POLİTİKA - 05 Haziran 2022 Pazar 15:49

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 3600 ek gösterge müjdesi

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 3600 ek gösterge müjdesi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 3600 Ek Göstergeye ilişkin, çalışmanın meclise sunma safhasına getirildiğini belirterek, "Yarınki kabine toplantısı ardından yapacağımız millete sesleniş konuşmamızda bu hazırlığı detaylarıyla anlatacağım. Bugün burada sadece daha önce söz verdiğimiz dört meslek grubunu değil, 5 milyonu aşkın memurumuzun ve emeklerinin tamamını ilgilendiren bir formülle bu meseleyi çözdüğümüzün müjdesini paylaşmakla yetinmek istiyorum" dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin Kızılcahamam'da gerçekleşen 30. İstişare ve Değerlendirme Toplantısının kapanışında konuştu.

Toplantının hayırlı olması temennisinde bulunan Erdoğan, "Kazasız belasız şekilde tamamlanan LGS sınavına giren tüm öğrencilerimize başarılar diliyorum. Rabbim evlatlarımıza emeklerinin karşılığını göstersin, aileleriyle birlikte hayırlı günlere kavuştursun. AK Parti, istişare ile kurulmuş, bugüne kadar da her seviyede ve zeminde istişare kültürünü yaşatmış bir partidir. Bu kesintisiz istişareler hem parti hem kabine faaliyetlerinde en önemli yol göstericimiz olmuştur. Oturumlarda, meclis çalışmalarından teşkilat faaliyetlerine kadar partimizin gündeminde konular hazirunla paylaşıldı" dedi.

Toplantılarda güvenlik, dış politika, tarım, enerji gibi başlıklar altında geniş çerçeveli sunumlar yapıldığını kaydeden Erdoğan, "Parti yöneticilerimiz ve bakanlarımız kendi alanlarıyla ilgili sorulara verdikleri geniş çerçeveli cevaplarla toplantıya katkı sağladılar. Gerek oturumlarda gerekse soru cevap kısımlarda arkadaşlarımızın donanımları, motivasyonları ve kararlılıklarıyla 2023'e hazırlanmak olduklarını görmekten memnuniyet duydum" diye konuştu.

"Bizlerin doğrularla kapatmadığı her boşluğun birileri tarafından yalan ve iftiralarla doldurulduğunu biliyorsunuz"

Partililere hitap eden Erdoğan, kafalardaki soru işaretlerini, gönüllerdeki kırgınlıkları gidererek 2023'e daha güçlü hazırlanılacağını söyledi. Erdoğan, "Bizlerin doğrularla kapatmadığı her boşluğun birileri tarafından yalan ve iftiralarla doldurulduğunu biliyorsunuz. Ülkemizde söylenen her yalana inanmaya hazır bir kitle var. Bir kısmı ihanetten, bir kısmı cehaletten sürekli fitne ateşini körüklemektedir. Kendilerine ikbal devşirmeye kalkanlar belki her dönemde vardı hiçbir zaman bu kadar hırslı ve cüretkar değillerdir.
Biz bunlarla mücadele ederken üslup ve tavrımızı sertleştirmek zorunda kalıyoruz. Bu sertliğin nedeni meydanı boş bulup önlerine gelen her şeyi yıkarak, karşılarına çıkan herkesi itip kakarak yol almaya çalışanlara eyvallah etmek bize yakışmaz" ifadelerini kullandı.

"Kimse bizden böyle bir tavır üslup sergilememizi beklemesin"

Erdoğan, "Biz hangi bedelleri ödersek ödeyelim zalimin hasmı mazlumun hamisi olmayı sürdüreceğiz. Hiçbir vatandaşımıza kendini sahipsiz hissettirmeyecek, insanımızın hepsini her alanda refaha ve hizmetlere kavuşturmaya devam edeceğiz. Mazlumun olduğu her yerde bu onurlu duruşumuzu koruyarak siyasetimizi yapacağız. Demokrasi ve kalkınma mücadelemizi, ülkemize eser kazandıracak milletimize hizmet edecek anlayışla hep daha ileriye taşıyacağız. Aslını inkar eden haramzadeler her gün bir başka kılığa bürünebilir, her gün başka dilde konuşabilir, kimse bizden böyle bir tavır üslup sergilememizi beklemesin. Bu fakir kendimi bildim bileli böyledir. Biz, halka ram olup halka hizmet için çırpındıkça çırpınıyoruz. Yolumuza da böyle devam edeceğiz. AK Parti kurulduğu günden beri bu ilkelerle yoluna çıkmıştır. Maziden atiye kurduğumuz köprünün ne kadar güçlü olduğunu Adana’da gördük. Önümüzdeki seçimlerde 6 milyonu aşkın evladımızın ilk defa sandık başına gideceğini düşündüğümüzde gençlerimize ulaşacak organizasyonların kanalların önemi kendiliğinden ortaya çıkacaktır" diye konuştu.

"Biz sosyal medyada troller vasıtasıyla oluşturtulan algılara bakmadık, bakmıyoruz"

Adana'daki Gençlik Festivali dönüşü hayatını kaybeden gençlere rahmet dileyen Erdoğan, "Büyük bir coşku, heyecanla o geceyi geçirdik ama sabah o haberi alınca o zaman çok ama çok üzüldük. Rabbim ailelerine sabırlar versin. Biz sosyal medyada troller vasıtasıyla oluşturtulan algılara bakmadık, bakmıyoruz. Statlara sığmayan AK Parti gençliğine bakıyoruz. İktidarımızda 20 yıla ulaşmamızı Hakk'a ve halka ulaşmamıza bağlıyoruz" dedi.

"Biz asıl kavgamızı onların ağababalarına karşı veriyoruz"

Eser ve hizmet siyasetinin AK Parti'nin kimliğinin en belirgin vasfı haline geldiğini söyleyen Erdoğan şunları kaydetti:

"Geçtiğimiz 20 yılda dünyadaki büyük altyapı yatırımlarına neredeyse bizim tek başımıza imza atmamız herhalde tesadüf olmasa gerek. Bugün Türkiye’nin dünyada potansiyelini en çok geliştiren ülke olarak öne çıkması AK Parti'nin 20 yılda oluşturduğu altyapı sayesindedir. Ülkemizin geldiği seviyeden duyulan hazımsızlık vardır. Dünyada her kim AK Parti ve Cumhur İttifakını kötülüyorsa aslında Türkiye’yi hedef alıyor demektir. Ülke içindeki aparatların tek yaptıkları ellerine tutuşturulan senaryoyu oynamaktır. CHP'nin başındaki zat, onun kurduğu masaya oturanlar da altına gizlenenler de birer kukladan ibarettir. Biz asıl kavgamızı onların ağababalarına karşı veriyoruz."

"Bugün aynı gafletle çürük kabuklara sarılanların gafleti, mandacı zihniyetinin akıbetinden farklı olmayacaktır"

Türkiye'nin tarihi boyunca önemli sınavlar verdiğini ifade eden Erdoğan, "Üstelik bu kavga yeni bir kavga değildir. Cumhuriyet döneminde de bunlar boş durmamıştır. Ülkemizin dört bir yanında yaşadığımız sorunların köküne baktığımızda hep bu kadim kavganın izlerini görürüz. Bugün aynı gafletle çürük kabuklara sarılanların gafleti mandacı zihniyetinin akıbetinden farklı olmayacaktır. Bizim yolumuz dün olduğu gibi bugün de ya istiklal ya ölüm yoludur. Bizim yönetimimiz dün olduğu gibi bugün de hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır. Bizim hayalimiz dün olduğu gibi bugün de milletiyle güçlü gözü hep geleceğe dönük olan Türkiye inşasıdır. En zayıf en bitkin zamanımızda nasıl bu anlayışla 7 düveli denize döktüysek bugün de aynı inanç ve iradeyle ülkemizi 2023 hedeflerine ulaştıracak, 2053 vizyonuna ulaştıracağız. AK Parti ailesinin her bir ferdi bu şuur ve heyecanla yoluna devam etmektedir. Siyaset hayatları boyunca ülkenin hayrına yaptıkları tek bir iş olmayanın bu hissiyatı anlamasını beklemeyiz" diye konuştu.

"Onlara rağmen Türkiye'yi bölgesinin lider, dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmenin mücadelesini veriyoruz"

Türkiye'nin geçmişte, istismar siyasetinden, etnik ve inanç kökenli ayrıştırma siyasetinden çok çektiğini kaydeden Erdoğan, "Milletimizin bu kavgalar yüzünden ödediği bedellerin telafisi için 20 yıldır gece gündüz çalışıyoruz. Türkiye’ye çağ atlattığımızı söylüyoruz. Verdiğimiz demokrasi ve kalkınma mücadelesi 85 milyon vatandaşımızın hayatını olumlu yönde değiştirmiştir. Bunları kifayetsiz muhterislere rağmen başardık. Onlara rağmen Türkiye'yi bölgesinin lider, dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmenin mücadelesini veriyoruz. Bunu da başaracağız" şeklinde konuştu.

"Son dönemde bize NATO'nun genişlemesi konusunda esnek olmayı telkin edenlerin terör örgütleriyle ilişkisini sorgulamaktan ısrarla kaçışı, kararlı duruşumuzun doğruluğunu ispatlamaktadır" diyen Erdoğan, "Batı'nın kendi güvenlik ve refahını koruma üzerine kurduğu küresel yönetim sistemi, siyasi ve ekonomik boyutuyla çatırdıyor. BM güvenlik Konseyini reforme edelim diyorlar, daimi üye geçici üye artık bunun olmayacağını, olamayacağını konuşmaya başladılar. Allah ömür verirse onu da göreceğiz. Dediğimize gelecekler. Küresel ekonominin üretim ve tedarik zincirlerdeki bozulmayla başlayıp finansal dengesizliklerle giderek genişleyen yıkıcı etkilerini yakından takip ediyoruz. İşte Rusya-Ukrayna savaşında olduğu gibi BM Güvenlik Konseyi herhangi bir şeyi başarabiliyor mu? Herhangi bir kararı alabiliyor mu? Bütün bu olaylar karşısında Ukrayna ile ilgili verebildikleri karar var mı, yok, Rusya işle ilgili de yok. Zaten olmaz ki Rusya ve BM Güvenlik Konseyinin bir üyesi. İki dudağının arasından ne çıkarsa BM Güvenlik Konseyi'nin alacağı kararı tersine çeviriyor. Olay bu kadar basit. Öyleyse şimdi biz, her zaman söylediğimiz adımı atıyoruz" dedi.

Türkiye'nin yeni ekonomi modeliyle ilgili konuşan Erdoğan, "Yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yoluyla büyüme esasına dayalı Türkiye ekonomi modeliyle bu sıkıntılı süreci ülkemiz için avantaja çevirecek adımları atıyoruz. Ülkemiz için avantaja çevirecek adımları atıyoruz. Gelişmiş ülkeler bile küresel buhran karşısında kendi iç işlerine kapanırken, biz dünyaya daha çok açılıyor hedeflerimizin çıtasını daha yükseğe taşıyoruz. Ülkemiz Suriye kaynaklı düzensiz göçü başarıyla yürütürken Ukrayna savaşı ardından Avrupa'nın yaşadığı paniği ibretle takip ediyoruz. Şeytanın bile aklına gelmeyecek nice, siyasi sosyal ve ekonomik oyunla ülkemizi karıştırmaya çalışanların kendi canlarının derdine düşerken sergilediği çaresizliği istihza ile izliyoruz. Bunları söylerken insanlarımızın günlük hayatlarında yaşadığı sıkıntıları asla hafife almıyor, görmezden gelmiyor, kulak arkası etmiyoruz. Tam tersine bir yandan küresel denklemler içinde ülkemize yol açmaya çalışırken diğer yandan da insanlarımız üzerindeki hayat pahalılığı yükünü azaltmanın çarelerini arıyoruz" açıklamasında bulundu.

Kur ve enflasyondan kaynaklanan maliyet artışlarıyla izah edilmeyecek şekilde fiyat artışı yaşayan her kalemi mercek altına aldıklarını bildiren Erdoğan, "Konuttan ekonomiye, gıdadan elektroniğe, inşaat malzemesinden tekstile uzanan bir liste var. TÜİK verileri mayıs ayı verileri enflasyonun artık aşağı yönlü eğilime girdiğini göstermektedir. Petrol fiyatlarının 2-3 katına, doğalgazın 7-8 katına, kömürün 10 katına yükselmesin müsebbibi biz olmadığımız gibi bu ürünleri çoğunlukla dışarıdan ithal ettiğimiz için fiyat dalgalanmalarına karşı duyarlılığımız fazladır. Sadece biz değil bu ürünleri dışarıdan alan herkes aynı durumdadır. Piyasaların fiyatlandırma alışkanlığını değiştirmesini sağlayarak, hayat pahalılığına bir sınır çekmek için çalışıyoruz. Ücretliler başta olmak üzere her kesimden vatandaşımızın gelirlerini artırarak, aradaki farkı kapatacak programlar hazırlıyoruz. 2. Dünya Harbi sonrasında yaşadığı en büyük sarsıntıdan ülkemizi en az kayıpla çıkarmanın güçlüğünü biliyoruz. Vatandaşlarımıza ülkemizde bunu yapabilecek birikime, hazırlığa, iradeye sahip tek kadronun biz olduğumuzu söylüyoruz. Elini vicdanına koyan, aklını kiraya vermeyen, hırsı gözünü kör etmeyen, nefsine esir düşmemiş herkes bu hakikati görmektedir" diye konuştu.

Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Seçimlerle bir yıl kala böyle bir tabloyla karşı karşıya olmamız işimizi elbette zorlaştırıyor olabilir. 20 yıllık tarihimizde hiçbir işimiz, başarımız kolay olmadı. Hiçbir başarımız bize altın tepside sunulmadı. Biz bugünlere akrebin kıskacında yoğurularak geldik."

Çiftçilerle bir müjdeyi paylaşan Erdoğan, "Tarımsal faaliyetler hem çiftçilerimizin ana geçim kaynağı, hem 85 milyonun geleceğine güvenle bakabilmesinin garantisi olması bakımından stratejik bir sektördür. Dünyanın en önemli tahıl tedarikçileri, Rusya ve Ukrayna arasında ortaya çıkan savaş nedeniyle ortaya çıkan belirsizlik tarımda kendine özellikle yeterli olmayan ülkeleri çok ciddi şekilde tedirgin ediyor. Türkiye kendine yetecek ve hatta çoğu üründe dışarıya satacak kadar üretim yapan bir ülkedir. Salgın dönemi de bu gerçeği hiçbir gıda ürününü eksikliğini çekmeyerek gördük yaşadık. Tahıl, sebze ve meyve fiyatlarındaki dalgalanmalar üretim eksikliği değil bir kısmı maliyetlerin yükselmesinden, bir kısmı piyasa aktörlerinin bazılarının fırsatçılığa yönelmesinden kaynaklanıyor. Bu konuda yeni düzenlemeleri hayata geçireceğiz. Gerçek ne olursa olsun muhalefet ve mandacı ekonomistler buğday ithal ediyoruz yaygarasını tekrarlamaktan geri durmuyor. Buğday başta olmak üzere çeşitli hammadde kademelerindeki yüksek ithalat sebebi kendi kendine yetersizliğimiz değil ülkemizin dünyanın en büyük gıda ihracatçılarından biri olmasıdır. Buğdayı kendi ihtiyacımız için değil onu işleyip tüm dünyaya ürün olarak satmak için ithal ediyoruz. Bu basit gerçeği göremeyenlerin hezeyanlarıyla zihni bulananların içlerini rahatlatacak bilgileri her fırsatta kamuoyuyla paylaşmaya özen göstermeliyiz.

Çiftçilerimize sık sık dünyadaki olumsuz gelişmelere işaret ederek bir karış toprağı boş bırakmadan ekim yapmaları tavsiyesinde bulunmuştu. Yeni hasat dönemine girdiğimiz bu günlerde üretim bölgelerimizden mahsulün bereketli olduğu haberleri alıyoruz. Üreticilerimize emeklerinin karşılığını vereceğine inandığım TMO'nun 2022 hasat döneminde yapacağı buğday ve arpa alım fiyatlarını ve teşvik fiyatlarını açıklamak istiyorum. Bu fiyatları belirlerken çiftçimizin alın terinin karşılığını alarak üretime devam etmesi yanında iç ve dış piyasa gelişmeleri ile arz güvenliği için ihtiyacımız olan stokların sağlanması hususlarını da dikkate aldık. Toprak Mahsulleri Ofisimiz, sert ekmeklik buğdaya bu yıl ton başına 6 bin 50 lira alım ve bin lira pirim bedeli olmak üzere toplam 7 bin 50 lira ödeme yapacaktır. Hayırlı olsun. Ofisimizin arpa alım fiyatı ise ton başına 5 bin 500 lira alım ve 500 lira pirim bedeli olmak üzere toplamda 6 bin lira olarak belirlenmiştir.

Pirim ödemesinden ürününü Toprak Mahsulleri Ofisi kayıt sistemine kayıtlı üreticilerimiz yararlanacaktır. TMO'nun alım rakamları diğer kamu kurum ve kuruluşları için referans olacak farklı fiyat uygulamalarına gidilmeyecektir. Üreticilerimiz TMO hububat, alım pirime ilave olarak Tarım ve Orman Bakanlığımızca ödenecek olan mazot, gübre ve sertifikalı tohum desteklerini almaya devam edeceklerdir. Destek bizden, gayret sizden, bereketi Allah’tan diyerek yeni hasat döneminin ve alım fiyatlarının çiftçilerimize, milletimize, ülkemize hayırlı olmasını diliyorum" dedi.

Erdoğan, 3600 ek göstergeyle ilgili bir müjdeyi de paylaşarak, "Uzunca bir süredir çalışan ve emekli memurlarımız ile ilgili 3600 ek gösterge diye hazırlık yürütüyoruz ve meclisin takdirine sunma safhasına getirdik. Yarınki kabine toplantısı ardından yapacağımız millete sesleniş konuşmamızda bu hazırlığı detaylarıyla anlatacağım. Sadece daha önce söz verdiğimiz 4 meslek grubunu değil 5 milyonu aşkın memurumuzun ve emeklilerimizin tamamını ilgilendiren bir formülle bu sorunu çözdüğümüzün müjdesini paylaşmakla yetinmek istiyorum. Kuruluşundan bugüne partimizin çatısı altında emek veren herkesi şükranla yad ediyorum. Ebedi aleme irtihal eden kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Halen partimizde görev üstlenen kardeşlerimize teşekkür ediyorum. Bu ekip için 2023 seçimleri elbette sınamadır daha önce 15 tanesini zaferle neticelendirdiğimiz sınavdır. Her birinize 2023’e kadar üzerinize düşenleri hakkıyla yaparak partimizi bir kez daha sandıktan birinci çıkaracağınıza tüm kalbimle inanıyorum. 30. istişare toplantımızın yeni bir seferberliğin ilk adımı olmasını diliyorum" ifadelerini kullandı.

Hülya Keklik
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Trabzon’da dolmuşcular tarafından darp edilen üniversite öğrencileri yaşadıkları o anları anlattı Trabzon’un Sürmene ilçesinde Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği öğrencileri tarafından kiralanan öğrenci servisine kızan minibüs şoförlerinin aracın önüne kesmesi sonucu çıkan arbedede darp edilen üniversite öğrencileri yaşadıkları o anları anlatarak can güvenliklerinin olmadığını iddia ettiler. Olay, dün Sürmene ilçesinin Çarşı Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği Bölümü’nde öğrenim gören öğrenciler ulaşım sorunları nedeniyle özel bir servis kiraladı. Kiraladıkları servise binerek yurda doğru yola çıkan 22 üniversite öğrencisini taşıyan minibüs, dolmuş şoförleri tarafından durduruldu. Dolmuş şoförleri tarafından araçtan çıkartılan servis sürücüsü bekletilerek üniversite öğrencilerinin yurda gitmesi engellenirken, bir süre sonra öğrenciler ve dolmuş şoförleri arasında yaşanan tartışma arbedeye dönüştü. Üniversite öğrencileri dolmuş şoförleri tarafından darp edilirken, öğrencilerin ihbarı üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Darp raporu alan öğrenciler şikayetçi olurken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Olay anını anlatan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği 1. Sınıf öğrencisi Emir Eken, “Tuttuğumuz servis Sürmene dönüşünde dolmuşlar tarafından önü kesildi. Servis şoförünü dışarıya çıkardılar. Bir yere aldılar. Oradan bağrışma sesleri geliyordu. Arkadaşlarımla servisten inerek durumu kontrol etmek istedik. Saldırgan tavırları vardı. Bizi görünce apar topar dışarıya çıkardılar. Servis şoförünün yüzünden korkusu anlaşılıyordu. Sonrasında o grubun içerisinden genç biri arkadaşımıza saldırmaya çalıştı. Onu tuttuk. Ben onu tutarken dolmuş şoförleri bana saldırdılar. İlk yumruğu yedim. Olay sonrası devam etti. Önce darp raporunu aldıktan sonra karakola gittik. Şikayetçi olduk. Gözaltına alınan kişileri duydum. Umarım cezalarını çekerler. Daha önce aynı okulda okuyan ağabeylerimizin de başına aynı olaylar gelmiş. Aynı olayın başka bir halini biz yaşadık. Baştan beri dolmuş şoförlerinin bize karşı tutumu çok yanlıştı. Denizcileri müşteri gibi değil köle gibi görüyorlardı” dedi. “Çok korku vericiydi” Olayda servis içerisinde bulunan 1. Sınıf öğrencilerinden Merve Çiftçi ise “Dün yaşanan olayda servisin içerisindeydim. Bir anda her şey oldu. Bir yandan polisle konuşurken bir yandan da kanıt olması için video çekiyordum. Çok korku vericiydi. Fakülte geldiğimiz ilk günden beri dolmuşlara bağlıydık başka bir ulaşım aracı yoktu. Araçta 16 kişi için oturacak yer varken 18 arkadaşım ayakta gidiyorduk. Herkes birbirinin üstünde. En ufak bir frende yığılmalar oluyordu. Zor şartlar altında okula gidiyorduk. Çok sıkıntılar yaşadık. Yetkililerin gerekli cezaları vermesini istiyoruz. Servisi dün sabah kiralanmıştık. Daha fazla sıkıntı çekmek istemedik. Aylık olarak bir servis ile anlaştık. Dolmuş şoförleri bizi anayolda bırakıyordu ama bizim fakültemiz yukarıda. Dik bir yol olduğu için derslere geç kalmamak için taksi kullanıyorduk. Umarım gerekli cezayı alırlar. Fakültemiz orada önümüzdeki hafta okula nasıl gideceğiz diye düşünüyoruz. Ailelerimiz ve biz korku içerisindeyiz” şeklinde konuştu. KTÜ Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği Bölümü 4. Sınıf öğrencisi Yusuf Çalışkan da benzer olayların daha öncede yaşandığını vurgulayarak, “Öğrenciler ve dolmuşular arasında süre gelen bir tartışma çıkıyordu. Ama bu son 2 sene içerisinde bu olaylar büyüdü. Ocak ayında da benzer sıkıntıyı yaşamıştık. Servis kiralamıştık onu dolmuş şoförleri tehdit etmişti. Tuttuğumuz servis yasaldı. Herhangi bir usulsüzlüğü yok. Ona rağmen birinci sınıf arkadaşlarımızı durdurarak darp ettiler. Şikayetçi olduk. Öğrencinin bir rant olarak görüldüğü burada açıkça ortaya koyuluyor. Biz bunun önüne geçmek istiyoruz. Hepimizin ailesi tedirgin. Biz eğitime giderken bugün acaba herhangi bir olay yaşayacak mıyız diye düşünerek gitmek istemiyoruz. Bizim buraya geliş amacımız eğitim görmek. Yaklaşık 3-4 ay önce aynı olayı yaşadık. Dolmuş şoförleri gelerek bizim servis sürücüsünü alıkoydular. 3-4 saat tehdit ettiler. Dolmuşçular bizim servise binmemizi istemediler. Buna karşı çıkmaya çalıştılar. O zaman ufak çaplı bir arbede yaşanmıştı. Öğrencilerden birine fiziksel bir temasta bulundular. Biz yine şikayette bulunduk. Bölüm hocalarımız ellerinden geleni yapmaya çalıştılar. Derslerimizi ve sınavlarımızı ana kampüse almaya çalıştılar. Ama bu son olaydan sonra can güvenliğimizin olmadığı ortada. Gerekli önlemlerin alınmasını istiyoruz. Öğrencilerin rant olarak görmemelerini istiyoruz” diye konuştu. Üniversite öğrencilerinden Muhammet Polat ise, “Yaklaşık 3 ay önce yine aynı çok benzer bir olay yaşandı. Sözlü hakaret ve küfür vardı. Ardından bir gün sonra okula gittiğimizde okul bahçesinden baktığımızda aşağıda 7-8 tane duyduğumuza göre dolmuşçuların çocukları sopalarda toplanmışlardı. Biz polise ve hocalarımıza durumu anlatmıştık. O zaman büyük bir felaketin önüne geçilmişti. Sürmene içerisinden boş gelen dolmuş formalı bir şekilde beklediğimizi görmesine rağmen durmayıp devam ederek Sürmene halkını dolmuşa toplayıp ardından bizi ayakta almak istiyorlar. Bizim özel okul servisi kiralamamızın sebebi buydu” ifadelerini kullandı. “Biz dün yaşadığımız olaydan sonra derslerimizi Sürmene’de göremiyoruz” 1. sınıf öğrencilerinden Burak Polat, “Biz dün yaşadığımız olaydan sonra derslerimizi Sürmene’de göremiyoruz. KTÜ Sahil tesislerinde görmek zorunda kalıyoruz. Biz önümüzdeki haftalarda tekrar Sürmene’ye gitsek benzer olaylarla karşılayacağız. Çünkü bu olay ilk değildi. Daha önce bizim üst devrelerimizin de başına geldi. Bu olayın son olmasını temenni ediyoruz. Gerekli makamların gereğini yapmasını arz ediyoruz” dedi. Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı: “4 kişi gözaltına alındı” Trabzon’un Sürmene ilçesinde yaşanan olayın ardından Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yazılı bir açıklama yapıldı. Açıklamada 4 kişinin gözaltına alındığı belirtilerek, “Bazı sosyal medya hesapları ile internet haber sitelerinde ilimiz Sürmene ilçesinde bulunan Karadeniz Teknik Üniversitesi Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği bölümü öğrencilerinin bulunduğu aracın durdurularak bir kısım öğrencilerin darp edildiğine ilişkin video ve haber içeriklerine konu olan olayla ilgili olarak; şüpheli Ö.D.’nin kullanımındaki araçla, T.D.’nin sevk ve idaresinde yer alan öğrencilerin bulunduğu minibüsün önünde durarak aracı sağa çektirdikten sonra T.D. ile şüpheli Ö.D’nin minibüs durağındaki kulübe içerisinde konuştukları sırada, K.D. , S.Y. ve H.Y. adlı şüpheliler ile minibüste bulunan öğrencilerden F.Ö. , E.D. , M.Ö. arasında çıkan arbede sonucunda meydana gelen yaralanma olayıyla ilgili olarak şüpheliler K.D. , S.Y. , H.Y. ve Ö.D. gözaltına alınmışlardır. Şüpheliler hakkında soruşturma işlemleri devam etmektedir” ifadelerine yer verildi.
Kilis Musabeyli’nin ilk ve tek kadın muhtarı kadınlara örnek oluyor Kilis’in Musabeyli ilçesine bağlı Dorucak köyünde yerel seçimlerde 2 adayın katıldığı muhtarlık yarışında ilçenin ilk ve tek kadın muhtarı seçilen Elif Demir, cesareti ve başarısıyla ilçedeki kadınlara örnek oldu. Muhtar Elif Demir hem tarlada çalışıyor hem de muhtarlık yapıyor. Musabeyli ilçesine bağlı Dorucak köyünde 2 muhtar adayının katıldığı 31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinde 116 geçerli oyun 65’ini alan Elif Demir, ilçenin ilk ve tek kadın muhtarı olma unvanını aldı. 6 çocuk annesi olan Demir, muhtarlık mesleğini kadınların daha iyi yürüttüğünü ifade etti. Demir, hem ev işlerini yapıyor hem tarlada çalışıyor hem de bir köyü yönetiyor. ‘‘46 köyün tek kadın muhtarı benim’’ Kilis’in Musabeyli ilçesine bağlı 46 köy içerisinde ilk ve tek kadın muhtar olan Elif Demir, "Günümüzde hala kadından muhtar olmaz diyerek bizi hep dışlıyorlar. Bana kalırsa kadın her şeyi yapar. Kadın dediğin bulaşık yıkar, tarlada çalışır, evine bakar ve yeri gelir milletvekili yeri gelir belediye başkanı olur. Benim en büyük hedefim muhtar olmaktı ve onu başardım. İkinci hedefim ise ilçeye belediye başkanı olmak’’ dedi. "Yeri gelir bulaşık yıkarız, yeri gelir dağda çalışırız, yeri gelir muhtar ve milletvekili oluruz” Kilis’in Musabeyli ilçesine bağlı Dorucak köyünde yaşayan ve 15 kardeşten biri olan muhtar Azası Feride Sarıyıldız ise "Ailemin izin vermemesinden dolayı okuyamadım. Ben kızımı okula gönderiyorum çünkü hem kızıma güveniyorum hem de okuması gerekiyor. Beni geçmiş zamanda her konuda kısıtlamışlardı ve son seçimlerde ben o kısıtlandığım köyde birinci sırada aza oldum. Çok yakından tanıdığım muhtar adayı olan Elif Demir’e bir önceki dönemde olduğu gibi bu dönemde tam destek vererek diğer erkek adaya fark attık ve muhtar olarak köye seçildik. Biz kadınlar yeri gelir bulaşık yıkarız, yeri gelir dağda çalışırız, yeri gelir muhtar ve milletvekili oluruz. 46 köyü olan Musabeyli ilçesinde tek kadın muhtar oldu. Ben çok korkuyordum ama hiçbir şey olmadı kadınlarda asla korkmasın’’ dedi.