POLİTİKA - 04 Mayıs 2015 Pazartesi 15:20

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu’na cevap verdi

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu’na cevap verdi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisine yönelttiği ‘istismar’ eleştirisine cevap verdi.

Hafta sonu Batman ve Diyarbakır’a giderek, bir dizi ziyaret ve açılışlarda bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bugünkü ilk durağı Siirt oldu. Saat 12.30 civarında Cumhurbaşkanlığı’na ait uçak ile Siirt Havaalanı’na inen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, eşi Emine Erdoğan’ı, bakanlar, milletvekilleri ve milletvekili adayları ile Siirt Valisi Mustafa Tutunmaz karşıladı. Buradan Valiliğe geçmesi beklenen Erdoğan, direk açılışların yapılacağı Cumhuriyet Meydanı’na geçti. Vatandaşlar tarafından büyük bir coşku ve heyecanla karşılanan Erdoğan, açılış öncesinde halka hitap etti.

Siirt’in kendisine her zaman kalbini ve gönlünü açtığını belirten Erdoğan, kendisini yalnız bırakmayan tüm Siirtlilere şükranlarını sunduğunu ifade etti. Bir dönem milletvekilliği yaptığı Siirt’e her gelişinde sadece hasret gidermediğini bunun yanı sıra birçok eserin de açılışını yaptıklarını vurgulayan Erdoğan, “Bugün yine böyle bir açılış nedeniyle buradayız. 162 trilyon lira yatırım bedeli olan 40 eser ve hizmetin açılışını yapıyoruz. Az önce Milli Eğitim Bakanımız eğitim ile ilgili olanları ifade etti. Toplam 33 trilyon yatırım bedeli olan bu eğitim kurumlarını bir kısmı ayrıca hayırseverlerinizin destekleri ile inşa edildi. Bunların hepsini tebrik ediyoruz. Merkez Anadolu Lisesi, Kurtalan Baykan Lisesi, Şirvan Endüstri Merkez Lisesi’nin de aralarında bulunduğu 263 dersliği, 3 pansiyonu ve 27 lojmanı resmen hizmete açıyoruz. Gençlik ve Spor Bakanlığımız merkezde ve Kurtalan’da gençlik merkezleri, ilçe ve mahallerde çim futbol sahaları inşa etti. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız sevgi evlerini kurdu. İçişleri Bakanlığımız köylerimizin içme suyu, yol, köprü ve parke çalışmaları gerçekleştirdi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız çeşitli projelere destek sağladı. Türkiye petrolleri anonim ortaklığı idari binaları inşa etti. Orman Su İşleri Bakanlığı 4 ayrı taşkın koruma projesini tamamladı. Özel sektörümüz toplam 60 milyon TL yatırımla bir alışveriş merkezi ve otel inşa etti. Tüm bu yatırımların Siirt’e ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Bu yatırımların şehrimize kazandırılmasında emeği geçenleri tebrik ediyorum” dedi.

“ÖZGÜRLÜK NEYMİŞ BİR KEZ DAHA HATIRLAYALIM”

Siyasi hayatında Siirt’in ayrı bir yerinin ve anlamının olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “Siirt benim siyasi hayatımda iki defa dönüm noktası oldu. Birincisi 17 Aralık 1997 tarihinde burada okuduğum Milli Eğitim Bakanlığı’nın talim ve terbiye kurulunun onayından geçmiş tüm kitaplarında yer alan Ziya Gökalp’a ait bir şiir ile başlayan ve cezaevinde sonuçlanan bir süreçtir. O şiiri hatırlıyor musunuz? Biliyor musunuz? Bu şiiri bir daha okuyabilir miyiz? Türkiye’nin nereden nereye geldiğini bu vesile ile bir kez daha hatırlayalım. Özgürlük neymiş bir kez daha hatırlayalım. Minareler süngü, kubbeler miğfer, camiler kışlamız, müminler asker… Bu yolda böyle yürüdük. Bu yola böyle geldik. 1912 yılında yazılmış bu şiiri okuduğumuz için 1999’da Pınarhisar Cezaevi’nin yolunu tuttuk. Aradan aylar yıllar geçti. Devran döndü partimizi kurduk. Ancak 42 bin kişi ile bir kamuoyu araştırması yaptık. Bakalım ne diyor millet dedik. Millet, ‘partiyi kurun’ dedi. Nasıl parti kurmamız gerektiğini de söyledi. Kurduk 16 ay sonra da iktidar olduk. 12 yıl iktidarda kaldık mı? Kaldık. Sonra tekrar bir kamuoyu araştırması yaptık. Bu defa da ‘cumhurbaşkanlığı’ dedi millet. 10 Ağustos’ta tekrar huzurunuza geldik. Bu defa yüzde 52 ile cumhurbaşkanlığına gönderdiniz. Peki ikincisi neydi. Yine Siirt’te başlayan bir başka yolculuk. Yüzde 85,8 oyla bu kardeşinizi parlamentoya gönderdiniz. Siz ‘egemen güçlerin dediği değil, milletin dediği olur’ dediniz. Çünkü egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Başbakanlık, cumhurbaşkanlığı bu yolları aştınız. Bu bizim için bir hizmet yoluydu. Bu millete hizmetkar olmaktan daha güzel bir şey olamazdı. İpin ucunu 97 yılında kesmek istediler. 6 yıl sonra burada yeniden başladı. Şair ne diyordu, sakın kader deme, ne yapsalar boş…” diye konuştu.

“BEN KUR’AN İLE BÜYÜDÜM”

Konuşmasını CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirerek sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

“Şimdi ana muhalefet partisinin başındaki şahıs benimle ilgili dün Kayseri’de bir ifade kullanmış. Cevap vermeye değmez ama Siirt’ten Kayseri’ye kardeşlerim Cumhurbaşkanlarını çok iyi tanırlar. Nerede neyi konuşacağını da bilmiyor. Cumhurbaşkanı diyor, ‘Evren gibi Kuran’ın istismarını yapıyor’ diyor. Sayın Kılıçdaroğlu, ben Kuran’la büyüdüm. Kuran’la yaşıyorum. Onu sen kendine söyle. Kendi şahsında Kuran’ın yerinin ne olduğu malum. Bey efendi nereden buraya geldi. Hani ben dedim ya Diyanet İşleri Başkanlığı Kürtçe Kuran meali yayınladı. Bundan rahatsız olmuş. Bu bir istismar mı? Malum terörün beslediği siyasi parti ne diyor. Maalesef çok ilginç. Diyanet İşlerini kapatacağım diyor. Ya bunlar maalesef cami duvarına pislemeye başladılar. İstismarsa istismarını yapıyorlar. Her türlü yol bunlarda var. Ve anamuhalefet diyor ki imam hatipleri kapatacağım. Dün Kayseri’de diyor ki hayır ben öyle demedim. Bütün kayıtlarda mevcut. Bir cumhurbaşkanı olarak bana yanlışları düzeltmek düşer. Bir defa o yetkiyi sen nereden alıyorsun. Milletin verdiği yetki ile bu parlamentodan 12 yıllık zorunlu eğitim geçti. İmam hatip ve meslek liselerinin önündeki engeller kaldırıldı. Barajlar ve haksızlıklar giderildi. Siz orta kısımları kapattınız. İmam hatiplerde okuyanların sayısı 69 bine düştü. Şimdi bir milyona çıkınca rahatsız oldular. Hani özgürlüklerden yanaydınız niye rahatsız oluyorsunuz. Anne, baba evladını nereye gönderirse bırak oraya göndersin. Terör destekli siyasi parti benim inançlı Kürt kardeşlerimi istismar ediyor. İnançlı inançsız Kürt kardeşlerime sesleniyorum. 7 Haziran’da bu oyunu bozun. Taksim bizim Kabe’mizdir diyor. Bizim Kabe’miz bellidir. Bir zamanlar CHP’liler ne diyordu, ‘Kabe Arap’ın olsun bize Çankaya yeter diyordu. Şimdi bunlarda aynı şekilde yine Kabe Arap’ın olsun bize Taksim yeter diyor. Bunlara 7 Haziran’da bir ders gerekmiyor mu? Fakat bizim dersimiz sandıkta. Şimdi diyorlar ki Cumhurbaşkanı taraf. Evet tarafım ama milletin tarafındayım. Millet neredeyse oradayım ve her partiye de eşit mesafedeyim. Ama gönlümde bir parti var. O ayrı bir konu. Bakın bu meydanda herhangi bir partinin pankartı yok. Bu meydanda sadece Türk bayrağı dalgalanıyor. Ve her gittiğim yerde ne diyorum; tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet. İşte bu bizi güçlü kılacaktır. Onun için milletin inancına, eğimine, kılığına ve kıyafetine tüm değerlerine düşman bir anlayış bu millete yıllarca kan kusturdu. Daha sonra aynı zihniyeti takip edenler 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubatla hep aynı yoldan yürüdüler. Ama millet bu zihniyete dur dedi. Bu süreçte 3 Kasım 2002’de başladı.”

“KÜRTÇE EZANI DAYATIYORLAR”

Şimdi yeniden tek parti zihniyetinin türediğini ve bir tanesinin halen devam ettiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadelerde bulundu:

“Bir de her şeyi ile onu taklit eden terör destekli malum parti var. Bu millete Türkçe ezan dayatılıyordu, şimdi Kürtçe ezan dayatılıyor. 70 yıl önce Türkçe ibadet dayatılıyordu, şimdi Kürtçe ibadet dayatılıyor. 70 yıl önce Kabe Arap’ın olsun bize Çankaya yeter deniliyordu. Değerli kardeşlerim zihniyet aynı. Bunlar aynı faşist kafanın farklı tezahürleri. İnanın aralarında zerre kadar fark yok. Tek parti CHP’si bu milleti inancından, tarihinden, medeniyetinden koparıp, kendi ideolojik saplantısına uygun yeni bir toplum inşa etmeye çalışıyordu onun taklitçisi ise Kürt kardeşlerimi inancından medeniyetinden koparıp, kendi ideolojik saplantılarını dayatmak. Birçok imam, din görevlisi bölücü örgüt mensupları tarafından katledildi, saldırıya uğradı. Okulları, pansiyonları yaktılar. Bunların yandaşları İstanbul’da sırf sakal ve kıyafetinden dolayı insanlara saldırdı. İşyerlerini, araçlarını taşladı. Kendilerinin kimsenin inancına kesinlikle saygı diye bir derdi yoktur. Geçenlerde bir muhtarımızı öldürdüler. Değerli kardeşlerim buyurun, şu unda her şey tespit edilmiş vaziyette. Yardım yataklık yapanlar belli. İş takip ediliyor. Hani sen Kürt’tün? Niye bir Kürt muhtar kardeşimizi öldürüyorsun. Soruyorum sevgili kardeşlerim hep birlikte bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağı ve hep birlikte Türkiye olacağız. Bizim için Türk’üyle, Kürt’üyle, Arap’ıyla, Laz’ıyla ve Boşnak’ıyla bir ayrılık söz konusu değil. Bizim için önemli olan yaradılanı yaratandan ötürü sevmek. Kardeşlerim bakınız Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan rahatsızlıkları ortada. Ki bu diyanet işleri başkanlığı son 12 yıldır çok etkin çalışmaların içerisinde. Bu ülkede 2002 yılında Kürtçe vaaz veremezdin, hutbe okuyamazdın ama şimdi Kürtçe vaaz da verilebiliyor, hutbe de okunabiliyor. Bakınız nereden nereye geldik. Bu atılan adımlar özgürlük adına atıldı. İşte Kürtçe Kuran meali, hadis kitabı mevlit kitabı ve elif ba. Bunlar atılan o güçlü adımlar. Bunları hayal bile etmek mümkün değildi. Bütün bunlarla beraber şu mübarek günlerde TRT kürdi kanalından mevcut durumda Kürtçe mevlit okunabiliyor. Artık Diyanet İşleri Başkanlığı’mız cami cemaatini kontrol altında tutmak için değil, onlara hizmet etmek için çalışıyor. Bunu da en iyi tarihleri boyunca İslam’a sadakatle sarılmış olan bölgedeki kardeşlerim bilir. Kürt kardeşlerimin İslam’a hizmetleri ibadetlerine olan bağlılıkları ile sınırlı değil. Siz Selahattin-i Eyyubi’nin torunlarısınız. Onun o birleştirici ruhu neyse sizde de o var. Şu karşıda bir pankart var. 3 dilli kardeş şehir. Ne demek bu Türk’ü, Kürt’ü ve Arap’ı ile Siirt birdir.”

Siirt’in İslami ilimlerin yaşatılması ve geliştirilmesi noktasında gerçekten çok büyük bir hassasiyet örneği olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siirt’te ve bölgedeki her şehrimizde kanaat önderlerimiz, alimlerimiz var. Bunlar yıllarca bu faaliyetleri bütün gayretleri ile sürdürdüler. Bu meselelerden bin tanesine Diyanet İşleri Başkanlığımız kadro vererek kendi bünyesine kattı. Bakınız yıllarca medreselere karşı mesafeli duran bir yönetim anlayışından bu alimlerin devletin kadrosuna alındığı bir yaklaşıma gelindi” diye konuştu.

“BÖLGE HALKI BÜYÜK BİR SIKINTI İLE KARŞI KARŞIYA”

Bölge halkının büyük bir sıkıntı ile karşı karşıya olduğuna da dikkat çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Taşradaki eğitim ve ilim irfan yuvaları bölücü örgütün mensupları tarafından kapatılmaya çalışıyor. Bölücü örgüt adına bunu hayata geçirenler var. Bugün Türkiye’de Boko Haram ve DEAŞ gibi örgütler varlık göstermiyorsa bunda en önemli pay Diyanet İşleri Başkanlığı’nındır. Ülkemizde mezhep çatışması gibi oyunlar tutmuyorsa Diyanet İşleri Başkanlığı’nın büyük rolü var. Kardeşlerim şimdi soruyorum Siirt yeni Türkiye’ye hazır mı? Yeni Anayasaya hazır mı? Başkanlık sistemine hazır mı? Öyleyse hep beraber çalışmak gerekiyor. Allah birliğimizi ve beraberliğimiz daim kılsın.”

Erdoğan, konuşmanın ardından 40 eser ve tesisin açılış kurdelesini kesti. Daha sonra Valiliğe hareket eden Erdoğan çifti, vatandaşların fotoğraf çekinme talebini geri çevirmedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gümüşhane Gümüşhane’den Filistin’e destek yürüyüşü ABD ve Avrupa’nın çeşitli üniversitelerinde gerçekleştirilen Filistin protestolarına destek vermek için Gümüşhane Üniversitesi’nde yürüyüş gerçekleştirildi. Gümüşhane Üniversitesi Mühendislik Fakültesi önünden başlayan yürüyüşe AK Parti Gümüşhane Kadın Kolları Başkanı Münire Şeyhoğlu, AK Parti Gençlik Kolları Başkanı Umut Tokel, Gümüşhane’de AK Parti Gençlik Kolları ve Üniversiteler Birimi (ÜNİAK) Başkanı Arda Can Kılıçarslan ve öğrenciler katıldı. Yaklaşık 60 kişinin katıldığı yürüyüşte kalabalık ellerinde pankartlarla sloganlar eşliğinde Gümüşhane Üniversitesi Rektörlüğü önüne kadar yürüdü. Yürüyüşün sonra ermesinin ardından bir basın açıklaması gerçekleştiren Gümüşhane Üniversitesi ÜNİAK Başkanı Arda Can Kılıçarslan, “Egemen güçlere ve uluslararası örgütlere elindeki siyasi, askeri ve ekonomik gücü kullanarak sessizlik baskısı yapan sözde İsrail Devleti artık mızrağın çuvala sığmadığının farkına varmalıdır. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde uluslararası platformlara taşınan İsrail barbarlığı dünyanın çeşitli yerlerinde yaşayan dinleri, ırkları, renkleri ve dilleri birbirinden farklı olan ancak vicdanı Gazze’deki çocuklar ve kadınlar için atan yürekli insanlar tarafından protesto edilmeye başlamıştır. Özellikle geçtiğimiz hafta ABD’nin New York kentindeki Columbia Üniversitesi’nde öğrencilerin ve akademisyenlerin katılımıyla başlayan İsrail karşıtı gösteriler dünya genelinde onurlu duruşun başkaldırı fitilini ateşlemiştir. ABD genelindeki onlarca kampüse yayılan ve bu insani duruşu derslerini iptal ettirmek, disiplin soruşturmasına sevk edilmek hatta tutuklanmak pahasına sergileyen, eylemlere katılan, sesini yükselten tüm kardeşlerimize teşekkür ediyoruz” dedi. İngilizce olarak da okunan basın açıklamasının ardından, grup atılan sloganların ardından edilen duanın ardından dağıldı.
Manisa Taşlık ve kayalık arazi üretime ve istihdama dönüşüyor Muradiye Organize Sanayi Bölgesi’nin Uzunburun mevkiinde bulunan yaklaşık 290 hektarlık yeni sanayi alanı çalışmalarını Muradiye OSB Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kıvırcık yerinde inceledi. Taşlık ve kayalık bir araziyi üretim ve istihdam üssüne dönüştürdüklerini anlatan Kıvırcık, bölgenin Türkiye’ye örnek olacağını belirtti. Parsel tesviye çalışmalarının devam ettiği bölgede yakın gelecekte üretime geçecek 200’den fazla firma ile Manisa Sanayisine altın çağını yaşatacaklarını belirten Başkan Kıvırcık, “2023 yılında inşaat çalışmalarına başladığımız bu bölgede yalnızca orta ve büyük ölçekli sanayicilere değil, küçük ölçekteki sanayicilere de yer ayırdık. Birçok meslek odasının ve sanayicilerin işbirliği ile kurulan kooperatiflere ihtiyaçlarına binaen taban oturumu 300 ila 700 metrekare aralığında iş yerleri sağlayacağız. Böylelikle şehir merkezinde sıkışan küçük ölçekteki sanayiciler nefes almış olacak” dedi. Çalışmaların hızlı ilerlemesinden duyduğu memnuniyeti kaydeden Kıvırcık, “2023 yılında başlanan parsel tesviye ve yol inşaatları 30’dan fazla iş makinası ve dönüşümlü olarak yüzlerce personelle devam ediyor. Çalışma arkadaşlarımız her şeyi düşünerek hareket ediyorlar. İlk etapta yaklaşık 250 dönümün ön tahsisini gerçekleştirdiğimiz bölgemizde tahsis alan firmaların bir an önce üretime geçebilmeleri için durmaksızın çalışıyoruz.” diye konuştu. Taşlık arazi üretime ve istihdama dönüşüyor Taşlık, kayalık bir arazinin üretime ve istihdama dönüştürülmesinin hikayesini yazdıklarını belirten Kıvırcık, modern altyapısı, artırma tesisi, endüstriyel simbiyoz gibi çağdaş yaklaşımlarla planladıkları Uzunburun Genişleme Alanı’nın yakın gelecekte Türkiye’nin örnek OSB’lerinden olacağını söyledi.
Antalya Antalya Valisi’nden ’Zeytinpark’ çağrısı: "Yeşil alan olarak mühürleyip son kaleyi kurtaralım" Antalya Valisi Hulusi Şahin, Antalya Ticaret Borsasının (ATB) Zeytinpark’ta düzenlediği Kent Buluşmaları Toplantısı’nın konuğu oldu. Şahin, ATB tarafından 20 yıllığına kiralanan Zeytinpark’ın imar planında değiştirilmesi konusunda çağrıda bulundu. Şahin, "Burayı bir imar faaliyetiyle yeşil alan olarak yazalım, sabitlensin ve bu mesele bitsin. Son kaleyi kurtaralım. Zeytinpark’ı yeşil alan olarak mühürleyelim" dedi. Antalya Ticaret Borsasının Antalya’nın Kepez ilçesinde bulunan Zeytinpark’ta gerçekleştirdiği Kent Buluşmaları’nın Mayıs ayı konuğu, Antalya Valisi Hulusi Şahin oldu. Vali Şahin, Zeytinpark’ı ilk kez helikopterden gördüğünde şaşırdığını ifade ederek, şehrin ortasında büyük bir yeşil alanı görmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Şahin, “Bu yeşil alanı, ilk defa havadan helikopterle gelirken gördüm. Üniversite ve Zeytinpark olmak üzere, iki tane şehrin ortasında büyük yeşil vaha var. Üniversiteyi insan tahmin ediyor da böyle bir vaha şehrin ortasında nasıl kalır diye merak etmiştim, aslında büyük bir başarı hikayesi. Muratpaşa Vakfının sanırım burası, vakfın mülkünün arazisinin amacına uygun değerlendirildiği az yerlerden biri ve yapılaşmaya kurban edilmemiş bir nokta. Türkiye’de şehirlerin üzerinden gittiğinizde genelde beton denizi ile karşılaşıyorsunuz. Antalya bu anlamda son derece şanslı, yukarıdan baktığınız zaman sizi çok rahatsız edecek bir beton denizi görmüyorsunuz, bir tarafta denizin dağın görseli var. Şehrin ortasında da o iki büyük yeşil alan ve göreceli olarak oldukça iyi durumda olan hatlar var. Atatürk parkı ve Dokumapark gibi güzel parklar var, bunları da kim muhafaza ettiyse bu günlere getirdiyse hepsine şükran borçluyuz” diye konuştu. "Zeytinpark’ı muhafaza edin" Zeytinpark’ın bulunduğu yerin özelliklerine dikkat çeken Vali Şahin, 2 bin 600 dönüme sahip alanın muhafaza edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Şahin, konuşmasına şu şekilde devam etti: "Antalya, dünya cenneti bir yer, en güzel bitkiler endemik türler burada oluyor. Zeytinin de burada olması çok doğal ve ona özel de bir park olması çok değerli, Ali başkana da söyledim. Burada yapılacak en önemli şey, muhafaza etmek, şimdiye kadar başardığınızı devam ettirmek. Özellikle yangın tehlikesine dikkat etmemiz lazım ve ’Şu projeyi yapalım, bu projeyi yapalım’ deyip sağından solundan tırtıklamalarına da müsaade etmeyin. Kim proje yapıyorsa başka yerde yapsın, burası akciğer olarak bu şehre kalsın. Ticaret Borsası olarak başka hiçbir iş yapmasanız, sadece şurayı muhafaza ediyorsunuz ya bu vazifenizi fazlasıyla yaptığınız anlamına gelir. Geleceğe bırakacağınız, torunlarımıza bırakacağınız, Antalyalılar olarak en güzel miras burası olur. Muhafaza edelim, hem merhum Muratpaşa’ya onun vakfiyesine sahip çıktık, hem de çocuklarımıza böyle bir güzel coğrafyayı bıraktık diyebiliriz." Antalya’nın hava kalitesini Zeytinpark yükseltiyor Antalya Valisi Hulusi Şahin, Zeytinpark’ın Antalya’nın hava kalitesine de büyük fayda sağladığını kaydederek, alanın şehrin havasına ve suyuna yaptığı katkıyı aktardı. Şahin, “Eğer Antalya’nın bugün gerçekten havası çok nefis ise Zeytinpark’ın büyük katkısı vardır, havaizleme.org linkli bir site var, ona her gün bakarım. Burada Türkiye’nin tüm illerinde ki anlık hava kalitesi anlık olarak paylaşılır, orada hava kalitesi yeşil, sarı, turuncu ve kırmızı renkte gösteriliyor. Yeşil hava kalitesi iyi, sarı normal, turuncu hassas, kırmızı ise tehlikeli demek. Antalya’nın toz taşımı günü hava hassasa geldi, onun dışında Antalya’nın hava kalitesi hep yeşil. Antalya 2,6 milyon nüfusa sahip büyük bir şehir, böyle bir şehrin temiz bir havaya sahip olması ancak bu akciğerler sayesinde oluyor. Antalya’nın coğrafyası çok geniş ve orman varlığında Türkiye’de birinci, 50’nin üzerinde orman var. Kaş’taki ormanın Antalya hava kalitesine etkisi olmaz, şehrin içerisinde akciğer lazım, o yüzden burası çok değerli. Sadece hava değil suyu da temizliyor, bunlar birer filtre vazifesi görüyor. Yer altı suları yağan yağmurlar burada filtrelenip temiz şekilde denize akıyor. Bizim turizmimiz varsa temiz denizlere borçluyuz. Türkiye dünyada mavi bayraklı ülkeler sıralamasında üçüncü sırada, yaklaşık 550 kadar mavi bayraklı kumsalımız var plajımız var. Bunun yarıdan fazlası Antalya’da. Bize düşen, mümkünse şehri muhafaza etmek ve bizden sonrakilere o bayrağı teslim etmek. Bu bilinci çocuklarımıza da aşılamalıyız ve günlük ekonomik hesaplara şehrimizi kurban etmemeliyiz" dedi. "Elimizde kalan son kaleyi kurtaralım" Gazetecilerden gelen soruları da yanıtlayan Antalya Valisi Hulusi Şahin, alanın sürekliliğinin sağlanması hakkında gelen soru üzerine resmi kurumlara çağrıda bulundu. Antalya Ticaret Borsası tarafından 2010 yılında 20 yıllığına kiralanan Zeytinpark’ın olduğu kısma ilişkin, imarda değişiklik yapılabileceğini belirten Şahin, sözlerini şu şekilde sonlandırdı: "Biz elimizde kalan son kaleyi kurtaralım. Belediyelerimizle görüşelim, burayı imarda kent ormanı mı yazarız, park mı yazarız, yeşil alan mı yazarız, burayı mühürleyelim. Artık bir daha ihaleye çıkma imkanı tamamen kalksın. Çünkü, yeşil alan olarak sabitlenirse, başka imarla kullanılması imar mevzuatı açısından da imkansız hale gelir. Bu haliyle, şu an da fiilen hiçbir sıkıntı gözükmüyor. Çünkü, ihaleyi Ticaret Borsası şirketiyle beraber almış, ileride ne olacağını bilemeyiz. O yüzden burayı bir imar faaliyetiyle yeşil alan olarak yazalım. Ama her halükarda mevcut alanını muhafaza edecek yeşil alan olarak kaydedelim. Sabitlensin ve bu mesele bitsin, son kaleyi kurtaralım." Sosyal sorumluluk projesi Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır ise Antalya Valisi Hulusi Şahin’e teşekkür edip, şehre yapmış olduğu hizmetlerden örnekler vererek teşekkür etti. Zeytinpark’ın bir sosyal sorumluluk projesi olduğuna işaret eden Çandır, şu ifadelere yer verdi: "2 bin 630 dönümlük Zeytinpark halihazırda doğası bozulmadan, türler korunarak ve ranta kurban edilmeden yaşatılıyor. Türkiye’de bir şehrin içindeki en büyük alan, dünyada da bir şehrin içindeki 9. en büyük yeşil alan. Aslında doğal bir ’Millet Bahçesi’dir. Bugün, burada bulunan ve geçmiş dönemde birlikte görev yaptığımız arkadaşlarımız ve sonrasında kurmuş olduğumuz şirkete ortak olan ATB dışındaki 24 kurum ve üyelerinin koymuş olduğu iradenin bir sonucu olarak bir arada bulunuyoruz. Antalya Zeytinpark, her ne kadar bir ticari işletme de olsa hazırlanışı ve bugüne kadar gelişi itibariyle aslında bir sosyal sorumluluk projesidir. Antalya’da kalan son ve tek doğal yeşil alanın korunması ve kullanıma açılması ilkesiyle hareket edilmektedir."