KÜLTÜR SANAT - 05 Nisan 2018 Perşembe 10:24

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, 5. Tiyatro Günleri’nin onur konuğu oldu

A
A
A
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, 5. Tiyatro Günleri’nin onur konuğu oldu

KKTC’de düzenlenen GAÜ 5. Tiyatro Günleri kapsamında sahne alan “Sanat” tiyatro oyununa, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da katılım gösterdi.

GAÜ tarafından bu yıl 5’.si düzenlenen, halkın ve GAÜ ailesinin de yoğun katılım gösterdiği “Sanat” oyununda ayrıca, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Eşi Meral Akıncı ile birlikte, Girne Belediye Başkanı Nidai Güngördü, GAÜ Rektörü Prof. Dr. Kutsal Öztürk ile Turizm Bakanlığı Müsteşarı Doç. Dr. İsmet Esenyel’de katılım gösterdi.

Tiyatronun bitiminde açıklamada bulunan Cumhurbaşkanı Akıncı, GAÜ 5. Tiyatro Günlerinden hep birlikte bulunmaktan duyduğu sevinci belirterek, “Bu akşam ki oyunda, kimi anlarda güldük; kimi anlarda yoğun olarak düşündük. Bu akşam pek çok mesaj alarak ayrılıyoruz. Bu oyunun karakterlerinden olan Ivon gibi diliyorum ki; hepimiz her zaman iyilikten doğruluktan demokrasiden ve sanattan yana olalım” dedi.

“Tiyatro oyuncusu olmak için çok çalışmak gerekir”

Usta oyuncu Cihan Ünal oyun sonrasında yaptığı açıklamada, “Burada olmaktan, burada oynamaktan dolayı çok mutluyum. “Sanat” tiyatro oyunu 20 yıl önce yazılmış ve o dönem başta Paris ve İngiltere olmak üzere bütün Avrupa’da oynandı ama Paris ve Londra temsilleri çok sükse yaptı. Hatta 5 seneye yakın oyun devam etti. Fransa’da Moliere, Londra’da Olivier ödülünü aldı. Çok entelektüel ve akıllıca yazılmış. ‘20 yıl önce sevgili, rahmetli büyük sanatçı Cüneyt Türel ile birlikte oynamıştık. Onun anısına bu oyunu yapmak istedik ve tekrarladık.”
Ünal konuşmasının devamında, “Tiyatro oyuncusu olmak için çok çalışmak gerekir. Birincisi yetenek olacak. Bazıları der ki ‘’benim evladım çok iyi taklit yapar. Taklit değildir tiyatro, tiyatro bir gerçektir ve başka bir şeydir. Taklit etme yeteneği bir sanat değildir bence. Ancak tiyatro için bir yetenek olmalıdır. Burada bazı arkadaşlar ünlü olmaya özeniyorlar. Ünlü olabilmek içinde tiyatro okulunu basamak olarak kullanıp televizyonlara geçmek gerekir. Bu yüzden meşakkatli bir yoldur ve çok çalışmak gerekir” şeklinde konuştu.

“Tiyatro güzel sanatlarda 6. sanat dalı”

Mutlu Güney ise yaptığı açıklamada, “20 yıl önce Can Gürzap, Cihan Ünal ve Cüneyt Türel oynamışlardı. Cüneyt ağabeyimiz vefat ettikten sonra 20 yıl sonra yerine beni seçtiler. Cihan Ünal ve Can Gürzap benim hocalarımdır. Bu benim ikinci Yasmina Reza oyunum. Daha önce Ahmet Levendoğlu ile beraber “Yaşamın 3 Yüzü” oyunda oynadım. Oyunda kara mizaha ve birçok farklı duyguya yer veriliyor. Çok eğlenceli çok düşündürücü bir oyun.” Güney konuşmasının devamında tiyatrocu olmak isteyen tiyatroya gönül veren kişilere, “Tiyatro güzel sanatlarda 6.sanat dalı olarak bilinir. Başta yer alan 5 ana sanat dalı hakkında mutlaka birazcık bilgileri olmalılar. Resim, edebiyat, mimari, fonetik (bale ve opera) sonrasında tiyatro ve sinema yer alır. Tiyatro ile ilgilenenler sinemayı daha rahat yapar. Onun için bu 5 ana sanat dalını oldukça iyi bir şekilde öğrenmeleri gerekiyor. Alt yapıyı kuvvetlendirdikten ve tekniklerini de geliştirdikten sonra kimse tutamaz “ dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Sergen Yalçın sezon sonunda Antalyaspor’dan ayrılacağını açıkladı Antalyaspor Teknik Direktörü Sergen Yalçın, 2-1 mağlubiyetle sona eren Pendikspor karşılaşması sonrası yaptığı açıklamada, “Başkan ve yönetimle hafta içinde yaptığımız toplantıda karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk. Sezon sonu devam etmeme kararı aldık” dedi. Trendyol Süper Lig’in 35. haftasında Antalyaspor, sahasında Pendikspor’a 2-1 mağlup oldu. Karşılaşmanın ardından basın toplantısında maçı değerlendiren Antalyaspor teknik patronu Sergen Yalçın, 3 puan kaybettikleri için üzgün olduklarını söyledi. Zor bir oyun olduğunu ve Pendikspor’un iyi mücadele ettiğini kaydeden Yalçın, 10 kişi kaldıktan sonra işlerinin zorlaştığını belirterek, “Aslında bayağı da bir pozisyon yakaladık. İkinci yarı maalesef oyunu çeviremedik. Böyle oyunlar da olabiliyor. Kaybettiğimiz için doğal olarak üzgünüz” dedi. Hakemi sert bir dille eleştirdi Karşılaşmanın hakemi Tugay Kaan Numanoğlu da sert bir dille eleştiren Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tugay Kaan Numanoğlu arkadaşımız olmasaydı belki biraz farklı bir maç olurdu. Özellikle ilk golü attıktan sonra oyuncumuz kafasına aldığı bir darbeyle yerde yatarken oyunu devam ettirip bana göre yüzde yüz ofsayt olan bir goldü. O çizgi nasıl çizildi bilmiyorum, kim çiziyorsa artık. Oyunun durması gerekiyordu. Çünkü oyuncumuz kafasına darbe aldı. Normal bir sakatlık değildi oyunu durdurmadı ve devamında bize golü yedirtti. Bu futbol sahalarında çok olan bir davranış değil. Oyunun devamında rakip oyuncular sakatlandığında hemen oyunu durdurup ve normal sakatlıklarda bile hemen doktorları sahaya davet etti sağ olsun bu arkadaş. Böyle hakemler Türk futbolunda olduğu sürece maalesef Türk futbol hiçbir şekilde güvenilirliği kalmayacaktır bundan sonrası için. Özellikle bu arkadaşı işaret ederek bunu söylüyorum. Gerçekten kendisi adına çok üzücü bir maç oynattı. Bırak oyuncuları oynasınlar. Kim kazanıyorsa kazansın. Seni ilgilendiren bir şey yok aslında. Sen normal maçını yönetebilirsin. Maalesef talihsiz bir gece geçirdi diye düşünüyorum." "Sezon sonu devam etmeme kararı aldık" Sezon sonu takımdan ayrılacağını da açıklayan Yalçın, “Başkan ve yönetimle hafta içinde yaptığımız toplantıda karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk. Tabii onların da bazı hedefleri, bizim de kendi adımıza hedeflerimiz var. Sezon sonu devam etmeme kararı aldık. Oynayacağımız son üç maç Antalyaspor’da. Özellikle Sinan Başkan’a, yönetime değerli Antalyaspor taraftarına teşekkür ediyorum. Bizi burada çok iyi ağırladılar. Hiçbir sıkıntı yaşamadık. Güzel bir beş ay geçirdiğimizi düşünüyorum. İstediğimiz yere getirdiğimizi düşünüyorum. İnşallah önümüzdeki senelerde tekrar yollarımız karşılaşır” ifadelerini kullandı.
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.