POLİTİKA - 16 Şubat 2018 Cuma 17:53

Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Saral: 'Afrin’deki cephe, hayasızlığa karşı vicdanın müdafaa cephesidir'

A
A
A
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Saral: 'Afrin’deki cephe, hayasızlığa karşı vicdanın müdafaa cephesidir'

Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Oktay Saral, “Yok Afrin harekatı siyasallaşıyormuş, yok gölgelenip matlaşıyormuş gibisinden açıklamalarla öküz altında buzağı arayan, durumdan vazife mantığı ile kendince siyasi mevzi almaya çalışanlara ne kulak kabartacak vaktimiz ne de tahammül edecek sabrımız yoktur” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Oktay Saral, Zeytin Dalı Harekatı’nda tarih yazan Türk askeri için şu ifadeleri kullandı: “Ve zaman devrini tamamlaya tamamlaya Allah’ın yeryüzünde çekilmiş kılıcı olan bir milleti ikinci defa zulüm üzere kınından çıkmaya ve insanlık onurunun kurtarıcısı olmaya mecbur etmiştir. Asırlık gecenin ağarırken tan yeri ‘beklemesinler’ deyip çoktan yola çıktı Kızılelma fedaileri. Onlar, Anadolu’dan başlayıp bütün dünyayı saracak olan Türk ihtilal hareketinin öncüleri, mübeşşirleri, akıncılarıdır. ‘Beklemesinler’ derken gemileri yakanlar biliyor ki; onları bekleyen mazlum bir dünya var. O kahramanın iman dolu göğsünde, esir halk yığınlarının ve bütün mazlum milletlerin kurtuluş ümidini görüyoruz. Ufuklar Türk güneşinin doğumuna hazırlanıyor; Yörük analar Mehmetler için kurbanlar keserken, Sütçü İmam’ın torunları Allah ve vatan için sefere çıkan ordumuzu sokaklara dökülerek bağrına basıyor ve dualarla uğurluyor. Yine, yeniden ordu millet olarak bir iman ve irade bütünlüğü içerisinde kıyam ediyoruz. Efesi, yiğidi, kızanıyla; Bosna’sı, Bakü’sü, Kazan’ıyla, evlad-ı Osman ayağa kalkıyor.”

“Yemin dövüşte secdeye kırılan kalemin, silahın, bayrağın, Kur’an’ın üstüne yemin”

Günün bir ve birlik olma günü olduğunu belirten Saral, “Çünkü Afrin’de Haçlı-siyonist ittifaka ve onun terörist piyonlarına karşı tuttuğumuz cephe mukaddeslerin, imanın, insan haysiyet ve onurunun cephesidir. Hayasızlığa karşı vicdanın müdafaa cephesidir. Fitneye ve birbirimize düşmeden her türlü şahsi kin ve hesabı bir tarafa bırakarak tek vücut ve tek yumruk halinde bu cephede toplanmamız tarihi bir mecburiyettir. Milli mukavemeti kıracak, milli birlik ruhuna ihanet eden vicdanını kiraya vermiş dönme, kripto ve ne kadar uşak eskisi varsa hiç birinin ihaneti hiçbir gerekçe ile şu gün mazur görülemez ve asla affedilemez. Onun içindir ki herkesi ve her kesimi sorumluluk almaya davet ediyorum. Bugün herkes gayreti ve kuvveti nispetinde bu mukaddes mücadelede yerini ve payını almalıdır. Aynı medeniyet kubbesinin altında aynı kıbleye yönelip saf saf aynılaşanlar, düşman karşısında da omuz omuza verip sıra dağlar gibi durmalıdır. Aklın, izanın, vicdanın, tarihin ve ecdadın bizden istediği budur. Bu mücadelede ben sen yok; biz varız. Koskoca bir milletin istiklal ve istikbali var. Onun içindir ki, yok Afrin harekatı siyasallaşıyormuş, yok gölgelenip matlaşıyormuş gibisinden açıklamalarla öküz altında buzağı arayan, durumdan vazife mantığı ile kendince siyasi mevzi almaya çalışanlara ne kulak kabartacak vaktimiz ne de tahammül edecek sabrımız yoktur. İçimizdeki besleme lisanslı, uşaklıktan doktoralı, ihanet diplomalı, tek hücreli zillet hadimleri bilsin ve bilinmelidir ki; bu topraklar mayoz ya da mitoz bölünmeye müsait asalaklar ülkesi değildir. Bu vatan, yavuklusunu pınar başında, yavrusunu üç yaşında bırakıp giderken ‘beklemesinler’ diyenlerin beklediği şehit kanlarıyla tapulanmış, şehit mezarlarıyla mühürlenmiş, mukaddes ve kavi bir kalenin adıdır. Cihan bilsin ki biz, damarlarında üç kıtanın ırmakları dolaşan, Nil ile İdil ile konuşan, ilim, irfan ve adaletle gökleri ve gönülleri saran, dünya fatihliğine eren, hedefi ‘Kızılelma’ olan, Avrupa’dan Asya’ya, Hindistan’dan Afrika’ya camiler, kubbeler, kemerlerle medeniyet inşa eden, kıtalara, iklimlere sığmayan o şanlı ecdadın ahfadıyız. Sınırımızda terör kahpelenip herzeler kusarken biz nasıl susarız? Musul, Kerkük, Halep ağlarken biz nasıl güleriz? Dindaşlarımız, kardeşlerimiz ölürken biz nasıl kalırız? Bekleyin, çünkü; ‘beklemesinler’ deyip gemileri yakanlar geliyor” açıklamasında bulundu. 

Derya Yetim

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul Havalimanı’nda gövdesinin üzerine inen uçak bulunduğu yerden kaldırıldı İstanbul Havalimanı’nda gövdesi üzerine inen kargo uçağı, çekici yardımıyla bulunduğu yerden kaldırıldı. İstanbul Havalimanı’nda Fedex Havayolları’na ait kargo uçağı, ön iniş takımları açılmayınca gövdesi üzerine piste iniş yaptı. İniş sırasında sürtünmenin etkisiyle kısa süreliğine alevlere teslim olan uçak ekiplerin müdahalesi ile söndürülürken, olayda ölen ya da yaralanan olmadı. Kaza kırım ve İGA İstanbul Havalimanı Kurtarma ve Yangınla Mücadele ekibi (ARFF) yaptığı çalışmalarının ardından, önce uçakta bulunan yükler boşaltıldı ardından da kargo uçağı, çekici araçlarla bulunduğu yerden kaldırıldı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, sosyal medyada yaptığı paylaşımda, "İstanbul Havalimanı’mızda gövdesi üzerine inen kargo uçağının ekiplerimiz tarafından kaldırılma çalışmaları başarıyla tamamlandı. Pistimiz, uçağın çekilmesinin ardından hassasiyetle temizlendi. Gerçekten işinin ehli olan ekiplerimiz, pist alanında saatler süren, organize ve çok titiz bir çalışmaya imza attı. Elim sonuçlara varabilecek bu tarz durumların önlenmesine örnek teşkil edecek bir müdahale ve çalışma performansı sergilediler. Olayın yaşanmaya başladığı ilk dakikadan itibaren soğukkanlı bir şekilde, strateji ve eylem planı oluşturarak hareket eden her bir görevlimizi kutluyorum. Kargo uçağının personeline ve İstanbul Havalimanı çalışanlarımıza yeniden geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Rabbim; her türlü kaza ve beladan ülkemizi, milletimizi ve tüm insanlığı korusun" ifadelerine yer verdi.