GÜNDEM - 16 Ekim 2019 Çarşamba 20:55

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: "Bu tür yaptırımlara misliyle karşılık veririz”

A
A
A
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: "Bu tür yaptırımlara misliyle karşılık veririz”

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “Böyle tehditlerle geldiklerinde, şunu yaparız bunu yaparız gibi iddialarla ortaya çıktıklarında geçmişte nasıl cevaplarını aldılarsa bundan sonra da alırlar. Dışişleri Bakanımız da ifade etti, bu tür yaptırımlara misliyle karşılık veririz. Bununla ilgili de Dışişleri Bakanlığı hazırlık yapıyor şu anda. Onların bu konuda bir çalışması varsa elbette Türkiye Cumhuriyeti bunu karşılıksız bırakmayacaktır” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Kabine Toplantısı’nın ardından önemli açıklamalarda bulundu.

Barış Pınarı Harekatına ilişkin Avrupa’nın, Amerika’nın ve başka ülkelerin harekatla ilgili yaptığı değerlendirmelerden daha önemli olanın askerimizin can güvenliği ve hedeflerine ulaşması olduğunu kaydeden Kalın, Barış Pınarı Harekatı’nın birçok oyunu bozduğunu kaydetti. Kalın, “Gürültünün temel sebebi budur. Bunun oluşturduğu bölgedeki jeopolitik çalkalanma belli ki bundan sonraki yakın dönemde de devam edecektir. Dünyada dengelerin yeniden kurulduğu bir dönemde Türkiye’nin kendi ulusal çıkarlarını esas alarak bu hamleyi yapmış olması bazılarını şaşırtmış olabilir ama Türkiye’yi tanıyanlar eminim şaşırmamışlardır. Daha önce özellikle yakın dönemde Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatlarıyla sınırımızı teröristlerden temizlediysek bundan sonra da Barış Pınarı Harekatıyla Fırat’ın doğusunu bütün terör unsurlarından temizleme konusunda kararlılık içerisindeyiz. Bunun oluşturduğu jeopolitik sarsıntılar bizim de takip ettiğimiz konulardır fakat yöneltilen eleştiriler, yaptırım tehditleri, kınamalar bizi haklı davamızdan vazgeçirmeyecektir. Türkiye hem sahada hem de masada güçlü ve akıllı stratejileri hayata geçirmeye devam edecektir. Harekat planlandığı şekilde devam etmekte ve 8’inci gününde beklenenden çok daha kısa sürede büyük başarılar elde etmiş bulunmaktadır. Bugün itibariyle bölgede askerlerimizin güvence altına aldığı yerlerde huzur istikrar ve güvenlik havasının oluştuğunu söyleyebiliriz. Bunun karşısında duranlar ise yıllardır PKK terör örgütünü ve onun Suriye’deki uzantılarını besleyen çevrelerdir. Burada bir gerçeği hatırlatmamız gerekiyor. PKK Suriye’deki Irak’taki çeşitli kollarıyla bir taşeron örgüttür. Uluslararası güçlerin kullandığı bir maşadır. DEAŞ ile mücadele bahanesiyle bu örgütün desteklenmesi onun adeta bir devlet aktörü gibi muamele görmesi son dönem siyasi tarihimizin en büyük skandallarından birisidir. Şu anda gürültü koparanlar aslında Suriye bölgesindeki piyonları mevzi kaybettiği için bu kadar öfkelidir. PKK’nın yenilgisini adeta Kürtlerin bir kaybı gibi yansıtmaya çalışıyorlar. Bunun gerçekle en ufak bir alakası yoktur” ifadelerini kullandı.

“YPG; DEAŞ’ı Batı dünyasına karşı bir şantaj malzemesi olarak kullanmaktadır”

YPG’li teröristlerin DEAŞ’lıları hapishaneden serbest bırakması hakkında bir değerlendirmede bulunan Kalın, "PKK, PYD, YPG; DEAŞ’ı ve DEAŞ’lı esirleri Batı dünyasına karşı bir şantaj malzemesi olarak kullanmaktadır. Bu oyunun ne boyutlara ulaştığını göstermesi açısından üzerinde ısrarla durulması gereken bir konudur. Türkiye’yi harekat konusunda eleştirenlere bu DEAŞ’lıları kimlerin neden bıraktığını sormak en tabi hakkımızdır. Bunun hesabını PYD, YPG’lilere soracaklar mı? Düne kadar müttefik dedikleri bu örgütün DEAŞ’lıları bırakmak suretiyle ne tür bir tehlikenin içine herkesi soktuğunu görüp bunun hesabını soracaklar mı?” açıklamasını yaptı.
“Batılı dostlarımızın NATO üyesi Türkiye Cumhuriyetini bir kenara bırakıp bu terör örgütünün müttefik olarak görmesi bir akıl tutulmasıdır” diyen Kalın, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Düne kadar müttefik dedikleri bu örgütün rejimle ve başka ülkelerle nasıl bir iş birliği arayışına girdiğini gördük. Bunu da biz Amerikalı muhataplarımıza ifade ettik. Bugüne kadar silahlandırdığınız, eğittiğiniz bu kişiler gidip Esad rejimiyle ve başka ülkelerle ittifak yaptıklarında ne düşünüyorsunuz. Burada harekat aynı anda birçok oyunu bozmak suretiyle aslında bölgedeki jeopolitik dengelerin de yeniden yerine oturması için yeni bir süreci başlatmıştır.”

“Gözümüzün önünde büyük bir hukuk skandalı yaşanıyor”

“DEAŞ ile mücadele konusunda bu sorumluluğun sadece Türkiye’ye ait olmadığını bunun uluslararası bir sorumluluk olduğunu da ifade etmek istiyorum” diyen Kalın, “Sanki bundan sonra Suriye’de bütün DEAŞ ile mücadele Türkiye’nin sorumluluğundaymış gibi bir hava oluşturuyorlar. Tutup birilerinin palazlandırdığı ve yıllardır ortalığı talan eden, binlerce insanın kanına giren bu terör örgütünü adeta Türkiye’ye fatura etmeye kalkmak asla kabul edilemez. Ne siyaseten ne ahlaken bunu onaylamamız mümkün değildir. DEAŞ ile mücadele bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrada uluslararası ülkelerin, aktörlerin katılımıyla, iş birliğiyle yürütülecek bir mücadeledir. DEAŞ’lı esirlerin ne olacağı konusunda da kaynak ülkelerin sorumluluk alması gerekmektedir. Gözümüzün önünde büyük bir hukuk skandalı yaşanıyor. DEAŞ mensubu olduğu için kendi vatandaşını almak istemeyen ülkeler bunları bir şekilde başkalarına fatura etmeye çalışıyorlar. Biz bu çerçevede üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye çalışacağız. Aynı konu mülteci krizi meselesinde de karşımıza çıktı. Mülteci konusunu adeta rakamlara indiren, bize gelmesinler de ne olursa olsunlar diyen Avrupalı ülkelerin bu konuda nasıl bir sınav verdiğini ve sınıfta kaldığını hep birlikte gördük. Birilerinin Barış Pınarı Harekatıyla orada bir insani kriz ortaya çıkacak, binlerce insan evlerinden ayrılmak zorunda kalacak gibi iddiaları açıkçası bizim için gülünçtür. Mülteciler için bugüne kadar parmağını bile oynatmayan kişilerin Türkiye’yi bu konuda hesaba çekmek gibi bir hakkı yoktur. Bugüne kadar Suriyeli mültecilere hiçbir ayrım yapmadan sahip çıktık bundan sonra da sahip çıkmaya devam edeceğiz. Biz 4 milyona yakın Suriyeli mülteciye ülkemizde ev sahipliği yaparken yaklaşık 3 milyona yakın Suriyeliye de Suriye tarafında yardım ediyoruz. 7 milyon Suriyeli Türkiye’nin koruması altında bulunuyor. Bu Suriye nüfusunun 3’te birine tekabül ediyor. Bunu yapabilen başka bir ülke var mı?” dedi.

“Hedeflerimiz de son derece açık ve nettir”

Barış Pınarı Harekatı’nın hedeflerine ulaşana kadar hız kesmeden devam edeceğini belirten Kalın, “Hedeflerimiz de son derece açık ve nettir. Sınır bölgelerimizi terör unsurlarından tamamen temizlemek, ikinci olarak da güvenli bölge haline getirdiğimiz bölgelere Türkiye’de bulunan mültecilerin geri dönmelerini sağlamaktır. Burada Barış Pınarı Harekatı ile Suriye’nin kuzeyinde Fırat’ın doğusunda demografik yapının değiştirileceğine dair iddiaların asılsız olduğunu, bunların birer propaganda olduğunu ifade etmek istiyorum. Terör unsurları bu bölgeden temizlendiği zaman Barış Pınarı Harekatı hedeflerine ulaşmış olacaktır. Hedeflerine ulaşana kadar bu harekat kararlı bir şekilde devam edecektir. Cumhurbaşkanımızın yaklaşık 4 yıldır bütün dünyanın gözü önünde ifade ettiği bu bölgenin teröristlerden temizlenmesi konusunda dünyanın bir şey yapmayacağını açık bir şekilde gördük” dedi.

“Rus tarafı bu konudaki hassasiyetimizi iyi bilmektedir”

Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Esad rejimi ile anlaştığı iddiaları hakkında Kalın şunları söyledi:
“Ruslarla Suriye konusunu uzun süredir görüşüyoruz. Astana sürecinde Rusya ve İran ile birlikte 3’lü olarak yürüttüğümüz bir süreç var. Oradaki önceliğimiz de hem sınır bölgemizin hem de Suriye’nin tamamının terör unsurlarından temizlenmesidir. Rus tarafı bu konudaki hassasiyetimizi iyi bilmektedir. Orada Amerika bayrağının yerine Rus bayrağının geçip PYD’nin,YPG’nin bir başka gücün himayesi ya da kontrolü altında olması bizim için kabul edilebilir bir şey değildir. Şu anda PYD’nin yapmaya çalıştığı şey de tam budur, rejimle anlaşarak, Rusları yanlarına alarak orada yeni bir oyun kurmaya çalışıyorlar. Bunun gerçekleşmeyeceği çok açıktır. Ruslar ile bizim bu konuda dün akşam da Cumhurbaşkanımızın Putin ile bir görüşmesi oldu. Önümüzdeki günlerde tekrar bir araya gelmek suretiyle bu konunun detaylarını konuşacaklar. Burada Suriye’nin toprak bütünlüğü, siyasi birliği açısından da PYD,YPG tahakkümünün artık sonlanmasının zamanı gelmiştir. Bugüne kadar Amerika himayesinde buraları adeta talan eden kendi kendilerine buraların hükümdarlığını ilan eden örgütler artık bu rahatlığı bulamayacaklardır. Türkiye bu konuda son derece kararlıdır.”

“Yarın Cumhurbaşkanımızın ABD Başkan Yardımcısını kabul etmesi planlanmaktadır”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ABD Başkan Yardımcısı Pence ile yarın bir görüşme yapacağını ifade eden Kalın, “Bu konu Amerika’nın da sıcak gündeminde. Bize zaman zaman Amerika’da bu konuda çok büyük bir baskı var bir kamuoyu baskısı var diye ifade edilen konuyu not ediyoruz. Ama Türkiye Cumhuriyeti’nin de bir kamuoyu var, burada da bizim insanlarımızın güvenlik öncelikleri var. Nasıl ABD Meksika sınırını güvence altına almak için bir takım tedbirlerden bahsediyor, bunu önemsiyorsa ki biz öyle bir yola başvurmadık, aynı şekilde bizim sınırlarımızı korumakta en büyük hakkımızdır. Burada DEAŞ ile mücadele ediyor bahanesiyle terör örgütüne silah vermenin Meksika sınırında uyuşturucu kartelleriyle mücadele ediyor diye bir terör örgütüne destek vermekten bir farkı yoktur. Geçmişte ABD bu hataları çok yaptı. Şu anda da maalesef PYD, YPG politikasında sıkışmış durumdalar. Onlar da bir çıkış arıyorlar. Bizim önerimiz son derece bellidir. Amerikan yardımı gelmeden önce Suriye’de PYD, YPG gibi böyle bir silahlı güç yoktu. Bugün İletişim Başkanı Altun onunla ilgili bir düzeltme yaptı. Yarın Cumhurbaşkanımızın ABD Başkan Yardımcısını kabul etmesi planlanmaktadır. Saati yarın netleşecektir” diye konuştu.

“Bizim pozisyonumuz net”

Kalın, Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı O’Brien ile yaptığı görüşmeye ilişkin şu bilgileri verdi:
“Gündemdeki en sıcak konu olarak Barış Pınarı Harekatını, bunun gerekçelerini ve bundan sonraki seyrini konuştuk. 6 Ekim akşamı Cumhurbaşkanımızın Trump ile yaptığı telefon görüşmesinde Cumhurbaşkanımız açık bir şekilde bugüne kadar Amerikalılar ile güvenli bölgenin birlikte tesis edilmesi konusunda pek çok görüşme yaptığımızı ama bunlardan arzu ettiğimiz neticenin alınmadığını ifade ettiler. Bizim güvenlik kaygılarımızı karşılayacak bir düzenleme yapılmadığı, aylarca bunun üzerinde çalışıldığı halde hala bir oyalama taktiğinin devam ettiği, bizde bu kanaatini ağır bastığı ve artık beklememizin, daha fazla bu süreci uzatmamızın mümkün olmadığını açık bir şekilde ifade ettiler ve 9 Ekim’de de bu harekat başladı. Bu görüşlerimizi Amerikalı muhataplarımıza da açık ve net bir şekilde ifade ettik. Obama döneminden kalma bu yanlış politikanın Trump döneminde devam ettirilmesinin büyük bir hata olduğunu ifade ettik. Harekata yönelik eleştirilerin yersiz olduğunu, başka bir gündemin amacına hizmet ettiğini ifade ettik. Bugün ve yarın bu görüşmelerimiz devam edecektir. Bizim pozisyonumuz net. Güvenli bölgenin oluşturulması ve bu bölgeden terör unsurlarının tamamen çıkartılması.”

“Esad rejimi ile bir görüşme trafiği söz konusu değil”

Esad rejimi ile resmi olarak bir görüşme temaslarının olmadığını kaydeden Kalın, “Bir mesaj iletilmesi gerektiğinde özellikle bizim askerlerimizin can güvenliği söz konusu olduğunda bunu Ruslar veya İran üzerinden iletiyoruz. Böyle bir görüşme trafiği söz konusu değil. Esad konusunda bizim pozisyonumuz bellidir. Burada bir değişiklik yok. Bizim amacımız Astana ve Cenevre süreçlerini bir araya getirip Anayasa Komitesinin yazacağı veya revize edeceği yeni Anayasa çerçevesinde bir geçici hükümet kurulmak suretiyle seçimlere gidilmesi ve Suriye halkının özgür bir şekilde tercih edeceği yönetimin iş başına gelmesidir” dedi.

“Dışişleri Bakanlığımız hazırlık yapıyor”

Barış Pınarı Harekatı sonrasında Amerika’nın yaptırım kararına yönelik Kalın, “Daha önce de benzer tehditlerle gelenler oldu, yaptırımlarda uygulandı ama neticesini hep birlikte gördük. Türkiye güçlü bir ülkedir, onurlu bir ülkedir. Devlet kurumlarıyla, toplumuyla, siyasetiyle, parlamentosuyla, ekonomisiyle birlik beraberlik içinde bu tür tehditlere asla prim vermeyecek bir ülkedir. Yönetim ya da kongre farklı yaptırımlar geçirebilir. Bunların hiçbirisi bizim varoluşsal ulusal güvenlik sorunlarımızı kendi imkanlarımızla çözmemizin önünde bir engel olmayacaktır. Biz hala bu sorunları birlikte çözelim diye bir çabanın içerisindeyiz. Müttefiklerimizle konuşarak, anlaşarak hem bizim güvenlik kaygılarımızı ortadan kaldıracak hem de Suriye’yi rahatlatacak formüller üzerinde çalışabiliriz diyoruz. Ama böyle tehditlerle geldiklerinde, şunu yaparız bunu yaparız gibi iddialarla ortaya çıktıklarında geçmişte nasıl cevaplarını aldılarsa bundan sonra da alırlar. Dışişleri Bakanımız da ifade etti, bu tür yaptırımlara misliyle karşılık veririz. Bununla ilgili de Dışişleri Bakanlığı hazırlık yapıyor şu anda. Onların bu konuda bir çalışması varsa elbette Türkiye Cumhuriyeti bunu karşılıksız bırakmayacaktır. Bu bizim kararlılığımızı zayıflatmaya dönük bu tür hamleleri dikkate almayacağımızı tam tersine ülkemizin çıkarları için, askerlerimizin can güvenliği için, bölgenin barış ve selameti için sonuna kadar bu mücadeleyi sürdüreceğimizi ifade etmek isterim” açıklamasında bulundu.

“Cumhurbaşkanımızın Putin ile yüz yüze bir görüşmesi olacak”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Putin ile yapacağı görüşmenin takvimine yönelik bilgi veren Kalın, “Yakın bir vadede Cumhurbaşkanımızın Putin ile yüz yüze bir görüşmesi olacak. Tarihi bende şimdilik paylaşmayım” dedi.

İlker Turak

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Sosyal medya beğenisi için saniyelik ihmal ölümle sonuçlanabiliyor Motosiklet kazalarında her yıl binlerce kişi hayatını kaybederken, uzmanlar, sosyal medya gönderisi için çekim yapıldığı sırada motosiklet üzerinde yapılan akrobasi hareketlerindeki saniyelik ihmallerinin ölümle sonuçlanabileceğine dikkat çekiyor. Havaların ısınmasıyla motosiklet kullanımı arttı. Motosiklet kazalarında her yıl binlerce kişi hayatını kaybediyor. Emniyet Genel Müdürlüğünce yayımlanan raporda, Türkiye genelinde 2024 yılının ilk 3 ayında 46 bin 889 kaza meydana geldi. Bu kazalara 16 bin 983 motosikletin karıştığı, Konya’da 23, Türkiye genelinde ise 200 kişinin hayatını kaybettiği raporlandı. Sosyal medya gönderisi için çekim yapıldığı sırada motosiklet üzerinde yapılan akrobasi hareketlerinin çoğunun ölüm ile sonuçlandığı uyarısında bulunan İleri Sürüş Uzmanı Mehmet Erdoğan, motosiklet kullanımında kazaya sebebiyet veren en büyük unsurlardan birinin bilgisiz, tecrübesiz, eğitimsiz, motosiklet kullanmaya çalışmak olduğunu söyledi. “Motosiklette kaporta insan vücududur, koruma iskeleti insanın vücududur” Motosiklet kullanımında sürücünün eksik yönlerinin kazalara neden olduğunu ifade eden İleri Sürüş Uzmanı Mehmet Erdoğan, “Kişi belgelenmeden, ehliyetine sahip olmadan, ehliyet aldığı zamandaki belge eğitimini almadan motosiklet kullanmaya çalışıyor. Haliyle tecrübe kazanması gereken yerde tecrübe kaybediyor. Trafik kazaları fazlasıyla oluşuyor. İkinci unsur da şuradan şuraya gideceğiz, kısa mesafe kask taksak ne olur, takmasam ne olur, dizlik taksam ne olur, takmasam ne olur, zırh giysem ne olur, giymesem ne olur, motosiklette kısası uzunu yoktur. Mutlaka koruyucu unsur takılması gerekiyor. Nedeni ise bir araçta kaporta vardır insan onun içerisinde, iskeletin içerisinde, koruyucu unsurlar bunlar. Ama motosiklette böyle bir şey yok. Kaporta insan vücududur, koruma iskeleti insanın vücududur. Haliyle oluşabilecek en ufak bir ihmal dahi insan vücudu zarar görmektedir. Bu bahsetmiş olduğum kask, zırh, dizlik bunlar sadece kişinin bedenini korumaya yöneliktir. Sürat olduğu zaman bunlar da kifayetsiz kalacaktır” dedi. "Akrobasi hareketleri motorun dengesine zarar veriyor" Büyük motor hacmi bulunan motosikletin yüksek hızlara çıkabileceğini anlatan İleri Sürüş Uzmanı Erdoğan, “Motosikletlerin belli periyotlarda hızlanma şekilleri vardır. Günümüzde 50 cc’den başlıyor, bin 200 cc’ye kadar motosikletler çeşidi var. 50 cc’den 200 cc’ye kadar motosikletler ölümcül ama daha az tehlikeli gruplardır. Özellikle 500 cc’nin üzerine çıktığımız zaman insan hayatından kopma derecesine varan tehlikelerle karşı karşıya kalmaktadır. Yani 500 cc’nin üzerindeki motosiklet aşağı yukarı 3,5 saniye içerisinde 100 kilometre hıza ulaşabilmektedir. Üzeri de açıktır. 250, 300 kilometrelik hıza kadar ulaşabilmektedir. Bu da farklı faktörler göstererekten ölümcül kazalara, ölümcül tehlikelere sebebiyet vermekte. Otomobil kullanırken bile muazzam bir şekilde risk altındayız. Etrafımızda iskelet var, direksiyon elimizde bir korunaklı kabinin içerisindeyiz. Bir de motosiklette olduğunu düşünün, motosiklette böyle bir durum söz konusu değil. Kişiler ne yapıyor, 50 kilometre hızda, 100 kilometre hızda, 150 kilometre hızda belli bir kapasiteye ulaştıktan sonra işte ’bak ben bu motosikleti sürebiliyorum, senden daha iyi sürüyorum, daha da gösterişli sürüyorum’ deyip elini havaya kaldırıyor, yan tarafındaki arkadaşına şakalar yapıyor. Bu halde akrobasi hareketleri motorun dengesine zarar veriyor ve kazaya sebebiyet veriyor” şeklinde konuştu. “Motosikletin önünü kaldırmak çok tehlikeli, ölümcüldür” Sosyal medyada paylaşmak için yapılan akrobasi hareketlerinin zararlı olduğuna değinen Erdoğan, “Kişi motosiklet hareket halinde ön koltuktan çıkmış, arka koltuğa geçmiş orada hareketler yapıyor, birileriyle görüşüyor, telefon kaydı yapıyor. Bunun gibi etmenlere dikkat etmemiz gerekiyor. Motosiklette iki tane tekerlek vardır. İkisi de yere mukavemet göstermektedir. Sürtünmeyi sağlayarak motosikleti hareket ettirmektedir. Bazı arkadaşları görüyoruz. 100 kilometre hızdayken tek teker diye hatta kendilerine lakap takmışlar bu konuyla alakalı çok tehlikeli sonuçlar oluşuyor. Belli bir hıza ulaştıktan sonra veya başlangıç esnasında motosikletin önünü kaldırmak çok tehlikeli ölümcüldür. Çünkü denge ortadan kaybolmuş oluyor. Sosyal medyada 100 beğeni alacağız diye canınızdan olmayın. Bunun gibi durumlardan kesinlikle uzak durmalıyız. Güvenli sürüş için tam ekipman ve uygun seyirde hızla motosiklet binmeye devam edilmelidir” diye konuştu.
İzmir Çöl tozu solunum yolu hastalıklarına yol açabilir Son günlerde çöl tozunun atmosferdeki yaygınlığı dikkat çekerken, Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Merda Erdemir Işık, bu durumun solunum yolu hastalıklarına ve genel sağlık sorunlarına neden olabileceğini ve maske takılmasını gerektiğini söyledi. Çöl bölgelerinden rüzgarlarla taşınan çöl tozları, Türkiye’yi etkisi altına aldı. Medicana İzmir Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Merda Erdemir Işık, çöl tozlarının solunum yollarına yerleşerek akciğerlerde tahrişe, iltihaplanmaya ve solunum fonksiyonlarının bozulmasına yol açabileceğini söyledi. Merda Erdemir Işık, "Kronik solunum yolu hastalıkları olan astım, bronşit ve KOAH gibi durumları olan kişiler, çöl tozuna maruz kaldıklarında daha fazla risk altındadırlar" dedi. Maske takılmalı Işık, çöl tozunun etkilerinden korunmak için özellikle tozun yoğun olduğu dönemlerde dışarıda uzun süre vakit geçirmekten kaçınılması ve mümkünse kapalı ortamlarda kalınması gerektiğini belirterek, “Dışarı çıkılması gerektiğinde, yüz maskeleri gibi koruyucu ekipmanlar kullanılmalıdır. Dışarıdan geldikten sonra kıyafetler hemen değiştirilmeli ve ılık bir duş alınmalıdır. Ev içinde ise pencereler ve kapılar sıkıca kapatılmalı, hava filtreleri kullanılmalı ve nem seviyesi düşük tutularak toz birikimi önlenmelidir” diye konuştu. Dr. Merda Erdemir Işık, çöl tozlarının etkisini hafifletmek için alınabilecek önlemleri şöyle sıraladı: “Solunum yolu irritasyonunu azaltmak için bol su içmek, gözlerdeki tahrişi önlemek için göz damlaları kullanmak ve solunum zorluğunu hafifletmek için kullanılmakta olan alerji ilaçlarına ve inhaler tedavilere devam edilmelidir. Halk sağlığını korumak için, toplumun bilinçlendirilmesi ve uygun koruyucu önlemlerin alınması önemlidir.”
Elazığ Milletvekili olamayınca hastaneye kaldırılmıştı, muhtarlığı kazandı şimdi 2028 seçimlerine hazırlanıyor Elazığ’da 14 Mayıs 2023 seçimlerinde bağımsız milletvekili olan ve kazanamadığını öğrendiğinde hastaneye kaldırılması ile gündeme gelen Salıbaba Mahallesi Muhtarı Muhammet Hacı Güneş, yerel seçimlerde yeniden muhtar seçildi. Muhtar Güneş, 2028 seçimlerinde milletvekililği için yine aday olacağını belirterek, şimdiden vatandaşları gezerek oy istemeye başladı. Elazığ’da 14 Mayıs 2023 seçimlerinde ilginç tavırları ve projeleri ile dikkat çeken, kazanamamasının ardından hastaneye kaldırılması ile gündeme gelen Salıbaba Mahallesi Muhtarı Muhammet Hacı Güneş, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri’nde 13 oy farkla yeniden mahalle muhtarlığını kazandı. Muhtar Güneş, yerel seçimlerin ardından hemen kolları sıvayarak, 2028 yılında yapılması planlanan genel seçimlerde yeniden aday olacağını belirtti. Mahalle sakinlerinin desteğini alarak seçim çalışmalarına start veren Muhtar Güneş, 2028 yılında milletvekili seçilerek gençlere çay, çorba, kuru fasulye ve pilav yedireceğini belirtti. ’’Muhtarlığı siyasette önümüzün açılması için tercih ettik’’ 31 Mart seçimlerinde yeniden muhtar seçildiğini belirten Salıbaba Mahallesi Muhtarı Muhammet Hacı Güneş, “Allah Salıbaba halkından, bizleri destekleyen vatandaşlarımızdan razı olsun. Muhtarlığı siyasette önümüzün açılması için tercih ettik. Önümüzdeki 2028’de Allah nasip ederse hedefimiz Meclise gitmektir. Elazığ’daki vatandaşların sorunlarını dinleyip dile getirmektir. Vatandaşlarımızla birlikte el birliği içerisinde Elazığ’ı yönetip belirli bir yerlere getireceğiz. Tüm siyasetçilerle oturup kalkan birisiyim. Bir siyasi tecrübem de var. Elazığ’da milletvekilini aratmayacak kariyere sahibim. Vatandaşlardan oy istiyorum. Vatandaşlar bağımsız milletvekili adayı olduğum zaman bana oy vermedikleri için pişmanlar. Ben 2028 seçimlerinde mutlaka aday olacağım. O Meclise giderek, o kırmızı koridorlarda gezeceğim. Gençlerimize çay, çorba, kuru fasulye ve pilav yedireceğiz” dedi.
İstanbul Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu, pazar günü koşulacak Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu, 28 Nisan Pazar günü koşulacak. Dünyanın en iyi 11, Avrupa’nın da 4 ’Gold Label’ yarı maratonundan biri olan İstanbul Yarı Maratonu, 10K ve 21K kategorilerinde koşulacak. 72 farklı ülkeden katılımın olduğu maratonu, toplam 14 bin kişinin bitirmesi bekleniyor. Maratonda 21’i kadın 68 elit atlet, birincilik için yarışacak. Türkiye’de kırılan ilk uluslararası atletizm rekoru unvanına sahip olan Türkiye İş Bankası İstanbul Yarı Maratonu, Tarihi Yarımada parkurunda “En Hızlı Yarı” sloganıyla koşulacak. 2021 yılında kadınlarda Kenyalı Ruth Chepngetich’in 1:04:02’lik dereceyle kırdığı dünya rekoruyla uluslararası dikkatleri üzerine çeken organizasyon, Türkiye’de 16 yaş ve üstü atletlerin koşacağı ilk 21K maratonu olarak da adını tarihe yazdıracak. Maratona, 16-18 yaş arası yaklaşık 2 bin koşucu katılacak. Türkiye şampiyonluğu ve olimpiyata kota Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu aynı zamanda Türkiye Yarı Maraton Şampiyonası’nı da içeriyor. Yarışta birinci olacak erkek ve kadın Türk atletler, “2024 Türkiye Yarı Maraton Şampiyonu” unvanını alacak. Maratonda 5’i erkek 7 Türk elit atlet katılacak. Diğer yandan İstanbul Yarı Maratonu’nda yapılacak iyi dereceler elit atletlere dünya sıralamasında Olimpiyat kotası alma şansı da sağlayabilecek. Erkeklerde halen 10 atletin dünya sıralaması kategorisinden Olimpiyat kotası alma şansı bulunuyor. Bugüne kadar 70 atlet Olimpiyat barajı derecesi olan 2:08:10’u geçti. Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu’na bu yıl, kişisel en iyi dereceleri 1:01:00’ın altında olan 17 erkekle, 1:08:00’ın altında olan 7 kadın atlet katılacak. İstanbul Maratonu’nun son şampiyonu Kenyalı Panuel Mkungo yarışacak. Eğer yarı maratonu da kazanırsa iki maratonu da kazanan ilk erkek atlet olacak. Kenyalı Ruth Chepngetich 2018’de İstanbul Maratonu’nu, 2021’de de dönemin dünya rekorunu kırıp İstanbul Yarı Maratonu’nu kazanarak kadınlarda duble yapan ilk atlet olmuştu. Geçen yılın ikincisi Faslı Hicham Amghar, 2019’daki 59:17’lik derecesiyle dikkatleri üzerine çeken Etiyopyalı Solomon Berihu; listedeki 59:25 ile en iyi ikinci dereceye sahip olan Kenyalı Edmond Kipngetich, Barselona’da 59.30 ile kariyerinin en iyi derecesini koşan Etiyopyalı Dinkalem Ayele; sürpriz beklenen Kenyalı Laban Kipkemboi ve Afrikalılara rakip olması umulan Kanadalı Cameron Levins de İstanbul’da koşacak. Kadınlarda ise geçen yıl Barselona’daki 1:05:46’lık derecesiyle yıldızı parlayan Gladys Chepkurui, derecelerini sürekli geliştiren Etiyopyalı Fikrte Wereta; listede derecesi en iyi olan atletler. Start Yenikapı’dan 09.15’te verilecek İstanbul Yarı Maratonu’nda atletler, Yenikapı’dan saat 09.15’te start alacak. Kumkapı, Cankurtaran, Çatladıkapı, Sarayburnu, Sirkeci Işıklar ve Eminönü’nden sonra Galata Köprüsü’nden Karaköy’e geçilecek. Köprü bitimindeki ışıklardan “U” dönüşü yapacak olan yarış, Eminönü, Unkapanı, Cibali, Abdülezelpaşa caddesi, Ayvansaray, Haliç köprüsüne varmadan yine bir “U” dönüşü yaparak, ters istikamette aynı sahil yolunu kullanıp Yenikapı’da başladığı noktada sona erecek. 10K yarışına ise Yenikapı’da saat 08.00’de start verilecek. Sarayburnu’ndan dönüş alacak olan koşu, yine Yenikapı’da sona erecek. 10K katılımcılar için zaman sınırı 1,5 saat, 21K içinse 3,5 saat olacak. Maratonda binlerce görevli çalışacak On binlerce kişinin koşacağı maratonun sağlıklı bir şekilde organize edilmesi için binlerce kişi de sahada çalışacak. Yaklaşık 500 gönüllünün destek vereceği yarı maratonda İstanbul Emniyet Müdürlüğü de 800 güvenlik görevlisiyle alanda olacak. 350 sağlık personelinin hazır bulunacağı koşuda, diğer dış birimler ve Spor İstanbul personeliyle birlikte toplamda 2 bin 743 kişi görev yapacak. Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu, bir yanda sportif rekabet ve bireysel meydan okumalara sahne olurken, diğer yandaysa bir yardımseverlik yarışına da vesile olacak. Bu yıl 34 Sivil Toplum Kuruluşu adına bin 500 gönüllü, bağış toplamak için koşacak. Yarı maratonda 2020-2023 arasında yaklaşık 12 milyon liralık bağış toplandı. Toplam 8 milyon lira dağıtılacak Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu’nda dereceye girecek atletlere verilecek para ödülleri de açıklandı. Elit kadın ve erkek atletlerin birincisine 15’er bin dolar verilecek. Tüm kategorilerde dağıtılacak muhtemel toplam para ödülü 8 milyon 6 bin lira olacak. Genel klasmanda dereceye giren kadın ve erkeklerde ilk 8 sporcuya şu ödüller verilecek: 1. 15 bin Dolar 2. 10 bin Dolar 3. 8 bin Dolar 4. 6 bin Dolar 5. 5 bin Dolar 6. 4 bin Dolar 7. 3 bin Dolar 8. 2 bin Dolar Böylece ilk sekiz için erkek ve kadınlarda toplam 106 bin dolar para ödülü dağıtılacak. Yarı maratonda parkur rekoru kırılırsa bonus ödül de verilecek. Erkekler kategorisinde yarışın kazananı 59 dakika 15 saniyeden daha iyi bir süre ile koşarsa kadınlarda ise, 1 saat 4 dakika 2 saniyeden daha iyi bir süre ile koşarsa 3 bin dolar bonus verilecek. Erkekler ve kadınlarda yarı maraton dünya rekoru kırılırsa 10 bin dolar bonus verilecek. Türk atletlere toplam 200 bin lira Türk sporcularda kadın ve erkeklerde ilk 5’e girecek sporculara toplam 200 bin lira ödül dağıtılacak. Sıralamaya göre ödüller şöyle: 1. 30 bin TL 2. 25 bin TL 3. 20 bin TL 4. 15 bin TL 5. 10 bin TL Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu atletler listesi: Erkek Elit Atletler 1. Solomon Berihu - Etiyopya 2. Edmond Kipngetich - Kenya 3. Dinkalem Ayele - Etiyopya 4. Solomon Kipchoge - Kenya 5. Benard Biwott - Kenya 6. Antony Kimtai - Kenya 7. Tadesse Abraham - İsviçre 8. Hicham Amghar - Fas 9. Hillary Kipchumba - Kenya 10. Abraham Kipyatich - Kenya 11. Gemechu Bute - Etiyopya 12. Ali Kaya - Türkiye 13. Cameron Levins - Kanada 14. Vincent Mutai - Kenya 15. Edward Zakayo Pingua - Kenya 16. Benard Sang - Kenya 17. Juan Antonio Perez - İspanya 18. Albert Rop - Bahreyn 19. Mathew Samperu - Kenya 20. Tegegn Tamerat - Etiyopya 21. Ashenafi Moges - Etiyopya 22. Panuel Mkungo - Kenya 23. James Kipkogei Kipkoech - Kenya 24. Cornelius Kipkogei - Kenya 25. Anthony Kipchirchir - Kenya 26. Laban Kipkemboi - Kenya 27. Daniel Mateo - İspanya 28. Kipsambu Kimakal - Kenya 29. Marcelo Laguera - Meksika 30. Ramazan Özdemir - Türkiye 31. Nicolae Alexandru Soare - Romanya 32. Hüseyin Can - Türkiye 33. Halil Yaşın - Türkiye 34. Tewelde Menges - Büyük Britanya 35. Ahmet Alkanoğlu - Türkiye 36. Eduardo Terrance Garcia - Virjin Adaları 37. Mitja Krevs - Slovenya 38. Dillon Cassar - Malta 39. Üzeyir Söylemez - Türkiye 40. Edwin Kipkomei Seko - Kenya 41. Abraham Akopesha - Kenya 42. Michael Mutai - Kenya 43. Paul Tiongik - Kenya 44. Cornelius Kipkoech - Kenya 45. Yibel Alamirew - Etiyopya 46. Mohammed Kemal Jema - Etiyopya 47. Dominick Kipkirui Bett - Kenya Kadın Elit Atletler 1. Gladys Chepkurui - Kenya 2. Ftaw Zeray - Etiyopya 3. Betelihem Afenigus - Etiyopya 4. Aberash Shilima - Etiyopya 5. Anchinalu Dessie - Etiyopya 6. Zewditu Aderaw - Etiyopya 7. Betty Chepkemoi Kibet - Kenya 8. Ruth Jebet - Bahreyn 9. Zinashwork Yenew - Etiyopya 10. Meseret Dinke - Etiyopya 11. Amina Bettiche - Cezayir 12. Birtukan Abera - Etiyopya 13. Özlem Kaya Alıcı - Türkiye 14. Liliana Dragomir - Romanya 15. Devora Avramova - Bulgaristan 16. Miriam Chebet - Kenya 17. Faith Jeruto Kipmaiyo - Kenya 18. Meraf Bahta - İsveç 19. Melkam Tesfahun - Etiyopya 20. Remziye Erman - Türkiye 21. Sheila Chelangat - Kenya Erkek Sub-Elit Atletler 1. Murat Emektar - Türkiye 2. Mahsum Değer - Türkiye 3. Sebih Bahar - Türkiye 4. Hakan Tazegül - Türkiye 5. Recep Berk Şenyurt - Türkiye 6. Mehmet Soytürk - Türkiye 7. Çağlar Kasım - Türkiye 8. Eser Kurt - Türkiye 9. Engin Özdaş - Türkiye 10. Anıl Koca - Türkiye 11. Mehmet Uslu - Türkiye 12. Mustafa Es - Türkiye 13. Sultan Orhan - Türkiye 14. Bahattin Üney - Türkiye