POLİTİKA - 22 Kasım 2014 Cumartesi 12:37

Davutoğlu Rumları uyardı

A
A
A
Davutoğlu Rumları uyardı

Başbakan Ahmet Davutoğlu, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın da katıldığı Atlantik Konseyi Özel Oturumunda Kıbrıs Rum Kesimini uyardı: “Enerjiyi kimse silah olarak kullanmasın.”

Başbakan Ahmet Davutoğlu, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ile birlikte Atlantik Konseyi Özel Oturumunda katılımcılara hitap etti. Kürsüye ilk çıkan Amerikalı konuğun gündeminde, enerji konusu vardı. Rusya’nın enerjiyi silah olarak kullandığını kaydeden Biden, “Avrupa ülkeleri arasında bağlantı sağlamamız lazım. Yenilebilir enerjiye geçilmeli” dedi.

ABD Başkan Yardımcısı, Türkiye’nin enerji potansiyelini kullanabilmesi için ellerinden geleni yapmaya hazır olduklarını da ekledi.

DAVUTOĞLU’NDAN RUM KESİMİNE UYARI

Daha sonra konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu ise, Kıbrıs Rum Kesimine uyarılarda bulunarak, "Kıbrıs’ta eğer herkes, bölgedeki enerji kaynaklarının adanın tamamına ait olduğunda mutabık kalırsa herkes kazanır. Enerjiyi kimse silah olarak kullanmasın. Kıbrıs müzakerelerine en büyük darbeyi bu vurur" diye konuştu.

“Çevre söz konusu olduğunda ulusal politikalarımızı bir tarafa bırakarak insanlığın içişleri bakanı olarak konuşmalıyız. Hepimiz geleceğin, insanlığın içişleri bakanlığını yapıyoruz” diyen Başbakan, “Enerji çatışma aracı olarak kullanılırsa bunun kazananı olmaz. Biz ne halkına zulmeden rejimler istiyoruz, ne de bu boşluktan yararlanan terör örgütleri” ifadelerini kullandı.

"Oturup seyredemeyiz"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin enerji arzına ihtiyacı olduğunu vurgulayarak, “Herkesin şunu bilmesi lazım Türkiye’nin enerji arzına ihtiyacı var ve çevremizde bu kadar çok enerji varken biz oturup gelişmeleri seyredemeyiz" dedi.

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile birlikte Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomi Zirvesi Özel Oturumu’na katıldı. Zirvede Başbakan Ahmet Davutoğlu, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın ardından bir konuşma yaptı.

“TÜRKİYE İLE AMERİKA KÖKÜ DERİNLERE GİDEN STRATEJİK ORTAKLARDIR”

Türkiye ile Amerika’nın kökü derinlere giden stratejik ortaklar olduğunu söyleyen Davutoğlu, “Uluslararası ilişkilerin yoğun seyrettiği dönemle Türk - Amerikan işbirliği bir çok krizin çözümünde önemli rol oynamıştır. Soğuk savaş dönemince süren jeopolitik kutuplaşmalarda Türkiye ve Amerika bu kutuplaşmanın demokratikleşme yönünde sonuçlanması için yoğun çaba sarf etti. 90’lı yıllarda soğuk savaş sonrasında bu kez bu dönüşümün ortaya çıkardığı krizlere yine birlikte çözüm aradık. 11 Eylül sonrasında uluslararası terör tırmandığında da Afganistan başta olmak üzere birçok alanda birlikte çalıştık. Arap baharı ile birlikte gelen jeopolitik çalkantılar içinde de Türkiye ve Amerika bir çok alanda yoğun işbirliği içinde oldu” diye konuştu.

“TÜRKİYE ETRAFINDAKİ BİR ÇOK ÜLKE YÖNETİM KABİLİYETİNİ KAYBETMİŞ DURUMDA”

Türkiye’nin etrafında uluslararası krizleri yoğunlaştığına dikkat çeken Davutoğlu, “Dün ben Irak’tan geldim. Biden Ukrayna’dan geldi. Birlikte Kuzey ve Güney’den gelip iki ciddi sıkıntılar yaşayan ülke ile ilgili gözlemlerimizi paylaştık. Bir taraftan yoğun bir ekonomik krizin içindeyiz. Diğer taraftar siyasi çalkantılar ve bir çok devletin yönetime kabiliyetini kaybettiği kritik bir süreçten geçiyoruz. Türkiye etrafındaki bir çok ülke maalesef efektif yönetim kabiliyetini kaybetmiş durumda” şeklinde konuştu.

“ENERJİ İNSANOĞLUNUN HAYAT STANDARDINI YÜKSELTEN BİR ARAÇTIR”

Enerjinin insanoğlunun hayat standardını yükselten bir araç olduğunu vurgulayan Davutoğlu, “Aksine enerjiye ulaşımı olmayan ülkelerde ise çok zor şartlarda bir çok problemle karşı karşıya kalınıyor. Bugün dünyada insanoğlu nüfusunun yaklaşık 5’te 1’i elektriği kullanamıyor. Bu bizim için anlaşılmaz bir durum. Somali’ye gittiğimizde hastanelerin nasıl çalışmak zorunda kaldığını gördüğümde enerjinin bir çatışma aracı olarak değil varoluşsal bir imkan olduğunu da görmüştük. Elektrik olmadığı yerde en temel tıbbi cihazlar çalışamıyor. Gelecek sene G 20 dönem başkanlığımız aldığımızda enerjinin dünyada adil dağılımı konusunda bir takım girişimlerde bulunmayı düşünüyoruz” diye konuştu.

Türkiye için enerjinin vatandaşların hayat standartlarını yükseltme meselesi olduğunu söyleyen Davutoğlu, “Biz 2002 yılında iktidara geldiğimizde sadece 9 ilimizde doğalgaz vardı. Şimdi i78 ilimizde var. Gelecek sene Türkiye’nin bütünü doğalgaz kullanacak. Doğalgaz konforuna alışıldığında, demokratik toplumlarda kimse bu ulaşılan düzeyden geri gitmek istemiyor. Dolayısıyla siyasal istikrarın da bir parçasıdır enerji güvenliği çünkü bundan birkaç yıl önce kışın yine Ukrayna bağlantılı bir kriz sebebiyle doğalgaz sıkıntısı yaşama ihtimali ile karşılaştığımızda bütün büyük şehirlerimizde hayatın durması söz konusu olmuştu. Bunun doğuracağı siyasi sonuçlar var. Hepimizin insani hayat standartını temin etmek bağlamında dünyanın her yerindeki beşer kardeşlerimizin enerjiye ulaşımını temin etmek öncelikli görevimiz olmalı. Dünya liderleri bir araya geldiğinde sadece ulusal enerji stratejilerini değil insanlığın geleceğini bekleyen sorunları da konuşmak durumunda” ifadelerini kullandı.

“ÇEVRE SÖZ KONUSU OLDUĞUNDA HEPİMİZİN İNSANLIĞIN İÇİŞLERİ BAKANI OLARAK KONUŞMA ZORUNLULUĞUMUZ VAR”

Davutoğlu, enerji ile çevre arasındaki ikilemi çözecek araçlar bulunması gerektiğinin de altını çizerek, birkaç yıl önce katıldığı bir Dışişleri Bakanları toplantısından örnekler verdi.

Toplantıda alışılagelmişin dışında bir konuşma yaptığını söyleyen Davutoğlu, “Bir çok bakan kendi ulusal pozisyonunu kağıttan okumayı tercih etti. Ben konuşmamda dedim ki her konuda Dışişleri Bakanlarının görevi kendi ülkelerinin ulusal çıkarlarını korumaktır. Ancak bir konu hariç çevre. Çevre konusu sözkonusu olduğunda hepimizin devletlerimizin dışişleri bakanı olmak yerine, insanlığın içişleri bakanı olarak konuşma zorunluluğumuz var. Dolayısıyla bu insani boyutu unutan hiçbir enerji politikasının gerçek anlamda geleceği belirleme bakımından ahlaki bir zemine sahip olacağı kanaatinde değilim” açıklamalarında bulundu.

“12 YILDA 100 YILDA ÜRETİLENDEN FAZLA ENERJİ KAPASİTESİ ÜRETTİK”

Türkiye’de 2002 yılından bu yana önemli enerji projelerinin hayata geçirildiğini söyleyen Davutoğlu, “Türkiye’de enerji santralleri yüzyıl önce takriben 1902 yılında kurulmaya başladı. Bizim iktidarımıza kadar Türkiye’de toplam 31 bin 500 megavat kapasite üretildi. 2002-2012 yılları arasında ise toplam 33 bin 500 megavat kapasite üretildi. Yani 100 yılda üretilen kapasiteden fazlasını 12 yılda ürettik. Şimdi bunun ötesine gitmek istiyoruz. Sadece kömür ve geleneksel enerji araçları değil nükleer enerjiye geçiyoruz. Yenilenebilir enerji alanında da yeni perspektiflerle kendi ülkemizin ekonomik girdileri açısından ciddi bir çaba içindeyiz. Dünya için elverişli bir yatırım bölgesi olmamız önem taşıyor. Birçok yatırım yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Birçok yatırım yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Türkiye enerjideki açığını kapatmaya çalışıyor. Cari açık konusunda da ilerlemeler kaydettik. Bu konuda petrol fiyatlarının düşüşünü takdirle ve ümitle takip etmeye devam edeceğiz. Dileriz ki petrol fiyatlarının artışına dayalı enerji savaşları yerine, herkesin enerjiye ulaşabileceği ucuzlukta bir fiyatlandırma yönünde gelişmeler devam eder” ifadelerini kullandı.

“ÇEVREMİZDE NE HALKINA ZULÜM EDEN REJİMLER, NE DE BU BOŞLUKTAN YARARLANAN TERÖR ÖRGÜTLERİ GÖRMEK İSTEMİYORUZ”

Enerjinin stratejik boyutuna de değinen Davutoğlu, şunları söyledi;

“Enerji neyin aracıdır. Rekabetin mi, çatışmanın mı, yoksa işbirliğinin mi. Eğer enerjiyi çatışma aracı olarak kullanacak olursak bunun kazananı olmaz. Bugün kazanıyor görünenler bir müddet bu enerjiyi satacak pazar bulamayabilirler. Ülkeler artık bu enerjiye bağımlılıklarını azaltmak için başka alternatiflere yönelirler. Tüketici ile üretici aslında aynı çıkarı paylaşıyor. Eğer üretici tüketiciyi sürekli baskı altında tutarsa bir müddet sonra tüketici başka kaynaklara yönelir. Bu açıdan hepimizin aynı gemi içinde olduğumuzun farkında olmamız lazım. Enerjiyi bir çatışma aracı olarak görmek yerine insani kalkınmanın aracı olarak görmek durumundayız. Ne zaman etrafımızda jeopolitik problemler yaşansa, bizim jeoekonomik sıkıntılarımız oldu. Türkiye etrafındaki çatışmalar sebebiyle büyük üretim kapasitesine uygun pazarlarda daralma yaşadı. Yine aynı şekilde etrafta jeoekonomik gerilimler enerjiyi etkilemeye başladığında Türkiye’ye giren enerji arzında düşmeler yaşandı. Biz onun için etrafımızda güven ve istikrar istiyoruz. Kalkınan bir ekonomi için hiçbir şey istikrardan daha önemli değildir. Son dönemde özellikle Türkiye civarında yaşananlar. Suriye, Irak, Kafasya, Ukrayna Türkiye olumsuz etkilenmiştir. Biz çevremizde ne halkına zulüm ederek büyük mülteci akınlarına yol açan rejimler görmek istiyoruz, ne de bu güç boşluğundan istifade eden terör örgütleri görmek istiyoruz. Her ikisi de hem bu bölge halkı için hem de Türkiye için büyük tehdittir”

“IRAK’TA İSTİKRAR SAĞLANIRSA BİZİM GİBİ 12 YILDA DEĞİL 5 YILDA DÜNYANIN EN HIZLI YÜKSELEN ÜLKELERİ ARASINA GİRER”

Irak’taki gelişmeleri de değerlendiren Davutoğlu, “Dün ben Irak’taydım. Ortadoğu’da ülkeler birçok şeylerden şanslı ama en şanslısı Irak. Ortadoğu’da öyle ülkeler var ki insan kaynağı bakımından zengin Türkiye ve Mısır gibi. Öyle ülkeler var ki doğal kaynaklar bakımından zengin. Ama bir ülkede hem insan kaynağı hem doğal zenginlik var. Öyle uygun kombinasyon ki. Irak’ta istikrar sağlanırsa bizim gibi 12 yılda değil 5 yılda Irak dünyanın en hızlı yükselen ülkeleri arasına girer. Yeter ki Irak içinde siyasi gruplar birbirine güvensinler. Demokrasinin en büyük meziyeti her bir vatandaşı ortak hedef etrafından buluşturabilme kabiliyetidir. Maalesef Irak’ta son yılarda belli kesimlerin siyasi sistemin dışına itilmesi, Kürt bölgesel yönetimi ile merkezi yönetim arasının gerilmesinden gelen birikmiş tereddütler var. Bizim önce bu tereddütleri aşmamız lazım. Siyasi liderlerle görüşmemde Irak’ta bütün siyasi liderler yeni bir dönem başladığı inancındalar. Ümit ederiz ki bu atmosfer devam eder” dedi.

“ÇEVREMİZDE BU KADAR ENERJİ VARKEN OTURUP BEKLEYEMEYİZ”

Türkiye’nin enerji arzına ihtiyacı olduğunu vurgulayan Davutoğlu, “Herkesin şunu bilmesi lazım Türkiye’nin enerji arzına ihtiyacı var ve çevremizde bu kadar çok enerji varken biz oturum gelişmeleri seyredemeyiz. Irak’taki enerjinin Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşması ve Türkiye tarafından kullanılması merkezi yönetimin de, bölgesel yönetimin de çıkarınadır. Ama kimse bize ‘Siz Ankara’da oturun, Irak’taki enerji kaynakları da atıl kalsın’ diyemez. Biz Irak anayasasına sağdık kalarak ve taraflarla diyaloğu sürdürerek mutlaka Irak’taki enerji kaynaklarının uluslararası piyasalara arzı konusunda elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Irak’taki bütün taraflara çağrım gelin Irak’ı elbirliği ile bir kriz ülkesi olmaktan çıkartıp, yükselen bir ekonomi haline dönüştürelim. Sizler içeriden çabalayın biz dışarıdan destek verelim. Irak terör ile anılmasın, zenginlikle anılsın. Ben son yıllardaki en olumlu atmosferi görmekten mutlu oldum” ifadelerini kullandı.

“KİMSE ENERJİYİ SİLAH OLARAK KULLANMASIN”

Kıbrıs sorunu konuşa da değinen Davutoğlu, şunları söyledi;

“Kıbrıs yine bir barış alanı. Nasıl Irak’ta enerji bir ulusal entegrasyonun parçası olabilir. Kıbrıs’ta da eğer herkes Kıbrıs etrafındaki doğal kaynakların Kıbrıs’ın bütününe ait olduğu konusunda mutabık olur ve ortak bir vizyonla bu enerjiyi barış yönünde kullanırsa herkes kazanır. Kıbrıs Rum yönetimine de çağrıda bulunuyorum. Enerji kaynaklarını monopolize ederek, tek taraflı olarak sanki bu kaynak sadece onlara aitmiş gibi ihalelere çıkarak Kıbrıs Türklerinin de hakkı olduğu o kaynakları dünya piyasalarına sunmak isterse, biz de aynı yerde Kıbrıs Türkleri ile birlikte araştırma yapar ve aynı hakkı kullanırız. Ama eğer birlikte oturulur konuşulursa, biran önce müzakere ile adanın birleşmesi yönünde bir irade kullanırlarsa, Kıbrıs da aynı Irak gibi yükselen bir ülke haline gelir ve bundan da en çok Türkiye mutlu olur. Biran önce müzakere masasına dönülmeli. Barış bir dakika bile geciktiğinde maliyeti ağır olan kavramdır. Hemen barış. Eğer müzakereler zaman alacaksa bu sefer KKKTC ve Kıbrıs Rum yönetimi ortak bir komite ile bu enerjiyi çıkarmaya başlar ve barış için kullanır. Ama şu olmaz; ‘Doğu Akdeniz Türklere ve Kıbrıs Türklerine kapalı bir alandır. Biz istediğimiz yerde araştırma yaparız’ Bu hem siyaseten olmaz hem de dünyadaki enerji arzını bilenler açısından da olmaz. Kıbrıs etrafında çıkacak doğalgazın en kolay ulaşacağı yer Türkiye’dir. En rahat uluslararası piyasalar açılacağı yer de Türkiye’dir. Dolayısıyla enerjiyi bir silah gibi kullanmasın hiç kimse. Ben enerjiyi elde edeyim, karşı tarafa istediğim barışı empoze edeyim denirse bu Kıbrıs müzakerelerine en büyük darbeyi vurur. Enerjiyi barış aracı olarak kullanalım. Biz Anadolu suyunu Manavgattan Kıbrıs’a boruyla bağladık. Bu projeyi ilan ettiğimiz gün o zaman Başbakanımız ‘bu suyu Kıbrıs Rumları ile paylaşacağız’ dedi. Bizde su azizdir ihtiyacı olanla paylaşılır. Biz kendi suyumuzu adanın bütünü ile paylaşmayı düşünürken, adanın bütününe ait olan doğalgaz kaynaklarını bir taraf tek taraflı olarak ‘bana aittir’ derse bu olmaz. Kıbrıslı taraflara bağlı biran önce çözüm. Önümüzdeki günlerde Atina’ya gideceğim ve bütün bu perspektifi paylaşacağız”

Azerbaycan - Ermenistan arasında yaşana ihtilafa da değinen Davutoğlu, “Türkiye ile ABD’nin ortan başarısıdır aslında Bakü Tiflis Ceylan. 1999’da Clinton buradayken anlaşma imzalandı. Birçok kimse inanmıyordu bunun olabileceğine. Azerbaycan ciddi bir ekonomik refah kazandı. Gürcistan da Türkiye de bundan istifade etti. Ermenistan bütün bu ekonomik aktivitenin dışında kaldı. Neden çünkü ısrarla Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sini işgal altında tutmaya devam etti. Biran önce barışa gidelim. Herşey tartışıldı herşey neyin olabileceğini biliyor. Eksik olan siyasi irade ve vizyon. Buradan Ermenistan’a da çağrıda bulunuyorum. Hazar petrolleri Avrupa’ya aktarılırken Ermensitan da bir an önce sorunun çözümüne katkıta bulunsun. Azerbaycan ile Ermenistan arasında kurulabilecek dostluktan en büyük mutluluğu duyacak olan Türkiye’dir” dedi.

“UKRAYNA JEOPOLİTİK ÇATIŞMA ALANI OLMAKTAN ÇIKMALI”

Ukraynanı da jeopolitik çatışma alanı olmaktan çıkması gerektiğinin savunan Davutoğlu, “Ukrayna bizim komşumuz ve stratejik ortağımızdır. Ukrayna’da toprak bütünlüğünü zedeleyen her türlü tutumun karşısında olduk. Kırım bizi tarihi bağlarımızın olduğu coğrafyadır. İsteriz ki Ukrayna bir gerilim alanı olmasın. Tarafların oturup bir an önce mutabakata varmaları lazım” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Su birikintisine düşerek hayatını kaybeden Edanur Gezer için cenaze töreni düzenlendi Su birikintisine düşerek hayatını kaybedeb 5 yaşındaki Edanur Gezer için Esenyurt’ta bulunan Kıraç Cemevinde cenaze töreni düzenlendi. Acılı annenin ayakta güçlükle durduğu görülürken, cezaevinde olan baba da izinli olarak katıldı. Emrah DODUK Küçükçekmece Fatih Mahallesi Menekşe Sahil Parkı’nda İstanbul Büyükşehir Belediyesi ekipleri tarafından yapılan kazı çalışmasında oluşan su birikintisine düşen 5 yaşındaki Edanur Gezer hayatını kaybetmişti. Edanur Gezer için bugün Esenyurt’ta bulunan Kıraç Cemevi’nde cenaze töreni düzenlendi. Törene; İstanbul Valisi Davut Gül, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, ailesi, yakınları ve cezaevinde olan baba jandarma eşlinde kelepçeli olarak katıldı. Vali Davut Gül acılı anne Nurcan Gezer baş sağlığı diledi. Edanın acılı annesi ayakta durmakta güçlük çektiği görülürken feryatları yürekleri dağladı. Vali Davut Gül tabuta omuz verdi. Kılınan cenaze namazın ardından cenaze defnedilmek için Esenyurt’da mezarlığa defnedildi. İstanbul Valisi Davut Gül, “ Yavrumuz hayatını kaybetti maalesef. Bizlerde Esenyurt’ta cenaze törenine geldik. Allah ailesine sabır versin. Ölüm olayı olduğu için otomatikman savcılık tarafından başlanan işlemler oluyor. Bundan sonraki adli süreç orada devam edecek. İhmal var mı yok mu kusur var mı yok mu ya da kimlerin kusuru var bu adli süreçte belli olacak. Biz daha çok yavrularımızın bu tür bir hadise ile karşılaşmaması için tedbirleri hangi kurum neler yapması gerek onlara bakacağız. Ayrıca ailenin kendi içerisinde bir çok sıkıntısı var onlarla ilgili Aile, Sosyal Politikalar il müdürlüğümüz üzerine düşen neyse bundan sonraki süreci takip edeceğiz” dedi. Feryat eden acılı anne Nurcan Gezer, “Güvenlikler gelmiş burada ateş yakmayın mangalın içine ateşi yakın demişler. Çocuk yok diye hepsi dağılmışlar çocuğu aramaya bir tane mi iki tanemi güvenlik varmış. Güvenliğe gidip 5 yaşındaki kız çocuğu yok demişler . güvenlikte kuyunun yanına geliyor. kafasını uzatıp çocuğunuz burada içinde diyor. Orada bizimkilerden birisi müdehale etmeye çalışıyor. İçine atlama burası çok derin diyor. Derin olduğunu biliyorsunuz da niye bir şeyler yapmıyorsunuz. Dün gittim oraya çevirmişler orayı önem almışlar. Benim çocuğum olmasa başka birinin çocuk da olabilirdi. Başka bir annenin ciğeri de yana bilirdi. Kim oraya sebepliyse cezasını çeksin” dedi. Eda’yı su birikintisinden çıkaran dayı Selçuk Yaşar, “ Biz ailece piknik yapıyorduk. Baktım kuyunun üzerinde yatıyor. İçinden çıkardım baktım dudakları mosmor. Etrafında koruma yoktu bildiğimiz su birikimiydi. Kimse gelip burada kuyu var demedi. Derinlik beni çekiyordu zaten. Toprağa tutunup tek elimle çıkardım. Bulmamız 20 dakikayı buldu. Adaletin yerini bulmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
İstanbul A Milli Erkek Hentbol Takımı, Kuveyt ile İzmir’de hazırlık kampı yapacak A Milli Erkek Hentbol Takımı, Kuveyt milli takımı ile birlikte 6-12 Mayıs 2024 tarihleri arasında İzmir’de ikili hazırlık kampı yapacak. A Milli Erkek Hentbol Takımı, Kuveyt milli takımı ile birlikte 6 - 12 Mayıs 2024 tarihleri arasında İzmir’de ikili hazırlık kampı yapacak. Türkiye Atletizm Federasyonu Tesisleri’nde konaklayacak milli takım kafilesinde 18 sporcu yer alacak. Millilerin kamp kadrosunda şu oyuncular yer alacak: Kaleci: Taner Günay (Sakarya BBSK), Enis Yatkın (Beşiktaş) Sol kanat: Samet Kanberoğlu (Sakarya BBSK), Enis Harun Hacıoğlu (Beşiktaş) Sol oyun kurucu: Doruk Pehlivan (Almanya / HC Elbflorenz), Halil İbrahim Öztürk (Beykoz Belediyesi), Yakup Yaşar Simsar (Romanya / CSM Foscani), Ali Emre Babacan (Beykoz Belediyesi) Orta oyun kurucu: Ozan Erdoğan (Spor Toto), Onur Ersin (Sakarya BBSK), Atakan Şirin (Sakarya BBSK) Sağ oyun kurucu: Ömür Pehlivan (Beykoz Belediyesi), Eyüp Arda Yıldız (Beşiktaş) Sağ kanat: Şevket Yağmuroğlu (Beşiktaş), Görkem Biçer (Almanya / TV Grosswallstadt) Pivot: İlkan Keleşoğlu (Sakarya BBSK), Koray Ayar (Almanya / TSV Hannover Burgdorf), Ediz Aktaş (Almanya / HC Elbflorenz) Teknik kadro: Bora Serter (İdari Menajer) Daniel Gordo Rios (Başantrenör), Yasin Yüzbaşıoğlu (Yardıncı Antrenör), İbrahim Demir (Kaleci Antrenörü), Fuat Yüksel (Fizyoterapist), Muhammet Çağlayan (Masör)
Kocaeli KOSTÜ’den fiyat açıklaması: "Üniversite siyaset yapma yeri değildir" Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi’nde (KOSTÜ) erken kayıt dönemi başlarken, KOSTÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Talip Emiroğlu, yüzde 120 fiyat artışı iddialarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Talipoğlu, "Yüzde 80 fiyat artışını yüzde 120 diye eylem yapan milletvekilimiz elbette okuduğu yazıyı anlamamış olamaz. O zaman bizim üzerimizden siyaset yapıyor ihtimali öne çıkıyor. Buna daha çok üzülürüz. Üniversite siyaset yapma yeri değildir" dedi. Başiskele Yeniköy Şerif Kanık Kampüsü’nde eğitim faaliyetlerini sürdüren KOSTÜ’nün Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Talip Emiroğlu, sosyal medyada yüzde 120 fiyat artışı yapıldığına dair paylaşımların yapılması sonrasında açıklama yaptı. Talip Emiroğlu, "Bizim üniversitemiz geçen yıl hocalarımızın maaşlarına yüzde 100’ün üzerinde zam yapmıştır. Pek çok giderimiz benzer oranlarda artış göstermişti. Bu olumsuz şartlara rağmen mevcut öğrencilerimizin eğitimini sürdürme haklarına öncelik vererek, yüzde 80 zamlı erken kayıt uygulaması imkanı oluşturduk. Bu orana düşebilmek için taksit yapamayacağımızı bildirdik. Ancak anlaşmalı olduğumuz bankalar kredi kartıyla ödeme yapan öğrencilere faizsiz taksit yapacağını belirttiler. Öğrencilerimize gönderdiğimiz yazıda, ’bu erken kayıt imkanından faydalanın, aksi takdirde eylül ayında yüzde 120 artışla kayıt yaptırmak zorunda kalabilirsiniz’ uyarısında bulunmuştuk. Maalesef bölgemizin milletvekili sayın Harun Özgür Yıldızlı, bu yazımızı ’KOSTÜ yüzde 120 zam yaptı’ olarak kamuoyuna duyurdu. Biz üniversite olarak siyasilerimizden destek beklerken, o bir kısım öğrencimizi yanına alarak okul önünde eylem yapmayı tercih etti. Bunu üzüntüyle karşıladık. Üniversite yönetiminin en ufak bir hatası yoktur. Hepimiz bu ekonomik zorluğu aşmak, kurumumuzu ayakta tutarak öğrencilerimizi mağdur etmeme derdindeyiz" dedi. "Üniversite siyaset yapma yeri değildir" Talip Emiroğlu, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Yüzde 80 fiyat artışını yüzde 120 diye eylem yapan milletvekilimiz elbette okuduğu yazıyı anlamamış olamaz. O zaman bizim üzerimizden siyaset yapıyor ihtimali öne çıkıyor. Buna daha çok üzülürüz. Üniversite siyaset yapma yeri değildir. Biz 40 yıllık eğitimciyiz, işimizi yapmaya çalışıyoruz. İşimizde hiç bir zaman parayı öne çıkarmadık, eğitimi öne çıkardık. Fahiş zam ve kar kelimeleri kullanıyor. Başkanı olduğum Avrupa Eğitim Vakfı, 4 yıldır bu üniversiteye para desteği veriyor. Her yıl yapılan YÖK denetleme raporlarında görebilirsiniz. Sayın milletvekilinden öğrencileri toplayıp üniversitenin önünde eylem yapmadan önce bizden de bilgi almasını beklerdik. Burası ücretli bir üniversitedir ve ücretlerimiz çevredeki kolej ücretlerinden bile düşüktür. Gençliğin doğasında heyecan ve tepkili olmak vardır. Dolayısıyla bazı öğrencilerimiz bu tür davranış içerisinde olabilir, anlayışla karşılıyoruz. Onlarla tekrar konuşup konuyu izah edebiliriz. Onlar bizim çocuklarımız. Ama büyükler onların bu durumuna tazyik verip işi gösterilere dönüştürmemelidir. Bu üniversitenin kapısı herkese açıktır. Buradan her türlü soruya cevap bulabilirsiniz. Bu yanlış ifadeler ve eylemler üniversitemizin itibarına hak etmediği şekilde zarar vermektedir. Bizim verdiğimiz eğitimin kalitesi ortadadır. Uygulanan ücretler diğer üniversitelerle mukayese edilirse fedakarlığımız daha iyi anlaşılacaktır" Erken kayıt duyurusu Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi’nin erken kayıt duyurusunda ise "Sevgili öğrencilerimiz, 2024-25 eğitim dönemi erken kayıt sürecimiz başlamıştır. 17 Mayıs 2024 tarihinde sona erecektir. Geçen yıl ödediğiniz ücretin üzerine yüzde 80 artış yapılarak kayıtlarınızı yenileyebilirsiniz. Bu erken kayıt imkanından yararlanmayan öğrencilerimiz 15 Ağustos-1 Eylül 2024 tarihleri arasında yapılacak normal kayıt sürecinde, yüzde 120’nin üzerinde artışla kayıt yaptırmak zorunda kalabilir. Bu yılki kayıt yenilemelerde taksit uygulaması kaldırılmıştır. Ancak anlaşmalı bankalarımız kredi kartıyla yapılan ödemelerde faizsiz taksit yapacaktır" ifadelerine yer verildi.
Aydın Nazilli’den sert tepki Nazilli Belediyespor Kulüp Başkanı Şahin Kaya şike iddialarını sert bir dille yalanladı. “Bizim şike yapacak paramız yok” diyen Şahin Kaya, Zonguldak Kömürspor’u hedef alarak Zonguldak cephesinin rakiplere ve hakemlere teşvik primleri gönderdiğini ileri sürdü. TFF 2. Lig Beyaz Grup’un 37. haftasında Ankaraspor-Nazilli Belediyespor 0-0 berabere kaldı. Bu sonucun ardından siyah beyazlılar puanını 38’e yükselterek ligde kalmayı başardı. Ankaraspor ise 57 puanla Play Off biletini kaptı. Ligde 16. sırada yer alan Zonguldak Kömürspor ise küme düşen son takım oldu. Maçın ardından Zonguldak Kömürspor, müsabakada şike yapıldığı iddiasıyla Türkiye Futbol Federasyonu’na başvurdu. TFF, müsabakayla alakalı inceleme başlattı. Türk futbol kamuoyunda geniş yankı uyandıran maça ilişkin Nazilli Belediyespor Kulüp Başkanı Şahin Kaya açıklamalarda bulunarak, Zonguldak Kömürspor cephesinin çirkin algı operasyonunu devreye soktuğunu ifade etti. Şahin Kaya, şike iddialarını kesin bir dille reddedip, Zonguldak Kömürspor camiasını hedef aldı. "2 takımın riske girmemesi çok normal" Alınan sonucun futbolun olağan akışında görülen bir şey olduğunu kaydeden Başkan Kaya; “Daha önce 2000-2001 sezonunda Şampiyonlar Ligi’nde Galatasaray-Strum Graz maçında da oldu. 1 puanın yettiği yerde 2 takımın da riske girmemesi ve top çevirmesi çok normal. Maçta şut olmadığına ilişkin istatistik paylaşılıyor. Vanspor’un 6-1 bittiği maçında istatistiklerin hepsi sıfır. Bu platformlarda 2 ve 3.liglerin istatistikleri yapılmıyor” dedi. "Zonguldak başarısızlığını örtmeye çalışıyor" Zonguldak Kömürspor yönetiminin kendi beceriksizliklerini, şike iddialarıyla örtmeye çalıştığını belirten Kaya; “Biz 2 milyon 300 bin TL para için 3 puanımızı sildirdik. Zonguldak ise 800 bin TL para için 3 puanını sildirdi. 3 puanları silinmeseydi bugün ligde kalacaklardı. Kendi başarısızlıklarını, örtmek için Ankaraspor ile şike yaptığımız söyleniyor. Buna kesinlikle katılmıyoruz. Kınıyoruz da. Bizim kimseyle şike pazarlığımız söz konusu olamaz. Zonguldak taraftarı hatayı kendi yönetiminde arasınlar” diye konuştu. "Bizim şike yapacak paramız yok" Nazilli Belediyespor Başkanı, ekonomik sıkıntılarla boğuştukları sezonda şike yapacak bir paralarının olmadığını vurgulayarak açıklamasının devamında, “Bizim şike yapacak paramız da yok. Bunu bütün kamuoyu biliyor. Çok cüzi miktarlara takım kurmuş bir yönetimiz. Bu algılara kimsenin itibar edeceğini düşünmüyorum. İki takımın da riske girmemesi çok normal. 25. dakikada Serhat Aslan kardeşimizin çapraz bağları koptu. Madem bu kadar şey bir maçtı, benim kardeşimin neden çaprazları koptu?” ifadelerine yer verdi. "Nazillispor ağır taştır altında kalırlar" Son dakikalarda Tibet Öniz ile rakip İbrahim Sürgülü arasında yaşanan pozisyona ilişkin de konuşan Başkan Şahin Kaya, “İkili mücadele esnasında Tibet’in ağzından küfü çıkıyor. Ankarasporlu futbolcuların tepkisi ağzından çıkan küfre. Tibet de o küfrü pozisyon icabı yaptığını söyledi. ‘Ben özrümü diledim, konuyu kapattık’ dedi. Orada bir diğer oyuncu da arkadaşımız sakat neden dışarı atmadınız diye tepki gösteriyor. Buralardan bir şey tutturamazlar. Biz anlımızın akıyla bu sezonu bitirdik. Nazillispor büyük camiadır. İlçe takımı olabiliriz, onlar il takımı olabilir, lobisi siyaseten daha kuvvetli olabilir ama Nazillispor ağır taştır altında kalırlar” dedi. "Zonguldak teşvik gönderirken biz çıkıp isyan etmedik" 4 haftadır kendi rakipleri ve Zonguldak Kömürspor’un oynadığı takımlara teşvik primleri gittiği, hakemlere para verildiği iddialarını gündeme getiren Kaya, “Karacabey maçında bildiğiniz doğrandık. Biz de orada çıkıp Zonguldak yönetimi şike yapıyor, teşvik gönderiyor, bu yüzden yeniliyoruz diyerek isyan edebilirdik. Ama hiçbir bahaneye sığınmadık. Direk rakipleri Serik Belediyespor’du yenselerdi hiçbir sorun kalmayacaktı. Bu olan Zonguldak Kömürspor yönetiminin başarısızlığıdır” şeklinde konuştu. "İstedikleri kadar araştırabilirler" 3 sezon önce Darıca Gençlerbirliği-Kızılcabölükspor çekişmesinden örnek veren Kaya, “Darıca başkanı şike yaptığını itiraf etti. Federasyon o dönemde de bununla alakalı soruşturma başlattı. Her şey açık ve ortadayken Darıca’ya hiçbir ceza verilmedi. Kızılcabölükspor da düştüğüyle kaldı. Alenen yapılmış bir şike varken hiçbir şey olmamış, bizim şikeye teşebbüsümüz dahi olmamış. Bunlardan bir şey çıkacağını düşünmüyoruz. İstedikleri kadar araştırabilirler. Bizim kimseyle ne bir para trafiği ne de bir görüşmemiz olmuştur" dedi.