POLİTİKA - 13 Nisan 2020 Pazartesi 18:39

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Bu hafta sonu sokağa çıkma yasağı tekrarlanacak'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Bu hafta sonu sokağa çıkma yasağı tekrarlanacak'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kabine toplantımızda salgınla mücadele kapsamında hafta sonları sokağa çıkma yasağını önümüzdeki dönemde de ihtiyaç duyuldukça sürdürme kararı aldık. 17 Nisan Cuma gecesi saat 24.00’den 19 Nisan Pazar gecesi saat 24.00’e kadar sokağa çıkma yasağı uygulanacağını şimdiden tüm vatandaşlarımıza duyurmak istiyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Kabine Toplantısı korona virüs önlemleri kapsamında video konferansla gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıya çalışmalarını sürdürdüğü İstanbul Tarabya Huber Köşkü’nden katıldı. Erdoğan toplantının ardından basın açıklaması yaptı.

“Hastaların tespitinden tedavisine kadar her konuda iyi durumdayız”

Yeni tip korona virüsle mücadelenin kararlılıkla sürdüğünü söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye korona virüs salgınıyla mücadelesini kararlılıkla sürdürüyor. Dünyayı adeta pençesine alan bu salgının sağlık, gıda ve güvenlik başta olmak üzere pek çok farklı alandaki etkilerini yakından takip ediyoruz. Ülkemiz bu süreçte uluslararası alanda da takdir edilen olumlu yönde bir ayrışma içindedir. Hastaların tespitinden tedavisine kadar her konuda iyi durumdayız. Hastane, yoğun bakım yatağı doktur ve yardımcı personel, malzeme araç gerek ilaç gibi hususlarda hiçbir eksiğimiz yoktur. Vatandaşlarımızın bireysel sağlık ve temizlik malzemesi tedarikinde de sıkıntı yaşamıyoruz. Ücretsiz maske dağıtımını çeşitli kanallardan sürdürüyoruz. Elbette Türkiye gibi 83 milyonluk bir ülkede böylesine büyük hizmetleri yürütmek kolay değildir. Mutlaka aksaklıklar oluyordur. Burada önemli olan aksaklığın yokluktan kaynaklanmamasıdır. Var olanı bölüşmek, var olanı dağıtmak küçük gecikmelerde de olsa mümkündür” ifadelerini kullandı.

“Her vatandaşımıza ücretsiz maske dağıtımı uygulamamız sürüyor”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Pek çok ülkede maske gibi en basit ürünlerin bırakınız vatandaşlara dağıtımını sağlık personeli için dahi temininde zorluk çekiliyor. Bu bakımdan gerçekten hamd edecek konumdayız. Her vatandaşımıza ücretsiz maske dağıtımı uygulamamız sürüyor. Eczanelerden alınabilecek maskeler için bugüne kadar 32 milyon vatandaşımıza Sağlık Bakanlığının doğrulama kodunun yer aldığı mesaj gitmiştir. Bu rakam perşembe gününe kadar inşallah 39 milyona çıkacak. Özel sektörün yanı sıra Milli Eğitim Bakanlığımızdan Milli Savunma Bakanlığımıza kadar kapasitesi olan tüm kamu kurumlarımız maske üretimine hız veriyor. Hastalığın seyrinde tedavi için kullanılan kimi ilaçların hem hammaddesi alınarak ülkemizde üretimi hem de tablet olarak temini hususunda da sıkıntı yaşamıyoruz. Sağlık kurumlarımız hem teşhis hem tedavi hem de yoğun bakım üniteleri olarak salgınla başa çıkabilecek kapasitededir. 81 ilimize yayılmış olan 1518 hastanemizde 100 bini tek kişilik olmak üzere 240 bin yatağa sahibiz. Örneğin Avrupa’da her 100 bin nüfusa düşen yoğun bakım yatağı sayısı 12’nin altındayken ülkemizde bu rakam 50’ye yakındır. Avrupa’nın en fazla yoğun bakım yatağına sahip ülkesi Almanya’da bile bu rakam 30’u bulmuyor. Bilindiği gibi geçtiğimiz hafta 45 gün içinde Yeşilköy ve Sancaktepe’de biner yataklı 2 hastane kuracağımızı ifade etmiştik. Bunların çalışmalarına başladık. Ayrıca Hadımköy’de de 100, Derince’de 250 yataklı yeni hastaneler kuruyoruz. İnşaası tamamlanan ve toplam yatak kapasitesi 2 bin 862 olan Başakşehir Şehir Hastanemizin ilk kısmını 20 Nisan’da 2. kısmını 15 Mayıs’ta hizmete açıyoruz. Sadece bu hastanemizin yoğun bakım yatağı sayısı 456’dır. Marmara Üniversitemize bağlı Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi de 536 yatağı ile hasta kabulüne başlamıştır” şeklinde konuştu.

“Vaka oranımız hamdolsun aşağı yönlüdür”

Salgının kontrol altına alınması konusunda önemli ilerlemeler kaydedildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Günlük ve toplam test sayısında dünya sıralamasında en başlardaki grupta yer alıyoruz. Testte günlük olarak 34 bin 456’ya ulaşırken toplamda ise 410 binin üzerine çıktık. Vaka oranımız hamdolsun aşağı yönlüdür. Hasta sayısına göre ölüm oranının düşüklüğü bakımından da ilk sıralardayız. Şu ana kadar taburcu olan hasta sayımız da 5 bine yaklaştı. Türkiye aldığı tedbirlerle salgını en hızlı şekilde kontrol altına alan ülkelerin başında geliyor. Nitekim Dünya Sağlık Örgütü başta olmak üzere uluslararası kuruluşlar ülkemizi korona virüs salgınıyla mücadelede örnek gösteriyorlar. Sadece kendi vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamaya kalmıyor. Bizden destek isteyen her ülkenin çağrısına imkanlarımız nispetinde cevap vermeye çalışıyoruz. Bugüne kadar 34 ülkeye malzeme ulaştırdık. Önümüzdeki günlerde de bu desteği devam ettireceğiz. İlaç hammaddesi ve tıbbi cihaz konusunda ülkemize katkı veren dostlarımıza teşekkür ediyorum” diye konuştu.

“Kargaşanın bir daha tekrar etmemesi için gereken tedbirleri alacağız”

“Karşımızdaki tehlike dinamik bir süreç yönetmemizi gerektiriyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun için bilim insanlarımızın ve ilgili kurumlarımızın değerlendirmeleri ışığında aldığımız tedbirleri sürekli güncelliyor, geliştiriyoruz. Hafta sonu için alınan 30 büyükşehrimiz ile Zonguldak ilimizdeki sokağa çıkma yasağı da bu tedbirlerden biridir. Yasağın açıklandığı ilk saatlerde kimi yerlerde yaşanan gereksiz kargaşanın bir daha tekrar etmemesi için gereken tedbirleri alacağız. Amacımız hafta sonu güzel havanın cazibesine kapılıp sokakları, parkları, piknik alanlarını sahilleri dolduracak milyonlarca vatandaşımızı virüs tehlikesinden korumaktı. Cuma gecesi sokağa çıkma yasağının sadece Cumartesi ve Pazar günleriyle sınırlı olduğu açıkça belirtilmesine rağmen yaşanan olumsuzluklar bu gerçeği ortadan kaldırmıyor. İçişleri Bakanımızın bu konudaki sorumluluğu üstlenerek gösterdiği hassasiyeti taktirle karşıladım. Ancak istifasını kabul etmeyerek kendisinden görevini sürdürmesini istedim. Terörle mücadele, tabii afetler sonrası yürütülen çalışmalar ve son olarak korona virüs salgınında kamu güvenliğini sağlamadaki başarılarına yakından şahit olduğum sayın bakanımız görevine devam ediyor” dedi.

Bu hafta sonu da sokağa çıkmak yasak

Bu hafta sonu da sokağa çıkmanın yasak olacağını duyuran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kabine toplantımızda salgınla mücadele kapsamında hafta sonları sokağa çıkma yasağını önümüzdeki dönemde de ihtiyaç duyuldukça sürdürme kararı aldık. 17 Nisan Cuma gecesi saat 24.00’den 19 Nisan Pazar gecesi saat 24.00’e kadar sokağa çıkma yasağı uygulanacağını şimdiden tüm vatandaşlarımıza duyurmak istiyorum. Bu hadiseyi ve genel olarak salgın önlemlerini bahane eden kimi medya kuruluşları haberleri ve köşe yazarlarıyla hep yaptıkları gibi kendi ülkelerine karşı adeta savaş açmışlardır. Ülkemizin bu kritik dönemdeki mücadelesine katkı sağlamak yerine hepsi de yalan ve yanlış bilgilerle sürekli kin kusmak virüsten daha tehlikeli bir hastalığın işaretidir” ifadelerini kullandı.

"Ülkemiz sadece korona virüsten değil aynı zamanda bu medya ve siyaset virüslerinden de kurtulacaktır"

Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:

“Dünyada hem salgının düzeyi hem de alınan tedbirler konusunda Türkiye kadar şeffaf davranan pek az ülke vardır. Kararlar yetkisiz kurullarda mı alınıyor gibi sorularla bu şeffaflığı bozmaya çalışanların amacı, özellikle de bu amacın gerçeği aramak değil bozgunculuk yapmaktır. Her gün karanlık ve kirli zihniyetlerin ürünü yayınlarla milletimizin kafasını bulandırmaya gönlünü karartmaya çalışan bu tür hezeyanlara emin olunuz başka ülkelerde bir gün bile izin vermezler. Türkiye’de demokrasi, çoğulculuk ve çok seslilik sıkıntı değil, demokrasinin istismarı ideolojik bağnazlığın gözleri kör etmesi ve bet seslerin önünün sınırsızca açık olması sorunu vardır. Milletimizin moralini bozmak için gece gündüz çalışanlar terör örgütleriyle medyasıyla, siyasi teşekkülleriyle gün gelecek kendi fitne ve nefret çukurlarında boğulup gideceklerdir. Bir dönem kendilerini ülkenin tek sahibi sanan hala da aynı kibirli tavırla hareket eden bu hastalıklı zihniyet sahiplerine diyorum ki düşün artık milletin yakasından. Her darbenin her vesayetin arkasında siz vardınız. Her kaosun her kargaşanın arkasında siz vardınız. Milletin değerlerine, onuruna yapılan her saldırının tetikçisi sizdiniz ama artık bu devir sona erdi. Ülkemiz sadece korona virüsten değil aynı zamanda bu medya ve siyaset virüslerinden de kurtulacaktır.”

“Milletin gözünü içine bakarak bu kadar yalanı arka arkaya söylemek mitomani hastalığıdır”

Erdoğan, “CHP Genel başkanının dün bir televizyon kanalında ne dünyadan ne Türkiye’den ne kendi belediyelerinden bihaber olduğunu gösteren sözlerinin taktirini de ben milletimize bırakıyorum. Milletin gözünü içine bakarak bu kadar yalanı arka arkaya söylemek mitomani hastalığıdır. Bunu bir araştırsın öğrensin nedir bu hastalık? Umarım hekimlerimiz bu hastalığa da tez zamanda - kurduğu bir bilim kurulu da var zaten her halde o bilim kuruluyla karşılığını bulur” şeklinde konuştu.

“Bu zor dönemde özel bankaların da üzerlerine düşeni yapmasını bekliyoruz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:

“Özellikle kamu bankaları kurumsal ve ticari işletmelerin yaklaşık 21 milyar liralık borcunu öteleyerek piyasayı önemli ölçüde rahatlattı. Aynı şekilde 800 bine yakın vatandaşımızın 41 milyar lirayı bulan konut, ihtiyaç, araç kredisi ile kredi kartı borcu da talepleri üzerine kamu bankaları tarafından ötelendi. Hazine arazilerinden ekilebilir olanlarını ilgili kuruluşlarımız hazırlıklara başladı. Salgın nedeniyle dünyada yaşanabilecek gıda ürünleri sıkıntısından Türkiye’nin etkilenmemesi için tüm tedbirleri alıyoruz. Kamu olarak tüm sektörleri desteklemek için tüm imkanlarımızı seferber ederken maalesef özel bankalar bu süreçte hiç de iyi bir imtihan vermiyorlar. Ülkemizin ve milletimizin içinden geçtiği bu zor dönemde özel bankaların da üzerlerine düşeni yapmasını bekliyoruz. IMF programı başta olmak üzere ülkemizi minnet altına sokacak hiçbir dayatmaya boyun eğmeyeceğiz. Türkiye’yi yeniden bu cendereye sokmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Attığımız ve atacağımız adımlarla hiçbir kesimi sahipsiz bırakmamakta, ortaya çıkan yükü adil bir şekilde paylaşmakta kararlıyız.”

“Milli Dayanışma Kampanyası'na şu ana kadar yapılan bağış 1 milyar 612 milyon lira”

Milli Dayanışma Kampanyası'na şu ana kadar yapılan bağış tutarının 1 milyar 612 milyon lira olduğunu bildiren Erdoğan, “Bir süre daha sabredeceğiz ondan sonra inşallah feraha kavuşacağız. Gün birlik olma, yardımlaşma, dayanışma, kardeş olduğumuzu dünyaya gösterme günüdür. Acımızı birlikte kalbimize gömüyor ümidimizi birlikte taze tutuyoruz. Sizlere ‘evde kalın, sabredin kurallara uyun derken’ nasıl zorluklarla karşı karşıya bulunduğunuzu elbette biliyoruz. Vatandaşımızın sıkıntısı bizim de sıkıntımızdır. İnşallah az kaldı atalarımızın dediği gibi kara gün kararıp kalmaz. Bu kara günler sadece milletimizin değil bütün dünyanın kara günleridir. Sıradan gördüğümüz gündelik hayatımızın nasıl da nimet olduğunu hep beraber müşahede ediyoruz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ankara’daki su kesintisine vatandaştan tepki "Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı" Ankara’nın Sincan ilçesinde yaşanan uzun süreli su kesintileri nedeniyle vatandaşlar mağdur olduklarını belirterek yetkililere çağrıda bulundu. Sincan ilçesine bağlı Yenikent Mahallesi’nde son zamanlarda yaşanan su kesintileri vatandaşların tepkisine neden oldu. Günlerdir musluklarından su akmadığını ifade eden mahalle sakinleri, hem günlük ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandıklarını hem de yetkililerden yeterli bilgilendirme alamadıklarını iddia etti. Su kesintileri nedeniyle bazı vatandaşlar bidonlarla çevre bölgelerdeki çeşmelere giderek ihtiyaçları için bidonlara su doldurdu. Öte yandan vatandaşlar, yetkililerden soruna çözüm için çağrıda bulundu. "Faturalarımızı 2 gün geç yatırdığımızda mesaj gönderiyorlar" Yaklaşık 11 yıldır Yenikent’te yaşayan Ahmet Aslan, "Bu son 2 aydır sularımızda ciddi anlamda sıkıntı var. Basınç verilmiyor. Bununla birlikte çok ciddi kesintiler var. Cuma gününden belli suyumuz yok. Arıyoruz muhatap bulamıyoruz. Çağrı merkezleri kapalı. Biz burada yaşayanlar olarak belli bir yaşta insanlarız. Halkla ilgilenin. Faturalarımızı 2 gün geç yatırdığımızda mesaj gönderiyorlar. Şimdi suyumuz 4 gündür verilmiyor, muhatap bulamıyoruz. Bizlerle ilgilenen yok. Acil bir şekilde sorunu çözmek için ilgililerin ilgilenmesi gerekiyor. Bu ne kadar sürecek? Ne zaman gelecek? Hiçbir bilgi sahibi değiliz. Ne yapacağız biz? Hayatımızı idam ettirmek için suya ihtiyacımız var. Önce dediler ki rutin bir kesik olacak. Daha sonra Çamlıdere’den gelen bir pompada bir arıza varmış, daha sonra söylüyorlar bunu. Onunla ilgiliymiş. Peki sırf burayla mı ilgili? Fatih’de, Sincan’da akıyor, hatta ve hatta Yenikent’te benim kızım 300 metre aşağıda oturuyor. Çok da az olsa akıyor. Burayı özellikle cezalandırmak mıdır, nedir, ne söyleyeyim artık? İlgilenen yok" ifadelerini kullandı. "Eğer arıza varsa Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı" Aynı zamanda suyu parayla aldıklarını ve emekli olduklarını ifade eden Aslan, "Biz burada belli bir gelir seviyesi olan insanlarız. Ne zamana kadar karşılayacağız biz bunu? İnanın şimdi komşumdan rica ettim. Eğer bulabilirsek 50-60 kilometre uzaklıkta hayrata gideceğiz. Bidon toparladık ama kaç gün gidecek bu? Bunu kaç gün yapacağız, biz genç değiliz ki. Çoluğu çocuğu olanlar var burada. Büyükşehir’in bu sorunu çözeceğine inancımız kalmadı. Çünkü halktan kopuk hareket ediyorlar. Eğer arıza varsa Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı. Atıl orada duruyor, bu halkın sorunlarını çözün öncelikle. Bizim bu su ihtiyacımızın bir an evvel çözülmesini talep ediyoruz" diye konuştu. "Gece uyanıp nöbet tutar gibi banyo mu edeceğim?" Yenikent’e 6 ay önce taşındığını belirten Gökhan Arslan, "Son 4 gündür bayağı sıkıntı yapmaya başladı. Çünkü sular sürekli kesiliyor. Gelip gittiği oluyor ama çok az geldiği için hiçbir şekilde kullanamıyoruz. Bize faydası yok. Mesajları takip ediyoruz ya da sosyal medyadan bakıyoruz. Saat 11.00’de gelecek diyorlar, gece 3.00’e kayıyor. Bu sefer hani gece uyanıp nöbet tutar gibi banyo mu edeceğim? Çamaşırları mı, bulaşıkları mı yıkayacağım diye bekliyor insan. Su çok az geldiği için hiçbir şeyi de yapamıyoruz. İhtiyaçlarımıza gidilemiyoruz. Takdir edersiniz ki taşıma suyuyla da değirmen dönmüyor. Marketten al, şuradan al, buradan al. Sonuçta bu mağduriyetin giderilmesi lazım. Mesajlarda ya da aradığımızda söyledikleri işte ya boru hattında sıkıntı var diyorlar. Tamirat, tadilat diyorlar ya da basıncı düşük diyorlar. Yeni taşındık, yuvamız oldu diye sevindik ama bu sefer de sıkıntılar bitmiyor" şeklinde konuştu. "Geliyoruz saatlerce burada soğukta bekliyoruz" Bidonlara su doldurmak için Sincan’ın Kesiktaş ilçesinde bulunan bir çeşmeye gelen Sultan Kayabaşı, "Buranın bahçeleri bu suyu alıyorlar. 1 ay önce geldim gürül gürül akıyordu. Bu halk böyle mağdur oluyor. Geliyoruz saatlerce burada soğukta bekliyoruz. Bir belediyenin el atmasını isterim yani. Bu suya bir bakmasını isterim. Gelemeyen işte çeşmeden kullanıyor, hep içme suyu alıyor ama biz geliyoruz. Böyle saatlerce bekliyoruz işte. Belediye başkanımız buna bir el koysun. Burada bir milleti mağdur etmesin" dedi. "15-20 bidonumuz var, bittiğinde yine geliyoruz" Ellerinde bidonlarla su doldurmak için gelmiş bir diğer vatandaş Duran Aydoğdu ise şu ifadelere yer verdi: "Cuma gününden beri suyumuz yok. Çok sıkıntıdayız. 15-20 bidon götürüyoruz. Yemek yapıyoruz, içmeye kullanıyoruz, abdest almaya kullanıyoruz. Sıkıntımız böyle. 15-20 bidonumuz var, bittiğinde yine geliyoruz. Tadilat varmış, ondan kesikmiş. Kurtboğazı’ndan şebeke gelecekmiş. Buraya 2 gün daha su gelmeyecek diyorlar."
Kastamonu Binanın 14’üncü katından düşerek ölen kadının nişanlısı beraat etti Kastamonu’da apartmanın 14’üncü katından düşerek hayatını kaybeden kadının nişanlısı, cinayet şüphesiyle hakkında açılan davada beraat etti. Olay, 27 Şubat 2025 tarihinde Kuzeykent Mahallesi Kazım Karabekir Caddesi’nde bulunan bir sitede meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 30 yaşındaki Eser Mumcuoğlu, sitede oturduğu apartmanın 14’üncü katından düşerek hayatını kaybetti. Olayın ardından aynı evde ikamet eden ve olay sırasında birlikte alkol aldıkları tespit edilen Eser Mumcuoğlu’nun nişanlısı S.Ö., gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından tutuklanan S.Ö. hakkında Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi’nde ’kadına karşı kasten öldürme’ suçundan dava açıldı. Davanın görülen karar duruşmasında tutuksuz yargılanan S.Ö. ve avukatı hazır bulundu. "Hayatımın hiçbir aşamasında bir kadına ne de bir canlıya zarar vermedim" Duruşmada son kez savunma yapan S.Ö., "Mütalaayı kabul etmiyoruz. Hayatımın hiçbir aşamasında bir kadına ne de bir canlıya zarar vermedim. Önceki beyanlarını tekrar ediyorum, beraatımı talep ediyorum" dedi. Sanık S.Ö.’nün avukatı ise, "Eser, olay günü not bırakmıştır, intihar edeceğini belirtmiştir. Sosyal medya platformları üzerinden de sürekli ölümden bahsetmiştir. Ayrıca telefonu incelendiğinde öldükten sonra dahi nereye gömüleceğini, organlarının bağışlanmasını istediği görülmektedir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde bu şahsın intihara meyilli olduğu, bugün değilse bile yarın bir gün intihar etmesinin beklendiği dosyadaki delillerle sabittir. Dosyada müvekkilimizin cinayet işlediğine dair tek bir delil dahi yoktur. Dolayısıyla müvekkilimizin ’kadına karşı kasten öldürme’ suçunu işlediğine dair başından itibaren dosyada tek bir delil dahi yoktur. Bu yüzden müvekkilimiz hakkında daha fazla mağduriyete sebebiyet vermemesi açısından derhal beraat kararı verilmesini talep ediyoruz" diye konuştu. "Eser ölmek istememiştir, Eser ölüme sürüklenmiştir" Eser Mumcuoğlu’nun ailesinin avukatı ise, "Bu dosya sanığın geçtiğimiz celsede bahsettiği gibi basit bir intihar dosyası değildir. Psikolojik şiddete sürüklendiği ağır bir travma geçirmiştir. Eser’in daha öncesinde intihar girişimi olmuştur. Bunu yapmış olması psikolojik hasta olduğunu göstermez. S.Ö. baştan itibaren tutarsız ifadelerde bulunmuştur. Her ne kadar bir önceki celsede taleplerimiz reddedilmişse de dosyadaki deliller manipüle edilemez. Olay günü sabah başlayan tartışma, akşama kadar devam etmiştir. Akşam da Eser’in hazırladığı yemeği S.Ö. yememiştir. Eser, bunun üzerine ilaç içmiş ve bunu da nişanlısı görmüştür, duymuştur. Bu kadar yaşanan olayın içerisinde S.Ö., temizlik yaparak evdeki delilleri karartmıştır. Eser, S.Ö. ile 1,5 ay kadar beraberken ölmüştür. Eser’in paylaştığı notta ’her şeyden S.Ö. sorumludur’ yazmaktadır. Eser, S.Ö.’nün evinde ölmüştür. Buna da sağlıklı bir ilişki olmadığı bellidir. Olay gününe ait sanığın beyanları çelişkilidir. Komşusu, ‘ölmek istemiyorum’ şeklinde söz duyduğunu demiştir. Keşif istedik reddedildi, tekrardan istiyoruz. Psikolojik rapor alınmasını istiyoruz. Eser ölmek istememiştir, Eser ölüme sürüklenmiştir. Bu nedenlerle sanığın en üst seviyeden cezalandırılarak tutuklanmasını talep ederiz" şeklinde konuştu. Savunmaların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti S.Ö.’nün beraatına karar verdi.
Gaziantep Şahin’den üniversite öğrencilerine yeni müjde Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, üniversite öğrencilerine yönelik yeni bir müjdeyi paylaştı. Öğrenci dostu şehir vizyonuyla çalışmalarını ve desteklerini aralıksız sürdüren Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, üniversite öğrencilerine yönelik yeni bir uygulamayı hayata geçiriyor. Bu kapsamda Yılmazoğlu Kız Öğrenci Yurdu’nu ziyaret eden Başkan Fatma Şahin, öğrencilerle bir araya gelerek sohbet etti, talep ve beklentilerini dinledi. Ziyaret sırasında, sabah erken saatlerde ders ve sınavları için yurtlardan ayrılmak zorunda kalan öğrencilerin taleplerini değerlendiren Başkan Şahin, yeni yıldan itibaren devlet yurtlarında kalan üniversite öğrencilerine sabahları ücretsiz çorba ve simit ikramı yapılacağını müjdeledi. "Öğrencilerimiz, gençlerimiz mutluysa şehir mutlu oluyor" Yeni müjde hakkında açıklamada bulunan Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, en önemli şeyin öğrencilerin huzur ve mutluluğu olduğunu belirterek, "Kent, eğitim şehri, bilim şehri, spor şehri, kültür ve sanat şehri olma hedefiyle bu yolculukta devam ediyor. 4 üniversitemiz var. Bizim açımızdan üniversite öğrencilerimizin huzuru, mutluluğu ve bütün yapmak istediği her şeye ulaşılabilirliği. Öğrencilerimiz sabah erkenden sınavlara gidiyor. Bu sınavlara giderken çok hızlı bir şekilde bir şeyler atıştırması gerekiyor. Yurtlarımızın içine de birer çorba çeşmesi kuralım dedik. Yurtlarımızın içine hem çorba çeşmesi koyacağız hem de çay-simit bölümü oluşturacağız. Öğrencilerimiz sınava hazırlanırken, gidip gelirken ihtiyacı olan bu çay, simit, çorbayı içerek sınava hazırlansınlar, gitsinler gelsinler. Günün sonunda öğrencimiz mutlu olsun, öğrenci dostu bir şehir olalım. Öğrencilerimiz, gençlerimiz mutluysa şehir mutlu oluyor. Şehir mutlu olunca biz mutlu oluyoruz. Onlar bizden ne talep ediyorsa gücümüz ölçüsünde, imkanlarımız ölçüsünde bu desteği vermeye çalışıyoruz" dedi.
İstanbul Trendyol 1 Lig’de 20-22. hafta programı açıklandı Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), Trendyol 1. Lig’de 20-22. hafta müsabakalarına ilişkin programı açıkladı. Trendyol 1. Lig’de 20, 21 ve 22. haftalarda oynanacak müsabakaların programı belli oldu. TFF’nin sitesinden yapılan açıklamaya göre, söz konusu haftaların programı şu şekilde: 20. hafta 9 Ocak Cuma 14.30 Vanspor FK - Boluspor 20.00 Amed Sportif Faaliyetler - Çorum FK 10 Ocak Cumartesi 13.30 Serikspor - İstanbulspor 16.00 Adana Demirspor - Esenler Erokspor 19.00 Sakaryaspor - Bandırmaspor 11 Ocak Pazar 13.30 Ankara Keçiörengücü - Hatayspor 13.30 Sarıyer - Iğdır FK 16.00 Sivasspor - Erzurumspor FK 19.00 Pendikspor - Bodrum FK 12 Ocak Pazartesi 20.00 Manisa FK - Ümraniyespor 21. hafta 16 Ocak Cuma 20.00 Çorum FK - Adana Demirspor 17 Ocak Cumartesi 13.30 Hatayspor - Manisa FK 13.30 Bandırmaspor - Pendikspor 19.00 Esenler Erokspor - Vanspor FK 18 Ocak Pazar 13.30 Erzurumspor FK - Amed Sportif Faaliyetler 16.00 Boluspor - Sarıyer 19.00 Ümraniyespor - Serikspor 19 Ocak Pazartesi 14.30 Iğdır FK - Sakaryaspor 17.00 İstanbulspor - Ankara Keçiörengücü 20.00 Bodrum FK - Sivasspor 22. hafta 23 Ocak Cuma 20.00 Adana Demirspor - Bandırmaspor 24 Ocak Cumartesi 13.30 Serikspor - Esenler Erokspor 13.30 Ankara Keçiörengücü - Boluspor 16.00 Vanspor FK - Iğdır FK 19.00 Pendikspor - Erzurumspor FK 25 Ocak Pazar 13.30 Hatayspor - Ümraniyespor 13.30 Sarıyer - Çorum FK 16.00 Sivasspor - Amed Sportif Faaliyetler 19.00 Manisa FK - İstanbulspor 26 Ocak Pazartesi 20.00 Sakaryaspor - Bodrum FK
İstanbul Hülya Koçyiğit: "Berrin Menderes’i canlandırmak içimde ukde kaldı" Esenler Film Festivali kapsamında düzenlenen panelde konuşan usta oyuncu Hülya Koçyiğit, Halit Refiğ’in yazdığı senaryoda Berrin Menderes’i canlandırmak istediğini ancak "Şeytan Aldatması" filminin çekilemediğini belirterek, "Bu rol içimde ukde kaldı" dedi. 6. Esenler Film Festivali; sinemanın estetik, teknik ve düşünsel boyutlarını bir araya getiren çok yönlü programıyla üçüncü gününde de sinemaseverlerden yoğun ilgi gördü. Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde "Onuruna Filmler" bölümü kapsamında bu yıl ‘Jüri Özel Ödülü’ kendisinin adına verilen efsane yönetmen Halit Refiğ’in "Bir Türke Gönül Verdim" filmi izleyiciyle buluştu. Filmin ardından düzenlenen "Bir Yorgun Savaşçı: Halit Refiğ" başlıklı panelde, usta yönetmenin sinemaya yaklaşımı ve Türk sinemasındaki yeri; usta oyuncu Hülya Koçyiğit, Gülper Refiğ ve Suat Köçer’in katılımıyla ele alındı. "Refiğ popüler kültüre hizmet etmiyordu" Halit Refiğ’i zamanın ruhuna yelken açmış bir düşünce adamı olarak tanımlayan Koçyiğit, "O sıradan bir yönetmen, günün popüler kültürüne hizmet eden bir sinemacı değildi. Hem ülkesi hem dünya için özgün fikirleri olan bir düşünce adamıydı. Ülkemizin yetiştirdiği nadide değerlerden biriydi. Sinema yoluyla insanlarla iletişime geçerek bütün erdemleri, güzel düşünceleri, saygıyı, sevgiyi vicdanı paylaşmak istedi. O yorgun bir savaşçıydı. Zamanın ruhuna yelken açmış bir düşünce adamıydı. O günlere değil, bugünlere seslenmek istedi" şeklinde konuştu. Usta yönetmenin öngörüsü sayesinde Altın Portakal aldığını anlatan Koçyiğit, ‘Karılar Koğuşu’ filminde Perihan Savaş’ın oynadığı Hanım karakterini beğendiğini; ancak usta yönetmenin Töze karakterinde ısrar ettiğini söyledi. Berrin Menderes’i canlandırmak istediğini usta yönetmen ile paylaştığını ve Refiğ’in çok güzel bir senaryo yazdığından bahseden Koçyiğit, "Muhteşem bir senaryo yazdı. Ancak o dönem, ben de sinemacı olarak çaldığım kapılardan olumlu dönüş alamadım. Bu nedenle ’Şeytan Aldatması’ filmi çekilemedi ve içimde ukde olarak kaldı" dedi. "Agresif karakterler beni rahatsız ediyor" Türk sinemasında son dönemlerde yer alan karakterleri gerçekçi bulup bulmadığı sorusu üzerine, dizi izleyicisi olmadığını belirten Koçyiğit, "Kanallar arasında gezinirken gözümün takıldığı, şaşırdığım ve beğendiğim işler oluyor. Ancak günümüzde hayat şartları, insan ilişkileri, var olma kaygıları insanları o kadar bunaltmış ki; bu karakterlere de yansımış. Agresif, kıskanç, kavgacı, sürekli gizli işler peşinde olan karakterlerin izlenmesi beni rahatsız ediyor. Böyle olmamalı bence. Toplum içinde bu tarz insanlar olabilir; ama herkes böyle değildir" ifadelerini kullandı.