve koç güzellik yarışması bu sene de tarım ve hayvancılık fuarında düzenlendi. Küçükbaş hayvan yetiştiricilerinin yoğun ilgi ile takip ettiği yarışmada Burdur’un farklı ilçelerinden gelen 20 koç ve 24 Honamlı tekesi arasından Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Veteriner Fakültesi akademisyenlerinden oluşan jüri üyeleri tarafından hayvanların vücut ölçüleri, yaşları, boynuz yapısı, ırk özellikleri ve vücut uyumu kriterlerine göre güzellik seçimleri gerçekleştirildi."Görünüm, parlaklık ve et olarak en güzel hayvan benimki"Burdur’un Çavdır ilçesine bağlı Bayır mahallesinden yarışmaya katılan üretici Turgay Çelik yarışma öncesinde yaptığı konuşmada, "Bu işi çocukluğumdan beri yapıyorum. Biz bu işi kar amacı için değil de zevkine, vatana, millete güzel hayvan yetiştirmek için yapıyoruz. Honamlı keçisi besliyoruz. Bizim teke yöremizin önemli bir ırkıdır. 1 yaşındayken canlı ağırlıkları 100- 120 kilo gelir. Az masrafla çok hızlı gelişen bir ırktır bu hayvan. Yarışmada iddialıyız. Görünüm, parlaklık ve et olarak diğer yarışmacılara baktığımda en güzel görünen benim hayvanlarım. İnşallah hayırlısı ile alacağız” dedi.Tek tek seyirci ve jürinin önüne çıktılarYarışmanın başlamasıyla tek tek seyircilerin ve jüri üyelerinin önüne çıkarılan hayvanlar vücut ölçüleri, yaşları, boynuz yapısı, ırk özellikleri ve vücut uyumu bakımından incelendikten sonra yapılan değerlendirme sonucunda dereceye giren hayvanlar seçildi. Yarışmada Honamlı tekesi kategorisinde Yeşilova ilçesinin Çardak köyünden katılan Kamil Akyol’un yetiştirdiği teke birinci, Bucak ilçesinin Kızılkaya Beldesi’nden katılan Kezban Kabaş’ın tekesi ikinci, merkez Bayır köyünden katılan Reşat Çelik’in yetiştirdiği teke ise üçüncü oldu. Merinos koç yarışmasında ise Yeşilova ilçesinin Harmanlı köyünden katılan Kamil Akyol’un yetiştirdiği koç birinci, Yeşilova’nın Gençali köyünden katılan Halil Savaş’ın koçu ikinci, Yeşilova’nın Harmanlı köyünden katılan Oktay Kurtuluş’un koçu ise üçüncü oldu. Dereceye giren yarışmacılara protokol üyeleri tarafından ödülleri takdim edildi.Yarışma sonunca konuşan Honamlı tekesi yarışmasında birinci seçilen yetiştirici Yusuf Sarıca, “Çok mutluyum, çok gururluyum. Bu teke üç yaşında. Üç yıldır besliyorum. Dağda doğal bir şekilde besleniyor. Yarışmaya ilk defa katılıyorum, bir sonraki yarışmalara da mutlaka katılacağım” sözlerini dile getirdi.Merinos koçu yarışmasında birinci seçilen Kamil Akyol ise, "Kendimize ait damızlık işletmemiz var. Anadolu merinosu üretiyoruz. Bütün bölgeye elimizden geldiğince en iyi ve en kaliteli şekilde damızlıklarımızı yetiştirip satıyoruz. Koçumuz birinci oldu. Anlımızın akıyla birinciliği kazandık. Bütün katılımcılara teşekkür ediyorum. Allah herkesin emeğini yağlı yapsın” şeklinde konuştu.Ayrıca yarışmada LÖSEV’e destek olmak amacıyla bir kuzu sembolik açık arttırma ile 108 bin TL’ye satılarak geliri LÖSEV’e bağışlandı.