GÜNDEM - 27 Nisan 2010 Salı 15:18

Demirtaş: Başbakan, Siirt'e gitmeli

A
A
A
Demirtaş: Başbakan, Siirt'e gitmeli

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Siirt'teki cinsel istismar olaylarıyla ilgili olarak, "Bu olay Türkiye'de kıyameti kopartacak bir olaydır. Sayın Başbakan medyayı suçlayacağına, kendisini başbakan yapan ile bir an önce gitmeli, o çocuklardan özür dilemeli, o halktan özür dilemeli, o valiyi, emniyet müdürünü ve milli eğitim müdürünü derhal görevden almalıdır. Bu işi abartmalıdır. Bu öyle üstü örtülecek, görmezden gelinecek, birkaç kendini bilmezin üzerine yıkılacak bir olay değildir" dedi.

MÜGE TUTCALI/ANKARA

Demirtaş, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Siirt'te yaşanan cinsel istismar olaylarıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Siirt'te yaşanan bu travmatik ve sarsıcı bir olayın Türkiye'nin gündemine oturduğunu ifade eden Demirtaş, şunları kaydetti:

"Her şeyden önce Siirt halkına sevgilerimizi, selamlarımızı gönderiyoruz. Bu, Siirt'in suçu, Siirt halkının günahı değil. Siirt halkı şundan emin olmalı ki; bu olayı örtbas etmek Siirt'e ve Siirt halkına zarar verir. Bu olayın üstüne gittikçe, bu tür olaylar deşifre edildikçe, bu tür utanç tabloları ortaya çıkartılıp mahkum edildikçe ancak toplum onurlu bir yaşama, geleceğe sahip olur. Bugün eğer çocuklarımız, kadınlar, bu şekilde bir uygulamaya maruz kalıyor ve sistem, kamu görevlileri elbirliğiyle hükümetin de çabasıyla bunu örtbas etmeye çalıyorsa, burada sorgulanması gereken o günahı olmayan çocuklar değildir, o günahı olmayan kadınlar değildir. Bunun Siirt halkı tarafından da çok iyi anlaşılması lazım."

İki yıldır yaşları 13-16 arasında 7 kız çocuğuna yönelik cinsel istismarın ilk defa kamu görevlileri tarafından duyuluyormuş gibi ve duyulduğu anda da gereği yapılıyormuş gibi bir hava oluşturulduğunu savunan Demirtaş, "Biz buz dağının sadece görünen tarafını tartışıyoruz. Türkiye'nin her yerinde yaşanan cinsel istismar, şiddet ve tecavüz olayları görünenlerin belki de binlerce katıdır. Fakat bunun çözümü konusunda, hükümetin, devletin çaba göstermesi bir yana, çaba sarf eden, bu konuda gönüllü olarak
kampanyalar yürüten sivil toplum örgütleri ve kadın örgütleri üzerinde devlet baskı oluşturabiliyor. Gözaltı, tutuklama baskısıyla u çalışmaları engellemeye yönelik bilinçli bir politik tavır sergilenebiliyor" diye konuştu.

"BAŞBAKAN, KENDİSİNİ BAŞBAKAN YAPAN SİİRT'E GİTMELİ"

Başbakan Erdoğan ve Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'nun 'bu olayı medya abartmasın' dediğini belirten Demirtaş, şöyle konuştu:

"Ben tam tersini ifade ediyorum. Bu olay Türkiye'de kıyameti kopartacak bir olaydır. Sayın Başbakan medyayı suçlayacağına, kendisini başbakan yapan ile bir an önce gitmeli, o çocuklardan özür dilemeli, o halktan özür dilemeli, o valiyi, emniyet müdürünü ve milli eğitim müdürünü derhal görevden almalıdır. Bu işi abartmalıdır. Bu öyle üstü örtülecek, görmezden gelinecek, birkaç kendini bilmezin üzerine yıkılacak bir olay değildir. İçinde okul müdürlerinin, öğretmenlerin, içinde esnafın, siyasetçilerin, kolluk güçlerinin olduğu bir tecavüz çetesinden söz ediyoruz. Siirt'i onuruyla birlikte teslim almaya çalışan bir tecavüz çetesinden söz ediyoruz. Bunu abartmayacaksınız da neyi abartacaksınız. Bu önemli değilse, şu Anayasa görüşmeleri mi önemlidir?"

Demirtaş, Genel Kurul'da görüşülen Anayasa değişiklik teklifinin ilk maddesinin kadın ve çocukların korunmasıyla ilgili olduğunu hatırlatarak, "Eğer AKP bu konuda samimiyse, Anayasa'da çocukların korunmasıyla ilgili değişiklik maddesini oradan geçiriyorsunuz, ama Siirt'te bebekler tecavüze uğruyor, çocuklar yıllardır cinsel istismar içinde kamu görevlilerinin de içinde bulunduğu bir çete tarafından sömürülüyor, Başbakan 'bu işi abartmayın' diyor. Anayasa görüşmeleri gerekirse askıya alınır, bütün siyasi partiler bir Meclis Araştırma Komisyonu oluşturur, Siirt'e gider, Siirt halkından özür diler. Meclis olarak, hükümet olarak bu konuda eksik kaldığımızı ifade eder, bütün Türkiye toplumu başta olmak üzere bütün dünya halklarına oradan, çocuk ve kadınların korunması hakkında devletin görevleri hatırlatılır. Demokrasiye inanıyorsanız, eğer demokratik bir anayasa inanıyorsanız Siirt orada. Bu iş ortaya çıktıktan sonra basını suçlamak da kolaydır. 2 yıl boyunca orada bunlar yaşanıyor ama Siirt Valisi çıkıp 'abartmayın' diyor.

Biz abartacağız Sayın Siirt Valisi. Siz, Siirt halkının kıymetini bilmiyor olabilirsiniz, nasıl bir ilde valilik yaptığınızı idrak etmemiş olabilirsiniz, hasbelkader oraya atanmış bir vali olabilirsiniz, ama bizler o halkın temsilcileri olarak bunun hesabını sizden soracağız, bunu bilmeniz lazım, buna inanmanız lazım" şeklinde konuştu.

"YİBO'LARLA İLGİLİ ARAŞTIRMA ÖNERGEMİZ REDDEDİLDİ"


Demirtaş, BDP olarak tüm sorumlulardan hesap sorulması ve teşhir edilmeleri için ellerinden geleni yapacakların belirterek, "Bir daha da hiç kimsenin aklından hayalinden böylesi bir istismar ihtimali dahi geçmemelidir. Bütün erkekler, eğer bu yaşanan trajedi karşısında isyan etmiyorlarsa, kendi insanlığından utanarak işe başlamalıdır. Türkiye'de yaşayan bütün erkekler öncelikle kendi insanlığını sorgulayarak işe başlamalı ve tepkisi ortaya koymalıdır. Kadına, çocuğa yönelik bu istismarın, şiddetin kendine insanım diyenler elini taşın altına koymayacaksa, Siirt'te trajedinin sorumlusudur" dedi.

Yatılı İlköğretim Bölge Okulları (YİBO) konusunda, daha bu olay ortaya çıkmadan, geçen hafta verdikleri Meclis Araştırması açılmasına ilişkin önergenin AK Parti oylarıyla reddedilmesini de çok manidar olduğunu ifade eden Demirtaş, "Bu nedenle eğitim sistemi başta olmak üzere, Türkiye'deki iktidar, egemenlik anlayışı, toplumun nereden nereye getirildiği konusunda sorgulanmaya muhtaç bir haldedir. Kimse Türkiye'deki eğitim sisteminin ve yönetim anlayışının değerler sistemini koruduğunu ve toplumun değerlerini beslediğini iddia edemez. Değerlerde büyük bir yozlaşma ve geri gidiş vardır" diye konuştu.

"TÜRKİYE'DE SAVAŞ VAR" TARTIŞMASI


TBMM Genel Kurulu'nda Anayasa görüşmeleri sırasında BDP Milletvekili Sebahat Tuncel'in 'Türkiye'de savaş var' sözlerinin ardından TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin'in gösterdiği tepkiyi de eleştiren Demirtaş, şunları söyledi:

"Halkın seçtiği bir milletvekili bu ülkede yaşanan bir sorunu tanımlarken, Meclis Başkanı'nın fikrine uymak zorunda mı? Meclis Başkanı gibi düşünmek zorunda mı? O kürsüde konuşan herkes Meclis Başkanı'na biat etmek zorunda mı? Meclis Başkanı'nın demokrasi anlayışı bu. Biz bu ülkede 30 yıldır yaşanan Kürt sorunundan kaynaklı çatışmaları savaş olarak tanımlıyoruz ve bunu tanımlarken de kimseye sormuyoruz. 'Meclis Başkanı ne düşünür, Başbakan ne düşünür, şuna uygun mudur, buna uygun mudur' demiyoruz. Reel
duruma bakıyoruz. 30 yıldın 3. Ordu, Hava Kuvvetleri Komutanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, 70 bin korucu, yüz binlerce milisle birlikte bir savaş yürüyor mu, yürüyor. 50 bin gencini kaybetmiş bu ülke, kaybetmiş. Halen kan akmaya devam ediyor mu, ediyor. 3 bin köy yakılmış mı bu savaşta, yakılmış. 17 bin kişi faili meçhul cinayetlerde katledilmiş mi, katledilmiş. Bunlar Meclis kürsüsünde üstten bakınca görülmüyor olabilir. Ama halkın içinde, Şırnak'ta pencereden bakınca, Hakkari'de bakınca, Dersim'den bakınca görülüyor bunlar Sayın Meclis Başkanı Orada bir savaş olduğu oraya gidince görülüyor. Siz kabul etmeyebilirsiniz, anlamayabilir, görmeyebilirsiniz. Ama bu savaşta evlatlarını yitirmiş 50 bin anaya nasıl anlatacaksınız bunu? Savaş yoksa nerede öldü bu insanlar?"

Demirtaş, 27 Nisan e-muhtırasının yıldönümü olduğunu da belirterek, Geçici 15. maddenin kaldırılmasıyla, 12 Eylül darbecilerinin yargılanmasının önünü açacağını söyledi. Demirtaş, "Peki 27 Nisan e-muhtırasını yapan general nerede? AKP'nin 1 trilyona satın alıp hediye ettiği makam aracıyla dolaşıyor kendileri. Ve AKP darbeci karşıtı bir söylemle allayıp pullayıp kendini kamuoyuna sunmaya çalışıyor. O tarihte 'bir darbeyle karşı karşıya olduğunu' söyleyen Başbakan, aynı generalle Dolmabahçe'de buluşup gizli görüşme yapabiliyor, protokol imzalayabiliyor" diye konuştu.

"ÇOCUKLARDAN AF DİLEYEYİM"

23 Nisan'da TMK mağduru çocukların Adana'dan Ankara'ya gelmelerine izin verilmediğini ve geceyi Pozantı'da nezarethanede geçirdiklerini anlatan Demirtaş, "Sizler görmek istemeseniz de bu halk kendi çocuklarını görüyor, sahipleniyor. O TMK mağduru çocukları, 23 Nisan kutlamalarına dahi katılmasın diye bir kez daha mağdur edip, aileleriyle birlikte gözaltında tutabiliyorsanız, yuh olsun size diyorum, yuh olsun. Böyle bir zihniyet varken çocukları affetseniz ne olur, affetmeseniz ne olur? Çocukları affedelim tartışması yaşanıyor. Ben tam tersini düşünüyorum. Çocuklardan af dileyelim. Sayın Bahçeli'ye önerimdir, çocukları affetmek yerine, çocuklardan af dilesin. Çocuklar bizi affetsinler. Biz bu ülkede çocuklara zulmü bu kadar reva gördükten sonra, çocuklara getireceğimiz bir af meseleyi çözmeyecektir. Bu yasalar olduğu sürece, cezaevlerini bugün boşaltsanız, bir hafta sonra yeniden dolacak" diye konuştu" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Samsun’da “Avrupa Film Günleri" Samsun Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) çatısı altında faaliyetlerini sürdüren Samsun AB Bilgi Merkezi’nin organizasyonu ile Samsun’da gerçekleştirilecek “Avrupa Filmleri Haftası”nın ikincisi 8 Mayıs günü başlıyor. Sinemaseverler etkinlik kapsamında, AB üyesi 22 ülkesinin 18 filmi, 8-12 Mayıs tarihleri arasına kadar Atakum’da bir AVM’de ücretsiz olarak izleyebilecek. Samsun Avrupa Birliği(AB) Bilgi Merkezi, Samsun Sinema Derneği ve bir kafe iş birliğinde “Avrupa Film Günleri" ikinci kez Samsunlu sinemaseverler ile buluşuyor. AB üyesi 22 ülkesinin 18 önemli filminin gösterileceği etkinlik, halka açık ve ücretsiz olacak. 8-12 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilecek olan ‘Avrupa Film Günleri’ 18 farklı film ile sinemaseverlere yine unutamayacağı anlar yaşatacak. Samsunlu sanatseverler, Avrupa Filmleri Haftası boyunca gösterimde olacak filmleri Atakum ilçesinde bir AVM’de ücretsiz olarak izleyebilecek. Hafta, 8 Mayıs Çarşamba günü saat 18.00’de Slovakya yapımı olan ‘Asla Asla deme” filmi ile başlayacak ve hemen ardından ise saat 20.30’da İtalya 2022 yapımı ‘Dante’ filmi izleyiciyle buluşacak. Sinemaseverleri etkinliğe davet etti Avrupa Filmleri Haftası’na ikinci kez ev sahipliği yapmanın heyecanını yaşadıklarını belirten Samsun TSO Yönetim Kurulu Başkanı Salih Zeki Murzioğlu, “1997 yılından bu yana Odamız çatısı altında AB Bilgi Merkezi’ne ev sahipliği yapıyoruz. Bu zaman zarfında Samsun AB Bilgi Merkezi olarak da onlarca sosyal ve kültürel etkinlikler düzenledik. Yine çok özel bir etkinlikle gişelerde bulamayacağımız Avrupa filmlerini, halkımızla buluşturacağız. AB Türkiye Delegasyonu, AB Üye Ülkeleri Büyükelçilikleri, AB Ulusal Kültür Enstitüleri ve AB Bilgi Merkezlerinin iş birliğiyle düzenlenmekte olan Avrupa Film Günleri, 15 Nisan’da Ankara’da ve 29 Nisan’da İstanbul’da gerçekleştirilen gala geceleriyle illerde başladı. Seçkin filmlerin yolculuğu Samsun’un da aralarında bulunduğu Antalya, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Eskişehir, İzmir ve Trabzon’da devam edecek. Geçen yıl sonbaharda büyük başarı ile tamamlanan Avrupa Film Günleri etkinliğinin ardından bu etkinliğin de başarılı olacağını düşünüyoruz. Biliyoruz ki sinema evrensel bir dildir. Etkinliğin Avrupa ve Türkiye arasında sürdürülebilir kültürel diyaloğa katkı sağlamasını umut ediyoruz. Tüm sinemaseverleri etkinliğimize davet ediyorum” dedi. Bu yıl gösterimdeki filmler: Bulgaristan’dan “Tüm Çıplaklığı ile Jiguli Grubu”, Danimarka’dan “Viborg Güzeli”, Estonya’dan “Ufuktaki Savaş”, Finlandiya’dan “Eli Kulağında”, Fransa’dan “Sönmüş Hayaller”, Hollanda ve Almanya’dan “Kuaför Romy”, İspanya’dan “Ramona”, İsveç’ten “Ben Zlatan”, İtalya’dan “Dante”, Malta ve Kanada’dan “Carmen”, Litvanya’dan “Göz Kırpmayı Unutma”, Macaristan ve Almanya’dan “Zarif”, Polonya’dan “Köylüler”, Portekiz, İspanya ve Fransa’dan “Büyükbabamın İblisleri”, Romanya ve Çek Cumhuriyeti’nden “Mikado”, Slovakya’dan “Asla Asla Deme”, Slovenya, İtalya ve Hırvatistan’dan “Suçsuz Adam”, Yunanistan’dan “Domatesler Wagner’le Tanışınca.
İstanbul Sancaktepe’de Hıdırellez coşkuyla kutlandı Orta Asya’dan Balkanlar’a kadar geniş bir coğrafyada baharın gelişi olan Hıdırellez, Sancaktepe’de coşku içinde kutlandı. Sancaktepe Belediyesi tarafından Paşaköy Mahallesi’nde Hıdırellez Şenliği düzenlendi. Etkinlikte çuval yarışı, mendil kapmaca, ağızda yumurta taşıma, uçurtma şenliği gibi birçok etkinlik yapılarak yediden yetmişe herkes doyasıya eğlendi. Hıdırellez etkinliğine Sancaktepe Belediye Başkanı Alper Yeğin’in yanı sıra, Sancaktepe İlçe Kaymakamı Ahmet Karakaya, CHP İlçe Başkanı Emre Yılmaz, Sancaktepe Belediye Meclis Başkanı İlknur Ünlü, Sancaktepe CHP Meclis Üyeleri, muhtarlar ve tüm Sancaktepe halkı katıldı. Hıdırellez Şenliği, Başkan Alper Yeğin’in ateşi yakmasıyla başlarken, çocuklar ve aileleri çalan müzik eşliğinde doyasıya eğlendi, bazı vatandaşlar yanan ateşin üzerinden atladı. Hıdırellez şenliğinde konuşan Sancaktepe Belediye Başkanı Alper Yeğin, "Biz de baharı coşkuyla karşılıyoruz. Uzun yıllardır bu bölgede yapılmayan bir etkinliği yapıyoruz. Hıdırellez şenlikleri. Özellikle Sancaktepe’nin bütün bölgelerinden komşularımız burada. Paşaköy’de yapılmasının bir anlamı var çünkü yıllar önce geleneklerine uygun olarak Paşaköy’ümüzde yapılıyordu. Tekrar bir geleneği yerine getireceğiz" dedi. "Hıdırellez, baharın gelişini müjdeler" Başkan Yeğin, "Bizim bu etkinliği yapmamızda en büyük pay sahibi, emek sahibi, fikir sahibi olan Paşaköy muhtarımıza teşekkürü borç biliyorum. Bizi geçmişe götürdüğü için, sizlerle buluşmamıza vesile olduğu için kendisine teşekkür ederim. Saydığımız bu coğrafyaların kışları ağır geçer. Uzun geçer. Ve doğa sanki bir daha hiç uyanamayacakmış gibidir. İnsanların umutlarından tükendiği bir anda derler ya her kışın sonu bahardır. Hıdırellezde baharın gelişini müjdeler. Bu müjde öyle büyük bir müjdedir ki; baharla birlikte insanların umutlarını büyütür. Değişen doğa insanlara nimetler sunar. İnsanlar doğaya sunduğu bu nimetlerden dolayı minnetini gösterirler. Baharı karşılarken en güzel kıyafetlerini giyerek böyle renkli şenlikler yaparlar. Yemekler yapılır, birlikte yenilir, oyunlar oynanır. Ve baharın gelmesiyle doğanın sunduğu nimetlerden dolayı dilekler için adaklar adanır" şeklinde konuştu. "Gelenekleri yaşatmak için elimizden geleni yapacağız" "Bugünden sonra da Hıdırellez’lerde sizlerle bir arada olup dualar etmeye devam edeceğiz" diyen Başkan Yeğin, "Bu topraklarda atalarımızdan emanet ne varsa yardımlaşmayı, dayanışmayı, sevgiyi ve saygıyı, hoşgörüyü ve bütün değerleri yaşatmak için bir araya geleceğiz. Bugünün önemine uygun olarak kınalı kuzular getirilmiş. Gül fidanlarımız dikilmiş. Çömlekten dileklerin çekildiği, ateşten atlandığı, hayvanların kuzuların kına ile meralara salındığı pek çok yaygın gelenek var. Bunların bir kısmını ne yazık ki zamana yenildi. Ama yaşatmak için elimizden gelen bütün imkanları kullanacağız. Kutlamaların başlangıcında gündüz vakti çocuklarımızın eğlenceleri vardı. Çocuklarımızı mutluluğunu görmek bizi de mutlu ediyor. Çocuklarımız bizim baharımız. Bahar gibi onlar da bizim umutlarımızı canlandırıyor. Sancaktepelilerin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini, hemşeriliğini yaşatmak için elimizden gelen bütün imkanları seferber edeceğiz" dedi. Etkinlik hakkında konuşan Aslı Çetinkaya, "Bu etkinlik için Alper Başkan’a teşekkür ederiz. Çok güzel bir etkinlik düzenledi. Ailecek buradayız. Ailecek katıldık. Çocukları şenlendirdiği gibi büyükleri de şenlendirdi. İyi ki Alper başkan. Haydar başkana teşekkür ederiz." dedi.
İstanbul İstanbul’da sokakta yumruklu kavgalar kamerada: Kadın aldığı darbeyle yere düştü Şişli’de iki grup arasında çıkan kavgada bir kadın, aldığı darbelerle yerde kaldı. Kağıthane’de sokak arasında iki kişi arasında çıkan kavgayı polis güçlükle ayırabildi. Pendik’te ise iki grup cadde ortasında tekme ve yumruklarla birbirine girdi. O anlar vatandaşların cep telefonu kameralarına yansıdı. İstanbul’un çeşitli ilçelerinde sokaklarda ve caddelerde yine sinirler gerildi. Bazı vatandaşlar arasında kimi zaman küfürleşme, kimi zaman da başka nedenlerle kavga çıktı. Şişli Halide Edip Adıvar Mahallesi’nde yaşanan kavgada iki grup henüz bilinmeyen bir nedenle tartışmaya başladı. Tartışmanın alevlenmesiyle şahıslar tekme ve yumruklarla birbirine girdi. O esnada kavgaya dahil olan bir kadın ise aldığı darbelerle yere düştü. Yerden kalktıktan sonra küfür ederek saldırmaya devam eden kadın güçlükle sakinleştirildi. Yaşananlar bir vatandaşın cep telefonu kamerasına yansıdı. Gençler zorlukla ayrıldı Kağıthane Şirintepe Mahallesi’nde iki kişi arasında bilinmeyen bir nedenle kavga çıktı. Çıkan kavganın seslerini duyan esnaf ve arkadaşları olay yerine gelerek gençleri ayırmaya çalıştı. Çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine polis ekipleri geldi. Ekiplerin uzun süre mesai harcaması üzerine sinirli gençler güçlükle sakinleştirildi. O anlar bir vatandaşın cep telefonu kamerasıyla kaydedildi. Cadde ortasında tekmeler konuştu Pendik’te ise iki grup arasında cadde ortasında tekme ve yumruklu kavga çıktı. Araç trafiğinin ortasında yaşanan kavgaya sürücüler kornalarla tepki gösterirken, gençler o esnada yumruklaşmaya devam etti. Çevredekilerin müdahalesiyle kavga daha da büyümeden sonlandırıldı. O anları bir kişi cep telefonu kamerasıyla kaydetti.