GÜNDEM - 27 Mayıs 2020 Çarşamba 05:08

Darbe utancından demokrasi adasına

A
A
A
Darbe utancından demokrasi adasına

24 saat ziyaretçilere açık olarak tasarlanan adada, yaşanan dramlar gözler önüne serilecek. Ziyaretçilerin, 27 Mayıs darbesi sonrası adada yaşanan yargılamaları gerçek mekânlarında gezerek hissetmeleri sağlanacak.

27 Mayıs 1960 yılında Adnan Menderes ve arkadaşlarının yargılandığı yer olarak hafızalara kazınan Yassıada “Demokrasi ve Özgürlükler Adası” olarak bugün açılıyor. Darbenin 60’ıncı yılında gerçekleşecek açılışı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yapacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla 2015 yılında başlatılan proje kapsamında ada, tarihsel sürecin izlerini ziyaretçilere aktaracak şekilde dizayn edildi. Müze, içinde barındırdığı tarihî objelerle geçmişi, mimarisindeki modern ve geometrik formlarıyla da geleceği yansıtacak şekilde kurgulandı.

YAŞANAN DRAMLAR HİSSEDİLECEK
24 saat ziyaretçilere açık olarak tasarlanan adada, yaşanan dramlar gözler önüne serilecek. Ziyaretçilerin 27 Mayıs Darbesi sonrası adada yaşanan yargılamaları gerçek mekânlarında gezerek hissetmeleri sağlanacak. Binada balmumu heykeller ve dönemin objeleriyle canlandırmalar da yapılacak.

O DÖNEM YAŞATILACAK
Müzecilikte yeni bir dönem olarak tabir edilen Demokrasi ve İnsan Hakları Müzesinde Menderes’in doğumundan itibaren, çocukluğu, başarıları, çektiği zorluklar izletilecek. Adnan Menderes Kongre Merkezi’nde yer alan 600 kişilik konferans salonunda o döneme ait belge, doküman ve eşyalardan oluşan seçkin bir koleksiyon sergilenecek. Ayrıca Menderes’in o dönem kaldığı bina da aslına uygun şekilde yeniden inşa edildi. Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda müze ve kongre merkezinin yanı sıra 176 kişilik otel, cami, kafe ve restoranlar, Sonsuzluk İskelesi, helikopter pisti, kütüphane de yer alıyor.

DAR KAPSAMLI TÖREN
Açılışa Erdoğan’ın yanı sıra Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, bakanlar ve bazı milletvekilleri de katılacak. Erdoğan, geçen hafta il başkanları toplantısı öncesi yaptığı konuşmasında “27'sinde dar kapsamlı bir açılış töreni yapacağız. İnanıyorum ki bu ülkede demokrasiye, özgürlüklere, haklara kimin sahip çıktığını bizzat yerinde görmeliyiz. Bunun için İstanbul İl Teşkilatımızın üzerindeki görev yüklü. Hiç gecikmeden, açılışını yaptıktan sonra, teşkilatımız bence Demokrasi ve Özgürlükler Adası'na gitmeli, orada yaptığımız tüm çalışmaları, mimari çalışmaları olsun, diğer düzenlemeleri olsun yerinde görmeli. Bunu da tüm İstanbul'a değil tüm ülkemize, yurt dışında olanlar varsa onlara da anlatmalı" ifadelerini kullanmıştı.

Türkiye Gazetesi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Her yaştan çocuk, kanser hastası arkadaşları için koştu İzmir’de 4-15 yaş arasında 200 çocuk, ‘koşamayan kardeşlerim için koşuyorum’ sloganıyla hastanede tedavi gören kanser hastası arkadaşları için yarıştı. İzmir’de Hasta Çocuk Evleri Derneği, kanser hastası çocuklar için 23 Nisan çocuk koşusu düzenledi. Karşıyaka ilçesinde bulunan Semra Aksu Atletizm Parkı’nda düzenlenen etkinlikte; 4 ile 15 yaş arasındaki 200 çocuk gruplar halinde, hastanede tedavi gören ve dışarı çıkamayan kanser hastası arkadaşları için yarıştı. ‘Koşamayan kardeşlerim için koşuyorum’ sloganıyla düzenlenen yarışta, dereceye giren koşuculara madalya verildi. “Sağlıklı olduklarını anlatmamız gerekiyordu” Yarış hakkında bilgilendirmede bulunan İzmir Hasta Çocuk Evleri Derneği Başkanı Sevil Ozan, “23 Nisan çocuk koşusunun bu sene 5.’sini gerçekleştirdik. Çocuklar kanser tedavisi gören, hastanede yatan kardeşler için koşuyor. Sloganımız da ‘koşamayan kardeşlerim için koşuyorum.’ Sağlıkları yerinde olmayan çocuklar, hastane ortamlarından dışarıya çıkamıyorlar. Sağlıklı çocuklar koşarak onlara destek oluyor. Bir farkındalık oluşturmayı amaçlıyoruz. Hem veliye hem çocuğa kendilerinin sağlıklı olduğunu onlara anlatmamız gerekiyordu” ifadelerine yer verdi. Etkinlikte, 3-4, 5-6, 7-8, 9-10, 11-12 ve 15 yaşa kadar çocukların gruplar halinde koştuklarını aktaran Ozan, seslerini duyan herkesin koşuya gelerek kendilerine destek olduğunun altını çizdi. “Amacım kanserli çocukların iyileşmesi” Koşu için İstanbul’dan İzmir’e gelen 10 yaşındaki yarışmacı Levent Tekerciler, “Amacım kanserli çocukların iyileşmesi. Bunun için ben bağış topluyorum. Buraya kazanmaya değil kanserli kardeşlerim, arkadaşlarım adına koşmaya geldim. Umarım hepsi bir an önce iyileşir. Yapılan şey gerçekten çok anlamlı” diye konuştu.
Nevşehir Kapadokya’daki Sakuralar görsel şölen oluşturdu Kapadokya bölgesinde çiçek açan ve ’Japon kirazı’ olarak da bilinen Sakura ağaçları güzel görüntüler oluşturdu. Nevşehir’in Ürgüp ilçesine bağlı Mustafapaşa köyünde 90 dönümde butik otel konseptinde hizmet sunan Ajwa Otel’in yerleşkesine beş yıl önce 125 Sakura (kiraz çiçeği) ağacı dikildi. Sakura ağaçlarının baharın heyecanını yansıtan pembe çiçekleri, turistlerin gezi yollarını renklendirirken, görenlere de güzel bir görsel şölen sunuyor. Sakura ağaçlarının özel bakım gerektirdiğini söyleyen Ziraat Mühendisi Sami Kurtköylü yaptığı açıklamada; "Kapadokya otelin peyzaj ve bakımından sorumluyum. Şu anda Sakura ağaçlarının çiçek açma dönemindeyiz. Gördüğünüz gibi bu dönem Nisan’ın son iki haftası ve Mayısın ilk iki haftasını kapsayan bir dönem. Genelde bu bölgede de bu kadar yoğunlukta Sakuranın kullanıldığı tek tesis diyebilirim. Sakuralar eksi 15 dereceye kadar dayanım göstermekte ve artı 45 dereceye kadar da yüksek sıcaklıklara dayanabilmekte. Bizim buradaki zorluğumuz kışın sıcaklık yer yer eksi 15’inde altına düşebildiği için biz buralarda kışa girmeden ekstra besin takviyeleri ile Sakuralarımızı besliyoruz. Böylece soğuklara maruz kaldığı zaman da hayatta tutabilelim” şeklinde konuştu. 2 haftalık ömürleri var Ajwa Otel Müdürü Gamze Korkmaz da İhlas Haber Ajansına yaptığı açıklamada Sakura çiçeklerinin ortalama iki hafta ömrü olduğunu söyledi. Korkmaz; “Otelimizde yaklaşık 125 tane Sakura ağacı bulunmaktadır. Sakuralar Japon kiraz çiçeği olarak da geçiyor. Her yıl nisan ayının son döneminde açmaya başlıyorlar ve yaklaşık iki hafta ömrü var. Aslında bize yaşamla ölüm arasındaki kısa süreyi anlatıyor. Hikayesi bu. Biz de misafirlerimize bu şöleni yansıtmaya çalışıyoruz. Otelimizdeki restoran içerisinde sakuralardan yaptığımız ürünleri kullanıyoruz. Restoranda özellikle misafirlerimiz reçel ve şerbet, yapımına katılarak görüyorlar ve tatma fırsatı buluyorlar. Ayrıca Sakuradan bitki çayları da yapıyoruz. E vitamini açısından oldukça zengin olan Sakuralar ayrıca otelimizdeki spa merkezinde de kullanılıyor” dedi. Nevşehir Rehberler Odası Başkanı Özay Onur ise yaptığı açıklamada Sakura ağaçlarının Kapadokya’nın eşsiz güzelliğine güzellik kattığını söyledi. Onur; “Kapadokya bölgemiz bozkır ikliminin olduğu ve bozkır bitki örtüsü ile bilinen bir bölge. Bizler Kapadokya’yı üç şekilde geziyoruz. Kapadokya’nın altına iniyorsunuz, yerin yüzeyinde sizi başka bir dünya bekliyor ve gökyüzünde balona çıktığınız zaman bunu tamamlamış oluyorsunuz. Ama şu an bulunduğumuz yerde anavatanı Japonya olan Sakura ağacının bol miktarda olduğu ve Bozkır iklimin içerisinde yaşadığını görüyoruz. Bu çölün ortasında bir vaha var demek. Dolayısıyla Japon kirazı dediğimiz bitki bozkır ikliminde yetiştiriliyor. Bu özel bir emek ister, özel bir çaba ister. Toprak yapısı ona göre ayarlamak ister. Sakuralar şu anda da bizlere çok özel bir görsel sunuyor. Dolayısıyla özel bir yerdeyiz, burada sadece saklı ağaçları yok. Yaklaşık 100 dönüme kurulmuş özel bir tesis var. Kalite olarak da Kapadokya’nın üstünün kalite hizmetinin verildiği bir alandayız. Kapadokya’mıza böyle tesisler değer katıyor ve bu değeri de biz turistlerimize anlatıyoruz” ifadelerini kullandı.