GÜNDEM - 09 Ağustos 2022 Salı 07:31

Cumhurbaşkanı Erdoğan Muharrem ayı iftarında konuştu

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan Muharrem ayı iftarında konuştu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Muharrem ayının 10'uncu günü dolayısıyla katıldığı Hüseyin Gazi Cemevi'nde yaptığı konuşmada “Kerbela hadisesinin 1342. yıl dönümü vesilesiyle şehitlerin şahı Hz. Hüseyin efendimizi ve dostlarını matemle anıyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Muharrem ayının 10'uncu günü dolayısıyla katıldığı Hüseyin Gazi Cemevi'nde katıldığı muharrem ayı iftarında konuştu. Erdoğan, burada bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirirken, manevi önderlerden merhum Alvarlı Muhammet Lütfi Efendi'nin Kerbela şehitlerini yad ettiği dizeleri okudu.

Erdoğan, dizelerin milletin ehlibeyte, Kerbela'ya, Hz. Hüseyin'in şehadetine bakışını yansıttığını belirtti. Erdoğan, "Hepsinden öte bizim imanımızın ve inancımızın merkezinde Allah'a ve Resulüne kayıtsız şartsız bağlılık yanında Resulullahın ehlibeytiyle ona dost ve ümmet olan herkesi sevmek de vardır. Ehlibeyti sevmek bize Kur'an-ı Kerim ayetleriyle ve sahih hadisi şeriflerle de sabitlenmiş bir vecibedir” dedi.
Kerbela hadisesinin 1342. yıl dönümü vesilesiyle şehitlerin şahı Hz. Hüseyin efendimizi ve dostlarını matemle anıldığını vurgulayan Erdoğan, "Müslim'de nakledildiğine göre Hz. Peygamber vefatına yakın bir zamanda şöyle buyurmuştur, 'Ey insanlar dikkat ediniz ben bir beşerim, Rabb'imin ölüm elçisinin gelmesi ve benim ona icabet edip aranızdan gitmem yakındır. Sizlere hukuku ağır iki kıymetli emanet bırakıyorum. Birincisi Allah'ın kitabıdır. Onda nur ve hidayet vardır. Allah'ın kitabına sımsıkı sarılın onunla meşgul olun, onu öğrenin, öğretin, hükümlerini de anlayın. İkinci emanet, ehlibeytimdir. Ehlibeytim hakkında Allah'tan korkmanızı hatırlatırım.' ve devamında Peygamber efendimizin bu buyruğu maalesef Kerbela'da çiğnenmiş, yüreklerimize kıyamete kadar dinmeyecek bir acı bırakmıştır. Evet, Kerbela hadisesinin 1342. yıl dönümü vesilesiyle şehitlerin şahı Hz. Hüseyin efendimizi ve dostlarını matemle anıyoruz. Kerbela şehitlerimizi bize hak ve hakikat uğrunda canını hiçe sayarak mücadele etmek ahlakını miras bıraktıkları için minnet, rahmet ve dualarla yad ediyoruz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Muharrem ayı iftarında konuştu

İslam dünyasında derin kırılmalara sebep olan bu olayın hicri 61, miladi 680 yılında vuku bulduğunu belirten Erdoğan, "İnsanlık tarihinin en büyük ve zorlu mücadelesini veren Hz Hüseyin ve dostları, istisnasız herkese hak ve adalet mücadelesi yolunda bir numune-i imtisaldır. Bu olaydan yaklaşık 100 yıl sonra İslam'la şereflenen milletimiz ise Kerbela hadisesiyle ilgili kendisine has bir duruş geliştirerek ehlibeyt sevgisini en üst düzeyde devam ettirmiştir. Bu duruşun temel sebebi inancımıza olan sıkı bağımız ile Hz. Peygamberin ve ehlibeytinin hukukuna olan derin hürmetimizdir. Milletimizin Kerbela'ya bakışını belirleyen bir diğer sebep de mazlumun ve haklının yanında olma vasfımızdır” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy'un "Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem" dizelerindeki düsturun Türk milletinin bin yılı aşan Müslümanlık tarihinin temel prensiplerinden olduğunu vurguladı.
Nitekim bizim tarihimizde Kerbela'ya sebep ve alet olan zalimler nefretle hatırlanırken isimleri telaffuz dahi edilmez olduğunu vurgulayan Erdoğan şu ifadeleri kullandı:

"Kerbela hadisesiyle ilgili milli duruşumuzun bir başka veçhesi de Hz. Hüseyin'e ve dostlarına tevella, bu felakete hırsıyla sebep ve alet olanlara ise teberra etmektir. Bunlar da işin iki önemli cephesi. Nitekim bizim tarihimizde Kerbela'ya sebep ve alet olan zalimler nefretle hatırlanırken isimleri telaffuz dahi edilmez. Kerbela hadisesini böyle bir tevhidi duruşla değerlendirmek bizim için ayrışma değil tam tersine birlik ve beraberlik vesilesidir."

Erdoğan, devlet tarihinde ehlibeyt sevgisinin sadece matemlerde, yaslarda, muharrem günlerindeki gelenek ve adetlerde değil geçmişten bugüne pek çok örnekte açıkça görüldüğünü aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yusuf Has Hacip tarafından yazılan ve dönemin idarecilerine nasihatler de içeren ilk Türkçe İslami eserlerden biri olan Kutadgu Bilig'de "Hizmetkarlardan başka ve beyin adamları dışında münasebette bulunacağın kimselerden bazıları Peygamberin neslidir. Bunlara hürmet edersen devlet ve saadete kavuşursun. Bunları pek çok ve gönülden sev, iyi bak ve yardımda bulun. Bunlar ehlibeyttir, peygamberin uğurudur. Ey kardeş sen de onları sevgili peygamber hakkı için sev" denildiğini anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Evet biz ehlibeyti Allah için, peygamber hakkı için seviyor, ona olan hürmetimizle sahip çıkıyoruz. Selçuklu Sultanı Melikşah da meşhur veziri Nizamülmülk ile Atebatı Aliye'yi ziyaret etmiştir. Hz. Ali ve Hz. Hüseyin başta olmak üzere ehlibeyt büyüklerini, türbelerini onartan Selçuklu yöneticileri, bu mekanların civarlarını da mamur hale getirmeyi sağlamışlardır. Selçuklulardan sonra Atebatı Aliye'nin bulunduğu topraklara hakim olan Osmanlılar, Necef'de ve Kerbela'da yaptıkları çalışmalarla ehlibeyte olan hürmetlerinin gereklerini hep yerine getirmişlerdir. İşte bu anlayışla yad ediyoruz, yad etmeye devam edeceğiz. Rabb'im birliğimizi beraberliğimizi daim eylesin."

"En muhtaç olduğumuz birlik anında..."

İftar sonrasında gazetecilere konuşan Hüseyin Gazi Kültür Sanat Vakfı Başkanı Mehmet Ali Ayyıldız, Türkiye'nin hemen her yerinden katılım olduğunu, 16 Alevi dedesi ile beraber yaklaşık 90 kişinin iftara katıldığını söyledi. Ayyıldız, iftarda mersiyeler okunduğunu, lokma duası edildiğini ve lokmaların tüketildiğini anlattı. İftarda herhangi bir talepte bulunmadıklarını ifade eden Ayyıldız, dergaha girmeden önce Cumhurbaşkanı Erdoğan'a cemevlerine ibadethane statüsü verilmesi yönündeki beklentilerini dile getirdiklerini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Muharrem ayı iftarında konuştu

“Yakın zamanda inşallah Hüseyin Gazi mağarasını da hem Ankaralılara hem Türkiye'deki tüm Alevi yurttaşlarımıza açacağız”

Ayyıldız, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Hüseyin Gazi Türbesine gelen Alevilerin tepedeki mağarayı da ziyaret etmek istediğini ancak askeri bölge olması nedeniyle buraya ziyarette bulunamadıklarını söylediklerini, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'a bu konuyla ilgili talimat verdiğini kaydetti. Mehmet Ali Ayyıldız, "Yakın zamanda inşallah Hüseyin Gazi mağarasını da hem Ankaralılara hem Türkiye'deki tüm Alevi yurttaşlarımıza açacağız" dedi.
Katılımcılardan Rıza Solak ise iftarın çok güzel geçtiğini, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın birlik ve beraberlik üzerine çok güzel bir konuşma yaptığını ifade etti.

Solak, "Şu günlerde en muhtaç olduğumuz birlik anında Sayın Cumhurbaşkanı'mız, bize cemevinde yemek verdiği için Allah bin kere razı olsun kendisinden" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Muharrem ayı iftarında konuştu

Çay davetinde bulunan aileye ziyaret

Cumhurbaşkanı Erdoğan, cemevinden ayrılmasının ardından Mamak'ta kendisini çaya davet eden bir aileyi ziyaret etti. Bahadır Çaşmaz'ın evine konuk olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada çay içerken, ev sakinleriyle sohbet etti. Erdoğan, ayrıca sokakta kendisini bekleyen vatandaşları selamladı.

Hülya Keklik - Mehmet Kalay
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Türk iş insanı Ferhat Süleyman Çınar’ın başarı öyküsü Dünyada birçok ülke ile güçlü bağlantıları bulunan, NATO ve Birleşmiş Milletler Diplomatlığı gibi görevler yapan 46 yaşındaki iş insanı Ferhat Süleyman Çınar, başarı öyküsünü anlattı. Birleşmiş Milletler ve NATO’da önemli görevler üstlenen, Türkiye ve Birleşmiş Milletler arasındaki ilişkide önemli bir konuma sahip Ferhat Süleyman Çınar, 1978 yılında Ankara’da, üç çocuklu memur bir ailenin en küçük çocuğu olarak dünyaya geldi. Çocukluğu, dönemin zorlu şartları altında geçti ve Ankara’da memur bir ailenin ferdi olarak yaşamak ona mücadeleci bir ruh kazandırdı. Çınar, henüz ortaokul çağlarındayken, ailesinin beklentileri ve kendi davranışları arasında bir denge kurmaya çalıştı. Ailesi, onun abisi ve ablası gibi iyi bir eğitim alıp üniversiteye gitmesini ve kendileri gibi memur olmasını istiyordu. Ancak, Çınar, kendi geleceğini belirleme konusunda oldukça kararlıydı ve daha farklı bir yol izlemeye karar verdi. 80’ler ve 90’lar, Türkiye’nin ve dünyanın önemli dönüşümler yaşadığı yıllardı. Bu dönemde, Çınar, çevresindeki değişimleri yakından gözlemledi ve bu değişimlerin etkilerini bizzat deneyimledi. Soğuk Savaş’ın sona ermesi ve küresel sistemin dönüşümü gibi büyük olaylar, onun dünya görüşünü şekillendiren önemli faktörler oldu. “13 yaşında geleceğini şekillendirecek önemli kararlar almaya başladı” Çınar, sadece 13 yaşında olmasına rağmen, geleceğini şekillendirecek önemli kararlar almaya başladı. Geleneksel eğitim sistemi yerine gerçek okul olarak iş hayatını gördüğü için daha genç yaşlarda iş dünyasının içine adım attı. İş dünyasında içindeki erken deneyimleri, ona farklı bir bakış açısı kazandırdı. Matbaa sektöründe çalışmaları, ona sadece bir iş kolunun ötesinde, büyük bir resim olduğuna inanıyor ve küresel pazarın önemli bir parçası olarak görüyordu. Matbaacılığı, sadece basılı malzemelerin üretimi olarak görmek yerine, toplumun derinliklerine etki eden bir araç olarak değerlendiriyordu. Bu süreçte Ankara da Türk Siyasetinin kalbinde tanıştığı ve ortaklık kurduğu önemli kişiler başta Süleyman Demirel olmak üzere Ali Çetin Şener, Şahbettin Çimen, Cavit Çağlar gibi isimlerde onun Türk ve Dünya siyasi yapısını okumasında büyük önem taşıdı. “Sahip olduğu işleri bölgesel çaptan küresel bir boyuta taşıdı” Zamanla sahip olduğu işleri bölgesel çaptan küresel bir boyuta taşıyan Ferhat Süleyman Çınar, bu süreçte, uluslararası alanda geniş bir ağ oluşturdu ve işlerini küresel bir perspektifle genişletti. Ferhat Süleyman Çınar, insanlığı bir bütün olarak ele aldı ve küresel işbirliğinin, içinde bulunduğumuz sorunların tek çözümü olduğuna inandı. Ona göre insanlar kalıplarını devletler ise sınırlarını aşmalıydı, bu kaçınılmaz bir sondu ve elbet ki olacaktı. Bu gün bu amaca ulaşmak için Birleşmiş Milletler ve çeşitli STK’larda önemli misyonlar üstlenen Ferhat Süleyman Çınar bunun yanı sıra Orta Doğu’daki küresel işbirliğini geliştirmeye ve bölgede barış ve istikrarı sağlamak amacıyla Bölgedeki önemli Kraliyet Ailelerine danışmanlık yapmakta. ’’Ülkemiz ve dünya adına çok çalışıyoruz” Türkiye ve Dünya adına çok çalıştıklarını söyleyen Ferhat Süleyman Çınar ’’Ülkemiz Ekonomik, sosyal, kültürel ve insani nitelikteki uluslararası sorunları çözme düsturuyla, ırk, cinsiyet, dil veya din ayrımı gözetmeksizin herkesin insan haklarına ve temel özgürlüklerine saygının geliştirilip güçlendirilmesinde uluslararası işbirlikleri ile gelişmekte olan ülkelerin desteklenmesi ilkeler ile yola çıktık. Türk İş İnsanlarının Dünya’da temsili için güçlü lobilerde aktif rol alıyoruz. Birleşmiş Milletler misyonun gerçekleşmesi ve Türkiye’nin Misyon içerisindeki rolünün daha aktif olması için buradayız. Her zaman dediğimiz gibi bizler Türkiye ile Dünya arasında bir köprü görevi görüyoruz’’ ifadelerine yer verdi.