ASAYİŞ - 14 Mayıs 2021 Cuma 10:00

Definecilerin mezarlık bölgesinde kazdığı çukur atın sonu oldu

A
A
A
Definecilerin mezarlık bölgesinde kazdığı çukur atın sonu oldu

Bitlis’in Güroymak ilçesinde definecilerin lahit mezarların olduğu bölgede kazdığı çukura düşen at telef oldu.

Güroymak ilçesine bağlı Gölbaşı beldesinde meydana gelen olay yürekleri sızlattı. Eski köy mezarlığı mevkiinde sahibi tarafından otlaması için alana bağlanan at, dengesini kaybederek defineciler tarafından sık sık yapılan kazılarla tahrip edilen alandaki lahit mezar çukurlarından birine düştü. Bağlı olduğu ipin mezar taşına takılması nedeniyle düştüğü çukurda ipin iyice boynunu sıktığı talihsiz at feci şekilde can verdi. Tarlaya giden köylüler tarafından fark edilen atın çukura düştükten sonra çıkmak için çokça çırpındığı, ancak buna rağmen başarısız olduğu gözlemlendi. Öte yandan; definecilerin bölgede yaptığı kaçak kazılar mezarların tahrip olmasına neden olmaya devam ediyor.

Hakan Okay

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Eski Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli: "Evlatlarımızı tarım yapmaya ikna etmemiz gerekiyor" Aydın’a gelen önceki dönem Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, ufak arazilerde üretim yapan çiftçilerin güzel işler ortaya çıkardığını, Türkiye’nin tarımsal hasılada dünyada ilk 10’da yer aldığını belirterek, “Geleceğe yönelik olarak evlatlarımızı tarım yapmaya ikna etmemiz gerekiyor” dedi. Aydın Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından “Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi Projesi” kapsamında sertifikalı fide, fidan ve tohum dağıtım töreni yapıldı. Aydın’ın tarım şehri olduğunu belirten eski Bakan Pakdemirli, suyun önemine dikkat çekerek, her bir gram suya sahip çıkılması gerektiğini söyledi. Türkiye’de küçük arazilerde çiftçilerin güzel üretimler yaptığını belirten Pakdemirli, “Çiftçilerimiz harika işler yapıyor. Arazilerin ufak olduğu bir yerde büyük tarımsal hasılalar elde ediliyor. Tarımsal hasılada, Türkiye’nin Avrupa’da birinci olmasını ve dünyada her zaman ilk 10 içerisinde yer alması hakikaten takdire şayandır. Geleceğe yönelik olarak evlatlarımızı tarım yapmaya ikna etmemiz gerekiyor” dedi. “Dalaman Çayı’ndan tünelle Kemer Barajı’na su getireceğiz” Fidan dağıtımının hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhur İttifakı Aydın Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Savaş, tarım kenti Aydın’ın doğal güzellikleriyle, deniziyle, kumuyla, güneşiyle de turizm kenti olduğunu söyledi. Bunların birbiriyle kavuşturmanın önemine vurgu yapa Savaş, “Bunu kavuşturabilmek için de girişim ve yerel kalkınma gerekiyor. İnşallah önümüzdeki dönem bu coğrafyanın bize vermiş olduğu güzellikleri, nimetleri değerlendireceğiz” dedi. Küresel iklim değişikliğine dikkat çeken Savaş, “Su olmadığı sürece siz istediğiniz kadar fidan dağıtın, toprağa etkinleştirmeye çalışın bir kıymeti yok. Son 3-4 yıldan bu yana su problemi yaşıyoruz Suyun ne kadar kıymetli olduğunu önümüzdeki dönem daha iyi anlaşılacak küresel iklim değişikliğinden dolayı. Benim önemsediğim bir konu var son günlerde bunu daha da gündeme aldık. Bakanımla da bu konuyu görüştüm. Dalaman Çayı’ndan tünelle Kemer Barajı’na su getirmek. Bu Aydın Ovası’nın bereketli topraklarını ve geleceğini kurtaracak bir proje. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e de bu konuyu arz ettik. O da çok önemsedi. Önümüzdeki dönem ivedilikle takip edeceğimiz bir konu bu. 20 kilometrelik bir tünelle bu çayın suyunu Kemer Barajı’na getireceğiz” diye konuştu. Tarımın önemine dikkat çekti Konuşmasında, tarımın önemine dikkat çeken Aydın Valisi Yakup Canbolat da inciri, pamuğu, kestanesi ve zeytiniyle Aydın’ın stratejik bir kent olduğunu söyledi. İncir, kestane, zeytin ve pamuğun Aydın ile özdeşleşmiş önemli tarım ürünleri olduğunu belirten Vali Canbolat, “2023 yılında 204 bin 156 ton üretim ile incirde dünya birincisiyiz. Aynı yıl 22 bin 715 ton kestane üretimi, 106 bin 272 ton çilek üretimi gerçekleştirildi. Bu üretim miktarı ile ilimiz ikinci sırada yer almaktadır. Zeytinde üretim ise sofralıkta 50 bin 103 ton, yağlıkta 122 bin 934 ton olarak gerçekleşmiştir. İlimiz yağlık zeytin üretiminde dördüncü, sofralık zeytin üretiminde Türkiye’de üçüncü sıradadır. 242 bin 722 ton pamuk, 6 bin 165 ton enginar üretimiyle ilimiz Türkiye’de üçüncü sırada yer almaktadır. 2023 yılında sağlık sertifikası düzenlenen tarımsal ürünlerimizin ihracat geliri 700 milyon doların üzerindedir. 490 bin büyükbaş hayvan varlığı ile de Aydın, Türkiye’de 8. sırada yer almaktadır. İlimize ait 28 coğrafi işaretli ürün bulunurken Aydın inciri, kestanesi ve memecik zeytinyağı AB tescilli coğrafi işarete sahiptir” dedi. Vali Canbolat, Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi Projesinin 2024 yılı faaliyetleri kapsamında Aydın’da 21 bin 250 adet incir fidanı, 5 bin 900 kestane fidanı, 30 bin 200 zeytin delicesi aşılaması, 150 bin geçici domates fidesi, 12 bin turşuluk fidesi, bin 500 dekar alan için ayçiçeği tohumu ve 2 bin dekar alan için sorgum sudan otu melezi tohumunun il genelinde dağıtılacağını söyledi. Konuşmaların ardından çiftçilere, fidan, tohum ve fide dağıtımı yapıldı. Aydın-Muğla karayolu üzerinde bulunan Tariş alanında gerçekleştirilen törene önceki dönem Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemir, Aydın Valisi Yakup Canbolat, Cumhur İttifakı Aydın Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Savaş, İncirliova Belediye Başkanı Aytekin Kaya, İncirliova Ziraat Odası Başkanı Mehmet Kendirlioğlu, Aydın Tarım ve Orman İl Müdürü İbrahim Altıntaş ve çok sayıda çiftçi katıldı.
İstanbul Yusuf Yaşar: “Trabzonspor’un sahasının asgari 4 maç kapatılması söz konusu olabilir” Marmara Üniversitesi Ceza Hukuku ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Yaşar, Trabzonspor-Fenerbahçe maçının ardından yaşanan olaylara ilişkin bordo-mavililerin sahasının en az 4 maç kapatılabileceğini ve olaylara karışan Fenerbahçeli futbolcuların ise müsabakadan men ya da para cezası alabileceklerini söyledi. Marmara Üniversitesi Ceza Hukuku ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Yaşar, Trendyol Süper Lig’in 30. haftasında oynanan Trabzonspor - Fenerbahçe maçının ardından yaşanan olaylar ve verilebilecek muhtemel cezalarla ilgili İhlas Haber Ajansı’na (İHA) açıklamalarda bulundu. Karşılaşmanın hakemi Halil Umut Meler’in maçı tatil etmemesinin doğru bir karar olduğunu aktaran Yusuf Yaşar, “17 Mart 2024 tarihinde oynanan Trabzonspor - Fenerbahçe maçı heyecanı oldukça yüksek maçlardan biriydi. İzlerken keyif aldık. Ancak taraftarın taşkınlığı maçın bir ara devamını neredeyse imkansız hale getirmişti. Orada durdurulması gerekirken maça devam edilmesinin yerinde olmadığı kanaatindeyim. Orada amaç durdurulsaydı belki maç sonrası olaylara fırsat verilmeyecekti. Ancak onun da şöyle bir riskinden bahsedelim. Maçın yarıda bırakılması o kadar ki gergin hale getirilmiş bir taraftarın olduğu statta başka daha vahim olaylara da neden olabilirdi. Burada hakem bakımından ince bir çizgi olduğunu düşünüyorum. Maçı tadil edip, daha büyük olayları sebebiyet vermektense maça devam edip, maçın sonlandırılması hakemin tercih olarak ortaya çıktı. Ancak maç esnasındaki bir kısım taraftarların sportmenliğine yakışmayan davranışlar maçın sonucu hakkında meydana gelecek olaylar hakkında önemliydi, dikkate alınması gerekirdi. Bu konuda bir güvenlik zafiyetinin varlığından bahsedebiliriz. Gerekli güvenlik önlemleri en azından maçın oynandığı ortaya çıkan olaylar dikkate alınarak artırılabilirdi. Ancak bu olaylarda Trabzonspor kulübünün herhangi bir dahili olduğunu düşünmüyorum. Tabii burada bir hususu daha vurgulamak gerekir; iyi ki o maçta Fenerbahçe taraftarı seyirci olarak alınmamıştı. Eğer Fenerbahçe seyircisi de statta olsaydı meydana gelecek bu olayların büyüklüğünü tahmin etmek çok zor değildi” diye konuştu. “Trabzonspor’un sahasının asgari 4 maç kapatılabileceği söz konusu olabilir” Trabzonspor’un alabileceği muhtemel cezalar hakkında da çıkarımlarda bulunan Prof. Dr. Yaşar, “Trabzonspor ev sahibi takım. Taraftarın tamamı Trabzonspor taraftarı. Dolayısıyla ev sahibi takım maçın güvenli oynanmasından, stadyumun her türlü güvenliğinden sorumlu olduğu tartışmasız. Trabzonspor, kulüp olarak bu olayların azmettireni olmamasına rağmen ya da bu olaylardan en fazla zarar görenlerden biri olmasına rağmen maalesef Trabzonspor, kulüp olarak bir kısım Profesyonel Futbol Disiplin Talimatı’nda yer alan yaptırımlarla karşı karşıya kalmıştır. Futbol Disiplin Talimatı’nın 49. maddesindeki usulsüz seyirci alma ve merdiven boşluklarının boş bırakılmaması maddesinde 240 bin TL’den 480 bin TL’ye kadar bir para cezası söz konusudur. Bunun yanında bir de 53. maddedeki çirkin ve kötü tezahürat söz konusu. Bu madde kapsamında çirkin ve kötü tezahüratlar sebebiyle ilgili seyircilerin Passolig’den takibi yapılacaktır. O bölümlerde oturan kimseler maçlardan bir süre men edilecektir, statlara girişleri engellenecektir. 49. madde kapsamında usulsüz seyirci alma ve merdiven boşluklarının boş bırakılmaması ile 53. maddedeki çirkin ve kötü tezahürattan dolayı Trabzonspor Kulübü’nün karşılaşacağı yaptırımlar Futbol Disiplin Talimatı’nda belirtilmiş. Trabzonspor bakımından daha önemlisi 52. maddede yer alan saha olaylarıdır. Saha olayları çok vahim bir şekilde tezahür etmiştir. Oldukça trajik sonuçlar ortaya çıkarmaya müsait olaylarıdır. Saha olayları önce elinde bıçak olan bir taraftarın stadyuma girmesi ve başarıyı kutlayan Fenerbahçe futbolcularına yönelik yürümesi ile başlayan bir süreç. Bu süreçte koruma refleksi ile futbolcuların kendilerini koruyucu davranışlara girdiği tartışmasızdır. Saha olaylarını başlatan bireylerin bıçak taşımaları, maske bulundurmaları sanki eylemin belli bir grup ya da gruplar tarafından önceden planlanmış olabileceği izlenimini vermektedir. Bıçakların stadyuma sokulması gözardı edilmeyecek bir güvenlik ihmalidir. Bu ihmal olayların bu aşamaya gelmesine sebebiyet vermiş olabilir. Bu saldırganlara taraftarlar demek de Trabzonspor taraftarlarına saygısızlık olabilir. Bu sebeple Trabzonspor’a kulüp olarak saha olaylarından dolayı saha kapatılması, olaylara karışan seyircilerin geldikleri bloklar dikkate alınarak daha uzun süre stadyumlara girişlerinin engellenmesi yaptırımları uygulanacaktır. Bu ağır olaylardan dolayı Trabzonspor’un sahasının asgari 4 maç kapatılabileceği söz konusu olabilir. Bunun yanında 4 maç dahil birkaç maçta seyircisiz oynama, ilgili seyircileri stada alınmadan maçların oynanması şeklinde bir yaptırım da gelebilir” ifadelerini kullandı. Osayi-Samuel, Osterwolde ve Batshuayi’nin durumları Fenerbahçeli futbolcular Bright Osayi-Samuel, Jayden Osterwolde ve Michy Batshuayi’nin durumları hakkında da konuşan Yaşar, “Elinde bıçak olan bir taraftarın stadyuma girip kutlama yapan, kendilerince kazandıkları galibiyetin keyfini çıkaran futbolculara yönelik bir saldırının başladığını hisseden Fenerbahçeli futbolculardan Osayi-Samuel, saldırgana doğru hamle yapmış ve saldırgan etkisiz hale getirmiştir. Esasen Futbol Disiplin Talimatı’nda meşru savunma diye bir kurama yer verilmemiştir. Türk Ceza Kanunu’nun 25. maddesinin 1. fıkrasında meşru savunma kapsamına giren fiillerin hukuku uygun olacağı bu durumda ilgili kimseye ceza verilmeyeceği belirtilmiştir. Ceza kanunundaki meşru savunmada haksız bir saldırıya karşı bireyin içgüdüsel olarak kendini koruma kaygısı ile yapmış olduğu hareketler herhangi bir suça vücut vermeyeceği için dolayısı ile ilgili kişi hakkında da ceza verilmeyeceği düzenlenmiştir. Maalesef Futbol Disiplin Talimatı’nda meşru savunma başlıklı bir düzenlemeye yer verilmemiş. Osayi-Samuel’in kendine ya da takım arkadaşlarına yönelik saldırıyı başlatan saldırgana yönelik yapmış olduğu hareket, yaptırımı gerektirecek bir davranış olarak karşımıza çıkacaktır. Bu durumda ilk akla gelen madde sportmenliği aykırı davranıştır. Sportmenliğe aykırı davranış 1 ile 3 maç müsabakadan men cezasını gerektiren fiildir. Bu durumda ilgili futbolcu bakımından, kendini savunan, koruyan futbolcu bakımından müsabakadan men cezası yerine para cezası gündeme gelebilir. Sevk 36. maddenin birinci fıkrasından gelmezse o zaman ikinci ihtimal 45. maddedeki kavgadan gelme olasılığı söz konusudur. 45. madde uyarınca bir kavgaya karışan ve fiilleri daha ağır ceza gerektirmeyen futbolculara 3 ila 5 maç müsabakadan men cezası gündeme gelecektir. Bu oldukça ağır bir yaptırım olacaktır. Burada futbolcuların kendiliğinden başlatmış oldukları, neden oldukları ve nedensiz olarak sürdürdükleri bir davranıştan söz edemeyiz. Dolayısıyla bu sevk maddesinin 45. madde kapsamında kavga olarak gelmesi oldukça ağır bir karar olarak ortaya çıkacağı kanaatindeyim. 24 numaralı formayı giyen Oosterwolde’nin de yerde yatan taraftara tekme atma eylemi söz konusudur. Bu eylem Osayi-Samuel’in hareketinden biraz daha farklıdır. Yerde yatan kimse artık saldırısı etkisiz hale getirilmiş kimsedir. Dolayısıyla Oosterwolde’nin bu hareketi Futbol Disiplin Talimatı’nın 45. maddesinin birinci fıkrasındaki kavga olarak değerlendirilir. Kuvvetle muhtemel sevk de bu kapsamda gelecektir. Tahrik altında işlenen fiil olması sebebiyle 3 maç ceza 2’ye ya da 1’e düşürülebilir. Bir taraftar Fenerbahçeli Livakovic’e yumruk atmıştır. Futbol Disiplin Talimatı kapsamında bu yumruk atan saldırgana yönelik Fenerbahçeli Batshuayi’nin saldırganı etkisiz hale getirmek ya da tekrar saldırısı önlemek için attığı bir tekme söz konusu. Bu tekme 36. maddenin birinci fıkrasındaki sportmenliğe aykırı davranış olarak değerlendirilmelidir. Batshuayi ile Osayi’nin eylemlerinin hukuka uygunluğu tartışmasız olmakla beraber, Futbol Disiplin Talimatında bir düzenlemeye yer verilmediğinden sportmenliğe aykırı hareket olarak bunlar değerlendirilecektir” açıklamasını yaptı. “Yapmış oldukları saldırı kasten yaralama kapsamında fiillerdir” Prof. Dr. Yaşar, olaylara karışan taraftarların saldırılarının kasten yaralama kapsamında değerlendirilebileceğini söyleyerek, “Adli soruşturma başladığını ifade ediyor. Zaten başlaması gerekirdi. Burada olaylara karışanlar arasında bir iletişim var mı, yok mu? Stadyuma olay çıkarmak amacıyla, yani suç işlemek amacıyla girmişlerse o zaman 220. maddedeki koşulları varsa suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan bahsedeceğiz. O anki oluşan olaylar sebebiyle kendilerini sahaya atıp bireysel olarak eylemlerde bulunmuşlarsa o zaman bireysel işlenen suçtan bahsedeceğiz, iştirak halinde bahsedemeyeceğiz. Her keskendi eyleminden sorumlu olacaktır. Yapmış oldukları saldırı kasten yaralama kapsamında fiillerdir” dedi. “Bıçaklı taraftarın stadyuma girişi engellenebilirdi” Stadyumlardaki güvenlik önlemlerinin artırılarak yaşanan kötü olayların önüne geçilebileceğinin de altını çizen Yaşar, “Yaptırımların ağırlaştırılmasıyla suçların önlenmediği bu kapsamda Futbol Disiplin Talimatı’na çok ağır yaptırımlar konularak bu tür davranışların önlenmediği defalarca ispatlanmıştır. Sıfatların güvendiği ihmal edilmiştir. Önceden bıçakların stadyuma girişi engellenebilirdi ya da bıçaklı taraftarın üzerinde bıçak mevcutken stadyuma girişi engellenebilirdi. Çünkü stadyumlara girişte birden çok kontrol noktası var. O kontrol noktalarını aşılmış olması açık bir güvenlik ihmalini ortaya koymaktadır. Güvenlik ihmali olmamış olsaydı, o kimselerin ellerinde bıçaklarla stadyuma girişi en baştan engellemiş olurdu. Bu engellendiği taktirde kimsenin sahaya fırlaması da mümkün olmayacaktı. Kasten yanıcı patlayıcı maddelerin ve bıçakların stadyuma sokulmasında katkısı olanların ayrıca ceza soruşturmasını muhatap olacakları açıktır. Bu durum ülkede futbola gönül kimsenin hoşuna gitmemiştir. Hangi takımın taraftarı olursa olsun meydana gelen bu olaylardan dolayı herkes üzülmüş rahatsız olmuştur. Umarım bu olaylar bir daha tekrar etmez” şeklinde konuştu.