POLİTİKA - 15 Ekim 2021 Cuma 15:06

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Terör örgütlerine karşı gerekli olan her türlü mücadeleyi vereceğiz'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Terör örgütlerine karşı gerekli olan her türlü mücadeleyi vereceğiz'

Cumhurbaşkanı Erdoğan cuma namazı sonrası yaptığı açıklamada, Suriye’de son gelişmeler ile ilgili olarak, “Bir yere kadar bu sabrımız devam etti. Mücadelemiz bundan sonraki süreçte çok daha farklı bir şekilde devam edecektir. Bu terör örgütlerine, Amerika'nın oradaki malum güçlerine karşı, rejim güçlerine karşı gerekli olan her türlü mücadeleyi vereceğiz” dedi.

Siyasi cinayet tartışmaları ile ilgili konuşan Erdoğan, “Siyasi cinayetin işlenmesine, bunun ülkemizde yer etmesine asla iktidar olarak fırsat vermeyiz” ifadelerinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Hz. Ali Camii’nde Cuma namazını kıldı. Erdoğan namazın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

“Mücadelemiz bundan sonraki süreçte çok daha farklı bir şekilde devam edecektir”

Suriye’de yaşanan gelişmeler hakkında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye'de PKK, YPG, PYD buralarda cirit atıyor. Tabii bunlara destek veren ülkelerin başında da koalisyon güçleri, Amerika geliyor. Ve bunların verdiği her türlü destek silah, mühimmat, araç, gereç bunlarla birlikte burada terör estiriyorlar. Bunlara karşı tabii bizler mücadelemizi veriyoruz. Rejim bunlardan gücünü alıyor. Rejime karşı da aynı şekilde bu mücadele sürdürülüyor. Tabii bir yere kadar bu sabrımız devam etti. Ve son olarak da biliyorsunuz, iki polisimiz burada şehit oldu. Zaman zaman sivillerden buralarda şehit olanları görüyoruz. Bütün bunlara karşı da mücadelemiz bundan sonraki süreçte çok daha farklı bir şekilde devam edecektir. Bu terör örgütlerine, Amerika'nın oradaki malum güçlerine karşı, rejim güçlerine karşı gerekli olan her türlü mücadeleyi vereceğiz. Bu konuda kararlıyız” dedi.

“Her türlü desteği Afgan halkına vereceğiz”

Taliban’ın Ankara’da yaptığı görüşmeler ile ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Taliban artık dünyada da kabul arayışları içerisinde. Henüz ülkeler Taliban’ın şu andaki durumunu kabul etmiş durumda değiller. Ondan sonra ülkelerin kendilerini kabulü noktasında arayışları var. Arkadaşlarımızla yaptıkları görüşmelerde özellikle destekler noktasında, gerek insani yardım noktasında gerekse Afganistan'daki bu yeni sürecin işlerliği konusunda tabii ki talepleri oldu. Ve bu talepler konusunda da bizler her türlü desteği Afgan halkına vereceğiz. Yeter ki Afganistan'daki bu yönetim gerçekten uluslararası ilişkilerde hakikaten Afgan halkının haklarını korumada adil bir yaklaşım içerisinde olsun. Münasebetlerinde bizlerle uluslararası ilişkiler noktasında adil bir yaklaşım içerisinde olsun.

Ve böyle bir adımın atılması halinde Afgan halkıyla bizim kadim kardeşliğimiz var. Kadim dostluğumuz var. Onları bir kenara koymamız mümkün değil. Şu ana kadar da biliyorsunuz Afganistan'ın altyapısında, üst yapısında bizim çok emeklerimiz oldu. Bu emeklerimizi de son ana kadar da hep sürdürdük. Ve son anda da Kabil Havalimanı işletmesini bizler yürütüyorduk. Bundan sonraki süreçte de eğer anlaşmalar yapılabilirse Türkiye, Katar, Afganistan bu tür adımları atabiliriz” diye konuştu.

“Türkiye için sıkıntı söz konusu değil”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İngiltere’de yaşanan enerji krizi hakkında, “Biz tedbirlerimizi ciddi manada zaten aldık. Bundan sonraki süreçte de yine alıyoruz. Yani Azerbaycan'la yapılan bu anlaşmaların hepsi tedbire yöneliktir. TANAP bizim için bir rezerv adeta, söz konusu. Ama Rusya'yla olan anlaşmalarımız bu konuda çok çok hassas ve bu hassasiyetimizi aynı şekilde devam ettiriyoruz. Gerek Rusya'yla olsun, gerek İran'la olsun, gerek Azerbaycan’la olsun bu tür anlaşmalar, bu tür krizleri yaşamayacağımızın işaretidir. Fakat sadece İngiltere değil birçok batı ülkelerinde bu tür sıkıntılar devam ediyor. Hamd olsun bizim şu an böyle bir sıkıntımız söz konusu değil. Ve tedbirlerimizi aldık, alıyoruz. Ve bundan sonra da almaya devam edeceğiz. Ama Türkiye için sıkıntı söz konusu değil” dedi.

“Siyasi cinayetin işlenmesine, bunun ülkemizde yer etmesine asla iktidar olarak fırsat vermeyiz”

‘Siyasi cinayet’ tartışmaları hakkında konuşan Erdoğan, “Bu zat eğer bu konularda samimiyse, dürüstse, gerçi bunun kitabında dürüstlük diye bir şey yok. Bu işin mercii yargıdır. Yargıya müracaat edersin. Delillerini yargıya sunarsın. Bu siyasi cinayetlerle ilgili böyle bir şey varsa yargı da ne yapar? Bunların üzerine üzerine gider. Ama bu zat bugüne kadar akşam yalan, sabah yalan, hayatı böyle geçmiş. Yanına da şimdi birilerini daha toplamış. Onlar da aynı şekilde yalan terörü estiriyorlar ve bu yalan terörüyle de acaba biz iktidarı nasıl zaafa düşürürüz, bunun gayreti içerisindeler. Tabii yalancının mumu yatsıya kadar yanar, tutmaz. Bizler de yargıya özellikle müracaat ederek sorgulanmasını istedik. Kimse çıksın ortaya dedik. Ona göre de, bu kim olursa olsun, böyle bir siyasi cinayetin işlenmesine, bunun ülkemizde yer etmesine asla bizler iktidar olarak fırsat vermeyiz. Ama bu tür iftira atanlara da meydanı boş bırakmayız” ifadelerini dile getirdi.

Metin Başar - Onur Hamzaoğlu
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kızılay’dan 8 Mayıs Dünya Kızılay ve Kızılhaç Günü’nde anlamlı sergi 8 Mayıs Dünya Kızılay ve Kızılhaç Günü, Kızılay tarafından anlamlı bir sergi ile kutlandı. Karaköy Paket Postanesi’nde açılan “Yüzyıllık Emanet, Esir Mektupları” adlı sergide, Türk Kızılay arşivinden derlenen 1. Dünya Savaşı dönemine ait yerli ve yabancı esir mektupları, kartlar, listeler, defterler, döneme ait pul ve zarflar ile fotoğraflara yer verildi. Kızılay, 8 Mayıs Dünya Kızılay ve Kızılhaç Günü dolayısıyla “Yüzyıllık Emanet, Esir Mektupları” adlı sergi düzenledi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve TRT’nin katkılarıyla açılan sergide, Türk Kızılay arşivinden derlenen 1. Dünya Savaşı dönemine ait yerli ve yabancı esir mektupları, kartlar, listeler, defterler, döneme ait pul ve zarflar ile fotoğraflara yer verildi. Mektuplar Karaköy Paket Postanesi’nde geçtiğimiz günlerde ziyarete açılırken, ‘8 Mayıs Dünya Kızılay ve Kızılhaç Günü’ nedeniyle Türk Kızılay tarafından sergi alanında etkinlik düzenlendi. Etkinliğe Kızılay Genel Sekreter Yardımcısı Murat Ellialtı, Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu (IFRC) yetkilileri, diplomatik misyon temsilcileri ile davetliler katıldı. Etkinlikte konuşan Kızılay Genel Sekreter Yardımcısı Murat Ellialtı, “Dünya Kızılay ve Kızılhaç hareketi modern zamanların ilk organize küresel hareketedir. Bu ilk iyilik hareketidir modern zamanlarda. İnsanlığın asırlardır biriktirdiği bu savaşçı ruhuna inat birçok ülkeden iyi insanlar bir araya gelerek, 1.5 asır önce bu gönüllülük hareketini kurdular. Bu hareketin bir diğer özeliği de gönüllülük temeli üzerinde yükselmesidir. Dünyanın farklı coğrafyalarından farklı renklerde, farklı şeylere inanan, farklı dinlere mensup, farklı renklerden birçok ülkeden iyi insanlar bir araya gelmişlerdir bu hareket vesilesiyle. Hareketin kurulmasına, savaş alanında terk edilmiş insanlara ayrım yapmaksızın yardım etme duygusu vesile olmuştur. Sonra bu hareket nerede bir insanı kriz varsa, onun doğurduğu acıları dindirmeyi amaçlayarak bugüne kadar gelmiş, bundan sonra da gidecektir. Bu harekete mensup 191 ülkede birçok iyi insan var. Dünya haritasını önümüze koyup, elimizi nereye dokundurursak biliriz ki orada bu hareketin mensubu gönüllüler, çalışanlar ve onlara destek veren iyi insanlar var. Ülkemiz bu hareketin saygın üyelerinden biridir. Çünkü milletimiz bu harekete güç verir. Bağışçılarımız ve gönüllülerimiz nerede bir insani kriz olsa orada olmamız için bize desteklerini esirgemiyorlar" dedi. Ellialtı, "Bugünün bir başka anlamı da bu mekanda yüzyıllık emanet esir mektuplarını sergiliyor olmamızdır. 1. Dünya Savaşı esnasında düşman ülkelerin eline esir düşüp, ailelerinden haber alamayan, ailelerine haber gönderemeyenler o zamanki Kızılay yani Hilal-i Ahmer Esirler Komisyonuna mektup yazmış, kendi halleri, durumları hakkında bilgi vermiş, ailelerinden bilgi alıp, kendilerine ulaşmalarını istemişlerdir Kızılay’dan. Burada, o günle günümüz arasında ilişki kurmayı sağlıyor bu mektuplar. Çok güzel hikayeler var çok nezih Türkçeyle yazılmış. Bir annenin mektubu var mesela. Oğlunun şurada, şurada esir olduğunu bildiğini ama haber alamadığını ve haber almak istediğini, kendisinden de ona haber ulaştırılmasını istediğini söylüyor. Yine askerlerin mektupları var, nefis bir Türkçeyle yazılmış. O günün ruhunu bugünlere taşıyor adeta. Onlar da yine ailelerinden haber almak, ailelerine haber ulaştırmak adına müracaat etmişler” ifadelerini kullandı.