POLİTİKA - 10 Aralık 2018 Pazartesi 14:09

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan dünyaya Paris tepkisi

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan dünyaya Paris tepkisi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İstanbul'da yaşanan sokak eylemlerinde, Gezi eylemlerinde insan hakları savunuculuğuna özellikle soyunanlar Paris'te yaşananlar karşısında kör, sağır ve dilsiz hale dönüştüler" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dünya İnsan Hakları Günü kapsamında AK Parti Genel Merkezinde düzenlenen "İnsanlığın Medeniyeti" programında konuştu. İlk insan ve ilk Peygamber Hz. Adem'den bugüne kadar dünyaya gelen her bireyin insan haklarına sahip olarak hayata gözlerini açtığını belirten Erdoğan, Kur'an-ı Kerim'de Allah'ın bildirdiği emirlerin her birinin insan hakları kriteri olduğunu söyledi. Erdoğan, haklarını kullanmayan insanların şahsiyet kazanamayacağını, insanlara haklarını kullandırmayan toplumların da medeni olamayacağını ifade etti.

"Kör, sağır ve dilsiz hale dönüştüler"

İnsan hakları üzerine ahkam kesenlerin konu diğer coğrafyalara ve toplumlara geldiğinde bir anda renk ve karakter değiştirdiğini vurgulayan Erdoğan, "İstanbul'da yaşanan sokak eylemlerinde, Gezi eylemlerinde insan hakları savunuculuğuna özellikle soyunanlar Paris'te yaşananlar karşısında kör, sağır ve dilsiz hale dönüştüler. Dünyadaki hiçbir yazılı ve görsel medyada Fransa'daki hadiseleri izlemedik. Hollanda'yı izlemedik, Brüksel'i izlemedik. Neredesiniz? Ama Gezi eylemleri için dünyayı ayağa kaldırdınız. Niye burası Türkiye olduğu için mi? Hadi şimdi de aynı şekilde anlatın, yayınlayın. Yayınlamadılar çünkü dürüst değiller, samimi değiller" diye konuştu.

"Türkiye'ye milyonlarca sığınmacı akın ederken, bizi sınırlarımızı açmaya davet edenler, kendi topraklarına yönelen aynı insanları dikenli teller ve duvarlar başta olmak üzere en sert tedbirlerle karşıladılar" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Kim insan hakları savunucusu biz mi onlar mı? Onlar dünyada hala bir vahşet sergilemekten öte bir şey yapmıyorlar. Terör örgütleri ülkemize saldırırken bizi demokrasi sınavına tabi tutanlar, bombaların ve silahların namluları kendilerine yöneldiğinde demokrasiyi de insan haklarını da askıya almaktan çekinmediler. Dünyanın tüm kaynaklarını sömürerek kendi topraklarını hayat seviyesini yükseltmek için çalışanlar, Afrika'daki açların, Asya'daki mazlumların sadece edebiyatını yapmakla yetindiler. Biz böyle bir riyakarlığa asla başvurmadık, başvurmayız. Bugün Türkiye dünyanın 17. büyük ekonomisine sahip.

Buna rağmen insani yardımlarda ilk sıralarda yer alıyorsak sebebi paramızın çok olması değil, gönlümüzün zengin olmasıdır. İnancımız ve tarihimiz bize mazlumların sığınağı olmamızı, mağdurların elinden tutmamızı, imkanlarımızı onlarla paylaşmamızı söylüyor. Eğer bugün Türkiye yaşadığı bunca badireye rağmen hala dimdik ayaktaysa bu paylaşmanın bereketi, el uzattığı insanların duaları sayesindedir. Bizim insan hakları meselesine bakışımız işte budur. Rabbim bizleri bu yoldan ayırmasın."

"Milletimiz çok ağır baskılara maruz kaldı, acılar çekti"

Erdoğan, Türkiye'nin insan hakları uygulamaları konusunda modern çağın yaklaşımlarına uygun en önemli adımları AK parti iktidarları döneminde attığının altını çizerek, "Cumhuriyet döneminde gerek tek parti CHP devrindeki o faşist anlayış sebebiyle, gerekse daha önceki yıllarda darbeler ve cuntalar eliyle milletimiz çok ağır baskılara maruz kalmış, acılar çekmiştir. 1960 darbesinin ardından rahmetli Menderes ve arkadaşlarının maruz kalmış olduğu haksızlık milletimizin yüreğinde hala kanayan bir yaradır. 1980 darbesi de aynı şekilde milletimizin vicdanını kanatan manzaralara yol açmıştır. 1997 yılında bu defa post modern yöntemler kullanılarak milletimizin hakkı, hukuku, değerleri saldırıya maruz bırakılmıştır" şeklinde konuştu.

28 Şubat gibi müdahalelerin Türkiye demokrasisinde açtığı yaraları tedavi ederken aynı zamanda başörtüsünden dolayı üniversite kapısından geri çevrilen kızların sorunlarını da çözmeye çalıştıklarına dikkat çeken Erdoğan, Türkiye'de hiç kimsenin kökeninden, inancından, kıyafetinden, düşüncesinden, ibadetinden dolayı horlanmadığı, ötekileştirilmediği bir yaklaşımı üstün kıldıklarını anlattı. Önlerine çıkartılan engelleri sabırla ve kararlılıkla birer birer aştıklarını dile getiren Erdoğan, kurulan tuzakları dikkatle ve dirayetle bozarak yollarına devam ettiklerini ifade etti. Erdoğan, buldukları her fırsatta Türkiye'nin demokrasisine, insan haklarına laf edenlerin bugün kendi imtihanlarıyla baş başa kaldıklarını belirterek, artık hiç kimsenin Türkiye'ye demokrasi, insan hakları ve özgürlük dersi vermeye kalkamayacağını vurguladı.  

Erdoğan, 31 Mart mahalli seçimlere ilişkin şu mesajları paylaştı: 

“Biz halka hizmeti, hakka hizmet olarak gören bir siyasi geleneğin müntesipleriyiz. Bugüne kadar girdiğimiz 14 seçimde milletimizin karşısına özünde sadece bu taahhütle çıktık. Önümüzdeki seçimlerde de milletimize sözümüz aynıdır. Belediyelerde halkımıza en iyi hizmetleri vermenin, şehirlerimizi en güzel şekilde mamur etmenin, çocuklarımıza aydınlık bir gelecek bırakmanın gayreti içinde olacağız. Genel merkezimizle, teşkilatlarımızla, adaylarımızla, AK Parti’ye gönül vermiş tüm kardeşlerimizle gece gündüz çalışarak 31 Mart 2019 akşamı partimize 15'inci zaferimizi yaşatmakta kararlıyız. Bunun için hep birlikte çok gayret göstermemiz gerekiyor.

AK Parti olarak seçime kadar coşkuyla çalışacak, oyuyla birlikte gönlünü kazanmadığımız kimse bırakmayacağız. Büyükşehir ve il belediye başkan adaylarımızı açıkladığımız 74 şehrimizde gecemizi gündüzümüze katarak yola koyulmalıyız. Bizim için sadece belediye başkanlığını kazanmamız yetmez, en yüksek oyu da almak mecburiyetindeyiz. Milletimizin güvenini kazanmadan oyunu da gönlünü de kazanamayız. Her fırsatta, milletimize efendilik yapmaya değil, hizmetkar olmaya geldiğimizi söylüyoruz. Buradan bir kez daha ifade ediyorum; kibir ve büyüklenme bataklığına düşen, erişilemeyen ve konuşulamayan kişi durumuna gelen, istişareden uzaklaşan, gözü şahsi çıkarından başka bir şey görmeyen kimsenin AK Parti çatısı altında yeri yoktur. AK Parti şu veya bu kişinin şu veya bu dar kadronun değil bizatihi milletin partisidir. Milletin partisini milletten uzaklaştırmaya kalkan karşısında şahsımı bulur.

Taşıdıkları tüm unvanları, geldikleri mevkileri, makamları AK Parti’ye borçlu olup da bugün başka mecralara yelken açmaya çalışanların ortak özelliği kibir abidesi haline dönüşerek milletten kopmuş olmalarıdır. 40 yılı aşkındır siyaset yapan bir kardeşiniz olarak bu tuzağa düşüp iflah olup kimseyi görmediğimi belirtmek istiyorum. İsimler gelip geçer, baki kalan sadece davalardır, hizmetlerdir. Bizim sadakatimiz davamızadır, hizmetimiz milletimizedir. Yol arkadaşlarımın hepsinin de aynı anlayışa sahip olduğuna, aynı bilinçle hareket ettiğine inanıyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genel Merkezindeki “İnsanlığa Umut: Türkiye” sergisini ziyaret etti.  

İlker Turak - Abdullah Sarica
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Eyüpsultan’da hatalı park kavgasında canından oluyordu: Sopayla ve bıçakla saldırdılar Eyüpsultan’da hatalı park nedeniyle tartıştığı şahsın ve yakınlarının bıçaklı ve sopalı saldırısına uğrayan minibüs sürücüsü, kendini markete kilitleyerek saldırganlardan korudu. Öfkeli kalabalık taşla ve sopayla minibüse de zarar verirken, o anlar cep telefonu ve güvenlik kameralarına yansıdı. Olay, dün 16.30 sıralarında Eyüpsultan Girne Caddesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Halil İbrahim Odabaşı minibüsünü evinin önüne park etmek istediği sırada başka bir ticari aracın hatalı park ederek, alanı kapattığını gördü. Bunun üzerine otomobilin üzerinde bulunan telefon numarasını arayan Odabaşı, hatalı park eden sürücüden aracını düzeltmesini istedi. Hatalı park eden kişi aracının park yerini değiştirdikten sonra iki sürücü arasında bir tartışma çıktı. Kısa süreli tartışmanın ardından şüpheli olay yerinden ayrıldı. Ancak şahıs, bir süre sonra aralarında kadınların da olduğu akrabalarından oluşan bir grupla olay yerine geri geldi. Bıçaklı saldırgandan tekme ile kurtuldu Sürücü ile birlikte gelen gruptakiler, Odabaşı’na bıçakla ve sopayla saldırdı. Odabaşı, gruptan bir kişinin bıçaklı saldırısından kurtulmak için tekme atıp ardından markete sığındı. Odabaşı, kendini markete kilitleyerek saldırganlardan korudu. Öfkesini atamayan grup, bu sefer de Odabaşı’nın minibüsüne taşlarla ve sopalarla saldırdı. Çevredeki vatandaşların araya girmesiyle sakinleşen gruptakiler dağıldı. Aracı zarar gören Halil İbrahim Odabaşı, emniyete giderek şikayetçi oldu. Şüphelilerin Odabaşı’nın minibüsüne saldırı anları ise cep telefonu ve güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedildi. “Bu bildiğiniz canavarlık” Yaşanan olayın bir canavarlık olduğunu söyleyen Halil İbrahim Odabaşı, “Saat 4 buçuk 5 arası kapıma geldim. Arabayı park ettim. İsimlerini bilmiyorum, plakayı da tanımıyorum. Arabayı ortaya park ettiği için aradım ve arabayı biraz ileri almasını rica ettim. Ortaya park ettiği için iki tarafa da yanaşamıyordum. Sonra bu arkadaş, 20 dakika sonra geldi. Ani bir çıkış yaptı. Sonra geri geri gelip, yanımda durdu. Benimle tartışmaya girdi. ‘Ben 20 senedir burada oturuyorum. Sen beni arayamazsın’ dedi. Ben de bir ricada bulundum, ’Arabanı çek, ben de yanaşayım’ dedim. Kendi aramızda böyle bir tartışma oldu. ’2 dakika sonra görüşeceğiz seninle’ dedi. Bizde burada arkadaşla muhabbet ederken, arkadaşım bana ‘Koş geliyorlar’ dedi. Ellerinde bıçakla geliyorlardı. Zaten kamera kayıtlarında belli. Ben o anda zaten bakkala doğru koşmaya başladım. Genç arkadaşlardan biri ben o anda arabanın etrafında dönerken bıçakla saldıracaktı. O arada çelme taktı, yere düştüm ben. O anda bıçağı sallarken ben onun karnına vurdum. Kendini geri attı. Mahalledeki genç arkadaşlar bunu tutunca ben de can havliyle bakkalın içine kendimi attım. Kapısını kilitledim bir anda. O anda kapıya vurarak ‘Seni öldüreceğim’ dedi. Mahalledeki eş dost araya girince olay sakinleşti. Arabama geldiğimde çok hasar vardı. Kamera kayıtlarını izlediğimde, hanımı çoluğu çocuğu toplayıp katliama gelmiş resmen. Ben arabamın başına gelince şok oldum zaten. Bu bildiğiniz canavarlık. Ben belki orada ayağımla tepki vermeseydin bugün yaşamıyor olabilirdim” şeklinde konuştu.