POLİTİKA - 25 Şubat 2020 Salı 10:02

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önemli açıklamalar! 'Libya'da iki şehidimiz var'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önemli açıklamalar! 'Libya'da iki şehidimiz var'

Cumhurbaşkanı Erdoğan Azerbaycan ziyareti öncesinde açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Libya'da iki şehidimiz var' dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan ziyareti öncesi Esenboğa Havalimanı'nda gündeme ilişkin açıklamada bulundu ve basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Azerbaycan ile 2019 yılında ticaret hacminin yüzde 25 artarak 4,4 milyar doları bulduğunu kaydeden Erdoğan, “2015 yılında yakaladığımız 5 milyar dolar seviyesinin gerisindeyiz. İkili ticaretimizi 2023 yılına kadar 15 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Bugün ki konsey toplantısı vesilesiyle tercihli ticaret anlaşmasını imzalayarak bu hedef doğrultusunda tarihi bir adım atacağız. Ülkemizin Azerbaycan’daki doğrudan yatırımlarına baktığımız zaman 11 milyar doları buluyor. Azerbaycan’ın Türkiye’deki yatırımlarının ise bu yıl sonunda 20 milyar dolara yaklaşacağını düşünüyoruz.

Türk müteahhitleri Azerbaycan’da bugüne kadar 14.2 milyar dolar değerinde toplam 414 proje üstlendiler. Bundan sonra da Azerbaycan’ın imar ve kalkınmasına katkı sunmaya devam edeceğiz. Savunma sanayi alanında iş birliğimiz günden güne artıyor. Rahmetli Haydar Aliyev’in tek millet iki devlet sözleriyle tanımladığı ikili münasebetlerimizi yeni anlaşmalarla her alanda güçlendireceğiz. Ziyaretimin ülkelerimiz ve bölgemiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum" dedi.

Bu hafta sonu Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yapılan telefon görüşmesine ilişkin sorulan bir soruyu yanıtlayan Erdoğan, “Yol haritası ile ifademiz şu anda malum Türkiye-Rusya arasında gerek İdlib’de gerek Libya’da yaşanan bir süreç var.

Öncelikli İdlib’i süratli çözmemiz gerekiyor. Bunu gerek Putin ile en üst düzeyde ben görüşüyorum aynı şekilde dışişleri, savunma bakanlarımız, istihbarat onların görüşmeleri oldu. Bir de bu işin Libya ayağı var. Burada da aynı şekilde bizim Rusya ile görüşmelerimi var. Hafter denilen orada gayrimeşru bir kişilik var ve bunun yanında Abu Dabi yönetimi yer alıyor.

Bütün parasal kaynaklar orada. Maalesef Rusya’nın da orada Vagner diye bir güvenlik ekibi var ki sayısal olarak 2 bin 500 kişilik bir kuvvet bu. Bunun parasal kaynağının Abu Dabi yönetimi olduğunu bizler biliyoruz. Bunun dışında Hafter’e Sudan’dan, değişik yerlerden ayrıca destekler var ki bu destekler 10 binin üzerinde. Tüm bunların değerlendirmesini Türkiye olarak Rusya ile yürütüyoruz ve bu vesileyle Putin ile en üst düzeyde zaman zaman bu görüşmeleri yaparak yol haritamıza nerede ne tür eksikler var bunları değerlendirmek bakımından devam ediyoruz.

Bütün Rusya rejim güçlerine en üst düzeyde desteği veriyor. Hava kuvvetleri noktasında desteği veriyor, bunun tespitleri elimizde. Bizim burada 911 kilometre sınırımız varken biz böyle bir mücadelenin içinde olmayacağız da onlar mı olacak. Biz bu mücadelenin içinde olmaya mecbur değil mahkumuz. Aynı şekilde bütün bu tacizler, sınırımıza olan yüklenmeleri neyle izah edeceğiz. Şu anda 3 milyona varan eğer bizim sınırlarımıza doğru bir yüklenme varsa buna eli bağlı mı duracağız.

Şu anda 4 milyon Suriyeli bizim ülkemizde. Bu konuda hiçbir ülkenin kalkıp bir duyarlılık gösterdiği yok. Biz insani, vicdani her türlü değer yargılarını göz önüne alarak bu değerlendirmeyi yapıyoruz ve bunları çok açık ve net Putin ile paylaştım. Bundan sonraki süreçte aynı şekilde buna devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gazetecinin, “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Angela Merkel ile yapılan telefon görüşmesinde 4’lü zirve kararı alındı. Tarih netleşti mi? Ayrıca, Türkiye’ye Rusya’dan bir heyet gelmesi bekleniyor. Heyetin geleceği takvim belli oldu mu?” sorusuna şu cevabı verdi:

“Heyet yarın ülkemize gelecek. Fakat bu hafta sonu yapılan görüşmelerle ilgili ise Macron ile aynı şekilde Merkel ve Putin arasında tam bir ittifak söz konusu değil. Putin ile burada belirlediğimiz tarih yani 5 Mart’ta bizim en kötü ihtimalle Putin ile bir araya gelmemiz söz konusu. Bir araya gelişte de telefonun ötesine geçip bu görüşmeleri yüz yüze yapacağız.”

“Korona virüsü sınırlarımıza dayandı. İran’da görülmeye başladı, Irak’ta da dün itibariyle bazı tespitler var. Irak sınırının kapatılması gündemde mi?” sorusuna karşılık Erdoğan, “Sağlık noktasındaki hassasiyeti bir kenara koyamayız. Sağlık Bakanlığımız, Bilim Kurulu ile yaptığı çalışmalar neticesinde en uygun olanı neyse bu kararı almaya mecburuz.

İran ile ilgili attığımız adım bunun bir neticesidir. Oradan bir korona virüsünün ülkemize sıçraması bizde ciddi boyutlara ulaşabilir. Şu ana kadar bütün tedbirlerimizi aldık. Bundan sonraki süreçte de bu hassasiyeti aynen korumak durumundayız. Bu Irak, İtalya olur, neresi olursa olsun nasıl ki onlar değişik ülkelerden gelenlere karşı bu tür tedbirleri alıyorlarsa aynı tedbirleri almak durumundayız ve bundan sonraki süreçte de böyle bir şey nereden belirlenirse, nereden Sağlık Bakanlığı bunu tespit ederse ona göre adımımızı atarız. Burada tereddüt göstermeye hakkımız yok” dedi.

Bir başka gazetecinin, “Libya’da şehitlerimizin olduğunu duyurdunuz. Muhalefet şehitlerimizin isimleri neden açıklanmıyor, neden tören yapılmadı diye soruyor ve ayrıca Suriye Milli Ordusu hangi sıfatla Libya’ya gitti diye soruyorlar. Bir de sizin şehit haberini verirken kullanmış olduğunuz birkaç tane şehit haberinize muhalefet tepki gösteriyor.

Bu konuya cevabınız ne olur?” sorusuna Erdoğan, “FOX önce gazete olsun, FOX önce ciddi bir medya mensubu olsun. Yalan haber üretmeyi bırakın. Muhalefetin bu söylemleri de beni ilgilendirmiyor. Rakam da olur sayısal olarak o dediğiniz türde bir ifadeyi de kullanmış oluruz. Beni muhalefet mi yargılayacak, muhalefet önce kendini yargılasın.

Ne diyor muhalefet, gidip Esad ile görüşeceksiniz diyor. Bu nasıl muhalefet. Milyonlarca insan ülkesini terk ediyor, kalkıp bay Kemal bunların hesabını sormuyor, bizim ülkemizin sınırlarına dayanıyor milyonlarca insan bunun hesabını sormuyor, kalkıp bize akıl vermeye... O aklı sen kendine sakla da işe yarasın. Bizim kendimize ait 2 tane orada Libya’da şehidimiz var. Şimdi bu rakamı ben açıkladım bay Kemal ne yapacak bunu.

Suriye Milli Ordusundan şu anda bizim eğitici kadrolarımızın altında orada bulunanlar var. Evet var. Yine bay Kemal şunu da sorsun, Hafter’in yanında Vagner’in ne işi var veya Sudan’dan şuradan buradan gelenlerin ne işi var. Suriye Milli Ordusundan oraya gidenlerin ortak paydaları var ve bu çerçevede onlar Libya’da bulunuyorlar. Suriye’de bizimle beraber mi bunlar beraberler. Bizimle beraber olan bu kardeşlerimiz orada da beraber olmayı kendileri için şeref telakki ediyorlar ve oraya gidişlerinin bir manevi boyutu da ayrıca var ama bundan bay Kemal anlamaz.”

İlker Turak - Ömer Çetin - Nurullah Geylani
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.