GÜNDEM - 16 Mart 2019 Cumartesi 16:35

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na: 'Senin O senatörden ne farkın var?'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na: 'Senin O senatörden ne farkın var?'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Yeni Zelanda'daki terör saldırısının ardından söylediği 'İslam dünyasından kaynaklanan terör' ifadelerini eleştirdi. Erdoğan, "Yahu senin Avustralyalı senatörden ne farkın var. Yani terörün kaynağı İslam dünyası mı? Şu hale bak yahu ne günlere kaldık. Terörün kaynağının İslam dünyası olduğunu söyleyecek kadar izanını kaybetmiş kendini kaybetmiş olan birisi halkının yüzde 99’unun Müslüman olduğu bu ülkede siyaset yapıyor" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tekirdağ’ın merkez ilçesi Süleymanpaşa’da düzenlenen mitingde konuştu. Süleymanpaşa Cumhuriyet Meydanı’nda halka seslenen Erdoğan, Ayasofya’nın açılmasından Büyük Çamlıca Camii’ne, Çanakkale 1915 Köprüsü'nden Halkalı-Kapıkule hızlı tren hattına, Tekirdağ yat limanından Çorlu Atatürk Havalimanı’na kadar pek çok konuda açıklamalarda bulundu.

"Sizlerin buradaki varlığı Yeni Zelanda’da cami basıp Müslümanları katleden teröristin bile zoruna gitmiş"
Tekirdağ Cumhuriyet Meydanı’nı dolduran binlerce kişiye, "Bileği bükülmez pehlivanların şehri, asırlar boyunca Balkanlar’a yönelen aslanların, ecdadın soluklandığı Tekirdağ. Balkanlar ateş ateş yanmaya başlayınca geri dönenlere kucak açan Tekirdağ. Bir yanı Marmara’ya, bir yanı Karadeniz’e yaslanın ana kucağı gibi tüm Trakya’yı sarıp sarmalayan Tekirdağ. Vefasıyla, kadirşinaslığıyla muhabbetiyle neşesiyle çalışkanlığıyla Trakya’nın gözle şehri Tekirdağ sizleri gönülden selamlıyorum" diye seslenen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Tekirdağ kadim bir kültürdür, Türk yurdudur ama aynı zamanda Tekirdağ ülkemizin topraklarının tamamı Avrupa’da olan üç şehirden biridir. Sizlerin buradaki varlığı birliği, temsil ettiğiniz değerler Yeni Zelanda’da cami basıp Müslümanları katledip teröristin bile zoruna gitmiş. Bu katliamda kullandığı silahını da ikinci Viyana kuşatmasının tarihinden haçlı seferlerinin zalimlerinin, bilinen Türk düşmanları ile süslemiş. Geride bıraktığı bildiride boğazın batısına geçerseniz sizi öldüreceğiz İstanbul’a geleceğiz tüm camileri minareleri yıkacağız diye zırvalamış. Be namussuz, Yeni Zelanda nire Türkiye nire? İstanbul nire Tekirdağ nire Yeni Zelanda nire? Nasıl oluyor da dünyanın öteki ucundaki bir katil bir cani Müslümanlarla ve Türklerle ilgili bunca fesatlığa kafası dolu olarak harekete geçirilebiliyor?" dedi.

"Bu vatanı bize çok görenler boş durmuyor" 

"Gördüğünüz gibi Tekirdağ’ı, İstanbul’u aslına bakarsanız topyekun bu vatanı bize çok görenler boş durmuyor" diyen Erdoğan, "Balkan Harbi öncesi dört bir yanımızda tıpkı bugünün Tekirdağ’ı gibi, Bursa’sı Eskişehir’i Kayseri’si Erzurum’u gibi canımızdan birer parça olan şehirlerimiz vardı. Bugün hepsi de sınırlarımızın dışında kaldı. Üstelik bunların çoğunu da tek kurşun atmadan kaybettik. Kardeşlerim nereden nereye geldik biliyor musunuz? 22 milyon kilometrekareden 780 bin kilometrekareye geldik. Nereden nereye, hale bak hale" diye konuştu.

"Bu oyunlara gelmeyelim bunların hepsi tezgah" 

Konuşması sırasında alandan "Ayasofya açılsın" sözleri üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sultanahmet’i bir doldurun ondan sonra ona bakarız. Bak şimdi Büyük Çamlıca Camii’ni yaptık. Dört tane beş tane Ayasofya eder o kadar büyük. 60 bin kişiyi alabilecek kapasitede Anadolu yakasında İstanbul’da ve Türkiye’de en büyük cami oldu. Mesele o değil, bu işin bir siyasi boyutu var yanı var yan tarafta Sultanahmet’i doldurmayacaksın Ayasofya’yı dolduralım diyeceksin. Bu oyunlara gelmeyelim bunların hepsi tezgah. Biz ne zaman neyin nasıl yapılacağını çok iyi biliyoruz. Bu namussuzlar böyle dedi diye biz adım atmayız adımı nasıl atacağımızı bunun siyaset dilinde çok iyi biliriz. Yaşanan savaşlarda ve kargaşa ortamında milyonlarca kardeşimiz alçakça şehit edildi. 49 üç yaralımız var 49’un içinde Türk yok ama 3 yaralı Türk var. Tabii hepsi bizim şehidimiz hepsi Müslüman. İstanbul’a 3 gün bir gelmiş 40 gün bir gelmiş, şimdi çalışmalar yapılıyor bunun bağlantısı nerelerle var çıkaracağız. Ama tabi Yeni Zelanda’dan bunların hesabının sorulmasını istiyoruz. Öyle kuru kuruya şöyle bir müddet yatsın ondan sonra çıksın olmaz böyle şey. 49 insan bu bir katliam. Bunun hesabının sorulması lazım. Aksi takdirde bu gidiş iyi bir gidiş değil. Yarın aynı bedeli Yeni Zelanda’da öder" diye konuştu.

"Bugün Erdoğan’a saldırıyorlarsa bunun sebebi güçlenen Türkiye’dir" 

"Cumhuriyeti ilan ettiğimizde Anadolu nüfusunun önemli bir bölümü sınırlarımız dışında kalan coğrafyalardan gelenlerden oluşuyordu" diyen Recep Tayyip Erdoğan, "Buna rağmen kimseye kin tutmadık. Tavrımızı hep barıştan, huzurdan, dostluktan yana koyduk. Kaybettiklerimize değil elimizdekilere baktık. Onları mamur etmenin, geliştirmenin, zenginleştirmenin gayreti içerisinde olduk. Hamdolsun bugün Türkiye bölgesinin hem güçlü hem de en müreffeh devletidir. Zaten bu olay, eğer bugün Türkiye’ye saldırılıyorsa Erdoğan’a saldırılıyorsa bunun sebebi güçlenen Türkiye’dir. Yakın çevremizde çalışmadan, üretmeden hak etmeden tamamen oluk oluk akıtılan paralarla kurulan sahte refah düzenleri çatırdarken biz adım adım 2023 hedeflerimize adım adım yaklaşıyoruz. Üstelikte maruz kaldığımız tüm saldırılara, önümüze kurulan tüm tuzaklara, oynanan tüm senaryolara rağmen bunu yapıyoruz" şeklinde konuştu.

"Saldırı üzerinden verilmek istenen mesajlar ilk değil" 

Yeni Zelanda’daki saldırı ve bu saldırı üzerinden verilmek istenen mesajların ilk olmadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yeni Zelanda’daki saldırı ve onun üzerinden bize verilen mesajlar ilk değildir. Hatırlayınız, İstanbul’un sokaklarına zulüm 1453’te başladı yazıları Gezi olaylarında yazıldı mı? Bu geziciler, başlarında da bay Kemal’in olduğu bu geziciler zulüm 1453’te başladı derken neyi kast ediyorlar? Yani İstanbul’un fethi bay Kemal’e ve onun sevenlerine göre bir zulümdü. Şimdi sizlere daha farklı bir ispat yapacağım burada. Ülkemize yakın tarihte yapılan en atacak saldırı olan 15 Temmuz darbe girişimini birileri alkışlarla karşılanmış. Başarısız olunca da kontrollü darbe diyerek işi tersine çevirmeye çalışmıştı. Kimdi bu bay Kemal. Bay Kemal’e göre kontrollü darbeydi. Madem kontrollü darbeydi. Yenikapı’ya niye geldin Bay Kemal? Yenikapı’dan sonra niye kaybolup gittin. 15 Temmuz gecesi şahsım Atatürk Havalimanı’na indiğinde dediler ki Bay Kemal 23.15’te buraya geldi sonra FETÖ'cülerin tankları arasından çıkıp gitti. Nereye? Bakırköy Belediyesine ve Bakırköy Belediyesinde o kahvelerini yudumlarken bu kardeşiniz damadım, eşim, kızım, torunlarımla beraber biz de Atatürk Havalimanına indik. F-16’lar, helikopterler üstümüzde uçuyordu ama millet oradaydı. Biz Allah’a ve halkımıza dayanarak oraya indik. Yılmadık korkmadık" dedi.

"Bunların derdi doğrudan doğruya Türkiye’dir" 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Rabbimiz ne buyuruyor, Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz. Onlar diridirler ancak siz bilemezsiniz öyle mi onların bütün rızkı her şeyi Allah’a aittir. Mesele bu ama bunu Bay Kemal anlamaz onun için de Bay Kemal tankların arasından çekip gider. Avustralyalı bir senatör var ahlaksız edepsiz bakın dünkü olayla ilgili ne diyor ve Bay Kemal ne diyor şimdi bunları göreceğiz. Avrupa’da her gün vatandaşlarımıza onların derneklerine camilerine iş yerlerine yönelik yeni saldırıların haberlerini alıyoruz. Sınırlarımızın dibinde kurulmaya çalışılan terör koridoru da bu senaryonun bir parçasıdır. Bunların derdi Tayyip Erdoğan değildir. Bunların derdi AK Parti veya Milliyetçi Hareket Partisi ile kurduğumuz Cumhur İttifak değil. Bunların derdi doğrudan doğru ya Türkiye’dir, Türk milletidir bunların derdi doğrudan doğru ya Rabia'dır."

"31 Mart seçimleri beka seçimidir diyoruz" 

"Şimdi öyle bir ses verin ki dünyanın her yerinden duyulsun" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız kardeş olacağız hep birlikte Türkiye olacağız. Emin olun Yeni Zelanda’daki saldırganın asıl hedefi de işte bunlardır. Tarihimize, medeniyetimize, kültürümüze, inancımıza saldırdıkları gibi saldırdıkları tüm değerlerin temsilcisi olarak gördükleri için bizi hedef alıyorlar. İnşallah milletimizle birlikte nice oyunları bozduğumuz gibi bu oyunu da yerle yeksan edeceğiz. İşte bunun için 31 Mart seçimleri beka seçimidir diyoruz. İşte bunun için 31 Mart’ta sadece belediye başkanlarımızı seçmekle kalmayacağımızı geleceğimizi de oylayacağımızı söylüyoruz. Hazır mısınız Tekirdağ? 31 Mart’ta ülkene ve sahip çıkıyor musun Tekirdağ? 31 Mart’ta istiklaline ve istikbaline sahip çıkıyor musun Tekirdağ? 31 Mart’ta milli iradeye sahip çıkıyor musun Tekirdağ? 31 Mart’ta tercihini istikrar ve güvenden yana kullanıyor musun Tekirdağ? Rabbim hepinizden razı olsun artık ben Tekirdağ’da 31 Mart’ta yeni bir destan yazılacağına inanıyorum. Şu muhteşem kalabalığı görünce artık buna inanıyorum. Biliyorum ki şurada ne kaldı, 15 gün. 15 gün benim hanım kardeşlerim kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Gençler, beyler kapı kapı dolaşmaya var mıyız?" dedi.

"Artık ülkeler değil şehirler yarışıyor" 

Dünyada artık ülkeler kadar şehirlerin de yarıştığını söyleyen Erdoğan, "Tekirdağ ülkemizin büyüme ve gelişme potansiyeli en yüksek illerinden bir tanesi. Hükümet olarak Tekirdağ her türlü yatırımı yaptık, yapıyoruz. Ancak Tekirdağ belediyecilik bakımından aynı gelişmeyi maalesef gösteremiyor. Belediyelerin çoğu bakanlıkların şehre gösterdiği ihtimamın yarısını bile gösteremedi. Tekirdağ halkı yeteri kadar istifade edemiyor. İnşallah önümüzdeki dönemde Tekirdağ’da gönül belediyeciliğini göreceğiz. Artık meclisimizin başında da Tekirdağlı bir kardeşiniz Prof. Dr. Mustafa Şentop var. Şentop hocamızın da destekleriyle bakanlıklarımızla belediyelerimizle özel sektörümüzle el ele vererek Tekirdağ’ı hak ettiği konuma süratle çıkartacağız. Cumhur İttifakı'nın Tekirdağ’da bunu başaracağına inanıyorum. Gelin artık birilerinin hiçbir iş yapmadan sadece hepimize ait olan belli yerleri istismar ederek Tekirdağ’ın önünü tıkamasına izin vermeyelim. Gelin artık Tekirdağ’da istismar siyasetinin önünü kapatıp hizmet siyasetini başlatalım" diye konuştu.

"Bay Kemal 2 buçuk ödemeye mahkum oldu. Parayı alınca Mehmetçik Vakfı’na hibe edeceğim" 

Duyduğuma göre hükümetin CHP’li belediyelere para vermediği yalanına sarılıyorlarmış" diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Öyle mi? Bay Kemal’de söyledi mi bunu? Şimdi ben size rakamları vereceğim. Ben resmi rakamla konuşurum Bay Kemal yalanla konuşur, iftirayla konuşur. Bay Kemal’den biliyorsunuz son olarak 2 buçuk milyon mahkum oldu. Henüz parayı almadım. Hani bir Man Adaları diye bir şey uydurdu, aileme bana hani 2 buçuk milyon. Bu parayı aldığımda paranın yeri belli inşallah Mehmetçik Vakfı’na parayı hibe edeceğim. Çünkü Bay Kemal’in böyle adresleri yok ama bizim var. Biz bu yolda böyle yürüyeceğiz. Adamın ilk yalanı değil ki bak şimdi onun için yardım sandığı kurdular. Milletvekilleri hepsi kalkıp 5’er bin TL veriyorlar bu parayı ödemeleri için. Yav yalan söyleme de milletvekillerinin başına da iş sarma. Aynı şey HDP’de var aynı şey İYİ Parti’de var. Onlar da mahkum olacaklar. Niye ya gerçek ortada işleri güçleri yalan. Sabah yalan, akşam yalan dürüstlük olmadıktan sonra siyaset olmaz bunlardan da bu memlekete fayda olmaz. Bakın biz her belediye gibi buraya da ödeneğini hep gönderdik ama buradaki iş bilmezler beceriksizler bu parayı sizlere hizmete dönüştürecekleri yerde çarçur ettiler. Biz milletimize hizmet etmeye, son nefesimize kadar hizmet etmeye devam edeceğiz. Aynı şekilde Tekirdağ’a da sonuna kadar hizmet etmeye devam edeceğiz. Şayet büyükşehirde de ilçeleriyle belediyelerimizde bu ahengi yakalarsak Tekirdağ’ı kısa sürede şahlandırırız. Şimdi cumhurbaşkanlığında bu kardeşiniz 4 buçuk yıl var mı? Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin başında Şentop var mı? İnşallah belediye başkan olarak da burada Mestan kardeşimiz olacak mı? İlçelerde de yine Cumhur İttifak olacak mı? Biz burayı uçururuz yahu Allah'ın izniyle uçururuz" şeklinde konuştu.

"Zaten sen şu anda teröristlerle berabersin" 

Konuşmasının bir bölümünde alanda bulunanlara kurulan ekranlardan videolar da izleten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bazı açıklamalarını izlettikten sonra, "Terbiyesize bak 'İslam dünyasından kaynaklanan terör' diyor. İslam dünyasının oturup düşünmesi lazım diyor. Yahu senin Avustralyalı senatörden ne farkın var. Yani terörün kaynağı İslam dünyası mı? Şu hale bak yahu ne günlere kaldık. Terörün kaynağının İslam dünyası olduğunu söyleyecek kadar izanını kaybetmiş kendini kaybetmiş olan birisi halkının yüzde 99’unun Müslüman olduğu bu ülkede siyaset yapıyor. Bay Kemal sen terörün kaynağının İslam dünyası olduğunu söylemeye ne yetkilisinin ne ehilsin. Sen evvelce kendini gözden geçir, kendini. Zira sen zaten şu anda teröristlerle berabersin. Teröristlerle el elesin, kol kolasın sen zaten. Kandil'dekileri, Tendürek’dekileri, Cudi’dekileri Gabar’dakileri yanına alıp onlarla beraber yürüyüş yapan adamın ta kendisisin ama ben inanıyorum ki benim Tekirdağ’daki kardeşlerim de Türkiye’deki CHP’ye gönül veren kardeşlerim de sana inşallah 31 Mart’ta öyle bir Osmanlı tokadı atacak ki bir daha belini doğrultamayacaksın ve ben inanıyorum ki artık bu millet artık bu millet evet CHP’yi de senden kurtaracak yani buna da ihtiyacı var CHP’nin. Maalesef şu ifadeye bak ya yani terörün kaynağına İslam ülkelerini ve ümmeti yerleştiren bu adama oy vermenin dahi ne kadar büyük bir vebali olduğunu artık anlayalım" dedi.

"57. Alay binaları müze olacak" 

Konuşmasının bir bölümünde AK Parti hükümetlerinin Tekirdağ’a yaptığı yatırımları da aktaran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çorlu ve Tekirdağ’a millet bahçeleri yapacaklarını, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Çanakkale Zaferi öncesi Tekirdağ’da kurduğu 57. Alay’ın binalarını ihya edeceklerini ve gazinin Tekirdağ’a emaneti olan bu binaları müze olarak gelecek nesillere taşıyacaklarını söyledi.

"Bazı askeri alanlar millet bahçesi olacak" 

Tekirdağ’ın tüm sahil şeridini en güzel şekilde temizleyerek bölgenin en önemli turizm merkezi haline getirmekte kararlı olduklarının da altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tekirdağ ve Çorlu’ya içinde millet kıraathanesinin de olduğu millet bahçelerinin yapımına yakında başlıyoruz. Askeri birliklerimizin arazilerinde de istifade ile kuracağımız toplam 40 millet bahçesi ile şehrimizin çehresini değiştireceğiz. İstanbul’u Çanakkale’ye ve sonrasında kuzey Ege’ye bağlayacak olan 1915 Çanakkale Köprüsü'nü de içeren Kınalı-Tekirdağ-Çanakkale-Savaştepe Otoyolu projemiz gurur projelerimizden biridir. 1915 Çanakkale Köprüsü'nün ve 101 kilometrelik Malkara-Çanakkale arasının yapımı devam ediyor. İnşallah 2023 yılının başında tamamlamayı hedefliyoruz. Yapımı devam eden Çorlu Havalimanı Kavşağı-Şerefli Limanı bağlantısını Tekirdağ-Malkara ayrımı Barboros Limanı bağlantısı yolunu ve Çerkezköy-Saray yolunu da bu yıl tamamlıyoruz. Tekirdağ- Hayrabolu yolunun ve İstanbul-Edirne-Gümüşova otoyollarındaki çalışmaları ise önümüzdeki yıl tamamlıyoruz. Bölünmüş yolları inşa etme yanında demir yollarımızı da yeniledik. İstanbul-Halkalı-Pehlivanköy-Demirköprü ve Pehlivanköy-Hudut arasındaki mevcut demir yolunu sıfırdan yapmışçasına yeniledik. Tekirdağ-Muratlı yolunu çift hat haline getirdik. Hızlı tren projemizde Tekirdağ da var. Asya-Avrupa koridorunun ilk parçasını oluşturan 7,4 katrilyon maliyeti olan Halkalı-Kapıkule hızlı tren projesini proje olarak söylüyorum hazırladık hem yük hem de yolcu taşımacılığı yapılacak bu hattın ihalesini inşallah en kısa sürede neticelendirip yapımı için gerekli adımları atıyoruz. Yap-işlet-devret modeli ile hayata geçireceğimiz 175 yat kapasiteli Tekirdağ yat limanının uygulama projeleri bitince onun da inşaatına başlıyoruz" dedi.

Çorlu Havalimanı Çorlu Atatürk Havalimanı olacak 

Konuşmasının son bölümünde Çorlu Havalimanı’nın adının Çorlu Atatürk Havalimanı olarak değiştirileceğini sağlayacaklarını da kaydeden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Çorlu Havalimanı’nın hala hakkıyla çalışmadığına inanıyorum. Bu havalimanının ismini de inşallah Çorlu Atatürk Havalimanı yaparak şehrimize daha güzel hizmet etmesini sağlamalıyız. İnşallah önümüzdeki dönemde bu konuları bakanlıklarımızla ve belediyelerimizle işbirliği içerisinde hayata geçireceğiz. Yeter ki siz tercihinizi gönül belediyeciliğimizden yana kullanın yeter ki Tekirdağ’daki istismar siyasetine son verin, hizmet siyasetine destek olun. Yeter ki siz emaneti tevazu, samimiyet gayret ile çalışacak ehil kadrolara teslim edin inanın bana gerisi çok kolay" diye konuştu.  

Halil Dağ - Serdar Şahin
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.