POLİTİKA - 23 Şubat 2019 Cumartesi 22:50

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kayyum atamalarında geç kaldık biz geç

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kayyum atamalarında geç kaldık biz geç

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kayyum atamalarında geç kaldık biz geç. Daha zamanlı bu atamaları yapsaydık, Güneydoğu bugün çok daha farklı bir yerde olurdu. Artık mızrak çuvala sığmıyor. Bu ülkeyi bölmek isteyenlerle yapılan ittifakı ne tarih ne millet affetmeyecektir" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, katıldığı CNN TÜRK'te Hande Fırat ve Hakan Çelik'in sorularını yanıtlıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mabeyn Köşkü'nde yapılan canlı yayında, dikey mimari eleştirilerine yanıt vererek, "Gerçekçi olmak lazım. Bazı konularda, belediye başkanları, belediye meclisleri sizler gibi düşünmeyebilirler. Benim arsam buradaki nüfusa cevap vermiyor. Onun için burada zemin +3 ile hareket edersek, buradaki vatandaşın konut ihtiyacını karşılayamayız diyorlar. Bunun için mecburuz diyorlar. Burada haklı oldukları yerler de var ama TOKİ aracılığıyla bazı farklı adımlar atılabilir" diye konuştu.
Toplu taşımanın yangınlaşması gerektiğine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Mesela şu anda Marmaray milyonlarca insanı Üsküdar'dan Sirkeci'ye geçirmiştir" dedi. 

1994 yılı öncesi İstanbul'un durumundan söz eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "1994 öncesi İstanbul malum yaşanır bir İstanbul değildi. 3Ç vardı; çöp, çukur, çamur. Bunlardan geçilmiyordu. Ben bot giyip Bağcılar'da filan seçim kampanyası yaptım. Güngören'de seçim çalışması yaptım. Yukarıda Esenler tüm oralar çukurdan çamurdan geçilmiyordu. Biz oradaki seçimlerde beş ilçeyi kazandık ve oralar süratle değişmeye başladı. Oralar o günün eseridir. Bu başarı bir şeye inanmanın başarısıdır. Büyükşehir Belediyesi olarak biz çöp dağlarını kaldırdık. 1 yıl içinde neticeye vardık. Habitattaki toplantısı yapıldığında dünyanın en temiz şehri olarak İstanbul girdi, biz bunu başardık. Bizim temel felsefemizde temizlik vardır. Hava kirliliği felaketti. Geldiğimizde doğal gazın girdiği ev sayısı 50 bindi. Belediye Başkanılığını bıraktığımda 1 milyon 250 bin eve doğalgazı getirdik. Bu hava kirliliğinin azalmasını getirdi" şeklinde konuştu.

"İstanbul artık modern bir şehir olmanın başlıklarını yakalamış vaziyette" 

Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: 

"Susuzluk. Çekilir gibi değildi. Bazıları küvetleri kullanıyordu. İSKİ o zamanlar tanker getiriyor, herkes kuyrukta. Sizler de arşivlerinize bakarsanız, o çamurların içinde o anneler bidonlarını doldururlar tekrar eve dönerlerdi. Böyle bir süreci yaşadık. Istranca'dan 140 kilometreden İstanbul'a su getirdik. Aynı şekilde 180 kilometreden de Ömerli'den getirdik. Boğaz'ın altından dev bir tünel yapalım dedik. Bunun içinden Renault araç ile, o zamanlar Veysel Bey İSKİ müdürü idi, onunla oradan geçtik. Bu suyu halledelim dedik, onu hallettik. Istranca, Melen bunların gelişi ile birlikte, 2040'a kadar İstanbul'un su sorunu kalmadı. Şimdi ise 2050'ye kadar İstanbul'un su sorunu giderildi. Şu anda bunların hepsi büyük oranda aşıldı. Dalçıklarıyla, kavşak düzenlemeleri, raylı sistemleriyle, metrobüsleriyle. İETT'nin İkarus denilen otobüsleri vardı. Göreve geldim, reklama girecek belki ama, halkıma ben bunları yasaklıyorum 'Mercedes alacağım' dedim ve Mercedes otobüsleri aldık. Şu anda İETT'nin 6 bin civarında bu otobüsleri var. Göreve geldiğimizde İDO'nun 40 tane deniz otobüsü vardı. Şimdi bu sayı fevkalade artmış vaziyette. Deniz taşımacılığı bu şekilde yürüyor. Yapılacak anlatılacak çok şey var. İstanbul artık modern bir şehir olmanın başlıklarını yakalamış vaziyette. Alışveriş merkezleri vesaireler bunlarda tabi arz-talep meselesi. Bir diğer taraftan İstanbul otelleriyle vs. çok ciddi bir potansiyel oluşturuyor. Rezidanslar devreye girmiş durumda. Uluslararası kongrelerde bunlar İstanbul’un önemini arttırıyor."

"Kentsel dönüşümde vatandaşın da bize yardımcı olması lazım" 

Olası Marmara depremine değinen Erdoğan, "Bu konu ile ilgili her şeyden önce, depremin sebepleri, sebep-netice ilişkisi açısından önemli. Kentsel dönüşüm neden gündemimize geldi? Biz kaçak yapılaşma ile devam edersek fatura çok çok ağır olur. Japonya'ya bakıyorsunuz 8.5-9 şiddetinde deprem oluyor, neticeye bakıyorsunuz. Zemin etütleri ona göre, inşaatlar ona göre yapılıyor. Biz de ise bakıyoruz kullanılan malzemeden, Kartal'da gördük, deniz kumundan tutun, inşaat demirlerine kadar, bunların hepsi hurda. Kullanılması gereken çimentosu falan bunlarda bu hassasiyet yok. 3 kat olması gereken yer 8 kat 10 kat olursa bunlar karşınıza bedel olarak gelir. TOKİ bu hassasiyetlerin içindedir. Tüm hassasiyetlere dikkat ediyor. Biz de bu konuda arkadaşlarımızı sıkıştırıyoruz. En ufak bir taviz, fire vermememiz lazım. TOKİ'yi biz para kazansın diye değil, şehirleşmede güveni, güzelliği yakalayalım diye kurduk. Benim vatandaşım da huzur için de buralarda yaşasın. Kentsel dönüşüm dediğimiz olay da bu. Ama vatandaşın da bize yardımcı olması lazım.'Benim binam kaliteli değil' noktasından bakmıyor. O yine 'Benim şu anda 5 çocuğum var en azından 5 çocuğumun da birer dairesi olması lazım' diyor. Buradan baktığı için işimizi zorlaştırıyor. Böyle olunca netice almak zorlaşıyor. Medyanın, vatandaşın bize çok yardımcı olması lazım. Kartal'da olduğu gibi, 21 vatandaşımız öldükten sonra. Sonrasında eyvah eyvah deniyor" ifadelerini kullandı. 

Kartal'da ilk olarak 10 binanın yıkıma karar verildiğine değinen Erdoğan, "Kartal'da ilk olarak 10 binanın yıkım kararını çıkardık. Orada dinlemedik. Bundan sonra da dinlemeyeceğiz. İhbarlar geliyor. Bakanlıklarımız vasıtasıyla tüm oralarda yıkım noktasında sorunlu olan yerlere Valilik yazılarını gönderiyor. Oraların boşaltılarak, kiralarını biz devlet olarak vereceğiz" dedi. 

Ankara'daki seçim yarışan değinen Erdoğan, "Ankara'da tecrübe ve dürüstlük arz ediyor. Mehmet Özhaseki bey, 5 dönem Kayseri'de başkanlık yapmış bir isim. Hakikaten çok farklı bir Kayseri inşaa etti. Çevre Şehircilik Bakanı olarak da en büyük ispatı Güneydoğu, Doğu'dur. Konut noktasında da çok ciddi konut yapımına da girdi. 20 bine yakın o bölgede konut yapıldı. Aynı şekilde Şırnak, Nusaybin, buralarda ciddi konut yapımına girdik. Hakkari'de kim derdi ki Hakkari'ye havalimanı yapılacak. Biz Selahattin Eyyubi Havalimanı'nı yaptık. Ayrım yapmadık. Biz öyle bir şey düşünmedik. Burası da bizim memleketimiz. Van, aynı şekilde. Van depreminden sonra Van'a yaptığımız yatırım o kadar önemli ki. Hiçbir yerde biz bu ayrımı gütmeden çalışmalarımızı yürüttük. Şimdi Ankara'da Mehmet Özhaseki Bey yoğun bir çalışmanın içerisinde. Ankaralı kardeşlerim Sayın Özhaseki ile yola devam etme kararını alırsa Ankara çok şey kazanacak. Bakın şu anda CHP adayının afişlerinin altında CHP logosu yok. Burası çok ilginçtir. İsmine oynuyor. CHP adayı olduğu bilinirse oy alamayacağını biliyor. Siyaset bir defa şeffaf olarak yapılır. Gizli olarak yapılmaz. Çık açık açık söyle" şeklinde konuştu.

"Kayyum atamalarında geç kaldık" 

Kayyum atamaları hakkında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terörle ilişkisi olmayan seçim kazanmışsa, o insanlara adımımız olmaz. Ama terörle ilişkisi seçim öncesi tespit edilememişse, daha sonra tespit edilirse onu orada tutmayız. Bunu ben değil yasalar söylüyor. Devletten aldığı parayı Kandil'e boca ediyorlar. Biz bu milletin parasını yatırım yapsınlar diye ödüyoruz. Tabii ki kayyumlar atanabilir. Bu kanunun, hukukun verdiği bir haktır. Biz halkımızı zulme teslim edemeyiz. Yerelde beka olmayınca genelde de olmaz. Zillet İttifakı kendi içinde koltuk kavgasında. Bizim böyle bir derdimiz yok. Kayyum atamalarında geç kaldık biz geç. Daha zamanlı bu atamaları yapsaydık, Güneydoğu bugün çok daha farklı bir yerde olurdu. Artık mızrak çuvala sığmıyor. Bu ülkeyi bölmek isteyenlerle yapılan ittifakı ne tarih ne millet affetmeyecektir" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.
Erzincan Erzincan’da Filistin’e destek yürüyüşü yapıldı Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) öğrencileri tarafından, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki göstermek, Avrupa ve Amerika’da çeşitli üniversitelerde Filistin için yapılan protestolara destek vermek amacıyla ‘Gazze İçin Yürüyüş ve Dua’ programı düzenlendi. EBYÜ’de öğrenim gören öğrenciler ile akademik ve idari personelin yanı sıra çok sayıda Erzincanlı vatandaş, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek ve aynı amaçla ABD ile Avrupa’daki üniversitelerde yapılan eylemlere destek vermek amacıyla EBYÜ kampüsünde toplandı. Program, İlahiyat Fakültesi öğrencilerinden Eyüp Budak’ın okuduğu Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Daha sonra öğrenciler, İngilizce ve Türkçe, "Gazze’de katliam var, sesini yükselt", "Bugünün Nazi’si işgalci İsrail", "Kudüs için, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa için, Filistin için" yazılı pankart açtı. Özgür Filistin eylemlerine destek olmak amacıyla gerçekleştirilen programda EBYÜ öğrencileri adına basın açıklamasını Furkan Çoban okudu. Açıklamada şu metne yer verildi: “Allah’ın ve sizin düşmanlarınızı ve onların gerisinde olup sizin bilmediğiniz, ama Allah’ın bildiklerini korkutup caydırmak üzere, onlara karşı elinizden geldiği kadar güç ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda harcadığınız her şeyin karşılığı, zerrece haksızlığa uğratılmadan size tastamam ödenecektir. Bir asırdır Filistin’i işgal etmeye çalışan Siyonist terör şebekesi yaklaşık 210 gündür Gazze halkına zalimce saldırmaya devam ediyor. Filistin’de göğe yükselen bebeklerin ve çocukların feryadı, katledilen binlerce masum çocuğun mazlumiyeti; arşı alayı titretti ve arştan arza, yeryüzü şeytanlarının ve zalimlerin fermanı olarak indi. Ve dünyanın dört bir tarafında yeryüzünün vicdan ehli insanları, bataklığa düşmüş insanlığın onurunu ayağa kaldırmak adına bir devrim ateşini tutuşturdular. Bu devrim ateşi elden ele tüm ülkelerin ve milletlerin ufkunu aydınlatmaktadır. Filistin davasına destek amaçlı yapılan bu eylemler Siyonizm’in temsil ettiği küresel şeytani düzene karşı haklı bir isyandır. Başta Amerika ve Fransa olmak üzere, Batı dünyasının birçok yerinde en saygın kabul edilen üniversitelerde gönüldaşlarımız ayağa kalkarak isyan ateşine destek vermiş ve küresel intifadanın bir parçası olmayı tercih etmiştir. Birçok akademisyen ve öğrenci, bu davaya destek olmuştur. İntifada ateşi, sinelerinde yürek taşıyan herkesi etkisi altına almıştır. Tüm tedbir ve baskılara rağmen, onurlu gençlerin ve akademisyenlerin isyanları engellenememektedir. Binlerce öğrenci ve akademisyenin tutuklanması, sonucu değiştirmemiştir. Buradan zulme sessiz kalmayan bu onurlu akademisyenleri ve öğrencilerini selamlıyoruz. Ey vicdanlı ve aziz halkımız; sizler de kalkın ve bu insanlık zincirinin halkalarını oluşturun. Bu insanlık devrimine siz de iştirak edin. Gönülleriniz bu dava için atsın, Diliniz bu davayı konuşsun ve kalemleriniz bu davayı yazsın. İnsanlığın ikiye ayrıldığı bir zamanda aziz ve özgür insanların saflarında yer alın ve küresel intifadanın şerefini bir madalya olarak taşıyın. Bu şeref sizden sonraki nesillere de aktarılsın. Küresel intifadaya ve bu intifadayı kuşanan özgür ruhlu cesur yüreklere selam olsun. Ve buradan tekrar hatırlatıyoruz: Ehli Vicdan, Ehli iman olan ve kalbinde zerrece İnsanlık taşıyan herkese diyoruz ki küresel boykot mallarını almayın-aldırmayın. Unutmayın ki alınan her boykot malı bir bomba, bir tank veya bir füzedir. Ümmetin ve insanlığın izzet örtüsüne dokunan Siyonist eller varsa, onlara karşı çıkan yiğitler, Sütçü İmamlarda vardır elbet. Nihayetinde Şanlıurfa’dan bir yiğit çıktı adı Hasan saklanan idi. İmanı gayreti cesareti kabul etmedi bu zilleti ve canını Rabbi Rahmana teslim etti. Rabbimizden niyazımız şehidimizin attığı bu adımın zulmün tahtını sarsması ve İslam dünyasının bu zelilce seyirciliğine son vermesidir. Gazze’yi unutmama ve unutturmama adına elimizden ne geliyorsa yapacağız, insanlık ve Müslümanlığın bağrına hançer saplanmış iken buna seyirci ve ilgisiz kalmak elbette mümkün değildir. Son olarak buradan tüm dünyaya haykırıyoruz: Kudüs ve Mescidi Aksanın kurtuluşu için yapılacak olan her türlü meşru eylemin yanındayız, tarafıyız ve destekçisiyiz. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi öğrencileri.” Basın açıklaması sonrasında yapılan yürüyüş ile program nihayete erdi.