POLİTİKA - 19 Ocak 2022 Çarşamba 14:56

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan muhtarlara müjde! Yeni maaşları belli oldu

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan muhtarlara müjde! Yeni maaşları belli oldu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Muhtar maaşlarının asgari ücretin altında kalmasına günlümüz razı olmadı. Yaptığımız değerlendirme sonunda muhtar maaşlarını asgari ücret seviyesine, yani 4 bin 250 liraya yükseltme kararı aldık” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde muhtarlarla bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhtar maaşlarının asgari ücret seviyesine çıkartıldığı müjdesini verdi.

Mayıs 2019 tarihine kadar 35 bine yakın muhtar ile 50 ayrı toplantı gerçekleştirdiklerini, bugün de yaklaşık bin 500 muhtar ile 51. toplantıyı gerçekleştirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu ülkemizde hiçbir cumhurbaşkanının, başbakanın, hiçbir siyasetçinin yapmadığı, başaramadığı bir rekordur. Bu buluşmaların hayırlı neticelerinden biri de h9em muhtarlarımızın hem de onlar vasıtasıyla mahallelerimizin ve vatandaşlarımızın sıkıntılarını çözüm yoluna koşmuş olmamızdır” diye konuştu.

İçişleri Bakanlığı bünyesinde Muhtarlık Bilgi Sistemi ile Muhtarlar Daire Başkanlığı kurulduğunu, muhtarların taleplerini takip etmek üzere illerde vali yardımcısı, büyükşehirlerde genel sekreter yardımcısı, diğer illerde ise başkan yardımcısı düzeyinde muhataplar belirlenmesini temin ettiklerini kaydeden Erdoğan, 19 Ekim tarihinin ise Muhtarlar Günü olarak belirlendiğinin altını çizdi. Muhtarların özlük haklarında SGK primlerinin devlet tarafından ödenmesi, maaşlarının artırılması, silah ruhsatı harcı muafiyeti başta olmak üzere pek çok önemli iyileştirmeler yaptıklarını belirten Erdoğan, muhtarlara ayrıca şu müjdeyi verdi:

“Biz hükümete geldiğimizde muhtar maaşları 97 liracıktı. Bu yılbaşı itibariyle 3 bin 392 lira seviyesine kadar çıkartmıştık. Ayrıca bin 726 lira tutarındaki SGK primlerini karşılamaya başlamıştık. Muafiyet sağladığımız silah ruhsatı harcının da 10 bin 359 lira olduğunu hatırlatmak istiyorum. Muhtar maaşlarının asgari ücretin altında kalmasına günlümüz razı olmadı. Yaptığımız değerlendirme sonunda muhtar maaşlarını asgari ücret seviyesine, yani 4 bin 250 liraya yükseltme kararı aldık. Hayata geçmesi için gereken kanuni değişikliği en kısa sürede yapacağımız yeni maaşlarının muhtarlarımıza hayırlı olmasını diliyorum. Lafta değil, ben icraat konuşuyorum. Bugüne kadar her sözün arkasında nasıl durduysak bundan sonra da sözlerimizin arkasında duracağımızı bu kanun değişikliği ile Cumhur İttifakı’nın bir icraatı olarak bunu da göreceksiniz.”

Muhtarlık hizmet binaları ile ilgili açıklamada bulunan Erdoğan, “Köy konağı tarzında ve mahalli mimariye uygun şekilde inşa edeceğimiz muhtarlık hizmet binaları ile ilgili proje çalışmalarını tamamladık, yerlerini önemli ölçüde belirledik, inşasına yakında başlıyoruz. Kadın muhtarlarımızın görev yaptığı yerlere öncelik vermek suretiyle muhtarlık hizmet binalarımızı güvenlik kamerası sistemleri ile donatıyoruz. Ankara’da sizler için hazırladığımız Muhtar Konukevi’ni de 19 Ekim Muhtarlar Günü’nde inşallah hizmete açıyoruz. Vilayetlerevi gibi benzerini de muhtarlarımız için yapıyoruz. Yani muhtarlarımız Ankara’ya geldiği zaman oturacağı, kalacağı bir yeri olsun istedik. İçişleri Bakanlığımız da bunun adımını atıyor. Adresi Dayalı Nüfus Kaydı Sistemini muhtarlarımızın istifadesine açarak gereken bilgilere buradan ulaşılmasını sağlıyoruz. Afetler sonrası AFAD’ın gönderdiği ayni yardımların dağıtımı ile ilgili muhtarlarımızın kullanabileceği bir sistem kuruyoruz. Görüldüğü gibi muhtarlarımıza ne söz verdiysek hepsini de yerine getirdik, getiriyoruz. Bugün de korona virüs salgını nedeniyle ara vermek zorunda kaldığımız muhtarlar toplantımızı 51. buluşmamızla yeniden başlatıyoruz. 2,5 yıllık bir aranın ardından tekrar sizlerle birlikte olmanın bahtiyarlığı içindeyim. Bu arada siz muhtarlarımıza bir teşekkür borcumuz da var. Birlikte olamadığımız süre boyunca gerek korona virüs salgınına, gerek sel ve yangın felaketlerine karşı verdiğimiz mücadelede muhtarlarımız ilk saflarda yer aldılar. Tüm muhtarlarımıza şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Devletin, ülkenin en ücra köşelerine kadar uzanan elleri olan muhtarların ne kadar önemli ve kritik işlevlere sahip olduğunu bu felaketler vesilesiyle herkesin yakından gördüğüne inanıyorum. Muhtarlar candır” ifadelerini kullandı.Muhtarların masalarda bulunan tatlıları yemediğini gören Erdoğan, esprili bir şekilde, “Bu trileçeleri niye yemediniz, Arnavut kardeşlerimizi üzeceksiniz” dedi.

Erdoğan, “Muhtarlarımız yoldaştır, muhtarlarımız omuzdaştır, sırtınızı güvenli dayayacağınız birer dağdır dağ. Sizleri özlemişiz, sizlerin de bizleri özlediğini görüyoruz. Her ne kadar aramızdaki gönül bağının derinliğini anlayamadığı için zahire bakarak bu buluşmaları taklit etmeye çalışanlar çıksa da biz muhtarlarımızla aramıza kimseyi sokmayız” diye konuştu.

“Muhtar bile olamaz” başlıklarını hatırlatan Erdoğan, “Bu ifade zihin dünyalarında muhtara biçtikleri değeri, muhtarı koydukları yeri gösteriyor. Bu manşetleri attıran tek parti faşizmi, o zihniyetin geçmişte bir gecede muhtarların mühürlerini toplatarak tüm muhtarlıkları kapatmaya teşebbüs ettiğini de biliyoruz. Bu zihniyet CHP. Bunların işi gücü mühür toplamak, mühür toplattırmaktır. Siz şimdi onların muhtar sevdalısı kesildiklerine bakmayın, ellerine fırsat geçtiğinde milli iradenin her kurumu gibi muhtarlıkların da kapısına kilit vurmaktan geri kalmazlar. Şimdi yalan yanlış konuşuyor, muhtarın yanına katip koyacakmış, sekreter koyacakmış, inanıyor musunuz bunlara? Bunların işleri güçleri palavra. Dürüst olun. Önce elinizdeki belediyelerde gelin de bizim muhtar kardeşlerimize destek verin de görelim. Geçen gün, ‘elektrik parasını almayacağız, ücretsiz elektrik vereceğiz’ dedi Şanlıurfa’da. Elinizdeki belediyelerde hadi buyurun, ücretsiz elektrik verin, elinizi tutan var mı? Böyle büyük bir yalan olur mu? Elektrik olayı belediyelerin elinde mi? Böyle bir yalan söyleyen ana muhalefetin başıdır. Dürüstlük bunların semtine uğramamış. Bu oyunlara gelmeyeceğiz. Bunların topunu üst üste koysanız bir tane muhtarımızın tırnağı bile etmez” açıklamasında bulundu.
Bir sonraki muhtarlar buluşmasını Türkiye’deki kadın muhtarlarla yapmayı planladıklarını kaydeden Erdoğan, “Sadece kadın muhtarlarımız. Şimdiden hazırlanın. Birileri niye bunu sadece kadınlarla yapıyor diyebilirler, hiç takmayın kafanıza. Biz kadınlarla verilecek mücadelenin ne kadar kutsal olduğunu iyi biliriz” dedi.

“Ülkemizi, Kandil’in ve Pennsylvania’nın ‘iktidara geliyoruz’ çemkirişlerine maruz bırakanları Allah da affetmez, millet de affetmez”

“Yaşadığımız her gelişme dünyayı gelişmiş, gelişmekte olan ve geri kalmış diye sınıflayanların bize biçtikleri kılıfın aslında ne kadar fıtratımıza, tarihimize, medeniyetimize aykırı olduğuna işaret ediyor. Geçtiğimiz 20 yılda, bilhassa da son 10 yıldır yaşadıklarımız ileride üzerinde yıllarca çalışılsa da yetmeyecek siyasi, sosyal, ekonomik ve askeri dersler içeriyor” açıklamasında bulunan Erdoğan, Türkiye’nin son 20 yılda yaptığı savunma sanayi yatırımlarından bahsetti. Erdoğan, Türkiye’ye “yapamaz” diyen ülkelerin Türkiye’nin yaptığı uçakları istediğini kaydederek, “Bize sizin çapınız da, gücünüz de, aklınız da yetmez dedikleri ne varsa hepsini başarabileceğimizi gösterdik” açıklamasında bulundu.

Erdoğan, “İçimizden bir kesimin ülkemizi ve milletimizi geri bırakmak, vaktimizi ve enerjimizi heba etmek gayesiyle yazılan senaryolarda kendilerine verilen mankurtluk rolünü nasıl şahsiyetlerinin bir parçası haline getirdiklerini gördük. Tek parti faşizmini yüceltenlerin, darbeleri savunanların, millete ve milli iradenin temsilcilerine yapılan zulümlere arka çıkanların hala aynı yerde duruyor olmasının başka izahı var mı? Terör örgütlerinin payandalığına soyunarak siyasi, sosyal ve ekonomik kaos denemelerinin tetikçiliğini yaparak, ülkenin ve milletin felaketinden kendine ikbal devşirmeye çalışanların hala ortada dolaşıyor olabilmesinin başka izahı var mı? Küresel yönetim ve ekonomi sistemi, 2008 küresel finans krizi ve korona virüs salgını ile köklerinden sarsılırken hala milletimize tek vaatleri eski Türkiye olanların durumlarını başka nasıl tarif edebiliriz? Ülkemizin bağımsızlığının alametleri olan 81 ilimize yayılan dev projelerden savunma sanayi ürünlerimize, dış politikadaki onurlu duruşumuzdan yatırım, üretim, istihdam, ihracat, cari fazla yoluyla büyüme odaklı ekonomi programımıza kadar her şeye karşı çıkanları başka nasıl isimlendireceğiz? Bizim 20 yıllık hükümetlerimiz dönemlerinde eser ve hizmet siyasetiyle hem geçmişin eksiklerini tamamlarken hem geleceğin büyük ve güçlü Türkiye’sini inşa ederken her günümüz, her anımız bu habis zihniyetle mücadele ile geçti” dedi.

Eğitimde, sağlıkta, güvenlikte, adalette, ulaştırmada yapılan yatırımları hatırlatan Erdoğan, “Bunlar durup dururken olmadı, bu iş akıl işi. Türkiye bir devrim, dünyada bir değişim yaşayan ülke. ‘Bütün bunlar nasıl yapılıyor’ diye soruyorlar. Biz de yap-işlet-devret ile yapıyoruz diyoruz. Bay Kemal diyor ki ‘bu nedir?’ Kolay değil, öğreneceksin, işin içine girmeden olmaz. Arkadaşlarımız anlatıyor ama anlamıyorlar. Basmıyor. SGK’nın başında değil miydi bu? Rahmetli Savaş Ay anlatmıştı. SGK’yı batıran şahıstır bu. Rezil etti kurumu. Bu hastanelerde rehin alınan ölülerimiz vardı. Ölüleri rehin aldılar, bırakmadılar. Hamdolsun şimdi böyle bir şey söz konusu değil. Sanayide verdiğimiz destekler, kurduğumuz alt yapılar, teşvik ettiğimiz ihracat sayesinde ülkemizi dünyanın önde gelen üretim merkezlerinden biri haline getirmeyi bunlara rağmen başardık. Savunmada, göreve geldiğimizde yerlilik yüzde 20’ydi, şimdi yüzde 80’e ulaştık. Bu teröristlerle nasıl baş edeceksin? Bu imkanların olursa edersin. Bunlar yerli tüfek dahi yapamıyordu, biz bunların hepsini yapıyoruz. 15 Temmuz sonrası yeniden yapılandırdığımız kahraman ordumuzla Türkiye’yi istiklaline ve istikbaline güvenle bakabilen bir ülke haline bunlara rağmen getirdik. Ekonomimizde 85 yıldır ayaklarımızda duran prangaları kırarak, boyunduruklardan kurtularak, ülkemizi dünyanın ilk 10 ülkesi arasına sokma hedefimize doğru bunlara rağmen gidiyoruz. Türkiye’de 20 yıldır verdiğimiz kavga ile 2 asırlık demokrasi ve kalkınma mücadelesini başarıya ulaştırmaya en yakın olduğumuz seviyedeyiz. Bugün ülke olarak öyle kritik bir noktadayız ki, ya bu mücadeleyi başararak evlatlarımıza gururla teslim edeceğimiz bir 2053 vizyonu miras bırakacağız ya da güvenlikten sanayiye her alanda birikimlerimizi tehlikeye atarak yeniden istikrarsızlık batağına sürükleneceğiz. Ülkemizi bir grup kifayetsiz muhterisin kendi kısır çıkarları uğruna Kandil’in ve Pennsylvania’nın ‘iktidara geliyoruz’ çemkirişlerine maruz bırakanları Allah da affetmez, millet de affetmez. Milletçe 2023’de böyle hayati bir tercihte bulunacağız” dedi.

Asgari ücretten memur ve emekli maaşlarına kadar insanları fahiş fiyat altında ezdirmeyecek düzenlemelere gittiklerini belirten Erdoğan, “Ocak ayı itibarıyla herkes bu artışların somut yansımalarını gelirinde ve hayatında görmeye başlayacaktır. Kurun istikrar kazanmasıyla artık kimse bu bahaneyle abuk sabuk fiyatlandırma peşinde koşamayacak. Bankalardaki hesaplarını kur korumalı mevduata dönüştürenlerin sayısı her gün artıyor. Artık piyasalarda bir daha dengesiz döviz talebinden kaynaklanan bir dalgalanmanın yaşanmayacağını düşünüyoruz. Ülkeyi sıkıntıya sokma pahasına türlü yollara tevessül edenlerin de açgözlülüklerinin bedelini ödeyeceklerini hatırlatmak isterim. Tıpkı kur gibi enflasyonun üzerindeki köpüğü de kısa bir sürede alacağımıza inanıyorum. Böylece çalışanlarımızın ve emeklilerimizin gelirlerinde yaptığımız artışlar çok daha anlamlı hale gelecektir” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, konuşmasının sonunda ekonomiye yönelik şu ifadeleri kullandı:

“Dünyada küresel üretim ve ticaretin merkezi değişirken Türkiye en güçlü alternatif olarak öne çıkıyor. Sanayide mevcut fabrikalar tam kapasite harıl harıl çalışırken sürekli yeni yatırımlar yapılıyor. İstihdamda salgın öncesinin bile üzerine çıkarak 30 milyon sınırına dayandık. Dış ticaretimiz 225 milyar dolardan fazlası ihracat olmak üzere 500 milyar dolara ulaştı. Turizmde Akdeniz’deki tüm rakiplerimizi geçtiğimiz bereketli bir sezonu geride bıraktık, çok daha kazançlı olacağına inandığımız yeni sezona hazırlanıyoruz. Salgının yol açtığı belirsizlik arttıkça Türkiye’nin önündeki fırsatlar birer birer kazanca dönüşmeyi sürdürüyor. Tüm dünya; kimi takdirle, kimi endişeyle, kimi nefretle de olsa Türkiye’nin adımlarını yakından takip ediyor. Deve kuşu gibi kafasını kuma saplayıp kalmayan ülkemizin, bölgesinde ve ötesinde sahip olduğu imkanları, gücü ve potansiyeli hakkı ile teslim zeden herkes bu gerçekleri kavrıyor, görüyor, biliyor. Sıkıntılarımız bunların yanında umutlu olmak için çok sebeplerimiz var. Ekonomide bizi hedeflerimize adım adım yaklaştıran programımızın bizi nereden nereye taşıdığını yaz aylarına doğru hep birlikte çok daha iyi göreceğiz.”

Derya Yetim - Hülya Keklik
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bilecik Bozüyük Belediye Meclisi Mayıs ayı toplantıları sona erdi Bozüyük Belediyesi Mayıs Ayı Olağan Meclis Toplantısı’nın ikinci birleşimi, Belediye Başkanı Mehmet Talat Bakkalcıoğlu Başkanlığında yapıldı. Bozüyük Belediyesi Metristepe Kültür Merkezi Meclis Salonu’nda yapılan toplantıda birinci birleşimde Plan ve Bütçe Komisyonu’na sevk edilen konular görüşülerek karara bağlandı. Toplantıda ilk olarak "2023 yılı gelir ve gider kesin hesabı ile belediye taşınır mal kesin hesabının görüşülmesi” konusu ile ilgili komisyon raporunun okunmasının ardından rapor oylanarak oy çokluğu ile kabul edildi. Ardından Belediye Meclisinin Plan ve Bütçe Komisyonuna sevk edilen 2024 yılı gelir tarifesi kararında iktisadi ve sosyal tesis işletmelerine ait ücret tarifesi bölümünde yer alan çarşı ve kent meydanı altında bulunan kapalı otopark ücretlerinin yeniden belirlenmesi ile Hükümet ve İsmet İnönü caddelerine cepheli zemin kattaki esnaf ve işyerleri bölümünün revize edilmesi konusu ile ilgili komisyon raporu okunarak, Kasımpaşa Mahallesi İsmet İnönü Caddesi Çarşı ve Kent Meydanı altında bulunan kapalı otopark ücretleri sabah 07.00 ile gece 24.00 saatleri arasında 2 saat ücretsiz olup, ücretsiz 2 saat üzeri saat başı 5 TL den 7,50 TL’ye, gece 24.00 ile sabah 07.00 arasında saat başı 10 TL’den 15 TL’ye, ilçenin Hükümet ve İsmet İnönü caddelerine cepheli zemin kattaki esnaf ve işyeri bölümünün kaldırılarak, otoparkın abonman sahiplerinin bildireceği sadece 1 plaka araç olmak üzere abonmanlığının yapılmasına, sabah 07.00 ile gece 24.00 saatleri arasında aylık abonmanlık ücretinin 500 TL’den 750 TL olmasına, gece 24.00’dan sonra aracını almayan araç sahiplerine 1’nci tarifenin uygulanmasına, abone olan araç sahiplerinin araçlarını otoparkın ikinci bodrum katındaki park yerine park etmelerine, alınan kararın belediyenin 2024 yılı gelir tarifesine eklenerek uygulanmasına oy çokluğu ile karar verildi.
Ankara Türkiye ile Kuveyt arasında 6 anlaşma imzalandı Kuveyt Emiri Meşal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah’ın Ankara’ya ziyaretinde Türkiye ve Kuveyt arasında 6 anlaşma imzalandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Kuveyt Emiri Meşal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah, gerçekleştirdikleri ikili ve heyetlerarası görüşmelerin ardından Devlet Nişanı tevcih ve anlaşma imza törenine katıldı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki törende Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından es-Sabah’a Devlet Nişanı tevcih edildi. Tören sonrası iki ülke arasında çeşitli alanlarda önemli iş birliklerini içeren anlaşmaların imza törenine geçildi. Erdoğan ve es-Sabah’ın huzurunda iki ülke arasında 6 anlaşma imzalandı. İmza altına alınan anlaşmalar şu şekilde: "- Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve Kuveyt Yatırım Kurumu arasında yatırım tanıtım faaliyetlerinde işbirliği konusunda mutabakat zaptı - Ticaret Bakanlığı Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğü tarafından temsil edilen Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuveyt Doğrudan Yatırım Teşvik Otoritesi tarafından temsil edilen Kuveyt Devleti Hükümeti arasında serbest bölgeler alanında işbirliğine ilişkin mutabakat zaptı - Türkiye Cumhuriyeti Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Kuveyt Devleti Konut İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanlığı arasında konut refahı ve altyapısı alanında mutabakat zaptı - Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı ile Kuveyt Devleti İçişleri Bakanlığı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü arasında afet ve acil durum yönetimi alanında mutabakat zaptı - Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından temsil edilen Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuveyt Devleti Savunma Bakanlığı (KSB) tarafından temsil edilen Kuveyt Devleti Hükümeti arasında Devletten Devlete Savunma Sanayii Tedarik Sözleşmelerine İlişkin Uygulama Protokolü - Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ve Kuveyt Devleti Dışişleri Bakanlığı arasında Ortak Stratejik Diyalog kurulmasına dair mutabakat zaptı"
İstanbul İstismarcı sucu hakkında ara karar: Sanığın tutukluğunun devamına karar verildi Bağcılar’da 2019 ve 2023 yılları arasında 4 çocuğa cinsel istismarda bulunan Metin Şenay’ın 331 yıl 6 aya kadar hapis cezası talebiyle yargılandığı davada ara karar açıklandı. Duruşmada mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı sanığın cezalandırılmasını talep ederken, mahkeme heyeti Şenay’ın tutukluluk halinin devamına hükmetti. Bağcılar’da 2019 ve 2023 yılları arasında 4 çocuğa cinsel istismarda bulunan Metin Şenay’ın 331 yıl 6 aya kadar hapis cezası talebiyle yargılandığı davada ara karar açıklandı. Bakırköy 24. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşma, mahkeme heyetinin kararı ile kapalı olarak görüldü. Duruşmaya izleyici ve basın mensupları alınmazken, bazı avukatlar da duruşma salonuna alınmadığı için tutanak düzenledi. Duruşmaya güvenlik nedeniyle nakledildiği Diyarbakır’daki cezaevinden SEGBİS sistemi ile bağlanan tutuklu sanık Metin Şenay’ın savunması esnasında kızları cinsel istismara uğrayan müşteki anne sinir krizi geçirdi. Anne, sakinleşmesinin ardından yeniden duruşma salonuna alındı. Duruşmada savunma yapan sanık Şenay suçlamaları kabul ederek, soğukkanlı bir şekilde savunma yaptı. Cinsel istismara uğrayan bir mağdurun Adli Gözlem Odası’nda dinlenmesinin ardından cumhuriyet savcısı mütalaasını açıkladı. Cumhuriyet savcısı, mütalaasında sanık Şenay’ın cezalandırılmasını talep etti. Mütalaanın açıklanmasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Duruşma sanığın mütalaaya karşı savunma yapması için ertelendi. İddianameden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, suç tarihi 2023 yılı öncesi olarak belirtilirken, 4 mağdur ile 5 müşteki yer aldı. İddianamede sanık Metin Şenay‘ın Bağcılar’da bir su dükkanının bulunduğu ve uzun yıllardır aynı semt ve mahallede su dağıtımı yaptığı belirtildi. 24 Mayıs 2023 günü mağdurlardan M.Y.’nin okuldan çıktığı ve evine dönmemesi üzerine ailesi tarafından polis ekiplerine başvuruda bulunulduğu iddianamede kaydedildi. Polis ekiplerinin önce okul kamera kayıtları ve çevredeki kameraları araştırdığı, mağdurun okul bahçesinden çıktıktan sonra bir minibüse bindiğinin tespit edildiği iddianamede belirtildi. Mağdurun ailesi tarafından kamera kayıtlarının aynı gün izlendiği, aracın daha önce evlerine su siparişi getiren ‘Metin Su’ isimli iş yerine ait olduğu iddianamede aktarıldı. Ailenin aracı kullanan kişinin Metin Şenay isimli kişi olduğunu beyan etmeleri üzerine çocuğun Metin Şenay‘ın iş yerinde olabileceği değerlendirilerek çevre araştırması yapıldığı iddianamede kaydedildi. Sanığın gece saat 03.00 sıralarında iş yerinden çıkarak tedirgin davranışlar sergilediğinin görülmesi üzerine duruma kolluk ekiplerince müdahale edildiği, sanığın iş yerinin içerisine doğru kaçtığı iddianamede açıklandı. Gizli odadaki notlar: “Ben ne dersem yap, sözümü dinlemezsen çok acı veririm ve çok döverim, gerekirse öldürürüm” Polis ekiplerinin Metin Şenay‘ın arkasından giderek çocuk ile ilgili sorular sormaya başladığı, sanığın hiçbir soruya cevap vermediği, bu sırada iş yerinin arkasından çocuk çığlık sesi duyulması üzerine ‘yatak odası’ olarak tarif edilen alana geçildiği iddianamede açıklandı. Hazırlanan iddianamede gizli bir odada mağdur kız çocuğunun kilit altında ve ağlar vaziyette olduğunun görüldüğü, gizli bölümde ve mağdurun üstünde kan lekelerinin görülmesi üzerine cinsel istismara maruz kaldığının anlaşıldığı belirtildi. Öte yandan iddianamede gizli odada duvara yapıştırılmış şekilde “Söz dinlemesi kesinlikle yapılacak, kesinlikle bağırma, konuşurken fısıltı ile konuş, sağa sola zarar verme, dükkana biri gelirse kesinlikle konuşma, ben ne dersem yap, sözümü dinlemezsen çok acı veririm ve çok döverim, gerekirse öldürürüm. Bence en iyisi sözümü dinle ve dediklerimi yap ben sana en iyi şekilde bakayım” şeklinde bir yazının görüldüğü de aktarıldı. “Eğer bağırırsan seni öldürürüm” Mağdur M.Y., Çocuk İzlem Merkezi’nde alınan ifadesinde ikametlerine 10 senedir su getiren Metin’in kendisini çağırdığını, ‘Seni eve götüreyim’ dediğini, Metin’in daha önce de kendisini eve götürdüğünü, daha önce kendisine hiçbir şey yapmadığını, o gün yolda giderken eve gitmediklerini fark etmediğini belirtti. Mağdur, iş yerine gelince arabadan indiklerinde sanığın “Sen geç bilgisayarda oyna” dediğini, içeri girdiğini ve burada büyük bir oda olduğunu, bilgisayar olduğunu, biraz bilgisayar oynadıktan sonra Metin’in “Sana bir yer göstereceğim” diyerek kendisini küçük bir odaya götürdüğünü anlattı. Mağdur M.Y., odanın süngerlerle kaplı olduğunu, pencere, cam ve eşya olmadığını, Metin’in bir kap bırakarak “Tuvaletin gelirse bu kaba yaparsın” dediğini, oraya kustuğunu, Metin’in kendisini istismar ettiğini, “Eğer bağırırsan seni öldürürüm” dediğini, eline bıçak alıp korkuttuğunu, akşama doğru kendisini mutfağa götürüp “Yemek ye” dediğini, yemek yemediğini ve kustuğunu, üşüdüğünü ve karnının ağrıdığını anlattı. “Çocuk esirgeme yurdunda on sene kalırsın” Mağdur çocuk, sanık Metin Şenay’ın kendisine çocuk esirgeme yurdunda dövülen çocukların videolarını izlettiğini ve “seni böyle dövecekler anneni göremeyeceksin sen bağırırsan bizi burada duyarlar, bizi görürler, ben cezaevinde on sene yatarım, sen de çocuk esirgeme yurdunda on sene kalırsın” dediğini açıkladı. Mağdur, kendisi uyurken polislerin geldiğini de beyan etti. Mağdur M.Y.’nin yapılan muayenesinde de Metin Şenay’a ait olduğu anlaşılan DNA profillerinin bulunduğu kaydedildi. Öte yandan mağdur M.Y., Çocuk İzlem Merkezi’nde yeniden alınan ifadesinde Metin Şenay’ın kendisini istismar ederken video çektiğini gördüğünü de beyan etti. “Yanağından öptüm sonra cinsel istismarda bulundum” Metin Şenay’ın mağdur M.Y. yönünden avukatı eşliğinde alınan savunmasında üzerine atılı suçlamayı kabul ettiği kaydedildi. Sanık Şenay savunmasında, “İş yerinin kapısını kilitledikten sonra yalıtımlı odaya götürdüm. Üzerine battaniye örttüm. İlk olarak yanağından öptüm, sonra cinsel istismarda bulundum. Başka bir çocuğa cinsel istismarda bulunmadım” dedi. İstismarda bulunduğu çocukların fotoğraflarını saklamış Öte yandan sanığın iş yerinde ele geçirilen dijital materyallere ilişkin bilirkişi incelemesi sonucu bir rapor hazırlandı. Hazırlanan raporda çocuk pornografisi olduğu değerlendirilen internet aramaları, videoları ve fotoğrafları tespit edildi. Raporda sanığın istismarda bulunduğu değerlendirilen ve yine dijital olarak saklanan müstehcen çocuk fotoğraflarının tespit edildiği de belirtildi. Bazı fotoğraflarda sanık Şenay’ın net olarak görüldüğü de söz konusu raporda açıklandı. İddianamede fotoğraflardan tespit edilen, istismara maruz kaldığı değerlendirilen çocukların iş yerinde vakit geçirdikleri sırada isimlerini yazdıkları belirtildi. İddianamede iş yerinde ismi yazılı çocuklardan E.N.Ö. ve M.Ö.’nün sanığın eşinin akrabası olduğu belirtildi. Mağdurların sosyal medyada paylaştığı geçmiş yıllara ait fotoğraflar ile dijital incelemeler neticesinde elde edilen müstehcen çocuk fotoğraflarının benzerlik içerisinde olduğunun anlaşılmasıyla mağdur kardeşlerin sanık tarafından istismar edildiğinin değerlendirildiği hazırlanan iddianamede aktarıldı. Yine yapılan araştırmalarda mağdur R.Ş.’nin de iş yerinde isminin yazılı olması nedeniyle istismar edildiği iddianamede değerlendirildi. “İlk önce senin kafana sıkarım, sonra kendi kafama sıkarım gideriz bu hayattan” Mağdur R.Ş. beyanında, “Ben Metin Şenay‘ın gazetedeki çıkan olaylarını öğrenince kendimi eve kapattım. 6-7 ay önce bu olayı öğrendim, annem de bana durumu anlatmıştı. Annem bana ‘Metin’in sana karşı bir eylemi var mı?’ diye sormuştu. Ben de korkumdan söyleyemedim. Metin Şenay, bizim mahallede sucu dükkanı açmıştı, ben evde yalnız kalıyordum. Ablam okula gidiyordu, anne ve babam evde olmuyordu, abim de dışarlarda geziyordu. Metin Şenay bana ‘Ben seni korurum sana bir şey olmaz’ diyordu. Benim yanına gitmemi isterdi. Gitmezsem bana sinirlenir, bana tuhaf tuhaf hareketler yapardı. Beni tehdit ediyordu. ‘Birine söylersen yurda verilirsin, ben de hapse girerim’ diyordu. ‘Hayatına bir erkek giremez’ diyordu. Bana ‘İlk önce senin kafana sıkarım, sonra kendi kafama sıkarım gideriz bu hayattan’ dedi. Metin Şenay‘ın yaşını tam olarak bilmiyorum. Bana ‘Hiç kızım yok, benim iki tane oğlum var, onlar beceriksiz’ diyerek sürekli yanına çağırıyordu. Ailemin sıkıntılarından dolayı ben hep tek kalıyordum. İlk defa 5 yaşımda bana cinsel istismarda bulundu. Son olayı dokuzuncu sınıfta yaşamıştım. Dükkanın içinde masası, bilgisayarı, bir koltuk vardı. İlk olayda ‘Gözünü kapat korkma’ dedi. Dükkanda kaplama filmler vardı. Dışardan gözükmüyordu. Bu ilk olayda kendisinden korktuğum için yanına gidiyordum” dedi. “Cinsel istismarda bulunduğu zaman video kaydı yapıyordu” Mağdur, Metin Şenay tarafından farklı zaman dilimlerinde pek çok kez cinsel istismarına maruz kaldığını da iddianamede yer verilen beyanında belirtti. Mağdur yaşanan olaylardan dolayı Metin Şenay’dan şikayetçi olduğunu da söyleyerek, “Ben bu olayları bana inanmayacak diye düşündüğümden anneme anlatmadım. Tehdit içerikli sözleri bana sürekli söylüyordu. Beni tembihliyordu. Metin’in dükkanında silah vardı. Arka odanın küçük bir odası daha vardı. Bana ‘Seni kim arıyor, senin hayatına kimse giremez, yoksa senin kafana sıkarım’ diyordu. Bana ‘Benden başka kimseyle ilişki yaşayamazsın’ diyordu. Yatak odasında laptopun üzerine takılı bir kamerası vardı. Yatak odasının dışında da bir kamera vardı. Hem içerdeki hem dışarıdaki kamerayla video çektiğini söylüyordu. İçeride de cinsel istismarda bulunduğu zaman video kaydı yapıyordu. Bana bir tane videomu izletti. Ben ‘Videoyu izlemek istemiyorum’ dememe rağmen videoyu izletiyordu. Ben izlemek istemiyorum deyince ‘Bunlar senin videoların, izle bir şey olmaz’ diyordu. Son olay felçten önce olmuştu. Tam tarih olarak hatırlamıyorum. Dokuzuncu sınıfta 15 yaşında olduğumu hatırlıyorum. Hastaneye yattığım yıl 2021 yılıydı. Ben hastaneye yattıktan sonra Metin’in bana dokunması olmadı. Son bir yıldır beni araması da olmadı” dedi. “Metin Şenay‘ın yaptıkları bana göre işkencedir” Bir diğer mağdur E.N.Ö. ise Çocuk İzlem Merkezi’nde alınan ifadesinde, “Metin Şenay benim akrabam olur. Eskiden bizim alt dairemizde oturuyordu. İlk olay ben dördüncü sınıfa giderken oldu. Biz onu seviyorduk. Metin Şenay‘ın yanına 2-3 sene kadar gittik. Olaylar hep Metin’in su sattığı dükkanda oldu. Kendisi sucuydu. Su getirip götürüyordu, biz dükkanda yalnız kalıyorduk, bize bilgisayardan film açıyordu. Bana cinsel istismarda bulundu. İkinci gün M. isimli kardeşim ile birlikte gittik. İlk olayda M.’de benim yanımdaydı. İkinci gün de cinsel istismarda bulundu. Benim sıram bittikten sonra M. ile başlıyordu. Bu olaylar aynı gün oluyordu. Hatırladığım ikinci olayda o, ben ve kardeşim var. Biz oraya kıyafet getiriyorduk. Toplam 2-3 yıl kadar Metin Şenay‘ın dükkanına gittik. Ben 12-13 yaşımdayken ailem Metin Şenay ile ilişkimizi kesmeye başladı. Haberlerdeki çocukta yaptığı gibi bizi de tehdit etti. ‘Konuşan ölsün’ diyordu, tıp oynuyorduk, ‘sus dediklerimi yapmazsan öldürürüm’ diyordu. Biz de korkuyorduk. Dükkanda üç bölüm var. Oturma odasında televizyon, kamera var, arka tarafta oda yaptırmış ne olduğunu anlamadım. Tahtalık gibi bir yerler var, bölme yaptırmış. Bunu bizi dışardan insanlar görmesin diye yaptırmış. Buranın önden ve arkadan iki kapısı bulunmaktaydı. Bu dükkanda bilgisayarı vardı, evde canım sıkılıyordu, bilgisayarla oynamak için su dükkanına gidiyorduk. Daha sonra annem bize izin vermemeye başladı, gitmemizi istemedi. Taciz yaptığını bile bile bilgisayar oynamak için yanına gidiyorduk, anne babama karşı geliyorduk. İlerleyen zamanlarda yanlış yaptığımızı anladım ve ortaya çıkacak diye çok korktum. Metin ‘Siz de gizlemeye çalışın, anne babanıza bir şey belli etmeyin’ diyordu. Sonra polislerin onu aldığını duyduk. Haberlerde başka bir çocuğa yaptığını duyduk, kardeşim ile bize yaptıklarını da söyleyip söylememeyi düşündük. Bilgisayarında bizim görüntülerimiz videolarımız vardı, bunlar da çıkar mı diye düşündük. Bu kadarını düşünür, videoları siler diye düşündük ama silmemiş. Metin Şenay bize bu eylemlerini yaparken sürekli videoya çekiyordu. Bilgisayarında klasörün içerisinde bu videoları yedekliyordu. Bu bilgisayar su dükkanında bulunuyordu. Bana bu olayları yaptığı için Metin Şenay’dan şikayetçiyim. Bize ‘bu olayı herkes öğrenirse yemin olsun herkesi vururum’ demişti, ‘alt komşularım duyarsa sizi vururum’ dedi. Bize yaptığı işkenceyi o küçük kıza da yapmış. Metin Şenay‘ın yaptıkları bana göre işkencedir” şeklinde konuştu. “Bu olay ortaya çıkmasın yoksa kendimi öldürürüm” Mağdur E.N.Ö.’nün kardeşi M.Ö. ise Çocuk İzlem Merkezi’nde alınan ifadesinde, “Ben dördüncü sınıfa giderken biz dükkanına gidiyorduk. Metin ailemizin yanında iyi davranıyordu, yalnız kaldığımızdaysa ‘Erkeklerle görüşmeyin, görüşürseniz beddua ederim’ diyordu. ‘Beddualarım kabul olur’ diyordu. ‘Bu olay ortaya çıkmasın, yoksa kendimi öldürürüm’ diyordu. Buraya geliş sebebim olarak bir olay hatırlıyorum, başka olay hatırlamıyorum. Ben, ablam ve Metin Şenay dükkanda birlikte kalıyorduk. Bize cinsel istismarda bulundu ve videoya çekti. İlerleyen zamanlarda bizi tehdit etti, ‘Erkeklerle sakın görüşmeyin, görüşürseniz sizi gebertirim’ dedi. Bir gün beni gece kaldırdı, o gün gece bana istismarda bulundu. Ben uykusuz kaldım, o gün eve dönecektik. Sonra biz eve gittik ve bir daha dükkana gitmedik. Yaz tatilinde çok kalıyorduk. 2-3 hafta kadar aralıksız kalıyorduk. Kış tatilinde az kalıyorduk. Çekilen videoları siyah kutu gibi bir şeyde saklıyordu. Bize bu videoları izlettiriyordu. Videoları sil dedik, o da ‘Silmeyeceğim, sizi özlediğim zaman izliyorum” dedi. Mağdurlardan M.Ö. ve E.N.Ö’nün ifadelerinde sucu dükkanı diye tabir edilen yerde uzunca gün ve haftalar boyunca kalmalarının mağdurları istismara açık hale getirdiği değerlendirildiğinden soruşturmanın devamı boyunca yaşlarına uygun bir yurda yerleştirmelerine karar verildiği de iddianamede açıklandı. Metin Şenay’ın daha önce başka bir kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle 2009-2011 tarihleri arasında tutuklu kalarak yargılanıp ceza aldığı ancak Yargıtay bozma kararı üzerine beraatine karar verildiği de iddianamede belirtildi. Metin Şenay’ın hazırlanan iddianame kapsamında 4 mağdura karşı ‘zincirleme olarak cebir, tehdit veya hile kullanarak çocuğu cinsel amaçla hürriyetinden yoksun kılma’, ‘zincirleme olarak 12 yaşını tamamlamamış çocuğun nitelikli cinsel istismarı’, ‘müstehcen yayınların üretiminde çocukları kullanmak’ ve ‘cebir, tehdit veya hile kullanarak silahla ve cinsel amaçla çocuğu hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından her mağdur için ayrı ayrı olmak üzere toplamda 128 yıl 9 aydan 331 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.