EKONOMİ - 06 Eylül 2022 Salı 23:08

Dedektörle sahilde ziynet aramada ‘yasal boşluk’

A
A
A
Dedektörle sahilde ziynet aramada ‘yasal boşluk’

Son dönemde oldukça moda olan dedektörle sahilde ziynet aramada 'yasal boşluk' olduğu bildirildi. Sahillerde kıymetli maden aranmasıyla konusunda ilgili kurumların genelgelerinde ya da kanunda 'yasaktır' ya da 'serbesttir' diye bir hüküm bulunmuyor.

Dünyanın en güzel sahillerine sahip olan Türkiye’de son dönemde dedektörle altın arama işi oldukça moda. Özellikle Akdeniz ve Ege gibi çok turist gelen yerlerde popüler olan dedektörle ziynet eşyası arama işi sahili olan birçok ilde yavaş yavaş popüler olmaya başladı. Sahillerde dedektörle değerli maden arayıp, gün yüzüne çıkartma konusuyla ilgili kurumların yasalarında ya da kanunda ‘yasak’ veya ‘serbest’ diye bir hüküm bulunmuyor. Türkiye’de oldukça sık yapılan dedektörle sahilde altın arama işi de kanunlardaki bu boşluk yüzünden şu an muallakta yapılmaya devam ediyor.

Yetkililerden alınan bilgiye göre, sahillerde ziynet eşyası aranmasıyla ilgili müze müdürlüklerinin 2863 sayılı Kültür Varlıklarını Koruma Kanunu içerisinde ziynet eşyalarını aramanın ‘serbestliğiyle’ ilgili açıklayıcı bir metin bulunmuyor. Kanunda ne ‘arayabilirsiniz serbesttir’ diyor ne de ‘aramanız yasaktır’ diyor. Ancak 2863 sayılı Kültür Varlıklarını Koruma Kanunu’nun ilgili maddeleri gereği "Bakanlığın izni dışındaki her türlü yapılacak olan kaçak kazı ve izinsiz aramalar yasa dışıdır" hükmü bulunuyor. Müze müdürlükleri, define arama yönetmeliği konusunda yaptırım sahibi. Define arama yönetmeliğindeki şartlar ise kanunlarla belirli. Gerekli şartlara riayet edildiği müddetçe define aramak bakanlığın gözetiminde serbest. Onun dışındaki aramalar kanuna göre yasak. Sahillerle ilgili müze müdürlüğünü bağlayıcı, özellikle ziynet eşyalarının aranması, gün ışığına çıkartılması ile ilgili olarak 2863 sayılı Kanun'da, ilgili yönetmeliklerde bununla ilgili bağlayıcı bir hüküm bulunmuyor. Bu hususta da yine 2863 sayılı Kültür Varlıklarını Koruma Kanunu’nun ilgili maddeleri gereği "Bakanlığın izni dışındaki her türlü yapılacak olan kaçak kazı ve izinsiz aramalar yasa dışıdır" hükmü akla geliyor.

Erdi Demür

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Filistin Dayanışma Platformu, İsrail’in Refah’ta başlattığı saldırıyı Ankara’da protesto etti Ankara’da bulunan Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla İsrail’in başlattığı saldırıyı protesto etmek için Amerikan Büyükelçiliği önünde toplandı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından 1 buçuk milyona yakın Gazzeli, Refah kentine sığınmıştı. İsrail’in Refah kentine yönelik başlattığı hava saldırısının ardından Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla saldırıyı kınamak için Ankara’da bulunan Amerikan Büyükelçiliği önünde çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte İsrail’i protesto etti. Elçilik binası önünde toplanan kalabalık, İsrail’i protesto etmek için "İnsanlık onuru siyonizmi yenecek" ve "Susma haykır soykırıma hayır" sloganları attı. Öte yandan kalabalık, İsrail askerleri tarafından Kudüs’te öldürülen Hasan Saklanan’ı ise rahmetle anmayı unutmadı. Grup adına basın açıklamasında bulunan Zeynel Abidin Özkan, İsrail’in Gazze’ye yönelik düzenlediği saldırıların ardından Refah sınır kapısına sığınan yaklaşık bir buçuk milyona yakın Gazzeli’nin 214 gündür açlıkla boğuştuğuna dikkati çekti. "Soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar" Refah’a başlatılan saldırılarla birlikte bölgede can güvenliği sorununun da başladığının altını çizen Özkan, “214 gündür dünyanın gözü önünde Filistin’de kardeşlerimiz İsrail soykırımına maruz bırakılıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamalara; İsrail, lobi faaliyetleriyle tüm ülkelere müdahale ettirmeye ve İsrail yetkililerinin ceza almaması için bir çaba içerisine girdi. Hepimiz gördük ki aslında adalet İsrail için varmış ve tüm ülkeler de İsrail’in soykırımını desteklemek için çalışıyormuş. Bugün ortaya çıkan belgelerde görüldü ki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail’in soykırımına ortak olan yöneticilerinin ceza almamasına yönelik baskı içeren mektuplar mahkemeyi köşeye sıkıştırmak adına kullanılıyor. Biz inanıyoruz ki hem mahkemede görülen davada hem de Güney Afrika’da devam eden davada soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar” ifadelerini kullandı.