POLİTİKA - 16 Haziran 2019 Pazar 09:16

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Fransa'ya tepki: 'Doğu Akdeniz’de sizin ne işiniz var?'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Fransa'ya tepki: 'Doğu Akdeniz’de sizin ne işiniz var?'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tacikistan dönüşünde uçakta sorularımızı cevaplandırdı. Zirvenin çok başarılı geçtiğini belirten Erdoğan, bölge ile kurulan ilişkilerde “oyun kurucu” olmanın önemine değindi.

“Doğu Akdeniz’de söz söyleme hakkı olanlar konuşabilir. Fransa’nın Doğu Akdeniz’de söz söyleme hakkı nereden çıktı? Macron kendine göre gelin güvey oluyor. ”

Macron ‘Türkiye Doğu Akdenizdeki çalışmaları durdurmalı’ dedi. GKRY de Fatih Gemisi mürettebatı için bir tutuklama emri çıkarttı. Türkiye karşıtı bir bloklaşma mı var Doğu Akdeniz’de?

Doğu Akdeniz’de söz söyleme hakkı olanlar konuşabilir. Fransa’nın Doğu Akdeniz’de söz söyleme hakkı nereden çıktı? Doğu Akdeniz’e kıyıdaş mı? O kendine göre gelin güvey oluyor. Böyle bir şey yok. Kıbrıs’ta biz garantör ülkeyiz. Yunanistan, İngiltere garantör ülke. Bu ülkeler bir şey söylerse anlarım. Fransa’nın ne işi var burada? Eğer diyeceksen ‘benim de TOTAL şirketim anlaşmalar yapmış; bırak da TOTAL konuşsun o zaman. O da nereye kadar bu konuda konuşmasını sürdürebilir o da ayrı mesele. Senin Fransa olarak böyle bir şey söyleme hakkın, yetkin yok. Uluslararası hukuka göre Kıbrıs’ın bütününde yaşayan halk, oradaki sulardan çıkan bütün imkân neyse onu ortaklaşa paylaşır. Olay bu. Orada benim soydaşımın hakkı var. Biz bu hakkın takipçisiyiz. Bu hakkı yedirmeyiz.

Zirvede liderlerle yaptığınız görüşmelerde neler konuştunuz?

Rusya ile aramızdaki ikili ilişkiler çok çok iyi bir noktada. Türkiye’nin ticaret hacminin en yüksek olduğu ülke Rusya. Bu yıl sonu itibarıyla Türk Akımı’nın açılışını yapacağız. Bu da ayrı bir güç. Buradan Avrupa’nın değişik ülkelerine bizim üzerimizden -birlikte tasarruf kullanmak sûretiyle- doğalgaz akıtılacak. Bu çok önemli. Biz de ihtiyaçlarımızı buradan sağlayabileceğiz.

Bu arada Rusya ile S-400 konusunu da gö-rüştük. Zaten S-400 konusu bitmiş vaziyette. Herhangi bir olumsuzluk sözkonusu değil. Öyle zannediyorum ki temmuz ayının ilk yarısında artık onlar da gelmeye başlayacaktır.

Ayrıca Çin’le ilişkilerimizde de hedef büyütüyoruz. Türkiye ve Çin olarak 50 milyar dolarlık bir ticaret hacmine ulaşmayı Sayın Şi Cinping’e teklif ettim. Kendileri de buna çok sıcak baktı. Çin sermayesinin Türkiye’ye girişi çok önemlidir. Kars-Edirne demiryolu konusu büyük önem arzediyor. Sadece Kars-Edirne de değil, bunun dışında Türkiye’deki birçok demiryolu projesine Çin’in baştan beri ilgisi var. İnanıyorum ki birçok raylı sistemi onlarla yapma fırsatını yakalayacağız.

S-400'DEN GERİ DÖNMEK SÖZ KONUSU DEĞİL

ABD’den S-400 konusunda gelen mektuba Türkiye ne zaman cevap verecek? Nasıl bir mesaj verilecek? F-35’den Türkiye’nin vazgeçmesi mümkün mü?

Millî Savunma Bakanlığımız o mektuba karşı bir mektup konusunda çalışmasını sürdürüyor. Çok kısa zamanda, belki de bu hafta içerisinde cevabi mektup gönderilecektir. Çerçevesi, içeriği belirlenmiş vaziyette. Diğer konuya gelince, bu konuda kararımız nettir. S-400’den taviz vermeyeceğiz. Her zaman söylüyorum; burası kasaba devleti değil, burası Türkiye Cumhuriyeti. İmzayı atmışız, her şeyi bitirmişiz. Karşı taraftan Rusya, bize vereceği kredide her türlü kolaylığı göstermiş ve gerçekten uluslararası piyasada olmayan faiz yüzdeleriyle bize bir kredi vermiş. Şimdi burada tükürdüğümüzü yalarsak devlet terbiyemize uymaz, benim de devlet adamlığıma uymaz. Böyle bir şeyi yapamayız.

F-35 konusunda da söyleyeceğim şeyler aynı. Üzerimize düşeni hep yaptık. Ödemelerse, taksitlerimizi tıkır tıkır ödüyoruz. Şu ana kadar 1 milyar 250 milyon dolar ödeme yaptık. Biz görevimizi yerine getirirken, karşımızdaki de görevini yerine getirecek. F-35’lerden 4 tanesini teslim aldık. Bunlar şu anda Arizona’da. Generalimizi gönderdik, pilotlar orada, eğitimleri aldılar. Ama uçakları göndermeye gelince bu noktada maaleselef bize yanlış yapıyorlar. Bu uçakların bir kısım parçaları da Türkiye’de üretiliyor. İşin bir de bu boyutu var. Sen ödemeyi yapacaksın, parçaların bir kısmı burada üretilecek ama kalkıp ‘uçakları vermeyeceğiz’ diyeceksin. Bu tabii ki yakışık almıyor. Belli bir yere kadar sabredeceğiz. G20 zirvesinde Sayın Trump ile etraflıca görüşmemiz olacak. Orada bu konuları ele alacağız.

Sayın Devlet Bahçeli ile görüşme isteğiniz neden kaynaklandı? Sadece İstanbul seçimlerini mi konuştunuz?

Cumhur İttifakı’nın sağlıklı yürümesi konusunda zaman zaman bir araya gelmemiz şart. Sayın Bahçeli ile sağlıklı iletişimimiz var. Seçime bir hafta kaldı ve gelişmeleri gözden geçirelim dedik. Karşımızda dörtlü bir ittifak var. Bizim ittifakımız hem millî hem yerli. Halkımıza bazı gerçekleri doğru anlatmak lazım ki neticeye sağlıklı gidelim. İstanbul’da 24-25 yıldır ne yapılmış diye soranlar, herhalde Avrasya Tüneli’nden, Marmaray’dan, Üçüncü Köprü’den hiç geçmedi. Eskiden İstanbul’da kavşak mı vardı, Metrobüs mü vardı. Bunları bu hükümet yaptı. Adayımız Binali Yıldırım Bey’in burada çok ciddi emekleri var.

Ercan Seki

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.