GÜNDEM - 14 Haziran 2018 Perşembe 22:16

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Suruç’ta milletvekilimize yönelik yapılan saldırıyı şiddetle kınıyorum'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Suruç’ta milletvekilimize yönelik yapılan saldırıyı şiddetle kınıyorum'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Şanlıurfa Suruç’ta milletvekilimiz aynı zamanda milletvekili adayına ve yakınlarına yönelik saldırıyı şiddetle kınadığımı ifade etmek isterim. İbrahim Halil Yıldız’ın seçim çalışmasını hazmedemeyen bunu kabullenmeyenler dün neyse bugünde aynıdır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yenikapı’da bulanan Avrasya Gösteri Merkezinde Milli İrade Platformu Sivil Toplum Kuruluşu (STK) temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. İftar programında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a eşi Emine Erdoğan, oğlu Bilal Erdoğan ile birlikte eşlik etti.

“Suruç’ta milletvekilimize yönelik yapılan saldırıyı şiddetle kınıyorum”

İftar programında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ”Şanlıurfa Suruç’ta milletvekilimiz aynı zamanda milletvekili adayına ve yakınlarına yönelik saldırıyı şiddetle kınadığımı ifade etmek isterim. Milletvekilimizin ağabeyi de bu saldırıda PKK’lılar tarafından öldürüldü. Birçok aynı şekilde kardeşleri de yaralı vaziyette, ağır olanlar var. İbrahim Halil Yıldız’ın seçim çalışmasına hazmedemeyen bunu kabullenmeyenler dün neyse bugünde aynıdır. Olayda milletvekilimizin kardeşinin yanında karşı taraftan da 2 kişi öldü 9 yaralı var. Hayatını kaybeden milletvekilimizin kardeşine Allahtan rahmet diliyorum. PKK ve HDP’nin Kürtlerin kanından beslenerek büyüme stratejisini vazgeçmediklerini gösterir.

Bizim Kürt kardeşlerimizle sorunumuz yok bizim PKK ile sorunumuz var. Kürt kardeşlerimizin bu oyunu bozacaklarına inanıyorum. 53 vatandaşımızın kanına bulaşanlar çukur olaylarında Kürt kardeşlerimizin evini yıkanlar bir kez daha partimizin mensuplarını hedef aldılar. Bölgede il ve ilçe yöneticimizi şehit ettiler. Biz bölgedeki Kürtleri PKK ve HDP boyunduruğundan kurtarma yolunda mesafe alınca onlar oradan nemalanıyorlar. Onlar silah ve şiddet elinden alınsın şu anda geldikleri noktaya gelemezler. PKK ve HDP şiddetine terk etmeyeceğiz. Bu hadisenin önünde ve arkasında kim varsa emniyetimiz mutlaka bulacaktır. Demokrasiyi ağızlarından düşürmeyen ve silahı da ellerinden bırakmayanlara derslerini veriyoruz, vereceğiz. Bir tek masum vatandaşımıza hangi parti mensubu olursa olsun, siyaseti zor kullanan en küçük kimseye müsamaha göstermeyeceğimizi bilinmesini istiyorum” dedi.

“BM Genel kurulunda alınan kararı Filistin meselesinde tarihi bir dönüm noktası olarak görüyorum”

Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda alınan kararı değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “4 asır boyunca hizmet etme şerefine nail olduğumuz haremi şerifin üzerine namahrem elinin değmesine kesinlikle müsaade etmeyeceğiz. Hem ikili düzeyde, hem uluslararası platformlarda Filistinli kardeşlerimizin hakkını savunmaya devam edeceğiz. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından dün alınan kararı Filistin meselesinde tarihi bir dönüm noktası olarak görüyorum. İnşallah bu kararın gerekleri en kısa sürede yerine getirilir. Başarının dostu kadar hasmı da çoktur. Bizde ülke olarak başarı çıtamızı yükselttikçe operasyonların dozu artıyor. Türkiye bölgesinde ve dünyada meselelere müdahil oldukça birilerinin tekerleklerine çomak sokuyor. Şuan coğrafyamıza yönelik böl, parçala, yönet taktiğiyle hayata geçirilmeye çalışan senaryoların önündeki en büyük engel Türkiye’dir. Ülkemiz diplomatik ve insani yardım alanındaki gayretleriyle bir taraftan fitne teşebbüslerine set olurken, diğer tarafından kardeşliğin hamurunu karıyoruz” diye konuştu.

“Türkiye’nin hedefleri büyüdükçe saldırıların dozu yükseldi”

Türkiye üzerinden oynanan oyunları anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün Türkiye’nin Anadolu merkezli yakılan çoban ateşi Kerkük’ten Somali’ye milyonlarca mağdurun ve mazlumun yüreğini ısıtıyor. Ay yıldızlı bayrağımız Gazze’den Arakan’a kadar özgürlük, adalet ve hukuk mücadelesinin sembolüne dönüşüyor. Ülkemizin sürekli içerden ve dışardan operasyonların tek sebebi budur. Biz birini savuşturmadan bir başka saldırı üzerimize gelmesinin nedeni Türkiye’nin sembolleşen bu cesur tavrıdır. Yapılan bütün saldırıların amacı ülkemize hat bildirmektir. Bu operasyonların gayesi Türkiye’nin pençelerini sökmektik. Ülkemizin tekrar belli güçlenir yörüngesine sokmaktır. İstiklal ve istikbalinden taviz vermek istemeyen milletimize diz çöktürmek istiyorlar. Türkiye’yi tekrar eski, pısırık, korkak, sermaye ve güç sahiplerinden emir alan günlerine geri döndürmeye çalışıyorlar. Biz taleplerine boyun eğmedikçe daha pervasız hale geliyorlar.

Biz bağımsızlığımızdan ödün vermedikçe daha da hırçınlaşıyorlar. Son 5 yılda beraber yaşadığımız sıkıntıları gözünüzü önünden geçirin. Ülkemizin ekonomide, siyasette, dış politikada, güvenlik ve yargıda maruz kaldığı operasyonları bir düşünün. Kim bunların tesadüf olduğunu iddia edebilir. Ülkenin dinamiklerinden kaynaklandığın söyleyebilir. Yaşadıklarımızın hiçbiri sıradan değildir. Türkiye’nin hedefleri büyüdükçe saldırıların dozu yükselmiştir. Son 16 yılda yapmadıklarını bırakamadılar. Terörden ekonomik saldırılara, sokak olaylarına kadar her türlü çirkefliği denediler. 7 Şubat’ta MİT üzerinde devlete operasyon yapmak istediler. Ülke ekonomimiz en önemli günlerinde gezi olaylarını çıkarttılar. İşte buna ekonomik terör diyorum. Onu da başaramadılar. Günlerce ülkemizin sokaklarını ateşe verdiler. Esnafımıza, polisimize, belediye otobüslerimize, helal rızık peşindeki insanlara saldırdılar. Tüketmeyin çağrılarıyla ekonomiyi çökertmeye çalıştılar. Yavuz Sultan Köprüsünden 3. Havalimanına kadar bütün projelerin durdurulmasını talep ettiler” şeklinde konuştu.

“Cezaevindeki zatın her yeri cumhurbaşkanı adayı olsa ne olur”

Muhalefete yüklenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sivas’ta hızlı trenin ne işi var, bu göçü hızlandırır diyecek kadar ileri gittiler. Sivas’a hızlı trene ne gerek var. Bir diğer satarım diyor, durdururum diyor. Bütün bunlarda başarılı olamayınca dershane hadisesini bahane ederek emniyet ve yargı darbesiyle üzerimize geldiler. Sosyal medyadan haftalarca ortalığı yalana boğdular. 170 bin Kürt kardeşimizi topraklarımıza aldığımız dönemde Kobani bahanesiyle sokak çetelerini kışkırtarak insanımızı birbirine kırdırmak istediler. Bu insanların kahir ekseriyetleri ülkemizi de, Kürt kardeşlerimize karşı bir tavır içerisinde olsaydık onları niye topraklarımızda ağırlayalım. Onları hiç içeriye almazdık. Biz yaradılanı yaradandan ötürü sevdik ondan dolayı aldık.

Aynı şeyi Suriye’den gelen diğer 3 milyon kardeşimizi ülkemizi de kabul ederken onlara ev sahipliği yaparken neyi düşündük. Aralarında fakirlerine kurban eti dağıtan Yasin Börü’nün olduğu evlatlarımızı vahşice kimler linç etti. Kürt kardeşimiz kimle öldürdü? Bu zat Edirne’de cezaevinde birileri ziyaret ediyor. Ana muhalefetin temsilcisi ziyaret ediyor. Adayların hepsi bunun her yeri cumhurbaşkanı adayı olsa ne olur. İlla mahkum mu olması lazım. Mahkum değil tutuklu, mahkum olmayacağını garantisi mi var. Milletimizi birbirine kırdıran bu insanları cumhurbaşkanı adayı olması bu mücadele içerisinde cezaevinden çıkmasını sağlayacak. Böyle bir şey olabilir mi? Bölücü terör örgütünü devreye sokarak ilçelerimize saldırdılar. 15 Temmuz gecesi FETÖ ile darbe yapmaya çalıştılar. Milletimiz bu seferde hayatını ortaya koydu 251 şehit verme pahasına ülkesini sahip çıktı. Canından aziz bildiği vatanının hainlere teslim etmedi. Suriye ırak üzerinden oynanan oyunları biliyorsunuz” diye konuştu.

“28 Şubatı 10-15 sene içerisinde mezara gömdük”

28 Şubat süreciyle ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kefenimizi giyerek çıktığımız büyük ve güçlü Türkiye davasından asla taviz vermedik. Bir taraftan ülkemizi kalkındırırken, diğer taraftan da 28 şubat darbecilerinin hak ve özgürlükler konusunda bıraktığı enkazı kaldırdık. Bin yıl sürecek denen o dönemi sizlerin desteğiyle 10-15 sene içerisinde mezara gömdük. Kılık kıyafet üzerindeki kısıtlamaların yasaklarını tamamen çöpe attık. İmam hatiplere uygulanan kat sayı zulmüne son verdik. Kur’an-ı kerimi seçmeli ders olarak bütün okullara yaygınlaştırdık. STK faaliyet alanlarını genişlettik. Onları ülkemiz ve milletimiz için çalışmalarda destekledik. Hep birlikte 15-20 sene önce hayal dahi edilemeyen bir hale taşıdık. Bugün 16 yıl öncesine göre daha özgür, demokratik, güçlü, umutsuzluk girdabında boğulan değil, geleceğine güvenle bakan bir Türkiye var. IMF kapılarında borç dilenen değil, kalkınmada ve insani yardımlarda dünya şampiyonu olan bir Türkiye var. Bütün mazlumların sözcüsü bir ülke var” dedi.

“Muhalefet cephesinden garnitür olarak bulananlar bize ve milletimize ölçü değildir”

24 Haziran seçimlerine ilişkin konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin başarısında STK çok büyük emeği bulunuyor. Milli iradeye yönelen saldırıları beraber püskürttük. 15 Temmuz’da FETÖ’cü alçaklara meydanları birlikte dar ettik. Yeni ve çok daha ağır bir imtihan bulunuyor. Bu imtihan 24 Haziran seçimleridir, kader seçimi dönüm noktası olacaktır. On yıllardır esir alan milli irada üzerine demokrasi kılıcı gibi sallanan mevcut sistem artık yerini cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine bırakılıyor. 24 Haziran’da bu sistemi kimin kuracağını oylayacağız. Bu bakımdan çok önemli. Ya geçmişi yasaklar, darbe şakşakçılığıyla dolu muhalefete yeni sistemin anahtarını vereceğiz ya da 7 Ağustos Yenikapı ruhuyla çok daha özgürlükçü, demokratik, kadim değerlerimizle daha barışık sistemi beraberce inşa edeceğiz. Muhalefet cephesinde garnitür olarak bulunanlar bize ve milletimize asla ölçü olamaz. Biz niyete bakarız, dile getirilen icraata bakarız. Biz karşımızdakilerin bu güne kadar baş örtüsünden imam hatiplilere kadar sergilediği tutuma bakarız. Bunlar akşam başka sabah başka, uygulaman ne, icraatın ne biz buna bakarız” ifadelerini kullandı.  

Selim Bayraktar
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya MAGİNDER, kentteki çalışmaların hızlandırılmasını istiyor Malatya Girişimci İş İnsanları Derneği (MAGİNDER) olarak her süreçte Malatya’nın yanında yer aldıklarını belirten Başkan Salih Karademir, her zaman sorunları dile getirerek çözüm yollarının bulunması adına gerekli adımları attıklarını söyledi. 6 Şubat depremlerinin üzerinden yaklaşık 15 ay gibi bir süre geçtiğini ifade eden Başkan Karademir, 31 Mart’ta gerçekleştirilen yerel seçim sonuçlarına değindi. Seçimlerin üzerinden 26 gün geçtiğini ifade eden Karademir, “Belediye başkanlarımıza öncelikle MAGİNDER ailesi olarak hayırlı olsun diyoruz” dedi. Malatya’da bugün en büyük sorunlardan birinin imar sorunu olduğunu da dile getiren Karademir, “Malatya’da şu an yerinde dönüşümlerle ilgili, rezerv alanlarla ilgili ve imar noktasında belediye başkanlarımızın hızlı bir şekilde adım atmasını bekliyoruz. Çünkü bugün Adıyaman’da seçimden önce 3-4 ay öncesinden rezerv alanların tamamının ihalesi yapılmış tamamı da bugün itibari ile de devam etmektedir. Yine aynı şekilde Adıyaman’dan örnek verecek olursak yerinde dönüşümler yine 3-4 ay öncesinden başladı, şu an yerinde dönüşüm projeleri devam etmektedir. Oradaki vatandaşlar yerinde dönüşümden faydalanıp inşaatlarını tamamlama noktasına gelmiş bulunmaktadır. Aynı şekilde TOKİ bugün Adıyaman’da yıl sonuna kadar toplamda 36 bin konut ihalesi yapacağı ve 20 bin konutu yıl sonuna kadar teslim edeceklerdir. Ama biz Malatya olarak şu an çok gerideyiz. Yerinde dönüşümler ile ilgili başlayan hiçbir projemiz yok. Yine aynı şekilde rezerv alanlarımızın hiçbirinin ihalesi yapılmamıştır. Yine aynı şekilde TOKİ tarafından yapılan konut sayısı da şu an hali hazırda toplamda 10 bin konut ihalesi yapılmıştır. Ve bunun sadece 6 bini teslim edilmiştir. Malatya için toplamda 65 bin TOKİ konutunun yapılacağı belirtilmiştir. Ama biz Malatya olarak şu an çok gerideyiz. Bu da Malatya’nın en büyük sorunudur. İş dünyası bugün çok zor durumdadır. Malatya’nın hem esnafı hem tüccarı hem sanayicisi, barınma sorunu ve ticaretin yeniden canlanması için devletin bir an önce burada ki projelere hız vermesi gerektiğini düşünüyor” ifadelerine yer verdi. Buradaki en büyük sorumluluğun yeni seçilen belediye başkanları ve siyasilere düştüğünü de ifade eden Karademir, “Başkanlarımızın ve siyasilerimizin bir an önce birlik ve beraberlik içerisinde devletimiz ve hükümetimiz ile gerekli noktalarda görüşüp hızlı bir şekilde bu sorunları çözüme kavuşturması gerekiyor. Eğer bunu hızlı bir şekilde gerçekleştiremezlerse Malatya halkı gerçekten çok ciddi bir göç kaybı verecektir. Ve bu göç kaybı daha da büyüyerek devam edecektir” dedi. Her zaman Malatya’da olduklarını ve olmaya da devam edeceklerini de dile getiren Başkan Karademir, “Malatya’da çalışacağımızı ve burada yatırım yapmaya devam edeceğimizi söyledik, bugünde bu şekilde devam ediyoruz. Ama Malatya halkının da sesine kulak vermeliyiz, vermek zorundayız. Malatya halkının sorunlarını çözmek zorundayız. Biz bugün yaptığımız basın açıklamasıyla birlikte bir an önce milletvekilleri, belediye başkanlarımızı birlik ve beraberlik içinde Malatya’mız için hızlı bir şekilde çalışacaklarına inanıyoruz. Çünkü Malatya halkı bugün Türkiye’de yapılan seçimlerde üzerine düşeni fazlasıyla yapmıştır. Malatya’nın bu saatten sonra beklentileri daha fazladır. Hükümetimizin Malatya’ya daha fazla destek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Malatya halkı hiçbir zaman devletini ve hükümetini yalnız bırakmamıştır. Bu seçimde de tekrardan bunu göstermiştir” şeklinde konuştu. Bugün diğer deprem bölgesindeki illerin daha hızlı bir şekilde toparlandığını ve yatırım aldığını da gördüklerini dile getiren Karademir, “Bununla ilgili siyasilerimizin kendi aralarında olan kısır çekişmeleri bırakıp bir an önce Malatya’nın sorunlarına odaklanıp, ‘Ben değil biz olarak’ sorunları çözmelerini istiyoruz. Çünkü birliğin olmadığı bir yerde hiçbir zaman başarı gelmez. Eğer başarılı olmak istiyorlarsa Malatya halkının sesine kulak vermeleri lazım. İstişare yapmaları lazım. Kendi aralarındaki sorunları çözmeleri lazım. Malatya’ya hizmet etmeleri lazım. Biz inşallah sürecin takibindeyiz, yine elimizden geldiği kadar Malatya’mızın sorunlarını dile getirmeye çalışacağız” diye konuştu. Malatyalıların artık dayanacak gücünün kalmadığını da vurgulayan Karademir, “Depremin üzerinden yaklaşık 15 ay geçti. Bugün Adıyaman’ın bile bu şekilde yatırım olması ve hızlı bir şekilde projelerin çözüme kavuşması Malatya halka adına üzüntü vericidir. Siyasilerimizin hızlı bir şekilde bu konuları çözmeleri gerekiyor. Yoksa burada Malatya’daki yaşayan vatandaşlarımızın umudu kalmamıştır, sabrı tükenmiştir. Bu şehri biz başkalarına bırakmak istemiyoruz, bu şehirde kalmak istiyoruz. Biz MAGİNDER ailesi olarak elimizden geldiğince bu sorunları dile getirmeye çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
Tokat Tokat’ta minik yürekleriyle yazar oldular Tokat’ta ilkokul öğrencileri, "Dilimizin Zenginlikleri" projesi kapsamında yazdıkları öykü ve masallarla Türkiye’de bir ilke imza attı. Okulda düzenlenen Anahtar Kelimelerle Hikaye Yazma Yarışması’na katılan öğrencilerin eserleri, finale kalarak kitaba dönüştürüldü. Tokat’tın Artova ilçesinde Gazipaşa İlkokulu öğrencileri, "Dilimizin Zenginlikleri" projesi kapsamında yazdıkları öykü ve masallarla Türkiye’de bir ilke imza attı. Okulda düzenlenen Anahtar Kelimelerle Hikaye Yazma Yarışması’na katılan öğrencilerin eserleri, finale kalarak kitaba dönüştürüldü. Gazipaşa İlkokulu Okul Müdürü Göksel Taslıoğlu’nun öncülüğünde ve İlçe Kaymakamı Erkan Atam’ın desteğiyle gerçekleşen proje, ilkokul öğrencilerinin edebi yeteneklerini ortaya çıkarmayı hedefledi. Finale kalan 6 hikâye, özenle derlenerek "Minik Kalplerden Öykü ve Masallar" adıyla basılan bir kitap haline getirildi. 400 adet basılan bu kitap, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından da destekleniyor. Öğrencilerin küçük yaşta yazarlık deneyimi kazanmaları ve eserlerinin basılması, gelecekte ünlü yazarlar olma hayallerini besliyor. Projenin başarıyla tamamlanmasıyla birlikte, Artova Gazipaşa İlkokulu öğrencileri Türkiye’de ilk kez ilkokul düzeyinde kitap yazma ve yayınlama başarısına imza atmış oldu. Bu proje, öğrencilere yaratıcılık ve yazma becerilerini geliştirme fırsatı sunarken dil ve kültür zenginliğinin korunmasına da katkı sağlıyor. “Sadece Artova’da değil Türkiye’de okunması gerekiyor dedik” Proje hakkın da bilgiler veren Artova Kaymakamı Erkan Atam; “Gazipaşa İlkokulu öğrencilerimiz Anahtar Kelimelerle Hikaye Yazma yarışması düzenlemişti. Bu yarışma sonucunda öğrencilerimizin de gerçekten yetenekli olduğunu da görmüş olduk. Bu hikayelerin sadece Artova’da değil tüm Türkiye’de okunması gerektiğini düşündük. Bizler de öğrencilerimize destek olarak bu öykü ve hikayeleri kitaplaştırarak kamu kuruluşlarına ve kütüphanemize dağıttık” dedi. “Çocuklarımız projenin ruhunu kavramış” Projenin dil bilincinin gelişmesi açısından önem arz ettiğini belirten Tokat Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Kır ise “Küçük çocuklarımızın projenin ruhunu kavramaları ve bu çerçevede de metinler hazırlamaları dil bilincinin gelişmesi açısından çok önemlidir. Ayrıca bu yapılan çalışmanın okul müdürünün gayretleri, ilçe milli eğitim müdürümüzün organizesi ve ilçe kaymakamımızın da projeye sahip çıkmasıyla kitaplaşması da çok güzel bir ürünün ortaya çıkmasına vesile olmuş” diye konuştu. “Minik yürekleriyle yazılar yazan yazarlarımız var” Kitap hakkında bilgiler veren Artova Gazipaşa İlkokulu Müdürü ve kitabın editörü Göksel Taslıoğlu, “Dilimizin zenginlikleri projesi kapsamında öğrencilerimizle bir yarışma düzenledik. Bu yarışma sonucunda güzel yazılarını ölümsüzleştirmek istedik ve bugüne geldik. Artık onların kitapları var. Minik yürekleriyle kocaman yazılar yazan yazarlarımız var” dedi. Kitabın yazarı ilkokul öğrencileri ise büyüdüklerinde ünlü bir yazar olma hayali kurduklarını ifade etti.