POLİTİKA - 10 Temmuz 2019 Çarşamba 14:48

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önemli açıklamalar

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önemli açıklamalar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Eğer ekonomi politikalarında Merkez Bankası kendisinden beklediğimiz rolü hakkıyla oynayabilseydi böyle bir değişikliğe ihtiyaç olmazdı. Orada bir tıkanıklık var ve bunun bedelini tüm ülke, tüm millet hep birlikte ödüyoruz. Gereken istişareleri yaptık, kararımızı aldık ve uyguladık. Bundan sonra Merkez Bankası ekonomi programımıza çok daha güçlü destek verecektir” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium’da düzenlenen HAK-İş 14'üncü Olağan Genel Kurulu Toplantısı’nda konuştu. 

31 Mart Yerel Seçimlerinin ardından Bolu Belediyesindeki işten çıkarılmaları kınayarak konuşmasına başlayan Erdoğan, “Akşam başka sabah başka yalan söyleyenleri de tüm milletime şikayet ediyorum. Bir kapı kapanır binlerce kapı açılır. Hukuk yoluyla haklarımızı sonuna kadar savunacağız ve inşallah HAK-İŞ bu işin arkasındadır ve bizler de yanındayız. Bu yıl 43. kuruluş yıl dönümünü geride bırakan HAK-İŞ Konfederasyonumuza ilk günden bu yana sürdürdüğü emek, demokrasi, özgürlük, adalet mücadelesi için teşekkür ediyorum.

Bugün gerçekleştirilmekte olan 14. Olağan Genel Kurul Toplantısı'nın hayırlara vesile olmasını diliyorum. İnancımızda ve kültürümüzde çalışmak, alın teriyle üretmek, hakkını aramak ve almak çok değerli görülmüş ve övgüyle karşılanmıştır. HAK-İŞ kurulduğu günden beri sadece işçinin, emekçinin hakkını aramakla kalmamış aynı zamanda bağrından çıktığı toplumun tüm meseleleriyle de yakından ilgilenmiştir. Aynı alanda faaliyet gösteren kendi milletinin değerlerine ve ülkesinin çıkarlarına duyarsız kimi yapıların tersine HAK-İŞ hep yerli ve milli bir anlayışla çalışmalarını yürütmüştür. Türkiye’yi birlikte bugünlere getirdik. Yine birlikte geleceğe taşıyacağız. 2023 hedeflerimize beraber ulaşacağız. Bizden sonraki nesillere 2053 ve 2071 vizyonlarımızı beraberce emanet edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Milletin ve emekçinin yanında yer almanın lafla olmayacağını kaydeden Erdoğan, “Büyük büyük laflarla, yalanlarla, sloganlarla, içi boş vaatlerle milletimizi ve emekçimizi kandırmaya çalışmadık. Bu ülkenin 82 milyonun her birinin hayat seviyesini yükseltecek icraatlar ortaya koyduk” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Her ne kadar son dönemdeki döviz dalgalanmaları sebebiyle uluslararası hesaplarda bir miktar gerileme yaşanmış olsa da fiilen milletimizin 17 yıl öncesinin çok üzerinde bir refah seviyesinde bulunduğunu vicdan sahibi herkes kabul eder. Ülkemizi yıllık bazda 2009 hariç hep büyüttük. Milli gelirimizi 3 kattan fazla artırdık. Ücretlilerin gayrisafi katma değerden aldıkları payı yüzde 28’den yüzde 39’a çıkartarak zenginliğin tabanını genişlettik. Satın alma gücü paritesine göre ülkemizi dünyanın 13’üncü büyük ekonomisi haline getirdik. Otomotivden beyaz eşya ve inşaata kadar üretim ve satış rekorları kıran bir ekonomik hareketlilik ortaya çıkarttık. İhracatımız her ay tüm zamanların rekorunu kırarak artmaya devam ediyor. Şu anda 170 milyar dolar civarındayız. Yıl sonu itibariyle bunun üzerine çıkacağız.

En kısa zamanda da bu rakamı 200 milyar doların üzerine çıkaracağız. Cari açığı hem yıllık bazda hem dönemsel olarak hedeflerimize yakın bir seviyeye çekmeyi başardık. İş gücüne katılım oranı geçmişte hiç olmadığı kadar yüksek bir seviyeye çıktı. Buna rağmen biz 9 milyon kişiye ilave bir istihdam sağlayarak kırılması güç bir başarıya imza attık. Son dönemdeki dalgalanmalar nedeniyle işsiz oranının bir parça yükseldiğinin farkındayız. İş dünyamızla birlikte 2,5 milyon yeni istihdam hedefimize ulaştığımızda işsizliği yeniden tek haneli rakamlara düşüreceğiz.

Dövizdeki dalgalanma ve faizlerdeki yükseliş sebebiyle borçlanma oranımız bir parça yukarıya çıkmış olsa da dünyada özellikle de AB ve OECD ülkeleri arasında çok iyi bir yerde bulunuyoruz. Şimdi bize İMF’yi tavsiye edenler var, o kapı kapanmıştır. Merkez Bankamızın döviz rezervi şimdi brüt olarak 100 milyar dolara yaklaştık. Hem kendi içimizdeki yapısal reformları hızlandırarak hem de dış şoklara karşı daha güçlü hale gelerek bütün bu süreçleri geride bırakacağız. İşte o zaman borçlanma politikalarımızı daha adil ve sürdürülebilir bir zeminde yürütme imkanına kavuşacağız. Uzak olmayan bir gelecekte her alanda yeniden hedeflerimize uygun bir seviyeye çıkacağız. Gereken her durumda ihtiyaç duyulan adımları atmak kararları almak mecburiyetindeyiz. Ana ormancılık faaliyetleri ve orman yangınları ile mücadeleden dolayı işçi ihtiyacının hat safhada olması gerekçesiyle bütün geçici işçiler için 4 ay süre uzatımı talebi yenilendi ve bu talebi Hazine ve Maliye Bakanımız bana iletti ve bu 4 aylık uzatma sürecini gerçekleştirmiş oluyoruz. Hayırlı olsun.”

"Merkez Bankası kendisinden beklediğimiz rolü hakkıyla oynayabilseydi böyle bir değişikliğe ihtiyaç olmazdı"
Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’nın görevden alınmasına değinen Erdoğan, yapılan görev değişikliği nedeniyle birilerinin yaklaşım tarzını kabul etmediklerini belirterek, “Davul birilerinde tokmak birilerinde. Yanlış bir anlayış. Bedelini siyasetçi ödeyecek. Mutluluğunu banka başındaki yaşayacak. Yok böyle bir şey. Verilen her türlü bu noktadaki istişare noktasındaki karara uyacaksın. Yeni yönetim sisteminde başkan bu konulara müdahale yetkisini almıştır. Böylece faiz denilen bu her türlü kötülüğün anası olan hele hele para politikalarında bu konuyla ilgili verilen talimatlara uymayan bu arkadaşımızın bir değişikliğe tabi tutulması gerektiğine inandık. Şimdi kimler savunuyor bunu, hep faizciler savunuyor. Bundan sonraki süreçte faiz politikamızın nasıl hangi türde şekillendiğini en kısa zamanda göreceksiniz. Faiz enflasyonun da anasıdır.

Faizi yüzde 63’ten alıp yüzde 4,6’ya indirdiğimizde yüzde 30 olan enflasyon yüzde 7’ye inmiştir. Bunu gören batı süratle bize Gezi Olaylarıyla müdahale etmiştir. Bununla birlikte faiz birden yükselmeye başlamış, çift haneli rakamlara çıkmış ve enflasyonda onunla beraber çift haneli rakamlara çıkmıştır. Tekrar bunu tek haneli rakamlara indireceğiz. Türkiye’deki bazı faizciler bundan rahatsız olabilir. İstedikleri kadar rahatsız olsunlar, kararlıyız ve bu işi bitireceğiz. Yeni yönetim sisteminde Merkez Bankası Başkanına atama görevi ülkenin diğer politikalarıyla birlikte ekonomi politikasından da sorumlu olan Cumhurbaşkanına bırakılmıştır. Eğer ekonomi politikalarında Merkez Bankası kendisinden beklediğimiz rolü hakkıyla oynayabilseydi böyle bir değişikliğe ihtiyaç olmazdı. Orada bir tıkanıklık var ve bunun bedelini tüm ülke, tüm millet hep birlikte ödüyoruz. Göz göre göre ülkemizin sırtına böyle bir yükün bindirilmesine rıza göstermek Cumhurbaşkanı olarak bizim görevimizi ihmal etmemiz anlamına gelirdi. Gereken istişareleri yaptık, kararımızı aldık ve uyguladık. Bundan sonra Merkez Bankası ekonomi programımıza çok daha güçlü destek verecektir. Türkiye demokraside ve ekonomide gerçekleştirdiği atılımlardaki başarılarıyla geçmişten beri hep dünyayı şaşırtmış bir ülkedir. Önümüzdeki dönemde de herkesi bir kez daha şaşırtmakta kararlıyız” açıklamasında bulundu.

“HAK-İŞ’in 31 Mart seçimlerinin ardından özellikle CHP ve HDP’ye mensup belediyelerde sendikalardan istifa ettirilen 17 bine yakın üyesi ve işten atılan 800’e yakın kişiyle ilgili verdiği mücadeleyi destekliyorum” diyen Erdoğan, “Seçimlerden önce hak, hukuk, adalet laflarını ağızlarından eksik etmeyenlerin seçimlerin ardından haksızlık hukuksuzluk ve faşizm abideleri haline dönüşmesini üzüntüyle takip ediyoruz. Sendika değiştirme baskısı işçinin hak arama mücadelesine yönelik aleni bir saldırıdır. Sırf siyasi düşüncesinden dolayı insanları işten atarak ekmeğinden mahrum etmek şehit yakınlarını istiskale yeltenmek partizanlığın en sefil en aşağılık halidir. HAK-İŞ bu ideolojik sapkınlıklara, insani duyarsızlıklara, zulümlere karşı mücadele ederek bugünlere gelmiştir. 31 Mart’ın ardından belediyelerde yaşanan tehlikeli gidişin önünü de hep birlikte mücadele ederek keseceğiz” ifadelerini kullandı.

"Sorunların tamamının üstesinden gelinebilir ve çözülebilir olması sevindiricidir"

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin bir yıllık değerlendirmesi ve sistem tartışmalarına değinen Erdoğan, konuya yönelik şunları söyledi:
“Ülkemizin döviz, faiz, enflasyon tuzağı başta olmak üzere pek çok kritik sınamaya maruz kaldığını görüyoruz. Suriye ve Irak’tan Doğu Akdeniz’e kadar ülkemiz açısından hayati önem taşıyan nice uluslararası krizle mücadele ettik. Amerika’nın ve Avrupa ülkelerinin ülkemize yönelik pek çok haksız eleştirisine ve uygulamasına göğüs gerdik. 4,5 milyonu bulan sığınmacıların getirdiği ekonomik, siyasi ve insani yükleri omuzladık. Mali idareler seçimleri öncesi ve sonrasında siyasi iklimi zehirlemeye yönelik nice oyunu bozduk. Tamamını yeniden yapılandırdığımız Bakanlıklarımız ve kurumlarımızın bu bir yıllık dönemdeki çalışmaları bize hem başarılı hem de eksiklerimizi ve aksaklıklarımızı gösterdi. Yönetim değişikliğinin büyüklüğünü düşündüğümüzde ortaya çıkan sorunların tamamının da üstesinden gelinebilir ve çözülebilir olması sevindiricidir. Reform ve değişim insanların kendi hayatları gibi kurumlar içinde kesintisiz bir süreci ifade eder. Bakanlıklarımızın ve kurumlarımızın güçlü yönlerini destekleyecek, zafiyet ortaya çıkartan yönlerini de süratle değiştireceğiz.

Cumhurbaşkanlığı bünyesinde bu değerlendirmeyi başlattık. Bizim de kendi gözlemlerimiz, tespitlerimiz, teşhislerimiz ve çözüm yöntemlerimiz bu süre içinde oluştu. Meclise düşen görevleri grubumuzdaki arkadaşlarımız, Cumhurbaşkanlığı bünyesinde yapılması gerekenleri de külliyedeki ekibimiz vasıtasıyla çalışıyoruz. Türkiye’nin cumhuriyet tarihindeki en önemli yönetim reformunu baltalama peşinde olanlara aradıkları fırsatı vermeyeceğiz. Milletimizin 16 Nisan Halk Oylaması ile kabul ederek bize teslim ettiği bu emanete sonuna kadar sahip çıkacağız. Demokrasiye, milli iradenin üstünlüğüne, milletin tercihlerine saygı duyan herkesin artık yeni yönetim sistemi tartışmalarından uzak durması gerekiyor. Bu nasıl bir mantıktır, nasıl bir anlayıştır. Bir yönetim sistemi kuruyorsunuz ve bunu millete götürüyorsunuz. Millet yüzde 52 ile buna evet diyor. Şimdi çıkıyorsun bunu tekrar oylamaya, referanduma götürelim diyorsun. Bu nasıl bir siyaset anlayışıdır. Alışkanlıkları hep bu.

Geçmişten bu yana diyorlar ki, tek adamcılık. Tek adamcılık eğer buysa bunu biz sizden öğrendik. CHP zihniyeti demek tek adamcılık demektir. İl başkanlarının vali olmasını biz bunlardan öğrendik. Valiler CHP’nin il başkanlarından oluşuyordu. Bunu yaşadı bu ülke. Bunların yaşandığı ülkemizde şu anda hak, hukuk, adalet dersi vermeye kalkıyorlar. Önce bu dersi siz alacaksınız. Türkiye bütün bu tartışmaları çok uzunca bir süre yaşamış, reformunu gerçekleştirmiş, tercihini ortaya koymuştur. Bundan sonra Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini daha ileriye nasıl taşırız, eksiklerini nasıl düzeltiriz, onun yollarını arıyoruz. Bu konuda HAK-İŞ’ten de destek ve katkı beklediğimi, diğer sendikalardan da aynı şekilde bu desteği bekliyorum. Türkiye’nin demokrasi ve kalkınma mücadelesinde hep önde yer alan HAK-İŞ’in bu hususta da üzerine düşeni layıkıyla yerine getireceğinden şüphe duymuyorum.”  

İlker Turak - Ömer Çetin - Hülya Keklik

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Dalaman’da yeni dönem muhtarlar toplantısı yapıldı Dalaman Kaymakamlığı, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri sonrası mazbatalarını alan mahalle muhtarlarıyla ilk toplantısını gerçekleştirdi. Dalaman Kaymakamlığı, 31 Mart 2024 Mahalli İdareler Genel Seçimleri’nin ardından göreve başlayan mahalle muhtarları ile yeni dönemin ilk toplantısını yaptı. Dalaman Kaymakamı Mesut Yakuta’nın başkanlık ettiği toplantı, ilçenin önde gelen yöneticilerini ve muhtarları bir araya getirdi. Toplantıya, Garnizon Komutanı Hava Silah Sistem Albay Halil Gökçe, Belediye Başkanı Sezer Durmuş, İlçe Emniyet Müdürü, İlçe Jandarma Komutanı, İlçe Milli Eğitim Müdürü, İlçe Nüfus Müdürü, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Müdürü, Orman İşletme Müdürü ve seçilen muhtarlar katıldı. Toplantıda, muhtarların sorumluluk alanları, mahallelerin ihtiyaçları ve gelecek dönemde gerçekleştirilmesi planlanan projeler ele alındı. Ayrıca, ilçenin genel güvenliği, eğitim kalitesi ve sosyal hizmetlerin iyileştirilmesi gibi konular da gündeme geldi. Katılımcılar, ilçenin kalkınması ve halkın refahı için ortak çalışma yürütme konusunda fikir birliğine vardı. Dalaman Kaymakamı Mesut Yakuta, toplantının ardından yaptığı açıklamada, “Mahalle muhtarlarımızla birlikte ilçemizin her köşesine hizmet götürmeyi hedefliyoruz. Bugün gerçekleştirdiğimiz toplantı, bu hedefe ulaşmak için atılan önemli bir adım oldu” dedi.
Bursa BUTGEM’de istihdam odaklı “Mesleki Eğitim İşbirliği” protokolü İmzalandı Bursa Ticaret Ve Sanayi Odası Eğitim Vakfı bünyesinde faaliyetlerini sürdüren BUTGEM ile Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı arasında “Mesleki Eğitim İşbirliği” protokolü imzalandı. Protokol çerçevesinde Bursa Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nde cezaları infaz edilen yükümlülere yönelik istihdam odaklı mesleki eğitim kursları düzenlenecek. BUTGEM’in Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan merkez binasında gerçekleştirilen protokole Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz, BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Abidin Şakir Özen, BTSO Divan Kâtibi Gülçin Güleç, BTSO Hizmet Ticaret Konseyi Başkanı Turgay Güler, BTSO Meclis Üyesi Irmak Aslan ve Bursa yargı camiasından önemli isimler de katıldı. Programın açılışında konuşan BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, insan kaynağının önemine işaret ederek, “Bursa’da 15-64 yaş arası nüfusun yarısı çalışma hayatının içinde. Ancak 1 milyona yakın insanımız, hiçbir ekonomik faaliyette yer almıyor. İşte bu merkezimiz tam da bu noktada çalışmayan nüfusun meslek sahibi yapılması ve sektörden gelen talepler doğrultusunda istihdama kazandırılmasını amaçlıyor.” diye konuştu. Mesleki eğitimin, sadece bireylerin geleceğini şekillendiren bir yol değil, aynı zamanda toplumların ve ülkelerin kalkınmasının temel taşlarından biri olduğunu ifade eden İbrahim Burkay, “Güçlü bir gelecek, ancak iyi kurgulanmış bir mesleki eğitim sistemi ile mümkündür. BTSO olarak eğitime yaptığımız yatırımı hiçbir şartta kaybettirmeyen ve en kârlı yatırım olarak görüyoruz. Bu kapsamda “insana yatırım geleceğe yatırımdır” anlayışıyla hareket ederek, mesleki eğitim, mesleki standartların yükseltilmesi ve istihdama dönük birçok önemli proje gerçekleştirdik.” dedi. İstihdamda örnek proje BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, yeme-içme, turizm ve konaklama sektörlerinin ihtiyaçları doğrultusunda BTSO Mutfak Akademi projesini hayata geçirdiklerini belirterek, “Mutfak Akademi, sosyal sorumluluk anlayışıyla özellikle kadınlarımızın, gençlerimizin ve dezavantajlı bireylerimizin de iş hayatına kazandırılmasında önemli bir görev üstleniyor. Bu kapsamda Bursa Denetimli Serbestlik Müdürlüğü ile birlikte çok önemli çalışmalara imza atıyoruz. Bugün de bu alandaki çalışmalarımızı bir adım daha ileriye taşıyacak önemli bir işbirliği protokolü gerçekleştirdik. Sektörümüzün bölgesel iş gücü ihtiyaçları doğrultusunda, Bursa Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nde cezaları infaz edilen yükümlülere yönelik, istihdam odaklı mesleki eğitim kursları düzenleyeceğiz. Burada öncelikli amacımız dezavantajlı bireylerin mesleki eğitim yoluyla istihdama katılımlarına destek olmak, bu kişileri topluma faydalı bireyler haline getirerek sosyal uyumlarını kolaylaştırmaktır. Gerçekleştirdiğimiz protokolün kurumlarımız ve kentimiz için hayırlı olmasını diliyorum.” dedi. “Protokolü, farkındalık oluşturma adına çok kıymetli buluyorum” Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz, BTSO’nun çok değerli bir kurum olduğunu ve Mutfak Akademi projesi ile bir irade ortaya koyduğunu söyledi. Türkiye’nin 85 milyonluk nüfusa sahip olduğunu belirten Solmaz, “Bizim için bütün vatandaşlarımız değerli. Bu noktada BTSO Yönetim Kurulu Başkanımızın çalışma arkadaşlarıyla göstermiş olduğu irade ile tüm vatandaşlarımızın faydalanabileceği bir model oluşturuldu. Kendi eğitimini yeterli görmeyen ve o eğitimle istediği yaşam standartına kavuşamayan insanlarımız var. Gerçekleştirdiğimiz iş birliğiyle vatandaşlarımızın bu sıkıntısını gidereceğiz. İmzaladığımız protokolü farkındalık oluşturma adına da çok kıymetli buluyorum. Burada alınan eğitim ile dezavantajlı gruplarımız iş aramasına gerek kalmadan iş sahipleri onları bulacak. Projeyi bu aşamaya kadar getiren başta BTSO Başkanı Sayın İbrahim Burkay olmak üzere BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Abidin Şakir Özen’e ve BTSO Meclis Üyesi Irmak Aslan’a teşekkür ederim.” diye konuştu. “Ekonomik kalkınmanın temeli mesleki eğitim” BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Abidin Şakir Özen, Türkiye’de ekonomik kalkınmanın temelini mesleki eğitimin oluşturduğunu söyledi. Bursa’nın güçlü sanayisi ile mesleki ve teknik eğitim alanında büyük bir potansiyele sahip olduğunu ifade eden Özen, “Bugün de BUTGEM ve Bursa Cumhuriyet Başsavcılığımız ile mesleki eğitim işbirliği protokolünü gerçekleştirdik. 2018 yılında gerçekleştiriğimiz protokol kapsamında dezavatajlı grupların oluşturduğu 100 kursiyerimizin meslek sahibi olmasına imkan oluşturmuştuk. Bugün gerçekleştirdiğimiz protokol de denetimli serbestlik tedbiri altında bulunan veya eski hükümlüler gibi istihdam açısından dezavantajlı grupların meslek sahibi olmasını sağlayacak. Kursu başarı ile tamamlayan kursiyerlerimizin istihdamlarına öncelik verilecek. Nitelikli istihdama güç katacağına inandığımız protokolün kentimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.” dedi. BTSO Meclis Üyesi Irmak Aslan da toplantıda BTSO Mutfak Akademi projesine ilişkin sunum gerçekleştirdi. Konuşmaların ardından BTSO Yönetim Kurulu Başkanı ve Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz, ‘Mesleki Eğitim İşbirliği Protokolü’nü imzaladı. Protokülün ardından barista eğitimini tamamlayan denetimli serbestlikten faydalanan yükümlülerin sertifika töreni gerçekleşti. Program workshop ile sona erdi.
Ordu Gülay: "Rekabet Kurumu çimento zammını incelemeli" Ünye Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı 10. Meslek Komitesi Başkanı Kadir Gülay, çimento fiyatlarında yüzde 43’e varan zam oranının kabul edilemez olduğunu belirterek, “Çimento üreticileri artık rekabet etmiyor, birlikte karar alıyorlar. Rekabet Kurumunun konuyu ivedi bir şekilde incelemesini talep ediyoruz” dedi. Gülay yaptığı açıklamada, ülke ekonomisinin lokomotifleri arasında yer alan inşaat sektörü ele alındığında, sektörün en önemli dinamiklerinden olan çimentoya, kovid-19 pandemisi döneminde uygulanan zam yapmama politikasının aynen uygulanması gerektiğini söyledi. Gülay, yüzde 43’e varan zam oranının kabul edilemez olduğunu ifade ederek, “Tüm üretici firmaları ülkemizin geçirdiği bu sıkıntılı günlerde sağduyuya davet ediyoruz. Gelen bu zam sonrası vatandaşın ev alma planları, önce bankaların astronomik kredi faiz oranları, şimdi de çimento fiyatlarının artmasıyla başka baharlara kaldı. Gelen bu keyfi zammı anlamak mümkün değil” ifadelerine yer verdi. “Rekabet Kurumunun konuyu ivedi bir şekilde incelemesini talep ediyoruz" Çimento üreticileri artık rekabet etmek yerine birlikte karar aldıklarını iddia eden Gülay, “Sektör paydaşlarına başka alternatif kalmayacak şekilde, hiçbir rekabet şansı oluşturmadan fiyatları belirliyorlar. Rekabet Kurumunun konuyu ivedi bir şekilde incelemesini talep ediyoruz. Hiçbir gerekçe olmadan yapılan ve yapılacak olan zamlara tahammülümüz yoktur. Bu doğrultuda her platformda önce sivil toplum örgütleri olarak bizler, sonra da milleti, bu fahiş fiyat zulmüne dur demeye çağırıyor, serbest piyasa maskesi altında, ekonomi üzerindeki kartelleşmelerin ve devlet otoritesini nasıl hiçe saydıklarının farkında olduğumuzu belirtmek istiyoruz. Devletimizin yetkili organlarını bu ve benzeri eylemlere karşı gerekeni yapacağına olan inancımızı bir kere daha vurguluyoruz. Bu ülkede artık ekonomik krizler birileri için fırsatı olmamalı diyoruz” şeklinde konuştu.
Antalya Elinde benzin bidonu ile üst geçide çıkıp annesine ve polislere zor anlar yaşattı Antalya’da bir şahıs, elinde benzin bidonuyla üst geçide çıkarak intihara kalkıştı. Polis ekiplerine ve annesine zor anlar yaşatan şahıs, yaklaşık 2 saat sonra gazeteciler tarafından ikna edildi.Olay, saat 16.00 sıralarında Muratpaşa İlçesi Meltem Mahallesi Dumlupınar Bulvarı üzerinde bulunan üst geçitte meydana geldi. Alınan bilgiye göre; üst geçidin reklam tabelası basamağına çıkarak ayaklarını sarkıtan Hasan T.’yi gören vatandaşlar durumu 122 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine çok sayıda ekip sevk edildi. Olay yerine ulaşan ekipler trafiği yola kapatarak branda açtı. Polis ekiplerinin ikna çalışmalarına cevap vermeyen şahıs 9 aydır cezaevinde tutuklu bulunan kardeşi Yaşar T.’nin serbest bırakılmasını istedi. Hasan T.‘nın zaman zaman elinde bulunan benzin bidonundan üzerine benzin dökmesi ise yürekleri ağza getirdi. İtfaiye ve polis ekipleri muhtemel bir duruma karşı tedbir aldı. Bu sırada olay yerinde toplanan meraklı vatandaşlar ise yaşananları cep telefonuyla kayıt altına almak için adeta birbirleriyle yarıştı.Gazeteciler ikna ettiOlay yerine bir sure sonra şahsın annesi ve abisinin eşi de geldi. Anne ve yengesi şahsı ikna etmek için uzun sure dil dökse de ikna edemedi. Anne zaman zaman gözyaşlarına hakim olamadı. Elinde benzin bidonu ile polis ekiplerine ve annesine ecel teri döktüren şahıs, yaklaşık 2 saat sonra gazeteciler tarafından ikna edildi. Gazetecilere açıklama yapan Hasan T., abisinin 10 aydır evini kiraya verirken kontrat yapmadığı için tutuklu bulunduğunu iddia etti. Polis ekipleri tarafından ifadesi alınmak üzere karakola götürüldü.