GÜNDEM - 28 Aralık 2016 Çarşamba 10:44

DBP’li Van Büyükşehir Belediyesi'nde billboard yolsuzluğu iddiası

A
A
A
DBP’li Van Büyükşehir Belediyesi'nde billboard yolsuzluğu iddiası

Demokratik Bölgeler Partili (DBP) eski Van Büyükşehir Belediyesi yönetiminin, 2015'te kentin reklam billboardları ihalesinde yolsuzluk yaptığı iddia edildi. Yolsuzluk iddiasının sahibi Alaettin Gültaktı, kendisinin kazandığı ihalenin iptal edildiğini ve DBP’li belediye yönetimine dava açtığını belirtti.

DBP’li eski Van Büyükşehir Belediyesi kendi döneminde Van’ın reklam amaçlı kent mobilyalarının kurulması ve kiralanarak işletilmesi hizmeti yani billboard reklamlarıyla ilgili olarak yaptığı ihaleler 3 kez iptal edildi. Dördüncü kez ihaleye çıkılan billboard reklam işini bir firma kazandı. İhalenin tamamlanmasının ardından katılımcı Rekvan Reklamcılık Firması ise ihalenin komisyon tarafından usulsüz bir şekilde değiştirdiğini iddia etti. Firma, sorumlular hakkında hukuki mücadelesini sürdürüyor.

"Belediye 1 milyon 575 bin lira zarara uğratıldı"
Belediye gibi kendisinin de zarara uğratıldığını ileri süren Rekvan Reklamcılık Firması yetkilisi Alaettin Gültaktı, ihalenin 5 yıllığına 7 milyon 165 bin lira bedel ile kendilerinde kalmasına rağmen komisyonun ihale istedikleri firmada kalmadı diye ihalenin iptal edildiğini iddia etti. Van Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduğunu belirten Gültaktı, "İhale komisyonu bizim zarfımızdaki ihale bedelini rakip firmaya bilgi vererek ihalenin bir reklamcılık firmasında 5 yıllığına 5 milyon 590 bin lira bedel ile kalmasını sağladı. Böylece Van Büyükşehir Belediyesi 1 milyon 575 bin lira zarara uğratıldı" dedi.

"Billboardlar yerine monte edildi mi?"
İhalenin idari şartnamesinin 15,3 maddesi gereğince kent mobilyaları yaptırılıp yerine monte edilerek hizmete hazır hale getirilmesi için yüklenici firmaya 1 yıl süre verildiğini belirten Gültaktı, “Firma, 1 yıllık süre dolmasına rağmen kent mobilyalarını yaptırıp yerine monte etmedi. Van Büyükşehir Belediyesi bunun üzerine yüklenici firmaya 10 gün süreli ihtar çekmesi gerekiyordu, çekmedi. Biz dilekçe ile müracaat edip belediyeyi uyardık. Ancak şartnamede olmayan tabiat şartları gerekçe gösterilerek göz yumuldu” diye konuştu.

Yüklenici firmanın kira ödemesi de yapmadığını iddia eden Gültaktı, “İdari şartnameye göre ilk yılında kent mobilyaları yaptırılıp yerine monte edilerek hizmete hazır hale getirileceği için, kiranın sözleşmenin ikinci yılı Temmuz ayından itibaren yıllık peşin olarak ödenmesi gerekiyordu. Ancak firma, Temmuz ayında kira ödemesi yapmadı. Bu konuda Van Büyükşehir Belediyesi’ne dilekçe ile müracaat edip sözleşmenin iptalini istedim. Ancak hiçbir cevap gelmedi, bunun üzerine Mali İşler Daire Başkan Vekilini ziyaret edip yaptıkları işlemi sordum. Bana firmanın uyarılarak üç aylık ek süre verildiğini söylediler. İdari şartnamede olmamasına rağmen belediyenin re’sen verdiği üç aylık sürenin sonunda yeniden dilekçe ile müracaat edip bilgi istedim. Bu kez Mali İşler Daire Başkan Vekili Adem Şimşek söz konusu müracaatımda istenen bilginin gizlilik içerdiğini, bu bilgileri üçüncü şahıslarla paylaşamayacaklarını belirtti. ‘Ayrıca bu durum sizi ilgilendirmez’ diyerek sözlü tepki gösterdi” şeklinde konuştu.

"Bu firma neden korunup kollanıyor?"
Gültaktı, konuşmasına şöyle devam etti:
“Van Büyükşehir Belediyesi’ne yaptığım itirazlar sonucunda idari şartnamenin gereğinin yapılmayıp usulsüz bir şekilde, belediyeyi zarara uğratma pahasına, firmanın korunup kollandığını gördüm. Çünkü belediye yetkilileri, mevzuat gereği kurumun hak ve menfaatlerini korumak yerine, firmanın temsilcisi gibi, onu savunup, hak ve menfaatini korumaya çalışıyordu. Mali İşler Daire Başkan Vekili Adem Şimşek ve Firuz Özdemir’e ‘bana cevaben yazdığınız yazıların, şikayet konusu ve idari sözleşme ile hiç ilgisi yok’ dediğimde, bana 'bu yapılanların yanlış olduğunu, verilen cevapların yanlış olduğunu biliyoruz. Ancak yazı yukarıda yazılıp önümüze geliyor, biz de imzalıyoruz' dediler. Bunun üzerine Van Mahalli İdareler Müdürlüğüne, BİMER’e ve İçişleri Bakanlığı Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığı’na ayrı ayrı dilekçelerle müracaat ederek hukuksuzluğun, usulsüzlüğün ve yolsuzluğun sona erdirilmesini istedim. Ayrıca Van Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunup Van Büyükşehir Belediyesi’nden davacı oldum.”

"Amacım haksızlık karşısında hakkımı aramak"
Amacının kimse ile uğraşmak olmadığına dikkat çeken Gültaktı, “Vanlı bir esnaf olarak mağdur edildik. Bir yandan da belediyenin zarar etmesini istemiyoruz, diğer yandan ise esnafımıza ve kurum kuruluşlarımıza hizmet etmek istiyoruz. Ancak Van Büyükşehir Belediyesi yönetimi, yaptığı uygulama ile hem bizi mağdur etti, hem de belediyeyi zarara uğrattı. İdari şartnameye göre yükümlülüklerini yerine getirmeyen firmanın sözleşmesinin iptal edilip yapılan usulsüzlüğün ve hukuksuzluğun bir an önce sona erdirilerek mağduriyetimizin giderilmesini istiyoruz” dedi. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.