POLİTİKA - 10 Şubat 2019 Pazar 13:02

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan AKM temel atma töreninde önemli mesajlar!

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan AKM temel atma töreninde önemli mesajlar!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Taksim Meydanı'nda Atatürk Kültür Merkezi temel atma töreninde konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Taksim Meydanı'nda Atatürk Kültür Merkezi temel atma törenine katıldı. Projenin Türkiye'nin sanat ve kültür alanında çığır atacağını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “6 Kasım 2017 tarihinde tanıtım projesini gerçekleştirdiğimiz İstanbul Atatürk kültür Merkezi'nde yeni bir aşamaya geçmiş bulunuyoruz. Atatürk Kültür Merkezi 95 bin 600 metrekare kapalı alana sahip 5 ayrı bloktan oluşacak. Bina içerisinde 2073 kişilik dünya standartlarının üzerinde bir opera salonu, 828 kişilik bir tiyatro salonu ve bunlara ait sahne ve kulis alanları ile atölye ve depo alanları, prova odaları, sergi salonları millet kıraathaneleri gibi birçok alan yer alıyor. Her türlü ihtiyaca cevap verecek şekilde bu proje hazırlandı. Şehrimizin kültür ve sanat faaliyetlerini daha da zenginleştireceğine inanıyoruz. İstanbul Atatürk Kültür Merkezi'ni 2 yıl gibi kısa bir süre içinde tamamlayarak sanatçılarımızın ve sanatseverlerin hizmetine sunacağız" diye konuştu. 

“Raporlar eski binanın depreme dayanıklılık bakımından bir gecekondudan farklı olmadığını göstermiştir”
Atatürk Kültür Merkezi Projesi'nin toplam yatırım bedelinin 860 milyon lira olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kültür şehrimizin, İstanbul’un şanına yakışır bir eseri hizmete sunacağız. Eski binayı kendi marjinal ideolojilerinin merkezi olarak görenler, ilk günden itibaren bu projeyi engellemeye çalıştılar. Bunlar sokakları karıştırarak projeyi sabote etmeye çalıştılar. Cami yapacağımız, AVM yapacağımız gibi olmadık yalanlara başvurdular. 2007 yılından itibaren farklı kurumların yaptığı incelemeler eski binanın kullanılmaz olduğunu ortaya koymuştur. Aynı raporlar eski binanın depreme dayanıklılık bakımından bir gecekondudan farklı olmadığını göstermiştir. Eski bina, 15 milyonu aşan nüfusu, sanata artan talebiyle İstanbul'un beklentilerine cevap veremiyordu. Eski binanın tamiri ve güçlendirmesi bakımından hazırlanan proje de bu çevrelerce dava konusu yapılarak engellendi” ifadelerini kullandı.

“Oraya teröristlerin resimlerini astılar” 

Eski yapının yıkılıp daha güzel, daha modern, daha ferah bir bina inşasına karşı çıkanların kültür sanat hassasiyetiyle değil ideolojik bağnazlıkla hareket ettiğini ifade eden Erdoğan, "Ecdadın deyimiyle bu çevreler üzüm yemenin değil, bağcıyı dövmenin peşindeydi. Bu sözde sanatseverlerin Gezi olayları sırasında neler yaptıklarını, milletimizi nasıl aşağıladıklarını, terör örgütünün paçavralarıyla eski binayı nasıl kirlettiklerini hepimiz çok iyi biliyor, hatırlıyoruz. Güya AKM hassasiyetiyle hareket edenler Gezi'de Atatürk Kültür Merkezi'ni demokrasimize saldırmanın, esnafımızın malını mülkünü yağmalamanın, sokaklarımızı yakıp yıkmanın aracı haline getirdiler. İstiklal Caddesi'nde yaşadık, AKM'nin cephesinde yaşadık. Ne yapacaktık, seyir mi edecektik? Oraya teröristlerin resimlerini astılar. Bu kutlu şehrin duvarlarına 'Zulüm 1453'te başladı' diye yazarken bu eski binayı kullandılar. Biz bunların tehditlerine boyun eğmedik. Zihnen ve ruhen bu topraklardan bağını koparanlara rağmen biz hizmet aşkıyla yolumuza devam ettik" dedi.

“Milli iradeye kast eden vatan, millet düşmanlarına verilmiş en güzel cevap olacak” 

Bugün 10 yıllık bir sabrın meyvesini topladıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burası bir kültür merkezi değildir, son 5 yıldır milli iradeye kast eden vatan, millet düşmanlarına verilmiş en güzel cevap olacak. İstanbul kendini bu projede bulacak. AKM milletin değerleriyle, inancıyla insanımızın tarihi ve kültürüyle kavgalı jakoben zihniyete karşı dikilmiş bir zafer anıtı olacaktır. Ülkemiz cumhuriyet tarihi boyunca ne zaman hamle yapmaya çalışsa karşısında bu zihniyeti bulmuştur. Hemen her alanda yaptığı hamleler dışarıda hasımlarımız, içeride de belli kesimler tarafından engellenmiştir ifadelerini kullandı.

“Rami Kışlası'nı da İstanbul'un en büyük kütüphanesi yapıyoruz” 

Konuşmasında iki müjde veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rami Kışlası'nı da İstanbul'un en büyük kütüphanesi yapıyoruz. İnşallah hedef 6 milyon ciltlik bir kütüphaneyi İstanbulumuza kazandırmak” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Karatay’da 50 bin metrekarelik Ahmet Çalık Parkı’nın 4. etabı tamamlandı Konya’nın merkez Karatay İlçe Belediyesi tarafından ilçeye kazandırılan ve trafik kazasında vefat eden Konyasporlu futbolcu Ahmet Çalık’ın adının verildiği park etap etap büyümeye devam ediyor. 2022’de meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden Konyasporlu milli futbolcu Ahmet Çalık’ın ismi, Karatay Belediyesi tarafından ilçeye kazandırılan bir parka verilmişti. Parkın 31 bin metrekarelik ilk üç etabı tamamlanarak vatandaşın hizmetine açılmıştı. Toplamda 5 etaptan oluşacak olan parkın 4. etabı yürütülen yoğun çalışmalar sonucunda tamamlandı. Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, Ahmet Çalık Parkı’nı ziyaret ederek hem çalışmaları inceledi hem de parkta vakit geçiren vatandaşlar ve çocuklarla bir araya geldi. “Şehrimizin güzelliğine yeni güzellikler katıyoruz” Ahmet Çalık Parkı’nın etap etap büyümeye devam ettiğini ifade eden Başkan Hasan Kılca; Fetih Caddesi’nden Yeniceler Caddesi’ne kadar uzanan ve toplamda 50 bin metrekarelik hattın tamamlandığında Konya’nın en büyük yeşil kuşaklarından biri olacağını vurguladı. Karatay için gayretle ve samimiyetle çalıştıklarını ifade eden Başkan Kılca, “Karatay’ımızı mahalle mahalle, cadde cadde, sokak sokak dolaşıyor, hemşehrilerimizin taleplerine göre hizmet üretiyoruz. Mahallelerimize sağlık tesisleri, parklar, okullar kazandırıyoruz. Kentsel dönüşüm çalışmalarımızı aksatmadan büyük bir titizlikle yürütüyoruz. Ahmet Çalık Parkı projemiz de bunlardan birisi. Parkımız yaklaşık 50 bin metrekare büyüklüğünde ve 5 etaptan oluşuyor. Şu ana kadar parkımızın 4 etabını tamamladık. 1 etabımız kaldı. Burayı bitirdiğimizde hemşehrilerimiz Fetih Caddemizden doğrudan Adliye bölgesindeki Yeniceler Caddesi’ne kadar yeşil bir doku içerisinde yürüyüş yapabilecek, hoşça vakit geçirebilecekler. Çocuklarımız ise yeni nesil oyun ve eğlence gruplarıyla keyifli vakitler geçirecekler. Yeşil kuşak parkımız uzun yıllar şehrimize hizmet edecek. Büyük parklarımızın birçoğuna Kafe Karatay şubemizden birisini konumlandırıyoruz. Ahmet Çalık Parkımızda da Kafe Karatay’ın bir şubesi bulunuyor. Bizler çok çalışarak şehrimizin güzelliğine güzellik katmaya devam edeceğiz” dedi.
Aksaray Vasiyeti bayrak olan şehidin babası her yeri bayrakla donatıyor Suriye’de teröristlerin askeri araca tanksavarla saldırısı sonucu 3 Haziran 2021’de şehit düşen Aksaraylı Uzman Çavuş Şahin Sarılmaz’ın babası Şenol Sarılmaz çay bahçesi işletmeciliği yaparak oğlunun vasiyetlerini sürdürmeye çalışıyor. 20 günlük evliyken Suriye Afrin’de teröristlerin askeri araca tanksavarla hain saldırısı sonucu şehit düşen Aksaraylı Uzman Çavuş Şahin Sarılmaz’ın (24) babası ve 55 gün sonra Irak’ın kuzeyinde bölücü terör örgülü PKK ile girilen çatışmada şehit düşen Piyade Uzman Çavuş Sergen Güçlüer’in dayısı olan Şenol Sarılmaz (60), kaymakamlık tarafından tahsis edilen çay bahçesinde hem geçimini sağlıyor hem de oğlunun vasiyetlerini yerine getiriyor. Ihlara beldesindeki Ihlara Vadisi girişinde bulunan çay bahçesinde işletmecilik yapan Şenol Sarılmaz bayrak sevdalısı olan oğlu için her yeri Türk bayrağıyla donatıyor. Şehit oğlunun askerlik süreci boyunca öğrencilere burs verdiğini ve beldedeki fakir ailelere para göndererek yardımcı olduğunu şehit düştükten sonra öğrendiğini belirten baba Sarılmaz, çay bahçesi işletmeciliğinden kazandığı gelirin bir kısmını da ihtiyaç sahibi ailelere yardım için ayırıyor. “Onun vasiyeti bayraktı” Şehit oğlunun bayrak sevdalısı olduğunu belirten baba Şenol Sarılmaz, “Oğlum keskin nişancıydı. 3 Haziran 2021’de Suriye Afrin’de şehit oldu. 55 gün sora da yeğenim Kuzey Irak’ta çatışmada şehit oldu. Benim oğlumun yapmak istediği tek şey vardı. Askerliği boyunca 3-4 çocuğa burs veriyormuş, kasaplara para yollarmış, ’Fakirlere et yollayın’ dermiş. Bunları hep sonradan öğrendik. Bankadan hesap dokümanını istediğimde, düğün yapılmış para göndermiş, birinin ihtiyacı olmuş para göndermiş, hep buna çalışmış. Düğün yaptım, 20 gün kaldı ve gitti bir daha da dönmedi. Onun vasiyeti bayraktı. Bayrak sevdalısıydı. Ben de birçok bayrak astım ama oğlum bayrak meraklısıydı. Ben de elimden geldiği kadar her yeri bayrakla donatıyorum” dedi. Önce inşaat işlerinde çalıştığını belirten baba Şenol Sarılmaz, “Allah razı olsun burayı biz kaymakamlıktan ihale ile aldık. Ufak tefek burada çalışıyoruz, geçimimizi buradan sağlıyoruz. Çoluğa çocuğa ufak tefek katkımız oluyor. 1 oğlum, 2 kızım var, torunlar var. Onlara yardımcı oluyorum elimden geldiği kadar. Ben önce inşaatçıydım, inşaatlarda çalışıyordum. Boya işleri yapıyordum, Şahin de yanımda çalışıyordu. Sonra askere gitti. ’Baba ben kalacağım’ dedi. Vatan bayrak sevdalısı olunca da kalmıştı” diye konuştu.
Adana Doç. Dr. Alıcı: "Yılda 200 bin kişiye inme iniyor" Sağlık Bilimleri Üniversitesi Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Gökhan Alıcı, şah damarındaki tıkanma ile gelişen ve halk arasında “inme” olarak bilinen hastalığın yaşlanan nüfusla birlikte önemli bir sağlık sorunu haline geldiğini ve yaşlanan nüfusla birlikte her geçen yıl artış gösterdiğini bildirdi. Alıcı, “beynin bir bölgesine giden dolaşımın birkaç dakikadan daha fazla kesilmesiyle bölgedeki beyin hücrelerinin tahrip olması sonrasında hastada gelişen görme, konuşma, vücudun belli bölgelerinde hareket ya da his kaybı durumu” olarak tanımlanan inmenin her yıl yaklaşık 200 bin kişide görüldüğünü ifade etti. İnme hastalığında risk faktörlerinin genetik etkenler ve ilerleyen yaş dışındaki büyük çoğunluğunun önlenebilir olduğuna vurgu yapan Doç. Dr. Gökhan Alıcı, “Tütün mamulleri ve alkol gibi zararlı alışkanlıklar damarlarda plak oluşumunu artırdığından inme risk faktörleri arasında ilk sıralarda yer alıyor” dedi. Hipertansiyon, halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diyabet, yüksek kolesterol, fiziksel aktivite eksikliği, hareketsiz yaşam ve bunun doğal sonucu olan obezitenin diğer risk faktörlerini oluşturduğunun altını çizen Doç. Dr. Alıcı, yağ, şeker ve tuz oranı yüksek beslenme alışkanlığının da inme riskini artırdığını ifade etti. Şah damarı tıkanıklığı denince en çok korkulan durumun inme olduğunu belirten Alıcı, “Beyin dokusunun nörolojik sisteminde kalıcı ya da geçici olarak fonksiyon bozukluğunun en önemli nedenini şah damarı tıkanıklığı oluşturuyor. Ülkemizin yaklaşık 85 milyon nüfusunun her yıl 200 bin’inde inme vakası görülüyor” uyarısında bulunarak, şöyle devam etti: “İskemik inme yani temel olarak damarın tıkanmasına, kan akımının iletilmesinde yetersizlik olmasına bağlı inme gelişmesi durumudur. Toplumda gelişen inmelerin yaklaşık yüzde 80’i iskemiye, yaklaşık yüzde 20’si de başta hipertansiyon olmak üzere çeşitli nedenlerden kaynaklanan kanamaya bağlı olarak gelişmektedir. Beyne pıhtı atması olarak ifade edilen durum şah damarındaki tıkanmadan kaynaklanmaktadır.” Damar tıkanıklığı yapan her şeyin şah damarını da tıkadığını belirten Alıcı, “Damarlar her yerde aynı, yani aynı risk faktörleri geçerli. Yaşın ilerlemesi, şeker, tansiyon, sigara, erkek olmak, ailede damar hastalığına yatkınlık ve yüksek kolesterol. Tedavide bunları modifiye ediyoruz. Yani tıkanmaya yol açan nedenleri ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. Yapacağımız tedavi eşlik eden risk faktörlerine göre değişiyor” dedi. Doç. Dr. Gökhan Alıcı, eskiden belli bir yüzdenin üzerinde tıkanıklık varsa hastayı felç bırakmışsa bunların tek tedavi yönteminin ameliyat olduğunu anımsatarak, şöyle devam etti: “Oysa artık stentleme işlemi yapıyoruz. Tıkalı yere stent yerleştirip pıhtı atmaması için orayı stabilize ediyoruz. Eğer hastadaki darlık yüzde 60’ın üzerinde değilse risk faktörlerini ortadan kaldırıyoruz. Rutin taramayı herkese önermiyoruz ancak, hastanın çok fazla risk faktörü bir arada ise anjiyo ya da ilaçlı tomografi ile oradaki darlığın seviyesini ölçebiliyoruz.” Doç. Dr. Alıcı, aniden gelişen inme vakalarındaki belirtilere de dikkati çekerek, şu uyarılarda bulundu: “Yüz, kol veya bacakta vücudun tek tarafında görülen his ve güç kaybı, bilinç bulanıklığı, konuşmada zorlanma ya da hiç konuşmama, dengesiz yürüme, yutkunma güçlüğü, tek gözde ya da her iki gözde gelişebilen görme kaybı, ani başlayan baş ağrısı ve baş dönmesi inme belirtisi olabilir. Bu nedenle hastaların bu tür belirtilerde vakit geçirmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalarını tavsiye ediyoruz.” İnmeden sonra tam iyileşmenin mümkün olup olmadığının da halk arasında en fazla yöneltilen sorular olduğunu belirten Doç. Dr. Alıcı, “İnme tedavisi görüp normal hayatına dönen çok sayıda hasta bulunmakla birlikte, burada belirleyici unsur beyindeki hasarın derecesidir. Erken tanı ve hızlı müdahale ile beyindeki hücre hasarının ilerlemesini önleyebiliyoruz” dedi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 2023 yılında açıklanan verilere göre, 2020 yılında 507.938 kişi hayatını kaybetti. Ölümlerin 183.109 (%36)’unun nedeni kalp damar sistemi hastalıklarından kaynaklandı. Aynı yıl inmeden ölüm kaydı sayısı 35.880 olup tüm ölümlerin %7,2’i ve kalp damar hastalıkları kaynaklı ölümlerin %19,6’sına karşılık geliyor. Bu veriye göre 2020 yılında her on beş dakikada bir Türk insanı inme nedeniyle kaybedildi.
Adana "Birbirimize Candan Bağlıyız" kan projesi Türk Kızılay’ın, Adana Valiliği himayesinde, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Adana Bölge Müdürlüğü iş birliğinde “Birbirimize Candan Bağlıyız” sloganıyla hayata geçirdiği kan bağışı 30 Nisan Salı Günü İstasyon Meydanı’nda gerçekleşecek. Türk Kızılay 1. Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Saygılı, Kan bağış oranlarının düşüş gösterdiği kış koşulları ile Ramazan ayının ardından kan stoklarını belirli bir seviyenin üzerine çıkarmayı hedeflediklerini belirterek, tüm kan dostlarını Salı günü İstasyon Meydanı’nda buluşmaya davet etti. Ramazan Saygılı, Adana Valisi Yavuz Selim Köşger’in himayelerinde, İletişim Başkanlığı Adana İl Müdürlüğü ve Türk Kızılay iş birliğiyle; tüm kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektörde düzenli kan bağışının teşvik edilmesi amacıyla bir iş birliği protokolü imzaladıklarını anımsatarak, şunları kaydetti: “Türk Kızılay’ımız, ‘İyiliğin gücüyle birey ve toplumun dirençliliğini arttırmak, insan onurunu korumak ve ıstırabını dindirmek için çalışmak’ misyonu ile 1868 yılından bu yana her koşulda, yerde ve zamanda ihtiyaç halinde bulunan insanların umudu olurken; ülkemizin kan ihtiyacının karşılanması amacıyla yürüttüğü faaliyetlerle büyük başarılara imza atmaktadır. Ülkemizin kan ihtiyacının karşılanması amacıyla düzenli kan bağışı bilincinin güçlendirilmesi ve bireylerin düzenli kan bağışına teşvik edilmesi hususlarında yürütülen faaliyetler kapsamında; Türk Kızılay Orta Akdeniz Bölge Kan Merkezi Müdürlüğü ile Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Adana Bölge Müdürlüğü önemli bir iş birliği gerçekleştirildi.” Saygılı, iki kurum arasında imzalanan söz konusu protokol kapsamında 30 Nisan Salı günü Adana İstasyon Meydanı’nda düzenlenecek kan bağışı etkinliğinin amacına ulaşacağına inandığını kaydetti. Adana Valiliği’nin destekleriyle gerçekleştirilecek ve tüm kamu kurum ve kuruluşlarının katılım sağlayacağı etkinliğin saat 09.00’da başlayıp, gün boyu devam edeceği bildirildi. Birbirimize Candan Bağlıyız Türk Kızılay tarafından hayata geçirilen "Birbirimize Candan Bağlıyız" kampanyası, ülke çapında kan bağışı bilincini artırmayı ve düzenli bağışların oranını yükseltmeyi amaçlamaktadır. Kış şartları ve Ramazan ayı gibi dönemlerde genellikle azalan kan stoklarını güçlendirmek için başlatılan bu kampanya, her sağlıklı bireyi kan bağışı yapmaya teşvik ediyor. Türk Kızılay, 69 kan bağış merkezi, 18 bölge kan merkezi ve 300’den fazla mobil araç ile desteklenen geniş bir ağ kullanarak, 2 bin 920 uzman personel ile hizmet veriyor. Bu kampanyada, 18-65 yaş aralığındaki sağlıklı bireylerin, erkekler için üç ayda bir ve kadınlar için dört ayda bir kan bağışı yapmaları öneriliyor.
İzmir İEÜ Medical Point, çocuk sesleriyle şenlendi İzmir Ekonomi Üniversitesi Medical Point Hastanesi, yıllardır destek sağladığı Sevgi Evleri çocukları için hastane bahçesinde şenlik düzenledi. Medical Point Hastaneler Grubu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Veysi Kubba, “Biz, Medical Point ailesi olarak çocuklarımızın sağlıklı bir şekilde büyümesine ve gelişmesine katkıda bulunmaya kararlıyız. Onların yanında olmak ve geleceğe umutla bakmalarını sağlamak bizim en büyük misyonlarımızdan” dedi. İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Medical Point Hastanesi, yıllardır destek sağladığı Sevgi Evleri çocuklarının eğlenceli ve hoş vakit geçirmesi için Ço0cuk Şenliği düzenledi. Hastanenin bahçesinde gerçekleşen etkinliğe, Sevgi Evleri çocuklarının yanı sıra hastane çalışanlarının çocukları ve hastaneye tedavi için gelen hastaların çocukları da katıldı. Şişme oyuncakların kurulduğu, Bubble Show’un yer aldığı şenlikte çocuklar boyama yaparak, maskotlarla eğlenceli oyunlar oynadı. İzmir İtfaiyesi Çocuk Kulübü’nün kurduğu su parkurunda da, çocuklar minik itfaiyeci olma şansı yakaladı. İtfaiye kostümleri giyerek, itfaiye hortumu kullanan çocuklar parkura yoğun ilgi gösterdi. "Her türlü desteğe kararlıyız" Düzenlenen şenliğe katılan ve çocuklarla tek tek ilgilenen Medical Point Hastaneler Grubu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Veysi Kubba, sağlıklı yetişen çocukların, sağlıklı toplumlar oluşturacağını ifade ederek, “Bugünün çocuk ve gençleri yarının doktorları, hemşireleri sağlık çalışanları olacak. Biz Medical Point Ailesi olarak, onların yanında olmak ve sağlıklı bir gelecek için gereken her türlü desteği sağlamak için kararlıyız. Bu doğrultuda, tüm çabamız onları korumak ve desteklemek için. Çocuklarımızın neşelerine ortak olduğumuz için mutluyuz” ifadelerini kullandı.