POLİTİKA - 12 Kasım 2019 Salı 10:51

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Müzakere masasında olmak bizi bağlamaz'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Müzakere masasında olmak bizi bağlamaz'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ey AB, şunu bilin, Türkiye sizin bugüne kadar tanıdığınız ülkelerden bir ülke değil. Şu anda sizinle müzakere masasında olan bir ülke, bu müzakere masasında olmak bizi bağlamaz. Bu müzakereler bir anda bitebilir" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) yapacağı ziyaret öncesinden Ankara Esenboğa Havalimanı'nda açıklamalarda bulundu.

Söz konusu ziyaretin, Türk - Amerikan ilişkilerinin içinden geçmekten olduğu sancılı bir dönemde icra edildiğine dikkat çeken Erdoğan, “Trump ile gündemimizde yer alan tüm konuları ayrıntılı ve samimi bir biçimde görüşeceğimize inanıyorum. Ziyaret vesilesiyle terörle mücadele başta olmak üzere güvenlik konularını, askeri ve savunma sanayii iş birliğimizi ayrıca ekonomik ve ticaret münasebetlerimizi ele alma fırsatımız olacak. Trump ile ülkelerimiz arasındaki ticaret hacmini 100 milyar dolara çıkarma hedefini koymuştuk. Bu hedefe ulaşmak amacıyla atılacak adımlar ile yapılan çalışmaları da görüşmemizde değerlendirme imkanı bulacağız. ABD Ticaret Odasının ev sahipliğinde yapacağımız toplantıyı bu bakımdan son derece önemsiyorum. Türk - Amerikan iş dünyasının temsilcileriyle gerçekleştireceğimiz istişareler ülkemize yönelik propagandaların arttığı bu dönemde inşallah gerçeklerin anlaşılmasına büyük katkı sağlayacaktır. FETÖ meselesi de ele alacağımız konular arasında en üst sıralardadır. 15 Temmuz gecesi demokrasimize saldıran, 251 insanımızı şehit eden, 2 bin 193 evladımızı, kardeşimizi gazi olarak bugünlerde yine kendileriyle birlikte yaşam sürdürdüğümüz ailelerinin bu yaşamı devam ettirdiği kardeşlerimizin durumu da bu yapıyla mücadele konusundaki beklentilerimizi bir kez daha ortaya koymuştur. Pensilvanya’daki terörist başının ülkemize iadesi için bugüne kadar birçok adım attık atmayı da sürdüreceğiz. Tüm darbeciler yargı önünde hesap verene kadar peşlerini bırakmamakta kararlıyız” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Müzakere masasında olmak bizi bağlamaz'

Washington’daki temaslarda ikili ilişkilerin yanı sıra özellikle Suriye meselesini de enine boyuna konuşma imkanı bulacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu bağlamda DEAŞ ve PKK, YPG gibi terör örgütleriyle mücadele iş birliği üzerinde duracağız. Ülkemizin DEAŞ ile mücadelede ödediği bedelleri ve kararlılığını bir kez daha gündeme getirirken bu sıralar bildiğiniz gibi DEAŞ’lıları ülkelerine iadeye başladık ve buralarda da ciddi bir telaş, tutuşma süreci başlamış bulunuyor. Bugüne kadar biz düşündük bundan sonra da onlar düşünsün. 9 Ekim tarihinde başlattığımız Barış Pınarı Harekatı ile ilgili gelinen son aşamayı ayrıntılarıyla konuşma fırsatı bulacağız. Kendilerine Amerika’nın PKK, YPG terör örgütüne tıpkı DEAŞ ve diğer örgütleri gibi yaklaşması ve muamele etmesi gerektiğini de söyleyeceğiz. Bu arada Ferhat Abdi Şahin’in nasıl bir katil olduğunu, nasıl bir terörist olduğunu ve böyle bir teröristi kendilerinin kabul etmesini, kendilerinin bunlarla görüşmesinin yanlış olduğunu da aynen belgeleriyle ifade edeceğiz ve bu terörist başının da Türkiye’de bugüne kadar yapmış olduğu bütün terör eylemlerinin resimleriyle, belgeleriyle kendilerine takdim edeceğiz. Bu harekatla ilgili vardığımız mutabakatın hala tam olarak yerine getirilmediği hususunu da yine belgelerle kendilerine ifade edeceğiz. Güvenli bölge konusunda da yine hazırladığımız belgeleri ki bunlardan bir tanesi şu anda Suriye'deki durumu bu şekilde içinde bütün plan proje çalışmalarımızı da burada gösteriyoruz aynı zamanda da güvenli bölgeyle alakalı olarak bölgenin şu andaki geldiği noktayı da ifade ediyoruz. Burada da özellikle gördüğünüz gibi Irak sınırıyla Cerablus’a kadar olan bölgenin burada bizim sınırımız Suriye sınırı olmak üzere bu da yine bu güvenli bölge tablosu içerisinde haritada yerini alıyor. İlişkilerimizdeki sisli havaya rağmen Trump ile sorunların çözüme kavuşturulması ve ilişkilerimizin geliştirilmesi noktasında hemfikiriz. İki lider olarak bu ziyaretimizde önce dar kapsamlı bir görüşmemiz olacak. Ardından bir heyetler arası görüşmeyi yapacağız. Daha sonra birlikte bir basın toplantısı ki tahminim şöyle geniş kapsamlı bir basın toplantısı olacak ve bununla birlikte diğer programımızı icra edeceğiz. Terörle mücadele bütün bu görüşmelerimizde öncelikli konumuzu oluşturmaktadır. Her iki ülkenin güvenliğini ilgilendiren konularda yeni bir dönemi başlatmak istiyoruz. Ziyaretimizin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı sonuçlara vesile olmasını Allah’tan temenni ediyorum” açıklamasını yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Müzakere masasında olmak bizi bağlamaz'

"Şu an itibariyle terör örgütlerinin bu bölgeden çekildiğini söylemek mümkün değil"

ABD ve Rusya ile varılan mutabakatlara rağmen teröristlerin o bölgelerden halen çıkmadığını ve bunları da ABD Başkanı Trump ile görüşeceklerini ifade eden Erdoğan, “Şu an itibariyle terör örgütlerinin bu bölgeden çekildiğini söylemek mümkün değil. Hala terör örgütleri burada ve işte en son dün Kamışlı’da sivillere yönelik cereyan eden terör eylemleri ortada. Ondan önceki günlerde yine aynı şekilde sivillere yönelik terör eylemleri ortada. Münbiç’ten çekildiğini söylememiz mümkün değil. Terör örgütleri Münbiç’te de ne yazık ki var. Aynı şekilde kısmen Tel Abyad’da da bunlara rastlıyoruz. Aynı şekilde bunlar Tel Rıfat’ta da var. Yani buradan ne Rusya ne Amerika bu terör örgütleri verdikleri ne saatlerde ne de günlerde temizleyebilmiş değiller. Bunları şu anda Trump ile konuşacağız. Trump ile konuştuğumuz gibi döndükten sonra Putin ile de tekrar bir telefon görüşmesiyle bu gelişmeleri değerlendirme imkanı bulacağız. İdlib’te de benzer bazı sıkıntılar hala yaşanmaya devam ediyor” dedi.

“Kıbrıs’taki gelişmelerle ilgili gözdağı vermeye kalkmayın, biz bunları takmayız”

AB Dış İlişkiler Konseyi’nin Türkiye’nin sondaj faaliyetlerine yönelik aldığı kararın sorulması üzerine Erdoğan, “Dışişleri Bakanlığı gayet güzel açıklamalarını yaptı. Bir şeyi AB unutuyor. Avrupa Birliği’nde görev yapanların birçoğu siyasette hala çok yeni. Bunların birçoğu da maalesef bu yeniliğin verdiği bir cehaletle bunlara yaklaşıyor. Her şeyden önce biz Kıbrıs’ta bir garantör ülkeyiz. Yunanistan ve İngiltere de garantör ülke. Bizim garantör ülke olarak burada haklarımız var. Bütün bu sularda, münhasır ekonomik bölge denilen yerlerde de bizim bazı haklarımız var. Bunlar uluslararası hukuktan kaynaklanan haklar. Fakat uluslararası hukukun herhangi bir hak vermediği ülkeler buralarda gelip kendilerine göre çalışmalar yapma hakkını elde ediyorlar ki, bunların bir kısmı AB üyesi ülkeler ama Türkiye’ye gelince ‘Türkiye buralara giremez, yaptırım uygulayacağız’ diyorlar. Zaten siz bize 1959’dan beri yaptırım uyguluyorsunuz, ‘aldık alacağız’ diye sürekli Türkiye’yi oyaladınız. Hangi ülkeler geldi geçti, onları AB üyesi yaptınız ama Türkiye’ye karşı hiçbir zaman verdiğiniz sözleri tutmadınız. Bunlara karşı köşeli ifade kullandığınız zaman kötü oldunuz. Ey AB, şunu bilin, Türkiye sizin bugüne kadar tanıdığınız ülkelerden bir ülke değil. Şu anda sizinle müzakere masasında olan bir ülke, bu müzakere masasında olmak bizi bağlamaz. Bunu da bilmenizi istiyoruz. Bu müzakereler bir anda bitebilir. Şu anda 4 milyon mülteciyi ülkesinde ağırlayan bir Türkiye’ye takındığınız tavrı iyi bilin. Bu kadar DEAŞ’lıyı şu anda cezaevlerinde bulunduran ve aynı şekilde Suriye tarafından bulunanları kontrol altında tutan Türkiye’ye karşı takındığınız tavrı gözden geçirin. Daha önce söyledim, bunları siz hafife alıyor olabilirsiniz, bu kapılar açılır, bu DEAŞ’lılar da size gönderilmeye başlandı, gönderilir. Ondan sonra siz başınızın çaresine bakın. Türkiye’ye Kıbrıs’taki gelişmelerle ilgili gözdağı vermeye kalkmayın, biz bunları takmayız, yolumuza devam ederiz” dedi.

“DEAŞ’lılar sınırda kalmış, kalmamış bizi çok da ilgilendirmiyor”

DEAŞ’lı bir teröristin Yunanistan tarafından kabul edilmemesi ve teröristin arada beklemesi ve teröristlerin bölgeden çekilmemesinin Suriyeli mültecilerin güvenli gölgeye gönderilmesi planlarını nasıl etkilediği konusunun sorulması üzerine Erdoğan, “Planları yaparsınız, bazıları planladığı gibi yürür, bazıları da sıkıntılı olur. Burada düşünün çok ciddi bir mücadele var. Adeta bir savaş havasında bir yapı söz konusu. Karşımızda dikkat edin kimler var, kimlerle Türkiye bir şeyin mücadelesini veriyor. Amerika’nın 33 bin tır silah, mühimmat gönderdiği bir ülke. Suriye devletine değil, terör örgütlerine gönderiyor. Niye gönderiyor? Terör örgütleri burada ciddi bir yapılanmaya girsin, bu yapılanma ile birlikte kime karşı elde ettikleri bu silahlarla bu mücadeleyi verecekler? Türkiye’den başkasına değil. Devamlı taciz atışları devam ediyor. Şehit olanlar, yaralananlar benim vatandaşlarım. Şu an itibariyle Silahlı Kuvvetlerimizden 11 şehidimiz, 163 yaralımız var, SMO’dan 202 şehit, 656 yaralı var, sivil can kaybı 21, yaralı ise 184. Bunun hesabını kim verecek? Bölgede beraber güvenli bölge yapıyoruz, devriye çalışmaları yapıyoruz, yapıyoruz da neticeye bakın. Herhangi bir netice yok. Kontrol altına alınan toplam alana baktığınız zaman 4 bin 219 kilometrekarelik alan kontrol altında. Bunun yanında kontrol altına alınan meskun mahalle baktığınızda 579. Bütün bunlara rağmen biz bu mücadeleyi veriyoruz, vermeye devam edeceğiz. Hepsinden öte burada biz Amerika ve Rusya, bu ikili ile bugüne kadar yürüttüğümüz samimi çalışmayı bundan sonra da kararlı bir şekilde yürütmek istiyoruz. Aynı zamanda Soçi Mutabakatı üçlüsü var, Türkiye-Rusya-İran, bunun aynı şekilde yürümesi yazım. Çok daha önemlisi var, özellikle NATO paktı içerisinde yer alan ülkeler olarak NATO’nun buraya şu ana kadar eğilmediği bu süreci gözden geçirmesi lazım, artık eğilmesi lazım. Onun için 3-4 Aralık tarihlerinde İngiltere’deki liderler zirvesinde bunları tepeden tırnağı dile getireceğiz. NATO ne iş yapıyor, 5. madde ne işe yarar, bunların hepsini orada gündeme getireceğiz. Orada bütün NATO ülkelerine ki, bu NATO ülkelerinin birçoğu AB üyesi ülkelerdir, hepsini orada bütün belgeleri ile ortaya koyacağız. NATO kendi müttefiklerine her zaman bu şekilde bakıyor, yalnız bırakıyorsa bunun izahı mümkün değildir. Dünyanın çok değişik yerlerinde ihtiyaç olduğu zaman Türkiye’yi haberdar edeceksin, belli ücretin ödenmesi konusunda Türkiye şu anda Amerika’dan sonra neredeyse ikinci, üçüncü sırada yer alıyor, böyle bir görevi ifa edecek, böyle saldırı karşısında, terörle mücadele konusunda Türkiye’yi yalnız bırakacaksınız. Bunların hepsini Londra’da gündeme getireceğiz. DEAŞ’lılar sınırda kalmış, kalmamış bizi çok da ilgilendirmiyor. Biz şimdi bunları göndermeye devam edeceğiz. Almışlar, almamışlar bizi ilgilendirmiyor. Bunların başka planları da olabilir. Onları da yeri geldiği zaman uygulamaya koyarız” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Müzakere masasında olmak bizi bağlamaz'

İlker Turak - Derya Yetim - Ömer Çetin
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Araçlarında rahatsızlanan yolcuları işte böyle hastaneye yetiştirdiler Sakarya’nın Karasu ilçesinde iki farklı minibüs şoförü, araçlarında yaralanan ve rahatsızlanan iki yolcuyu, güzergahlarının dışına hastaneye yetiştirdi. Şoförlerin, takdir toplayan duyarlı hareketi ise araç içi kamerasına saniye saniye yansıdı. Karasu şehir içi Minibüs Durağı’nda görevli iki şoför, yakın zamanda araçlarında düşerek yaralanan bir çocuk ile fenalaşan bir kadını, güzergahlarının dışına çıkarak Karasu Devlet Hastanesi acil servisine yetiştirdi. Şoförlerin bu duyarlılığı ise yolcuların takdirini topladı. “Hiç düşünmeden aracın istikametini hastaneye çevirdim” Hastane hattında görev yapan dolmuş şoförü Gürcan Fırıncıoğlu, yaşanan olayı, “O gün hastane hattında çalışıyorduk. Arabamızda bir çocuğun rahatsızlandığını fark ettim. Hiç düşünmeden aracın istikametini acil servise çevirdim ve yolcular varken hasta çocuğu hastaneye yetiştirdim. Hastayı, sağlık görevlilerine teslim ettik ve istikametimize devam ettik. Tekrar böyle bir olay yaşansa eminim ki bütün şoförlerin de aynı hassasiyeti göstereceğini düşünüyorum” diyerek anlattı. “Bayılmak üzere olan yolcuyu hastaneye yetiştirdim” Hastane hattında çalışan diğer dolmuş şoförü Seydi Dalkılıç ise, “Olay günü yolcumuz hastane kavşağında ineceğini belirtmişti. İki üç durak kala yolcu fenalaştığını söyledi. Ben de insani görev olarak bayılmak üzere olan yolcuyu hastaneye yetiştirdim. Bir bayan yolcudan rica ettim, hasta bayanı tuttular ve acile yetiştirdik. Hatta bir yolcu da gönüllü refakatçi kaldı. Biz yine yolumuza devam ettik” şeklinde konuştu. “Hassasiyet göstererek yolcuları hastaneye yetiştiren şoförlerimizi tebrik ediyorum” Karasu şehir içi Minibüs Durağı Başkanı Koray Zenginer’de, “Hassasiyet göstererek rahatsızlanan yolcuları acil servise yetiştiren şoförlerimizi tebrik ediyorum. Tüm şoförlerimizin aynı hassasiyetle çalıştığını ve insan sağlığına önem verdiğini bir kez daha ispat etmiş bulunmaktayız” ifadelerini kullandı.
Ordu Öğrencilerin projeleri görücüye çıktı Ordu’nun Ünye ilçesi Mehmet Refik Güven Anadolu Lisesi öğrencileri tarafından hazırlanan 4006 Bilim Fuarı’nda 85 öğrencinin araştırarak hazırladığı 19 proje görücüye çıktı. Mehmet Refik Güven Anadolu Lisesinde 85 öğrenci ve 18 danışman öğretmenin nezaretinde hazırlanan projelerin sergilendiği alanda, 19 proje öğrenciler ve öğretmenler tarafından yoğun ilgi gördü. “Her şeyden önce bu sergiler öğrencilerimizin araştırma ruhuna ciddi bir katkı sağlıyor” Bilim sergisinde konuşan Ünye Mehmet Refik Güven Anadolu Lisesi Müdür Baş Yardımcısı Kenan Cebeci, “4006 Bilim Fuarı için 19 tane projeyle beraber okulda gayet güzel bir sergi ortaya çıkardık. Önceki yıllarda da benzer çalışmalarımız vardı ama bu yıl bir öncekine göre daha görünümlü şekilde ortaya çıktı. Bundan dolayı oldukça mutluyuz. İnşallah bu çalışmalarımız başarılı öğrencilerimizle beraber devamı gelecektir. Her şeyden önce bu bilimsel sergiler burada öğrencilerimizin araştırma ruhuna ciddi bir katkı sağlıyor. Öğrencilerimiz sunumlarıyla yapacakları bilimsel sergileri için ciddi bir araştırma yaptılar. Zaten amacımızda çocuklarımızın sorgulayarak ve araştırarak ortaya bilimsel bir çalışmanın ortaya çıkarılmasıydı. Bilim fuarımızda 85 öğrencilerimiz ile 18 öğretmenlerimiz görev aldı” dedi. Yapılan konuşmaların ardından bilim sergisinin açılışı Ünye İlçe Milli Eğitim Müdürü Özgür Tokgöz, Ünye Mehmet Refik Güven Anadolu Lisesi Müdürü Fatih Yıldız, okul müdürleri ve öğretmenler tarafından yapılırken, sergiyi ise çok sayıda ilçede bulunan öğrenciler ziyaret etti.
Bursa Yeni Uludağ kutu gazozlar İngilizce alt yazılı Uludağ İçecek Türk, 1930 yılından beri orijinal formülü ile efsane olmuş ’Uludağ Gazoz’u Türkiye’ye gelen turistlere yeni kutu tasarımı ile İngilizce alt yazılı anlatmaya başladı. Gazlı meşrubatlar, tüm dünyada farklı şekilde İngilizce kelimelerle anlatılıyor. Amerika’da soda olarak bilinen gazoz, Avrupa’da Lemonade olarak biliniyor. Türkiye’de ise bize has olan gazoz karşılığı Fransızcadan gelmekte ve gaez aux / gazlı su anlamında kullanılıyor. Türkiye’nin içecek ihracat şampiyonu olan Uludağ İçecek markası da bugün Türkiye’ye gelen 40 milyon turisti hedefleyerek bir ilke imza attı. Uludağ Gazoz yabancılara hiç de uzak olmayan bir marka. 1977 yılından beri Almanya’da Uludağ Gazoz, özellikle dönerin yanında en çok tercih edilen ürünlerden ve artık Almanya’da her ulusal marketin rafında. Özellikle turizm bölgelerinde buz gibi Uludağ Gazoz ile Türkiye’nin geleneksel tatlarından birini Türkiye’ye gelen misafirlere anlatarak da fark oluşturup efsane olmaya devam ediyor. Turistler için ingilizce alt yazılı ambalaj Uludağ Gazoz yeni ambalajında kendisini anlatırken şu kelimeleri seçti! ’1930 yılından beri orijinal’, ’unique’ (eşsiz), ’clear sparkling’ (şeffaf, gazlı), ’fruit flavoured’ (meyve aromalı) ve ’refreshing’ (serinletici). Yeni ambalajlarla birlikte artık turistlere buz gibi Uludağ gazozunun ne olduğunu sözlü olarak İngilizce anlatmaya gerek kalmayacak. Uludağ İçecek Türk, ’Efsane Uludağ Gazoz’ için İngilizce metinlerle hazırlanan ambalajlarıyla, yabancı turistleri 112 yıllık Türk markasının benzersiz tadıyla tanıştırmayı hedeflerken, ihracat yaptığı ülke ve ulaştığı müşteri sayısını arttırmak üzere çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.
Kocaeli "Valiliğin açıklaması farklı noktalara çekildi" Kocaeli Valiliği gelen şikayetler üzerine 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ve Hayvanların Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliği’nde yer alan insan sağlığını tehdit eden hayvanların itlaf edilmesi maddesini belediyelere hatırlatması vatandaşların tepkisine neden oldu. Konuya ilişkin açıklama yapan Kocaeli Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Mehmet Bostancı, "Sosyal medyada Kocaeli Valiliği’nin açıklamaları farklı noktalara çekildi. Valiliğin açıkladığı maddelere baktığımız zaman her birinin 5199 Sayılı Kanunda ön gördüğü hatırlatmaları tekrardan belediyelere yaptığını görüyoruz. Yapılan yorumların farklı noktaları çekilmesinin art niyetli olduğunu görüyorum" dedi. Kocaeli Valiliği, vatandaşların şikayetleri üzerine sokak hayvanlarıyla ilgili alınacak tedbirlere ilişkin açıklamalarda bulunmuştu. 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ve Hayvanların Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliği kapsamında belediyelerin görev ve sorumlulukları hatırlatılırken vatandaşlar insan sağlığını tehdit eden hayvanların itlaf edilmesiyle ilgili maddeye tepki gösterdi. "Valiliğin açıkladığı maddelere baktığımız zaman her birinin 5199 Sayılı Kanunda ön gördüğü hatırlatmaları tekrardan belediyelere yaptığını görüyoruz" 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu hakkında bilgilendirme yapan Kocaeli Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Mehmet Bostancı, "5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ilk olarak 2004 yılında resmileşiyor. Daha sonra 14 Temmuz 2021 yılında tekrardan revize ediliyor. Bu revizyonda büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu 75 binin üzerinde olan ilçe belediyelerinin 31 Aralık 2022 tarihine kadar hayvan bakım evlerini, diğer ilçe belediyelerinin ise 31 Aralık 2024 yılına kadar hayvan bakım evlerini tamamlamaları gerekiyor. Bu bir yasal zorunluluk ve sorumluluktur. Biz bunu defalarca her platformda, her yerde dile getiriyoruz. Öncelikle bunu dile getiren Kocaeli Valiliğimize teşekkür ediyorum. Resmi bir otoritenin belediyelerine yetki ve sorumluluğunu hatırlatması bizler adına önemli bir gelişmedir. Sosyal medyada Kocaeli Valiliği’nin açıklamaları farklı noktalara çekildi. Valiliğin açıkladığı maddelere baktığımız zaman her birinin 5199 Sayılı Kanunda ön gördüğü hatırlatmaları tekrardan belediyelere yaptığını görüyoruz. Yapılan yorumların farklı noktaları çekilmesinin art niyetli olduğunu görüyorum. Ben bir kez daha buradan Kocaeli Valiliğimize bu duyarlılığından dolayı teşekkür ediyorum. Çünkü resmi bir otoriterinin bunu dile getirmesi çok önemlidir" diye konuştu. "Tüm desteklere hazırız" Her konuda belediyelere yardımcı olabileceklerini söyleyen Bostancı, "Veteriner hekimler olarak bizler kısırlaştırma seferberliği konusunda, yapılması gereken her adımda, yapılması gereken her projede burada olduğumuzu, Kocaeli’deki kliniklerimize, polikliniklerimize bu hizmeti yürütebileceğimizi, bu projelerde yer alabileceğimizi taahhüdünü veriyorum. Buradan da bu destekte bulunabileceğimizi tüm kamuoyunun nezdinde söylemek istiyorum" şeklinde konuştu. "Kedi ve köpeklerin yaklaşık üçte birinin çiplendiği, üçte ikisinin ise çiplenmediği görülüyor" Mikroçiple ilgili de açıklamalarda bulunan Bostancı, "Her yaştaki kedi ve köpeklerin mikroçiple kayıt altına alınması 2022 yılında son buldu. Şu an baktığımız zaman kedi ve köpeklerin yaklaşık üçte birinin çiplendiği, üçte ikisinin ise çiplenmediği görülüyor. Kayıt altına alınma önemli unsurdur. Bu sürenin uzatılarak her yaştaki kedi ve köpeklerin tekrardan kayıt altına alınması gerekiyor. Bu önemli bir konudur. Diğer bir konuda ise Kocaeli de dahil birçok belediyemizde veteriner hekim istihdamı çok az. Birkaç tane veteriner hekimle sorunları çözmeye çalışıyorlar. Haliyle gerek kısırlaştırmada olsun gerek diğer işlemlerde olsun bu işlemi tam olarak yürütemiyoruz. Belediyelerimizin bu konuda gerekli adımı atmasını da bekliyoruz. Çünkü bu bir problemse, bu bir sorunsa siz bunu veteriner hekimlerle çözeceksiniz. Bu konuda belediyelerin ivedi olarak bu konuda veteriner hekim sayılarını arttırması gerekiyor. Aynı zamanda vektörel mücadele, kesimhaneler, hayvan pazarları, sahipsiz hayvanların yakalanması, kısırlaştırılması, rehabilite edilmesi gibi birçok konunun bir arada biriktiği bir yerdeyse veteriner işleri müdürlüğü olmazsa olmazıdır belediyelerde. Bu konuda da mutlaka ve mutlaka belediyelerin veteriner işleri müdürlüğü kurulmasında ön ayak olması lazım ve gerekli adımları atması gerekmektedir" ifadelerini kullandı.