POLİTİKA - 24 Nisan 2023 Pazartesi 16:48

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Yok dedikleri fabrikada 3 dakikada bir araç üretiliyor'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Yok dedikleri fabrikada 3 dakikada bir araç üretiliyor'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gemlik'te yapılacak batarya fabrikası ile 10 yılda milli gelire 30 milyar avro, cari açığın azaltılmasına da 10 milyar avro üzerinde katkı sağlanacağını söyledi. TOGG üzerinden muhalefeti de eleştiren Erdoğan, "Muhalefetin fabrikası yok dediği TOGG'un Gemlik'teki tesislerinde her üç dakikada bir araç üretiliyor" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Siro Batarya Geliştirme ve Üretim Kampüsü Temel Atma Töreni'ne katıldı.

Törende konuşan Erdoğan, geçtiğimiz haftanın Türkiye Yüzyılı vizyonu açısından adeta bir hasat dönemi olduğunu vurgulayarak, "Bugüne kadar ülkemize yaptığımız altyapı yatırımlarının insan kaynağı yatırımlarının önemli meyvelerini tek tek topladık. Bor madeninin katma değerinin cevherden mücevhere anlayışıyla üç yüz kat arttıracak üretim tesisimizi hizmete açtık. Türkiye'nin uzaydaki gözü imece uydumuzu yolcu ettik. İmece uzaya fırlatıldıktan sonra ilk sinyali aldı. TÜBİTAK aşı ve ilaç geliştirme merkezinin resmi açılışını yaptık. Ülkemizin yerli elektrikli lokomotifi Eskişehir 5000'in ilk hareket testini gerçekleştirdik. Donanmamızın amiral gemisi TCG Anadolu'yu Deniz Kuvvetleri'ne gururla teslim ettik. Böylece Ege, Doğu Akdeniz ve Karadeniz'deki haklarımızı daha güçlü savunmamızı sağlayacak savaş gemisine kavuştuk. Şu ana kadar 70 bini aşkın vatandaşımız TCG Anadolu'yu ziyaret etti. Son bir hafta on gün içerisinde de İzmir'de demirlemek suretiyle vatandaşlarımızın ziyaretine inşallah TCG Anadolu'yu açacağız. Savunma sanayi atılımlarına yeni Altay tankıyla bir yenisini ekledik. Silahlı kuvvetlere teslim ettik" diye konuştu.

"Muhalefetin fabrikası yok dediği TOGG'un Gemlik'teki tesislerinde her üç dakikada bir araç üretiliyor"

En büyük hayallerinden biri olan TOGG'un gerçeğe dönüştüğüne dikkat çeken Erdoğan, "TOGG hikayesi ve özellikleriyle asla sıradan bir araç değildir. Milli gururumuz TOGG Türkiye'nin teknolojik gelişiminin ekonomik kalkınması küresel saygınlığının sembolüdür. Satışa sunulmasıyla Türkiye giderek gelişen elektrikli araç sektöründe artık 'ben de varım' demiştir. Yerli ve milli otomobilimizin yollara çıkmasıyla ülkemiz dünyanın en iyileri ile rekabet edecek markaya sahip oldu. Son 20 yılda ülkemize kazandırdığımız her eser gibi, maalesef TOGG'un üretim sürecinde de çok ciddi zorluklarla karşılaştık. Korona virüs ile emtia fiyatlarındaki fahiş fiyat artışları, bizi de etkiledi. Rusya-Ukrayna savaşı ile Türk ekonomisini mahvetmeye yönelik tehditleri de bunlara eklememiz gerekiyor. Bu süreçte TOGG ilk günden itibaren haksız eleştiri, iftiraların, yıpratma kampanyalarının muhatabı oldu. Mühendislerimizin ilk yerli araç teşebbüsü devrim otomobilini 60 sene önce garaja hapsetmek için neler yapıldıysa çok daha fazlası TOGG için uygulandı. Binlerce mühendis, teknisyen, emekçimiz bu proje için gece gündüz çalışırken, vatandaşlarımız bu projeyi yürekten desteklerken, birileri hep aynı yalana sarıldılar. Hep aynı hezeyanları sıraladılar. Önce çıktılar 'TOGG fabrikası nerede, bu inşaatı bitiremezsiniz' dediler. Sonra 'burada üretim bandı yok. Siz bu araçları üretemezsiniz' dediler. Bu iddiaları da boşa çıkınca 'bu araç satılmaz vatandaş bunu alamaz' dediler. TOGG aldığı ön siparişleri ile talep rekoru kırarak bu bühtanlara en güzel cevabı verdi. Muhalefetin fabrikası yok dediği TOGG'un Gemlik'teki tesislerinde her üç dakikada bir araç üretiliyor. Bu sene 28 bin. 2030 yılına kadar 1 milyon TOGG'u sahipleri ile buluşturmayı hedefliyoruz. İnşallah 2025 yılından itibaren TOGG'u ihraç edip tüm dünyaya satacağız" şeklinde konuştu.

"TOGG için bırakın teşekkür etmeyi, yarım ağızla dahi olsa tebrik etmediler"

TOGG üzerinden muhalefeti de eleştiren Erdoğan, "Kardeş ülkelerden bizi arayıp tebrik edenler, araç talep edenler oldu. Fakat muhalefet bu milli duruşu henüz gösteremedi. Şöyle yarım günlerini ayırıp Gemlik'e gelerek TOGG'un fabrikasını ziyaret edemediler. Altında Türk mühendisleri, işçilerinin, babayiğit işadamlarının imzası bulunan teknoloji harikası böylesi araç için bırakın teşekkür etmeyi, yarım ağızla dahi olsa tebrik etmediler. Yollardaki TOGG araçlarına rağmen, bu başarıyı halen görmezden geliyorlar. Varsın görmesinler. Az önce Gemlik'te deniz kenarında meydandaki 60 bin kişiye hitap etmeye giderken arabamızın önünü kesenler, karanfillerle bizi karşılayanlar, uğurlayanlar bu milletin gerçek evlatlarıdır. Varsın onlar Türkiye'nin başarılarından rahatsızlık duysun, Allah'ın izniyle aziz milletimizin desteği ile Cumhur İttifakı olarak Türkiye Yüzyılı'nın kilometre taşlarını döşemeyi sürdürüyoruz" ifadelerini kullandı.

"10 yılda milli gelire 30 milyar avro, cari açığın azaltılmasında 10 milyar avro üzerinde katkı sağlanacak"

TOGG ile birlikte Türkiye'nin vizyoner bir adım attığını anlatan Erdoğan, "Otomotiv sektöründe yaşanacak dönüşümü, dünyada yaşanan devrimi ön görüp vizyoner bir adım attık. Türkiye'yi elektrikli araçlarla birlikte şarj ve batarya teknolojilerinde Avrupa'nın üretim üssü yapmayı hedefleyerek yola koyulduk. TOGG bu vizyonun birinci adımıydı. Seri üretime geçerek ülkemizin otomotiv sektöründe yenilikçi ve sürdürülebilir geleceğinin tohumlarını serptik. Şarj istasyonları bu vizyonun önemli halkasıdır. Elektrikli araçlar hızlı şarj istasyonları destek programı kapsamında 81 ilde bin 572 şarj istasyonu kurulumuna destek verdik. 2022 Ağustos'ta 250 adet olan hızlı şarj noktası 700’ü aştı. Bu sayılar önümüzdeki dönemde daha da artacak. Türkiye'nin yeşil teknolojilerde ilerlemesi sadece çevre değil ekonomik ve stratejik açıdan da önemlidir. Özellikle batarya teknolojileri alanında yapılan yatırımlar Türkiye'nin dünyadaki yerini değiştirecek potansiyele sahiptir. Hem yerli teknolojileri geliştirip hem uluslararası yatırımları ülkeye çekerek bu alanda söz sahibi olmayı hedefliyoruz. Batarya teknolojilerinde güçlü oyuncu olmamızı sağlayacak devasa yatırımın adımını atıyoruz. TOGG akıllı cihazlarının bataryalarını üretmek için kurulan Siro hücre teknolojisinin üretimi ve geliştirilmesini sağlayacak. TOGG Siro teknoloji kampüsünde batarya modül ve paket seri üretimine zaten başlamıştı. Mart ayında TOGG'un ilk akıllı cihazı T 10X'in seri imalatı ile birlikte Siro'nun üretimi de hızlandı. Bugünkü tesisin devreye girmesiyle 2026 yılı itibariyle batarya hücresi de dahil olmak üzere yüksek nikel içerikli batarya modül ve paketleri üreten entegre bir üretim merkezine dönüşecek. Böylece Türkiye az sayıda ülkede bulunan hücre geliştirme ve üretme yetkinliğine sahip olacak. Otomotivin yanı sıra mikro mobilite, endüstriyel uygulamalar, deniz taşıtları, yenilenebilir enerji için sabit depolama uygulamalarıyla geniş alanda hizmet verecek. Dünyaya gerçekleştireceği ihracat, yerli elektrikli üreticilere katkısı, nitelikli istihdamla bu tesis ülkemize ciddi değer kazandıracak. Siro bu yatırımla 10 yılda milli gelire 30 milyar avro, cari açığın azaltılmasında 10 milyar avro üzerinde katkı sağlayacak, istihdam 7 bin çalışanla destek verecektir. Siro'nun ilk etapta hedeflediği 20 GW saat kapasiteyi 50 GW saat üzerine çıkarmasını bekliyoruz" açıklamalarında bulundu.

"Nasıl tefecilerle değil, gerçek yatırımcılarla yol yürüdüysek, gelecekte de yatırımcı dostu tavrımızı devam ettireceğiz"

Otomotivde yaşanan çip krizinin bir benzerinin gelecekte batarya konusunda da yaşanabileceğine dikkat çeken Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Siro işte bu kritik dönemde hem 2030'lara kadar devam edecek arz açığını değerlendirecek, hem de TOGG için batarya arz güvenliği sağlayacak. Türk ekonomisine güvenen herkesin başımızın üzerinde yeri var. Stratejik yatırım olan Siro'yu Türkiye Cumhuriyeti olarak biz de destekliyoruz. Bu desteğimizi 30 milyar lira sabit yatırım tutarıyla ülkemizin en etkili teşviklerden birini vererek gösterdik. Bundan sonra da yerli yabancı ayrımı yapmadan Türk ekonomisine katkı sunan herkesin yanında olmayı sürdüreceğiz. Nasıl 21 yılda tefecilerle değil, gerçek yatırımcılarla yol yürüdüysek inşallah gelecekte de yatırımcı dostu tavrımızı devam ettireceğiz. Milli teknoloji hamlesi rehberliğinde Türkiye'yi yeni teknolojilerin pazarı yerine üretim üssü yapmak için gece gündüz çalışıyoruz. Türkiye dünyanın ilk 10 ekonomisinden birisi olacaksa bunun yolu bürokrasiyi daha fazla şişmanlatmaktan değil özel sektör öncülüğünde bir ekosistem oluşturmaktan geçiyor. Elbette vatandaşımızın her alanda en iyi kamu hizmeti alması için kurumları daha da güçlendireceğiz. Polisinden askerinden mühendisine kadar, sağlıkçısı öğretmenine kadar hiçbir alanda boşluk bırakmayacağız. Asıl enerjimizi kamunun teşvik ve destekleri ile özel sektörün büyümesine vereceğiz. Ülkemizin altyapı ve üstyapı eksiklerini tamamlayacağız. Yeni yollar, köprüler, havalimanları yapacağız. Doğal kaynakların tamamını devreye alacağız. Eğitim kalitesini arttırıp evlatlarımızın donanımlı yetişmesini temin edeceğiz. Genç girişimcileri destekleyerek kendi işlerini kurmalarını sağlayacağız. Yeni ihracat pazarları bularak daha önce varlık gösteremediğimiz yerlere ulaşacağız. Şimdiye kadar ülkemize 250 milyar dolar yatırım yapan uluslararası yatırımcıları çekmek için daha fazla çaba harcayacağız. Böylece Türkiye'de kamu himayesinde, özle sektörün lokomotifliğinde, uluslararası yatırımcıların destekleriyle yeni bir hikaye yazacağız. Son 21 yıldaki mesafe Türkiye'nin teknoloji alanında neleri başarabileceğini gösteriyor. Ancak bizim bu ülke ve gelecek nesiller için yapacaklarımız asıl şimdi başlıyor. Coğrafi konumu, altyapısı, genç nitelikli nüfusu ve siyasi istikrar ve güçlü liderliği ile Türkiye ciddi potansiyele sahiptir. Bunu hayata geçirmekte kararlıyız. Gençlere mutlu müreffeh ülke bırakmakta kararlıyız. İçinde bulunduğumuz asrı milletimizin asrı yapmakta kararlıyız. Türkiye Yüzyılı'nı inşa etmekte hiç olmadığımız kadar kararlıyız. İnşallah 14 Mayıs imtihanını da alnımızın akı ile vererek Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu inşa yolunda tarihi bir adım atmış olacağız."
Erdoğan temel atma sırasında ise, "Kamu bankaları arabanın satışında yüzde 50'ye kadar 18 ay vade ile kredi verecek" ifadelerini kullandı.

Uğur Uslubaş - İhsan Altıkardeş
 


Uğur Uslubaş - İhsan Altıkardeş
BURSA (İHA) -

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Büyükataman’dan Özgür Özel’e zor soru Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, HDP eski eş başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da yargılandığı ’Kobani davasında’ verilen cezalara tepki gösteren CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i soru yağmuruna tuttu. ’Kobani davası’nda yargılanan HDP eski eş başkanları Selahattin Demirtaş 42 yıl, Figen Yüksekdağ ise 30 yıl 3 ay hapis cezası aldı. Karara tepki gösteren CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında yazılı açıklama yapan MHP Genel Sekteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman, “Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel ve şürekâsı DEM’lenmeye devam ediyor. Devletimizin terörle mücadelede gösterdiği kararlı duruşun karşısında, CHP ittifak içinde olduğu terör odaklarına diyet borcunu ödemek için kolları sıvıyor, milletin düşmanları ile aynı safta yerini almakta hiç gecikmiyor. Kendini adaletin yerine koyan CHP Genel Başkanı’na göre ‘adalet’ milletimizin canına, malına saldıran ve aziz vatan toprağımıza göz diken kalleşlerin özgür bir şekilde aramızda dolaşması mıdır? ‘Sırtımızı PKK/YPG/PYD’ye dayıyoruz’ diyerek sokakları karıştıran, çocukları katleden provokatörlerin serbest bırakılması mıdır? Özgür Özel, 6-8 Ekim olayları davasında verilen kararın hukuksuz olduğunu neye göre iddia etmektedir? Bağımsız ve tarafsız Türk yargısının kararına leke düşürmeye çalışan Özgür Özel eczacı gömleğini çıkarıp terör örgütünün gönlünü hoş etmek için hakim cübbesi mi giymiştir? Türk yargısının kararlarına leke sürmeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Bağımsız Türk yargısı tarafından verilen ve millet vicdanında kabul gören bir karara ‘hukuksuz’ diyerek karşı çıkmak akıl tutulması değilse düpedüz emperyalizmin Kandil’deki eli kanlı uşaklarına selam çakmak değil midir” ifadelerini kullandı.
Mersin Silifke’de tepkilere neden olan Ay Yıldızlı anıtın yerine Türk bayrağı konuldu Mersin’in Silifke ilçesinde bayrak kanununa aykırı olduğu gerekçesi ile söktürülen anıtın yerine Türk bayrağı konuldu. Mersin’in Silifke ilçesi Atatürk Köprüsü girişine Cumhur İttifakı Milliyetçi Hareket Partisi Belediyesi’nce 4 yıl önce yaptırılan ve Cumhuriyet Halk Partili Belediye Başkanı Mustafa Turgut tarafından bayrak kanununa aykırı olduğu gerekçesi ile söktürülen anıtın yerine Türk bayrağı konuldu. Sökülen anıtın yerine 15 metre uzunluğundaki Türk bayrağı göndere çekildi. Silifke Belediye Başkanı Mustafa Turgut, CHP Silifke İlçe Başkanı Zarif Korkmaz, Kadın Kolları, Gençlik Kolları, Belediye Meclis Üyeleri ve vatandaşların katılımı ile bir dakikalık saygı duruşu ve ardından İstiklal Marşı okunarak Türk bayrağı göndere çekildi. Sosyal medyada, bazı gazete ve haber sitelerine konunun yanlış aktarıldığını belirten Silifke Belediye Başkanı Mustafa Turgut, “Görev yaptığımız dönemde Göksu Irmağı üzerine Atatürk Köprüsünü yaptık ve nesiller boyunca Silifke’mize hizmet edecek. Tabi ki bu Atatürk köprümüz üzerine yakışan da şanlı al bayrağımızın dalgalanmasıydı. Anayasada belirtildiği şekilde bayrağımız dalgalanacak ve ilelebet de dalgalanmaya devam edecek. Biz Gazi Mustafa kemal Atatürk’ün izinden gidenleriz. Bizim önderimiz o dur. Bizim Atatürk, bayrak ve vatan sevgimiz sorgulanamaz, o hiç kimsenin haddi değildir. Tam da 19 Mayıs arifesinde bu töreni gerçekleştirdik. Bu vesile ile emeği geçen arkadaşların hepsine teşekkür ediyor, 19 Mayıs Atatürk’ü anma Gençlik ve Spor Bayramımızda kutlu olsun” dedi.
İstanbul Avcılar’da refüje çarpan motosiklet sürücüsü yola savruldu: Feci kaza anı kamerada Avcılar’da direksiyon hakimiyetini kaybeden motosikletli kurye refüje çarparak yola savruldu. Motosikletli kuryenin kaza anı ise aynı yönde seyir halinde olan başka bir aracın araç kamerasına yansıdı. Kaza, dün akşam saatlerinde Avcılar Ispartakule Bulvarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre bulvarda seyir halinde olan bir 34 DGR 892 plakalı motosikletli kurye, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu refüje çarptı. Çarpmanın etkisiyle kurye yola savruldu. Kazayı gören diğer sürücüler ise durumu polis ve sağlık ekiplerine haber verdi. Yaralı sürücü, olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından yapılan ilk müdahale sonrası ambulans ile hastaneye kaldırıldı. Kazayı gören Bünyamin Büyük, “Biz seyir halinde gidiyorduk. Benim arkamda trafik vardı zaten. Ben o esnada yavaşladım. Önümdeki kazayı gördüm. Benim arabamda da kamera vardı kazayı görüntüledi. Hafif yalpaladı ama hızlı girdi. Köşeye vurduktan sonra takla atmaya başladı. Sürücünün alkollü olduğunu söylüyorlar. Bende hemen müdahale ettim. Baktım bilinci açık. Duyuyor ama hareket edemiyor. Ambulans gelebilmesi için trafiği açmaya çalıştık” dedi. Kaza anı kamerada Sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybettiği motosiklet sürücüsünün kaza anı aynı yönde seyir halinde olan bir aracın araç içi kamerasına yansıdı. Görüntülerde motosikletli kuryenin sola dönmeye çalıştığı esnada direksiyon hakimiyetini kaybederek yola savrulduğu görülüyor. Kaza sonrası motosiklet çekici ile yoldan kaldırıldı. Polis, kaza ile ilgili inceleme başlattı.
Ankara TDV’nin “İlk Kurbanım İlk İyiliğim” kampanyası bu yıl da devam ediyor Türkiye Diyanet Vakfı (TDV), yardımlaşma ve dayanışma bilincinin gelişmesine katkı sağlayan kurban ibadetini gençlere aşılamak amacıyla “İlk Kurbanım İlk İyiliğim” sloganıyla yürüttüğü kampanyayı bu yıl da devam ettiriyor. Diyanet İşleri Başkanlığı ile birlikte “Kurbanını paylaş, kardeşinle yakınlaş” temasıyla gerçekleştirilen vekaletle kurban kesim programı kapsamında kurban vekaletlerini almaya başlayan Türkiye Diyanet Vakfı, Kurban Bayramı’nda yardımları ihtiyaç sahiplerine görevli ve gönüllüler nezaretinde ulaştıracak. Gençlere kurban bilincini aşılamak amacıyla yürütülen kampanyaya ilişkin bilgi veren Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Genel Müdürü İzani Turan, "İlk Kurbanım İlk İyiliğim" kampanyasının gençleri kurban ibadetine teşvik ettiğini ve toplum arasında sevgi ve saygının pekişmesine katkı sağladığını belirtti. Turan, kurban ibadetinin kardeşlik duygusunu güçlendirdiğini belirterek, toplumda paylaşma, yardımlaşma ve dayanışma bilincini artırdığını vurguladı. Gençlerin milli ve manevi değerlere sahip çıkmasının sevindirici olduğunu ifade eden Turan, kurban bağışlarının başta Filistin ve deprem bölgesi olmak üzere 77 ülkedeki ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacağını söyledi. Turan, kurban kesebilir durumda olan tüm vatandaşların bu müstesna ibadeti en doğru usulle ve en güvenli şekilde yerine getirebilmeleri için tüm imkanlarıyla çalıştıklarına dikkati çekerek, şunları kaydetti: “Bağışların teslim alınmasından kurbanların kesimine ve dağıtımına kadar organizasyonun her aşamasını titizlikle takip etmektedir. Kurban kesimleri, vekalet sahiplerinin isimleri tek tek okunarak bizzat Diyanet İşleri Başkanlığımızda görev yapan hocalarımız ve Vakfımızın gönüllüleri nezaretinde yapılmaktadır.” Bu yıl vekaletle kurban kesim hisse bedelinin yurt içi için 11 bin 750 TL, yurt dışı için 4 bin 750 TL olarak belirlendiğini hatırlatan Turan, bağış kanallarıyla ilgili şu bilgileri verdi: “Hayırseverlerimiz, ‘tdv.org’ ve ‘bagis.tdv.org’ adreslerinden online bağış ve TDV mobil bağış uygulamamızdan kurban bağışında bulunabilecekleri gibi il ve ilçe müftülükleri, TDV şubeleri, din görevlileri, tüm bankalar aracılığıyla da bağışta bulunabilirler. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız da Din Hizmetleri Müşavirlikleri, Ataşelikleri, koordinatörlükler ve bu ülkelerdeki cami dernekleri ile din görevlileri vasıtasıyla kurban vekaletlerini güvenle emanet edebilirler.”
Niğde Karaca: "Her yıl yaklaşık 11 milyon kişi hipertansiyon nedeniyle hayatını kaybediyor" Niğde İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Bahadır Karaca 17 Mayıs Dünya Hipertansiyon Günü nedeniyle yaptığı açıklamada toplumda hipertansiyon farkındalığının yetersiz olduğuna dikkati çekti. Dünya Sağlık Örgütü’nün yapmış olduğu çalışmalara göre dünya genelinde 1,3 milyar kişinin hipertansiyon ile yaşamını sürdürdüğünü belirten Karaca; her yıl 30-70 yaş arasındaki yaklaşık 11 milyon kişinin hipertansiyon nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi. Ülkemizde, 2023 yılında yapılan bir çalışmada 15 yaş üzerindeki nüfustaki hipertansiyon sıklığının yüzde 18,3 olduğu ve sıklığın yaşla birlikte arttığı söyleyen Karaca; Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan 2022 yılı ölüm ve ölüm nedeni istatistiklerine göre de ülkemizde gerçekleşen ölümlerin yüzde 3,5’inden hipertansiyonun sorumlu olduğunu vurguladı. Karaca; "Hipertansiyon; inme, kalp krizi, kalp yetmezliği ve böbrek hasarı gibi ölümcül durumlara yol açması nedeniyle dünya genelindeki hastalık ve ölümlerin en önde gelen risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Kan basıncının olması gereken değerin üzerinde olmasıyla karakterize, tedavi edilmediği taktirde ciddi sağlık sorunlarına yol açan kronik bir hastalıktır. Vakaların yüzde 95’inde hipertansiyona yol açan asıl neden tam olarak belirlenememiş olmakla birlikte altta yatan en sık nedenler arasında yüksek tuz ve yağ tüketimi, meyve ve sebzeden fakir diyet, aşırı kilo, yetersiz fiziksel aktivite, zararlı alkol kullanımı, tütün ve tütün ürünleri tüketimi ile stresin yer aldığı görülmektedir" şeklinde konuştu. Olumlu yaşam tarzı değişikliklerini içeren birincil koruma yönteminin hipertansiyondan kaynaklanan ilave hastalık ve ölümleri önlemede etkili olduğunu söyleyen Karaca; önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olmasına ve ölümcül sonuçlarına rağmen toplumun hipertansiyon farkındalığının istenilen düzeyde olmadığını belirtti. Karaca; "Hipertansiyondan veya hipertansiyon nedeniyle ortaya çıkabilecek olumsuz durumlardan korunmak için aile hekiminize başvurup düzenli aralıklarla risk değerlendirmenizi yaptırarak, hipertansiyonunuz yoksa yılda bir kez, hipertansiyonunuz varsa düzenli olarak tansiyonunuzu ölçtürün, sağlıklı beslenin, yeterli miktarda su için, tuz tüketimini azaltın, tütün, tütün ürünleri ve alkolden uzak durun, hareket edin ve hepsinden önemlisi de tanı konulduğunda size reçete edilen ilaçlarınızı düzenli olarak ve önerilen şekilde kullanın. Kan basıncınızı ve hayatınızın değerini bildiğiniz uzun ve sağlıklı bir yaşam dileriz" ifadelerine yer verdi.