POLİTİKA - 26 Ekim 2020 Pazartesi 18:52

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Türkiye’nin Kıbrıs’ta adil ve kalıcı çözüm için iradesi bakidir'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Türkiye’nin Kıbrıs’ta adil ve kalıcı çözüm için iradesi bakidir'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Rum tarafı Kıbrıs Türk halkını eşit ortak olarak görmediği için hidrokarbon gelirlerinin paylaşımına yönelik işbirliği çağrılarını da karşılıksız bıraktı. Rum tarafı kendi yönetimleri altında adeta azınlık olarak görmek istedikleri Kıbrıs Türklerinin haklarını gasp etmeyi sürdürüyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra ilk ziyaretini Türkiye’ye yapan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı resmi törenle karşıladı. İki lider önce başbaşa, ardından heyetler arası görüşmeler yaptı. Erdoğan ve Tatar, görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı için kameraların karşısına geçti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının başında ilk resmi yurt dışı ziyaretini Türkiye’ye yapan Ersin Tatar’ı seçim zaferi dolayısıyla tebrik etti.

“Bu oyun artık bozulmuştur”

Kıbrıs meselesinde gelecek dönemde atılabilecek adımları ve Doğu Akdeniz’de son dönemde yaşanan gelişmeleri ele aldıklarını belirten Erdoğan, “Rum tarafının Kıbrıs Türk halkının eşit ortaklığı temelinde bir çözümü kabul etme niyetinin bulunmadığı aşikardır. 50 yılı aşkın süredir devam eden müzakerelerin her seferinde başarısız olmasının yegane nedeni Rum tarafının anlaşmaz zihniyetidir. Rumlar 1963 yılında gasp ettikleri devleti Kıbrıs Türk halkı ile paylaşmak istemiyorlar” diye konuştu.

2017 yılında çözüm için federasyonun artık geçerli model olamayacağını, yeni fikirlere ihtiyaç duyulduğunu vurguladıklarını belirten Erdoğan, “Aradan geçen sürede ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıktı. Rum tarafı Kıbrıs Türk halkını eşit ortak olarak görmediği için hidrokarbon gelirlerinin paylaşımına yönelik işbirliği çağrılarını da karşılıksız bıraktı. Rum tarafı kendi yönetimleri altında adeta azınlık olarak görmek istedikleri Kıbrıs Türklerinin haklarını gasp etmeyi sürdürüyor” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Türkiye’nin Kıbrıs’ta adil ve kalıcı çözüm için iradesi bakidir'

Kıbrıs’ta iki halk ve iki ayrı devletin şu anda zaten var olduğunu söyleyen Erdoğan, “İki halkın barış, refah ve güvenlik içinde yan yana yaşayabilecekleri çözümün temeli adadaki gerçeklere dayanmalıdır. Gelinen noktada müzakereleri münhasıran federasyon seçeneği temelinde başlatmanın zaman kaybı olacağını kesinlikle düşünüyoruz. Artık iki devletli çözümün de gerçekçi yaklaşımla masaya getirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Türkiye’nin Kıbrıs’ta adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm bulunması yönündeki iradesi bakidir” ifadelerini kullandı.

Doğu Akdeniz’deki mevcut durumun müsebbibinin 2003 yılından bu yana uyarıları dinlemeyen Rum-Yunan ikilisi olduğunun altını çizen Erdoğan, “Bu bölgede hidrokarbon kaynakları nedeniyle iştahı kabaran uluslararası enerji şirketleri ile arkalarındaki güçler de bu oyunun parçası olmakta beyiz görmemişlerdir. Ancak bu oyun artık bozulmuştur. Bölgede Türkiye’yi ve Kıbrıs Türkünü hesaba katmayan hiçbir girişimin başarı şansı yoktur” açıklamasında bulundu.

“Birilerinin hala Türkiye’yi suçlamaya kalkması anlamsızdır”

Türkiye’nin kardeş devlet olmanın yanında anavatanları olduğunu söyleyen ve köklerinin Türkiye’den Kıbrıs’a gittiğini belirten KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, “Türkiye, Kıbrıs Türklerinin varoluş ve özgürlük mücadelesini ilk günden itibaren maddi, manevi, askeri olarak desteklemiştir. Kıbrıs Türk halkı, 21 Aralık 1963-20 Temmuz 1974 arasında Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünü kullanarak yaptığı askeri müdahaleler, sağladığı diğer destekler sayesinde ayakta durabilmiştir. Türkiye, 15 Temmuz 1974’te Rum Eoka Bine terör örgütü ve Yunan cuntası tarafından gerçekleştirilen darbe sonrasında Kıbrıs Helen Cumhuriyeti'nin ilan edilmesi karşısında garantörlük hakkını kullanarak tek başına harekete geçmeseydi ne olurdu herkes düşünmelidir. Dolayısıyla birilerinin hala Türkiye’yi suçlamaya kalkması anlamsızdır, tarihi gerçeklere aykırıdır” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Türkiye’nin Kıbrıs’ta adil ve kalıcı çözüm için iradesi bakidir'

Rum tarafının hala 1974 öncesine geri dönmenin hayali içinde olduğunun altını çizen Tatar, “Bizlerin açıkça reddetmemize rağmen Türkiye’nin Kıbrıs’taki askeri varlığı ile etkin garantörlük hakkını sıfırlama hedefini vazgeçilmez bir anlaşma koşulu olarak her zaman masaya koymuşlardır. Hal böyleyken Türkiye’nin ortaya koyduğu beşli konferans önerisi bize göre Kıbrıs konusunun bir anlaşma ile neticeye bağlanması için son şanstır. Biz egemen-eşitlik temelinde iki devletli çözümün görüşme masasına gelmesi ve bir anlaşmanın mümkün olup olmayacağının belirlenmesi açısından bu toplantının belirleyici olacağı görüşündeyiz” diye konuştu.

Doğu Akdeniz’deki gelişmelerin ele alınması için KKTC hükümetinin de katılacağı bir konferansın toplanmasının son derece gerçekçi ve yapıcı olacağını söyleyen Tatar, “Hidrokarbonlar konusu Kıbrıs Rum tarafı için bir samimiyet testidir” şeklinde konuştu.

Kapalı Maraş’ın ilk adım olarak açıldığını belirten Tatar, “Maraş bir hayalet şehir olmaktan çıkacak, ülke ekonomimize, insanlığa turizm cenneti olarak hizmet verir noktaya gelecektir” ifadelerini kullandı.

“Kapalı Maraş’ta bir piknik yapalım”

15 Kasım’da KKTC’ye resmi bir ziyaret gerçekleştireceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, acil durum hastanesinin de bu ziyarette açılışını yapmak istediklerini kaydederken, Kapalı Maraş’ta piknik yapma fikrini ortaya attı. Erdoğan, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’na dönerek, “Sayın Çavuşoğlu, Kapalı Maraş’ta bir piknik yapabiliriz, mani bir şey var mı? Sayın Cumhurbaşkanı? O gün orada birlikte bir piknik yapmakta fayda var. Biz buradan ekranlardan izliyoruz. Bizzat yaşayalım istiyoruz. İnşallah onu da gerçekleştiririz” dedi.

“Bir Kıbrıs Türkü olarak gurur duyuyorum”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ardından yeniden söz alan Cumhurbaşkanı Tatar, “Türkiye Cumhuriyeti'nin desteği ile Doğu Akdeniz’de bulunan zenginliklerin paylaşımında bir Kıbrıs Türkü olarak gurur duyuyorum. Anavatanımız Türkiye’nin desteği ile Doğu Akdeniz’de artık statüsü yükselmiş bir devletimiz vardır. Bu devletin adı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'dir” diye konuştu.

Derya Yetim - Ömer Çetin
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.