SPOR - 18 Ocak 2017 Çarşamba 23:36

Demirören açıkladı, sistem değişiyor

A
A
A
Demirören açıkladı, sistem değişiyor

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Yıldırım Demirören, “Her reform, sancıyla başlar. Mart ayında Video Yardımcı Hakem Sistemi'nin testlerine başlayacağız” dedi.

TFF Başkanı Yıldırım Demirören, katıldığı bir televizyon programında merak edilen sorulara cevap verdi.

“Bir kulüp başkanının açıklamalarına cevap vermek için gelmedim buraya”

Demirören programa bir kulüp başkanına cevap vermek için gelmediğini belirterek, "Bu zaten planlanmış bir programdı" dedi.
UEFA'nın Türk kulüplerinden memnun olduğunu da vurgulayan Demirören, "Kulüplerimizin yapılandırmasından memnun. Bu bizim için çok sevindirici. UEFA, kulüplerimizin kur farkıyla ilgili isteklerine olumlu yaklaşıyor. Fenerbahçe, UEFA'ya döviz kurlarındaki farkın bütçeye yansıması ile ilgili soru sordu, bence çok da iyi yaptı. Fenerbahçemiz çok doğru bir hareket yaptı" diye konuştu.

TFF Başkanı olduğum sürece Beşiktaş'tan alacağım duracak"

TFF Başkanı Beşiktaş Kulübü'ne verdiği 100 milyon TL borçla ilgili olarak ise şunları söyledi:
"Fikret Başkan'la en son geçen sene bir araya geldik. Araya gelmemizin sebebi benim de bu alacaktan belli bir kısmını kulübe bağış yapacak olmam. Ancak sonra düşündüm ki, TFF başkanı olarak eğer Beşiktaş kulübüyle maddi bir anlaşma içerisine girersem insanlar bunu farklı yerlere çekebilir. Öyle bir anlaşma imzalamadım. Anlaştığım günden itibaren alacaklarımı dolar olarak alacaktım ve imzalamadım. Ben, görevde olduğum sürece de bu alacak duracak. Bu olayın başka yerlere çekilmesi komplo teorilerinden başka şey değildir."

"Emre krizin biraz daha erken sonlanmasını sağladı"

Milli takımda yaşanan prim kriziyle ilgili de açıklamalarda bulunan Demirören, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Prim krizi diye ortaya çıktı. Biz primi Kasım ayında açıkladık. Kriz çıktığı zaman Eylül'dü. Herkes ne kadar prim alacağını biliyordu. Kamuoyu da biliyordu. Müdahale etmemiz gerekiyor muydu? Öncelikle hocamızla oyuncu arasında çözülmesi gereken problem vardı. Mühim olan amaca ulaşarak krizin çözülmesiydi. Biz bu krizin biteceğini biliyorduk. Emre Belözoğlu kardeşimiz son dakikada araya girerek bu işi bitirdi. Ancak biz zaten çözecektik. Emre kardeşimiz krizi biraz daha erken sonlanmasını sağladı. Kosova maçında bu krizin çözüleceğine inandığımız için bekledik. Kamuoyunda müdahale etmemiz beklendi, haklısınız ama birebir müdahale etmemiz doğru değildi. Milli takım toparlanma sürecine girmiştir."

"Hatayı düzeltmek için hep beraber hareket etmemiz lazım"

Hakem hatalarının artmasıyla ilgili bir soruya ise TFF Başkanı, şöyle cevap verdi:
"Hakemlerimiz hata yapıyor mu, yapıyor. Kulüplerimiz zarar görüyor mu, görüyor. UEFA da hakem hatalarından rahatsız. Ama insanın olduğu yerde hata olur. Hakemler de hata yapar, yapmaya da devam edecektir. Hakem hataları dünyanın her yerinde yapılıyor. Hakem hatalarını azaltmak için tüm paydaşlar hep birlikte hareket etmeliyiz. Oyuncularımız hakemlere destek olmuyor, baskı hataya zorluyor. İngiltere ile görüştük; 'Siz Türkiye'deki kafaları değiştirin' dediler. Hata sonrası 'Operasyon' deniliyor dendi. Hakem eğitimi için daha fazla ne gerekiyorsa yapacağız. Hakemlerimizde art niyet yok. Bir sistem kötü gidiyor diye gidersek, hiçbir yeniliğe imza atamayız. Her reform, sancıyla başlar. Mart ayında Video Yardımcı Hakem Sistemi'nin testlerine başlayacağız. Hakemler için gruplaşma var diye söyleniyor ama 3 kişiden fazla her yerde gruplaşma olur. Ciddi bir şey varsa, savcılığa hep beraber verelim. Komplo teorilerinden artık vazgeçelim. MHK Başkanı Namoğlu ile görüştüm. İkinci yarıdan umutlu olduğunu söyledi."

"Hakemlerin içinde gruplaşma olduğuna inanmıyorum"

Aziz Yıldırım'ın Adanaspor maçı sonrası MHK'da hakemler arasında gruplaşma olduğu sorusuna yanıt veren Yıldırım Demirören, "Art niyetli gruplaşma varsa bunu bana ispat etsinler. Serkan Çınar, Cüneyt Çakır gruplaşması var dendi. 2008'den beri 6 kez bir araya gelmişler, bu sezon da 1 kez ortak beraber maç yönetmişler. Hakemlerin art niyetli bir gruplaşma içinde olduğuna inanmıyorum. Bu komplo teorilerinden vazgeçelim, ne olur. Ciddi bir şey varsa, savcılığa hep beraber verelim. Duydum, ettim, duyum aldım... En kötü şeyler. Ben söylüyorum, hakemler formsuz. Onlara profesyonelliği getirdik, onların formsuz olmaya hakkı yok. Yusuf Namoğlu'nun ikinci kez MHK Başkanlığı göreve getirme sebebi; 15 Temmuz sonrası güvendiğimiz, futbol camiasının bildiği, saydığı bir isim olduğu içindi" ifadelerini kullandı.

"Hakem gözlemciliği değişiyor"

Hakem gözlemciliğinin de değişeceğinin müjdesini veren Demirören, "Gözlemcilik sistemine İngiltere modelinin aynısını getireceğiz. Birkaç gözlemci maçı ertesi gün videodan izleyecekler.. Hakem gözlemciliği sisteminde İngiltere modeline geçeceğiz. Bu gözlemciler, kararları raporlayıp belirlenmiş bir komiteye sunacaklar. Bu fikir aşamasında henüz. Ne kadar açık olursak, o kadar da komplo teorilerinden de Türk futbolunu kurtarmış oluruz" şeklinde konuştu.

"Federasyonda 25 bin TL'nin üzerinde alan bir ya da iki kişidir"

Aziz Yıldırım'ın "Sayın Başbakanın maaşı 25 bin TL. Federasyonda kaç kişi 25 bin alıyor, açıklasınlar. Paranın üstüne oturmuşlar" sözlerinin sorulmasına da yanıt veren TFF Başkanı, şunları söyledi:
"Federasyonumuz geldiğinde 12-13'te 300 milyon olan bütçemiz 16-17'de 550 milyon TL. 196 milyon TL'lik bir tasarrufumuz var. Tüm kulüplerimizin parasını gecikmeden ödeyerek. Federasyonumuzda 25 milyon TL maaşın üzerinde çalışan bir ya da iki kişi vardır. Biz tasarruf yapmasını bilen bir yönetimiz."

"Avrupa'nın en büyük 5. yayıncı geliri bizde"

Demirören, Türk futbolunu düzlüğe getirmeye çalıştıklarını belirterek, "3 Temmuz'dan bugünlere geldik. 2001'den bu yana Avrupa'da 3 takımımız Şubat ayını görüyoruz. Avrupa'nın en büyük 5. yayıncı geliri bizde. Kulüplerimizin gelirleri dolar bazında arttı. Kulüplerin borç yapılanmasını düzeltemezsek yarın yönetici bulamayız. Her şey düzeldikten sonra da kanun çıkacak" sözlerini sarf etti.

"Tribünlerde 2 bin civarında azalma var"

Maçlara taraftarların gelmemesiyle ilgili bir soruya da cevap veren Başkan Demirören, şu ifadeleri kullandı:
"Önce belli rakamlar vereyim. Herkes passolig'e bağlamaya çalıştı. E-bilet çıkmadan önce seyirci ortalaması 10 bin 980 kişi. Şu anda 8 bin 908. Yani 2 bin civarında eksilme var. Zaten bu 2 bin kişi tribünlerde görmek istediğimiz kişiler ortalamasına denk geliyor. Bu sorun tamamıyla kulüplerle birlikte çözülecek bir sorun. Federasyonun çözeceği bir şey değil. Kavga ortamından kurtarıp, stadı eğlence merkezi haline getirip, futbolun eğlence olduğu duygusunu aşılamak lazım."

"Biz Türkiye'yi temsil ediyoruz"

Federasyon seçiminin 2019'da yapılacağını da açıklayan Demirören, "Aziz Yıldırım'ın Kulüpler Birliği'ni hatırlamasına da sevindim. Keşke kendisi de katılsa. Türk futbolunun içinde 2 tane duayen kaldı; biri İlhan Cavcav, biri Aziz Yıldırım. Onların düşünceleri önemli. TFF Genel Kurulu'nun delege yapısının değişmesi gerekiyor. Bu fikre açığım. Gelen önerileri değerlendirebiliriz. Biz Türkiye'yi temsil ediyoruz" diye konuştu.

"Herkes operasyon var diyor"

TFF Başkanı, birçok kulübün kaybettikleri maçların ardından operasyon kelimesini kullandığı vurgulayarak, "Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe ve Trabzonspor çıkıp bize operasyon yapılıyor diyor. Bu nasıl bir beceridir? Hakemler hiçbir yerde konuşmuyor. Hata olur ama bunu becerebilecek insan yok. Bazı şeyleri konuşurken dikkat etmeliyiz. Bazı söylemlerinde dikkatli olmalıyız. Eskiden TFF yöneticileri ceza alamıyordu, talimatı değiştirdik."

"Fatih Terim'in iki takım çalıştırmasına sıcak bakmam"

Sezon sonu Galatasaray'ın Fatih Terim'i takımın başına getireceği iddialarıyla ilgili de Demirören, "Galatasaray'dan Fatih Terim'e teklif gelirse, bu Terim'in kararıdır. Fatih Terim'in hem Galatasaray'ı hem de Milli Takımı çalıştırmasına sıcak bakmam. Fatih Hoca sadece A Milli Takım'ın hocası değil. Türkiye Futbol Direktörü'dür. Kendisinin altyapıyla ilgili çalışmaları var. Önümüzdeki günlerde neler yapacağımızı anlatacak kendisi. Büyük kulüplerimiz son 10 senede altyapıdan kaç oyuncu yetiştirmiş? Bu sorun, futbolumuzun ana sorunu. Şu anda en kötü hocalar kulüplerin altyapılarında. En iyilerin orada olması lazım. Fatih Terim'in ve bizlerin onay verebileceği altyapı hocalarını kulüplerimize yerleştirmek istiyoruz. Kulüplere yerleştireceğimiz antrenörlerin maaşlarının belli kısmını da Federasyon karşılayacak" dedi.

"Milli futbolcuların prim almaması lazım"

Fatih Terim'in maaşını TL'ye çevirdiğini de açıklayan Demirören, sözlerini şöyle tamamladı:
"Fatih Terim'in aldığı rakam, bu kalitedeki bir hoca için normal. Fatih hocadan önce 8 milyon Euro Hiddink, Hiddink ekibi 12 milyon Euro maaş alıyordu. Milli Takım, milli bir dava, kavgadır. Milli Takım futbolcularının prim almaması lazım. Ama sistem böyle kurulmuş." 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Uzmanlar kan sulandırıcı ilaç kullanımı konusunda uyardı Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi ve Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Remzi Sarıkaya, herhangi bir doktor önerisi olmadan kan sulandırıcı ilaç kullanılmaması gerektiği konusunda uyardı. Tüm dünyada etkili olan Covid-19 sonrası kan sulandırıcı ilaç kullanımı yaygınlaştı. Doktor önerisi olmadan kan sulandırıcı ilaçların kullanımının faydadan çok sağlığa zararlı olabileceği belirtiliyor. Uzmanlar, bir ihtimalle kan sulandırıcı ilaçların var olan ülseri kanatabileceğini ve beyin kanamasına neden olabileceğini belirterek, risk oluşturabileceğini vurguluyor. Uzmanlar, kalp ve damar hastalıklarından korunmak için düzenli sporun ilaçtan daha faydalı olduğu tavsiyesinde de bulunuyor. “Ülseri kanatabilir, beyin kanamasına yol açabilir” İHA muhabirine konuşan Hastane Başhekimi ve Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Remzi Sarıkaya, kan sulandırıcı ilaçların koronavirüs sürecinden sonra sık sık sorulan sorular arasında olduğunu belirtti. Kan sulandırıcı ilaçların bir taraftan faydası varken, bir taraftan da kanamaya uygun zemin hazırladığını ifade eden Doç. Dr. Sarıkaya, "Kan sulandırıcı kullanmak iki tarafı keskin bıçak gibidir. Haftada 2-3 gün aspirin kullanayım veya sürekli aspirin kullanayım diye kendi kendimize verdiğimiz kararlar uygun değildir. Mutlaka bir doktor kontrolünden geçtikten sonra kullanacağız. Kan sulandırıcılar özellikle kardiyovasküler hastalıklarda korumada kullanılan ilaçlardır. Yoksa hiç muayene yapmadan, gerekli ileri değerlendirmeler yapmadan kan sulandırıcı kullanmanın herhangi bir faydası olmadığı gibi zararlı da olabilir. Var olan ülseri kanatabilir, beyin kanamasına yol açabilir. Kan sulandırıcılar uygun endüksiyonlarda kullandığında hastada ölüm riskini azalttığı için önemli ilaçlar ama mutlaka iyi bir değerlendirme, iyi bir anamnez, iyi bir fiziki muayene ve 10 yıllık kardiyovasküler hesaplaması sonucu öneririz” dedi. “Günlük en az yarım saat tempolu yürüyüşle riski en aza indirin” Genellikle insanların kalp krizi geçirmemek için kan sulandırıcı ilaçlara başladığını dile getiren Sarıkaya, "Eğer kalp krizi geçirmek istemiyorsak ilaçtan daha faydalı olan egzersiz ve diyetle birlikte varsa risk faktörleriyle mücadele etmek gerekiyor. Örneğin tütün kullanımı varsa ondan uzaklaşma, sigara ve sigara ürünlerinin tamamından uzak durmalıyız. Yine varsa bir şeker hastalığını tedavi etme veya varsa bir kolesterol hastalığı bunu tedavi ederek bu riski azaltabiliriz. Ailede genç yaşta kalp krizi varsa, bununla beraber sigara içiyorsanız kalp krizi geçirme neredeyse kaçınılmaz oluyor. Diyet yapın, fazla kilonuz varsa bunlardan kurtulmaya çalışarak günlük en az yarım saat tempolu yürüyüşle riski en aza indirin” diye konuştu.
Bursa Bursa Uludağ Üniversitesinin acı günü Bursa’da vefat eden Uludağ Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünün 43 yıllık öğretim üyesi Prof. Dr. Abdulvahap Yiğit, gözyaşları içerisinde son yolculuğuna uğurlandı. Kanser tedavisi gören Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulvahap Yiğit, hayatını kaybetti. Prof. Dr. Yiğit, son yolculuğuna 43 yıl boyunca görev yaptığı Makine Mühendisliği Bölümü önünden uğurlandı. 2 dönem Mühendislik Fakültesi Dekanlığı ve bir süre Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürlüğü yapan Prof. Dr. Abdulvahap Yiğit için Ali Durmaz Makine Mühendisliği Bölüm Binası önünde cenaze töreni düzenlendi. Törene BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, rektör yardımcıları, dekanlar, akademisyenler, idari personel, öğrencileri, ailesi ve çok sayıda seveni katıldı. Törende kısa bir konuşma gerçekleştiren Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, kendisini asistan olduğu dönemden itibaren tanıdığını ve son derece kıymetli bir hoca olarak gördüğünü belirtti. Prof. Dr. Abdulvahap Yiğit’i iyi bir insan ve iyi bir olarak bildiklerini kaydeden Prof. Dr. Yılmaz, “Mekanı cennet olsun. Yakınlarına Allah’tan sabırlar niyaz ediyorum. Çalışkan, iyi niyetli, dürüst ve dost canlısı birisi olarak tanıdım. Herkes de hocamızı bu özellikleriyle bilmektedir. Hürmet ettiğimiz, üst kuşak abi hocalarımızdan birisiydi. Allah’tan rahmet diliyoruz” şeklinde konuştu. Yoğun bir katılımın olduğu törende ailesi, sevenleri ve dostları da Prof. Dr. Abdulvahap Yiğit için duygularını dile getirdi. Yiğit’in 15 Temmuz Şehitler Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Ertuğrul Mezarlığı’na defnedildi.
Edirne Edirne’de üniversite öğrencilerinden Filistin’e destek gösterisi Edirne’de İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek amacıyla bir araya gelen Trakya Üniversitesi öğrencileri, sloganlar eşliğinde yürüyüş gerçekleştirdi. Trakya Üniversitesi öğrencileri, İsrail’i "Say Stop" diyerek protesto etti. Bolca Ana Yemekhanesi önünde bir araya gelen üniversite öğrencileri, ellerinde Türk ve Filistin bayrakları ile dövizler taşıyarak Balkan Yerleşkesi’ndeki Yaşam Merkezi’ne kadar yürüdü. Yürüyüşün ardından basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasını AK Parti Genel Merkez Gençlik Kolları Üniversiteler Birimi Edirne Başkanı Eren Çam okudu. 1948’den bugüne kadar milyonlarca masum ve mazlum Filistinliyi göç, kıtlık ve ölümle sınayan İsrail yayılmacılığının 7 Ekim 2023 itibariyle tarihin akışı içerisinde insanlığın utanç tablosu olarak değerlendireceği bir soykırım halini aldığını söyleyen Çam, "209 gündür çocuk, kadın, erkek, genç, yaşlı, engelli ayırt etmeksizin 35 bin kişinin İsrail barbarlığı tarafından katledildiği, binlerce kişinin evinden, yurdundan göçe sürüklendiği, kundaktaki bebeklerin bombardımanlar sonucunda enkaz altında can verdiği bir soykırım yaşanmaktadır. İnsanlığın yaşadığı acıları canı yananın rengine, dinine ve diline göre tasnif etmeyi, kınamayı ve lanetlemeyi kendisine paye bilen iki yüzlü egemen güçler ile uluslararası örgütler ise vahşeti yaşatan İsrail olunca bir kez daha sessiz kalmayı, katledilen bebeklerin görüntülerine karşı gözlerini kapatmayı, masum kadınların feryatlarına karşı kulaklarını tıkamayı tercih etmişlerdir" dedi. Arizona’da, Florida’da, Ohio’da, Texas’ta, Kaliforniya’da yıllardır sırtlarını dayadıkları tüm üniversitelerin artık onlar için tehlikeden ibaret olduğunu aktaran Çam, Gazze’de yaşanan katliama karşı on binlerce gencin katılımıyla ilk günden bugüne kadar gerçekleştirilen "Say Stop" eylemleri, boykot çağrıları ve yardım faaliyetlerine ara vermeden devam edeceklerini ifade etti. Eylem basın açıklamasının ardından sona erdi.
Eskişehir Anadolu Üniversitesinde International Staff Mobility Week Programı başladı Anadolu Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Birimi, 2024 Anadolu International Staff Mobility Week etkinliğine ev sahipliği yaptı. Bu yıl ikincisi düzenlenen etkinliğe 9 farklı ülke ve 11 farklı yükseköğretim kurumundan çok sayıda akademisyen ve personel katılım gösterdi. Hem Avrupa Birliği ülkeleri hem de Avrupa Birliği ülkeleri dışındaki ülkelere öğrenci ve personel hareketliliği imkânı sunan Erasmus+ Programı katkılarıyla düzenlenen etkinliğin açılış törenine Anadolu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Resül Usul, Uluslararası İlişkiler Birimi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Ertuğrul Gökçekuyu başta olmak üzere çok sayıda kişi katılım gösterdi. UİB Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Ertuğrul Gökçekuyu’nun moderatörlüğünde başlayan ilk oturumun ardından Bosna Hersek, Ürdün, Bulgaristan, Kosova, Fas, Filistin, Polonya, Ukrayna gibi ülkelerden gelen yükseköğretim kurumu temsilcileri, gerçekleştirdikleri sunumlar ile yükseköğretim alanındaki çalışmaları hakkında katılımcılara bilgi verdiler. Dört gün boyunca paneller, eğitimler ve geziler düzenlenecek Dört gün sürecek olan etkinlikte gerçekleşecek olan paralel oturumlarda katılımcıların katkılarıyla yükseköğretimde uluslararasılaşmanın önemi vurgulanacak, Erasmus+ Uluslararası Kredi Hareketliliği ve Kağıtsız Erasmus (Erasmus Without Paper) konularında deneyim paylaşımları gerçekleştirilecek. Program kapsamında ayrıca katılımcılar, Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Edebiyat Fakültesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İletişim Bilimleri Fakültesi, Hukuk Fakültesi ve Turizm Fakültesi akademisyenleri ile ikili iş birlikleri için bir değerlendirme toplantısı da gerçekleştirecek. 10 ülkeden gelen katılımcılara Türkiye’yi, Türk kültürünü ve şehri en iyi şekilde tanıtmak amacıyla rehber eşliğinde Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi, Sazova Bilim Kültür ve Sanat Parkı, Odunpazarı, Seyyid Battal Gazi Külliyesi ile Frigya Vadisi ziyaretleri de geçekleştirilecek. Program dahilinde ayrıca Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü ile de Türk Yemeği Atölyesi düzenlenecek. Etkinlikler, değerlendirme oturumu ve sertifika takdimi ile sona erecek.