POLİTİKA - 24 Mayıs 2019 Cuma 23:37

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan ÖTV müjdesi

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan ÖTV müjdesi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Esnaf ve Sanatkarları ile yapılan iftar sonrasında önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan "ÖTV’yi sıfırlamıştık gerekirse önümüzdeki ay sonu biten bu uygulamanın süresini de uzatabiliriz" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezinde gerçekleştirilen iftar programında esnaf ve sanatkarlarla bir araya geldi. İftarda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, İstanbul Valisi ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ali Yerlikaya, AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım eşlik etti.

“Önümüzdeki ay sonunda biten ÖTV süresini de gerekirse uzatabiliriz”

İftar programında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Günümüz şartlarına uygun yeni bir esnaf ve sanatkarlar kanunu biz çıkardık. Sıkıntıya düşen kardeşlerimizin borçlarını yeniden yapılandırarak işlerini sürdürmelerini temin ettik. Emeklilik sonrası devam eden sanatkarlarımıza destek pirimi kaldırarak emekli maaşlarında yüzde 10’luk artış sağladık. Sağlık hizmetlerinden yararlanma şartlarını kolaylaştırdık. Düşük faizli kredilerle sizlerin yanınızda olduk. Gençler, kadınlar, engelliler için ilave destekler getirdik.

Ticari araçların yenilenmesi için ÖTV sıfırlamıştık. Önümüzdeki ay sonunda biten bu uygulamanın süresini de gerekirse uzatabiliriz. Sizlerden sosyal güvenlik kurumu ödemelerinizde konusunda hassasiyet göstermenizi rica ediyorum. Türkiye bu konuda dünyanın en makul tarifelerini uyguluyor. Devlet olarak zaten yeterince destekliyoruz. Sizlerin de ödemelerinize aksatmayarak sahip çıkacağınızı biliyorum. Dijitalleşmenin kaçınılmaz sonucu olarak geliştirilen ve İtaksi uygulaması şehir içi uygulamasında önemli bir ihtiyacı karşılanacaktır. Araç kalitesi ÖTV indirimine rağmen hala yeterince yükseltilmedi. Turkuaz ve siyah taksi bu yüzden ilgi buluyor. Taksi şoförlerimizin çağın gereklerine uygun donanmış olması gerekiyor” dedi.

“UBER konusu Türkiye Cumhuriyet hükümeti olarak bizde bitmiştir”

UBER’le ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Esnaf demek milletin taleplerine uygun hizmet veren kişi demektir. Gençlerle Dolmabahçe sarayında sohbet ettik. Çıkışta UBER’le ilgili bizim halimiz ne olacak dediler. Bende şunu söyledim, bizim literatürümüzde UBER diye bir şey yok dedim. UBER olayının korsan taksicilikten bir farkı yok. Sizler dedim, hangi yasaya göre böyle bir şey çıkardınız, kendi kendinize böyle bir şey keşif ettiniz, döküldünüz sokaklara. Şu anda taksilerimiz, taksicilerimiz hakkını gasp ederek kusura bakmayın size devredemeyiz dedim. Bunun için de dünya UBER taksiciler kuruluşunun başındaki şahsa ben randevu vermedim, hala da vermiyorum. Vermeyince buradaki takım taklavat ne var ne yok götürdüler. Ne aldanan olacağız, ne aldatan olacağız. Ben yaptığımı söylüyorum, birileri de yalan yanlış söylüyor. UBER konusu Türkiye Cumhuriyet hükümeti olarak bizde bitmiştir böyle bir şey yok” diye konuştu.

“Milletle inatlaşılmaz, millete tabi olunur, hizmetkar olunur”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Madem insanlarımız taksiler konusunda daha yüksek standart istiyor hep birlikte taksici kardeşlerim karşılama yolları arayacaklar. İstanbul taksicileri odasıyla havalimanında bir araya geldim, onlara da söyledim. Taksilerimizi yenileyeceğiz, gerekli desteği veririz, taksi içerisinde sigara içmeyecek, içirmeyecek dedim. Taksilerimizde pırıl pırıl olacak. İstanbulluya pırıl pırıl taksiler yakışır. Belki inşallah sayın başkanımız bir araya gelecek o da bizimle konuşacak, burada İstanbul’a yönelik belki modellerde bile değişime gidilebilir.

Dünyanın bazı ülkelerinde bunlar farklılık arzu eden şeyler. İstanbul’a belediye başkanı olduğum zaman ikarus otobüsleri vardı, mazot kokusundan otobüse binilmez koltuklar mazotlu bezelerle temizlenirdi. Benim halkıma bunlar yakışmıyor, marka reklamı yapmayalım ama Mercedes otobüs alacağız dedim. MAN, BMC onlar bu şekilde girdi. Kore’den Hyundai otobüslerin halk otobüsleri olarak aldık. Biz en üst seviyeye en kaliteye inşallah ulaştıracağız, dedik ve ulaştırdık. Şimdi aynı şey bütün taksilerde taksicilerde bu kararı alabiliriz. Milletle inatlaşılmaz, millete tabi olunur ve hizmet edilir. Siz iyi hizmet verirseniz, millette size karşılığını verir. Taksi tarifeleri her yıl haziran ayının sonunda periyodik olarak düzenlenecektir” şeklinde konuştu

“31 Martta gerçekten hakkıyla seçimi kazanmışsanız, 23 Haziran’da yine kazanırsınız”

Seçimlere yönelik konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “31 Mart’ta bir seçim yaşadık. Bu seçimde büyükşehir, il, ilçe belediye başkanlarımızı, belediye meclis üyelerimizi muhtarlarımız belirledik. Yüksek Seçim Kurulu bazı ilçe ve beldelerle birlikte İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığıyla ilgili yenileme kararı verdi. Önceki gün bu kararın gerekçeleri yayınladı. İstanbul’da 31 bin 186 sandığın 754 başkanları kanuna aykırı şekilde atanmıştır, hırsızlık burada çalma burada. Sandık kurulu başkanları seçim sonucuna etki edebilecek, yetki ve hareket edecek kişilerdir. Bu sandıklar 212 binin üzerindedir, niye sayıma yaklaşmadınız. Tekrar tümünü sayalım dedik, dolayısıyla kanuna aykırı atanmış, bu sandıklarda kullanılan oylar şüpheli duruma düştü. Seçimi kazandığı ilan edilen adayla, ikinci sıradaki adayla arasında fark, 28 binden başlamış en son 13 binlere kadar indi, burada şaibe var, şüphe var demektir.

1963’te şüpheye dayalı olarak Türkiye’de iptal edildi. Üstelik YSK resmen tespitin yaptığı tek sorun bu değildi. Gerekçeli karara göre, İstanbul genelinde 18 sandığın sayım döküm cetveli bulunamamıştır, 90 sandığın sandık kurulu üyeleri tarafından imzalanmadığı için güvenirliğini yitirmiştir. Toplam 108 sandığın içindeki 30 bin üzerinde oy yok hükmünde sayılmıştır. Bir kez daha tekrarlıyorum, iki adayın arasındaki oy farkı, 13 bin 729 Sandık kurulu üyeleriyle sandıklarıyla ilgili bu iki mesele birbiriyle değerlendirilince birinde 212 bin diğerinde 30 bin oy şüpheli hale gelmektedir. Birileri bu karar sebebiyle hem YSK, hem de AK Partiye birileri yükleniyor, saldırıyor, hakaret ediyor.

Bu kesimler ortaya çıkan tablo karşısında bizim ne yapmamızı bekliyorlar. İstanbul halkının 212 bin diğer yandan 30 bin oyuna halel gelmesine göz mü yummalıydık. Hadi diyelim ki, bu durumun ortaya çıkmasında sandıklara sahip çıkamadığımız için eksiğimizin ve hatamızın payı var. Peki hırsızın hiç mi suçu yok, bide buna bakalım. AK Parti’ye verdiği oyları gasp edenlerin hiç mi kabahati yok mu? Çünkü YSK kuruluna ve AK Partiye saldıranların hiçbirinin dönüp de sandıklardaki oyların şaibeli hale gelmesine yol açanlara tek kelime ettiklerini duymadım.

Üstelik YSK mazbatayı bir adaydan alıp, ötekine vermemiş, çözümün yeniden sandıkta aranmasına hükmetti, demokrasiyle inanan, milli iradeye güvenen, sandığı sağlam gören herkesin bu karar saygı duyması gerekir. 31 Martta gerçekten hakkıyla seçimi kazanmışsanız, 23 Haziran’da yine kazanırsınız. Ortada yargı kararıyla kesinleşen vahim şüpheler varken, seçimin yenilenmesine karşı çıkılmasını manidar görüyorum” dedi.

“Sandıktan kanuna ve hakkaniyete uyacak kararın başımızın üzerinde yeri vardır”

Baba ve oğul arasında geçen hırsız meselini anlatarak konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Han meşhur bir mesel vardır. Bir baba yan odadan gelen tıkırtılara bakmak için oğlunu gönderir. Biraz sonrada arkasından ne oldu diye seslenir. Oğlu baba bir hırsız tuttum diye cevap verir. Baba tut kolundan getir der, oğlu gelmiyor diye cevap verir. Bunun üzerine baba öyleyse bırak gitsin der, oğlu bu defada gitmiyor diye karşılık verir. Bunlarınki de aynı hesap, ne milletin karşısına çıkıyorlar, ne de kabahatlerinin mahcubiyetiyle dönüp gidiyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar biz milletimizin hakkını savunmayı sürdüreceğiz. Biz sizlere inanıyoruz ve güveniyoruz.

Belediye başkanlığımla benimle beraber İDO’nun genel müdür olarak milletvekilliği Ulaştırma Bakanlığıyla daha sonra Başbakanlığıyla daha sonra Meclis Başkanlığıyla bu ülkede hizmet vermiş, devleti gayet iyi tanıyan uluslararası camiada belirli bir konumu olan Binali Yıldırım’la beraber ilçelerde büyükşehir iki devlet üç olacak ve çok daha güçlü şekilde hizmet vereceğiz. Bizim için tüm siyasi hayatımız boyunca en büyük hakem daima milletimiz olmuştur. İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı seçimi konusunda meselenin milletimizin hakemliğine başvuruyoruz. Sandıktan kanuna ve hakkaniyete uyacak kararın başımızın üzerinde yeri vardır. Yeter ki alavere dalavere yapmasınlar hesabı kitabı düzgün tutsunlar” diye konuştu.

“Noktayı İstanbullu hemşerilerimiz koyar, herkes işine baksın”

İftar programında konuşan AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, “31 Mart’ta Türkiye genelinde yerel seçimler oldu. Yurdun her köşesinde seçimler tamamlandı, bildiğiniz gibi İstanbul’da seçim sonuca erdirilemedi. Yaşanan olaylara girecek değilim, Yüksek Seçim Kurulu İstanbul seçimlerinin yenilenmesine karar verdi. Sizlerin İstanbul’da kullandığınız oyların sayılırken, yerini bulmadığını ne yazık ki gördük, şahit olduk.

Bu yüzden oyunuza sahip çıkamadığımız için sizden özür diliyoruz. Sandık kurullarının oluşumundan oy sayımındaki kargaşaya kadar birçok bir dizi olayı birlikte yaşadık. 8,5 milyon İstanbullu oy kullandı. Maalesef arzu etmediğimiz halde bu büyükşehir seçimi üzerine gölge düştü. Hemşerilerimizin bu iradelerinin sandığa tam yansımamış olması, şüphesiz bir dizi yaşanan yanlışlığın hataların sonucudur. Bunda sizin zerre kadar kabahatiniz yoktur. Bu durumdan sandık kurullarını oluşturan ilçe seçim kurulları partililerin görevlileri kadar pek çok kişinin sorumluluğu vardı.

Elbette bunlar hukuk önünde hesabını verecektir. Seçimlerin üzerindeki şaibe bizim hakkımızı, sizin hakkınızı aramak mecburiyetinde bırakmıştır. Tekrarlanacak seçimler bu yüzden çok önemli hale gelmiştir. Biz arzu ederdik ki, bu seçimler tekrarlanması, oylar yeniden sayılsın, bu gölge seçimlerin üzerinden kalksın, bu mümkün olmadı. Sizi biraz yoracağız, ama ramazan ve kurban bayramı arasında 23 Haziranda sandığa gideceğiz. İki bayram arasında 23 Haziranda demokrasi bayramına hazır mısınız? Öyle güçlü ses verelim ki, içerde ve dışarda heveslenenler Türkiye’yi istikrarsızlığa sürüklemek isteyenlerin sesi soluğu çıkmasın. Kendi ülkelerin yaşanan seçim yolsuzluklarını gündeme getirmeyenler İstanbul seçimlerine birden bire merak saldılar.

Not alıp nokta koyuyorlar. Noktayı İstanbullu hemşerilerimiz koyar, herkes işine baksın, biz İstanbul’a güveniyoruz. Şüphesiz sayın cumhurbaşkanımız bunları sizlerle paylaşacak. İstanbul’u çiçek bahçesi yapmak için hazırladığımız birbirinden güzel projeleri de önümüzdeki günlerde sizlerle paylaşacağım” ifadelerini kullandı.  

Tunacan Atalay
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Çayırlı’da küçükbaş hayvanlarda aşılama kampanyası Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne bağlı teknik ekipler, mesai mefhumu gözetmeden, küçükbaş hayvanlara yönelik bakanlık tarafından programlı olarak yürütülen aşılama kampanyasını sürdürüyor. Aşılama esnasında yeni doğan kuzulara küpeleme çalışması da yapılıyor. Hayvan sağlığı ve refahı için görev başında olan ekipler, çiftçilere ve Erzincan’a katma değer sağlamak, küçükbaş hayvancılık sektörünün gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla yayla yayla, mera mera gezerek ağıllarda küpeleme ve aşılama çalışmalarını sürdürüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından programlı bir şekilde yürütülen çalışmalarda küçükbaş hayvanlara çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı aşılanıyor. Küçükbaş hayvancılık sektörünü daha ileri seviyelere çıkarmak için Erzincan genelinde çalışmalarını sürdüren tarım teşkilatı, Çayırlı’nın Gelinpınar Köyü’nde bir yandan programlı aşılama kampanyasını sürdürürken diğer yandan yeni doğan kuzularda küpeleme çalışmalarını sürdürüyor. Küçükbaş hayvancılık sektörüne büyük zarar veren çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı tetikte olan tarım teşkilatı mera ve ağıllarda sabahın erken saatlerinde çalışmaya başlıyor. Aşılama kampanyası hakkında bilgi veren Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürü Emrah Demir, “Hayvan sağlığı ve hayvan refahının korunmasının yanı sıra, hastalıkların önlenerek halk sağlığının korunması amacıyla, il genelinde hazırlanan plan, program ve projeleri uygulayarak, hayvan hastalık ve zararlılarına karşı koruyucu hizmetler yürütmeye devam ediyoruz. Bakanlığımız tarafından programlanan aşılama kampanyasında dahilinde İl Müdürlüğümüzün talimatlarına uygun olarak ilçemiz genelinde küçükbaş hayvanlarda aşılama ve küpeleme çalışmalarımız aralıksız sürdürülüyor. Ayrıca küpeleme çalışmaları ile yeni doğan hayvanlar kayıt altına alınarak kimliklendirilirken, çiftçilerin de devlet desteklerinden faydalanması için bilgilendirme yapıyoruz. İlçe Müdürlüğü olarak büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği başta olmak üzere yetiştiricilerimizin, çiftçilerimizin her zaman yanındayız. Hem sahada hem kurumda her türlü ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap verebilmek için çalışıyoruz. Üreticilerimizin ürünü bol kazancı bereketli olsun” diye konuştu.
Bayburt Evlilik stresi güvensizlik nedeni Evlilik öncesi dönemde bazı sorular çiftlerin kafasını karıştırıyor. Bu evlilik stresinden ziyade güvensizliği işaret ediyor. Şüphesiz her çiftin hayali mutlu bit yuva kurmak. Ancak evlilik aşaması gelip çattığında çiftler bazı olumsuz düşüncelerle baş başa kalabiliyor. Evlilik sorumluluğunu işaret eden duyguyu uzmanlar evlilik stresi olarak tanımlarken, beliren bazı soru işaretlerine karşı dikkatli olunması konusunda çiftleri uyarıyor. Uzmanlar bu soru işaretlerinin stresten ziyade güvensizlikten kaynaklandığını vurguluyor. Bağımlılık duygusu, yanlış iletişim nedeni İlişkilerde bağlılık ve bağımlılık duygularına değinen Uzman Psikolog ve İlişki Terapisti Nida Korkmaz, “Evlilik stresi bir insanın evlenmeden önceki zamanında ya da kişinin geçmişte yaşadığı olaylardan ötürü aklında olan soru işaretlerine dayanmaktadır. Toplumumuzda aşk her zaman ön planda tutulmaktadır. Bu nedenle bireyler bir kere aşık oldukları kişiye zamanla bağımlılık geliştirirler. Aşkın ilk aşamasında bu bağlılık olarak nitelendirilebilir. Ama daha sonra bağlılık dediğimiz unsur yerini zamanla bağımlılığa bırakır. Bağlılık insanlar arasında rahatlatıcı ve huzur verici bir niteliğe sahiptir. Ama bağımlılık bunun tam aksine insan üzerinde gerginlik ve strese neden olur. Bağımlılık insanın partnerine karşı duyduğu aklındaki soru işaretlerini ortadan kaldırma etkisini göstermektedir. Bireyler bağımlı olduklarından ötürü, aklındaki soru işaretlerine verilecek cevapları sürekli ertelemektedirler. Bu durum evlilik aşamasına kadar gelmektedir. Evlilik aşamasında ise bu durum, insanların flört zamanlarında olduklarından çok daha farklılık göstermektedir. Evlenen çiftlerde yavaş yavaş zihinsel ve fikirsel değişimler meydana gelir. Bu fikirsel değişimler ile birlikte bağımlılıktan dolayı akılda cevaplanmayan sorularla birleşip zamanla kişi üzerinde büyük strese neden olmaktadır. Bu stres ise ilişkilerde ciddi bir şekilde ayrılığı tetiklemektedir.” dedi. Bu soru işaretlerine dikkat! Evlilik öncesi stresin, kişinin evlenmeden önceki zamanında aklına takılan sorulardan ve geçmiş yaşantılarından edindiği tecrübelerden oluştuğuna dikkat çeken Uzman Psikolog Korkmaz, “Acaba evlendiğimde değişir mi? Bana gösterdiği ilgi azalır mı? Sevgi, saygı, şefkat ve aşkı azalır mı? Desteği azalır mı?’ Bu sorular evlilik stresini tetikler. Evlilikle birlikte omuzlarımıza yüklenecek sorumluluklar evlilik korkusunu oluşturan etkenlerdendir. Bu korkuya bir de bu soru işaretleri eklenince stres katlanarak artar. Bu sefer kişi ‘Aslında evlenmeyi çok istiyorum ama çok korkuyorum.’ demeye başlar. Bu cümle bir yerde ayrılık sinyallerinin de işaretini vermek anlamına gelebilir. Çünkü kişi bu soruların getirdiği stresle başa çıkamaz ve bu durumu atlatamazsa sendroma yakalanır. Ben bu durumu evlilik öncesi sendromu olarak adlandırıyorum” diye konuştu. Ailelere büyük görevler düşüyor Evlilik öncesi stresi ile çiftlerin başa çıkabilmesi için ailelere büyük görev düştüğünün altını çizen Nida Korkmaz, “Çiftler evliliğin getireceği sorumluluklarla birlikte strese girip endişeye kapılabilirler. Bununla birlikte çiftler partnerlerinin doğru seçim olup olmadığını sorgulayarak da strese girebilirler. Bu durumda ailelere düşen görevler çiftleri sakinleştirmek olmalıdır. Kendi ilişkilerindeki güzel yaşanmışlıkları ve hayata dair mücadelelerini örnek olarak vermeleri, evlenecek olan çiftlerin olumlu ve güzel yönlerini çiftlere karşı dile getirmeleri stresi büyük ölçüde azaltacaktır.” şeklinde konuştu. Durumun bu şekilde de aşılamaması durumunda yapılması gerekenlere değinen Korkmaz, “Bu sorunlar ile baş etmenin bir kaç yolu vardır. Kişisel gelişim kitapları okunabilir ya da gelişimsel programlar izlenebilir. Ama ciddi anlamda bu sorunların en sağlıklı çözümü bu alan ile ilgilenen bir psikologdan destek almaktır.” dedi. Çevrenizdekiler sizi doğru mu yönlendiriyor İlişkilerde çevresel faktörlerin de ilişkinin seyrini etkileyebileceğini ifade eden Nida Korkmaz, “İlişkilerde 3’üncü şahıslar bazen çok yapıcı bazen ise çok yıkıcı olabiliyor. Bu ayırımı çok iyi yapmak ve buna göre müdahale izni vermek ya da vermemek gerekiyor. Eğer 3’üncü şahıslar ilişkiniz ve partneriniz hakkında sürekli olumsuz cümleler kuruyorsa, kötü dille eleştiriyorsa ve olumsuz iddialar ortaya atıyorsa buna kesinlikle ‘dur’ demeniz gerekir. Ancak 3’üncü şahıslar ilişkinizi destekliyor, ilişkiniz ve partneriniz hakkında olumlu cümleler kurup her fırsatta sevginizi ve birbirinize nasıl yakıştığınızı size hatırlatıyorsa onlarla dertleşebilirsiniz.” ifadelerini kullandı.
Erzincan Türkiye’de çok fazla eşi bulunmayan bu sınıfta minik öğrencilere masal anlatılıyor Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) Eğitim Fakültesinde oluşturulan ve Türkiye’de çok fazla eşi bulunmayan Masal Atölyesi Sınıfında Okul Öncesi Öğretmenliği bölümünü okuyan ve seçmeli ders olarak alan üniversite öğrencileri, anaokulu öğrencilerine unutulmaya yüz tutan masal geleneğini yaşatmak için masal anlatıp, kurulan oyuncak stantların da miniklerle keyifli zaman geçiriyorlar. Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Eğitimi ABD Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serap Uzuner Yurt’un yönettiği Masal ve Hikâye Anlatıcılığı dersi çerçevesinde, Erzincan Fırat Kılıç İlkokulu öğrencilerine masal etkinliği düzenlendi. Etkinlik, Eğitim Fakültesi Masal Atölyesi’nde ve Üniversite Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. A. Ercan Ekinci, Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mücahit Kağan, Dekan Yardımcıları Prof. Dr. Erdem Yavuz, Doç. Dr. Alper Kaşkaya, Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Fethi Kayalar, Fırat Kılıç İlkokulu öğrencileri ve öğretmenlerinin katılımıyla gerçekleşti. Öğrenciler, Masal ve Hikâye Anlatıcılığı dersi kapsamında öğrendikleri “Kaz Yollasam Yolar mısın? “masal tiyatrosunu sergiledi ve “Tırtıl Huppo” hikayesini anlattılar. Doç. Dr. Serap Uzuner Yurt, atölyede yaklaşık 400 öğrenciye masal anlatıldığını ve Deprem bölgelerindeki Hatay Reyhanlı, Urfa Siverek anaokullarına online masal anlatıldığını belirtti. Ayrıca öğretmen adaylarının derste öğrendiklerini uygulama fırsatı bulduklarını vurguladı. Etkinlikte, Rektör Levent öğrencilerle yakından ilgilenerek onlarla sohbet etti ve öğrencilerin masal etkinliğine büyük ilgi gösterdiği belirterek, emeği geçenlere teşekkürlerini iletti.