GÜNDEM - 07 Mayıs 2021 Cuma 18:34

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay: 'Dijital imzada yol haritamızdan daha hızlı gidiyoruz'

A
A
A
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay: 'Dijital imzada yol haritamızdan daha hızlı gidiyoruz'

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, “Dijital imzanın kullanılması bazı noktalarda gerekli hale geldiği için bizim yol haritamızdan daha da hızlı gidiyoruz. Dijital imzada 2019’da 4.5 milyon, 2020’de 5 milyona ulaşmış durumdayız. E-imza pazarının 2023 yılına kadar yaklaşık yüzde 35’lik bir büyüme ile gelişmesi bekleniyor. Diğer taraftan da 9 milyar dolar büyüklüğüne pazar olarak ulaşması tahmin ediliyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) tarafından düzenlenen "Dijitalleşme ve Gençlerin Geleceğine Yatırım" temalı webinar'da konuştu. Oktay, konuşmasının başında dijital dönüşümü milli teknoloji hamlesinin önemli bir parçası olarak gören Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını iletti. Geçtiğimiz yılın salgının oluşturduğu etkilerle insan yaşamı ve iş süreçlerinde köklü dönüşümlerin yaşandığı bir yıl olduğunu söyleyen Oktay, “Hala etkileri süren salgın süreci, ülkemizdeki imalat sanayinin dijital dönüşüm ihtiyaçlarını karşılayacak ulusal teknoloji tedarikçilerinin önemini, dışa bağımlılığın azaltılmasının ve dijital teknoloji üreten yerli işletmelerin sayısının artmasının kıymetini hepimize bir kez daha hatırlatmıştır. Bugün hem üretim süreçlerinde hem de kamunun eylem ve işlemlerinde ‘dijitalleşme’, süreçleri kolaylaştıran bir seçenek değil, devamlılığı sağlayan bir zorunluluk haline gelmiştir. Elbette iş sadece ticari faaliyetleri ya da bazı işlemleri, süreçleri dijital ortama taşımakla bitmiyor. ‘Yarının teknolojisi bugün burada’ diyebilmek için dijital düşünerek dijital olgunluğu konuşuyor olmalıyız. Dijital dönüşümde vites yükseltmeyi Cumhurbaşkanımız liderliğinde kamu-özel sektör ahengiyle sağladığımız tüm başarılar gibi yine siz babayiğit sanayicilerimizle, mühendislerimizin, yazılımcılarımızın akıl teriyle ve kamu-özel sektör iş birliği ile başaracağız” ifadelerini kullandı.

Kamu boyutunda dijital Türkiye çalışmalarını vatandaş odaklı bir yaklaşımla, kamu hizmetlerinin en kolay, en hızlı ve en kaliteli şekilde sunulması hedefiyle ilerlettiklerini kaydeden Oktay, “Vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştıran dijital uygulamaları hayata geçirmenin yanı sıra özellikle iş dünyasına yönelik bürokrasinin azaltılmasına ve dijital kamu uygulamaları yoluyla Türkiye’de iş yapma kolaylığını artırmaya odaklandık. YOİKK kapsamında ele aldığımız bir işletmenin kuruluş aşamasından tasfiye aşamasına kadarki süreç kalitesini ölçen Dünya Bankası İş Yapma Kolaylığı Endeksi'nde geçmiş dönemde sağladığımız başarımızı ivmelendirmek için önemli çalışmalar yürütüyoruz. Yerli-uluslararası yatırımcılar dahil tüm girişimcilerin kamuyla olan işlerini kolaylaştıracak adımlar kapsamında, konkordato ile vergi ve harç ödeme süreçlerinin hızlandırılmasını temin etmek üzere bir kanun taslağı hazırladık ve Meclise sunduk. Böylece işletmelerin parça parça yerine bir bütün halinde satılması ve işletme sahiplerinin ekonomik kayıplarının en aza indirgenmesi bu çalışmanın içerisinde olan özellikler. Ayrıca özellikle vergi ve harç ödeme noktasında vatandaşın tek bir kurumla muhatap olması ve bazı işlemlerin resen yapılması gibi önemli yenilikler de gelmiş olacak. Bütün bu çalışmalar içerisinde dijital dönüşümün faydalarını göreceğiz. Aldığımız iyileştirme kararlarının uygulamaya geçmesiyle hem işletmelerimiz için bürokrasiyi daha da azaltacak hem de İş Yapma Kolaylığı Endeksi'ndeki başarımızı yeniden ivmelendireceğiz” diye konuştu.
Başta sanayi olmak üzere üretim süreçlerinde dijitalleşmeyi teşvik etmeye dönük makro hedeflerinin olduğunu sözlerine ekleyen Oktay, “Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisimiz ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız başta olmak üzere ilgili kurumlarımızla dünyadaki dijital dönüşüm trendlerini yakından takip ediyor, küresel rekabette asla geride kalmıyoruz. Türkiye’nin güçlü sanayi alt yapısını dijital dönüşümle daha rekabetçi bir hale getirmek temel önceliklerimizden birisidir. Bu önceliğimize ilişkin stratejilerimiz 11. Kalkınma Planı'ndan 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejimize kadar tüm politika belgelerimizde uyumlu ve tamamlayıcı şekilde yer almış durumdadır ve hedefimiz nettir. Tüm sektörlerde dijital dönüşümü sağlamış, kamuda ve özel sektörde kurumsal kaliteyi artırmış bir Türkiye hedefi. Bu hedefimize sizlerle birlikte ulaşacağız. Bu hedefimize dinamik genç nüfusumuzla, nitelikli bilgi üreten akademi dünyamızla ve özel sektörümüzle ulaşacağız. Bu hedefimize salgının oluşturduğu şartları fırsata çevirerek proaktif iş dünyamızla, vizyoner sivil toplum kuruluşlarımızla ve inisiyatif alan meslek örgütleriyle, sendikalarla ulaşacağız. Biz de imalat sanayinde en etkin dijital dönüşümün sağlanması için Cumhurbaşkanımız liderliğinde sizlerle birlikte var gücümüzle çalışmayı sürdüreceğiz” açıklamasında bulundu.

“Biz milli teknoloji hamlemizle tam yol ileri giderken birileri çıkıp Türkiye’nin teknoloji açığı var diyebiliyor. Biz ihracatta kırdığımız rekorlarla gururlanırken birileri ekonomi boyutunda sıkıntılara odaklanıyordu. Şimdi de biz yapay zeka, sanal gerçeklik, nesnelerin interneti diyoruz, birileri daha dijital medyayı yeni keşfediyor, karşılıklı mention atıp icraattan sayıyor” diyen Oktay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Sanayiye, sanayiciye, yerli milli üretime adeta takoz olacak çevrelerin salgın sonrası döneme uyum sağlayabileceğine, salgın sonrası şartların yapısına uygun politika üretebileceğine de açıkçası inanmıyorum. Bugün salgın döneminde tedbir ödemeleri ve ertelenen gelirle yaklaşık 600 milyarı aşkın desteği vatandaşına sunan, kısa çalışma ödeneğiyle, vergi indirimleriyle, sübvansiyonlu kredilerle üreticisinin yanında olan bir Türkiye var. İmalat sanayi kapasite kullanım oranı bir önceki aya göre 1,2 puan artarak yüzde 75.9 seviyesine ulaşan, G20 ülkeleri arasında Çin'den sonra yıllık sanayi üretimini en çok artıran bir Türkiye var. Her zaman söylüyoruz; bu başarı hepimizindir. Biz üç kıtanın merkezi olan ülkemizi küresel bir üretim ve teknoloji üssü haline dönüştürmekte kararlıyız.”

Oktay, "Dijitalleşme ve Gençlerin Geleceğine Yatırım" temalı seminerin diğer bölümünde MESS üyelerinden gelen soruları yanıtladı. “Salgın süreci ile birlikte dijital imza daha da önemli hale geldi. Dijital imzanın iş süreçlerine yaygınlaştırılabilmesi bakımından ne gibi düzenlemeler yapılabilir?” sorusunu yanıtlayan Oktay, “Dijital imzada iyi başladık. Salgın döneminin hep negatiflerinden şikayet ediyoruz ancak pozitif kısımları da var, bir tanesi bu alan. Dijital imzanın kullanılması bazı noktalarda gerekli hale geldiği için bizim yol haritamızdan daha da hızlı gidiyoruz. Dijital imzada 2019’da 4.5 milyon, 2020’de 5 milyona ulaşmış durumdayız. Bizim oradaki sorunumuz, altyapı hazırdı ama bunun yasal olarak bir karşılığına ihtiyaç vardı. Yani bu imzaların yasal olarak geçerliliğinin olmasıyla alakalı. Bu çerçevede sektörler itibariyle gerekli düzenlemeler yapıldı. E-imza pazarının, yine bir başka istatistik, 2023 yılına kadar yaklaşık yüzde 35’lik bir büyüme ile gelişmesi bekleniyor. Diğer taraftan da 9 milyar dolar büyüklüğüne Pazar olarak ulaşması tahmin ediliyor. Ipsos tarafından gerçekleştirilen elektronik imza kullanım alışkanlıkları diye bir çalışma var. Orada da baktığımızda, e-imza kullanıcılarının en çok yüzde 50 oran ile e-Devlet uygulamalarını kullandığını görüyoruz. Bu oranın yüzde 49 ile kamu projelerini takip edilmesi, bankacılık işlemleri yüzde 23, sonrasında da İçişleri Bakanlığı ve ilgili bakanlıklardaki yapılan e-imza ile ilgili kimlik yüklenmesi gibi çalışmaları da yıl içerisinde tamamlayarak hızlı bir şekilde uygulamaya sokmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

İlker Turak
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Metin Öztürk: “Hedefimiz 105 puan ile şampiyon olmak” Galatasaray İkinci Başkanı Metin Öztürk, Y. Adana Demirspor galibiyetinin ardından yaptığı açıklamada, “Hedefimiz tüm takımları yenerek 105 puan ile şampiyon olmak" dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Galatasaray, deplasmanda Adana Demirspor’u 3-0 mağlup etti. Maçın ardından sarı-kırmızılı takımın ikinci başkanı Metin Öztürk, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Galatasaray’ın 15 maç üst üste kazanarak bir rekora imza ettiğini belirten Öztürk, “Tabii ki rekorlar kıymetli ama bizim yolculuğumuz belli, 24. şampiyonluk için gidiyoruz. Önümüzdeki yıl Dursun Özbek Başkanımızın liderliğinde tekrar şampiyon olup 5. yıldızı takacağız. Bu tabii bir hedef. Neticede 19 kıymetli rakibimiz ile oynuyoruz” şeklinde konuştu. “12 puan daha var” 4 maçları daha olduğuna dikkat çeken Öztürk, "4 tane daha maçımız var. Demek ki 12 puan daha var. Yani hiçbir şey garanti değil. Oynayacağımız rakipler arasında küme düşme hattında olanlar var. Bizim gibi şampiyonluk yolumda yarıştığımız Fenerbahçe de var. Bir takımla oynadığınız performans ve aldığınız puanlar aslında diğer takımları da ilgilendiriyor. O yüzden biz gücümüz yettiğince sadece şampiyonluk yolunda değil tüm takımları yenerek ligi planladığımız gibi bitirmeyi hedefliyoruz” sözlerine yer verdi. "Farkı 7 puan olarak algılamak doğru değil" Farkı 7 puan olarak algılamanın doğru olmadığını ve Fenerbahçe’nin henüz maçını oynamadığını kaydeden Öztürk, “Farkı 7 puan olarak algılamak doğru değil. Şu an hala aramızda 4 puanlık bir fark var. Rakibimiz henüz oynamadı. Rakibimiz oynadıktan sonra ne olacağına bakacağız. İster 7 puan olsun, ister 4 puan olsun bizim hedefimiz 105 puan ile şampiyon olmak” ifadelerini kullandı. “Hakem kardeşlerimiz elinden geleni yapıyor, yeter ki kasıt olmasın” Metin Öztürk, ayrıca çok fazla hakem konuşmaya gerek olmadığını, ancak hakemlerin maçları yönetirken niyetlerinin önemli olduğunu kaydetti. Öztürk, “Artık bence çok fazla hakem konuşmaya gerek yok. Yunanistan’da da görüyorsunuz yabancı hakemler var. Orada da Yunan takımları bundan şikayetçi. Herkes elinden geleni yapıyor. Eminim ki hakem kardeşlerimiz de elinden geleni yapıyor. Kasıt olmasın, kötü kalp olmasın. Biz spordan da oynanan futboldan da çok memnunuz. Adana Demir ilk devre inanılmaz bir futbol oynadı. Maç iki tarafa da gitti geldi. Futbol bu, sonucun ne olacağı belli olmuyor” dedi. "Bugün harika bir Mertens resitali izledik" Dries Mertens’in önümüzdeki sezon devam edip etmeyeceğine yönelik soruya da yanıt veren Öztürk, daha sonra şunları söyledi: “Buna karar verecek olan hocamız Okan Buruk ve Başkan Vekilimiz Erden Timur. Ancak bir izleyici olarak şunu söyleyeyim bugün harika bir Mertens resitali izledik. İnanılmaz. İnsan olarak müthiş. Ümit ediyorum ki bu performansını önümüzdeki sene bizimle devam ettirir. Ama devam ettirmese de kalbimiz her zaman onunla. Takımımıza şampiyonluk yolunda diğer futbolcu kardeşlerimiz gibi çok önemli katkı sağlıyor."
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.