POLİTİKA - 12 Mayıs 2018 Cumartesi 16:12

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan yabancı öğrencilere çalışma izni müjdesi

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan yabancı öğrencilere çalışma izni müjdesi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'deki yabancı öğrencilere müjde vererek, “Eskiden misafir öğrencilere çalışma izni verilmiyordu. Bir süre önce bu konuda hazırlıklara başladık. İnşallah hem öğrenciler, hem mezunlar için çalışma izni sorununu ortadan kaldırıyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, UDEF 11'inci Uluslararası Öğrenci Buluşumaları'nın Final Programı'na katıldı.

Cummhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada Türkiye'deki misafir öğrencilere müjdeler verdi.
Misafir öğrencilerin ikameti ile ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Misafir öğrencilerimiz belli dönemlerde ikamet belgelerini yenilemek mecburiyetindeler. İçişleri Bakanlığımıza bağlı göç idaresi tarafından verilen bu belge için kurum önünde çok ciddi yığılmalar yaşanıyordu. Şimdi 115 bin öğrencimiz tamamı ikamet belgelerini göç idaresine gitmeden kendi üniversitelerinden alabilecekler. Böylece hem işlemler daha çabuk olacak, hem de yığılmaya meydan verilmeyecek. Bir başka düzenleme de Genel Sağlık Sigortası konusunda. Türkiye dünyadaki en gelişmiş Genel Sağlık Sigortası ve sağlık hizmeti sistemine sahip ülkedir. Artık öğrencilerimiz eskisi gibi 3 ay beklemeden derhal Genel Sağlık Sigortası kapsamına dahil olabileceklerdir. Eskiden kalma sigorta prim borcu olan öğrencilerimizin de gecikme faizleri silindi. Sadece ana paraları ödeyerek bu yükten kurtulabilecekler" dedi.

"Çalışma izni sorununu ortadan kaldırıyoruz"

Çalışma izinleriyle ilgili de öğrencilere müjde veren Erdoğan, "Bir başka önemli düzenleme de çalışma izinleri konusunda yapıldı. Eskiden misafir öğrencilere çalışma izni verilmiyordu. Bir süre önce bu konuda hazırlıklara başladık. İnşallah hem öğrenciler, hem mezunlar için çalışma izni sorununu ortadan kaldırıyoruz" diye konuştu.

"Sizden ricam kendi ana dilinize, kendi öz kültürünüze, tarihinize sahip çıkmanızdır"

Mİsafir öğrencilere nasihatlerde bulunan Erdoğan, "Bu alanı birlikte doldurmazsa FETÖ ve DEAŞ gibi terör örgütlerine ve sömürge ayıbını alınlarının ortasında taşıyan güçlere fırsat vermiş oluruz. Aynı medeniyetin mensupları olarak kendi geleceğimizi kendimiz belirlemeliyiz. Sizden ricam kendi ana dilinize, kendi öz kültürünüze, tarihinize sahip çıkmanızdır. Aynı tavsiyeyi kendi evlatlarımıza da yapıyoruz. Maalesef tıpkı batılı ülkelere gidenler gibi Türkiye’ye gelen öğrencilerimiz arasında da ahlaki yozlaşmadan, suç çeteleri pençesine düşmeye kadar yolunu kaybedenler de çıkabiliyor. Bu gençler geleceklerini de karartarak ülkemizden ayrılmak zorunda kalıyorlar. 115 bin öğrencimizden tek birinin böyle bir duruma düşmesine gönlüm rıza göstermez. Kendi evlatlarımızın geleceği konusunda ne hissediyorsak, sizler için de ayın duygular içerisindeyiz" şeklinde konuştu.

"Türkiye’yi ikinci vatanınız olarak kabul etmenizden büyük memnuniyet duyuyoruz"

"Herkese ulaşmak, herkese kol kanat germek elbette mümkün değil" diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ama sizler kendi aranızda dayanışmanızı güçlü tutarsanız, biz de elimizden gelen desteği sağlayarak bu sıkıntıları en aza indirebiliriz. Sizlerin her birinin ülkelerinizin seçkin ve saygıdeğer birer temsilcisi olarak görüyoruz. Türkiye’yi ikinci vatanınız olarak kabul etmenizden büyük memnuniyet duyuyoruz. Ülkelerinize döndüğünüzde her birinizi fahri temsilcilerimiz olarak göreceğimizden şüpheniz olmasın. Bu ağı ne kadar genişletirsek hep birlikte o kadar kazancı çıkarız. Küresel düzenle özellikle cari siyasi ve ekonomik sistemde, bu ilişkinin tarafları için katlanarak artan olumlu sonuçlar olduğunu biliyoruz. Unutmayın yönetmezsek, yönetiliriz. Artık kendi kedimizi, onunla birlikte bölgemiz ve nihai olarak dünyayı özgürlük, demokrasi, refah ve güvenlik temelinde yönetme zamanın geldiğini düşünüyorum. Gelin hem kendimizin, hem ülkelerimizin hem dünyanın iyiliği için bu fırsatı değerlendirelim."  

“Hedefimiz misafir öğrenci sayısını 350 bine çıkarmak”

Türkiye’de 115 bin misafir öğrenci bulunduğunu vurgulayan Erdoğan, “Hedefimiz bu sayıyı 350 bine çıkarmaktır. Böylece dünyada en çok misafir öğrenci barındıran ilk 5 ülke arasına gireceğiz. Türkiye bursları kendi alanında gün be gün bir marka haline geliyor. Ortaya koyduğumuz yoğun emeğin meyvelerini toplamaya başladık. Daha önce her yıl açılan 4 bin burs kontenjanı için 8 bin civarında başvuru oluyordu. Şimdi 5 bin kontenjan için hamdolsun 120 bin başvuru yapılıyor. Çünkü biz başvuru yollarını kolaylaştırdık. Elbette bu süreçte nitelikli, alanının uzmanlarından oluşan insan kaynağı ile teknoloji imkanlarından istifade ettik. Burs programların konusunda ülkemizin dış politika önceliklerine uygun bir çerçeve gerçekleştirirken büyük tecrübe kazandık. Öğrencilerimizin başarı oranlarında da ciddi sıçramalar yaşadık” şeklinde konuştu.

“Arnavutluk’ta FETÖ terör örgütünün hareketini çökerteceğiz”

Türkiye’nin son yıllarda FETÖ terör örgütünün pek çok saldırısına maruz kaldığına dikkat çeken Erdoğan, “FETÖ’nün en çok üzerinde durduğu konulardan biri de yurt dışından gelen öğrenciler, sizlerdiniz. Misafir öğrencileri kabulden, eğitime ve mezuniyet sorasında kadar her aşamada İslam’ın ve Türkiye’nin düşmanı bu terör örgütünün istismarından kurtaracak tedbirleri aldık, alıyoruz. Arnavutluk da o FETÖ terör örgütünün adeta istilası altında. Görüşmelerimiz oluyor er ya da geç onların o hareketini orada da çökerteceğiz. Her geçen gün orada mesafe alıyoruz. Maarif vakfımız Arnavutluk’ta okulları teslim alma sürecini devam ediyor” açıklamalarında bulundu.

“Güçlendiğimizden rahatsız oluyorsanız isteseniz de istemeseniz de güçleneceğiz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında Çadlı iki öğrencinin hikayesini de anlatarak, “Çad’da birbirlerine husumet besleyen iki ayrı kabileye mensup bu kardeşlerimiz eğitim için ülkemize geliyor. Gelmeden önce ülkelerindeki Fransızca öğretmenleri Türkiye’yi onlara öyle kötülüyor ki, dönüş biletlerini de ceplerine koyarak İstanbul’a ayak basıyorlar. Ülkemizde başlarına her türlü felaketin gelebileceği, hayati tehlikelerinin bulunduğu telkinleri, rakip kabilelerden olmalarına rağmen onları yakınlaştırılıyor. Aynı yurtta, aynı evde yaşamaya zorluyor. Aradan süre geçince Fransızca öğretmenlerinin kendilerine anlattığı Türkiye ile hakiki Türkiye’nin uzaktan yakından bir ilgisi olmadığını görüyorlar. Bunun üzerine Çad’ı yıllarca sömüren gücün, kendilerine nasıl bir oyun oynadığının farkına varıyorlar. Sadece eğitimleri süresince birlikte olmakla kalmıyor, dönüşte kabileleri arasındaki husumeti de sona erdirecek adımlar atıyorlar. Bu Fransa var ya bunlar Afrika’yı az mı sömürdüler. Sadece bu Fransızlar yöneticiler, Cezayir’de 5 milyon insanı katlettiler. Libya’da aynı şeyi yaptılar. Ruanda’da on binleri, yüz binleri katlettiler. Türkiye’ye karşı son dönemde yaptıklarını görüyorsunuz. Biz size ne yaptık. Bizimler alıp veremediğiniz ne. Güçlendiğimizden rahatsız oluyorsanız isteseniz de istemeseniz de güçleneceğiz. Dürüst samimi olduğunuz sürece biz de size karşı dürüstüz. Dürüst olmazsanız kusura bakmayın gereği neyse onu yaparız” ifadelerini kullandı.

“Fransa Romanları dışladı, halbuki AB müktesebatında bu yasak”

Konuşmasında Roman vatandaşları ülkeden çıkarmaya çalışan Fransa’yı eleştiren Erdoğan, şunları söyledi:
“AB’de romanları bir kenara koyamazsın. Fransa Romanları Fransa’dan dışladı. Halbuki AB müktesebatında bu yasak. Ben Romanların içinden çıktım geldim. Ben Romanlarla beraber okudum. Aynı ilkokulda okudum. Roman mahallesinden bir başbakan, bir Cumhurbaşkanı çıktı geldi. Bizim inancımızın güzelliği burada. Burada tefrik yok. Afrika başta olmak üzere mazlum coğrafyalara gittiğimizde sadece ‘gelin beraber kazanalım çağrısı yapıyoruz, bunun ötesinde bir adıma tevessül etmiyoruz. Bu tür ülkelerle ticaret hacmimizde kendi lehimizde bir dengesizlik varsa hemen arkadaşlarıma ‘buradan alabileceğimiz neler var bakın’ talimatı veriyorum. Birlikte kazanmanın bereketine inanan bir ülke olarak tüm ilişkilerimizi bu doğrultuda kurmanın gayretindeyiz”

“Halkı Müslüman olan bir tane ülke BM Güvenlik Konseyi’nde yok”

Birleşmiş Milletlere (BM) yönelik eleştirilerini de yineleyen Erdoğan, “BM’yi reforme etmemiz şart. Peki BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri böyle bir şeye ‘evet’ derler mi. Çok zor. Niye çünkü yakaladıkları fırsatı kolay kolay bırakmazlar. Bıraksalar da bırakmasalar da biz bütün BM genel kurullarında bu düşüncemizi dile getiriyoruz. Getirmeye de devam edeceğiz. Fakat gel gör ki dünyada hemen hemen bütün ülkeler bir korku atmosferinin içerisinde yaşıyor. Çünkü bu 5 daimi ülkeden bunlar çok korkuyor. Ama biz inandığımızı inandığımız gibi söylüyoruz. Söylemeye devam edeceğiz.

Halbuki şu anda 196 ülkeye diyoruz ki ‘senin de BM güvenlik konseyinde daimi üye olma hakkın yok mu?’ 5 daimi 15 geçici üye. Bu 20 üyenin tamamı daimi üye olsun. Bu değişim devam etsin. Dolayısıyla 196 üyenin 196’sı da BM Güvenlik Konseyi’nde üyeliği yaşasın. Türkiye bunu niye yaşamasın, Japonya, Almanya niye yaşamasın. Hepsi irili ufaklı bunu yaşasın. Ama istemezler. Şu anda bir tane halkı Müslüman olan ülke BM Güvenlik Konseyi’nde yok. Nasıl iş bu. Biz adalet istiyoruz. BM adaleti tesis için kuruldu. Şu anda böyle bir yaklaşım yok. Biz bunu aramaya devam edeceğiz. Bunu er veya geç yakalayacağız. İnşallah bir gün mutlaka, dünya mazlumlarının adalet talebinin yerine geldiğini göreceğiz. Bize düşen o güne kadar mücadeleyi sürdürmektir” dedi.  

Oğuzcan Yazar
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yüksel Yıldırım: "5 Aralık, kara bir cuma günü olarak Samsunspor tarihinde anılacak" Samsunspor Başkanı Yüksel Yıldırım, Galatasaray karşısında verilmeyen bir penaltı kararı sonrası 1 puanlarının çalındığını söyleyerek, "5 Aralık, kara bir cuma günü olarak Samsunspor tarihinde anılacak. Bu puan belki bizim bu sene Avrupa’ya gitmemizin önüne geçecek. Ben bunun hesaplarını sezon sonu sorarım" dedi. Trendyol Süper Lig’in 15. haftasında Samsunspor, deplasmanda karşılaştığı Galatasaray’a 3-2 mağlup oldu. Samsunspor Başkanı Yüksel Yıldırım, müsabakanın ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. "Konuşacak halde değilim" Çok üzgün olduğunu söyleyerek sözlerine başlayan Yıldırım, "Konuşacak halde değilim. Samsunspor’un bu maça puan veya puanlar için geldiğini söylemiştim. Öyle olacağına da inanmıştım. İlk yarı gerçekten Samsunspor’u tanıyamadım. Kötü oynadık. Galatasaray, inanılmaz bir üstünlük sağladı ama ben takımıma ve hocama her zaman güvendiğimi söylemiştim. İkinci yarı inanılmaz bir Samsunspor ortaya çıktı. İlk 10 dakika baskımız sonucu bizim de plakamız olan 55. dakikada gol attık. Durumu 2-1’e getirdik" cümlelerine yer verdi. "Galatasaray taraftarı, inanılmaz bir ıslıkla Samsunspor’u durdurmaya çalıştı" Yüksel Yıldırım, müsabakanın ikinci devresinde Galatasaray taraftarının devreye girdiğini aktararak, şunları dile getirdi: "İkinci yarı maçı izlerken kulaklarım tıkandı. Galatasaray taraftarı, inanılmaz bir ıslıkla Samsunspor’u durdurmaya çalışıyordu. Samsunspor, ikinci yarı üstünlüğünü kabul ettirdi. Golü bulabilirdik. Pozisyonlar kaçırdık. ’Yenilirsek, böyle yenilelim’ derken 88. dakikada beklediğimiz golü bulduk. Durumu 2-0’dan 2-2’ye getirdik. Maç böyle bitecek diye düşündük. Sonra Victor Osimhen, neden 80 milyon Euro’luk bir oyuncu olduğunu gösterdi. O golü Türkiye’de başka kimse atamazdı. Maç, tam bitti derken Samsunspor bir atakla penaltı pozisyonu oluşturdu. Bizler, televizyonda gördük. Gözümüzle de gördük. Net penaltı. Hakem de gördü. Artık VAR’dan karar bekliyoruz. Hakem, 4 dakika bekledi. Sonunda da inanılmaz bir karar verdi. Bugün 5 Aralık Cuma günü ’Kara bir cuma’ oldu. Türk futbolunda bugün ’Kara bir cuma’. Bizim resmen 1 puanımız gasp edildi. Bunu yapan da kesinlikle hakemler." "İkinci yarıda Samsunspor üstünlüğünü kabul ettirdi" Bahis soruşturması kapsamında hakemlere yönelik operasyon yapıldığını hatırlatan Samsunspor Başkanı Yıldırım, "’Maçlar, doğru gidiyor’ derken böyle olması bizi şaşırttı. Çok da şaşırmadık. Çünkü iki gün önce bir şeyin altını çizdim. ’İnşallah pazartesi günkü Fenerbahçe-Galatasaray maçında Galatasaray’ın tepkileri bize karşı ters tepmez’ dedim. Hakeme güvendiğimi söylemiştim. Mehmet Türkmen, genç bir hakemimiz. Gelecek de vadediyor, hata yaptığı da oluyor. ’İnşallah bizim maçta hatası konuşulmaz’ demiştim. İlk yarıda hakem hatalar yaptı. Faullerimizi çalmadı ama bu kararlar sonucu etkileyecek şeyler değildi. İkinci yarda Samsunspor üstünlüğünü kabul ettirdi. Yenilsek de hiç üzülmeyecektim. ’Biz oynadık, Galatasaray’ı boğduk ve 2-1 yenildik. Gücümüz bu kadar’ diyecektim. 88. dakikada 2-2’yi yakaladık. Stat bir anda çöktü. Osimhen devreye girdi ve golünü attı. Sonra Samsunspor bir muhteşem bir oyun çıkardı" şeklinde konuştu. "Penaltıyı gözü kör hakem bile orada olsa görür" Bugünkü hakem kararlarına rağmen çok çalışmaya devam edeceklerini yineleyen 64 yaşındaki başkan, "Penaltıyı gözü kör hakem bile orada olsa görür, hisseder verirdi. Hakemin görmesine bile gerek yok, VAR da var, var mıydı? Bunun açıklamasını sizlere bırakıyorum. İnanılmaz üzgünüm, inanılmaz sinirliyim. Bizim puanımız çalındı. Samsunspor’un belki beşinciliği de elimizden alınmış, aşağıya doğru bir iniş olacak. Ama bu bizi yıldırmayacak. Biz daha fazla çalışacağız" dedi. "Bugün hakemi yenemedik" "Samsunspor maç kazanacaksa hakemi de yenmeli" diyen kırmızı-beyazlı kulübün başkanı, şöyle devam etti: "Bugün hakemi yenemedik. Hakemi yenemiyorsak puan alma şansımız yok. Bu artık kanıtlandı. Yüksel Yıldırım’ın futbol camiasında altına imzasını atarak söylediği bir şey. Samsunspor’un hakemi yenemediği maçları yenme şansı yok. Bunu ister hakemler alınsın, ister MHK alınsın, ister de TFF. Ben buradan TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’na da söylüyorum, canım arkadaşım ama onun da lafı geçmiyormuş artık. Bitmiş, TFF de bitmiş. Kaç sefer söyleyecek İbrahim Başkan, ‘Hakemler böyle hata yapamaz. Hakem yapsa bile VAR var’ dedi. Bugün hepimiz şahidiz. Galatasaraylılar dahil, medyadaki herkes dahil net penaltı diyor. Ama hakem üçlüsü ve VAR bunu vermedi, sonuçta maç 3-2 bitti. Galatasaray’a hayırlı olsun 3 puanı." "5 Aralık, kara bir cuma günü olarak Samsunspor tarihinde anılacak" Yüksel Yıldırım, Konferans Ligi’nde adil hakem performansları olduğu için lider durumda bulunduklarını savunarak, "5 Aralık, kara bir cuma günü olarak Samsunspor tarihinde anılacak. Ali Sami Yen’de bu puan belki bizim bu sene Avrupa’ya gitmemizin önüne geçecek. Ben bunun hesaplarını sezon sonu sorarım. Samsunspor, Konferans Ligi’nde birinci. Niye, çünkü hakemler adil, Samsunspor’un hakkı yenmiyor. Samsunspor da çıkıyor çatır çatır top oynuyor. Geliyoruz buraya, her maçta hakemlerle problemimiz var. Susuyoruz ama artık yeter. Daha nereye kadar susacağız? Ben Samsunspor’un hakkını istiyorum. Çalınan 1 puanımı geri istiyorum. TFF nasıl veriyorsa verir. Ben istiyorum, Samsunspor hak etmiyor bunları. Bu sezon böyle biterse oturur konuşuruz. Bundan sonra Türk futbolu ileriye gideceğine geriye gider" diye konuştu. "Getirin yabancı VAR hakemlerini onlar yapsın" Yabancı VAR hakemi talebinde de bulunan Yıldırım, takımını oynadığı oyundan dolayı tebrik etti. Yüksel Yıldırım, "Demek ki yapılan operasyonların hakemlere etkisi sıfır. VAR’dakiler boş. O zaman getirin yabancı VAR hakemlerini onlar yapsın. Türk hakemlerinin neresine güveneceğim. Maç öncesi güveniyorum dedim, utanıyorum kendimden. 24 saat geçmeden söylediğim lafı geri alıyorum. Ama ben buradan takımımı kutluyorum. Çıktılar aslanlar gibi ikinci yarı oynadılar. Ali Sami Yen’de 2-0’dan 2-2’ye getirmek her takıma nasip olmaz. Bize oldu. Samsunspor taraftarı azınlık da olsa Ali Sami Yen’de sesini herkese duyurdu. Samsunspor taraftarına da teşekkür ediyorum. Onlar bizi desteklediği, bu takım da bu ruhla oynadığı sürece bizim yolumuz açık. Çünkü Samsunspor’un bir hedefi var. Ben bir gün Samsun’da Şampiyonlar Ligi müziği okutturacağım. Bunun önüne ne hakemler, ne Galatasaray, ne Beşiktaş, ne Fenerbahçe geçecek. Bu kadar iddialı söylüyorum. Büyük takımlar beni ister sevsin, ister sevmesin. Yapacağım bunu" açıklamasını yaptı.
İstanbul Leroy Sane: "3 puanı almayı başardık, en önemlisi buydu" Galatasaray’ın Alman futbolcusu Leroy Sane, 3-2 kazandıkları Samsunspor maçının ardından yaptığı açıklamada karşılaşmanın ikinci yarısında zorlandıklarını fakat önemli olanın 3 puanı kazanmak olduğunu ifade etti. Trendyol Süper Lig’in 15. haftasında Galatasaray, sahasında karşılaştığı Samsunspor’u 3-2 mağlup etti. Sarı-kırmızılılarda 1 gol ve 1 asistle oynayarak galibiyette önemli katkı sağlayan Alman futbolcu Leroy Sane, maçın ardından basın mensuplarına değerlendirmelerde bulundu. Sane, "Zor bir oyundu. Önemli bir maçtı bizim için. İlk yarıda çok iyi bir oyun sergiledik. İkinci yarıda daha zorlandığımız bir oyun oldu. Hatta kontrolü kaybettik bazı yerlerde. Ama sonunda kazanmasını bildik. 3 puanı almayı başardık, en önemlisi de buydu" diye konuştu. "Takımımız ve hocamızla birbirimize çok iyi alıştık" Takım olarak iyi bir adaptasyonları olduğunu ifade eden 29 yaşındaki futbolcu, "Tabii ki de herkesi tanımak, birbirimize alışmak, nasıl oynayacağımızı görmek biraz zaman alıyor. Herkes için olan bir şey bu. Hem takımımız hem de hocamızla birbirimize çok iyi alıştığımızı düşünüyorum. Abdullah (Kavukcu) ağabeye de çok teşekkür ediyorum. Geldiğimden beri evimde hissetmem için çok yardımcı oldu. Aslında kulüpteki herkes de böyle yapıyor. Önümüzdeki maçlarda daha da iyi olmamız gerektiğini düşünüyorum" açıklamasında bulundu. "Oyunda eli görmedim, bana değil gibi göründü" Son olarak maçın son anlarında Samsunspor’un penaltı beklediği pozisyonla alakalı sorulan soruyu yanıtlayan Leroy Sane, "Oyunumun dışındaki şeylerle ilgili çok yorum yapmak istemiyorum. Takımıma yardımcı olmak istiyorum. Her zaman odaklandığım şey bu. Takım olarak da başarılı olmak ve kazanmak istiyoruz. Oyun içerisindeyken eli görmedim, bana değil gibi göründü. Tekrardan görüntülere bakmam gerekir" diyerek sözlerini tamamladı.
Kayseri Avrupa’da Türk kadın gücü sahaya çıkıyor Avrupa’nın dört bir yanındaki Türk kadınlarından oluşan Türk Diasporası Kadınlar Birliği kuruluyor. Avrupa’nın dört bir yanındaki Türk kadınları ilk kez tek bir güçlü çatı altında birleşiyor. Bu tarihi adımın öncülüğünü, Almanya’da yaşayan iş insanı Jasmin Şahin üstleniyor. Uzun süredir üzerinde çalıştığı projeyi artık resmiyete kavuşturma aşamasına gelen Kurucu Başkan Jasmin Şahin, yönetim kadrosu ve Avrupa’daki etkili Türk kadınlarıyla defalarca toplantılar yaparak hem yakın plan hem orta vadeli hem de uzun vadeli bir yol haritası oluşturduklarını ifade etti. Şahin, kurulacak yapıya üyeliğin, herhangi bir statü şartına bağlı olmadığını vurgulayarak, şu sözleri kaydetti: "Türk Diasporası Kadınlar Birliği; yalnızca işveren kadınların, sadece akademisyenlerin ya da sadece girişimcilerin oluşturduğu bir platform değildir. Bu birlikte 18 yaşını geçmiş her Türk kadını yer alacak. Emekliler, çalışanlar, işçiler, öğrenciler, akademisyenler, ev kadınları, profesörler, girişimciler. Yani Avrupa’daki Türk kadınının tüm renkleri, tüm temsil grupları tek çatı altında birleşecek." Tek hedeflerinin Avrupa’da Türk kadınının sesini güçlü bir şekilde duyurmak olduğunu dile getiren Jasmin Şahin, "Kadın gücünün bu topraklarda hissedilmesi, görünmesi ve etkisinin artması için çalışıyoruz. Aynı zamanda Türkiye’deki dezavantajlı kadınlara destek olmak, onları güçlendirmek, balık tutmayı öğretmek, iş ve üretim fırsatları yaratmak temel misyonumuz. Üreten kadınların ürünlerini Avrupa pazarına taşıyacak projeleri de hazırladık" ifadelerini kullandı. Hazırlıkları son aşamaya gelen Türk Diasporası Kadınlar Birliği, önümüzdeki hafta resmen kurulmuş olacak. Avrupa’da kadın odaklı en geniş kapsamlı Türk sivil oluşumu olmaya aday bu birlik, daha şimdiden büyük bir heyecan ve umut yaratmış durumda.