GÜNDEM - 26 Mayıs 2019 Pazar 20:59

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Demokrasi ve Özgürlükler adasında incelemelerde bulundu

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Demokrasi ve Özgürlükler adasında incelemelerde bulundu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ulusal değil, uluslararası bazda da toplantılarımızın yapıldığı bir ada haline getirelim istedik. Darbe dönemi karanlığına bambaşka bir kimlikle inşallah ışık tutulacaktır. Burası bu haliyle bir ispatı vücut ediyor. Yıl sonuna kadar burayı bitireceğiz, Demokrasi ve Özgürlükler Adasını böylece hayata geçirmiş olacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 4 Mayıs 2015 tarihinde temeli atılan 18.3 hektarlık Yassıada projesinde incelemelerde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a incelemeler sırasında Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Çiğdem Karaaslan, Mahir Ünal, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik ile birlikte Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu eşlik etti.

“Demokrasi ve Özgürlükler adasını yıl sonu itibariyle hayata geçirmiş olacağız”

Yassıada’da açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Yassıada demiyorum, Yaslıada diyorum. Yeni adıyla Demokrasi ve Özgürlükler Adası olarak adını 14 Aralık 2013’te koymuş olduğumuz bu adanın inşallah fevkalade bir durum olmazsa yıl sonu itibariyle açılışını yapacağız. Bu konuda tabi Türkiye odalar ve Borsalar Birliğiyle yaptığımız anlaşma, bu arada firmanın yaptığı çalışmalarla zor şartlara rağmen, çünkü bütün malzemenin dışarıdan getirilmesi, burada çalışmaların sürdürülmesi, Çevre düzenlemesi peyzaj çalışmaları hakikaten kolay şartlarda olan bir çalışma değil. Bütün bu zorluklara rağmen 5 yılı buldu, buraya gelmiş bulunuyoruz. Artık yıl sonu itibariyle inşallah bunu bitirmiş olacağız. Demokrasi ve Özgürlükler Adasını da böylece hayata geçirmiş olacağız” dedi.

“Sadece ulusal değil, uluslararası bazda toplantıların yapıldığı bir ada haline getirdik” 

Darbe zamanından bahsederek konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Darbenin 59’uncu yıl dönümünde hem bu darbenin şehitleri Merhum Başbakan Adnan Menderes ile bakan arkadaşları Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu birlikte bu adada yargılandılar, İmralı’da da idam edildiler. Yassıada’yı ziyaret ederek sona gelinen çalışmaları istedim ki yerinde göreyim. Buradan geçişte helikopterle denetledim baktım ama inşaat süreci içerisinde ilk defa bugün görelim istedim. Sizlerde yargılanmaların yapıldığı salonun dışında her yeri gördünüz. Salonu henüz iç kısmı bitmiş değil, ama yıl sonu itibariyle bunu da bitirmiş olacağız. Adayı böylece temennim odur ki, sadece ulusal değil, uluslararası bazda da toplantılarımızın yapıldığı bir ada haline getirelim. Burada toplantı yapılıyor ve buraya 3-4 gün girilir burada toplantılar yapılır. Ondan sonra da sonuç burada açıklanarak bu toplantı da burada dağılır. Bu güne kadar şehrimizin merkezinde yaptık, Antalya’da Ankara’da yaptık, şimdide böyle bir adada, hiç kimsenin gelmeyeceği sadece aktörlerin geldiği ve toplantıya katıldığı bir yer olarak burayı değerlendirelim istedik. Sağ olsun Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği bu işe evet dediler. Böylece hem burayı yapacaklar, yaptıktan sonra da işletmesiyle kendilerine ait olacak. Bu işletmeyle birlikte bizlere belirli bir süre bize tahsis edilmek üzere, devlet olarak bizlerde bazı toplantılarımızı yapacağız” diye konuştu.

”Yassıada bir tarih platosuna dönüştürülmüştür” 

Yassıada ile ilgili başlatılan projeye yönelik konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “27 Mayıs 1960 tarihi Cumhuriyet tarihimizde milli iradeye karşı yapılmış ilk askeri darbe ve demokrasi tarihinde kara bir leke olarak hatırlanmaktadır. Darbe sonrasında 592 kişilik demokrat parti kadrosunun 11 ay boyunca sözde yargılamaları burada gerçekleştirilmişti. Sözde yargılamalar Başbakan Adnan Menderes ile bakanları Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ın idama giden bir yol olmuştur. Bu nedenle Yassıada adeta bir yaslı ada olarak anılmıştır. Yassıada’da 1960 darbe öncesinde yapılan lojman ve spor tesisleri 1960 darbesinde Türkiye Cumhuriyetinin en hukuksuz yargılamalarının yapıldığı salonlara ve zindanlara dönüşmüştür. Tarihi olarak da Bizans döneminden bu yana politik sürgünlere haksız ve hukuksuz yargılamalara idam süreçlerine şahitlik etmiş olan bu ada acılarla anılan bir kimliğe sahiptir. Bu doğrultu da demokrasi tarihinde verdiğimiz mücadeleleri unutturmamak, toplumumuz geçmişten aldığı referanslarla gelecek versiyonu sunabilmek, tüm dünyaya demokrasi ve özgürlükler adına mesaj vermek amacıyla 2015 yılında Yassıada’nın Demokrasi ve Özgürlükler adasına dönüştürülmesini öngören bir proje başlattık. Bu girişimle 27 Mayıs darbesinin demokrasi şehitlerinin tutulduğu Yassıada bir tarih platosuna dönüştürülmüştür. Arada hukuksuz yargılamaların gerçekleştiği spor salonuyla adanın merkezinde bulunan tarihi tüm yapılar muhafaza edilerek ve çevresindeki yeşil dokuyla entegresi sağlanarak bir dönüşüm gerçekleştirilmiştir” diye konuştu.

“Darbe dönemi karanlığına bambaşka bir kimlikle inşallah ışık tutulacaktır” 

Projede yer alan unsurları anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu projede karanlıktan aydınlığa geçişi simgeleyen ve demokrasimizin geleceğine ışık tutan demokrasi feneri, sonsuzluk iskelesi, özgürlük platformu, demokrasi şehitleri anıtı, kütüphane, müze, konferans salonu, 27 Mayıs canlandırma alanları ve sergi salonları gibi pek çok yapı yer almaktadır. Ada ziyaretçilerin 27 Mayıs sonrası yaşanan yargılamaları, gerçek mekanlarda gezerek hissetmeleri ve bu hissin bütün ziyaretçilere yayılmasını sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. Böylece 27 Mayısta yaşananların mimari açıdan yaşatılarak, tarihte yaşanmış acılarla yüzleşilmesi onlardan ders çıkarıp geleceğe umutla bakılması amaçlanmıştır. Bu çerçevede bu Demokrasi ve Özgürlükler Adasında demokrasi mücadelemiz bu uğurda hayatlarını kaybeden şehitlerimizin isimleri ve hatıraları ebediyen yaşatılacaktır. Adada yargılama sürecinde kullanılan yapılar özgürlüğü korunarak görsel ve fiziksel anlatımlarla zenginleştirilmiş ve 27 Mayıs Tarih platosu, demokrasi ve insan hakları müzesi ve Adnan Menderes Kongre Merkezi olarak darbe dönemi karanlığına bambaşka bir kimlikle inşallah ışık tutulacaktır” şeklinde konuştu.

“CHP zihniyetinin ne olduğu burada bizzat yerinde görülmüş olacak” 

Adada yapılanlarla ilgili konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “24 metre yüksekliğindeki demokrasi feneri İstanbul kıyılarıyla adalara yansıyan ışık kaynağı olarak demokrasiye olan saygı ve inancı canlı tutacaktır. Asıl derdimiz, Yassıada bu kapalı spor salonu olarak bulunmuş, orayı bizler bir müzeye dönüştüreceğiz. Bu konuda objeler toplandı toplanıyor. Adnan Menderes Kongre merkezinde birçok kongreleri yapma fırsatı bulacağız. Öğrencilerimizi buraya yoğun bir şekilde taşıyarak, burada neler olmuş, Türkiye demokrasi tarihinde neler var, milli irade burada nasıl dara ağacına çekilmiş, kimler tarafından çekilmiş, tarih bilinmezse geleceği belirleyemezsiniz, bunun arkasında kimler var, bunlar ortaya koyulmalı, özellikle CHP anlayışının ne olduğu burada bizzat yerinde görülmüş olacak. Hakimin şu ifadesi önemli, bizi buraya gönderen irade derken, o irade kim, bu iradenin ortaya çıkarılması lazım. O irade böyle emrettiği için bir ülkenin Başbakanı, Dışişleri Bakanı, Maliye Bakanı burada idam kararı veriliyor, ondan sonra da İmralı’da da idam ediliyorlar. Bunu nesillerin bilmesi lazım. Bunu nesiller bilecek ki ona göre milli iradenin kıymeti ortaya çıksın. Yoksa atı alan Üsküdar’ı geçiyor, biz artık buna bu kuşaklarla beraber dur dememiz lazım” değerlendirmesinde bulundu.

“Burası bu haliyle bir ispatı vücut ediyor, burayı yıl sonuna kadar bitireceğiz” 

Basın mensuplarının özellikle bu olayı anlatması gerektiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hele hele sizler gibi değerli basın mensupları köşelerinde, araştırmacı yazarlar araştırmalarıyla, zaten bunları büyük oranda biliyorsunuz da bunları okullarımıza özellikle işlemeliyiz. Televizyon programlarında özellikle anlatmanız gerekiyor ki bu oyunlara tekrar tekrar yine gündemimize gelmesin, bunların artık silinip gitmesi lazım. Bizler burada uluslararası toplantıları yaptığımız zamanda gelenler olacak. Gelenler olduğu zaman bu adayı anlatırken, bu adanın özelliklerini anlatacağız. Bu adada bir başbakanın idamı, aynen onaylandı. İki tane bakanı bu adada onaylandı. Yıldız Sarayının içerisinde, sultan Abdülhamit ve hal fermanı orayı yapıyor, hal fermanı da orada yazılıyor. Kendisi yapıyor, o büyük Mabeyn’de de kendi kalemiyle yazılıyor. Bu milletin tarihinde neler var bunları bilmemiz lazım. Bileceğiz ki aynı tuzağa bir daha düşmeyelim. Bilmezsek daha çok tuzaklar kurarlar. Şimdi burası bu haliyle bir ispatı vücut ediyor. Yıl sonuna kadar burayı bitireceğiz. Özellikle de öğrencilerimiz için müze, etkinliklerle burasının anılması çok hayırlı olacaktır. Burada alan itibariyle bu alanlar devreye girdiği anda çok büyük bir imkan burada söz konusu” ifadelerini kullandı.  

Doğan Can Cesur

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan EBYÜ’de “Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü ev sahipliğinde “Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3-Multidisiplinler Bakış Açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi. Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen sempozyuma Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, Türkiye Diyestisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay, Rektör Yardımcıları A. Ercan Ekinci, Prof. Dr. Adem Başıbüyük, Prof. Dr. Çağrı Çırak, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Erzincan Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ufuk Kuyrukluyıldız, sağlık çalışanları, akademik ve idari personel, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından başlayan sempozyum programı, açılış konuşmaları ile devam etti. İlk olarak konuşma yapan EBYÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3- Multidisiplinler bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’na ev sahipliği yapmanın mutluluğunu ifade etti. Beslenmenin bir yaşam aktivitesi olduğunu ve hastalık durumunda bu aktivitenin sürdürülmesinin multidisipliner bir yaklaşım gerektirdiğini belirten Prof. Dr. Özer, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği’nin bu konuda en güzel örneklerden biri olduğunu söyledi. Programa Erzurum, Sivas, Bayburt, Gümüşhane, Malatya, Van, Bingöl, Trabzon, Tokat ve Samsun gibi illerden gelen öğrenci, mezun hekim, hemşire, diyetisyen ve eczacılardan oluşan 750 katılımcıyı ağırlamaktan mutluluk duyduklarını ifade eden Prof. Dr. Özer, sempozyumun hayata geçirilmesinde katkıda bulunan herkese teşekkürlerini sundu. Daha sonra konuşmalarını yapmak için kürsüye gelen Prof. Dr. Mutlu Doğanay, organizasyon için teşekkürlerini ileterek bu sempozyumun bilgileri güncellemek adına önemli bir fırsat olduğunu belirtti. Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ ise sempozyumun gerçekleşmesindeki çabalar için üniversite ve diyetetik bölümüne teşekkürlerini iletti. Son olarak nütrisyon tedavisinin önemine vurgu yapan Dağ, sempozyumun başarılı geçmesi temennisinde bulundu. Erzincan İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, beslenme ve diyetetiğin önemine vurgu yaparak bu tür bilimsel sempozyumların sağlık alanlarına önemli katkılar sağlayacağını belirtti. Sağlık alanında yapılan bilimsel etkinliklerin, sağlık hizmetlerinin gelişimine ve toplumun bilinçlenmesine büyük faydalar sağladığına değinen Dr. Tekin, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun bu anlamda önemli bir platform olduğunu ekledi. Rektör Prof. Dr. Akın Levent ise konuşmasında nütrisyonun, malnütrisyonun tedavisi yani yetersiz beslenme tedavisi olduğuna değinerek kötü beslenmenin hayatı olumsuz etkilediğini ve bilinçlenme adına bu tür programların düzenlendiğini söyledi. Günümüzde beslenmenin sağlık üzerindeki etkileri giderek daha fazla önem kazandığına değinen Rektör Levent, son zamanlarda özellikle hanımların beslenmeye özen göstermelerine dikkat çekti. Son olarak Rektör Levent, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun katılımcılara çok yönlü bir perspektif sunarak değerli bilgiler aktaracağını belirtti. Protokol konuşmalarının ardından Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay’ a katkılarından dolayı Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye özer tarafından plaket takdimi yapıldı. Sempozyum programında Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Taner Uluçay önderliğinde öğrenciler tarafından Erzincan yöresine ait türkülerden oluşan müzik dinletisi gerçekleştirildi. Program dört oturum şeklinde devam etti ve panelistlere program sonunda teşekkür belgeleri takdim edildi.
Erzincan Jandarmadan üniversitede fidan dikimi etkinliği Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185’inci yıl dönümü kutlamaları kapsamında Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesinde fidan dikimi etkinliği gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi’nde düzenlenen etkinliğe Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, Erzincan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı. Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı ile başlayan programa ilişkin günün anlam ve önemini belirten konuşma Jandarma Üsteğmen Buğra Kocaş tarafından yapıldı. Kocaş, ağaçlandırmanın ve fidan dikmenin önemine değindiği konuşmasında, “İklim değişikliği ve erozyonu önlemek gibi fidan dikmenin birçok önemi var. Burada yetişecek her bir fidan bizlere en büyük miras olacaktır. Yeşil görmeyen gözler zevkten mahrumdur. Erzincan Jandarma İl Komutanlığı olarak şehrimizin yeşiline katkı sunmaktan gurur duyuyoruz” dedi. Konuşmanın ardından Erzincan İl Jandarma Komutanlığına bağlı eğitim köpekleri ile bomba arama gösterisi ve itaat eğitimi gösterileri yapıldı. Jandarma Asayiş Komando Bölük Komutanlığı tarafından hazırlanan tüfekli hareketler gösterisi katılımcılardan büyük beğeni topladı. Gösterinin ardından konuşmasını icra eden Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, “Kültürümüz, tüm bitkiler ve hayvanlar dâhil canlıların tamamına karşı sevgi ve şefkatle yaklaşmamızı öğütler. Atalarımızdan, babalarımızdan devraldığımız ağaç, çevre, yeşil sevgisini yeni nesillere aktarmak en başta gelen görevlerimizden biridir. Orman varlığımızın arttırılması hususunda dün olduğu gibi bugün de, yarın da Jandarma Teşkilatı olarak daima yerimizi alacağız” dedi. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yılı münasebetiyle üniversitemizde düzenlenen törende konuşan Rektör Prof. Dr. Akın Levent, “Bu etkinliğin Jandarma tarafından okulumuzda düzenlenmesinden mutluluk duyduk. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yıl dönümünü kutluyorum. Bu vesile ile başta Cumhuriyetimizin Banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere şehitlerimize rahmet, gazilerimizi de hayırlı uzun ömür diliyorum” ifadelerini kullandı. Fidan dikimi etkinliğinde konuşan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, “Jandarma Genel Komutanlığının 185. yıl dönümü kutlamaları kapsamında düzenlenen fidan dikimi etkinliği, kurumumuzun köklü tarihine ve doğaya olan saygısını simgelemektedir. Bugün dikilecek fidanlarla hem geçmişimizi onurlandıracak hem de geleceğe sağlam bir miras bırakmış olacağız” dedi. Etkinliklerin icra edilmesinin ardından fidan dikim faaliyeti gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi, Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından mavi ladin, Avrupa ladin, dişbudak; akağaç, akasya, yapraklı ve ibreli türlerinden fidanlarla ağaçlandırıldı. Rektör Prof. Dr. Akın Levent, ağaç dikim alanında öğrencilerle sohbet edip fotoğraf çektirdi. Ağaç dikim alanından sonra Rektör Levent Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından düzenlenen sergiyi Jandarma Alay Komutanı Veysel Yanık ve öğrenciler eşliğinde gezdi.
Erzincan Çayırlı’da küçükbaş hayvanlarda aşılama kampanyası Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne bağlı teknik ekipler, mesai mefhumu gözetmeden, küçükbaş hayvanlara yönelik bakanlık tarafından programlı olarak yürütülen aşılama kampanyasını sürdürüyor. Aşılama esnasında yeni doğan kuzulara küpeleme çalışması da yapılıyor. Hayvan sağlığı ve refahı için görev başında olan ekipler, çiftçilere ve Erzincan’a katma değer sağlamak, küçükbaş hayvancılık sektörünün gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla yayla yayla, mera mera gezerek ağıllarda küpeleme ve aşılama çalışmalarını sürdürüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından programlı bir şekilde yürütülen çalışmalarda küçükbaş hayvanlara çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı aşılanıyor. Küçükbaş hayvancılık sektörünü daha ileri seviyelere çıkarmak için Erzincan genelinde çalışmalarını sürdüren tarım teşkilatı, Çayırlı’nın Gelinpınar Köyü’nde bir yandan programlı aşılama kampanyasını sürdürürken diğer yandan yeni doğan kuzularda küpeleme çalışmalarını sürdürüyor. Küçükbaş hayvancılık sektörüne büyük zarar veren çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı tetikte olan tarım teşkilatı mera ve ağıllarda sabahın erken saatlerinde çalışmaya başlıyor. Aşılama kampanyası hakkında bilgi veren Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürü Emrah Demir, “Hayvan sağlığı ve hayvan refahının korunmasının yanı sıra, hastalıkların önlenerek halk sağlığının korunması amacıyla, il genelinde hazırlanan plan, program ve projeleri uygulayarak, hayvan hastalık ve zararlılarına karşı koruyucu hizmetler yürütmeye devam ediyoruz. Bakanlığımız tarafından programlanan aşılama kampanyasında dahilinde İl Müdürlüğümüzün talimatlarına uygun olarak ilçemiz genelinde küçükbaş hayvanlarda aşılama ve küpeleme çalışmalarımız aralıksız sürdürülüyor. Ayrıca küpeleme çalışmaları ile yeni doğan hayvanlar kayıt altına alınarak kimliklendirilirken, çiftçilerin de devlet desteklerinden faydalanması için bilgilendirme yapıyoruz. İlçe Müdürlüğü olarak büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği başta olmak üzere yetiştiricilerimizin, çiftçilerimizin her zaman yanındayız. Hem sahada hem kurumda her türlü ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap verebilmek için çalışıyoruz. Üreticilerimizin ürünü bol kazancı bereketli olsun” diye konuştu.