POLİTİKA - 25 Ekim 2015 Pazar 14:39

Davutoğlu: 'Nişantaşı’ndan Kandil’e köprüler kuruyorlar'

A
A
A
Davutoğlu: 'Nişantaşı’ndan Kandil’e köprüler kuruyorlar'

Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Nişantaşı’ndan Kandil’e köprüler kuruyorlar. Onlar terör köprüleri kursunlar, biz gönül köprüleri kuruyoruz. Ellerindeki medya gücünü kullanıp 40 yıldır terör örgütün barış havarisi gibi gösteriyorlar. Terörü kullananlar makyajlayıp barış güvercini yapmaya çalışıyorlar. Terörden barış güvercini olur mu” dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Nişantaşı’ndan Kandil’e köprüler kuruyorlar. Onlar terör köprüleri kursunlar, biz gönül köprüleri kuruyoruz. Ellerindeki medya gücünü kullanıp 40 yıldır terör örgütün barış havarisi gibi gösteriyorlar. Terörü kullananlar makyajlayıp barış güvercini yapmaya çalışıyorlar. Terörden barış güvercini olur mu” dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Yenikapı’da düzenlenen AK Parti İstanbul mitinginde alanı dolduran yüz binlerce kişiye hitap etti. Davutoğlu’nun konuşmasına başladığı sırada miting alanında dev bir Türk bayrağı açıldı.

“BU SALDIRILAR TÜRKİYE’NİN ÖNÜNÜ KESMEK İÇİN YAPILIYOR”
7 Haziran’dan sonra Türkiye’nin bir kez daha terörle imtihan edildiğini söylenen Başbakan Davutoğlu, “7 Haziran’dan bu yana milletimiz bir kez daha terörle imtihan ediliyor. Alçakça saldırılara uğradık. Askerlerimiz, polislerimiz, sivil vatandaşlarımız şehit edildiler. Buradan bir kere daha, kaybettiğimiz canlara rahmet diliyorum. Bu fatiha göklere yükselirken o alçaklar bilsinler ki Türkiye bu meydandayken hiçbir alçakça pusuya geçit vermeyeceğiz. Bu insanlık dışı eylemlerin hedefi Türkiye’dir, milletimizdir, birliğimizdir. Bu saldırılar Türkiye’nin önünü kesmek için yapılıyor. Türkiye’de 13 yıldır devam eden huzur ve istikrarı ortadan kaldırmak için yapılıyor. Milletimizin sandığa yansıyacak iradesini zaafa uğratmak için yapılıyor. Türkiye 13 yıldır imza attığımız büyük başarılarla, projelerle sizlerin verdiği destekle şaha kalktı. Ancak bu yürüyüşe çelme takmak istediler. Türkiye’nin istikrarını bozmak için hesaplar yaptılar, tuzaklar kurdular. Susacağımızı zannettiler. Biz çıktığımız yoldan geri döner miyiz? Bu tuzaklar karşısında köşemize çekilir miyiz, meydanı bu alçaklara bırakır mıyız? Biz dimdik durduk. Siz bizleri tanıyorsunuz. Biz ne düşündüysek evirmeden, çevirmeden milletimizle paylaşırız” dedi.

“ŞİMDİ NİŞANTAŞI’NDAN KANDİL’E KÖPRÜLER KURUYORLAR”
Gezinin bir benzerinin Kobani olayları ile yapılmaya çalışıldığını söyleyen Davutoğlu, “Tam yeni hükümet kurulmuşken, malum eşbaşkan talimat verdi. Şimdi katil devlet diye küstahça konuşan adam o zaman Kobani olaylarını bahane ederek insanları sokağa çıkmaya davet etti. Kobani’de DAEŞ teröründe kaçan yüz binlerce kişiye kucak açan Türkiye’nin sokaklarını karıştırdılar. 50 vatandaşımız onlar tarafından katledildi. Baktılar olmuyor başka planı devreye soktular. Emanet oylarla, yalan ve iftiralarla bu kardeşliği bozmak için hain bir senaryo harekete geçirdiler. Şimdi Nişantaşı’ndan Kandil’e köprüler kuruyorlar. Onlar terör köprüleri kursunlar, biz gönül köprüleri kuruyoruz. Ellerindeki medya gücünü kullanıp 40 yıldır terör örgütün barış havarisi gibi gösteriyorlar. Terörü kullananlar makyajlayıp barış güvercini yapmaya çalışıyorlar. Terörden barış güvercini olur mu? Bir sabah Diyarbakır’da bir çorbacıyı tarayıp garson Şeyhmuz’u, çorba içen Osmanbey’i katledenden barış güvercini olur mu? İki kelimelerinden biri barış. Hendek kazarak mı, pusu kurar mı, masum sivilleri katlederek mi barış getireceksiniz. Bu ikiyüzlülüktür. Yapılan ihanetin, kurulan tuzağın farkında mısınız? Bu tuzakları boşa çıkaracak mıyız” ifadelerini kullandı.

“ÇEVREYE AŞIK OLANLARI AĞAÇ BAHANESİYLE İTHAM EDEREK GEZİ OLAYLARINI BAŞLATTILAR”
Türkiye üzerinde tuzaklar kurulduğunu söyleyen Davutoğlu, “2013 Mayıs’ına gidelim. 3. Havalimanı ve 3. Köprü gerçekleşirken, Cumhuriyet tarihinin en bereketli baharı yaşanırken birileri devreye girdi. Bizim gibi çevreye aşık olanları ağaç bahanesiyle itham ederek gezi olaylarını başlattılar. Gençlerimizin hassasiyetlerini kullanarak aralarına terör örgütlerini sızdırdılar. Sokaklarımızı yaktılar, yıktılar. Biz ne yaptık, dik durduk. Geldik bunları size şikayet ettik. Biz bunlara boyun eğdik mi? Şimdi tehdit edenlere boyun eğer miyiz? Fatih Sultan Mehmet’in torunları surda gedik açılmış, fetih tamamlanmadan durur muyuz? Onlar durmadılar, gezide başaramadıklarını 17-25 Aralık’ta yılardır koynumuza soktukları bir yılanı, devlete, millete sızmış ihanet şebekesini devreye sokarak denediler. Yolsuzluk iftirası attılar. Biz yolsuzlukları hortumları kestiğimiz için 13 yıldır kalkınıyoruz. Bundan sonra da kim yolsuzluğa bulaşırsa aramızda yeri olmadı olmayacak. Ağa babalarından aldıkları talimatla harekete geçtiler. Beddualarla, montaj kasetlerle yürüyüşümüzü durduracakların zannettiler. Biz Atlantik ötesinde, dağlardan gelen seslere karşı sizin sesinize döndük. Bütün bu hainlere 1 Kasım’da hadlerini bildirmeye var mısınız? Siz bize inandınız, bizi anladınız, bağrınızdan çıkan AK Parti kadrolarına destek veriniz. Bu ülkeyi hainlere yedirmedik Bu şer cephesi vazgeçmedi” diye konuştu.

“KÜRT VATANDAŞLARIMIZIN HAYATINI KOLAYLAŞTIRAN HER ŞEYİ YOK ETMEYE ÇALIŞIYOR”
“Bunlar Kürt vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştıran her şeyi yok etmeye çalışıyor” diyen Davutoğlu, “Ne zararı var havalimanının sizlere. Çünkü onlar Hakkarili kardeşimin dünyasını karartmak istiyor. Onlar köprü olmasın istiyorlar. Güneydoğu hep karanlık dönemlerde kalsın istiyorlar. Şemdinli’de devlet hastanesini bombaladılar. Hastane bombalayanlar barıştan, çözümden bahsedebilirler mi. Bunların yaşamayla, yaşatmayla sorunları var. Gencecik çocukları dağa çıkarıp ölümle tanıştırıyorlar. 90’lı yıllarda şiddete dönmeyi özleyenlere bu millet asla fırsat vermeyecek. Biz her türlü ırkçılığı, mezhepçiliği, ayrımcılığı ayaklarımızın altına aldık. Bu ülkenin her insanını canı da hukuku da bize emanettir. Teröre asla izin vermeyeceğiz. Silahlar gömülünceye, terör sona erinceye, bütün dağlarımız temizleninceye kadar kararlı şekilde mücadele edeceğiz. Onlar 7 Haziran’dan sonra ülkede kaos çıkartırız sandılar. Biz bunlara meydanı bırakır mıyız? İşte onun için 3 aydır terörle mücadeleyi sürdürüyoruz. Demokrasiden vazgeçmeden sürdürüyoruz. Bu milletin canına, dirliğine, birliğine kastedenleri mutlaka adalete teslim edeceğiz .Biz demokrasiden, hukuktan ve birlikte insanca yaşamaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Bilin ki birliğimize, kardeşliğimize kastedenler mutlaka kaybedecek. 1 Kasım’da Türkiye kazanacak, birliğimiz kazanacak, dirliğimiz kazanacak, kardeşliğimiz kazanacak” şeklinde konuştu.

“3 MİLYON METREKARELİK YEMYEŞİL BİR FUAR VE KONGRE MERKEZİ KURACAĞIZ”

Davutoğlu, “Diyarbakır'da bayram namazını kıldığımda kulağıma eğildiler, dediler ki ‘Başbakanım bizi bu hainlerden kurtarın. Biz Türkiye’ye aşığız’ dediler. İşte Diyarbakırlı bu. Kardeşliği öne çıkaran, dostluğu sağlayan derin vicdanımız bu. Türkiye’de 7 Haziran’dan sonra kısa bir muhasebe yapalım, 4 siyasi yol kendini gösterdi. Biz AK Parti olarak birlik siyaseti denedik. Hepiniz şahitsiniz. Daha ilk gece Ak Parti balkonundan seslendim. ‘Aziz milletim merak etme, sen ne dersen başımızın üzerinde’ dedim. ‘Senin emrin üzerine bu hükümeti kuracağız’ dedim. Biz 7 Haziran’dan bu yana bir saniye dahi bu ülkede boşluk olmasına izin verdik mi? Elimizi taşın altında koymakta tereddüt ettik mi?” dedi.

“UZLAŞMA ÇAĞRISINDA BULUNDUM; BLOK SİYASETİ AK PARTİ’Yİ DIŞLAYACAĞIZ DEDİ”
Davutoğlu, “Bütün partilere uzlaşma çağrısında bulundum. CHP ne yaptı daha ilk gün çıktı ‘biz bir blokuz’ dedi. CHP, MHP, HDP. ‘Blok siyaseti, AK Parti’yi dışlayacağız’ dedi. AK Partisiz bir Türkiye siyaseti mümkün mü? Olmadı. Neden olmadı, hemen arkasından Meclis Başkanlığı'nda dimdik duran 258 kardeşimiz onlara blok siyaseti olamayacağını gösterdi. Kendilerine gittik hükümet formülleri üzerine konuştuk. CHP öyle bir anlayışla geldi ki biz 13 yılık yıkım dönemini tamir edeceğiz. Senin ne haddine” diye konuştu.

“1 KASIM’DA DA MİLLET HERKESE NOTUNU VERECEK İNŞALLAH”
Konuşmasında MHP lideri Devlet Bahçeli’ye yüklenen Başbakan Davutoğlu, “13 yıl Türkiye’nin altın dönemiydi. 13 yılda Türkiye’yi borç alan bir ülke durumundan IMF’ye dahi borç verene bir ülke durumuna geldi. Onlarla bu anlayışla hükümet kuramayacağımız ortaya çıktı. Sayın Bahçeli’nin tavrına ne diyorsunuz. Bahçeli ‘hayır’ siyaseti, Allah aşkına Bahçeli’nin ağzından ‘evet’ diye bir şey duydunuz mu? Bugün Ankara’da sırf bunu örtmek için kendisi demiyor da kitlelere ‘evet’ dedirtmeye çalışmış. ‘Gel birlikte hükümet kuralım’, ‘hayır’, ‘gel beraber erken seçim kararı alalım ‘hayır’, gel bakanlık verelim ‘hayır’. Ne yapar Bahçeli, köşesinde oturur, terörle mücadele et diye başkalarına görev verir. Benim bildiğim MHP’liler sorumluluk sahibi insanlardı. MHP tabanından olumlu mesajlar aldık ama Bahçeli ‘hayır’ dedi başka bir şey demedi. Ona birinin evet demeyi öğretmesi lazım ama hangi dilde öğreteceğiz bilemiyorum. Biliyorum bu tutumdan en fazla samimi MHP’li kardeşlerim rahatsız oldu. Sorumluluk almadı, çekindi Sayın Bahçeli. Bütün tabandan gelen tepkilere rağmen her şeye ‘hayır’ dedi. Siyasi kriz olmuş, ekonomik kriz olmuş hiç umurunda değil. Bağıracağı zaman maşallah sesini yükseltiyor. Ağzından hakaretler, küfürler, iftiralar eksik olmuyor. Yine bugün Ankara mitinginde siyasi nezaketten nasibini almamış. Sürekli kızgın, sürekli öfkeli. Bir kere de tebessüm et. Bir kere de halk o yüzünü görsün, yok sürekli öfkeli. Vatan hainliği ile bölücülükle suçluyor. Sen değil miydin MHP’lilere katil diyenlerle aynı hükümete girmeyi sindiren sen değil miydin? İç güvenlik yasası görüşülürken HDP ile yan yana gelerek bizi bırakan sen değil miydin? Sen değil miydin en yakın arkadaşlarına kumpas kuran, paralel yapıyla kol kola giren. Şimdi çıkmış Sayın Cumhurbaşkanımıza, bizlere hakaret ediyor. Şimdi sorma zamanı değil mi Bahçeli’ye, ülke en çok ihtiyaç hissettiğinde ne yaptın? Sorumluluktan kaçmadın mı? Niye milletin duygularını sömürüyorsun. Şimdi çıkmış koalisyon hükümeti kurulmamasından bizi sorumlu tutuyor. Güya bütün hazırlıkları tamammış da olmamış. Madem bütün hazırlıkları vardı, o televizyon ekranında açtığın çantayı niye bizim yanımızda açıp çıkıp konuşmadın. Çünkü bunlar milletin zorluklarını istismar ederler. Terörü, şehitlerimizi istismar ederler ama ‘gel birlikte mücadele edelim’ dediğinizde kaçacak delik ararlar. Korkarlar, sinerler, mertçe ortaya çıkamazlar. Bir tehdit söz konusu oldu hepsi meydandan çekildiler. Alana inen sadece biz varız. Terörle dimdik mücadele etme iradesi gösteren AK Parti. Yapığımız her teklife hayır diyecek, sonra da milletten oy isteyecek. Millet ona inanır mı? Geçti o günler Sayın Bahçeli, millet notunu verdi. Bu millet sizi bilmiyor mu sanıyorsunuz. Millet her şeyi görüyor, biliyor. 1 Kasım’da da millet herkese notunu verecek inşallah. 1 Kasım akla karayı birbirinden ayıracak” dedi.

CHP ve HDP’ye de ağır eleştirilerde bulunan Başbakan Davutoğlu, “Biz milletin kaderini blok siyaseti diyen CHP’ye, terör siyaseti uygulayan HDP’ye, hayır siyaseti diyen MHP’ye bırakır mıyız? İşte HDP’liler duysun. Terör siyasetine yöneldiler hemen 7 Haziran'dan sonra. HDP kadar samimiyetsiz bir siyasi oluşum gelememiştir. Parti yöneticileri mütemadiyen yalan söylüyorlar. ‘Türkiye partisi olacağız’ diyerek millete şirin görünmeye çalışıyorlar, sonra da dış mihrakların terör oyununa alet oluyorlar Bir açıklama yapıyorlar, Kandil’den tepki gelince çark ediyorlar. Utanmadan, sıkılmadan çatışmaların sorumluluğunu AK Parti’ye yüklüyorlar. Suruç’ta vatandaşlarımız katledildi, ardından Ceylanpınar’da katiller iki polisimizi şehit etti. Zannettiler ki biz susacağız. Suruç’ta vatandaşlarımızı katleden DAEŞ’e de, polislerimizi şehit eden PKK’ya da gerekli operasyon talimatını verdik. Ülkenin her santimetrekaresinde huzuru ihdas edip demokrasiyi hakim kılana kadar bu mücadeleden bir an dahi geri dönmeyeceğiz. Muhalefet partilerini uyardık, istikrarsızlığın faturasını millete ödetmeyin dedik. Gelin hep beraber kibrinizi bir kenara koyun bu işi beraber çözelim dedik, dinlemediler. Koalisyona yanaşmadılar, azınlık hükümetine destek vermediler. Onlar girmedi diye Türkiye hükümetsiz kaldı mı? Onlar elini taşın altına koymadılar diye elini taşın altına koyacak yiğitler çıkmadı mı? Bunlar AK Parti kadroları. Bunların bildikleri tek şey AK Parti’ye karşı olmak. AK Parti bir şeye ‘ak’ derse bunlar ‘kara’ diyorlar. Böyle bir siyaset olur mu? Bunların insanımızın derdi ile zerre kadar alakaları yok. Bildikleri kavga, çekişme, istikrarsızlık. Bunun için AK Parti Türkiye’nin yegane umududur” diye konuştu.

“KILIÇDAROĞLU’NA, BAHÇELİ’YE GİTMEK ZORUNDA BIRAKMAYIN”
Davutoğlu, “Bir daha bu kardeşinizi Kılıçdaroğlu’na, Bahçeli’ye gitmek zorunda bırakmayın. İnşallah bütün bu blok siyasetine, hayır siyasetine, terör siyasetine karşı 1 Kasım’da birlik siyaseti mutlak suretle zafer kazanacak” dedi.
“1 Kasım inşallah Türkiye için yeni ve hayırlı bir başlangıç, yeni bir hayırlı dönüm noktası olacak” diyen Davutoğlu, “İlk günkü aşkla yeni hedeflere hep birlikte yürüyeceğiz. Bizimle birlikte bu hedefleri taşımaya hazır mısınız? Tek başına iş başına diyor muyuz? Halkımızın her kesimine şimdiden müjdeler veriyoruz. Seçim beyannamemizi açıkladıktan sonra bunları Türkiye’nin her yerinde paylaştım. Burada sizlerle de paylaşmak istiyorum. Düşünün doğumdan emekliliğe kadar dedik. Aziz hanımlarımız doğum yaptığı anda doğan bebek Türkiye Cumhuriyeti’nin şefkatiyle karşılaşacak. İlk çocuğa 300, ikinci çocuğa 300, üçüncü çocuğa 600 lira annelerimize veriyoruz. Çocuğun bakımı içinde ailelerimizin yanında olacağız. İşçi veya memur ailelere doğum sonrasında iki ay, ikinci çocukta 4 ay, üçüncü çocukta 6 ay kısmi çalışma ama tam çalışma ücreti vereceğiz. Belediyelere kreş açma zorunluluğu getiriyoruz. Her belediye kreş açacak. Çocuk okul yaşına geldiği zaman kitapları bedava, elinde laptop, karşısında akıllı tahta. Gençlerimizin tümüne ücretsiz internet sağlayacağız. Gençlerden pasaport harcı da almayacağız. Gençlerimizin yurtiçi seyahatlerinde THY yüzde 20, yurt dışı seyahatlerde yüzde 25 indirim yapacağız” dedi.

“BU ŞEHRİ (İSTANBUL) HUZUR VE GÜVEN KENTİ YAPACAĞIZ”
İstanbul’u huzur ve güven şehri yapacaklarını belirten Davutoğlu, “Bu şehri huzur ve güven kenti yapacağız. Bu nedenle hiçbir şehrimizin, sokaklarımızın, parklarımızın güvenliğini ihmal etmedik etmeyeceğiz. Bizim medeniyetimizin aynası olan şehirlerimiz asla suça teslim olmayacak. Her geçen büyüyen, gelişen İstanbul’da, diğer illere örnek olacak dev bir projeyi hayata geçiriyoruz. Projemizin adı huzur ve güven şehri. İşte huzur ve güven şehri olarak İstanbul’da uyuşturucuya karşı mücadelede her alanda, her türlü tedbiri alıp İstanbul’u huzur ve güven diyarı olarak gelecek nesillere armağan edeceğiz. Trafik sorununa kesin çözümler bulacağız. Her iki yakaya şehir hastaneleri yapıyoruz. Anadolu yakasına 3 bin 800 yataklı Sancaktepe Şehir Hastanesi, Avrupa yakasına 2 bin 682 yataklı iki tane şehir hastanesi yapıyoruz. Ayrıca 50 sağlık tesisi daha yapacağız. şehirlerimizi bir anne ve baba gibi sarmalıyoruz. Dördüncü olarak İstanbul’u her köşesini birbirine bağlanan ulaşılabilir bir şehir yapacağız. Bugüne kadar 200 km bölünmüş yol yaptık. İstanbul dünyanın gıpta ettiği hızlı tren şehri yaptık. Türkiye’yi ve İstanbul’u hızlı trenle buluşturduk. Şimdide üçüncü havalimanı ile dünyanın en büyük havalimanı İstanbul’a yapıyoruz. Gebze, İzmit, Bursa, İzmir üzerinden İstanbul ile İzmir’e ulaşımı 3,5 saate indiriyoruz. Her yerde metro, her yere metro projesiyle İstanbul’u ilçe ilçe birbirine bağlıyoruz. 45 km olan raylı sistemi 145 km’ye çıkarttık. 122 kilometrelik inşaatımızda hızla devam ediyor. Metro hatları, teleferikler havaraylar, tramvaylar yapıyoruz” diye konuştu.

“3 MİLYON METREKARE ALANA YEMYEŞİL BİR FUAR VE KONGRE MERKEZİ KURACAĞIZ”
Üçüncü havalimanının yanına dev bir fuar ve kongre yapma müjdesi de veren Başbakan Davutoğlu, “Buradan size bir müjde vermek istiyorum. Dünyada ilk olan bir projemizi İstanbul’da hayata geçireceğiz. Üçüncü havalimanının hemen yanına 3 milyon metrekare alana yemyeşil bir fuar ve kongre merkezi kuracağız. İnsanlar Türkiye’nin dört bir yanından aileleriyle ve çocuklarıyla vakit geçirebilecekler. Dev bir kampüs olacak. Ayrıca beşinci olarak İstanbul dünyanın küresel şehirler endeksinde en üst sırada yer alacak. İstanbul’u bir dünya şehri yapacağız. Bir finans şehri ve merkezi, dünyanın bütün uçaklarının uğradığı, bütün fikirlerin gelip tartışıldığı bir küresel başkent yapacağız inşallah. Bütün bunların olabilmesi için 1 Kasım’da sizin o ak ellerinizle vereceğiniz o ak oylarınıza ihtiyacımız var” dedi.

AHMET FARUK SARIKOÇ - İSMAİL COŞKUN

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Işıl Özışık’ın 65. Sanat Yılı Sergisi Beyoğlu Belediyesi’nde gerçekleşti Ressam sanatçısı Işıl Özışık’ın 65. Sanat Yılı sergisi Beyoğlu Beleditesi’nin 6. Daire’sinde yer alan Sanat Galerisi’nde gerçekleşti. Sanatçının kişisel suluboya çalışmalarının yer aldığı, toplamda 54 eserlik içerikten oluşan sergi, 10 Ekim 2024 tarihine kadar ziyaret edilebilecek. Beyoğlu Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen Ressam sanatçısı Işıl Özışık’ın 65. Sanat Yılı sergisi, Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney’in de katılımıyla gerçekleşti. Açılış sonrası Işık Özışık ile beraber sergiyi gezen Başkan Güney, eserler hakkında sanatçıdan bilgi aldı. Sanatçının tamamı suluboya çalışmalarından oluşan, toplamda 54 eserlik içerikten oluşan sergisine Brezilya İstanbul Başkonsolosu Ruy Pacheco de Azevedo Amaral, Cezayir İstanbul Konsolosu Abbi RATIBA, CHP Meclis Üyesi Işık Öğütçü, Beyoğlu Muhtarlar Derneği Başkanı Songül Öztunç ve diğer davetliler de katılım gösterdi. Sergide yer alan eserlerin sahibi olan sanatçı Işıl Özışık sergiyle ilgili şunları söyledi, “Retrospektif bir sergi. Başlangıçtan bu yana, yani 1960 yılının sonlarından zamanımıza kadar olan 65 yılda yaptığım resimlerin bir özeti bu. Çoğunlukla aşığı İstanbul’dan yaptığım peyzajlar. Bir kısmını oturduğum yerden birebir karşılığını yaptım. Bir kısmını da eskizini alıp galerimde bitirdim. 65 yıl başarılarla, bazen hüzünle sükut-u hayalle geçti. Güzel günlerdi. Resim yapmak, objeyle baş başa kalmak, bende güzel anılar bırakıyor” İfadelerini kullandı. Yaşına rağmen yorgun olmadığını ve çalışabildiğini söyleyen Özışık, “86 yaşındayım. Devam edeceğim. Yorgun değilim. Çalışabiliyorum. Günde bazen üç, bazen iki, bazen bir resim, bazen de hiç resim yapmadan dinleniyorum. Resimle güzel günler geçiriyorum. Bir yıl içinde herhalde açamayacağım. Belki bir dahaki yıl açarım. Deniz ve kıyı resimlerini yapmayı çok seviyorum. Bazen kırsal resimler yapmayı seviyorum. Eserlerin tamamı suluboya. Neden suluboya olduğunu soruyorlar. Ben özel hayatımda da biraz suluyum. Mizahı çok severim. Herhalde başarım varsa eğer bunu mizaha da borçluyum” dedi. Açılış davetlilerin sergiyi gezmesiyle devam etti.
Samsun Başkan Kul: “Gazilerimizin rahat bir yaşam sürmeleri için elimizden geleni yapacağız” SAMSUN (İHA) – Samsun’un Terme Belediye Başkanı Şenol Kul, “Gazilerimiz bizim onurumuzdur ve onların rahat bir yaşam sürmeleri için elimizden geleni yapacağız” dedi. Terme’nin Kocaman Mahallesi’nden olan ve Samsun şehir merkezinde ikamet eden Kıbrıs Gazisi Veysel Özkan, sadece yaz aylarında Kocaman Mahallesi’ndeki evinde yaşıyor. Terme Belediye Başkanı Şenol Kul, Kıbrıs Gazisi Veysel Özkan’ın Kocaman Mahallesi’nde bulunan evinde ziyaret ederek, gazilere olan minnet ve şükranlarını ifade etti. Parkinson hastası olan Kıbrıs Gazisi Veysel Özkan, dün evinde geçirdiği bir kaza sonucu yaralandığı için Başkan Kul, geçmiş olsun dileklerini iletti. Kıbrıs Gazisi ve yakınları ile bir süre görüşen Başkan Kul, gazinin talep ve önerilerini dinledi. Sadece yaz aylarında yaşadıkları evle ilgili olarak mevcut sorunların giderilmesi için çalışma başlattıklarını belirten Şenol Kul, “Gazilerimiz bizim onurumuzdur ve onların rahat bir yaşam sürmeleri için elimizden geleni yapacağız. Gazimizin kısa süreli de olsa yaşadığı bu yerle ilgili ne gazimizden ne de yakınlarından belediyemize herhangi bir talep gelmemesine rağmen ekiplerimiz evlerinin bulunduğu bölgede incelemeler yaptı. Gazimizin yaşadığı mahalleye kadar beton yolumuzu daha ilk görev yılımızda yapmıştık. Beton yoldan gazimizin yaşadığı eve kadar 100 metrelik bir stabilize yol var, o yolun durumu da gayet iyi fakat gazimizin evi dik bir yamaca yapıldığı için evlerinin bulunduğu alanda yağışlı günlerde de sorun olmaması adına ekiplerimizin yapacakları incelemenin ardından gerekli çalışmaları yapacağız. Yakın bir zamanda yeniden Samsun şehir merkezinde bulunan evlerine taşınacak olan gazimizi burada kaldığı süreç içinde rahat etmesi için elimizden ne geliyorsa yapacağız” diye konuştu.
Samsun OMÜ Rektörü Prof. Dr. Fatma Aydın oldu Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nin (OMÜ) yeni rektörü Prof. Dr. Fatma Aydın oldu. Cumhurbaşkanlığı’nın 2024/335 sayılı kararı yayımlandı. 20 Eylül tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan kararda, “Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörlüğü’ne 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 13’üncü maddesi ile 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 2’nci, 3’üncü ve 7’nci maddeleri gereğince Prof. Dr. Fatma Aydın atanmıştır” denildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzalı kararla birlikte, 13 Ağustos 2020 tarihinden itibaren Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü olarak görev yapan Prof. Dr. Yavuz Ünal’ın yerine Prof. Dr. Fatma Aydın atanmış oldu. Fatma Aydın kimdir? Fatma Aydın, 10 Ocak 1969’da Manisa’da doğdu. Orta ve lise eğitimini İzmir İmam Hatip Lisesi’nde tamamladı. 1994 yılında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Akademik kariyerine Atatürk Üniversitesi Dahiliye Ana Bilim Dalı’nda araştırma görevlisi olarak başladı. Akabinde 1997-2001 yılları arasında Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Deri ve Zührevi Ana Bilim Dalı’nda uzmanlığını tamamladı. Aynı üniversitenin Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Ana Bilim Dalı’nda 2007-2013 yılları arasında doçent, 2013 yılından itibaren ise profesör ünvanıyla görevlerine devam etti. Ayrıca, 2014-2015 yıllarında sırasıyla OMÜ Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı, Tıp Fakültesi Dekanı ve 2017-2019 tarihleri arasında OMÜ Turizm Fakültesi Dekanı olarak görev aldı. 2015 tarihinden itibaren Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Ana Bilim Dalı Başkanı olarak görev yapıyor. Evli olup, Orhun Utku Aydın adında bir oğlu var.